Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Quantum Fiziği


Gimli

Öne çıkan mesajlar

Quantum'la ilgili kafama takılan ufak bi soru var.

Bildiğiniz gibi, quantum fiziği, parçacık hareketlerini açıklayan kurallar dizisidir. Bu kuralların ispatı içinse kabaca, birden fazla evrenin varlığı gerekmektedir (Stephen Hawking'in birkaç kitabını karıştırdığımda yanlıs hatırlamıyorsam 13 evrenden basediyordu).

Diğer taraftan, bu işin bilim-kurgu boyutunda işlenmiş şekli daha çok, paralel evrenler olarak. Yani anladığım kadarıyla; farklı şekillerde gelişme ihtimali olan bir olayın her farklı sonucu için bir evren bulunmaktadır.

Yani, okuldan eve gelirken bakkala uğramayı düşünüp uğrarız. Bu bir evren oluşturur, bakkala uğramayı düşünüp vazgeçip eve gittiğimiz de bir evren vardır vb.

(Tabii böyle bakınca, olay sanki partikül fiziğinden günlük yaşayışa çok saçma bir analoji yapmaktan ibaretmiş gibi duruyor. Bu konuya hakim biri varsa aramızda aydınlatırsa çok sevinirim)

Sorum şu, aslında quantumdan çok bir mantık/felsefe sorusu;

İki kişi var elimizde, biri karşısına gelen her konuda çok bağnaz ve çok kararlı. Karar vermek durumunda kaldığında anlık davranıyor ve öngörülebilir bir davranış sergiliyor.

Diğeriyse her konuda kararsız biri. Çoğu zaman karşılaştığı sorunlara çok fazla çözüm düşünmekten çözüm üretemiyor. Başına gelen her olayda birden fazla olasılığı hesaba katıp, her olasılığın da oluşturacağı yeni olasılıkları düşünüyor.

Şimdi;

Eğer quantum mekaniği, düşündüğümüz her farklı yol/yön için farklı bir evren oluşur diyorsa, hiçbir olayı çözümlendiremeyen kişinin kainattaki etkisi, olayları çözen ve sonuçlar üreten kişiye oranla az mıdır yoksa fazla mıdır?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ikiside aynidir; her iki eleman icinde sonsuz sayida evren vardir

bunun aslinda karakterle pek bir ilgisi yok, mesela diger evrende o kararsiz eleman tamamiyle farkli bir ortamda buyumus olabilir, bu yuzden karar verdigi anda kararini uygulayan bir karakter gelistirmis olabilir

bir evrende bakkala giderken dinozor yemis olabilir

baska bir evrende sanayi devrimi hic olmamistir elemanimiz bakkala degil tarlasina gider

baska bir evende kuba krizi nukleer savasla sonuclanmistir, elemanimiz bu evrende bakkala degil mutant avlamaya cikmis olabilir

baska bir evrende hersey bizim evrenimizle aynidir, eleman bakkala gitmemistir, ama deprem olur ev coker

hatta bu eleman bazi parelel evrenlerde hic varolmamis olabilir

yani o kadar cok o kadar cok ihtimal varki hesaplanmasi hakikaten imkansiz

ve isin ilginc yani bunlarin hicbiri bilimkurgu degil, hakiki fizik lan...ha birde butun bu parelel evrenlerin beraber boslukta varoldugu ve arada birbirlerine carptiklari 11. boyut teorisi var ki ona hic girmeyelim sdf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gimli said:

Şimdi;

Eğer quantum mekaniği, düşündüğümüz her farklı yol/yön için farklı bir evren oluşur diyorsa, hiçbir olayı çözümlendiremeyen kişinin kainattaki etkisi, olayları çözen ve sonuçlar üreten kişiye oranla az mıdır yoksa fazla mıdır?


bu durumda hangi karakterin nasıl tepki verdiğinin sonuçlarıyla ortaya çıkan evrenleri bilmenin yolu olamaz ki? olsa zaten o kararların anlamı olmaz. seçimin önemi olduğunu sanmıyorum karşılaştırdığında ortaya çıkacak ihtimalleri görebilmen için.

bi de ne içtin lan bu saatte yazmışsın :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Neyse elimizdeki verilere bakalım, şuanda ben bile bunları yazarken elime geçen bilgiyi değerlendirip, manipüle edip geçmiş tecrübelerime, hissetmiş olduklarıma ve sonsuz sayıdaki faktörlere göre karar veriyorum.

Kuantum mekaniği parçacıkların dinamiklerini verir, ama davranışlarını veya herhangi bi davranış paternini vermez. Einstein'ın söylediği bi paradoks

Ama sonsuz da hiç hesaplanamaz bi sonsuz değil, şuanki teknolojimizle kuantum parçacıklarının hareketlerine "rastgele" denmesinin tek sebebi ölçme ihtimalimizin olmadığını varsaymamız.

senin 2 saniye sonra ne düşüneceğinin bi paterni var aslında. Yani karar verme mekanizması rastgele gelişmiyor.

OLAYA BİDE BÖYLE BAKIN
Birisi birim zamanda ne yapmışsa, nasıl nefes almışsa o an farklı bişey yapmazdı çünkü evrenin o birim zamandaki şartlarına göre o adam böyle düşünecekti. Yani şuanki evren gitmesi gerektiği gibi gidiyor.

Ama başka bi evrende olaylar taa big bang'den beri farklı gelişmiş. Kuzeydeki bi yıldız daha hızlı kaymış evrim daha hızlı gelişmiş sanayi devrimi daha erken yapılmış ahmet daha geç doğmuş. O ahmetle bu ahmet "bir bölü sonsuz" kadar küçük bi farkla birbirlerinden farklıdırlar belki. Ama paralel evrenleri yaratan şey o evrenlerin oluşma farklılıkları. Yani hem oluşum hem gelişim süreçlerinde evrendeki herşeyin yarattığı farklılıklar, ahmetin pazartesi günü uyanmaması bunun nedeni değil, sonucu.

Onun haricinde indeterminizm diye bişey yok, şuanki evrenin içindeki herşeye determinizmi uygulayabiliriz ama bazı ölçümlere enerji yetmiyor.

Yani bu evrende istediğin kediye istediğin deneyi yap, paralellik kedide değil evrende/bilinçte.

Kaldı ki bilinç denen şey algılarımızla oluşan bişey yani etrafımızdaki dünyayı bizim bilincimiz yaratıyo ve depresyonun bile bunda büyük etkisi var. Nöroloji gelişedursun, belki de bu evren sadece benim rüyamın bi parçasıdır. Belki de ben sizin rüyanızdaki bi karakterimdir. Rüyadan kastettiğim de sadece gerçeklik olarak baz aldığınız uzay/zamanın tamamen farklı bi bilinçte yer alması. O kadar da uzak bişey değil. Gerisi de şartlanmayla oluşturduğumuz egolara kalmış etraftaki etkileşimlerle. İsmin ahmetse ahmet olduğunu zannediyosun sdfj rezalet



Yani determinizmde makroskopik olaylarda bile kuantum belirsizliğini gözardı edebiliriz sayı ne kadar büyük olursa olsun hesaplanması imkansız değil ve klasik mekanik kuramlarıyla herşey ok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Sahasrara

Hah, tam böyle bir şey arıyordum çünkü paralel evrenleri yaratan şeylerin insanların kararları olması bana saçma geliyordu sonuçta ben o kararı verdim çünkü beynimdeki 100. elektron sola değil sağa dönüyordu.

Her şeyin bir nedeni vardır sonuçta ve insan beyni de bu kuralı bozabilecek kadar üstün değil maalesef :(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

benim burdan çıkardığım; herkes herşey ve herşey hiçbirşey olabilir. of abi gerçekten bunları düşünmenin bir anlamı yok, sade düşünmek en güzeli. insanın doğasında bu yok, insanlar bence kabileler halinde ilkel bir şekilde yaşadığı günlere dönmeli herşeyi unutup. çünkü bizim doğamız bu ve doğamızı değiştirmeye çalıştıkça başımıza daha kötü şeyler gelicek. hepimiz maymunduk amına koyiyim şimdi oturmuş quantum falan konuşuyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
insanlar bence kabileler halinde ilkel bir şekilde yaşadığı günlere dönmeli herşeyi unutup.
dönecek zaten günün birinde...merak etme:) dünya normal seyrinde 100.000 sene de bir periyodik olarak buzul çağlarına giriyor ve çıkıyor,bu da oyunu restart yaptırıyor zaten de...şuan ki koşulda,iklim değilişikliği bu hızda gittiği ve hiçbir şey yapılmadığı takdirde 50 sene de kasedi başa sararız.;)...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

quantum üzerinden felsefi sorular sormak için en temelinden başlamak gerekir, bu şekilde basit parçacık hareketinden hemen yaşam-bilinç gibi kompleks bir kavrama geçince ortada yanlış anlaşılmalar ve kavram çatışmalarının olması kaçınılmaz.

benim bildiğim kadarıyla quantumun temeli, çok küçük parçacıkların mekan değiştirirken ki dinamikleri.

yani
X parçacığının A'dan B'ye nasıl gittiği.
örneğin A ile B arasına bir engel koyuyorlar, bu engele iki tane X büyüklüğünde delik açtıklarında fırlatılan X parçacıklarının bir kısmının deliklerin hemen karşısına değil de deliklerin ortasına gittiğini görüyorlar. daha bir sürü şey var da sonuç olarak bu parçacıkların hareket ederken gidebilecekleri tüm yolların olasılıklarına göre o olasılıkların ortalamasına gidebildiklerini görüyorlar. yani bir şekilde, o parçacık fırlatıldığı anda, o parçacık hem o delikten dan geçiyor, hem evrenin öbür köşesinden hem senin masandan vs geçip bu geçişlerin olasılıklarına göre bir hareket sergiliyor. bu olasılıklardan birbirine ters olanlar birbirlerini nötrleyip o olasılığı 0 yapıyorlar. aynı şekilde eşit olasılıklar da birbirinin üzerine biniyor. bu aynı dalgaların birbirini güçlendirmesi ve birbirlerini nötrlemelerine benziyor. bu mantıkla ortaya giden parçacıkların 2 delikten geçme olasılıkları eşit olduğu için ikisinin ortasından(engelden) gidiyorlar, ortada engel olmasına rağmen.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

böle =P
http://a2.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-snc6/208031_10150105194062614_687407613_5485504_405687_n.jpg

http://a6.sphotos.ak.fbcdn.net/hphotos-ak-ash4/215778_10150105199557614_687407613_5485668_6176731_n.jpg

ama tabi bu oalylar sadece küçük parçacıklar için geçerli. bu parçacıklar birleşince bildiğimiz newton kurallarına göre hareket ediyrorlar, ama tabi ki newton ve quantum arasında(yani insan açısından değil de objektif gerçeklik) bizim şu anda farkında olmadığımız kurallar/ilişkiler var ama şu an anlayabildiğimiz veya gözleyebildiğimiz şeyler değiller.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...