Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Obsesif kompulsif takıntılar ve sosyal fobi


Alcest

Öne çıkan mesajlar

lemuria said:

Giovanni said:

Lemuria bu da obsesif kompulsif bir bozukluk. Kesinlikle eminim ve bir psikiyatrla gorusmen lazim. Psikolog falan degil yalniz psikiyatr (ciddiyim).

o.O sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim?
peki tedavisi hakkında bilginiz var mı? kullandıkları ilaçlar yatıştırıcı etki gösteriyorsa mesela kullanamam bu zarar verir işime. proje yaparken kafası high bi yönetici istemez hiç kimse.
ya da ister mi? heh


Bence bu sikintidan kurtulmanin yolu oldugunu ogrendigin icin sevinmelisin. Abi bir seyin yok aslan gibisin diyenlere aldirma sen. Belli ki bahsettigin sorun rahatsizlik verici. Neden cekesin? Hem ilerde baska takintilara dogru genisleme ihtimali de var. Kendi haline birakma. Psikiyatrlar once hafif bir ilac verip seni daha saglikli dusunebilme platformuna getiriyorlar. Ama aslinda o asamada mucizevi bir sekilde takintilarin yokoluyor. Terapi olacak kivama getiriyorlar. Daha sonra terapi olman lazim.

Nasil baska rahatsizliklar icin doktora gidiyoruz bunun da bir doktoru var. Bazen beyindeki bir kimyasal eksikligi dahi boyle seylere sebebp olabiliyor. Illa ben ruh hastasi degilim gitmem diye dusunme.

Ilaclar kesinlikle high falan yapmiyor haha hic ama hic alakasi yok. Hic bir sey hissetmeyeceksin bile. O arkaplanda duzeltiyor. Ama olumlu etkisini cok net gozlemleyeceksin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

çok feci özgüvenin kırılmış zamanında bir daha da toparlayamamışsın anlaşılan. bunu yenmenin yolunu da belli. bunları denemeden ilaçlarla "idare" edersin ancak daha fazlası olmaz.

- okula devam et, herkesle yeniden tanış ellerini sıkarak
- gördüğün bakkala gir bütün ekmekleri elle, sonra bir şey almadan çık git.
- sokakta gördüğün ilk kıza iltifatlar yağdır.
- çalmasını bilmediğin bir müzik aleti al ve bir topluluk önünde bunu istediğin gibi çal, sesler çıkar ta ki sahneden zorla indirilene kadar ve sonra kendinle gurur duy.
- yapabiliyorsan nudist camp bul ona katıl bir hafta.
...
buna benzer şeyler yap hayal gücüne kalmış artık.

hepsi ciddi öneri ben ilaçla (illegal olmayan) özgüven kazanılacağını sanmıyorum.


Nasil herhangi bir tibbi soruna burda atip tutmayi ezberden tedavi onermeyi dogru bulmayiz, bu anlattiklarin da iskembeden sallama seyler. Bilincsizce yapilan bu tarz hareketler hastayi kotulestirebilir. Intihara bile surukleyebilirsin. Dikkatli olmak lazim. Rastgele arkadaslarimizla karistirmamak lazim. Okudugum kadariyla adam ciddi tedavi isteyen bir vaka.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Abi adamı zorla bağlayıp nudist plajına bırakın demiyorum :D Kendi isteğiyle gidip neden intihara sürüklenecek ki. İstemiyorsa yapmaz zaten. Bakkala fiyat sordu, ekmeğe elledi diye intihar mı edecek.

Topluluk önünde konuşma fobisi olan adam topluluk önüne çıkıp (kendi isteğiyle) konuşarak bu sorunu halledecek başka yolu var mı ki. Bunu hiç yapmadan/yapamadan bu sorunumu hallettim diyebilir mi? Benim önerim buydu. Sen yanlış anladın biraz. :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

throine said:

Abi adamı zorla bağlayıp nudist plajına bırakın demiyorum :D Kendi isteğiyle gidip neden intihara sürüklenecek ki. İstemiyorsa yapmaz zaten. Bakkala fiyat sordu, ekmeğe elledi diye intihar mı edecek.

Topluluk önünde konuşma fobisi olan adam topluluk önüne çıkıp (kendi isteğiyle) konuşarak bu sorunu halledecek başka yolu var mı ki. Bunu hiç yapmadan/yapamadan bu sorunumu hallettim diyebilir mi? Benim önerim buydu. Sen yanlış anladın biraz. :)


Oglum neblim oyle vakalar duydum ki cunki gercekten hekim tanidiklarim var hic belli olmuyor. Belki de su an bu sekilde ustune gidecek halde olmayabilir henuz ya da gitmemesi gerekebilir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

geçmişteki bi olayın özgüveni parçaladığını falan yazmışsınız ya. bende de böyle bişe var. kızlarla olan ilişkilerimde sorun yaşıyorum.

anlatayım
ilk defa ortaokulda aşık oldum(sanırım). ve bu lise sona kadar üni hazırlığa kadar sürdü. çekingenliğimden kaynaklıydı galiba, yaklaşamamıştım kıza. ayrıca kızla uzaktaaaan akrabaydık ve aynı çevrede oturuyoduk.onun da bi etkisi vardı belk.
neyse üni hazırlıkta bi iki olay oldu ve yeterince samimileşmiştik. sonrasında kıza durumu açıklayınca "korkuyorum" cevabı aldım. dünyam yıkıldı sandım. sonrasında bazı olaylar oldu en son beni görürsen selam bile verme dedim. naptığı belli değildi. not:kızın da beni sevdiğini/benden hoşlandığını biliyorum.

çok hoşlandığım başka bi kızdan da "arkadaş olarak görüyorum" gibi bi cevap aldım.

benzer bi iki olay daha yaşadım. artık ne zaman birinden hoşlansam bu da diğerleri gibi olacak vs diye geçiyo. hoşlansam da pek yaklaşamıyorum, herkesle kurduğum muhabbeti kuramıyorum. mallaşıyorum kısaca.

Kojiroh un dediği " Bi şeyi nasıl yaptığının ne gibi sonuçlar doğuracağını, bu sonuçların insanların senin hakkındaki düşüncelerini ne yönde etkileyeceğini düşünüp kendini yiyosundur muhtemelen" tarzı bir durumum var.

bende de mi var şimdi bu şeyden? ne yapmak gerek nasıl aşılabilir?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Reddedilme korkusu işte.
Tıpkı senin durumunda birini tanıyorum grup terapilerine gitmişti faydasını görmüştü. O dediğim kişi bırak senin gibi olmayı kızlarla konuşurken gözlerini kaçırmadan edemiyordu. Şu the big bang theory'deki hintli eleman gibiydi. :D

Öz güven eksikliğinin, reddedilme korkusunun ilacı yok abi. Destek gruplarına, grup terapilerine devam edip artık biraz da kendi çabanla aşacaksın.

Edit: eleman en son bildiğime göre avusturyalı biriyle nişanlanmıştı. :D işe yaramış yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Suark said:

geçmiş olsun,ilaç falan kullanma saçmlamama.
psikoloji psikyatri güzel şeyler ama tedavi için deil.

bi sopaya ihtiyacın var aslında senin, ama tabi o olmayacak artık çok geç.

Biraz zor durumda kal, o şeyleri aşmak zorunda kal; aşarsın np.

bu tarz sorunların hepsi aslında "rahat batıyo" sendromudur. Cidden bak


Yine cahilce yapılmış bir yorum. İlaçlar hakkında genelde sokak ağzıyla konuşulmuş geyiklerden öte bir şey değil şu anti-antidepresancılık oynamak.

Obsesif-kompulsif bozukluk denilen hastalık bir kere beynin kimyasal yapısının bozulmasından kaynaklanıyor tıpkı diğer zihinsel hastalıklar gibi. Depresyonu geçtim, günlük yaşantımızda yaşadığımız en ufak stres patlamalarının bile beyinde kimyasal bir sebebi ve sonucu vardır.

Obsesif-kompulsif bozukluk, obsesif-kompulsif kişilik (mükemmeliyetçi kişilik), panik atak, depresyon, anksiyete bütün bunlar beyinde serotonin ve bir çok kimyasal dengenin bozulmasından kaynaklanır.

Evet bu kimyasalları bozan durum, insanın hayata bakış açısı, yaptığı eylemler, nasıl büyütüldüğü, nasıl davrandığı ne kadar kendinin farkında olduğu, ne kadar sağlıklı algılayabildiği ile alakalı ancak insanlar bunu düzeltme yeteneklerine sahip olsalardı zaten düzeltebilirlerdi kendiliğinden.

Ama insanın bilinçaltı gibi uçsuz bir çöplüğü varsa, öyle rahatı törpüleyerek bu sorunları geçiremezsin. Nasıl bir "delirme", "kontrolümü kaybedip çevreme zarar verme" korkusunu yaşadığımı ben biliyorum. İnsanı kahreden bir durum bu. İnternette özellikle panik-atak forumlarında böyle bir çok insanın sıkıntı yaşadığını görürsünüz.

İşi, ailesi olan insanların bile zamanla bu rahatsızlıkları geçirip, kendi kızıma zarar veririm diye gece yarıları arkadaşlarını arayıp "beni odaya kapat ne olur" diye yalvardıklarını okudum internette. Bir başka kişinin ailesine, çocuğuna zarar vermekten korktuğundan, evdeki tüm kesici aletleri kaldırdığını okumuştum.

Bunun sebebi endişe-kaygı bozukluğudur.

Yapılması gereken basit. İnsan özellikle titiz yetiştirilmişse, bilinçaltında çocukluktan kalma korkular yaşıyorsa, hayatını bazı şeylere adıyor ve o şeylere oldukça fazla önem veriyorsa, endişe-kaygı bozukluğu, okb, panik atak, depresyon yaşayabilir.

Önemli olan kontrolü tekrar ele alabilmek. Konuyu açan arkadaş, kendi durumunun bir kere farkında. Kendi durumunun farkında olması bile onun için bir avantaj. Ancak düşmanı tanımak onu yenmek için yeterli değil.

Bu yüzden yapması gereken, bir doktora düzenli olarak gidip, hayatının dizginlerini tekrar ele almak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Murray said:

Suark said:

geçmiş olsun,ilaç falan kullanma saçmlamama.
psikoloji psikyatri güzel şeyler ama tedavi için deil.

bi sopaya ihtiyacın var aslında senin, ama tabi o olmayacak artık çok geç.

Biraz zor durumda kal, o şeyleri aşmak zorunda kal; aşarsın np.

bu tarz sorunların hepsi aslında "rahat batıyo" sendromudur. Cidden bak


Yine cahilce yapılmış bir yorum. İlaçlar hakkında genelde sokak ağzıyla konuşulmuş geyiklerden öte bir şey değil şu anti-antidepresancılık oynamak.

Obsesif-kompulsif bozukluk denilen hastalık bir kere beynin kimyasal yapısının bozulmasından kaynaklanıyor tıpkı diğer zihinsel hastalıklar gibi. Depresyonu geçtim, günlük yaşantımızda yaşadığımız en ufak stres patlamalarının bile beyinde kimyasal bir sebebi ve sonucu vardır.

Obsesif-kompulsif bozukluk, obsesif-kompulsif kişilik (mükemmeliyetçi kişilik), panik atak, depresyon, anksiyete bütün bunlar beyinde serotonin ve bir çok kimyasal dengenin bozulmasından kaynaklanır.

Evet bu kimyasalları bozan durum, insanın hayata bakış açısı, yaptığı eylemler, nasıl büyütüldüğü, nasıl davrandığı ne kadar kendinin farkında olduğu, ne kadar sağlıklı algılayabildiği ile alakalı ancak insanlar bunu düzeltme yeteneklerine sahip olsalardı zaten düzeltebilirlerdi kendiliğinden.

Ama insanın bilinçaltı gibi uçsuz bir çöplüğü varsa, öyle rahatı törpüleyerek bu sorunları geçiremezsin. Nasıl bir "delirme", "kontrolümü kaybedip çevreme zarar verme" korkusunu yaşadığımı ben biliyorum. İnsanı kahreden bir durum bu. İnternette özellikle panik-atak forumlarında böyle bir çok insanın sıkıntı yaşadığını görürsünüz.

İşi, ailesi olan insanların bile zamanla bu rahatsızlıkları geçirip, kendi kızıma zarar veririm diye gece yarıları arkadaşlarını arayıp "beni odaya kapat ne olur" diye yalvardıklarını okudum internette. Bir başka kişinin ailesine, çocuğuna zarar vermekten korktuğundan, evdeki tüm kesici aletleri kaldırdığını okumuştum.

Bunun sebebi endişe-kaygı bozukluğudur.

Yapılması gereken basit. İnsan özellikle titiz yetiştirilmişse, bilinçaltında çocukluktan kalma korkular yaşıyorsa, hayatını bazı şeylere adıyor ve o şeylere oldukça fazla önem veriyorsa, endişe-kaygı bozukluğu, okb, panik atak, depresyon yaşayabilir.

Önemli olan kontrolü tekrar ele alabilmek. Konuyu açan arkadaş, kendi durumunun bir kere farkında. Kendi durumunun farkında olması bile onun için bir avantaj. Ancak düşmanı tanımak onu yenmek için yeterli değil.

Bu yüzden yapması gereken, bir doktora düzenli olarak gidip, hayatının dizginlerini tekrar ele almak.


obsesif kompulsifmişim o zaman ben.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Murray said:

Suark said:

geçmiş olsun,ilaç falan kullanma saçmlamama.
psikoloji psikyatri güzel şeyler ama tedavi için deil.

bi sopaya ihtiyacın var aslında senin, ama tabi o olmayacak artık çok geç.

Biraz zor durumda kal, o şeyleri aşmak zorunda kal; aşarsın np.

bu tarz sorunların hepsi aslında "rahat batıyo" sendromudur. Cidden bak


Yine cahilce yapılmış bir yorum. İlaçlar hakkında genelde sokak ağzıyla konuşulmuş geyiklerden öte bir şey değil şu anti-antidepresancılık oynamak.

Obsesif-kompulsif bozukluk denilen hastalık bir kere beynin kimyasal yapısının bozulmasından kaynaklanıyor tıpkı diğer zihinsel hastalıklar gibi. Depresyonu geçtim, günlük yaşantımızda yaşadığımız en ufak stres patlamalarının bile beyinde kimyasal bir sebebi ve sonucu vardır.

Obsesif-kompulsif bozukluk, obsesif-kompulsif kişilik (mükemmeliyetçi kişilik), panik atak, depresyon, anksiyete bütün bunlar beyinde serotonin ve bir çok kimyasal dengenin bozulmasından kaynaklanır.

Evet bu kimyasalları bozan durum, insanın hayata bakış açısı, yaptığı eylemler, nasıl büyütüldüğü, nasıl davrandığı ne kadar kendinin farkında olduğu, ne kadar sağlıklı algılayabildiği ile alakalı ancak insanlar bunu düzeltme yeteneklerine sahip olsalardı zaten düzeltebilirlerdi kendiliğinden.

Ama insanın bilinçaltı gibi uçsuz bir çöplüğü varsa, öyle rahatı törpüleyerek bu sorunları geçiremezsin. Nasıl bir "delirme", "kontrolümü kaybedip çevreme zarar verme" korkusunu yaşadığımı ben biliyorum. İnsanı kahreden bir durum bu. İnternette özellikle panik-atak forumlarında böyle bir çok insanın sıkıntı yaşadığını görürsünüz.

İşi, ailesi olan insanların bile zamanla bu rahatsızlıkları geçirip, kendi kızıma zarar veririm diye gece yarıları arkadaşlarını arayıp "beni odaya kapat ne olur" diye yalvardıklarını okudum internette. Bir başka kişinin ailesine, çocuğuna zarar vermekten korktuğundan, evdeki tüm kesici aletleri kaldırdığını okumuştum.

Bunun sebebi endişe-kaygı bozukluğudur.

Yapılması gereken basit. İnsan özellikle titiz yetiştirilmişse, bilinçaltında çocukluktan kalma korkular yaşıyorsa, hayatını bazı şeylere adıyor ve o şeylere oldukça fazla önem veriyorsa, endişe-kaygı bozukluğu, okb, panik atak, depresyon yaşayabilir.

Önemli olan kontrolü tekrar ele alabilmek. Konuyu açan arkadaş, kendi durumunun bir kere farkında. Kendi durumunun farkında olması bile onun için bir avantaj. Ancak düşmanı tanımak onu yenmek için yeterli değil.

Bu yüzden yapması gereken, bir doktora düzenli olarak gidip, hayatının dizginlerini tekrar ele almak.


Kendine bu kadar değer verme kimsin ki sen 7 milyar insandan biri. Okulunu çok uzatmış kişilerde görünen bi durum bir nevi stuck olmuşsun hayatta. İşe başladığında hepsi geçiyor merak etme.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 9 ay sonra ...
şimdi bu olayın tek sebebi özgüvensizlik mi?5 yıldır var bu sorun bende yani 12 yaşından beri.geçmişe bakıp düşündüğümde görüyorum ki sanırım ilk belirtiler okul birincisi olduktan sonra başlamıştı.yolda yürürken elimi 3 ve 3 ün katları kadar kafama sürmezsem tüm başarılarım yok olacak zannediyordum.sanırım okul birinciliği hoşuma gitmişti ve kaybolmasından korkmuşum ve bu nedenle böyle saçma bir hastalık ortaya çıkmıştı.sonar biraz daha farklılaştı içimden "kötü bir şey olmayacak" vb. kelimeleri 4 ve 4 ün katları kadar söylemezsem kötü şeyler olacak sanıyordum.dahası var tabi bu adminin kurallarını kendi belirlediği bir oyunda sıkışıp kalması,çıkamaması gibi bir şey.böyle birbirlerini nötrleyenler vardı mesela 4 kez kötü bir şey olacak dedim sonrasında 4 kez kötü bir şey olmayacak diyince nötrlüyordu falan lan ahahha ne komikmiş.

bu tarz okuyunca beni bile güldüren salakça şeyler yapmamın tek nedeni özgüvensizlik olamaz.o zamanlar futbol takımı kaptanıydım.çok sayıda arkadaşım da vardı.

hatta dur ya bu sanırım daha eskiye dayanıyor.7 yaşında evet o zaman titizlik hastalığım vardı.hastalık boyutunda değildi gerçi problemi diyelim.elimi çamaşır suyuyla yıkamıyordum yani.

şimdi ise yendim sayılır.yaptığım şeylerin salakça olduğunu biliyorum,yapmıyorum o 3 kere ramram 4 kere tamtam yap olayları da geçti.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...