braid Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 demek istedigim tam olarak "anlayamama" degil, T.C tarihinin en büyük davalarından biri hakkında çok dogru ve yüksek bilgi sahibi olmadıklarının farkında olmaları gerektiği. ki bu konu eger "derin devlet" ve politika gibi çok komplike konularsa. viktor her zaman ki gibi inanmak istemediği şeyi trollemiş. gerçi yolladıgı pic ironik kendisiyle. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aluriel Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 abi şu yukarda verdiğim 2-3 örnek bile haksız çıkarmaya yetiyor şu anlatmaya çalıştığını. telefona numara nasıl kopyalanır yanlışlıkla bana bunu bi anlat. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
goldbären Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 braid sen ampul simgesini görünce mührü bas gerisine karışma teyzecim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LathspeLL Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 bu "türkiyenin en büyük davası bu, anlayamazsınız" mentalitesi viktor'un koyduğu image ile açıklanıyor zaten. Siz anlayamazsınız beyler, bu acaip büyük bişey yani. Karışmayın siz böyle şeylere. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ceday Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Telefon, TİB’in sinyal verilerine göre aynı gece 23:52:54 ile 23:54:05 dakikaları arası 1 dakika 23 saniye açıldı ve Emniyetin bulunduğu Vatan Caddesi Fatih Metro İstasyonu’ndan sinyal aldı. Bilirkişi raporuna göre, telefon hafızasının 392 numaralı sırasından başlayarak aynı tarih ve aynı saatte sırasıyla 139 numara kaydedildi. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16855140.asp?gid=373 Bunun yanlıslıkla yapıldıgına inanabilen insanlarla neyi tartısıonuz ki? Aylarca da tartıssanız birsey cıkmaz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rynza Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 ben anlamicaksam sokarim oyle mahkemeye. senin, benim icin degilse, hayvanlara mi bu mahkemeler? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
braid Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 türkiyedeki yapılmış darbeleri, işlenmiş faili meçhul cinayetleri, dönen kirli oyunları anlamıyorsunuz da bu davayı çok iyi anlıyorsunuz kutlarım, hepiniz birer sherlock holmes, birer julian assange .neyse ulusalcı gençlikle aşık atılmaz zaten, ergene kon her yere kon diyip aydın bir insan olalım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Rynza Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 ahmak. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
braid Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Ceday said: Telefon, TİB’in sinyal verilerine göre aynı gece 23:52:54 ile 23:54:05 dakikaları arası 1 dakika 23 saniye açıldı ve Emniyetin bulunduğu Vatan Caddesi Fatih Metro İstasyonu’ndan sinyal aldı. Bilirkişi raporuna göre, telefon hafızasının 392 numaralı sırasından başlayarak aynı tarih ve aynı saatte sırasıyla 139 numara kaydedildi. http://www.hurriyet.com.tr/gundem/16855140.asp?gid=373 Bunun yanlıslıkla yapıldıgına inanabilen insanlarla neyi tartısıonuz ki? Aylarca da tartıssanız birsey cıkmaz. ordan onu cımbızla, bu da açıklaması ; Açıklamada, şu ifadelere yer verildi: “Çelebi'nin iddia olunan Ergenekon silahlı terör örgütü yöneticilerinden gelen talimat doğrultusunda Hizbü-t Tahrir terör örgütüne sızma girişimlerinin bulunduğu savı, şüphelinin bizzat yaptığı ve tape edilmiş telefon görüşmeleri, yapılan aramalarda elde edilen fiziki ve dijital dokümanlar ile Hizbü-t Tahrir örgüt üyeliğinden haklarında dava açılan Kurtça Bektaş ve Süleyman Solmaz'ın ifadelerine dayandırılmıştır. Kaldı ki, Telekomünikasyon İletişim Başkanlığından (TİB) temin edilen HTS kayıtlarına göre, Mehmet Ali Çelebi'nin gözaltına alınmadan önce Hizbü-t Tahrir örgüt üyeliğinden haklarında dava açılan Kurtça Bektaş ile 25 Mayıs-8 Haziran 2008 tarihleri arasında 25 kez, Süleyman Solmaz ile de 1 Mayıs-26 Temmuz 2008 tarihleri arasında 90 kez görüşme kaydının bulunduğu tespit edilmiştir. Sonuç olarak, Çelebi'nin Hizbü-t Tahrir terör örgütüyle irtibatı, basında yer alan iddialarda olduğu gibi Mahmut Oğuz Kazancı'nın telefon rehberindeki kayıtların sanık Çelebi'nin telefonunda da bulunmasına dayandırılmamış, bu konu sanık aleyhinde sonuç doğuracak biçimde adli işlemlerin hiçbir aşamasında değerlendirilmemiştir. Adı geçen sanığın terör örgütüyle olan irtibatı, soruşturma dosyasında somut bir şekilde mevcut olan TİB kaynaklı HTS raporları, adli kararlı telefon görüşmeleri, el konulan fiziki ve dijital dokümanlar ile diğer sanık ifadeleri dayanak alınarak ortaya konmuştur.” kaynak: hurriyet. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aluriel Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 yok kaçma hemen yahu. anlat biraz nasıl olduğunu bu işlerin. hadi geçtim telefonu, iddianamenin 7 sayfası hukuk öğrencisinin ödevinden imla hatası dahil kopya çıkıyor. adam hak çıkarsa dava açarım diyor. skandal değildir de bu nedir? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ceday Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 Paylaş Mesaj tarihi: Şubat 21, 2011 o zaman şöle anlatıyım. tegmen baska birseyler yapmıs olabilir/olmayabilir, bu konuda "gercekci" bir bilgim yok. ama acık olan birsey var; birileri bu davaya müdahalede bulunmak istiyor, hatta bunun icin sahte delil bile yaratıyor. bunun tartısılcak yeri bile yok, apacık ortada. ha bi de bunun üzerine emniyet müdürlügünün şaka gibi "sehven yapılmıs" acıklaması, düpedüz halkla dalga gecmektir. ama siz bunu bile göremiyorsunuz.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Myshkin Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2012 TÜBİTAK raporu: Virüs var, Oda Tv bilgisayarları hedef alındı Gazeteciler Nedim Şener, Ahmet Şık ve Soner Yalçın'ın da yargılandığı OdaTV davasında İstanbul 16. Ağır Ceza Mahkemesi'nin, TÜBİTAK'tan istediği rapor 7 ay sonra mahkemeye ulaştı: O bilgisayarlar virüsle hedef alındı. Delil olan belgeler üzerinde kullanıcılar bir işlem yapmamış. Ancak bu belgelerin nasıl geldiğine dair kesin bir bulgu yok http://www.radikal.com.tr/Radikal.aspx?aType=RadikalDetayV3&ArticleID=1098356&CategoryID=77 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Redeagle Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2012 Polis merkezinde tutukluların cep telefonuna teröristlerin numaraları nasıl yükleniyorsa bilgisayarlara da dosyalar öyle geliyordur. Kimse gerizekalı değil, ortada her şey. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
mani Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 27, 2012 e balyoz darbe planının temelini oluşturan cd kayıtlarında bulunan world belgeleri zamanında olmayan yazı tipiyle yazılmıştı. Ayrıca bir subay bulunduğu yerden 300-400km uzaklıkta olan bir başka askeri hergün haftalar boyunca izlemişti. normal bunlar. Cemaat delil oluşturma birimi çok yetersiz. daha çok çalışmaları lazım çok iz bırakıyorlar arkalarında. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Marty Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2012 gayet yeterli valla. istedikleri herkesi tıktılar içeri işte. insanları hapiste surundurmek için suçun kanıtlanması gerekmiyo turkiyede. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aluriel Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2012 Aluriel said: he bu arada soner yalçın öyle birşey söylememiş. okusaydın bi keşke saçmalamadan önce said: Avukat Feza Yalçın bu sorguya da açıklık getirdi: “Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan, sorguları sırasında bilgisayarda elde edildiği iddia edilen 20 sayfalık “Ulusal Medya 2010” adlı döküman ile suçlandılar. Döküman 28 Eylül 2010 tarihinde oluşturulmuş. Barış Terkoğlu ve Barış Pehlivan’ın savcılıkta bu dökümanı daha önce hiç görmediklerini söylediler. Bunun üzerine hemen Odatv’nin merkezine giderek bu dökümanları inceledik. Bir uzman eşliğinde yaptığımız incelemede belgelerin 28 Eylül 2010 tarihinde gece 11.54’te yaratıldığını ve aynı saniyede ise silindiğini tespit ettik.” Hard diski araştıran bilişim uzmanı bize bir rapor hazırladı. Rapora göre sabit disk’te “!Lost&Found”adlı silinmiş bir klasör bulundu. Bu klasör 28 Eylül 2010’da saat 11:54’te yaratılmış ve aynı anda silinmiş. Bu klasör uzmanlara göre otomatik olarak ve MCOS ya da Linux sistemi oluşturulmuş. Uzmanlar bu programın Windows XP sistemleri tarafından kesinlikle yaratılamayacağını söyledi. Ayrıca yine aynı klasör 20 Aralık 2010’da 09:46’ta yeniden yaratılmış ve tekrar silinmiş. Bu yüzden kullanıcının bu klasörlere erişimi mümkün değil. Bu klasörlerin ve içindeki dökümanların yaratılma ve silinme tarihleri aynı olduğundan, kullanıcının müdahale etme imkanı bulunmuyor. Uzmanlar klasör ve dosyaların yaratılma işleminin ancak ‘trojan’ vasıtasıyla izinsiz giriş usulüyle yapıldığını söyledi.” http://www.dipnot.tv/4565/Soner-Yalcin-ve-Odatvcom-yazarlari-Silivri-Cezaevine-nakledildi-.aspx e başından beri aynı şeyi söylüyorlardı zaten. 7 ay mı sürmüş şunun tespiti? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fizban Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2012 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 28, 2012 mani said: Cemaat delil oluşturma birimi çok yetersiz. daha çok çalışmaları lazım çok iz bırakıyorlar arkalarında.hani filmlerde kötü adamlar genelde sondan bir önceki sahnede büyük bir aptallık yapar ve adama silahı dayamışken bütün planlarını anlatır, ve sonra dersin ki "ulan şu kötü adamlar biraz da zeki olsa dünyayı ele geçirecekler.." diye, ha işte. burada da öyle. biraz daha zeki olmadan ele geçirdiler ama bunlar ülkeyi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar