Masquerade Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 said: Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne gidemeyeceğini bir ay önceden bildiğini, ama kendilerini kurtarma çabasındaki Aziz Yıldırım ve yöneticilerin Sarı-Lacivertli takımı bile bile yaktığını söyledi. Orhan Salkınaz görüşmenin ayrıntılarını kaleme aldı. Türkiye Futbol Federasyonu'nda etkili bir yönetici... Söyledikleri yenilir yutulur cinsten değil. Şike soruşturması sürecinde kendilerinin kamuoyunu oylamak adına sürekli yalan söylediklerini, yaşananların hiç birinin doğru olarak aktarılmadığını söylüyor. Sadece kendilerinin değil Fenerbahçe yönetiminin de sahip olduğu bilgileri kimseyle paylaşmadığını, onların da kendi camialarını oyalamak için her türlü yalanı söylediklerini iddia ediyor. Bugün yaşananların daha soruşturmanın 11. Gününde, yani 14 Temmuz'da belli olduğunu ama Fenerbahçe yönetimin hiçbir olumlu adım atmamasının hem kendilerini hem de Türk Futbolu'nu zor durumda bıraktığını belirtiyor. İşte tüm detaylarıyla yaşananlar: UEFA ANINDA HAREKETE GEÇTİ 3 Temmuz sabahı başlayan gözaltı süreçlerinden sadece birkaç saat sonra UEFA bizime temasa geçti. Tüm gelişmelerle ilgili ayrıntılı raporlar istediğini, şüpheli takımların lisanslarının derhal askıya alınmasını istedi. Biz kendilerinden durumun sağlıklı tespitinin yapılabilmesi için bir ay süre istedik. Onlar ise, futbol sezonunun başlamak üzere olduğunu ve bize en fazla 8 günlük bir süre verebileceklerini, 12 Temmuz da bizim kararımızı kendilerine bildirmemizi istediler. FUTBOLU YÖNETENLERİN HALİ İÇLER ACISI Kulüplerle hemen toplantılar yapmaya başladık. Duruma açıklık getirmemiz, Türk Futbolu'na atılmaya çalışılan çamuru temizlememiz gerekiyordu. İlk gün yapılan konuşmaları duysanız futbolu tümden yasaklardınız. Federasyona gelen başkanlar, yöneticiler, futbol adamları "çok üzücü, ne yapacağız" demeleri gerekirken, "kim yapmıyor ki" "boş verin bunları" "merak etmeyin bir şey çıkmaz, bir haftaya üstü örtülür" gibi laflar ediyorlardı. Kendilerine durumun ciddiyetini anlattık, UEFA baskısından söz ettik. Ayrıca görüştüğümüz savcı ve emniyet yetkililerinin kararlılığını dile getirdik. Ama kimse ciddiye almadı. UEFA KULÜPLERİ KORUMAK İSTİYORDU Bu arada UEFA, özellikle tutukluların kulüplerle organik ilişkisinin kesilmesi için kesin bir talimat gönderdi. UEFA böyle yaparak aslında kulüpleri korumak istiyordu. Yaşananların bahis şikesi skandalındaki gibi uluslar arası boyutunun bulunmaması nedeniyle TFF'nin iç sorunu olduğunu belirtip, "Yeter ki suç isnat edilenlerin kulüplerle organik bağını kesin, gerisini biz hallederiz" uyarısını yaptılar. Biz de hemen bunu ilgili kulüplere bildirdik. Kısa sürede işin ciddiyetinin farkına varan herkes konuya hassasiyetle yaklaştı. Ardından soruşturma kapsamında tutuklananlarla yollar birer birer ayrılmaya başlandı. Sadece bir istisna ile. O da Fenerbahçe... FENERBAHÇE YÖNETİMİNİN İNADI Fenerbahçe yöneticileri böyle bir şeyin söz konusu olmadığını, Aziz Yıldırım'ı kesinlikle satmayacaklarını söylediler. Kendilerine bunu başkanı satmak anlamına gelmediğini, soruşturma süresince kenarda durmasının şart olduğunu, aksi takdirde UEFA'nın ılımlı tavrını sertleştirebileceğini söyledik. Fakat hiçbir şekilde bize yardımcı olmadılar. Aziz Yıldırım da direnme yolunu seçti. Gönderdiği mektuplar, avukatları ve yöneticiler aracılığı ile yaptığı açıklamalar, Fenerbahçe'yi giderek içinden çıkılmaz bir kaosa sürükledi. Kendisinin olmadığı bir Fenerbahçe düşünemiyordu. Fenerbahçe yöneticilerine verdiği talimatlar "Bize bir şey olmaz. Aynen devam" diyerek onları yanlış yönlendirdi. "Darağacında bile Fenerbahçe" gibi hamaset dolu ifadelerle camiasını oyalamayı seçti. Çünkü olayların kapatılacağına o da fazlasıyla inanıyordu. UEFA 15 TEMMUZ'DA TAVIR ALDI 15 Temmuz günü UEFA'dan gelen uyarı sadece Fenerbahçe başlığını taşıyordu. Diğer kulüplerin soruşturma sürecindeki tavrının UEFA nezdinde itibar gördüğü, özellikle Beşiktaş'ın yaklaşımının kendilerini memnun ettiğini belirtiyor, ancak Fenerbahçe'nin direnişine anlam veremediklerini söylüyorlardı. UEFA, "Şu anda Yunanistan ve Türkiye'de iki sıkıntılı durum var. Yunanistan bir takım adımlar attı. Sizler de çalışıyorsunuz. Olumlu gelişmeler var. Ancak soruşturmanın merkezinde yer alan Fenerbahçe ile ilgili herhangi bir somut adımın atılmaması bizi rahatsız ediyor. Özellikle bu takımın Şampiyonlar Ligi'ne katılacağını düşünürsek, kendilerinden sıcak bir yaklaşım bekliyoruz. Agresif reddedişi bir kenara bırakıp, tutuklu bulunan yöneticileri ve profesyonelleri ile aralarındaki organik bağın, en azından Türkiye'de devam eden yargı sürecinin sonuna kadar kesilmesini istiyoruz. TFF bu konuda gerekli adımları atmak ve UEFA'ya yardımcı olmaz zorundadır" ifadeleriyle bizleri sıkıştırıyordu. İSVİÇRE TOPLANTISI 18 Temmuz'da bizi apar topar İsviçre'ye çağırdılar. Orada sert uyarılar yaptılar. Toplantı sonrası Lütfü Arıboğan, sorun yok havasını yansıttı. Ama gerçek öyle değildi. UEFA bizi köşeye sıkıştırmaya başlamıştı. Fenerbahçe'nin tavrından vazgeçmesini ve kendilerinin istediği adımları atması gerektiğini net biçimde ortaya koydular. KÜFÜRLEŞME BİLE YAŞANDI Ertesi gün Fenerbahçe yöneticileri ile görüşmeler yaptık. UEFA'daki temasları aktardık. Aziz Yıldırım ve Şekip Mosturoğlu'nun derhal istifa etmeleri ya da görevden alınmaları gerektiğini, aksi takdirde sert yaptırımlar gelebileceğini söyledik. Bir kez daha şiddetle itiraz ettiler. Hatta küfürleşmeye varan tartışmalar yaşandı. Fenerbahçe yönetimi üslubunu o günden sonra iyice sertleştirdi. Bizi fazlasıyla sıkıntıya sokan bir sürece girildi. Bu gelişmeler üzerine ligi ve süper kupayı erteleme kararı aldık. Bu kararın önceki bütün açıklamalarımızı yalanladığının elbette farkındaydık ama alternatifimiz yoktu. Sorunu çözmeden oynanacak her resmi maç bizi UEFA nezdinde biraz daha sıkıntıya sokacaktı. TFF'DE İSTİFA RÜZGARLARI Başkan yaşanan küfürleşmeler dolayıyla bozulan moraliyle erteleme kararını netleştirmeden açıklamak zorunda kaldı. O yüzden de iyice yalancı konumuna düştük. Ağustos sonu dedik, Eylül başını beklemek zorunda kaldık. Zaten neredeyse 20 gündür kamuoyunu oyalıyorduk, orada işler iyice çıkmaza girdi. Birkaç yöneticimiz istifa etmeye bile kalkıştı. Fenerbahçe yönetiminin inadı yüzünden neredeyse TFF dağılıyordu. Hatta dağıldı ama bize yukarılardan gelen uyarılar, mevcut süreçte futbolun başsız kalmasının, seçim yapılana kadar atanacak kayyum vs.nin işi iyice çıkmaza sokacağı uyarılarını yaptılar. Yani aslına bakarsan TFF yönetimi işe mecburen devam ediyor. KULÜPLER BİRLİĞİ AYRI BİR ÂLEM Bu arada bir yandan da Kulüpler Birliği ile mücadele ediyorduk. Bize olayı örtbas etmemiz için baskı yapıp duruyorlardı. Erteleme kararı bile onları çıldırttı. Lig geç başlayınca Lig tv'den alacakları paranın da geç geleceğini, zor durumda kalacaklarını söyleyip "5 Ağustos'ta oynamak istiyoruz" diyorlardı. Akıları fikirleri parada olduğu için etik değerler umurlarında bile değildi. "UEFA bizi dışlar, ne kulüpler ve milli takım Edirne'nin ötesine çıkamaz" dedikçe "Boşver çıkmayalım. Çıkanları hali ortada" deyip ambargonun bile umurlarında olmadığını söylüyorlardı. İşin uluslar arası boyutu, Türkiye'nin imajı, Türk Futbolu'nun imajı umurlarında bile olmadı. 