Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Zeitgeist Movie


Istigkeit

Öne çıkan mesajlar

Aket-Atum said:

Neyse şakalar bir yana;

Zeitgeist'in eğitimli insanlar için boş, heyecanlı(diyelim siz ne kastettim anlayın:) ) insanlar için ise hayat gidişatı değiştirecek bir fim(?) olduğunu düşünüyorum.

Sağcı ya da herhangi bir şekilde Zeitgeist'in eleştirdiği yapıda bir düşünce sahibi değilim ama bu film gereksiz yere çoğu kişinin beynini bulandırdı diye düşünüyorum. Daha kendi içlerinde bazı şeyleri oturtamamış, düşünmeyen yada düşünmeye alışkın olmayan adama bunu gösterdiğin de "VAAAOOOOOOVVVVVV" diyor. O adama ne göstersen aynı tepki zaten.

Filmi izleyeli 2 sene oldu ve yukarıdaki düşüncelerimden anlayacağınız gibi bir daha izleme gereği duymadım. Bittiğinde de bana tutarsız gelen bir çok noktayı "abi bu film inanılmaz, bir sürü şey gösteriyorlar acaip bir şey" muadili bir heyecanla bana izleten arkadaşa söylediğimde suratının film üzerine benim yorumlarım nedeniyle yamulduğunu hatırlıyorum :) O noktalardan aklımda kalan biri;

Filmde 11 Eylül saldırıları sonrası medyayı ve günlük hayatı saran "terör, korku, baskı, savaş, ölüm" temaları eleştiriliyordu. Filmin o bölümünün kullandığı tekniğin de eleştirdiği ile birebir aynı olması düşündürücü.

Ne yazık ki aklıma başka birşey gelmiyor şu an. Bu filmi izleyip bir anda dünya meselelerine duyarlı hale gelenlerden de hazzetmem.



kelimesi kelimesine doğru


Ha bu arada Zeitgeist gibi bi belgeselin 35 yaş üstü eğitim seviyesi yüksek insanları etkileyebileceğini düşünmüyorum.


Ek olarak belgeseldeki tüm içerik doğrudur diyemem. Birçok konuda eksik bilgilendirme temeliyle yanlış spekülasyon genellemelerine varıp insanları yanlışa yönlendirmeyi araç olarak kullanabilecek bir misyona sahip bir film. Böyle bir misyonun ne olduğunu henüz bilmiyoruz ancak kullandığı yöntemin çarpık ve mantık hatalı temellerinin izleyenlerin genelini aldatması ve zihnini bulandırması sebebiyle samimi ve iyi niyetli olduğunu kesinlikle düşünmüyorum. Hatta ülke yapılanmalarına ve yerel hareketlere gidildiğine göre misyonun, özünde kısmi klişe gerçekler ve yanlış etkileyici spekülasyonlarla sansasyonel temelli büyük bir para kaygısı olacak kadar ironik bir tablo olabileceği bile aklımdan geçmiyor değil.

Bana göre Zeitgeist "elinde çekirdek yiyerek izlenebilecek gerçek dışı anlık eğlencelik ertesi gün unutulan bir heyecanlı bilim kurgudan" fazlası değil.

Bu eğlenceli filmin çarpıklıklarını temel alıp hareket kurmak da gereksiz diye düşünüyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Film çok kötüydü" ,"Çok saçma işte, tutarsız" yazan arkadaşlarla tartışmak için buradayım ama bu kişilerin mesajları eleştirel değil ki. Bir tek sebep sunun üzerine konuşalım. Saçma diyorsanız size saçma gelen bölümü söyleyin, bu dökümantasyonları kötü yapan nedir üzerine konuşalım.

