Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

'Türkçe'nin yardımınıza ihtiyacı var!


iLhan

Öne çıkan mesajlar

teknolojik yeniliklerde türkçenin en eksik kalan yeri, elin ingilizi bunu 1 en çok 2 kelimeyle adlandırırken, biz 2 kelime ile başlıyoruz yada saçma sapan köklerden bir şeyler çıkartmaya çalışıyoruz. eğer 3 kelime oluyorsa zaten adamlar kısaltılıyor ve öyle kullanılıyor.

ben bazı bilgisayar derslerini Türkçe alıyorum ve inadına Türkçeye çevrilmiş kelimeler var. resmen anlatılan konuyu zorlaştırıyor.

hepsini geçtim, Türkler internette içerik üretmeyen bir millet. sen istediğin kadar rpg ye ryo de, bunun hakkında yeterli kaynak bulamayacaksın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bansheee said:

yaa ilhan olur, olmaz demedik de uğraşmaya değmez bence dil dediğin esnek olmalı her dilden yabancı kelime araya karışmalı,deyimler kullanımlar zamanla akışına bırakılmalı, 30 yıl önceki adam seni anlamamalı.


RTS ye GZS denmesi bu konunun biraz dışında sonuçta real time stratgegy şeklinde dilimize girmiş bir kelime yok ama bir noob kelimesi aynen alınıp kullanılmalı buna Türkçe karşılık bulmak için uğraşılmamalı



Uğraşılmasa da Türkçe karşılığı mutlaka olmalı, isteyen onu kullanmalı. Demin WoW bölümünde, "instance'ın" olmuş "isntancenin", "questler" olmuş "guesler". Madem bilinmiyor doğrusu, Türkçesi kullanılsın, neden kasılıyor ki quest demeye, pvp demeye, çar demeye?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Takmayın bu kadar ya. Bir şey üretirsin ona türkçe isim koyarsın tamam orda sorun yok ta ingilizce bir kelimeye karşılık türkçe isim uydurmaya çalışıldığında çok komik oluyo. Gerçi ingilizceyi doğrudan türkçeye çakmaya çalıştığında da komik oluyo(ünik mesela:P) ama yine de uydurma isim kadar komik değil.

Hiç bir güç bana RTS e GZS dedirtemez mesela. Kalıplaşmış birşey çünkü. Hele MMO için DVO diye bi çeviri vardı ki başlı başına bi facia. DeVasa Online:P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

x-wing'i çapraz kanat diye değiştirebiliriz belki...

o değil de, daha önce buna benzer topicler açılmıştı, onlarda da yazmıştım, kendimi tekrar etmiş olacam ama yine de yazayım.

1- türkçe'de arapça ve farsça kökenli kelimeler oldukça fazlayken, "türkçe'yi arındılarım" diyip fransızca veya ingilizce kökenli kelimelerle kafayı bozmuş kişilere kılım. madem türkçe'yi arındırmak istiyorsun, işe arapça ve farsçayı da kat. eğer yapmayacaksan hiç yapma. yahu kitap ne kadar türkçe bir kelimeyse, telefon da o kadar türkçe kelime. kitap kelimesini "kaplı yapraklar" diye çevirmiyorsan, telefonu da ahizeli konuşma aygıtı" diye çevirmene de gerek yok.
hayır sonra tuvalet'i "türkçeleştirmek" için "helahane" kelimesini icat eden tuhaf insanlar çıkıyor.

2- türkçe içine yabancı kökenli kelimelerin yerleşmiş olduğunu ve bunun değişemez olduğunu kabul etmek lazım. ancak öte yandan kökeni yabancı değil de direk kendisi yabancı olan kelimeleri de uzak tutmak lazım. esas önemli olan bu mevzu. yani sen mesela tuvalet'e yine tuvalet, telefon'a yine telefon diyeceksin. ama banka yerine bank, oda yerine ruum, hesap yerine ekağunt demiyeceksin. buna dikkat etmek lazım.

3- terimlerin türkçeleştirmesine karşıyım. ben mesela RTS yerine GZS ne ya. oyungezer ekibi yapıyordu o tip çevirileri, görünce şaplak atasım geliyor. RTS, RTS'dir, FPS, FPS'dir. Sen mesela FM, CIA, KGB, FBI yerine türkçelerini kullanıyor musun? hayır. bunu da öyle düşün. CSS, CSS'dir mesela. PHP de PHP'dir. dünyanın her yerinde böyle kullanıyorlar.

4- türkçe önemlidir, korumak lazımdır felan. ama poponuzdan terim üretmeyin. e-mail yerine e-posta vardı mesela türkiye'de internetin ilk yayıldığı dönemlerde. e-posta lafı epey de yaygındı. ancak tdk çıktı dedi ki "e-mail'in türkçesi elmek'tir", ve bundan sonra bir anda e-posta kullanımı da bitti. elmek gibi itici bir "türkçe kelime" çıkartınca insanlara imeyil demek daha kolay geldi, ve böyle kaldı adı...
türkçe'de hem ingilizce hem de türkçe kullanılan bazı kelimeler var, teknoloji alanında. yani şey iddiası yanlış: "teknolojik cihazı üreten ülkenin diliyle söylemek gerek, sen üretseydin o cihazı, adını türkçe koysaydın". yok öyle bir şey. mesela speaker yerine hoparlör, keyboard yerine klavye, server yerine sunucu, admin yerine yönetici, printer yerine yazıcı, scanner yerine tarayıcı vs... ama şimdi çıkıp da "hadi o zaman mikforonu da türkçeleştirelim" diyip de "fısıltıcıngaç olsun adı" dersen olmaz. antipatik olur.

düşüncelerim bunlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iLhan said:

Bittus said:

hevesini kirmak gibi olmasin ama cok basarisiz.


Ne açılardan beğenmedin Bittus?


cheese cake'i peynirli kek diye cevirmeye calismak basli basina bir hata cunku.

ingilizler kalkip da yogurdu yeasted milk'e ya da kebabi meat rolled on a broach diye cevirmeye kalkismiyorlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yeni icatlar icat edilen ülkenin uydurduğu ve dilinde kabul ettiği şekilde adlandırılır denmiş. Burada üstünde durduğum kısım uydurulma kısmı. İngilizce'den türkçe'ye geçmiş yada geçmemiş tekonolojik vb. kalıplaşmış kelimelere dikkatli bakalım, aklıma hızlıca gelenleri sıralıycam sadece.

Televizyon - Television:
Kelimeler öncesine Tele gelmesi kalıp yapısı olarak İngilizcede uzak mesafe anlamına gelmekte. Örnekler: Teleport, Telephone.
Vision kelimesi görüntü / görüş anlamına gelmekte. Haliyle basitçe birleştiriyoruz: Television.

Telefon - Telephone:
Phone artık anlamını kaybetmiş ve hiçbir sözlükte bulunamayacak olsada latinceden ingilizceye geçmiş bir kelime, anlamıda ses.
Haliyle tele-phone.

Earphone:*
Cep telefonu yada herhangi bir telefonun kulağa ses veren kısmına bu isim veriliyor. Burada Phone kelimesinin kökeninde Ses anlamına geldiği açıkça belli. Kulak ve Ses kelimeleri birleşiyor, Earphone.
* Türkçesi ne bunun? Kulak hoparlörü? Kulaklık?...

CPU:
Allah aşkına bunun neresi uydurma :)
Merkezi İşlem Ünitesi. Ayrıca bunun işlemci şeklinde de çevrilmesi çok yanlış. Bir bilgisayarda bundan başka belki yüzlerce işlemci var. (Genelde Çip / Chip denen herşey aslında bir işlemci)

Çip - Chip:
Chip dediğimiz şeylerin gerçek adı Integrated Circuit olsada, genelde büyük bir devre üzerinde küçük olduklarından küçük parça anlamına gelen Chip kelimesi kullanılmaya başlanmış ve daha sonra oturmuş.

Klavye - Keyboard:
Key -> Tuş.
Board -> Tahta.
Keyboard -> Tuş Tahtası

Ekran - Monitor:
Monitor gözlemlemek veya gözlem anlamına gelmekte. Bilgisayar ekranı bilgisayarın o anki durumunu gözlemlememize imkan sağladığı için adı monitor.