9 Eylül kararı yüzünden hepsi ağır suçlamalarda bulundular, tehditler savurdular. Bize bir daha oy vermeyeceklerini bile söylediler. UEFA: DOSYAYI KAPATIRIZ AMA... 9 Ağustos'ta UEFA bir kez daha bizden yaptırım istedi. Dosyayı bir daha açılmamak üzere kapatmak istediklerini ancak Fenerbahçeli tutuklu idarecilerin kulüple organik bağının kesilmemesi halinde bunu yapamayacaklarını söylediler. "Ya siz kendi kurallarınız doğrultusunda bu ilişkiyi kesersiniz ya da biz olaya el koymak zorunda kalırız" dediler. Bize bir hafta da süre verdiler. Nihat Özdemir, Murat Özaydınlı ve Ali Koç ile bu konuları defalarca konuştuk ama olumlu sonuç alamadık. Ne yapacağımızı bilemez bir haldeyken hukukçularımız bize bir ara formül önerdiler. Bu formüle göre Fenerbahçe Yönetimi kongre kararı alacaktı. Kongre en azından 3 haftalık zaman kazandıracaktı. UEFA'ya da "Bakın kongre yapıyorlar. Bağı kesecekler" mesajını iletecektik. AZİZ YILDIRIM KABUL ETMEDİ Bu formülü Fenerbahçeli yöneticilere anlattık. Kendi başlarına karar veremeyeceklerini, Aziz Yıldırım ile konuşmaları gerektiğini söylediler. Ertesi gün bize kongre kararı almayacaklarını, başkanın izin vermediğini söylediler. Kendilerine durumu her şekliyle izah ettik. Dedik ki "Kongre kararını alın. Zaten seçilen yönetim mayısa kadar görev yapacak. Aziz bey o tarihe kadar aklanırsa yeniden aday olup kazanır, Fenerbahçe de zarar görmez. Yoksa sizi Şampiyonlar Ligi'ne almayacaklar. Bize ağır cezalar verecekler. Bizim size yardımcı olduğumuz gibi lütfen siz de bize yardımcı olun" dedik. Verdikleri yanıt "çok istiyorsanız bizi düşürün" oldu. Hiç adım atmadılar. ETİK KURUL RAPORUNA UYMADIK Bu arada Etik Kurul raporunu tamamlayıp bize verdi. Aslına bakarsanız rapor doğrultusunda yapmamız gereken hiçbir işlemi yürürlüğe koymadık. O Swiss Otel toplantısında konuştuğumuz tek konu "Fenerbahçe'yi kongreye zorlamak için ne yapabiliriz" oldu. Çünkü bugünün geleceğini biliyorduk. UEFA'nın mesajı çok netti. Fenerbahçe'nin elini kolunu bağlamak amacıyla soruşturmada adı geçen herkesi tedbirli olarak disiplin kuruluna sevk etmek ve karar alma yetkilerini ortadan kaldırmak belki bir formül olabilirdi. Bazı arkadaşlarımız spor dünyasının bizden karar beklediğini, üzerinde konuştuğumuz açıklamanın bizleri yerle bir edeceğini söyledi. Başkan, "Zaten yerle bir olmuş durumdayız. Baştan beri söylediğimiz her şeyi yalanladık. Ne yapacağız. Durumu idare etmekten başka şansımız mı var" diyerek sert bir çıkış yaptı. Sonunda o kimseyi tatmin etmeyen açıklamayı yaptık ve sonucunu beklemeye başladık. PLAY-OFF FENERBAHÇE İÇİNDİ Kamuoyunu meşgul edebilmek için de Play-Off sistemini ortaya atıp, hemen kabul edilmesini sağladık. Gündemi değiştirmekti amaç. Bunu da başardık. Kamuoyu Play-Off'u tartışırken biz Fenerbahçe yönetimini ikna çalışmalarına devam ettik. "Play-Off sizin için çıkarıldı. Şampiyonlar Ligi'ne gidemediğiniz için uğrayacağınız kaybı bir nebze olsun telafi amaçlı" dedik. Ne yazık ki planımız yürümedi, Fenerbahçe'de kimse istifa etmedi. Aslına bakarsanız kulüpler Birliği Fenerbahçe'ye o kadar büyük destek veriyordu ki, Fenerbahçe yöneticileri, kendilerine hiçbir şey olmayacağından emin hale geliyorlardı. Başta İlhan Cavcav olmak üzere bütün başkanlara olayın ciddiyetine varın diye neredeyse yalvardık. Ama dinleyen olmadı. "Havuz bozulursa parayı siz mi vereceksiniz" deyip duruyorlardı. UEFA ÇOK CİDDİYE ALIYORDU UEFA'yı birkaç gün daha oyaladık. Ama ne yazık ki onlar işi fazlasıyla ciddiye alıyorlardı. İşin kötüsü, UEFA bizden istediği her şeyi Yunanistan'dan da istemişti. Ve Yunan Federasyonu 2 takımı isteklerini yerine gelmeyince amatör lige düşürüverdi. Başkan sürekli Fenerbahçeli idarecilerle konuştu, durumu defalarca anlattı, yalvardı. Anlatamadı. Sonunda olan bize oldu. UEFA baktı ki biz harekete geçemiyoruz, Pierre Cornu'yu İstanbul'a gönderdi. Çünkü kararı vermişlerdi. Fenerbahçe'yi Şampiyonlar Ligi'ne almayacaklardı. Ama son bir inceleme yapmak istediler. CORNU KESİN KONUŞTU Cornu hem bizimle hem savcılarla konuştu, sonra gelip "Fenerbahçe Şampiyonlar Ligi'ne giremez. Sıfır tolerans ilkesine uymuyor. Ne yazık ki sizler de futbolu yönetenler olarak etik değerlere uygun davranmıyorsunuz. Üzerinize düşen görevleri yapmıyorsunuz. Bu durumda biz gerekli müdahaleyi yapacağız. Ve yapacağımız müdahale Fenerbahçe ile sınırlı kalmayacak" dedi. Bu sözler resmen tehditti. Başkan Cornu'ya adeta yalvardı ve zaman istedi. Cornu'nun tavrı çok netti. "Şampiyonlar Ligi kuraları çekilmeden 24 saat önce bu konuya açıklık getirilmelidir. Biz UEFA olarak kararımızı verdik, ama sizin bir alternatifiniz olup olmadığını görmek için raporumu ileteceğim saate kadar beklerim" dedi. Başkan bu görüşmeler sonrası çıkıp yine kamuoyunu kandırmak için "Çok olumlu izlenimlerle ayrıldı" açıklamasını yapmak zorunda kaldı. O günün gecesinde kriz toplantıları yapıldı. Sabahlara kadar Fenerbahçeli yöneticiler ikna edilmeye çalışıldı. Bir yandan Fenerbahçeli idareciler ikna edilmeye çalışılırken, bir yandan da hukukçularımız bize ne türden yaptırım uygulayabileceklerini araştırıyordu. Çünkü Cornu, alınacak kararın Fenerbahçe'yle sınırlı olmayacağını açık açık söylemişti. AYDINLAR RESMEN SAÇMALADI Fenerbahçe tabii ki yine bizi ve uyarılarımızı ciddiye almadı. "Göndermeyin de görelim" bile diyenler oldu. Hukukçularımız da 5-8 yıl arası men cezalarından söz edince, Mehmet Ali Aydınlar, aslında bir ay önce yapması gerekeni yapmak zorunda kaldı ve Fenerbahçe'nin Şampiyonlar Ligi'ne katılım hakkını iptal kararını imzaladı. Bu kararı UEFA'ya da bildirdi ve tepkileri beklemeye başladı. Fenerbahçe cephesi beklediğimiz gibi anında saldırıya geçti. Federasyon faks ve mail yağmuruna tutuldu. Aydınlar'ı o kadar bunalttılar ki, zaten stresten günlerdir uyku bile uyuyamayan adam, "UEFA Şampiyonlar Ligi'ne çok önem veriyor" gibi saçma bir laf söyledi. Sonrasında ne dediyse düzeltemedi. CORNU'NUN ŞİFRESİNİ ÇÖZEMEDİK Ama asıl şok o değildi. Biz 48 saattir Cornu'nun "Kararımız Fenerbahçe'yle sınırlı kalmayacak" lafını çözmeye çalışıyor, ne ceza alabileceğimizi hesaplıyorduk. Meğer bahsettiği karar Trabzonspor'un Şampiyonlar Ligi'ne alınmasıymış. Bize bu konuda hiçbir sır vermemişti. Biz de verdiği mesajı doğru anlayamamıştık. Doğrusu böyle bir şeye ihtimal de vermemiştik. Trabzonspor kararı bizi daha da zor durumda bıraktı. Fenerbahçe cephesi bizi Trabzonspor ile işbirliği yapmakla suçlamaya başladı. Fenerbahçe camiası yine yürüyüşlere başladı. FENERBAHÇE İLK KEZ YAPTIRIM GÖRDÜ Aslında bir iyi tarafı da oldu. Fenerbahçe Kulübü ilk kez bir yaptırımla karşılaştı. Hem de sert bir yaptırım. Bedeli en az 40 milyon Euro. O zaman akıları başlarına geldi. Başkan HaberTürk'te katıldığı ve program sonrası, yayına bağlandığında polemiğe girmediği Nihat Özdemir ile telefonda görüştü ve kongreden başka çözümlerinin olmadığını, artık kamuoyuna yalan söylemeyeceklerini ifade etti. NİHAT ÖZDEMİR İSTİFAYA ZORLANDI "Fenerbahçe'yi korumak uğruna her şeyi yaptık. Bundan sonra hiçbir şey gizli kalmayacak, ört bas edilemeyecek, kamuoyuyla paylaşılacak" diyen Aydınlar'ın net tavrı sonrası yapacak bir şey kalmadığını gören Nihat Özdemir istifa etti. İpleri ele alan Ali Koç, duruma hakim havası vermeye çalıştı. Artık kaçınılmaz olan kongreyi fark ettiği için camianın sempatisini kazanma çabasına girdi. Ama devamlı yanlış yapıyor. "Bizi düşürün" başvurusunu niye kabul etmediğimizi sorguluyor şimdi de. FENERBAHÇE'NİN BAŞVURUSU YOK Kİ Başvurusu yok ki Fenerbahçe'nin düşürelim. Biri gelip, yönetici bile olsa "Bizi düşürün" deyince düşürmemiz söz konusu olamaz. Başkası demez mi "Neye dayanarak düşürdün" diye. Aklınca şark kurnazlığı yapıyor. Maksat camiasına oy verenlerine sevimli görünsün. Bütün süreç boyunca taraftarlarına ve kongre üyelerine yalan söyleyen Fenerbahçeli yöneticiler, şimdi kendi beceriksizliklerinin faturasını bize kesmeye çalışıyorlar. ALİ KOÇ SAÇMALIYOR Ali Koç diyor ki "Ya 8-10 milyon Euro'ya oyuncu alsaydık ne olacaktı?" Sorarım size Fenerbahçe tarihinde yıldız oyuncu alınmayan sezon var mı? Yok. Onlar Şampiyonlar Ligi'ne gidemeyeceklerini net olarak biliyorlardı. Bu yüzden transfer yapmadılar. Emenike'yi de bu yüzden sattılar. Buları bile bile hala konuşuyorlar, camiayı provoke ediyorlar. Ama artık kimse yemiyor. Zaten Aydınlar da artık susmama kararı verdi. "Ben onları koruyorum, onlar beni Fenerbahçe'den atmaya kalkışıyorlar" diyor. Bu nedenle artık susmaları şart. Hem Ali Koç öyle saçmalıyor ki, yaptığı açıklamalar resmen şikeyi itiraf. "Sezon ortası düşüp 2 yıl kaybetmeyelim, şimdiden düşürün" diyor. Ne yani, suçlu musunuz? Hiç düşünmeden konuşuyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Holy Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Sadece MYNETSPOR'U FACEBOOKTAN TAKİP EDİN kısmını okudum. Gerisi için; http://www.madden-school.com/forum/images/smilies/tldr.gif Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masquerade Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 bence icin icini kemirdi ve okuyorsun su an. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Holy Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 60 yaşında bir emekli olsaydım bile şunu okumak için 40 kere düşünürdüm ya. Bir de bunu yazanlar var. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 muhtar özet geç ya okunmaz o kadar yazı, bi de kaynak mynetse hakkaten lol yani bari sen yapma :( edit: Neyse okudum, hepimizin az çok tahmin ettiği şeyleri yazmış. Allah tüm kulüp yöneticilerinin belasını versin başka da bir şey demiyorum. Bizimkiler de dahil zira Ünal Aysal da "aman düşmesinler para kaybederiz" modunda. Ben zenginlerin tiyatrosunu izleyeceğime fakirlerin futbolunu izlemeyi tercih ederim. Azıcık karakterli olsunlar, para için ruhlarını satmasınlar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sostizm Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 yazıyı üşenmeden okudum. özet: dar giyinsek de fenerbahçe. ama önemli olan roportajın kimle yapıldığı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tinu Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 nileppezdel said: @tinu: eğer bağlı bir federasyon usulsüzlük yaparsa, UEFA o federasyonu uyarma, devam ederse men etme hakkına sahiptir. İtalya'da eyyamla Juve kurtarılmaya çalışıldığında banhammer'ı gösterdi, hemen caydılar. UEFA karışamaz kafalarını geçin siz açın okuyun esas. TFF özerk vs. eyvallah da UEFA'nın belirlediği temel kriterlere, yönetmeliklere uymak zorunluluğu var. Uymazsa UEFA yaptırım uygulama hakkına sonuna kadar sahip. Uefa fedarasyonların ceza yönetmeliklerine karışamıyor, fedarasyonun vereceği cezayı beğenmeme gibi bir durumu yok, hatta buyur bu gün çıkar haber said: * Şike kaosuna çözüm arayan Futbol Federasyonu, karar için her şeyi savcının hazırlayacağı iddianameye endeksledi. Çözüm için ise yönetimde iki seçenek ağırlık kazandı. * Federasyon'un, son toplantısında da "Fenerbahçe küme düşürülsün" kararı çıkmadı. Soruşturma sürecinin seyrine göre Disiplin Talimatı'nın değiştirilmesi gündeme alındı. * İddianame sezon ortasında çıkarsa, talimatın 55. maddesi "Önce puan silme, sonra küme düşürme cezası" şeklinde değiştirilecek. Puanı silinen Fenerbahçe de kurtarılacak. * Böylece Fener, iki yerine bir sezon kaybetmiş olacak. Fakat iddianame sezon sonuna kalırsa, yapacak bir şey yok. Şike kanaati doğarsa düşme cezası uygulanacak. *** Türkiye Futbol Federasyonu'nun son toplantısında şike soruşturmasının tam ortasında bulunan Fenerbahçe ile ilgili farklı bir formülün gündeme geldiği öğrenildi. Tek maddede değişiklik birçok şeyi değiştirecek gibi! YENİ DÜZENLEMEYE GİDİLECEK Sarı-Lacivertli kulübün ısrarlarına rağmen iddianameyi bekleme kararından vazgeçmeyen Futbol Federasyonu'nun gündemindeki formüle göre şike cezasında yeni bir düzenleme yapılacak. FENERAHÇE DAHA AZ ZARAR GÖRECEK! Federasyon yönetimi iddianamenin sezon ortasında kabul edilmesi halinde disiplin talimatnamesinin 55. maddesinin 2. fıkrasında yer alan "Önce küme düşürme, sonra puan silme" maddesini "Önce puan silme, sonra küme düşürme" olarak değiştirecek. Bu şekilde hem doğacak sorunlar en aza indirilecek hem de Süper Lig ile Fenerbahçe'nin daha az zarar görmesi sağlanmış olacak. SADECE PUAN SİLİNECEK Bir başka deyişle iddianameden "Fenerbahçe şike yapmıştır" sonucu çıkarsa Sarı- Lacivertli kulübe sadece puan silme cezası verilecek. Fenerbahçe de Asbaşkan Ali Koç'un da istediği gibi 2 değil 1 sezon kaybetmiş olacak. YA İDDİANAME SEZONA YETİŞMEZSE! Fakat iddianamenin tamamlanması sezon sonunu bulursa talimatnamede herhangi bir değişikliğe gidilmeyecek. Şu anki disiplin maddesine göre suçlu bulunması halinde Fenerbahçe'nin küme düşmesi gündeme gelecek. daha önce de yazdığım gibi fenerin bu çıkışı tff digiturk ve fener yönetiminin ortak kararı bile olabilir, fedarasyon fenere aynı beşiktaşın yaptığı gibi bir hareket yapın, ligden düşürülmeyi talep edin, bizde bunu iyi niyet göstergesi olarak sezon ortasında çıkacak düşürme kararını puan silmeye çevirelim bile demiş olabilirler. çünkü bu şekilde herkez mutlu olacak. ayrıca yukardaki haberde olduğu gibi fedarasyon talimatlardaki o kuralı değiştirirse, uefa hiç bir şekilde karışamaz , uefanın türkiye deki ceza talimatlarına karışma gücü yok. Bende var sanıyordum ama yokmuş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Yanılıyorsun abi işte. Yani ceza talimatına karışır, şöyle karışır. Kırmızı kartın cezasını oyundan atma yapmıyorum derse karışır. bu Tamam aptalca bir örnek, net futbol kuralı ancak bu da cezai bir uygulama ve şikenin cezasında özel durum gerektirebilir. Ha ayrıca şu var ki, o madde değiştirilse bile Fenerbahçe eski maddeye göre ceza almalıdır, hukuğa uygun olan budur. Suç işlendiği zamandaki ccezası neyse o olmalıdır. UEFA cezaya karışamayaz, ama verdiğin cezadaki artniyeti görüp seni men edebilir. Buna hakkı var. Hatta sadece tipini sevmediğinden bile men edebilir kimse de gıkını çıkaramaz. Ama dediğim gibi, o şekilde Fenerbahçe'yi kurtarmaya çalışırlarsa UEFA'nın sessiz kalacağını sanmıyorum. Ve işte İtalya'da deneendiğinde sessiz kalmadı.. Neyse göreceğiz, umarım yine haklı çıkan taraf ben olurum da adalet olur gerçek anlamda Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Buddha Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Abi planlı olsa şuan oyuncular satışa koyulmaya başlanmazdı. Basbayağı düşürün yetti artık dediler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tinu Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 bunu iddaa eden ben değilim avukatlar, ayrıca uefa tipini beğenmediğini almaz diye bir şey yok nerden çıkartıyorsun bunları,hukuk diye bir şey var , verdiğin kırmızı kart örneğinede futbol kurallarının içindeki bir kural, fedarasyon teşvik priminin cezası olup olmayacağına kendi karar verir uefa buna karışmaz karışamaz, hatta geçen seneye kadar teşvik primi suç sayılmıyordu. Yani adam ben teşvik verdim dese bile ceza almayacaktı. valla bende şimdiye kadar hep fenerin düşeceğini idda edenlerdendim, hatta düşürülmesse uefa kafamıza biner diyordum, ama bu fenerin şl alınmaması, üstüne fenerin o zaman bizide tedbirli ligden düşürün çıkışı ile işin rengi değişti, bana bütün bunlar sezon ortasında gelecek bir cezanın - puan cezasının hazırlığı gibi geliyor. Görücez. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tinu Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Buddha said: Abi planlı olsa şuan oyuncular satışa koyulmaya başlanmazdı. Basbayağı düşürün yetti artık dediler. fener şl gidemiyor, satılan yabancıların bi tanesi zaten turkıyeden kacan emenike 10 milyon euro ya satıldı, luganonun sanırım sözleşmesi bitiyordu bi dahaki sene 3 milyon a satıldı, yeni fener mantıksız satışlar yapmıyor, elindeki yabancıları satsa bile şl gitmediği için kadrosu türkiye için gayet yeterli, Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
EricCantona Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Daha satmaya devam edicekler bu 1. 2. O maddeyi değiştirseler bile nilep'in dediği gibi suç işlendiği tarihteki yasa maddesine bakılır ceza verilirken kafana göre ceza verirsen bu sefer ben yeminli tercümana çevirtip taksimde imza toplayıp göndericem UEFA'ya yedikleri haltı. Azıcık mantıklı olun böyle bişeye dünyada hiç bir hukuk kurumu müsade etmez,tek bir şikayet bile CAS'a açılıcak tek bir dava bile bu olayı yapmaya kalkanın elinde patlatır,ki diyorum ya kimse yapmasa ben yaparım o şikayeti, satranç klübüm var dolayısıyla CAS'a şikayette bulunabiliyorum lol... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 UEFA tipini beğenmezse de almayabilir. Özerk bir kurum. Benim turnuvam oynatmıyorum der. UEFA bir "kulüp". Kulübün başkanı istediklerini bu kulübe dahil eder, istemediklerini etmez bu kadar basit yani bu olay. hukuk var vs. de UEFA da özerkliğini kullanarak her tür davadan yırtma potansiyeline sahip. Kaldı ki isterse iki günde yönetmeliğini değilştirir UEFA, bunu kabul etmeyen federasyonlar da zittirip gidebilir der yani. O kadar özerk adamlar. Türkiye'deki hukukçuları görüyoruz atıp tutuyorlar sonunda %99'u haksız çıkıyo sdfsdf @cantona: Beraber atalım, geçen sefer ben mail atmadan müdahale etti UEFA, içimde kaldı (:P) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tatar Ramazan Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 İstediğiniz kadar ağlayın zırıldayın yırtının, Fenerbahçe'yi düşürmeyecekler ne bu sene ne gelecek sene. Bu ligin lokomotifini, en çok izlenen, okunan, en çok sevilen kulübünü düşürmek o kadar kolay değil. Zamanı gelince göreceksiniz, davada suçlu dahi bulsalar TFF düşürmeyecek takımı ister şimdiki başkan ister başka biri olsun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
cavanagh Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 suçlu olsak bile yanımıza kar kalır diyorsun o da güzelmiş Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
toggie Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
EricCantona Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 sert usluba gerek yok /cava Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dusuncelihayvan Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Ben pek inanmıyorum bu davaya ama Suçlu çıkarsanız gerçekten çok merak ediyorun hangi yüzle ortada dolaşacaksınız? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fizban Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 suçlu bulunursak da düşmeyiz bence, ama ben küserim şahsen o zaman. lakin suçlu bulunmayacağımıza eminim ben. hala adam gibi bir delil yok ortada. o kadar iddianame çıkacak deliller var falan laflarına inanan adamlar nedim şener ile ahmet şık'ın terör örgütüne yardımcı olmaktan içeride olmalarını da haklı bulabilirler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Arkasokak Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 umarım suçlu çıkarız. aksi olursa siz susmayacaksınız orası kesin, yüzünüzle ilgili yorum yapma gereği duymuyorum da bizim açımızdan yaşanan yıkıcı süreç nasıl telafi edilecek onu merak ediyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Tatar Ramazan Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Biz yani taraftarlar niye utanalım, Aziz başkanın şahsi hırsıyla yaptığı işler sonuçta bunlar, içerde kendi yatacak yaptıysa. Bence ona dava bile açmalı kulüp suçlu bulunursa ödesin zararımızı. Ayrıca tekrar söylüyorum, Fenerbahçe'yi düşürmeyecekler, bazılarına inanılmaz gelse de hayatın gerçekleri farklı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nileppezdel Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Aziz'in nasıl biri olduğu açıkça belliyken ona deli gibi aşık olan taraftar tabii ki utanmalı. Hayatın gerçekleri nedir ne değildir hiç belli olmaz tatar, gün gelir "adalet herkese aynı uygulanır" mottosuyla düşürürlerse görürüm o zaman. Kaldı ki sizi düşürmemenin bahanesi Türk futbolunun marka değeri ve parasıyla, o eyyamı yapınca UEFA'nın uygulayacağı yaptırımlar çok daha kötü etkiler marka değerini de dönen paraları da Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
barbu Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 marka değeri hikaye lol. kazandıkları paralara bakarlar. lig tv filan, avrupaya gitmese de takımlar, aynı parayı kazanacak. acı ama gerçek. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Esh Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 29, 2011 profil aşşa yukarı böyle bişey. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar