Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Bilinçlenelim


sandalye

Öne çıkan mesajlar

Soris said:

Burası Avrupa değil. Burada aydınlanmayı başlatan ana unsur askerlerdir. Avrupadaki gibi gelişmedi burada bazı şeyler. Bu süreç başladığında da "Yönetici" olanların ne yaptığı ortadadır. Asli unsurdur yönetme eylemini gerçekleştirmişlerdir. O esas yönetici olanlar sağda solda boş hayeller ile çırpınırken ülkeyi yöneten ve kurtaran insanlara ben yönetici derim. Senin ne dediğinde pek ilgilendirmiyor beni. Nitekim bu bir kırılma noktasıdır. Düşmanlar kovulduktan sonra hak ettikleri ünvanı almışlardır. Beni şekilci olmakla suçlarken esas şekilciliği yapan sen oluyorsun yalnız.

İcraatlerini beğenip beğenmemen birşey farkettirmiyor, yöneticiliğin tanımı bellidir sen kendi tasvip ettiğin adamları kafana göre yönetici ilan edemezsin. İsim say dedim, hala sayamadın ayrıca. Kimmiş bunlar? Atatürk müymüş? İsmet İnönü müymüş Osmanlı yöneticileri? Eğer böyle düşünüyorsan kusura bakma ama cahilsin.

Soris said:

Tabi zaten Türkiyenin tek derdi buydu. Vatandaş neye sahip çıkabiliyorki buna sahip çıkabilsin. Hala anlamamakta ısrar ediyorsun ama daha öncede 3-4 kere belirttiğim gibi bu bir eğitim sorunudur. Şu an yapabileceğimiz birşey varmı? Ben senin gibi tarihle hesaplaşmaya gitmiyorum. Bunlar bunlar yapıldı diye ağlamıyorum burada. Tarih notları koyuyorum buraya. Kimseye nefret kustuğumda yok senin gibi. Öyle birşey olacak olsa tarihle hesaplaşmaya gidilecek olsa gayrimüslümlerin yaptıkları bu bizim eğitimsiz insanlarımızın yaptıklarının yanında solda 0 kalır ona da emin ol.

Önce inkar sonra bahane v.13214

Soris said:

O devleti ülkenin kendisi yönetmiyor ki sen ülkenin vatandaşlarına hesap soruyorsun. Devleti tekrar kendimiz yönetelim ona göre kendi kararlarımızı verelim o işbirlikçilerden hesabı birlikte soralım tüm farklılıklarımıza rağmen diyormusun? Burada varmısın yokmusun? Ancak şunlar şunlar yapıldı dersen faturayı Türk e kesersen Türkü otel sahibi kendinide bonkör müşteri sanarsan daha çok yanılmaya devam edersin. Bu ülke büyük işgal gördü o işgal sırasında herkesin ne olduğu da ortaya çıktı. Boşuna konuyu saptırmaya gayret gösterme. Ne demişler tarlada izi olmayanın harmanda sözü olmaz.

Elaleme bundan daha azı için emperyalist, ırkçı bilmemne diye etiket dağıtırken söz konusu kendi devletin ve toplumun olduğunda bu kadar kıvırmanın sebebi nedir acaba? Biz destan yazmış şanlı bir milletin torunları olduğumuz, onlar olmadığı için mi? Elalemde var bizde yok dediğin kabahatler ortaya döküldükçe "ama"lar "çünkü"ler havada uçuşmaya başlıyor, sorunu Türk olmayan birine bağlayana kadar kazılar ameliyatlar yapılıyor, beni de manifesto imzalamaya zorluyorsun sürekli. Sen önce dünya vatandaşı ol sonra bu tür konuları tartışmayı dene. Her ne kadar haklı haksız muhabbeti yapmıyorum desen de kirli çamaşırlar karşısında verdiğin ilk tepki topu başkasına atmaya gayret göstermek oluyor.

Soris said:

Türkçülük akımı : http://www.nuveforum.net/1737-genel-kultur-t/71384-turkculuk-turkculuk-akimi/

Çimento oldu diyen yokki zaten. İyice oku öğren Türkçülük akımının nasıl ne zaman ortaya çıktığını. Ayrıca kimsenin milli bilinci sağlaması için boşuna bahane üretmesine gerek yok.

