Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

II.Viyana kuşatması neden başarısız oldu?


Yamato

Öne çıkan mesajlar

Lisedeki Tarih kitaplarında; çok önemlidir, dönüm noktasıdır diye üzerine bastıra bastıra söylenip hakkında 1-2 paragraftan fazla bilgi verilmeyen(Verilen bilgidede Sadrazam Merzifonlu Kara Mustafa Paşaya ana avrat söven) savaş hakkında ne biliyorsunuz? Merzifonlu gerçekten salak bir sadrazam mı yoksa hainlerin kurbanı olan cesur bir vezir mi? Bilgisi olan paylaşırsa sevinirim...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla benim bildiğim kadarı ile Merzifonlu salak değil bayağı cesur ve stratejik yönü ağır basan bir komutan, tek kusuru ise fazla gaz olması. Zaten padişaha bol gaz verip seferi başlatan da o. Kuşatma sırasında ise önemli bir hatası var: yardımcılarının öğütlerini dinlemeyip vaktinde Viyana'ya genel taaruz emri vermemesi. Bunun nedeni de Viyana'yı yani dönemin en güzel kentlerinden birisini fazla zarar vermeden ve yağma yapmadan almak istemesi. Merzifonlu bu sayede ününe ün katmayı planlıyordu şüphesiz ama işler onu yağlı kemente götürdü. Tabii bunun dışında Kırım Hanı'nın Polonya ordusunu arkadan kuşatmaması ve Polonyalıların Osmanlı ordusuna saldırmasına göz yumması var ki o da apayrı bir salaklık örneği.[signature][hline]Şüphenin olduğu yerde özgürlük vardır.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

merzifonlu kendisine çok güvenen büyük gören birisiydi

öncelikle 2. viyana kuşatması bir hataydı öncelikle viyana değil etrafındaki bölgeler olmalı daha sonra viyana kuşatılmalıydı böylece daha rahat bir kuşatma ortamı sağlanabilirdi kurmayları bunları söylüyordu ama merzifonlu dediğim gibi kendisine güvendiği için ve gerçekten büyük birisi olduğunu kanıtlamak için viyanaya bordalama yaptı gemiyi batırdı =p

kanuni gibi osmanlının en güçlü zamanında alınamadığı için alırsa tam karizma yapcaktı ;)

neyse hikayemizin sonuna gelirsek viyanaya hiyaa diye uçmasının ardından anti osmanlı bloğu oluştu yani kutsal ittifak ve osmanlıya karşı saldırdılar geri çekile çekile karlofça ant kutsal ittifak ile imzalandı rusya ilede istanbul anlaşması

şimdi merzifonlu böyle bir birliğin oluşabiliceğini düşünmemişti ve sonrasında sahip oldukları avrupadaki tüm topraklardan saldırıya uğrayacaklarını

bir çok cepheden saldırı gelince bunu karşılayamadılar

özetle böyle merzifonlunun böbürlenmesi ve bazı şeyleri yanlış okuyup değerlendirmesi onun dışında bilgili ve kaliteli bir sadrazam

zaten durumu iyi okumuş ama iyi okuyup değerlendirmesi yanlış olmuş değerlendirmesi doğru olanlarıda iyi biraz (bayağa?) büyülterek anlatıyor bir çoğu kişi...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Salak tabiki ağır bi itham , adam sonuçta o dönemin imparatorluğunda en iyi okullarda yetişip sadrazamlığa yükselmiş,ama böle bi insanında kimin hain kimin dost olduğunu bilmesi lazım, ayrıca kuşatmaya giderken gerekli mühimmatıda yanına almadığı ayrı bir gerçek, koskoca Viyana kalesini sadece 15 ağır 60 hafif topla kuşatmak pek akıl karı sayılmaz, (kaldıki avusturyalıların elindeki topların menzilleri osmanlılarınkilerden daha uzun)
ama tüm kuşatmanın sadece bu sebeplerden kaybedildiğini söylmekte çok yanlış olur.Şansta çok önemli bir faktör. kuşatmanın başladığı gün (12 temmuz 1683) şehrin içinde çıkarılan yangın, içinde tam 1800 ton barut bulunan avusturya cephaneliğine sadece 40 adım kala durdurulabilmiş, o cephanelik havaya uçsa kale değil 60 gün 60 saat bile dayanamazdı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kuşatma için osmanlı o zamana kadar toplanmış en büyük ordulardan birini topladı, viyanaya ulaşana kadar o orduya birçok destek birliği de eklendi. Sonuçta ortaya 250.000 kişilik çok iyi silahlanmış, zamanın en güçlü-büyük ordusu ortaya çıktı. Viyana da ise sadece 40.000 kişi onları bekliyordu.

Viyanalıları kuşattığında o güzel şehire saldırmak istemedi sadrazam, istediği şey ona zarar vermeden, el sürmeden almaktı. Surları toplarıyla günlerce döverken içerde viyanalılar açlık çekiyor, çoğunlukla kedi yemeğe bile şükrediliyordu. Tam anlamıyla bir kıtlık çekiliyordu. Osmanlılara yaklaşmayı göze alıp bir dana çalabilen kişiye şovalye ünvanı veriliyordu. Viyanalılar kedi ile beslenirken bizimkiler kebab yapıyolardı muhtemelen :)

60 gün boyunca sadece oturup, afiyetle danalarını kesen osmanlı ordusu, sayısı kendilerininkinden daha az olan ittifak ordusunu görünce rahata atladı ve direnip yenebilecekleri bir ordudan düzensizce kaçtılar. Sadrazam tabii ne yapıcağını şaşırdı, kimse emirlerine uymuyordu ve ordu 4 bir yana dağlmıştı. Göbekleri kafam kadar olmuş, ellerini sıcak sudan soğuğa sokmayan ( :) ) yeniçeriler de kaçmıştı.

Sonuçta osmanlı ordusu 60 gün sonunda karşı taraf için büyük bir propaganda malzemesi olan, kahramanlık hikayeleriyle doldurulan, 250.000 kişilik iyi silahlanmış osmanlı ordusunu yenerek ününe ün katan rütbeliler yaratan bir sabaş bırakmıştı.

Rakamlar yalnış olabilir belki. Bu yazıyı sebebini bulmak için değil, tarihin benim daha çok ilgilendiğim bir yanına değinmek için yazdım. Fakat kısıtlı bir zamanda ve gerekli kaynakların elimin altında olmadığı bir yerde ancak bu kadarını yazabildim, yenilmelerinin sebebi kebap olmayabilir tabii ;)[signature][hline]*http://www.milliyet.com.tr/2001/02/23/yasam/yas03a.html adresine bakar ve kopar*
---
Diaboli virtus in umbust est
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
slayer__, 22 January 2004 17:34 tarihinde demiş ki:
aklıma gelmişken viyana kuşatmasında (1 mi 2 mi bilmiyorum muhtemelen 2) yeniçeriler bir bağa girerler tüm üzümleri göbeğe atarlar bağın sahibine her üzüm tanesi için bir altın verirler...

gerçeklik payı yüksek


Arkadaşlar o hikaye şöyle: Askerler acıkır ve bir bağa girer, tıka basa yedikten sonra osmanlının ihtişamına yakışır bir şekilde her üzüm tanesi için bir altın bırakırlar.
Şimdi ordu 250.000 kişi.
1 salkımda 50 tane üzüm olsun
1 asker 20 salkım yesin
20x50x250000=250.000.000altın tanesi.

Bu olay türk propogandasının başta gelen kolpa laflarındandır. Böyle şeylerle gaza gelip lütfen "ulan zamanında ne milletmişiz, nerde o ihtişamımız şimdi, amerika avrupa rezil etmiş bizi, bir türk dünyaya bedeldir ulan" gibi şeyler söylemeyin[signature][hline]*http://www.milliyet.com.tr/2001/02/23/yasam/yas03a.html adresine bakar ve kopar*
---
Diaboli virtus in umbust est
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Absolut, 22 January 2004 18:32 tarihinde demiş ki:
Belki 1-2 kişi altın bırakmıştır ama zamnın şartlarını düşünürsek kimse savaşa cebinde her yemegi için parayla gitmiyordu herhalde. Ordu bağa giriyorsa belki bağ sahibine birazcık para ve ölmeme garantisi veriyorlardır bence.


Ayrıca bağ viyananın o kadar dışında olmaz, olsada sahibi surdan içeri çoktan kaçmıştır nereye veriyosun parayı. Ayrıca osmanlı hazinesini bir savaşta sadece askerlerin bağ meselesi için boşaltmak ne kadar mantıklıdır, ki savaşa devlet hazinesiyle mi çıkılır. 1üzüm=1altın denklemi ne kadar saçma, umarım görebiliyorsunuzdur. Ayrıca 250milyon tamamen kaba hesap ve bu para hazinenin de karşılayabileceğinin çok çok üstünde bence.

Böyle söylemlerin kaynağı bellidir çoğu zaman. Böyle çabuk inanmanız bayağı şaşırttı beni açıkcası. ah şu mantık yokmu[signature][hline]*http://www.milliyet.com.tr/2001/02/23/yasam/yas03a.html adresine bakar ve kopar*
---
Diaboli virtus in umbust est
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

illa heryeri alıcaz diye bişimi varki.
güçlü demekki karşımızdaki.

benim örendigim biş var bu konu hakkında.
savaş bitene kadar ele gecirilen ganimet sadrazama alıyor.
savaş biterse osmanlıya.sadrazaman yıllarca sömürüyor orayı kuşatmayı bitirmiyor.

banada cok sıkış geldi ama yazim dedim[signature][hline]no gay, no cry
www.fallenbishop.cjb.net
eski topic lere bakınca immune to terlik shield'im oldugunu örendim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bi kitaptan okuduğuma göre Diyarbakır hanı birlikleriyle ilerlerken(yerini hatırlayamadım şimdi) tam 200 kıza tecavüz etmiş! yöre halkı şikayet etmesine rağmen devlet adına kimse bişey yapmamış, bunun üzerine halk topluca(başlarında imamla) beddua okumuşlar! kitapta yazar, "sefer bedduayla başladı bu yüzden her bi iş ters gitti" diye yazmış...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bana inandırıcı gelmedi,saymışlamı teker terker ırzına geçtikleri kadınları,sonra koskoca ordu 200 kadınınmı ırzına geçmiş?fıs,sallama bence.[signature][hline]"In blossom today, then scattered:
Life is so like a delicate flower.
How can one expect the fragrance
To last for ever?
- Admiral Onishi Takijiro
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Palavrasını bilemem ama bence pekala mümkün, kitapta yazanı aynen veriyorum:

Orduyu Hümayun Belgrat'ta iken daha önceden olmuş bazı çirkin hadiseler ortaya çıktı.Bunlar hakkında silahtar II/16 diyor ki;
"Sefere gidilirken halkın nefretini kazanacak, devlet idaresinden soğutacak çirkin birçok hadiseler oldu. Rumeli ve Anadoluda, bilhassa vüzera ve mirimiran bir tarihte olmamış enva-i türlü bet'at ile halka öyle zulmeddiler ki tahririnden insan utanır. Eczümle Diyarbakır Beylerbeyi Kara Mehmet Paşa'nın askerleri yollarda 200 kadar kız bozdular. Diyarbakır'dan Mehmet Paşa'dan ve askerlerinden şikayetçi olarak ülema eşraftan adamlar, Belgrat'a gelip kanlı çarşaflar ile Divanı Hümayuna girdiler. Lakin şikayetlerini dinleyen olmadı.Muhtelif Vilayetlerden gelen 400 kadar şikayetçi padişahın geçeceği yollara durup adalet için feryadı figan ettiklerinde padişahın yanında bulunan Sadrazam:

"-Hünkarım, bunlar bir alay şerir kimselerdir. Davalarının aslı yok.Cümlesi kezzabdır. Bu gammazların hatırı için Mehmet Paşayı katledip, kuvvetlerinden mahrum olmak gerekmez. Mehmet Paşa gibi bir şahbaz yiğiti böyle azim bir seferde katletmek külliyen hata olur."diyerek suçluları cezalandırmadı. Padişah buna inanmış göründü.Mehmet Paşa'nın cezasını af değil tehrit etti... Halbuki ceza, suç işlendiği zaman icra edilirse tesiri fazla olur.*

*"II.Viyana Kuşatması Işığında Mağlubiyetimizin Gizli Sebepleri"
Dr.Tahsin Ünal s.16-17
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kardeşim tabii ki gecikmiş adalet adalet değildir
de bu yüzden mi koca sefer hüsran olmuş
200 kız bozmakla sefer kaybedilmez bişe olmaz :D
sen bilimsel baksana olaya bedduayla savaşmı kaybedilir kardeşim


buda iyiydi ha[signature][hline][b]Show No Mercy[b]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tamam armra olaya bilimsel bakalım: Bu olaylar sadece Anadoluda yaşanmamış.Belki daha beterinin yaşandığı yer Macaristan. Osmanlı ordusunun burda da bazı aktiviteleri olmuş.Gene itiraz edilmiş gene birşey yapan çıkmamış.Sonuç olarak bölge halkı Osmanlı ordusuna yardım etmemiş tam tersi karşı kuvvetlere bilgi sağlamış.Yazarın görüşüne göre Macaristanın Osmanlının elinden çıkmasında II.Viyana Kuşatmasının hemen öncesi ve sonrasında yaşanan olayların büyük katkısı var.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eski muhabbetlerimden kulağımda kalanlardan biride,
Kırım hanının (Giray olabilir) gene bu başıbozuk yeniçeriler ve halka yaptıkları yüzünden Osmanlı ordusuna yardım etmeyip kuşatmadan çekilmesi. Doğrudur diyemeyeceğim ancak yeniden okuyup bilgi tazelemek ve kontrol etmek lazım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hain bence padişahta salak ki ona inanmış ulan orduna bak sen nası viyanayı kuşatcan avusturya tek başına seni içine alır yani padişahta demekki canı sıkılmış oda savaş istiyomuş böylece ülkeyi batırmayı başarmışlar olay bu başarısız oldu değil olay niye kuşatıldı olması lazım?[signature][hline] =Nothing For Everything=
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 ay sonra ...
Kitabı okumuşum ama threadi unutmuşum yau.

Bir kere, osmanlı viyanayı almaya kesinlikle çok yakındı. Gücü ve teknolojisi o zaman için bile rakipleriyle yarışabiliyordu. Fakat lojistik sorunları son noktadaydı, viyana gibi bir yere yapılacak bir saldırı için.

Bilindiği üzre en büyük sorun kuşatmaya düşük kalibreli topların getirilmesiydi. Halbuki bu dönemde avrupanın en büyük kalibreli topları osmanlının elindeydi. Bunun sebebinin, seferi viyanaya ilerletme kararının büyük ölçüde sadrazamdan çıkması olduğu varsayılıyor. Çünkü padişahın asıl düşüncesi, sınırdaki kalelerin alınması ve avusturya macaristanının bağımsızlığına destek verilmesiydi. Durum böyle olunca eldeki toplar yalnızca insan öldürmeye yarayabilmiş, surlarda gedik açacak güce erişememişlerdir. Bu yüzden de surları yıkmak tamamen lağımcılara kalmıştır.

Büyük sayıdaki osmanlı ordusu, eğer birkaç hafta daha kuşatmaya devam etmiş olsaydı Viyana'yı ele geçirecekti. Günlerle ifade edilebilecek bir farkla, birleşik alman-lehistan ordusu kuşatmayı kaldırmaya gelmiş, osmanlı ordusunu dümdüz edebilmiştir.

Peki şehir alınsaydı ne olurdu? Yine aynı birleşik ordu osmanlıları yenemez miydi? Pekala yenebilirdi. Büyük ihtimalle de sonuçlar benzer olurdu. Ancak şunu da unutmamak lazım ki, avrupanın kapısı olarak nitelendirilen, almanyanın girişindeki viyanının müslümanların eline geçmesinin yaratacağı moral çöküntüsü osmanlıların yanında olacaktı. Ümitsizlik avusturya imp. saflarındai, daha osmanlı ordusu gözükmeden, o kadar üst safhadaydı ki, imparator Leopold bile sarayını kuzeye taşımış, insanlar harıl harıl şehri boşaltmışlardı.[signature][hline]Volfied, 04 May 2003 08:18 tarihinde demiş ki:
A mug of ale, and a fine tale!
Gimli yönetti
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sayin gimli,

osmanlinin gucu ve teknolojisi o donemde rakipleriyle yarismiyordu.

nasil yarismiyordu ? ellerinde misket yok muydu ? vardi. top yok muydu ? vardi. her iki tarafta da silahlarin teknolojisi elbette benzerdi, bir tarafin tufenGinin 100 metree atmasi ile digerinin 110 metreye atmasi buyuk bir fark degildir.

fakat iki tarafin, daha dogrusu avrupa ve asyanin savas anlayisi ve bicimleri artik cok farkli idi.

avrupada 17. yuzyildan itibaren, giderek artan bir sekilde sadece atesli silah sinifi uzerine dayanma artmisti.

nedeni basitti, atesli silah kullanmak yillar suren bir egitime ihtiyac duymuyordu. pariste bir sokaktan kaptiginiz bir ayakkabici ciragini 4 ayda bir savas sirasinda mensubu oldugu birimde diger 200 adamla beraber dakikada bir misket atacak hale getirebiliyordunuz.

osmanlida ise hala ceriler vardi, ve masallah hem kilic, hem tufeng, haddizatinda hem mizrak hem pala, gurz ne gelirse kullanabiliyorlardi.

iste bu farki belirliyor. bir tarafta yillar suren bir egitimin sonunda kaybettigin bir adami sen ancak 10 yil sonra ayni nitelikte yerine koyabilirken, ote tarafta adamin tek yapacagi sey 4-5 aylik bir egitimi verip eline misketle barutu tutusturmak.

ha artik bu yuzyilda kilici ve hele hele gurzu kullanmanin meydanda onemini yitirdigini belirtmemize de gerek yok.

sonuc itibariyle ne olacakti ? osmanli orada 50 bin kisilik orduyu hepten imha etse, en cok 6 ay sonra yine ayni standartta 50 bin kisilik bir ordu gelecekti.[signature][hline].~:&:* Let the sunshine in *:&:~.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...