reampage Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 "Ama şuda var bunlar toplumun kabul ettiği düzeyde legal uyuşturucular" Yapay mutluluk kimisi cidden sorunlu kimisi sorununu kendisi yaratıyor. İçip içmemek konusunda tavsiye vermek doğru değil antidepresanları ama genel olarak karaciğeri kollamakta fayda var. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 abi milletle ilgilenmiyorlar ki bi de. "neyin var. he al bunu eyvallah güle güle" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reampage Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 İşte zaten doktorların olayı o abi adam hastalık hastası adamla hakketen hasta adamı zınk diye ayırt edebilio bu konularda e tabi direk yüzüne sen iyisin olur böle arada diyemio. Minimal yan etkisi olan placebo ayarında bi hap verip yolluo. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reampage Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 sonra bizim milletmizide bebek aspirinleri çakıp çakıp oh mutlu oldum dio dogum kontrol hapı olm onlar sizi yiolar sdfj Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 yok be bi sürü eleman var, adamlara saçma sapan ağır ilaçlar verilmiş. tr sigorta sistemini muhteşem bir pointer dog'a çevirmiş olman ise ayrı bi güzellik. adam kokluyor ve "HEY BU İYİ" diyor. yanlış tedavi bizde yaygın değil çünkü. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reampage Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Bizde kontrol yoktu reçete olayında ki yavaş yavaş başlıyor artık çoğu ilacı ödemiyor sigorta sadece antidepresanlar değil nsaiiler felan, Eskiden avuç avuç yazılan reçeteleri şimdi bir iki kutu max. ödüyor Bunlar pozitif reformlar sağlık sektöründe fakat işte bu ülkenin insanının sindirim sistemi çok yavaş adaptasyon çok zor. Doğrusuda bu zamanında fellik fellik doktor kovalayan ilaç şirketi represantları şimdi hastanelere ajan gibi giriolar güvenlik yakalarsa tutanak tutuluo hemen. Ben 2-3 sene çalıştım sağlık sektöründe o MSDler Glaxolar felan zamanında kendi ilaçlarını yazıp kotasını dolduran doktorlara ne hawaii tatilleri ne yılbaşı sepetleri gönderirlerdi şimdi tabi kalmadı öle şeyler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Devlet hastahaneleriyle olacak işler değil bunlar. Devlet hastanesindeki doktor ne kadar iyi olsa da, muayene için gerekli ortam yok. Bi hastaya 10 dk ayıramıyor bile. Ayrıca tam sen derdini anlatırken 40 tane hasta dalıyor içeriye. Devlet hastanelerine ancak ilaç yazdırmaya gidilir yani psikiyatri için. Özel de her bütçeye uygun değil. Ben tek seansa 250 kağıt bayılıyorum, totalde 3 seans gittim şu güne kadar. Ha memnun muyum, inanılmaz memnunum doktorumdan. Tedavim de çok güzel gidiyor. Ama durumum olmasaydı çok zordu. Allah parası pulu olmayanların yardımcısı olsun cidden. Çok zor işler. -- İlaçlar konusunda tekrar bi iki cümle etmek istiyorum. Yeni nesil antidepresanlar uyuşturmuyor. Sahte mutluluk da vermiyorlar. Sahte mutluluk veren ilaçlar anksiyolitik ilaçlardır. Xanax mesela en çok bilinenlerindendir. Bunlardan da korkmamak lazım ama bağlanmamak da lazım. Ben 1 ay kullandım düşük dozda, bırakırken çok da sorun olmadı. O 1 ay kullanmamış olsaydım çok zor geçerdi tedavinin başlangıç aşaması, belki de inancımı o günden kaybederdim. Ama yardımcı oldu, ve bitti. Aklıma bile gelmiyor şu an mesela. Sizi asıl gerçek mutluluğa yönlendirecek ilaçlar antidepresanlar. Bunlardan da dediğim gibi kaçmak çok gereksiz. Hem yan etkileri az, hem bağımlılık yapma olayları yok, hem de tedavi ediciler. Kişinin birşeyleri kendi kendine telkin yoluyla çözmesi