Sen yok deyince yok olmuyor, biraz sosyoloji biraz devrimler tarihi bilmeden bu sularda kürek çekme bence.

Koyduğun yazı Türkçülüğün gelişmesini anlatıyor, bunun tabana yedirilmesi cumhuriyet sonrasıdır.
Soris said:

Senden önce ben koydum BM kriterlerini Emre Kongardan alıntı yaparak.

Benim koyduğum 6 madde içide hiçbiri yoktu.

Soris said:

Bir kısmı tehcir edildi, bir kısmı kaçtı, bir kısmı öldü.
Sonuç olarka bir etnik temizlik yapıldı bunun neticesinde Türkler kaldı, onlar gitti.

Böyle dedin.

Evet, soykırım yapıldı demedim.
Soris said:

Geliyor demedim ki zaten. Ama sen şunu demedin "Ermenilerin Türklere katliam gerçekleştirdiğini kabul ediyorum" Niye diyemiyorsun şu yazıyı al kopyala niye bu kadar zor?

Çünkü sana güven aşılamak gibi bir kaygım yok. Bunun tartışmayı sağlıklı devam ettirebilmemiz için bir kriter olmasını saçma buluyorum çünkü konuya bir katkısı olacağını düşünmüyorum.

Soris said:

Özgür gözler ve objektif kafa ile okuyamıyorsan göremezsin elbette yazılanları.

Okuyamıyorum değil, okumuyorum. Sen öyle istedin diye samanlıkta iğne arayamam. Bak ben senin için koyduğum yazılardaki vurucu noktaları işaretliyorum. Niye? Metin uzunluğundan dolayı gözden kaçırmaya ve yanlış okumaya mahal vermemek için, okumayı hızlandırmak için. Yaparken çok vakit kaybetmedim, yapmasaydım okuyana kaybettireceğim vakit daha fazlaydı.

Soris said:

Yolun birgün Londraya düşerse gidip görürsün oradaki İngiltere tarafından yönlendirilen Müslümanların derin misyonunu. Travma filanda yaşatmadı zaten biliyordum gördüklerimde tescillenmiş oldu.

Yahu ben Londra'ya gittim ama senin kadar uzun kalmadım, soruyorum işte anlatsana?
Soris said:

ASALA ile ilgili olmadığını bilecek kadar aklın varda Ermenilerin Türklere karşı giriştiği soykırımlar ile ilgisi olduğunu yazdığımda onu okuyup anlayacak kadar aklın yok mu?

Valla bu konudan daha üst alıntılarda bahsediyorduk ve şu an gömüldü, bu gereksiz polemik devam ederse başladığımız yere geleceğiz. Sık sık yaptığımız gibi.
Soris said:

Ayrıca bu bir zemindir. Rum ticarethanelerinin yağmalanması olayını başlatan Atatürkün Selanikteki evine atılan bombadır. Bu bombanın yine türkler tarafından atıldığı ortaya çıkartıldı dediğim gibi olay mozaiği çatlatmak için yapılan bir tertipti. Attığım linkleri okumayacaksan boşuna cevap da yazma.

Tertip mertip, yine de bu durum bu ülkede Yunanistan'a Kıbrıs'a kızıp hesabını Türkiye'deki Rumlar'dan soracak kadar dangalak insanlar olduğunu ve devletin de buna çanak tuttuğunu gösteriyor.
Soris said:

Yahudiler ne yapıyor şu an dünyada? Adamlar Orta doğuyu kan gölüne çevirirken hassas değilsin de, bazı ahmaklar yahudilere karşı kötü şeyler yaptıkları zaman mı hassaslaşıyorsun. O konuda hassaslaşırsın çünkü Yahudilerin orta doğuyu kan gölüne çevirmesi evrensel barışı ilgilendiren bir konudur. Onu ele almak "azınlık hakları" gibi ekmek getirmez.

1920lerde Türkiye vatandaşı olan Yahudiler'in bugün Orta Doğu'yu kan gölüne çevirenlerle ne ilgisi var? Hangisi hangisinin ardılı? Türkler'in menfaat durumuna göre sebep sonuç ilişkilerin gelecekten geçmişe bile işleyebiliyor, komiksin yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

SeaGle said:

Kör

hayır bak kör dediğin görmeyendir,oysaki ben sana kör demedim.

SeaGle said:
kurşun


Bak kurşun adres sormazki yaktın beni enderinden şarkısını ben sölemedim böyle dememiştim ben.

SeaGle said:
misali

Evet misali zühriye sınırları 1946 yılında hayrettin kumandan tarafından çizilmişti.Yanlışın var


SeaGle said:
abi belli olmaz yat yere!


Yatmam arkadaş,sen ne dersen de yatmıcam.


SeaGle said:
Of mesajı gönder dediği anda ttnet çökecek yine.


AHHAHAHAH ABİ BİDE BEN YAPAYIM DEDİM HEHHAH BAYA EĞLENCELİ LAN
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Quiternoob said:

İcraatlerini beğenip beğenmemen birşey farkettirmiyor, yöneticiliğin tanımı bellidir sen kendi tasvip ettiğin adamları kafana göre yönetici ilan edemezsin. İsim say dedim, hala sayamadın ayrıca. Kimmiş bunlar? Atatürk müymüş? İsmet İnönü müymüş Osmanlı yöneticileri? Eğer böyle düşünüyorsan kusura bakma ama cahilsin.


İcraatlerini beğenip beğenmemek sorun değil ki sorun ortada icraat olup olmaması. 1.Dünya Savaşından sonra o yönetici dediklerinin hepsi ortadan kaybolmuşken yönetim görevini üstlenen insanlar daha Cumhuriyeti ilan etmemişlerdi dolayısıyla kağıt üzerinde yönetici olmamalarına rağmen gerçekte yöneticilik yapmışlardır. Ardından Cumhuriyeti ilan ettiler zaten.

Quiternoob said:

Elaleme bundan daha azı için emperyalist, ırkçı bilmemne diye etiket dağıtırken söz konusu kendi devletin ve toplumun olduğunda bu kadar kıvırmanın sebebi nedir acaba? Biz destan yazmış şanlı bir milletin torunları olduğumuz, onlar olmadığı için mi? Elalemde var bizde yok dediğin kabahatler ortaya döküldükçe "ama"lar "çünkü"ler havada uçuşmaya başlıyor, sorunu Türk olmayan birine bağlayana kadar kazılar ameliyatlar yapılıyor, beni de manifesto imzalamaya zorluyorsun sürekli. Sen önce dünya vatandaşı ol sonra bu tür konuları tartışmayı dene. Her ne kadar haklı haksız muhabbeti yapmıyorum desen de kirli çamaşırlar karşısında verdiğin ilk tepki topu başkasına atmaya gayret göstermek oluyor.


Heralde okuduğunu anlayamıyorsun arkadaşım sen. Millete etiket dağıtmadım ki zamanında Ruslar tarafından kandırılan Ermenilerinde bize karşı katliama giriştiği için üstlerinde leke kaldığından mağdur olduklarını söyledim. Dikkatli takip etmeni tavsiye ederim. Ayrıca şu dünya vatandaşı olayına tavım. Nedense hep biz Dünya vatandaşı oluyoruz bir Amerikalı bir İngiliz bir Alman çatır çatır ülkesinin vatandaşı oluyor Dünya vatandaşı olmakda umrunda filan değil adamların.

Quiternoob said:

Sen yok deyince yok olmuyor, biraz sosyoloji biraz devrimler tarihi bilmeden bu sularda kürek çekme bence.


TBMM ilk kurulduğunda Anadolu'daki Anasır-ı İslamiye olarak ortaya atılan üst kimlik fikri kısa zamanda Türklüğe dönüşmüştür.

Bak sen böyle demişsin. Demekki senin dediğin gibi olmamış. Önceden başlamış bu iş.

Quiternoob said:

Benim koyduğum 6 madde içide hiçbiri yoktu.


Ben Emre Kongarın kitabından bakıp yazdım. Emre Kongarı foruma üye yapıp Quote aldırabiliyorsan buyur onla tartış.

Quiternoob said:

Evet, soykırım yapıldı demedim.


İyi deme isabetli olur zaten.

Quiternoob said:

Çünkü sana güven aşılamak gibi bir kaygım yok. Bunun tartışmayı sağlıklı devam ettirebilmemiz için bir kriter olmasını saçma buluyorum çünkü konuya bir katkısı olacağını düşünmüyorum.


Bana güven aşılamak gibi bir kaygın olmasın zaten. Ben bir gerçekliği kabul etmeni istiyorum sadece şunu yazacaksın. Neden bu kadar zor geliyor ki sana? "Ermeniler Rusların desteği ile Türklere karşı katliam gerçekleştirmiştir" Bunu neden yazamıyorsun da kıvırıp duruyorsun? Ben Türklerin yaptığı tehciri yazabiliyorum Ermenilere karşı Türk ve Kürt çetelerin saldırdığını da yazabiliyorum. Sen niye yazamıyorsun Ermeniler Türkleri ve Kürtleri öldürdüğünü?

Quiternoob said:

Okuyamıyorum değil, okumuyorum. Sen öyle istedin diye samanlıkta iğne arayamam. Bak ben senin için koyduğum yazılardaki vurucu noktaları işaretliyorum. Niye? Metin uzunluğundan dolayı gözden kaçırmaya ve yanlış okumaya mahal vermemek için, okumayı hızlandırmak için. Yaparken çok vakit kaybetmedim, yapmasaydım okuyana kaybettireceğim vakit daha fazlaydı.


Özür dilerim arkadaşım o zaman önemli yerleri kalınlaştırıyorum. Buyur metnin senin istediğin gibi olan hali:

Abdullah Gül - Exeter

İngiltere’de bir Exeter Üniversitesi vardır. İngiliz Üniversiteleri arasında “Kürt Araştırmaları Enstitüsü” olan tek yüksek öğretim kurumudur. Exeter Üniversitesi’nde ayrıca Arap ve İslami Araştırmalar Enstitüsü de bulunuyor! Başında, Abdullah Gül’e fahri doktora unvanı veren Tim Niblock vardır. İngiliz istihbarat servislerinin yurt dışı görevlere gönderilecek ajanlarının önemli bir bölümü Exeter Üniversitesi’nde eğitim görür. Ayrıca Arap ve İslam Dünyası ile Kürtler hakkında uzmanlaşması gereken İngiliz ajanlar da bu üniversitenin hocaları tarafından eğitilir. Üniversite yayınlarında, Irak’ın kuzeyinden “Irak Kürdistanı” diye söz edilir. Green Peace (Yeşil Barış) örgütü de Exeter Üniversitesi’nde bir laboratuvar sahibidir! Exeter Üniversitesi’nden mezun olan veya doktorasını burada yapan kişileri, daha sonra özellikle İslam ülkelerinde önemli ekonomik ve siyasi kuruluşların başında veya devlet görevlerinde görmek mümkündür. Mesela İslam Kalkınma Bankası’nın bütün önemli yöneticileri Exeter Üniversitesi’nde yüksek lisans veya doktora yapmıştır! Tabii buraya gönderilecek öğrencileri de kendi ülkelerindeki “İslami kuruluşlar” seçer! İstanbul Milletvekili Nevzat Yalçıntaş seneler önce İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nın kendisini Londra’ya ve güneye Exeter Şatosuna davet ettiğini, burada medyanın demokrasiyi tahrip etmesi üzerine bir beyin fırtınasına katıldığını bir Meclis konuşmasında açıklamıştır. Dışişleri Bakanı Abdullah Gül, Exeter Üniversitesi’nde iki yıl eğitim-öğretim görmüştür. Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz da Abdullah Gül’ün bu üniversiteden arkadaşıdır! Abdullah Gül, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş ve Prof. Sebahattin Zaim gibi hocalarının teşviki ve sağladıkları Milli Kültür Vakfı bursu ile 1976-1978 yıllarında Fehmi Koru ve Şükrü Karatepe ile birlikte İngiltere’ye gönderilmiştir. Gül, burada İslam ülkelerinde ileride görev alacak olan doktora öğrencileri ile sıkı bir arkadaşlık kurmuştur. Dönüşte Sebahattin Zaim’in daveti ile Sakarya Üniversitesi’nde görev almıştır. Abdullah Gül, 12 Eylül’den birkaç gün sonra evinden alınıp götürülür ve İstanbul’da Metris Askeri Cezaevine kapatılır! Çıktıktan bir süre sonra Merkezi Cidde’de olan ve 48 İslam ülkesinin üye olduğu İslam Kalkınma Bankası’nda diğer Exeter mezunu arkadaşları ile birlikte ekonomi uzmanı olarak görev alır. İslam Konferansı Örgütü Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğu, Exeter Üniversitesi’nde doktora sonrası çalışmalar yapmıştır. Exeter Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ian Markham’ın “Said Nursî’nin başarısı: Hakikat ve hoşgörü” başlıklı bir makalesi vardır! Yani bu üniversite “dinlerarası diyalog” un kurgulanmasında da vardır. Türkiye Cumhuriyeti’nin Cumhurbaşkanı adayı olan Abdullah Gül, görüldüğü gibi özellikle ABD ve İngiltere’nin derin devleti ile yakın ilişkiler içinde olan bir kişidir. Üniversiteyi bitirdikten sonra İngiliz istihbaratına eleman yetiştiren Exeter Üniversitesi’nde yüksek lisans yapan Abdullah Gül, CIA istasyon şefi Graham Fuller ile gizli bir görüşme yaptıktan sonra Yenilikçi Hareket’in başına geçti! İslam ülkelerine yönetici yetiştiriyorlar İngiltere’de bir Exeter Üniversitesi vardır. İngiliz Üniversiteleri arasında “Kürt Araştırmaları Enstitüsü” olan tek yüksek öğretim kurumudur. Exeter’de Arap ve İslami Araştırmalar Enstitüsü de bulunuyor! Başında, Abdullah Gül’e fahri doktora unvanı veren Tim Niblock vardır. İngiliz istihbarat servislerinin yurt dışı görevlere gönderilecek ajanlarının önemli bir bölümü Exeter’de eğitim görür. Ayrıca Exeter’den mezun olan veya doktorasını burada yapan kişileri, daha sonra özellikle İslam ülkelerinde önemli ekonomik ve siyasi kuruluşların başında veya devlet görevlerinde görmek mümkündür. İsrail ile özel ilişki Abdullah Gül, İsrail ile ilişkileri çok sıkı tutan bir politikacı olarak dikkat çekti. Kasap Şaron olarak bilinen ve sonradan İsrail Başbakanlığı da yapan Ariel Şaron ile de görüşen Abdullah Gül, ABD derin devletine hizmetleriyle tanınan Ahmet Ertegün’ün Özbekler tekkesindeki cenaze töreninde ön saftaydı.



Quiternoob said:

Yahu ben Londra'ya gittim ama senin kadar uzun kalmadım, soruyorum işte anlatsana?


Çok merak ediyorsan Cengiz Özakıncının İblisin Kıblesi kitabını al oku.

Quiternoob said:

Tertip mertip, yine de bu durum bu ülkede Yunanistan'a Kıbrıs'a kızıp hesabını Türkiye'deki Rumlar'dan soracak kadar dangalak insanlar olduğunu ve devletin de buna çanak tuttuğunu gösteriyor.


Evet o kadar dangalak insanlar olmasına karşın bu yapılanların bir batı tezgahı olduğunu göremeyip işi "Türkler yaptı! Türklerin devletide destekledi!" gibi algılamak yurttaşlık bilincini zedelemek için gerekli bir eylemdir. Bende bu noktada diyorum ki bunlar batının içimizdeki yerli işbirlikçileri kullanarak yaptığı eylemlerdir gel birlikte çalışıp bu yerli işbirlikçileri temizleyelim bizim kararları kendi aldığımız devlet sistemimizde bunlar zaten olamaz. Burada varmısın mantalite olarak? Yurttaş olan burada durur. Kendini farklı hisseden başka yerde durur.

Quiternoob said:

1920lerde Türkiye vatandaşı olan Yahudiler'in bugün Orta Doğu'yu kan gölüne çevirenlerle ne ilgisi var? Hangisi hangisinin ardılı? Türkler'in menfaat durumuna göre sebep sonuç ilişkilerin gelecekten geçmişe bile işleyebiliyor, komiksin yani.


Hayır yani ilgisi şu Yahudilerin bugün yaptıkları zamanında kendilerine yapılanlar açısıdna solda 0 kalır. O gerçeği görmeni isteriz. Mazlumlardı şimdi zülm eden oldular.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...