fede Mesaj tarihi: Ocak 28, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 28, 2011 Ardeth said: Raze said: aynı muhabbeti ışık hızında giden gemi ve ışık hızında koşan velette uygulayınca olmuyor. Olmayınca denklemleri kontrol ediyorlar, ahanda zaman bizim bildiğimiz gibi deil lan çıkıyor, olaylar gelişiyor. gerçekten göreliliğin böyle mi ortaya çıktığını düşünüyorsun? aynşaynın sabah gözüne ışık girmiş uyanmış. öyle değil mi?
DeBuffAndHeal Mesaj tarihi: Ocak 28, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 28, 2011 iett, gemi yerine daha sade, basit şahsi arabada yapsa deneyi olmaz mı? :P
Raze Mesaj tarihi: Ocak 28, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 28, 2011 Ardeth said: gerçekten göreliliğin böyle mi ortaya çıktığını düşünüyorsun? hee tamda yazdigim gibi oldugunu dusunuyorum. hatta "aha buldum la buldum, sindi godum cocuu" bile demis yazili siveyle. /sarcasm off During the 19th century the aether theory was widely accepted, mostly in the form given by James Clerk Maxwell. According to Maxwell all optical and electrical phenomena propagate in a medium. Thus it seemed possible to determine absolute motion relative to the aether and therefore to disprove Galileo's Principle. The failure of any experiment to detect motion through the aether led Hendrik Lorentz in 1892 to develop a theory based on an immobile aether and the Lorentz transformation. Based on Lorentz's aether, Henri Poincaré in 1905 proposed the Relativity Principle as a general law of nature, including electrodynamics and gravitation. In 1905 Albert Einstein published what is now called Special Relativity (SR) – he radically reinterpreted Lorentzian Electrodynamics by changing the concepts of space and time and abolishing the aether. This paved the way to General Relativity. Subsequent work of Hermann Minkowski laid the foundations of Relativistic Field Theories. burda yazan her cumle bilmem kac tane paper. Dedigimin ornegi ayni/dogru degilse de ( zaten dipteki kucuk notun amaci oydu)ozu ayni; dogru kabul edilen bir sistem var, hatalari eksiklikleri farkedilir, sorgulanir; bi zeki cikar yenisini bulur. aka scientific method; problem officer?
throine Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 Ardeth said: soru içerdeki havanın kelebekleri ne derece etkilediği, yani havanın hareketi kelebekleri de ileri itecek kadar etkili bir hareket mi? insanların gemi yüzeyinde kalmalarının sebebi sürtünme. kelebekler ise kanatlarını kullanarak etraflarındaki havaya kıyasla bir hız kazanıyorlar. dolayısıyla havaya kıyasla ileri gidiyorlar ama hava da ileri gidiyor. ya aslında ortada soru yok. Ansiklopedide Görelilik sayfasına bakıyordum ilk işte Galileo, Newton falan bunlardan başlayarak anlatmış en son da işte Einstein'a kadar gelmiş ben de Galileo'nun bir eserindeki bu yazıya takıldım oldukça ilginç geldi bu gemideki kelebekler niye arkada toplanmıyor falan filan. :) öylesine yazdım cevapları merak ettim. http://en.wikipedia.org/wiki/Galileo's_ship Galileo's Ship Shut yourself up with some friend in the main cabin below decks on some large ship, and have with you there some flies, butterflies, and other small flying animals. Have a large bowl of water with some fish in it; hang up a bottle that empties drop by drop into a wide vessel beneath it. With the ship standing still, observe carefully how the little animals fly with equal speed to all sides of the cabin. The fish swim indifferently in all directions; the drops fall into the vessel beneath; and, in throwing something to your friend, you need throw it no more strongly in one direction than another, the distances being equal; jumping with your feet together, you pass equal spaces in every direction. When you have observed all these things carefully (though doubtless when the ship is standing still everything must happen in this way), have the ship proceed with any speed you like, so long as the motion is uniform and not fluctuating this way and that. You will discover not the least change in all the effects named, nor could you tell from any of them whether the ship was moving or standing still. In jumping, you will pass on the floor the same spaces as before, nor will you make larger jumps toward the stern than toward the prow even though the ship is moving quite rapidly, despite the fact that during the time that you are in the air the floor under you will be going in a direction opposite to your jump. In throwing something to your companion, you will need no more force to get it to him whether he is in the direction of the bow or the stern, with yourself situated opposite. The droplets will fall as before into the vessel beneath without dropping toward the stern, although while the drops are in the air the ship runs many spans. The fish in their water will swim toward the front of their bowl with no more effort than toward the back, and will go with equal ease to bait placed anywhere around the edges of the bowl. Finally the butterflies and flies will continue their flights indifferently toward every side, nor will it ever happen that they are concentrated toward the stern, as if tired out from keeping up with the course of the ship, from which they will have been separated during long intervals by keeping themselves in the air. And if smoke is made by burning some incense, it will be seen going up in the form of a little cloud, remaining still and moving no more toward one side than the other. The cause of all these correspondences of effects is the fact that the ship's motion is common to all the things contained in it, and to the air also. That is why I said you should be below decks; for if this took place above in the open air, which would not follow the course of the ship, more or less noticeable differences would be seen in some of the effects noted.
stimpak Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 hareket eden gemi sensin içindekiler de arkaya hareket etsin - Can Yücel-
Ardeth Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 Raze said: burda yazan her cumle bilmem kac tane paper. Dedigimin ornegi ayni/dogru degilse de ( zaten dipteki kucuk notun amaci oydu)ozu ayni; dogru kabul edilen bir sistem var, hatalari eksiklikleri farkedilir, sorgulanir; bi zeki cikar yenisini bulur. aka scientific method; problem officer? abi ışık hızında giden gemi falan diyosun (kütlesi olan bişey zaten ışık hızında gidemez de). olay maxwell denklemlerinin galileo dönüşümleri altında invariant olmaması (ama insanların fiziksel sistemlerin galileo dönüşümleri altında invariant olması gerektiğini sanması), ışık hızının her referansa göre sabit hızda olması (bunu da ışığın kendini kullanarak yapıyorlar, ışık hızında giden tren falan yok) falan filan gibi şeylerden çıkıyor. ışık hızına yakın hızlarda giden parçacıklarla deneyler daha sonradan yapılıyor bu teoriyi desteklemek için. ama özel görelilik için mekanik denklemlerini einstein sadece ışığın hızının sabit olduğundan yola çıkarak buluyor, ortada hareket eden cisimlere dahil bir deney yok.
Cuce Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 kabulenemiyosunz ama ben diyorum işte, adamın kafası baska calısıyo, fizik meselesi değil artık o, evrende aslıdan şöle bişi olaiblir lan deme kabiliyeti. zaten teorinin öle uzun uzadıya deneylerle hesaplarla ulaşılmış olmadığı belli.
kermit Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 ya sus 2 dk bişey bilmiyosun konuşuyosun sina
Ardeth Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 29, 2011 albümdeki forever alone'un öcünü almaya çalışıyosan çok geç kaldın artık. cüce o adam dediğin kim einsten mi? eğer oysa evetherif bence bu böyledir diyor (ve baya garip beklenmedik bişey diyor) ve çıkıyor sdf
Venator Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Ardeth said: olay maxwell denklemlerinin galileo dönüşümleri altında invariant olmaması (ama insanların fiziksel sistemlerin galileo dönüşümleri altında invariant olması gerektiğini sanması) Sanması değil, öyle olması gerektiği. Yoksa hızlanan bir madde ile ışık kaynağının arasındaki alanın permittivity'sinin hıza bağlı olarak azalması gerekirdi ve de haliyle bu saçma sapan sonuçlara neden olurdu. En basit haliyle anlatayım, arabanızın hızı değiştikçe radyoda oynayan kanalın frekansı da değişirdi kendi kendine.
DoruK Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 KHaRoN said: disardaki havada ucmuyorlar, icerdeki havada ucuyorlar.
Otrivine Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 hakkaten araba hizlandikca niye frekans degismiyor? isik da sonucta doppler shift e maruz kalmiyor mu kafam karisti.
Ardeth Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Venator said: Ardeth said: olay maxwell denklemlerinin galileo dönüşümleri altında invariant olmaması (ama insanların fiziksel sistemlerin galileo dönüşümleri altında invariant olması gerektiğini sanması) Sanması değil, öyle olması gerektiği. Yoksa hızlanan bir madde ile ışık kaynağının arasındaki alanın permittivity'sinin hıza bağlı olarak azalması gerekirdi ve de haliyle bu saçma sapan sonuçlara neden olurdu. En basit haliyle anlatayım, arabanızın hızı değiştikçe radyoda oynayan kanalın frekansı da değişirdi kendi kendine. Daha düzgün yazayım karışık olmuş. Ordaki "fiziksel sistemlerin" kısmını alıp "bütün fiziksel sistemlerin" diye değiştiriyorum. Galileo dönüşümleri, lorentz dönüşümlerinin düşük hız limiti gibi düşük hızdaki sistemler için geçerli dolayısıyla düşük hızlar için yeterli derece iyi bir yaklaşım. Yani aynı cümleyi "insanların newton denklemlerinin her fiziksel sistem için doğru olduğunu sanması" şeklinde de açıklayabilirim :p
Cuce Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Ardeth said: albümdeki forever alone'un öcünü almaya çalışıyosan çok geç kaldın artık. cüce o adam dediğin kim einsten mi? eğer oysa evetherif bence bu böyledir diyor (ve baya garip beklenmedik bişey diyor) ve çıkıyor sdf ha einstein
zeper Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Ardeth said: lorentz dönüşümlerinin lorenz mi hııı o da ne?yenir mi? :P
zeper Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 hesinberg'ti o ya değil mi? bu arada şaka bir yana bizim sınıfta bir çocuk onları(hesinberg ile shrödinger'i) kardeş sanıyormuş heuee.
Suark Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Otrivine said: hakkaten araba hizlandikca niye frekans degismiyor? isik da sonucta doppler shift e maruz kalmiyor mu kafam karisti. Çünkü, ışık pek fena hızlı. Yani epey hızlı gitmen lazım ki gelen frekansta ki farklı hissedebil. http://en.wikipedia.org/wiki/Doppler_effect buradan formülü kontrol edebiliriz, f = ( 1 - (vs-vr)/c ) fo diyor, haliyle vs-vr neredeyse c ye eşit. ondan fo ve f arasında bi fark yok.
Loxias Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 beyler mouse u havaya atarsam 3-5 sn sonra 1.5-2 km öteye düşer mi acaba? (dünya dönüyor ya) lol
senko Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 30, 2011 vaperon said: Aklıma geldi... :D off surda olmak isterdim
Ardeth Mesaj tarihi: Ocak 31, 2011 Mesaj tarihi: Ocak 31, 2011 Loxias said: beyler mouse u havaya atarsam 3-5 sn sonra 1.5-2 km öteye düşer mi acaba? (dünya dönüyor ya) lol mousela kelebek biraz farklı ama. sen mouse'u ayarken o zaten senle beraber dönme hızına sahip. gemi hareketsiz haldeyken havada uçan kelebekler, gemi hareket etmeye başladığında sadece havadan etkileniyor bir ilk hızları yok. yani geminin üzerinde durduğun yüzeyi sürtünmesiz olsa sen gemi hareket ettiğinde geri kayar mısın? yoksa aynı zamanda geminin içersinde vakumda olması lazım mı (vakumda yaşayabildiğini var saydım sdf)? gibi biraz daha sofistike sorular sorulabilir.
Öne çıkan mesajlar