çok güzel bişey ama çok zor bi yöntem. "Ben kendimle konuşarak kendimi tedavi edebilirim" diye düşünmek temelde güzel bi yöntem olsa da hayvan gibi bi irede ve güç gerektirir. Çoğu zaman kişi bunu yapabildiğine inanır ama aslında sadece hastalıktan kaçıyordur. Başarabilen çok azdır bunu. Beyin çok güçlü bi organ. Gün gelip de beyin kontrolü ele aldığında, sizin onu alt edebilmeniz için ondan daha güçlü olmanız lazım. Hastalık durumu içerisinde bu çok zor oluyor. Zaten beyin de durduk yere size meydan okumuyor. Onda da bozulan birşeyler var, o yüzden bu durumlar ortaya çıkıyor. Siz ise savaşı beyne karşı sürdürerek başarıya ulaşacağınızı sanıyorsunuz, ama beynin daha derinlerindeki biyolojik bozukluğu es geçiyorsunuz. Psikolojik rahatsızlıkların temelinde beyindeki bazı maddelerin salgılanma sistemindeki bozukluklar var. Siz "ben bu hastalığı ilaçsız yenicem!" diyorsunuz ama bozulan beyin kimyasını bu şekilde düzeltmek çok zor bi iş. O yüzden ilaç kullanmaktan kaçmamak gerek hızlı bi tedavi için. Haziran başından beri ssri kullanıyorum, günde 10 mg. Çok hafif bikaç yan etki dışında -onlar da ilk 1 hafta meydana gelip sonra geçiyorlar- hiçbir problem çıkarmadı. Tedavi ise gayet iyi. Haziran ile bu gün arasında size anlatamayacağım kadar büyük farklar var. İlaca başlarken ben de düşündüm evet "ben aciz miyim, ilaçsız yenemez miyim, durumum o kadar mı kötü?" diye, ama boşuna dramatize etmişim olayı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
reampage Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Zaten 5 sene önceki ilaç prospektüsleri şimdikiler bile çok farklıdır. Zamaında FDA bu kadar bastırmıyordu USde şimdi prospektüs değişmese bile ilaçlar hakkında güncelemeler yayınlıolar kendi bünyelerinde ve şirketleri prospektüsleri güncelleme konusunda sıkboğaz ediyorlar artık çok daha bilgilendirici yan etki konusunda ilaçlar. İlaç konusunda tavsiye kesinlikle doktor işidir çünkü normal vaziyetlerde çok hafif gözüken yan etkiler bilinmeyen bir hastalığı yada farklı olan tahlilleri olan kişilerde sorun olabilir misal karaciğer enzimi yüksek yada migde problemi olabilir. Aspirin bile almadan evvel doktor tavsiyesi almak önemli bence. Doktorlara güven konusunda yada özel sağlık kurumu ile devlet kurumu arasında ki farkda ben özel sağlık kurumları taraftarı değilim hem doktor kalitesi açısından hemde tutum açısından buna karşı çıkabilicek çok fazla insan var evet. Ama şu varki tam gün yasasından sonra üni hastenelerinde kalan hoca saysızı çok azaldı ya emekli olanların hepsi muaynanesine geçti yada özele geçti (ticari olarak zararlı oldukları için) sadece gençler ve emekliliği yakın hocalar ve uzman doçlar kaldı ki yine özele geçen çok. Benim görüşüm sağlık sektöründe ticari kaygı olması yanlış, her ne kadar edilen hipokrat yeminleri vs vs. olsada Devlet ünileriden ki hocaların hastadan hiç bir beklentisi yok ( reçete olarak vardı onudna önüne geçildi) Evet kalabalıktan doğan sorunlar bölgesel yetersizlikler var tabi ki bunun çok dezavantajı var ama halen bir universite hastanensinin hocalarının kalitesini özeller yakalayabilmiş deil. Birde farklı doktor tavsiyesi almak önemlidir. Bunlar sadece piskolji bölümü için değil her bölüm için geçerli ve şuda varki Seagle yukarda bahsetmiş, doktor ile olan etkileşim güven çok önemli faktör ister özel olsun ister devlet hastasını dinlediğini hissetiren doktor piskolojik olarakda hastada bir rahatlama ve güven doğuruyor buda zaten tedavinin ilk adımı. Bu tür rahatsızlığı olan herkeze geçmiş olsun ama ilaç kullanmadan evvel ister özel ister devlet mutlaka danışın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
coco Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 buradan yetkililere sesleniyorum ve psikiyatrist olacakların hepsinin tus'tan da önce yetenek sınavına tabii tutulmalarını talep ediyorum!!! ve sen sayın psikiyatrist! empati kur önce, sempati, içinde varsa olur konuşmak her zaman kolay olmuyor. karşında çekinmeden susmama izin ver ve sürekli saatine bakma, karşında zaman hırsızı yok ruh hastası var muhabbet için meyhaneye giderim ve vaktin nasıl geçtiğini inan bilemezsin benimle paylaştıklarını beni tanıyanlarla paylaşma paylaşmak isteseydim bunu ben yapardım anlayışlı ve sabırlı ol, olamıyorsan mühendis ol, makinelerin ruhu yoktur felsefeden anla, tüm deliler karabasana tutulmuş kasabalı değil kaldı ki kasabalıların da kültürel baskılar altında geliştirdikleri felsefeleri ve korkuları var dolayısıyla sosyoloji bilgini tazele, toplumlar değişiyor, bilim ilerliyor ilacı da yapan insan, beni beş dakika içinde anladığını sanıp hayatıma mal olacak maddelere mahkum etme bende bastırmaya çalıştığın bir duygu için verdiğin ilaç başka bir gömüyü ulu orta etmesin beni biliyormuş gibi bakma yüzüme HİÇ BİR ŞEY BİLMİYORSUN, sana anlatabildiklerim sadece senin izin verdiğin kadarıdır ve bana izin vermiyorsun, güvenmek isteyerek geldiğim ama koşarak uzaklaştığım oluyorsun beni yaralarımla çırılçıplak bırakıyorsun “sorun yaratan mevcut koşulları ortadan kaldır” türünde önerilerde bulunma! bu o kadar kolay olsaydı hemen orada seni ortadan kaldırırdım canımı sıktın çünkü… hem neden beni topluma kazandırmayı amaç ediniyorsun? bana beni kazandır ki kazanılacak bir toplumun olmadığı dünyada kendimi koruyabileyim neden bana geliyorsun diye sorarsın şimdi, kalın kafalı nereye gideyim sana da gelemeyeceksem, psikiyatri öldü mü? haaa klinik vakaların var senin, patolojik, kalıtımsal falan, kayışı hepten kopmuş olanlar “anormal” koduyla mümessil yadigari kalemle üstünü çizdiğin yani reçeteleri hazır kaşe, ama ya dışarıdakiler… hakkınızı yemiyeyim aranızda çok iyiler varmış, işte onlar yetenekli olanlar, fakat tuhaf olan, benim hiç onlardan birisine rastlayamayışımdır. hem yetenekli psikiyatr hem de iyi borsacı mı oluyorlar acaba, çoğumuzun onları görecek parası olmuyor da o sebepten… görünmeze dokunmayı bilen eller özel olmalı “anlak” dediğimiz şey yargılama yetisi ve buna uşaklık eden “yetenek” bunun için önemli… ohhh be! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 said: anlayışlı ve sabırlı ol, olamıyorsan mühendis ol ben anlayışlı ve sabırlıyım! mühendisler olarak seni kınıyorum! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Makinelerin ruhu yok denmis, ayip ayip! Gayet de var. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
coco Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 daha yazarken bu söylemin dokunacağını bildim. kınama beni. ne yazarsam birine dokunacak. en azından mühendisleri seviyor ve anlıyorum ben oyüzden yüksek analitik düşünce yeteneğinize ve anlayışınıza şahsen sığınarak yazdım onu oraya. teknik bir olgu olarak bak lütfen. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
senko Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 coco said: anlayışlı ve sabırlı ol, olamıyorsan mühendis ol, makinelerin ruhu yoktur eyw... :( Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sparkcaster Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 abi ne kadar tırt dertleriniz var ya Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Murray Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Yaklaşık 1 sene olacak, prozac 20 mg şurup kullanıyorm. Pek bir etkisi yok, dozajı düşük olduğundan olabilir. Obsesif bozukluk değil obsesif kişilik var bende de. Deliricem, etrafıma zarar vereceğim korkusu vardı. Şimdi bu korku o kadar saçma ki. Ama işte yaşayanın hayatını mahvediyor. İnançsız biriyim ben ama şöyle düşünün. İnançlısınız, ibadetinizi yapıyorsunuz ama aklınıza aynı fırat karikatüründeki gibi allah hakkında pis, garip, ürkütücü fikirler geliyor. Gerçekten eziyet. Kesinlikle ilaç kullanılmalı ve doktora gidilmeli. Ama en önemlisi şunu bilmeli; ne ilaçla sadece olacak iş ne de kendi başına... İkisi ile birlikte yeneceksiniz bu takıntıları. Sizin yaptığınız pozitif düşünme eylemi dahi beyinde kimyasal salgılara sebep oluyor. Bu yüzden ki takıntılarınız sizinle değil siz takıntılarınızla dalga geçerseniz kurtuluyorsunuz bu hastalıktan. Özet: beyne kimin boss olduğunu gösterin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
coco Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 son cümle süper. aslında genel olarak olmakla birlikte sosyal fobi tedavi sürecinde uygulanması gereken yöntem psikoanaliz ile eş zamanlı/güdümlü(!) psikolog + ve ilerleyiş süreçleri > psikiyatri hatta psikiyatri süreçte süpervizör olmalı. çünkü enzimleri ya da salgılanması gereken kimya yı psikiyatr belirliyor/belirlemeli - öğretim gereği. ama ne olur ise olsun sonuç odaklı/başarılı bir tedavi süreci için olguya sebep olan detaylar doğru analiz edilmeli ki doğru kimya reçetesi uygulanabilsin. çok önemli, çünkü: yeniden ayar verilen senin kimya ve nöroloji sistemin. + yeni emirler (zihne) bu uygulamalar var bu arada, istanbul ve ankara da - benim rast geldiğim- üniversite hastanelerinde. e: bi de GATA'da. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
barnacle Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 o değilde psikolog/psikiyatr fantezisi ne güzel şey ya. sırf bunun için bi dönem gitmeyi düşnüyorum. OLUR BELKİM. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fistan Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 'psikolojim bozuk' hala prim yapiyor mu lan Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
balon Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 ben hep öyle geziyorum bakıyo kızlar. sempatik oluyo Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SeaGle Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Kızlar bakıyo mu bilmem de, 3 dk'lık bi panikatak sırasında öyle şeyler yaşayabiliyosunuz ki bütün mahalle bakabiliyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Soris Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Kasım 7, 2012 coco arkadaş bu doymuş yağların sinir sistemine beyne çok yararı var değil mi? ben öyle biliyorum da. mesela coconut oil olsun otlayan hayvanın tereyağı olsun avakado veya kuruyemişteki yağ filan olsun? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tiLi Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 http://www.youtube.com/watch?v=vnKZ4pdSU-s&feature=share Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
bingildak Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 dayum son Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenn Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Bu panik ataklar, hayali varlıklarla konuşanlar, kutu kutu ilaca bağımlı olanları anlayamıyorum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
axedice Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 3, 2015 Ben de şu kanser olanlara anlam veremiyorum. Benim geçirdiğim en ağır hastalık grip Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar