Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

köpekcik maliyeti


Valeron

Öne çıkan mesajlar

UniRoss said:

Yalnız bella'nın veterineri gerçekten çok iyi.
Saolsun tavsiye ettikten sonra hep Serkan beye gittik her zaman yardımcı oldu her konuda ekonomik olarak da fazlasıyla düşünceli bi adam. Gerçi sanırım kedimizi barınaktan aldığımızı öğrenince daha da sempatik yaklaştı bize karşı =)


gerçekten çok sevindim =)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben de çok sarsıldım o fotoğrafları görünce.

ki ben 3 aydan büyük köpekleri sevmem, büyüyünce sevimsizleşiyor hayvanlar benim gözümde. arkadaşlarımın köpekleriyle falan da aram iyidir gerçi, ben onları pek sevmesem de onlar beni severler. en büyük sorun ıslak köpek kokusu, daha fazla nefret ettiğim bişey yoktur heralde :/

ona rağmen, ilerde imkanım olursa bir ya da birden fazla köpeği sahiplenicem sanırım, çok kötü durumdalar yav.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi 300-400 e golden alınır.onu bırak golden çok tercih edilen oldugundan etrafta illa oluyor yavrusunu vericek

ha kopek harbi zor iş.alırken iyi düşünmek lzm.aldıktan sora bakamıyorum dememek için

zengin bir adam olursam böyle bir ev tarzı bişi yaparım herhalde sokak hayvanlarına ilk hedeflerimden biri
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi şu linkteki barınagın gonullu olma sayfasını okumanızı tavsiye etmiyorum.
resmen gozumden yas geldi.


Barınak gönüllüsü olmak... Gönüllü nedir? Bir işe yüreğini koymuş, gönlünü vermiş, karşılıksız tüm emeğini çıktığı yolda her şeye rağmen sonuna dek harcayan demektir. Barınak gönüllüsü olmak, oldu oldu olmadı eyvallah diyebileceğiniz bir iş değildir. Bu yola çıkmak yüce bir gönül, sağlam bir psikoloji, sonsuz bir mücadele ve hesabını en çok da kendinize vermekte zorlanacağınız bir vicdan gerektirir. Bir barınağa gönüllü olmak başka bir dünyanın içine dalmaktır. O barınaktan içeri adım attığınızda özel dünyanızdaki tüm sıkıntılar, zevkler ardınızda kalır, çünkü sizi bekleyen yüzlerce can vardır o açıp girdiğiniz kapının ötesinde. Yağmur, kar, sıcak ne sizin onlara olan ilgi ve sorumluluğunuzu ne de o canların beklentilerini azaltır. Üstünüzü değiştirir, derin bir nefes alır, yorgun ayaklarınız ve yüreğinizle tek tek kafesleri gezmeye başlarsınız. İlaç verilecekler, gezdirilecekler, özel beslenecekler, yaralılar, bugün barınak dışına salınacaklar, yeni gelenler, sahipleri tarafından tüm ricalarınıza rağmen terk edilenler. Her girdiğiniz kafes ayrı bir üzüntüdür. Verdiğiniz ilaçlara rağmen bir türlü düzelemeyenler, annelerine sığınmış minicik bebekler, barınak şartlarına dayanamayıp hayata veda edenler, yıllardır yuva bulamadığı için yemeyi içmeyi kesip intiharı seçenler, daha dün sıcacık evinde koltuğunda yatarken sahibinin acımasızca terk edip gittiği, korkudan ve şaşkınlıktan titreyen ve neden diye soran bakışlarıyla size bakanlar... Her birini kurtarmak istersiniz, hepsi hak ettikleri evlere, sevgilere kavuşsun istersiniz. Artık alıştım diye düşünürsünüz barınak şartlarına dayanamayıp hayata veda eden bir köpeğin cansız bedenini kafesten çıkarıp kenara ayırırken. Ağlamak istersiniz bazen, ne çok çabalamıştınız oysa onu yaşatmak için, ne çok dua etmiştiniz ne olur ölmesin diye. Ama o an ağlamaya bile zamanınız yoktur, gözyaşlarınızı içinize akıtır, az önce kollarınızda ölü bedenini taşıdığınız köpeği yüreğinizin bir yerine gömer ve yan kafese geçersiniz, çünkü sizi bekleyen yüzlerce can vardır. Burası başka bir dünyadır, üzülmeye, durmaya zamanınız yoktur. Bazen yağmur yağar üstünüze, bazen kar, bazen de sıcaktan kavrulursunuz ama her şeye rağmen devam edersiniz. Çünkü üşüyen bebekler, hasta ve yaşlı köpekler vardır sizi bekleyen. Onlar ısınmadan siz ısınamazsınız, bedeniniz ısınsa da vicdanınız üşür. O gün belki iki köpek sahiplendirmiş, nihayet kurtuldular diye düşünmüşsünüzdür ama gelen arabadan trafik kazalılar, yeni terk edilenler, korkuları ve acıları gözlerinden akan yeni canlar iner, tekrar başa dönersiniz. Bir kısır döngüdür bu, yetişememenin acısını duyarsınız içinizde. Ve her şeye rağmen güleryüzlü olmaya çalışırsınız köpek sahiplenmek için gelenlere. Bitmiş, yıpranmış sinirlenirinize inat, yeter ki iyi yuvalar bulsunlar diye içiniz ağlarken bir gülümseme oturtursunuz yüzünüze. Gün içinde en büyük sevinciniz iyi ve güvenilir ailelere teslim ettiğiniz köpeklerdir. Bazen günlerce beklersiniz kimseler gelmez. Canlar bekler, siz beklersiniz.. Ve gün bitip evinize dönme zamanı geldiğinde kafanız daima doludur. Yarın geldiğimde bugün durumu ağır olan köpeği canlı görebilecek miyim acaba? Yarın sahiplendirme olur mu acaba? Eyvah süt bitti, yarın birileri gönderir mi acaba? Mama da azaldı, yardım gelir mi acaba?.. Ve tüm bu ve bunun gibi soru ve sorunlarla kafanız dopdoluyken barınağın dışındaki hayata adapte olmaya çalışırsınız. Eşinizle havadan sudan sohbet etmeye, arkadaşlarınızın dertlerine ortak olmaya, bir dizi seyretmeye çalışırsınız. Artık sıcak evinizdesiniz, ama eğer kışsa asla ısınamazsınız; aklınız, yüreğiniz barınakta bıraktığınız canlardadır, üşüdüklerini bilirsiniz. Yağan her kar, yağmur içinize yağar, esen sert rüzgar yüreğinizden geçer. Tam uykuya dalacağınız an da umutsuzca bakan bir çift göz gelir gözünüzün önüne, hasta bir bebek gelir. Alıştım dediğiniz hiçbir şeye alışmadığınızı, hepsinin yüreğinizin bir köşesinde geçmez, kapanmaz yaralar bıraktığını kendinize itiraf edersiniz. Ne yapsanız kovamazsınız gözünüzün önünden o görüntüleri. Siz bir gönüllüsünüz, bir can gönüllüsü. İşte bu yüzdendir ki, yaşadığınız her sevinç yarımdır, yediğiniz her lokma boğazınıza takılır.Özetle barınak gönüllüsü olmak cana can katmak canından da can vermektir.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sonuna kadar okudum sinirlendim

