Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bir Zamanlar Anadolu'da


Laorx

Öne çıkan mesajlar

said:
Kasabalarda hayat, bozkırın ortasında sürdürülen yolculuklara benzer. Her tepenin ardında "yeni ve farklı bir şey" çıkacakmış duygusu, ama her zaman birbirine benzeyen, incelen, kıvrılan, kaybolan veya uzayan tekdüze yollar...


http://www.youtube.com/watch?v=ralXBNN_HRw
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi ben bu admain bi filmini seyretmistim, ya filmin galasiydi ya da film festivali tarzi bisiydi,ayip olmasin diye cikamamistim yani.

yarabbim, ruhumun o kadar sikildigi baska bir durum olmadi simdiye kadar, 2saat gecmek bilmediydi, filmi izliyorsun resim gibi zaten hicbisi hareket etmiyor, oyuncular konusmuyor kamera ilerlemiyor hicbisi olmuyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
sinik adam yine çıktı teşekkür etti indi. o kadar da pası almıştı iranlı yönetmelere selam gönderilmesinden falan. insan bi sansür der, yalnız ve otoriter ülkem der. ama yok işte onlar cannes'larda sundance'larda ödüller alırken sanata baskı zulüm ya içim çok dolu gerçekten yazıklar olsun konuşamıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

senko said:

abi ben bu admain bi filmini seyretmistim, ya filmin galasiydi ya da film festivali tarzi bisiydi,ayip olmasin diye cikamamistim yani.

yarabbim, ruhumun o kadar sikildigi baska bir durum olmadi simdiye kadar, 2saat gecmek bilmediydi, filmi izliyorsun resim gibi zaten hicbisi hareket etmiyor, oyuncular konusmuyor kamera ilerlemiyor hicbisi olmuyor.


az önce çekilmiş tüm fransız sanat filmlerini ve öğrenci filmlerini tarif ettin. bravo.

az önce değil on beş gün önceymiş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hatta bu bir

dasaaa said:

binbir gece dizisi fransız filmlerini dövermiş, dün bunu düşündüm ve bugün pekiştirdim..

dün tv karşısında mayışmışım, klima üfürüğü altında dışarıdaki sıcağın biraz dinmesini umuyorum. bir taraftan da tv'ye göz atıyorum. tv8'de film var.. adını "saklı" diye çevirmişler. made in france bi film işte. film iyiymiş ödül manyağı olmuş -nedense..

şimdi malumunuz bu uydu nanesi araya girdi mi, zapping bozuluyor! kanal ekrana gelene kadar ben 4kanal zaplarım arkadaş. işte bu sebepten ötürü zaplamıyorum/zaplayamıyorum!

her neyse işte, tv8'e bakıyorum, saklı isimli filme.. sahneyi anlatıyorum;
sokak, gündüz vakti, sarmaşıklı 2katlı bi ev, önünde bi araba parketmiş, bi arabalık daha yer var. yanılmıyorsam siyah bi araba geçiyor sokaktan... sonra gri bi reno geliyor ve parkediyor. sonra adam arabadan inip kapıya geliyor. sonrasında evden çekimdeyiz, adam kapıyı açıyor, anahtarı kilide takılmış, çıkmıyor. zorluyor ve anahtarı alıyor.. ceketini çıkartıyor..

evet sahne bu.. bi 6dakika falan sürüyor sanırım ve 4dakikasında boş sokağı ve kalan 2dakikasında da beceriksiz bi salağın anahtarı çıkartmasını izliyoruz.

neyse, küfredip kanalı çevirdim tabii. ama başka da bi şi yok.. geri geldim ben de.. sahneyi anlatıyorum;
okul önünde adamla birlikte çocuğun okuldan çıkmasını bekliyoruz.

budur! ben de beklemiş kadar oldum. hatta dediklerimi duysalar çocuğa "okuldan koşarak erken çıkma taktikleri" kitabı vericektim. bayağı aptal bi olay yani. koy kamerayı, git sigara iç, kahve iç sonra kumdan kale yap, sonra o kalede arkadaşlarla gol atan kaleye oyna.. sonra kamerayı al da koş git ödül al.

filmi montajlayıp gereksiz beklemeleri çıkartsam film 10dk falan sürer bak! o kadar boş. hani ne zaman baksam bekliyorlardı. saklı olan neymiş anlamadım. sanırım bekleme hakkı saklı.. müseccel marka her hakkı saklıdır hesabı.

her neyse, bizim binbir gece bunları döver sanat olayında. ben bi keresinde kumandanın pili bittiği için o kadını 8dakika falan çocuğunu severken izlemiştim! Real time olm! bi de kavaltı ediyorlardı. öyle uzun kahvaltı ettiler ki ben acıkmıştım. tüm kahvaltıyı izledim.. öle bişi.


her neyse işte hani istatistik verirler ya, insan hayatından kesitler. işte; "hayatınızın 3 te 1ini uyuyarak geçiriyorsunuz" tarzı. hah bi fransız filmi 100dk sürse, 80 dakikası zaten boş görüntüden oluşuyor. hayatınızda 120tane fransız filmi izlemiş olsanız toplam. zaten daha fazla izleyen ya fransızdır ya da kafayı falan yemiştir. o kadar uzun süre kumandasız da yapılmaz, gider pil alırsınız illaki.. 120 makul bi rakam insan hayatı için. 120x80=9600dakika
böl 60'a hmm 160saat. öyleyse hayatınızda tam 6,66günü boş boş sanatsal olduğu söylenen ve ödül almış bomboş bir ekrana bakınarak geçiriyorsunuz.

bence ekranın köşesine kurdela takın, böle madalya falan da yapın karpuz kabuğundan. kapalı tv'yi izleyin de elektrik gitmesin..

ha bu arada muhteşem filmimle ben de ödül bekliyorum.. yalnız gif ve biraz uzun.. açılması uzun sürebilir diye gif'e koydum. tam bi fransız filmi


http://1.bp.blogspot.com/_4GKuAz4Ufqk/R9NZfZh6WqI/AAAAAAAAAiU/Xv0fD2YY5cw/s400/laptop_20keyboard.jpg












hmm.. 10dakika geçtikten sonra spoileri kapatıp ayağa kalkın ve bu şaheseri alkışlayın.. çok başarılı bence..



bugün de bi fransız filminde sadece kamera kurulup balık avlanmaya gidildiğinde ödül kazanıldığını öğrendim. kamerayı kur, çeksin.. sen git balık tut, gez toz.. film ne de olsa "sanatsal" bulunuyor bi şekilde..

hadi lan..




bu da iki



dasaaa said:

haneke maneke..

imdb'de GENRE olarak thriller geçmiş cache -saklı- filmi için. yahu toprağı bol olsun michael jackson'un thriller klibi bile daha heyecan yaratır, kalp çarptırır.. spidee'ye de katılıyorum bu arada. fransız filmi kan kalınlaştırıyor, diye bilimsel bi çalışma bile yapılabilir. can sıkıntısından nabız o kadar düşüyor ki... kan kesin tortulaşıyor, kalınlaşıyordur izlerkene..

iki arkadaşımın konuşmasına kulak kabartalım...

Vincent: Ufak değişiklikler var dostum. buradaki ile aynı şeyler gerçi ama ufakdeğişiklikler var işte.
Jules: ne gibi?
Vincent: mesela amsterdam'da sinemaya gidip bira isteyebiliyorsun. filmi elinde cam bardakta bira ile izleyebilyorsun. ve fransa'da mcdonalds'tan bira alabiliyorsun. paris'te thriller filmlere ne diyorlar biliyor musun?
Jules: Ne yani thriller demiyorlar mı?
Vincent: Yok olm! Adamlar kusmukça konuşan sıkıcı adamlar diyarında yaşıyorlar. Lanet olası heyecan hayatlarının bi parçası değil. thriller'ı nasıl bilsinler!
Jules: Eeee ne diyorlar o zaman?
Vincent: Diyorlar ki "ennuyeux".
Jules: "ennuyeux"
Vincent: galiba sıkıcı demek.
Jules: E aksiyon filmlerine ne diyorlar?
Vincent: En büyük aksiyonları köpek gezdirmek. büyük bi aksiyon yok onlarda.. filmlere de "sans bouger" diyorlar. hareketsiz kalmak demek herhalde.
Jules: [aptal bi fransızca aksanı taklidi ile] "Zans bouggheer." [güler] Hraeketsiz ha.. kötü bi aksiyon filmiymiş be.. E peki bunlar drama filmlerine ne diyorlar?
Vincent: Ne biliim olm. hareketli filmler bile bu kadar sıkıcı olunca daha yavaş olanlarına hiç gitmedim..
Jules: E iyi gitmeyerek iyi etmişsin...