CD - Compact Disk: (Türkçesini bilmiyorum)
Compact -> Küçük bir alana düzenli bir şekilde dizilmiş. (Sıfat)
Disk -> Disk :)

Kuvantum Mekaniği - Quantum Mechanics:
Kulağa sırf alengirli olduğu için uydurulmuş bir isim gibi gelsede, Quantum kelimesi Quanta'dan gelmekte. Fizikçiler enerjinin sürekli değil paketler halinde olduğunu keşfettiklerinde buna paket anlamına gelen Quanta kelimesini yakıştırıp, Quantum Physics / Mechanics adını koymuştur.

vb.

Röntgen (Fransızca'dan) gibi bulan kişinin isminin verildiği durumlar haricinde aklıma hiç İngilizce'de uydurularak isim konmuş bir buluş vb. gelmiyor. Varsa söyleyin istisna olabilir tabiki.

Türkçe'de bir buluşa isim vermeye çalışsanıza. Dilimizin kökeni ne ki neye isim bulucaksın. Örneğin, Paket kelimesini ele alalım, türkçe de olsaydı Paket Mekaniği olucaktı Quantum Mechanics yerine. Türkçe her kelimenin onlarca ingilizce karşılığı var.


Türkçe ile ilgili düşüncelerim kabaca şöyle:

1) Türkçe kaynak / kitap vb. herhangi bir bilgi organına güvenim zerre kadar yok. Bilinçli uydurmalar, ve aşırı yanlış çevirmeler sayesinde çıkan saçma sapan yanlış anlamlar her yerde. En son türkçe kitap okuduğumda sanırım lise 1 de idim.

Malesef her gün saçma sapan türkçe yazı o kadar çok görüyorum ki, doğru olan türkçe akademik makalelere bile önyargı ile yaklaşıyorum.

2) Türkçe aşırı zayıf bir dil. Konuşurken duygu ve düşüncelerimi ifade etmek için sık sık türkçe kelime bulamayıp ingilizceye başvurmak zorunda kalıyorum. Yada daha doğrusu Türkçe anlatmaya kalksam 3 cümle sürücek duyguyu anlatabilmek için 2 tane ingilizce kelime ile 1 cümleye sıkıştırıyorum diyelim.

Bu konuda en köklü dil her ne kadar sevmesemde Almancadır bunuda belirtmek lazım. Almanca bilmiyorum, ama Almanca'nın felsefe dili olduğunu biliyorum. İngilizce bu konuda heralde 2. sırada geliyordur diye tahmin ediyorum.

3) Ülke'de eğitim düzeyi yerlerde sürünürken Türkçe'yi korumak gibi bir çabayı çok komik buluyorum. Ülkemizde öğrenciler ne Türkçe'yi düzgün öğreniyor ne İngilizceyi. Eğitim sistemimiz o kadar kötü ki üniversite mezunlarımızın çok çok büyük çoğunluğunun derinlemesine hakim olduğu bir dil yok.

Bunu biraz vurgulamak istiyorum. 10 seneden fazla ingilizce eğitimi alıyor çoğu öğrencimiz. İlk öğretimden başlayıp üniversite sonuna kadar. Hepimiz şahidiz ki bunların büyük oranı İngilizce konuşmaya yada yazı yazmaya gelince tıkanıyorlar. Yani ingilizce ile kendilerini derinlemesine ifade etme şansları yok.

Türkçe için durum çok mu farklı? Ben zerre kadar katılmıyorum. Dilimiz o kadar az ve yanlış biliniyor ki İstanbul içinde iki farklı kültürden olan yaşıt iki gencin iletişim kurması bile çaba gerektiriyor. Farklı kültürler derken demek istediğim mesela sosyal, bar eğlence vb.'ye ağıırlık veren kültür ile, örneğin daha çok bilgisayar, teknoloji, oyunlar vb.'ye ilgi gösteren kültür.


Son olarak demek istediğim şu;
İletişimin insanlık tarihi boyunca önem olarak zirveye çıktığı bir dönemde, ve önemi gitgide artıyor iken, Türkçe gibi daha çok yeni ve olgunlaşmamış bir dili, özellikle bunun yanında eğitim sistemi ve şekli afrika ülkelerinden ayırt edilemezken, kurtarmaya çalışmakta hiç bir anlam göremiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...