Lise tripleri türündeki yazılar için çocukluğumda okuduğum bir kitabın adını vermek istiyorum, okuyan varsa cevabımı tahmin ediyordur. Tartışılabilecek bir konu değil:
Momo by Michael Ende
Yalnızca tartışmak isteyen (ve tartışmayı bilen) kişilere buradan cevap vermeye çalışacağım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Istigkeit said:

"Film çok kötüydü" ,"Çok saçma işte, tutarsız" yazan arkadaşlarla tartışmak için buradayım ama bu kişilerin mesajları eleştirel değil ki. Bir tek sebep sunun üzerine konuşalım. Saçma diyorsanız size saçma gelen bölümü söyleyin, bu dökümantasyonları kötü yapan nedir üzerine konuşalım.
.


Neresini tutarsız bulduğumu söylemiştim. Dediğim gibi izleyeli 2 yada 3 sene oluyor, tam hatırlamıyorum. Aklımda kalan bittikten sonra "bu adamlar samimi değil" düşüncesi hakimdi bana.

Zeitgeist bilen, araştıran, düşünen insana yeni hiçbirşey sunmayan aksine onlarca yıldır söylenenleri ısıtıp tekrar önümüze sunan bir yapım. Bir tek ilk dinler ile ilgili kısmında yeni duyduğum birşey vardı o da İncil'de geçen bazı olayların Astronomik olarak anlatımıydı. Yoksa tek tanrılı dinlerin eski dinlerden türemesi falan da yeni birşey değil, çocukluğumdan beri babam bana Sümerler , Babil ve Mezopotamyadaki diğer uygarlıkların günümüzdeki din ve adetleri nasıl etkilediğini anlatırdı. Kendisi ne teolog ne sosyolog ne de akademisyen, doktordur kendisi. Bunları bilmek için o bilimle uğraşmaya gerek yok demek istiyorum yani.


Venüs projesi kısmını tam hatırlayamıyorum ve bunu da belki ele gelir birşey olsaydı aklımda kalırdı diye de düşünübiliriz. Venüs projesini hatta bir kere daha sizden duysak da hafızamız tazelense iyi olur.

Dünyadan bir haber olan bir insanın Zeitgeist izleyip kendini yeni ufuklar açılmış, gizemler çözülmüş gibi hissetmesi oldukça mantıklı. Benim sevmediğim nokta biraz da Zeitgeist izleyip sözüm ona bir aydınlanma yaşayan ama aslında hala kütüğün önde gideni olan adamlar. Zeitgeist bana yeni birşey katmadı, kattığını iddia eden adamların hiçbirinin de düzgün olduğunu görmedim.

fede said:

bi de kaç sene oldu, zeitgeisti bilmeyeni dövüyolar artık. hala bu işle uğraşan adamlar kendilerini underground oluşum olarak tanımlıyolar. çok ayıp


Bu lafta çok doğru :D

Bütün fikir ve düşüncelerimi toplamak gerekirse, Zeitgeist bence günümüzdeki hayatın getirdiği monotonluk ve stressten sıkılan insanların gizemli olay duyma ve kendisini "aydınlatılmış" hissetme gereğini tatmin eden bir yapımdan ötesi değil.

3. edit: İnsanlar zeitgeist izlemek yerine biraz paraya kıyıp adbusters okusa herşey daha iyiye gidecek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aket-Atum said:


Zeitgeist bilen, araştıran, düşünen insana yeni hiçbirşey sunmayan aksine onlarca yıldır söylenenleri ısıtıp tekrar önümüze sunan bir yapım. Bir tek ilk dinler ile ilgili kısmında yeni duyduğum birşey vardı o da İncil'de geçen bazı olayların Astronomik olarak anlatımıydı. Yoksa tek tanrılı dinlerin eski dinlerden türemesi falan da yeni birşey değil, çocukluğumdan beri babam bana Sümerler , Babil ve Mezopotamyadaki diğer uygarlıkların günümüzdeki din ve adetleri nasıl etkilediğini anlatırdı. Kendisi ne teolog ne sosyolog ne de akademisyen, doktordur kendisi. Bunları bilmek için o bilimle uğraşmaya gerek yok demek istiyorum yani.