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 4 ay sonra ...
dün aksam iş cıkışı yapcak bişey yok diyip bir anda kafama esmesi sonucu taksim fitaş'ta izlemeye gittim.

film 3 saate yakın.
9'da başladı seans 12'de bitti.

ağır filmlerden hoşlanmıyorsanız sakın gitmeyin.
Konu olarak ve anlatım tarzı daha önceki Nbc filmlerine benzese de, dialoglar biraz daha hatta çok daha fazla.
Zaten enstantaneler ve renklere lafım olamaz.
buradan sonrası :


hikaye çok basit bi gazetenin ufak kenarında olabilecek kadar önemsiz bir cinayeti anlatıyor. Uzun uzun sahnelerde bazen oyuncuların konuşmaya başladığında neyi anlatacağını biliyorsunuz yani size o ilk cümle yetiyor ve sonrasında o konusurken siz kendi kafanızda hayallere dalıyorsunuz. bunu çok iyi yapmışlar.
uzun zamandır türk sinemasında bu kadar güzel oyunculukları görmemiştim. Gerçi başka semtin çocukları filmindeki oyunculuklarda harikaydı ama bu bi başka geldi bana.
özellikle Ercan Kesal'ın oynadığı muhtar rolü sırasında bende kendimi o sofrada hissettim sanki bana anlatıyordu.gram rol kesme tadı yoktu yani. içimden orgazm gülücükleri geliyordu oralarda.
ki zaten o eve girdikleri sahneler başlı başına unutulmayacak kült sahnelerdir benim için artık.
Muhtarın kızı rolündeki Cansu demirci' de selena dizisinden hatırlanacak kızıl saçlı ergen kız. Filmde melek gibi bir köylü güzelini oynuyor.Kısacık rolü var ama oynadığı sekanslardaki anlatım inanılmaz. O elindeki lambayla çay dağıtması, herkesin çay geldiğinde uykulu olması ve gözlerini açınca kızı görüp afallaması ( cennetteki meleklere göndermeler burası ) harika anlatılmıştı. O eşşekçi muhabbetini de anlayanlar zaten sinemada yarıldı 1-2 dk. yanımdaki cocugun kız arkadası da sürekli soruyo "anlamadım neye gülüyosunuz hehe " diye. ki orada ahmet mümtaz taylan gerekli açıklamayı yaptı akabinde.

Son sahnelerdeki o canlı canlı gömüldüğünü anladıkları yerler,
aslında birden öldü diye anlattığı kadının kendi karısı olduğunu saklayan(saklayamayan) savcının mimikleri...

bambaşka bi filmdi benim için.




dolayısıyla ben 8.5/10 veriyorum. Nbc yi eskilerde pek sevmesemde artık alıştırdı kendisini bana. Ama hala bi Reha Erdem tadı alamıyorum. neyse olcak olcak.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İlk defa bu adamın bir filmini izledim, onu da cinayet var denmese izlemezdim. Kendince hoş bir tarzı var, sahneler belli ki üzerinde çalışılmış ve seyirciyi yakalamaya çalışıyor. Şimdi Nuri Bilge Ceylan'ın diğer filmleri diyalogsuzmuş ancak bu film öyle değil. Hatta diyaloglar iyi gidiyor, yine de arada vurucu repliklerin de olduğu bu diyaloglar yer yer çok yapaylaşıyor.

Bu yapaylık üstüne bir şey daha diyeceğim, tablomsu tasarlanmış sahneler etkileyici, bunun dışında sanat yönetmenliği de gayet iyi. Fakat bu sahneler ne kadar doğal bilemiyorum, sanki ruhu eksik gibi.

Sonuç olarak güzel bir film, etkileyici sahneler, kareler, karakterler, diyaloglar ancak sonuç nereye varıyor, ben emin olamadım. Belki de beni yakalayamadı film.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 yıl sonra ...
"bir zamanlar anadolu'da"nın yazarı ercan kesal radikalde yazmaya başlamış

http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1100516&Yazar=ERCAN-KESAL&CategoryID=97
http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalYazar&ArticleID=1101319&Yazar=ERCAN-KESAL&CategoryID=97

cok enteresan hikayeleri var adamın

existentialism at its best
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...