Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Beyaz TV'de seçim gerginliği (CHP verir ayarı)


Killer

Öne çıkan mesajlar

screwy said:

chp'nin iktidara gelememesinin sebebi televizyondaki her hangi tartısma degil.. bunun uzun uzadıya sosyolojik, politik sebepleri anlatılabilir ama gerek yok yani.. Salyalar sacan ve saldırgan olan taraf cogunlukla akp.. Ama su programdaki abi trollenmis.. obur herife baktıgın zaman gotunu yayarak "chp ye oy veren adam degildir" "kopek" gibi tabirlerde bulunmus.. oburu de rage e girmis bu kadar.. bi de turk halkı sever saldırgan tavırları..


ben bunları yazadcaktım, screwy yazmış zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bir insan tahminlere göre türkiyede %28 - %32 insanın oy vereceği hadi diyelim son seçimlere göre %20lerde oy verdiği belli bir siyasi görüşe veya fikre veya diyelimki "bir kısım" akp'ye oy veren insan gibi hiçbirşeye sahip olmayan insanlara "adam değildir" , "köpek" diyor ve üstüne vurguluyorda , tekrar tekrar söylüyor.

evet karşı taraf rage olmuş oda haksız ama en azından ettiği laflar sadece karşısındaki hırboya.

peki bu 10 milyondan fazla insana "köpek" , "adam değildir" diyen söylemler acaba ne kadar basında yer aldı ?

yaşadığımız ülke ülkeyse .ıçayım böle ülkeye
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

nileppezdel said:

Halkın gözünde böyle bir izlenim bırakıyorlar, onu söylemek istedim. Üst kademeler istediği kadar iyi olsun, şu adam direk AKP'lilere koz veriyor


abi akplilere koz vermek falan değilki bu.

chpye zaten düzgün adamlar oy vermez ne demek? bir açıkla? akp böyle bir vidyoyu nasıl koz olarak kullanabilir?

artık yetmedi mi bu hakaretler akp ve akpliler tarafından yapılan. zaten sonlarınıda bu getirecek büyük ihtimal.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Halk cahildir bizler eğitimli , kültürlü ve endişeli modernleriz argümanlarından cidden rahatsız oluyorum.Hiçbir toplumda bilgi homojen dağılmaz burda garip bir durum yok ; lakin halkın büyük çoğunluğunun akpye oy vermesinin sebebi halkın cahil olması değildir ; akpnin ana muhalafet partisi chpye göre halkla daha sıcak bağlar kurmaya başarabilmesidir.Halk kendilerini yabancılayan , megaloman bir azınlığa oy vericek değildi tabiki Kılıçdaroğluda bunu farketti ve o yüzden chpde değişim rüzgarları esiyor şu anda ; yani cidden şu işlerin analizini iyi yapmak lazım yoksa bir bok değişmiyecek bu ülkede.Ayrıca kültürlü ve bilgili olmanın kıstası chpli olmak değildir ; zira ben chpli veya dünyanın herhangi bir yerinde ulus-devlet modelini savunan herhangi bir partili olmayı kültürden ziyade hissi bir tutum olduğunu düşünüyorum.İçimden geldi yazdım topiki hiç okumadım
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Arkadaşlar.
Ben şimdi yazacağım, uzun yazacağım, o yüzden sıkılacak olan okumasın. Ayrıca yine içinizden birileri yazdıklarımı ukalalık olarak değerlendirecekler. Kesinlikle öyle bir amacım yok. Ama bildiklerimizi, tecrübelerimizi paylaşamayacaksak bu türden forumlarda karşılıklı yazışmanın ne anlamı kalır diye düşünüyorum?
Lise dönemimizde Türkiye bu kadar karışık değildi. O zaman türbanın adı başörtüsüydü. PKK'nın adı da PKK'ydı. Orta okulda, lisede aynı sıralarda oturduğumuz, oyun oynadığımız, şakalaştığımız, ilk hoşlandığımız kızı anlattığımız adamların Kürt, Laz, Çerkez olduğunu bilmezdik. Çünkü daha ileri demokrasi gelmemişti ülkemize. Yine ezilen vardı, yine ezen vardı ama insanların "bölünür müyüz, bölünecek miyiz?" endişeleri yoktu. Ya da özellikle genç insanların işsizlikten dolayı, geleceği görememekten dolayı yurtdışına gitmek diye bir düşünceleri yoktu.
Sonra üniversiteye girdim. İlk orada tanıştım bu badem bıyıklılarla. Ve tabi kendilerini solcu olarak tanıtan Kürtçü faşistlerle. Ve her görüşten insanlarla. Ama bu iki grup özellikle diğerlerinden farklıydı. Bu nedenle onlardan kısaca bahsedeceğim.
Kürtçü faşistler çok sinsiydi. Solcu gibi görünüp, bizlerin sola olan sempatimizi kullanır ve her türlü maddi istismarı yaparlardı. "Abi, bir çay ısmarlasana.", "Abi kirayı ödeyemedik, yardım etsene.", "Abi, ders notlarını fotokopiciden alacağım, param yok.",vs.vs.vs. Sonra başlarlardı gerçek kimliklerini teşhire. "Arkadaşım(abilikten arkadaşlığa terfi mi etmiştim, rütbe tenzili mi yemiştim, bilinmez?), TECE halkımızı bombalıyor.", "Faşist devlet dilimizi yasakladı, konuşturmuyor.", "TECE halkımızı cahil bıraktı." ve aradan geçen zamanda dünya ve Türkiye'de değişen şartlara göre ABİlikler ve ARKADAŞlıklar unutuldu. Onlara göre biz ya ONLARDAN yana olmalıydık, ya da FAŞİST TECE'den. Kesinlikle tartışmak mümkün değildi bu adamlarla. Sabit fikirlilerdi. Tartışma öyle bir yere gelirdi ki kestirip atarlardı, ya yumruk yumruğa kavga etmek icap ederdi, ya da tartışmayı orada kesip masadan kalkmak. Çok şükür bizim zamanımızda İstanbul Teknik Üniversitesi aklı başında vatansever gençlerin çoğunlukta olduğu bir yerdi. Ne bu Kürtçü faşistlere, ne de başka kimseye bırakmadık okullarımızı, fakültelerimizi. Sahip çıktık okullarımıza.
Bu badem bıyıklılar çok ilginçti. Sessiz ve derinden taa o dönemlerde ufak ufak ortaya çıkmışlardı. Kantine hiç çıkmazlardı. Fakültenin en ücra yerinde toplanır, mescitte namazlarını kılar, bir kenarda fısır fusur bir şeyler konuşur ve sonra ortadan kaybolurlardı. Bir kısmını sadece derslerde görürdük. Derken üniversitenin 3., 4. senelerinden itibaren(95,96'ya karşılık geliyor)bunlarda da bir AÇILIM gerçekleşti. Kantinlerde görülmeye başladılar. Bizlerin masalarına oturmaya başladılar. Diğer gruplardan en büyük farkları tüm diğer grupların düşüncelerini, ideolojilerini iyi bilirlerdi. Tartışırken sizin argümanlarınızı sizden daha iyi bilerek sizi köşeye sıkıştırabilirlerdi. Onlarla tartışabilmek ve tartışma da ezilmemek için kesinlikle sizin de onların argümanlarını, dini, diğer dinleri, mezhepleri, Osmanlı'yı iyi bilmeniz gerekiyordu. Ve ne zaman ki siz eğer onlarla tartışmada ezilmiyorsunuz, o zaman o badem bıyıklar sertleşir, boyun kasları kasılır ve içlerindeki kin ortaya çıkardı. O zamana kadar ki bütün entellektüel tartışma tarzları yerini belden aşağı tartışma tarzına bırakırdı. Ve o zamana kadar kendilerini klasik Milli Görüşçüler'den ayıran her şey ortadan kaybolur ve hatta onları da geride bırakacak şekilde tamamen dinci militanlar haline gelirlerdi.

Aradan geçen zamanda bu tarz insanlarla çok karşılaştım. Siz de karşılaşmışsınızdır. Bu tarz insanlar karşısında sinirlere sahip olmak çok zordur. Bir şeye mantıklı cevap vermeye çalışmak anlamsızdır. Çünkü karşıdakinin amacı sizin vereceğiniz mantıklı cevaplar sonucu "hee, bu konuda yanılıyormuşum" diye düşünmek değildir. Aksine, "bu kafir hiç bir şekilde haklı olamaz, neticede elime imkan geçse katli vacip olan kişi nasıl karşımda konuşabilir? O zaman ben ona şunu da söyleyeyim de iyice sinirlendireyim"dir.

Tartışmalarını tamamen karşıdakinin moralini bozmaya, sinirini yıpratmaya dayandıran tartışma tarzında öteden beri Nazlı Ilıcak ve tabi Melih Gökçek dikkat çekmişlerdir.

Son zamanlarda Rasim Ozan Kütahyalı, Şamil Tayyar yine tartışırken amaçları tartışmadan bir sonuç çıkartmak olmayan kişiler olarak yandaş televizyonların değişmez adamları olmuşlardır.

Sonuç: Bu türden insanların karşısına çıkacak olan kişinin kesinlikle sinirlerinin alınmış olması gereklidir. Ya da onların tarzıyla tartışmaları gerekmektedir. Aksi takdirde o tartışmadan bizim milletimizin genelinin anlayacağı, "Vaay, adama bak, hiç bir şey söyleyemedi. Kadın/Adam nasıl da hakkından geldi?!"dir. Bu türden tartışmanın insanlara yararı yoktur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...