Bu senin için olabilir, çoğu kişi için değil. Farkında olmayan insan çok. Herkes bizim kadar bilmiyor. Bende izlemeden evvel çok bilmiyorum, kendi vardığım bazı sonuçlar vardı ama belgesel bunu çok iyi toparlayıp sunuyor. İşe yaradığı nokta da o zaten.

said:

Venüs projesi kısmını tam hatırlayamıyorum ve bunu da belki ele gelir birşey olsaydı aklımda kalırdı diye de düşünübiliriz. Venüs projesini hatta bir kere daha sizden duysak da hafızamız tazelense iyi olur.


Venüs projesi bir basamak. Ortaya sunulmuş bir çözüm. Bence Zeitgeist'in yaptığı en güzel şeylerden biride çözüm sunması. Diğer belgeseller "Dünyayı mahfediyoruz değil mi?" diip biterken Zeitgeist bir çözüm sunuyor. Çözümün ütopik olması önemli değil. Şuan kendi halinde bir akım ve gençlerin aklına girdi, ilerde yaşanacak büyük bir kriz ve yıkımın ardından artık bir seçenek olarak gelecektir. Buda amacına ulaşmış gibi bir şey olur. Hemen gerçekleşmesi imkansız tabiki ama büyük bir yıkımdan sonra olur.

said:

Bütün fikir ve düşüncelerimi toplamak gerekirse, Zeitgeist bence günümüzdeki hayatın getirdiği monotonluk ve stressten sıkılan insanların gizemli olay duyma ve kendisini "aydınlatılmış" hissetme gereğini tatmin eden bir yapımdan ötesi değil.


Zeitgeist monotonluk ve stress'i kullanıyor sadece. O anlatmak istedikleri şeyleri anlatım dilini silah olarak kullanarak kitlelere ulaşıyor. Sert mizacı, enteresan anlatımı ile akılda kalıyor, tokat vuruyor. BBC belgesi kıvamında yapsanız aynı etkiye kavuşmazdı bu belgesel. Underground olmayı bir silah olarak kullanıyor, hile yapıyor yani.

Belgeseli izleyip birşey yapmayan kişi çoğunlukta. Şayet ben yapıyorum. Londra'da gösteri yaptık, insanlara toplu gösterim yaptık, yetkililere sesimizi duyurmaya çalıştık.

Onun haricinde konuya uzak kişilere DVD'leri veriyorum, kitabı basılmış, onu alıp dağıtıyorum, konuşuyorum. Önce insanlara kapıyı açıyorum, sonra ki adım daha kolay olsun diye.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Zeitgeist'in pek olayı yok aslında. Kapitalist sisteme ve dine karşı bir öneri sunmaya çalışmış ama bunu pek gerçekleştirememiş bir belgesel sadece.

Birinci bölümde 11 Eylül olayları tipik söylenen şeylerdi zaten, din bölümü ise gayet güzeldi. Ancak din bölümünü sadece hristiyanlığın çıkışına endekslemek, en kolay ve korkusuzca karalanan hristiyanlığı çökertmek, yeni bir olay değil, aksine rönesans ve reform hareketlerinden beri süregelen bir olay zaten.

İşin kapitalist sistemi eleştirme boyutuna gelince, zeitgeist'in çok saçma bir duruma düştüğünü görüyorum ben şahsen. Zeitgeist yapımcıları belli ki, olayı biraz "komünist, sosyalist" ideolojinden ayırarak venus project'e bağlamak istemişler ki, kapitalizmin nasıl işlediğini değil, sadece yapılan kurnazlıkları anlatmışlar. Dolayısıyla izleyiciye sunduğu tek şey, şaşırtıcı ve ilginç bulunabilecek nitelikte ki sayılar. Sosyalist ideoloji gibi, okuyanı fikir yürütmeye götürmüyor yani. Zeitgeist izleyen saf bir insan için, sanırsın ki kapitalizm sadece bankerlik sistemi ve tekelleşme, kaynak ele geçirme hırsı yüzünden kötü. Zeitgeist yapımcılarını oturtup sosyalist ideologlardan biraz ders almaları gerekiyor, o zaman da zeitgeist'i savunurlar mı halen bilemem ama yaptıkları kapitalist eleştiri basit ve zaten bilinen şeyler.

Kapitalizmin tek alternatifi olan sosyalist sistemi ikinci belgeselde yani addendum'da 5 saniyelik bir eleştiriyle geçiştirmesi ise ciddi komedi. "Çin ne kadar sosyalist, hop, bitti gitti sosyalizm işlemez" diyen bir belgeselle karşı karşıyayız.

The Venus Project ise bariz, eşitlik özgürlük getirecek bir sistem değil, hapishane rolü üstlenecek bir sistem gibi geldi bana. Üretimin insan emeğinden çıkıp teknolojiye devredilmesi, akla "oligarşinin tunç yasasını" getirmiyor değil.

Daha insan emeği özgürleşememişken, teknolojinin üretiminden bahsetmek saçmalık olur.

Ayrıca zeitgeist'in teknolojiyi saf iyilik mabında ele alması da ayrı ironu, teknoloji insan zihniyle şekillenen ve insan amaçlarına hizmet eden bir bilim ise, bunun saf iyi olması için insanlarında saf iyi olması gerekir ki yok öyle bir şey.

Peki zeitgeist'in ilgi çekici yanı ne?

Yanıt basit, internet gibi elinin altında poponu sere sere yatarak, kahveni içerek takıldığın bir ortamda, sana dünyanın sırrını veriyormuşcasına esrarengiz bir hava ve müzikle anlatılan bir belgesel, komplo teorilerinin ilgi çekici olması gibi insanların ilgisini çekti. İnsanlar izledi ve Facebook grubuna katıldı bu olayın.

Ancak zeitgeist bundan fazlası olamayacak.

Çünkü ne teorik sağlamlığı ( teorik sağlamlığının olabilmesi için bile beş saniyede eleştirip işlemediğine kanaat getirdiği sosyalizmi referans almak zorunda ), ne pratik deneyimleri ne de idealizmle saldırırkan tam tamına bir materyalist görüş almayışı ve diyalektik yöntemlerden uzaklığı var.

Bunlar mabında isterse 10 milyon facebook fanı olsun, meydana 20 kişi anca toplayabilecek bir hareket zeitgeist hareketi. Gittikçe de sönükleşecektir.

Venus Project'e gelince, bu proje eleştirilen kapitalistler tarafından desteklenen bir proje. Bir ara ufak bir ada alıp orada deneyler falan yapacaklardı. Ama şu dünya için gerçeklikten uzak ve az çok tehlikeli olabilecek bir düşünce.

Kıssadan hisse, zeitgeist, kapitalizmi sorgulayıp da klasik "komünizm=şeytan diktatörlüğü" propagandasına doğuştan veya çocuklukta yenik düşmüş, sosyalizmi geri kafalılık olarak algılayan sanal insanlara hitap etmiş, gaza getirici bir belgesel sadece.

Yine de izlemeli, izlettirilmeli.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

venüs projesi başarısız diyorsunuz da filmi izleyip hadi sistemi değiştiriyoruz gibi bişey zaten imkansız, insanlar değişiklik istemiyorlar, bu değişiklik istemeyen insanlar zaten karnı tok, evi arabası olan insanlar, karnı aç olan çogunlugun tabi haberi bile yok böyle bişeyden, biz bencilce onlar için de karar veriyoruz, çirkin olan kısım bu bence.

fakat lath'ın da dediği gibi o tohumu ekmeyi başardı zeitgeist, bi yıkım veya devrim falan yaşanırsa, kapitalizme olan inanç yokolursa, venüs projesi işte o zaman devreye girecek inşallah.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Quel-Thul said:

venüs projesi başarısız diyorsunuz da filmi izleyip hadi sistemi değiştiriyoruz gibi bişey zaten imkansız, insanlar değişiklik istemiyorlar, bu değişiklik istemeyen insanlar zaten karnı tok, evi arabası olan insanlar, karnı aç olan çogunlugun tabi haberi bile yok böyle bişeyden, biz bencilce onlar için de karar veriyoruz, çirkin olan kısım bu bence.

fakat lath'ın da dediği gibi o tohumu ekmeyi başardı zeitgeist, bi yıkım veya devrim falan yaşanırsa, kapitalizme olan inanç yokolursa, venüs projesi işte o zaman devreye girecek inşallah.

Abi son cümlende dediklerin yanlış. Neye göre diyiceksin?

Geçenlerde konu dışında da böyle konuştuğum için "sosyalist fan boy" lakabını aldım, umarım buradada almam. Neyse konuya geçeyim.

Evrende her şey birbirleriyle etkileşim ve kendi içlerinde değişim içinde. Zıtlıklar birbirlerini etkiliyor, hiç bir varlık, enerji ve hatta bilinç durağan değil, aksine değişim içinde. Kısaca doğayı diyalektik ve materyalist bakış açısıyla anlıyoruz bilimsel olarak.

İnsan bilinci de doğanın bir ürünü. İnsan çevresine göre koşullanıyor, düşünce geliştiriyor, üretiyor, üretim araçları yapıyor, gelişiyor.

Üretime bağlı olarak, topluluk oluşturma yoluna gidiyor. Topluluk çeşitleri üretime göre şekilleniyor tarih boyunca. Üretim toplumun şeklini belirliyor. Sanayi devrimi, tarım bunlar hep toplumları şekillendirmiş ve hatta devrimsel nitelikler gerçekleştirmiş kavramlar.

Şimdi gel gelelim kapitalist döneme. Kapitalizm tarihsel üretim bayrağını feodal ekonomiden alırken, toplumun şeklini de değiştiriyor. Fransız devrimi ile nispeten daha özgür bir ortam oluşuyor, sanayi devrimi ile eskinin tüccar sınıfı, var olan zenginlikleriyle burjuva sınıfının temellerini, yerleşik köylü sınıfı ise proleter sınıfın temellerini oluşturuyor. Daha sonra bildiğin olaylar, bir takım filozof ve bilim adamları farklı sistemler üzerine kafa yoruyor, ve sosyalist görüş ortaya çıkıyor.

Marx şöyle diyor; "Kapitalizm kendi kendini çürütecek, sosyalist devletler ortaya çıkacak." Şimdi sorarsak, "ulan neye göre diyor" diye. Adamlar çünkü sosyalist fikri yaratırken üç şeye dayandırıyor görüşlerini "Fransız politikası ( özgürlük, devlet ve devrim terimleri ), İngiliz iktisadı ( sanayi devrimi ve kapitalist toplum ), Alman felsefesi ( Diyalektik ve tarihsel yöntemler ile materyalist-idealist fikir çatışması ).

Burada diyalektik materyalist kavramı ele almamız gerekiyor. Dedik ya evrende toplumlar, üretimler dahil herşey bir değişim içinde ve bu değişim zıtlıklarıyla var oluyor diye. İşte kapitalist sistem de kendi zıttı olan feodalizm ile can bulmuş, onu devirerek, üretim tarzını değiştirerek var olmuştu.

Sosyalizm de kapitalizmin eleştirisidir. Dolayısıyla zıttıdır, daha ilerici bir sistemidir. Çünkü kapitalizmin bir üst basamağını temsil eder, bunu da bilimsel olarak diyalektik ve tarihsel materyalizme dayandırır.

Dolayısıyla kapitalist sistemi çökertecek şu anda geçerli tek sistem sosyalist sistemdir. Zıttı odur, eleştirisini o yapmıştır.

Varsayalım sosyalizm geldi, insan emeği özgür oldu.

İşte o zaman da gelişen teknolojiyle birlikte, insan emeği artık üretimden çekilecek çünkü üretim değişiyor. Teknoloji üretimde tam gaz etkin olduğu an, bu seferde başka sistemler sosyalizme zıt olacak.

The Venus Project bu nedenle daha insan emeği özgürleşmeden, insanı özgürleştirmeye çalıştığı için kapitalizmin zıttı olamıyor, dolayısıyla kapitalizmin bir üst basamağı olamıyor. Ancak ileride, çok çok ileride başka sistemlerde zıttı olabilir Venus Project.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...