ha birde barınaklara gidip istediğimiz gibi ilgilenebilme durumumuz var mı ?.yani tabiki sürekli gidemeyiz fakat hani ayda 3-4 mamalarla sütlerle gidip orda bi kaç saat ilgilenebiliomuyuz hayvanlarla

daha önce barınağa gitmedim o yuzden diyorum.gitmeye yememişti
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tuzladakine saat 10.30 - 15 arası ziyaret saatiymiş.
ben de yarın 20 30 kilo mama alıp gitsem mi acaba dedim, ama yakınlarda başka bi barınaga da gitsek en azından biraz işe yarar herhalde.
gerçi o saatlerde yolda çok bişey yoktur.


edit:az bi düşündüm de, 300 kopek kapasitelilermiş galiba, kopekler boy kilo averajında dusunsek, ortalama 150gr yemek yeseler gunde, hadi 100gr hayatta kalmak icin yeseler, 30kg mama dedigin 300 kopegin anca 1 gününü kurtarır...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tamam da, mama olarak ne kullanıyorlar? makarna bile kabul eden barınak da biliyorum, kendileri hazırlıyorlardı et suyuyla v.s karıştırıp hayvanların mamalarını. atıyorum, 10kg'lık paketi 100 lira olan mama alacağına , belki de barınaktakilerin önereceği başka bir mamadan 20 kg alabilirsin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sahibindende falan buldum bisürü mama.15kg 35 lira, gidip deposundan teslim alınırsa.
hatta adam barınaga verilme sartı ile 33 lira falan demiş.
ne derece ciddi bilemiyorum ama yıgınla ilan vermiş.

trm nin websitesinde yetiskin icin kuru mama demisler, bu da yetiskin icin kuru mama. cok bi luksleri oldugunu sanmıyorum zaten :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

vaperon said:

GenjuroXXX said:

http://www.tuzlaninkopekleri.net/v2/index.php?option=com_content&view=frontpage&Itemid=1


Aaabi gözlerim doldu çok fena. Offf durumum olsa, bahçeli bir ev falan... Önümüzdeki hafta sonunda bir gün arayıp ziyaret edeceğim. Elimden geldiği kadar da birşeyler bırakırım herhalde... :(


Kimseyi üzmek , duygu sömürüsü yapmak değildi amacım.. ama ilk baktığımda bende sarsıldım haftasonu akşam bara ıvıra zıvıra 50-60 lira vericeğime gider 10-15 kg mama alırım en azından bi amaca hizmet eder :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...