Joker Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 twitter'da dolanırken şu arkadaşın tandır'ına denk geldim. gözatarken 3-4 post aşşada "Alayına Ayar / Twitter Gerçekleri" diye bi başlık gördüm. atlaya atlaya okuyarak hızlıca anladım mevzuyu. ve hayretle.. biz nereye gidiyoruz ya diyesim geldi. bu nedir twitter filan ne kadar önemsemiş insanlar. benmi çok küçümsüyorum yoksa? kaçırdığım bi noktamı var? alttarafı bi site. abartıyorlarmıdır nedir twitterda ünlü olma çabaları filan?? Alayına Ayar / Twitter Gerçekleri Katılmadığım noktalar mevcut yazıda, bunu ayrıca dillendiririz. Ama sadece azıcık ayılmak, “n’oluyoruz lan?” demek için bile baştan sona okunmasını öneririm. En basitinden şunu kafada tutun, sosyal medya reklamcı ve reklam verenlerin ağzını sulandıran bir reklam ve reyting alanıdır. Ayık olun… insanlikdusmani: Alayına Ayar / Twitter Gerçekleri Sosyal ağlarda, daha da özel olarak Twitter’da gördüğüm olumsuzlukları ara ara dayanamayıp tivit olarak yazıyorum. Gizli saklı ya da sadece benim görebildiğim şeyler değil bunlar; ancak herkesin bildiği ama çeşitli nedenlerle söyle(ye)mediği şeyleri söylemek genelde bana kalıyor. Çünkü kimseden çıkar beklentim, korkum, çekincem, gizli/kirli çıkara dayalı ilişkim yok; “doğrucu davut”luk için gerekli cesaret, vicdan, dürüstlük de -ne güzel ki- yeterince mevcut. Özeti şu: Twitter’da çok RT ve takipçi kazanmak için türlü oyunlar çeviriliyor, ahlaksızlık, vicdansızlık ve haksızlıklar yapılıyor. Millet olarak(%98.6’sı mesela) şark kurnazlığımız ve dürüstüğü dilden düşürmememize rağmen, en ufak çıkar için ikiyüzlülükle her türlü dalavereyi rahatlıkla çevirmeye müsait oluşumuz aynen Twitter’a da yansıyor. Daha de’yi, da’yı, ki’yi, soru eklerini ayırmayı bilmeyen yeni yetme ergenlerden, eski yetme kifayetsiz muhterislere, maddi dolandırıcılık amacında olanlardan, cinsel açlıklarını giderme umuduyla ona buna asılmak için hesap kuranlara, koca arayanlardan yarım şöhretlerini tamamlama hayalinde olanlara, yırtmak isteyen sıradan vatandaştan şöhrete, takdire, alkışa, paraya doyamayan ve Twitter’da da “en birinci” olmaya çalışanlara… yüz binlerce kişi bir mücadele veriyor öne çıkmak için. Ne yazık ki bunların çok büyük bir kısmı hakları olmayan başarıları ahlaki olmayan yöntemlerle elde etme konusunda hiçbir utanma, sıkılma hissetmiyorlar. Ancak bunu ortalama insanın “kendini beğendirme, adını duyurma, takdir toplama” kaygılarının ötesinde; anormal bir hırsla, hiçbir ahlaki-vicdani ölçüyü dikkate almadan (ve adı konmamış biçimde örgütlenerek) yapanlar var; asıl sözüm de bunlara. * * * Onlara geçmeden, zaten şöhret sahibi olup, Twitter’a gelir gelmez binlerce takipçiye kavuşup, bu “hayran budalası” takipçilerin peşin ve şartlı reflekse dönüşmüş beğenileriyle her yazdığı bol RT alan yazar, çizer, reklamcı vb. takımına bir çift söz söylemek isterim: Yıllardır zaten hem para hem şöhret olarak karşılığını kat kat fazlasıyla aldınız yazıp çizdiklerinizin. Twitter gibi bir mecra oluşmuş, normalde sizin çalıştığınız binalara giremeyecek hatta yaşadığınız şehirlere gelemeyecek olan ama çoğu en az sizin kadar yetenekli insanlara eşsiz bir fırsat, bir fırsat eşitliği sunulmuş… Siz ne yapıyorsunuz? Adınızı kullanarak(Çoğunuzun adını kullanmadan yazması durumunda 1000 takipçiyi bulması bile mucize olurdu.) Twitter’a üye oluyor, orantısız güç uygulayarak bu yeni yetenekleri eziyorsunuz. Twitter’a da egemen olmak istiyorsunuz. Bir tek siz bilinin, siz takdir toplayın, alkışlanın diye tüm gücünüzle çabalıyorsunuz. Sizden daha önce ve çok daha güzel biçimde yazılmış tivitleri görmezden gelip, aynısını ya da benzerini yazıp 100+ RT’leri toplayarak egonuzu tatmin ediyorsunuz. O birkaç yüz takipçili yaratıcı ama sıradan vatandaşlar kimseye duyuramıyor sesini. En bilindik klişeleri, herkesin aklına gelebilecek şeyleri bile kendinize mal ediyor; “Yahu ben koca yazarım, yaratıcı biriyim, yeni şeyler söylemeliyim.” demiyor, daha önce yazılmış olabileceğini bal gibi bildiğiniz şeyleri “Acaba yazılmış mıdır?” diye aramaya tenezzül etmiyor; sizinmiş gibi yazıp yine alkışları topluyorsunuz. Soruyorum size: Ne zaman doyacaksınız? Başarıya, beğenilmeye, takdire olan açlığınızın, hırsınızın bir sınırı, ölçüsü var mı? * * * Gelelim şöhreti Twitter’da yakalayanlara… Bunların içinde, sahip oldukları takipçi sayılarını ve aldıkları RT’leri hak eden çok çok az kişi var. Tamamen temiz 3-5 kişi sayabilirim herhalde. * * * Takipçi ve RT kazanmaya yönelik ufak tefek oyunlar, taktikler, dönen ahlaksızlıklara seyirci ve sessiz kalma, ölçülü al gülüm - ver gülüm ilişkileri içinde olma gibi görece küçük kabahatleri dışında yanlışları olmayan, çalıp-çırpmadan yazan kişileri de saymaya kalksam herhalde 20’yi geçmez. (Şimdiye kadar tanıdığım, incelediğim profiller çerçevesinde söylüyorum bunları; tanımadıklarım içinde de olumlu nitelikler taşıyan epeyce kişi olduğu umuduyla.) Bunlar Twitter’ı delicesine önemsedikleri, hesaplarını cerrah hassasiyeti ve mühendis titizliği ile yönettikleri halde “Ah ne de büyütüyorsunuz şu Twitter’ı ya.” havasındadır genellikle. “Arkadaş, madem önemsiz, ne diye bu kadar hesap kitapla yazıyorsun tivitlerini?”, “Neden ‘tutmayan’ tivitleri siliyorsun?”, “Neden tutan tivitleri tekrar tekrar yazıyorsun?”, “Neden mention’ları anında temizliyorsun?”, “Neden sadece aranızda gerçek hayatta ve/veya Twitter’da sıkı ilişki bulunanları RT ediyor, diğerlerini görmezden geliyorsun?“ “Neden Twitter’da dönen dalavereleri bildiğin ve arka planda konuştuğun halde 5-10 takipçi ya da RT potansiyelli ‘popili’ kaybetmemek, it-kopukla kötü olmamak kaygısıyla açıkta ses etmiyor, suspus kesililiyor, pısıp kalıyorsun?” ve benzeri soruları sormaya utanırsınız… Ve bu kişiler en azından çalıp çırpmamaya özen gösteriyordur, kazara-bilmeden kendine ait olmayan bir şey yazarsa öğrenir öğrenmez düzeltiyordur, kimseye saldırmıyor, sataşmıyordur, ara ara da olsa az takipçili insanlara(eğer kendini yeterince sık RT ediyorsa) RT ile destek veriyordur, diğerlerine göre vicdanlıdır, dürüsttür, utanması vardır… Bunlar dışındaki binlerce takipçiye sahip yüzlerce kişi –istisnalar, gözden kaçanlar ve hata payı bir yana- bulundukları yerlere hak ederek gelmediler. * * * 5, 10, 15, 20, 50 bin takipçili olanların çoğu karşılıklılık ilkesine dayalı çıkar ilişkileri ile; birbirlerini pazarlayarak, hırsızlıklarını görmezden gelerek ve örtbas ederek, adam kayırarak, rüşvet vererek ve türlü dolaplar çevirerek elde ettiler bu takipçileri. Temel taktikleri: * Sözlük siteleri, mizah dergileri, filmler, romanlar vb. kaynaklardan aldıklarını aynen ya da biraz değiştirerek ve kendi düşünsel ürünleriymiş gibi yazmak. * Birbirlerinin fikir-sanat hırsızlığı eseri tivitlerini çıkar ilişkisi çerçevesinde anında RT’lemek. * Takipçileri arasında kendi yanlarına çekip samimiyet kurabildiklerini DM gönderip “şu tivitimi RT etsene” demekle başlayıp, yalvarmalara varan zavallılıklarla RT’ye zorlamak. (Olumlu yanıt alamazlarsa yüzsüzleşmek, yine de amaçlarına ulaşamazlarsa kara listeye almak, elden gelen kötülüğü yapmak.) * Kendilerinden olmayan hiç kimsenin tivitini ne kadar iyi olursa olsun asla RT etmemek(yeni ilişkiler kurmak ya da kendi organizasyonlarını gizlemek için ara sıra yaptıkları göstermelik RT’ler müstesna). * Sürekli ve sadece birbirlerini #ff yapmak(#ff dışında, ulaşabildikleri kadar takipçiye DM yollayarak arkadaşlarını takip etmelerini istemek). * Bu RT, DM, #ff vb. etkinlikleri bıkıp usanmadan, her biri binlerce takipçiye erişip “fenomenimsi” olana kadar devam ettirmek. * Ünlü kimselerle, özellikle kendilerini şöhret yolunda bir üst level olan basılı ve görsel medyaya taşıyabilecek kişilere usulca yanaşıp; yavaş yavaş ve sabırla samimiyet geliştirmek. * Samimiyet kurdukları ünlü ve medyada yer sahibi kişilere kendilerini RT (ve dolayısıyla lanse) ettirerek hem onbinlerce yeni kişiye hem –daha da önemli olarak- “seçkin ve etkili azınlığa” adlarını duyurmak. * Yazdıklarının özgünlüğünü ve niteliğini hiç sorgulamayan bu ünlü kişilerce birer dahi, fenomen, genç yetenek vs. ilan edilip pompalandıktan sonra, o noktaya gelene kadar işledikleri suçların kanıtlarını ortadan kaldırmak(çalıntı tivitler, takip edilen binlerce kişi, talepkar mention ve DM’ler, kendi aralarındaki yazışmalar vb.). * Haksız ve ahlaksızca gelen ama iğreti duran bu şöhreti üzerlerine oturtmaya çalışmak. Hak etmiş gibi, buna layıkmış gibi, bu şöhret çok doğalmış gibi davranmaya çalışmak; ekiptekilerle bu konuda destekleşmek. * Ve benzerleri… Bu sahte ve ahlaksız şöhretlere sözüm şu: Özünüzde bir cevher olmadığı için bütün kaplamalarınız zamanla dökülecek ve tın tın, paslı tenekeler olduğunuz er geç ortaya çıkacak. Yaşayacağınız bu kaçınılmaz düşüş ile birçok örneğini gördüğümüz sabun köpüğü ünlülerle aynı kaderi paylaşacak, kalan yaşamınızda doğru düzgün bir yol tutturamayacaksınız. O yüzden kendinize bir iyilik yapın, çaldığınız şöhreti usulca bırakıp, kendi sınırlarınıza dönün; yoksa dönüşünüz -biraz daha geç ama- muhteşem(!) olacak. Bu kişileri destekleyen abi ve ablalara sözüm şu: Size dökülen diller, edilen iltifatlar, yakılan yağlar piyasada görmediğiniz ve açlığını çektiğiniz itibarlılık hissini çakma olarak sunuyor ama sunanların tenekeliği kadar teneke olan bu itibarı da onların teneke şöhretlerine benzer bir son bekliyor. Suya sabuna dokunmayan azami 20 kişilik az dalavereli gruba sözüm şu: Arkadaşlar sizi her ne kadar eleştirsem de bu işleri böyle incelikle kotarıp ne şişi ne kebabı yakmadan istediklerinizi elde edebilme becerilerinizi takdir ediyorum. Bu ülkede başarının yolu kişiliği, onuru, ilkeleri, ahlakı, vicdanı dizginlemek, törpülemek, olabildiğince azaltıp etkisizleştirmekten hatta feda etmekten geçiyor ve siz bunu kuyumcu inceliğiyle başarıyorsunuz. Sizin kadar fedakar olamadım, olamam; benden “adam” da olmaz. Kariyer, para, şöhret ve her türlü başarı sizin hakkınız. O yüzden bravo size. Bakmayın benim vızıldanmalarıma. (Ki zaten bakmayacaksınız, görmeyeceksiniz, duymayacaksınız, bilmeyeceksiniz.) Aynen devam! Tanımadıklarımı da dahil ederek, bir avuç kadar olduğunu varsaydığım her koşulda ve her zaman dürüst, onurlu, kişilikli, vicdanlı, ahlaklı olan, cesur ve gerçek anlamda fedakar kişiye sözüm şu: Bu çığlıklarım aslında sizin için, siz okuyorsunuz diye. Yoksa değmez diğerleri için parmakları bile yormaya. İyi ki varsınız. Yazık ki çok azsınız. Umarım soyunuz tükenmez…. Geri kalan büyük kitleye de sözüm şu: Umarım bir gün uyanırsınız… Umarım şark kurnazlığından vazgeçecek kadar kurnaz ve akıllı olabilirsiniz bir gün. Umarım küçük dalaverelerinizin dönüp dolaşıp katlanarak sizi vurduğunu, bugün kazandığınızın çok daha fazlasını yarın kat kat fazlasıyla kaybedeceğinizi görüp birbirinizi düdüklemekten, sizi toptan düdükleyenleri çıkar umuduyla destekleyip yalaklık yapmaktan vazgeçecek kadar bilinçlenirsiniz bir gün. Biliyorum ki çoğunuz bu yazıyı dikkatle ve tümüyle okumadınız; okusanız da anlamadınız, anlasanız da işinize gelmediği için anlamazdan geleceksiniz. Okumamış gibi, bu gerçekler yokmuş gibi davranacaksınız. Tekerlerine çomak soktuklarım, kirli çamaşırlarını ve dalaverelerini ortaya döktüklerim bile görmemiş, okumamış gibi yapacak; arkadan her türlü pisliği yapsa da kendini ele vermemek için dışarıya hiçbir şey yansıtmayacak. “Biliyorsun da niye yazıyorsun?” diyen olursa: Yukarıda belirttiğim bir avuç kişi kendini yalnız hissetmesin diye… Birileri bunları söylemiş olsun diye… Kayıtlara geçsin diye… Daha da ötesi: Ben böyleyim… I can’t help it*… *: Biliyoruz da konuşuyoruz. :P /whiskas edit: reklam şüphesine karşı arkadaşın yazıyı spoiler'a yerleştirip link'i kaldırdım.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ahmedinejad Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 reklam yapmıyorsan bir skandal bulmuş gibi ayrı başlık açmanı yadırgadım. twitter'ı bir süredir kullanan herkes bunların farkındadır zaten. twitter da sanal da olsa bir sosyal alan ve insanların önde görünmek istemeleri kadar normal bir şey yok. bunu ciddiye almak da saçmalık. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Llama Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 twitterdan birine 70 kilo diye hitap ettim diye dava açıcaktı bana sonra ne oldu bilmiyorum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Zaybird Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 ahahah dava mı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kojiroh Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 http://media.urbandictionary.com/image/large/internet-24591.jpg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
toggie Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 twitter alt tarafı bir site degil. ozellikle kurumsallar icin onemli bir pazarlama/reklam kaynagı. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 tldr Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aluriel Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 twitter falan çıkarmayın lan bi de başımıza. facebook yetti de arttı bile Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 abi özet geçersek? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Red Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 ben böyle şeylerden cok sıkılıyorum bir süre sonra facebukun ilk zamanlarıda böyle bi heves filan.şimdi öyle 1-2 kişi napmıs ne etmiş diye bakıyorum yada video için youtubeun ilk zamanları bütün videoları ezberlemiştik izle izle.şimdi bişi arıyorsam filan açıyorum.twittera üyeliğim bile yok.zamanında da yonja xuqa filan heves ettiydik gerçi benim hayatım böyle.herşeyden bir süre sora sıkılıyorum :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
roket adam Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 türkiye'de sosyal hayat biraz sıkıntılı olduğu için insanlar interneti çok aşırı ciddiye alıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Valerius Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 gerçi ben de arada yapıyorum ama Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dasaaa Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2011 140karakterlik bişi için bu kadar yazı. neden mentionları siliyorsuna kadar okudum.. devamında önemli bişi yoktur sanırım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar