Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

2010 Referandum Sonuçları


Estel_Anorien

Öne çıkan mesajlar

Wispy said:

@Mighty, Mehmet Moğultay'ı arat googleda. Kendi kendini aydınlat.

@Ardeth. Ben şu yanlış yaptı, o zaman bu da yanlış yapabiliri savunmuyorum. Siz nasıl AKP'nin maddeleri paket olarak oylatmasını samimiyetsizlik olarak algılıyorsanız ben de işte şimdi yargı siyasallaştı diyenleri samimiyetsiz buluyorum. Adalet'in adil olmasını gerçekten bu kadar umursuyorsan o atamalar yapılırken, sesini yükseltecektin, yargı gibi bir kurumda böyle kadrolaşma olmamalı diyecektin.

Onlar yaptı nemalandı şimdi de ben yapayım zihniyeti ne kadar kötüyse biz yaparsak hak, onlar yapınca suç zihniyeti de o kadar kötüdür.


this.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şimdi şu ideoloji değişti sadece olayına bir değinmek istiyorum.

Kadrolaşma AKP'ye özgü bir şey değil evet. Daha önce de ülke tarihi boyunca iktidar her zaman kadrolaşma yaptı. AKP yeni keşfetmedi bunu.

Ama AKP'nin kadrolaşmasının öncekilerden çok ciddi farkları var.

Her şeyden önce daha önce "tanıdığa torpil" usulü atamalar yapılırken AKP döneminden itibaren tamamen büyük bir "master plan" çerçevesinde kritik noktalara "tanıdık" değil kukla atamalar yapıldı, böylece bu kritik noktalarda olabilecek her türlü direniş baştan düşürüldü.

İkinci olarak, anneniz babanız devlette çalışmıyor anladığım kadarıyla, yoksa bugüne kadarki atama ve kadrolaşmalardan kat kat farklı olan bugünkü baskıyı görürdünüz. Açık ve net söylüyorum, bu ülkede bir hastane baş hekimi telefonda konuşamıyor, söyleyeceği şey dinleniyorsa diye rahat edemiyor, çevresiyle ilgili konuşurken kongre ve iş yemeklerinde sürekli olarak lafını tartması gerekiyor, çünkü en ufak bir sözü kendisini alakasız bir yere sürmeye müsait. Devlet dairelerinde çaycısına kadar en alt kademe adamına kadar herkes aynı baskıyla ya sessiz kalmaya ya da onaylamaya mecbur bırakılıyor. Polis akademisinde AKP dışında oy verilmesi "yasak". Bildiğiniz yasak yani, yatılı olduğu için okul, sandıklar da devre devre yapılıyor, eğer bir sandıktan akp dışında oy çıkarsa o devre komple ceza alıyor. Şaka değil gerçek bu. Gazeteler çoktan yanlı yayına geçmiş durumda, karşı çıkan gazeteci direkt olarak gazetesinden kovuluyor, susturulmaya çalışılıyor. Emin Çölaşanı falan ne çabuk unuttunuz? Ha bu arada, ergenekon diye hapse atılan gazeteciler, politikacılar, milli eğitim müdürleri gibi örnekler de daha önce hiçbir parti döneminde görülmemiş radikal durumlar. bu bahsettiğim olayları biraz uğraşırsanız her türlü devlet kurumunda rahatça gözlemleyebilirsiniz. Yetmezmiş gibi öğretmen kadrosuna da sızma gibi bir durum sözkonusu, en son patlayan KPSS skandalı ve arkasından çıkan cemaat tesadüf mü? Gelecek nesillerin başarılı kesimi arasında daha çok yer edinmek adına patlayan LGS kopya skandalı ne peki?

Kısaca şu ana kadarki kadrolaşmalar hangi parti olursa olsun belli başlı sınırlar içerisindeyken şu anda adım adım özgürlüklerin kısıtlanmasına doğru giden bilinçli ve hedefli bir kadrolaşma var. Geri dönüşü olmayan bir yola doğru gidiliyor. Bugüne kadarki kadrolaşmaların aksine bugün temel hak ve özgürlükleri tehdit eden bir siyasallaşma var, ha "Türkiye'ye şeriyat gelmez hacı gök başımıza yıkılıyor sanmayın" tarzı ucuz laflar edebilirsiniz, ama konu şeriyat ya da başka bir durum değil, şu anda hafif örneklerini her türlü devlet kademesinde gördüğünüz, ve bu baskılarda suyu alttan alttan hafif hafif ısıtan kısıtlayıcı ve baskıcı rejimin istediği anda diktatörya kurma hakkının verilmiş olması.

Şimdi "şimdiye kadar da siyasallık kadrolaşma vardı hacı" demeden önce bir iki dakika düşünün. Şu saydıklarıma daha önce nerede denk geldiniz, hangi iktidarda vardı yakın dönem tarihinde? Ve emin olun aynı baskı ve kadrolaşma önceden olsaydı, bugün ne AKP ne de benzer görüşlü herhangi bir kimse bırakın iktidara gelmeyi televizyona çıkıp fikir bile söyleyemezdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mighty_THoR said:

@wispy al canım kardeşim buna konuş,ondan sonra bu ülkenin halkına cahil salak vs demenin yeri var mı yok mu bir daha tartışalım.

Mighty_THoR said:

[video]http://www.facebook.com/video/video.php?v=1567084745088?feature=oembed" width="459">



not:video da giovanni de var


3:08 de arkadan gelen elemanım ben evet :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya arkadaşlar bakın çok önemli bi şeyi atlıyorsunuz.

korktuğunuzu ve gerçekleşeceğini söylediğiniz "tek bir partinin hakimiyetine geçme" durumu ancak o tek parti 15-20 sene iktidar olursa olur. zaten bizimki gibi henüz reşit olmamış bir ülkede 15-20 sene hangi parti iktidar olursa olsun ülkenin her yerinde herşeyin bokunu çıkarır.

akp'nin 2. dönemi bu, görünen o ki bir 3. akp dönemi daha yaşayacağız. umuyorum ki bu olası 3. akp döneminde muhalefet partilerimiz bir parça, serçe yemi nisabı kadar akıllanırlar da halka bir kulak verirler; kömür, sadaka vs edebiyatını bırakıp halkın frekansını yakalamayı başarırlar. umarım ki olur da biz de 4. dönem akp iktidarını görmekten kurtuluruz. akp bu olası 3. akp iktidarında hsyk ve aym'ye seçilecek bazı üyeler üzerinde etkili olabilecek. sadece değişecek olanlarında, tamamında değil. geri kalanların bir kısmı sonraki iktidar döneminde yenilecek, bir kısmı da daha sonraki. böylece tek bir anlayışın bütün kurumların üstünde etkili olmasının önüne geçilecek. tabi bunun için ne gerekiyor? 1'den fazla parti. bugün kaç parti var? 1 mi? bence 1.

ancak şu da var ki bizimki gibi reşit olamamış bir ülkede bir partinin 3-4 seçim dönemi iktidarda kalması da normal şartlarda zor. akp'nin de normal şartlar altında bizimki gibi bir ülkede daha fazla iktidarda kalamaması lazım. ama kalıyor. çünkü insanlar inanın ki "başka kime verelim ki" diyerek oy veriyorlar, kaşına gözüne kurban oldukları için değil.

demokrasinin garantisi iktidarın el değiştirebiliyor olmasıdır. iktidarı bırakmamak için normal dışı eylemlere girişmeyen ve çürümeye devam eden bir parti varken halkın gözüne giremeyen muhalefet bu işi önüne döküp iyice düşünmeli ve gerekirse anlayışlarına temiz bir silbaştan yapmalıdır. aym'nin de hsyk'nın da kanarya öttürenler derneğinin de tek bir zihniyetin hegamonyasına girmemesinin en önemli garantisi budur çünkü. hiç de sizin söylediğiniz gibi parlementonun bütün bu işlerden el çektirilmesi değildir. tam aksine parlamento bu işlere el atmalıdır ki halkın sesinin yansıması yargıya kadar ulaşabilmelidir.

bakınız 1924 anayasası:

said:
Madde 3- Egemenlik kayıtsız şartsız Milletindir.

Madde 4- Türk milletini ancak Türkiye Büyük Millet Meclisi temsil eder ve Millet adına egemenlik hakkını yalnız o kullanır.


ve 1961 anayasası:

said:
Madde 4- Egemenlik kayıtsız şartsız Türk Milletinindir.

Millet, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organlar eliyle kullanır.


1982 anayasası (61'le aynı):

said:
MADDE 6. – Egemenlik, kayıtsız şartsız Milletindir.

Türk Milleti, egemenliğini, Anayasanın koyduğu esaslara göre, yetkili organları eliyle kullanır.


çok net görüldüğü üzere 24 anayasasında milletin mutlak egemenliğinden bahsediliyor. sonrakilerde bu egemenliğe bir vasî tayin edilmiş: yetkili organlar; yani bürokrasi. 61 anayasasıyla birlikte atatürk'ün millete devrettiği egemenlik, millet adına kurumlara bırakılmış.

ben 24 anayasasındaki hakim görüşten yanayım. bu görüşümün açılımı da yukarıda söylediğim şekilde yargı dahil ülkenin idaresindeki her basamakta halkın oylarının etkisinin bulunması. bu etkinin bir mutlak hakimiyete dönüşmemesinin onlarca yolu bulunmuş modern demokrasilerde. biz de bunlardan örnek alabiliriz ya da onlar ayarında yepyeni birşey de bulabiliriz. yeter ki küstümcülük oynamayı, ayak oyunlarını bırakıp bu işi yapmakta ciddi olalım. ülkedeki kitleleri dışlayarak bu işi yapmaya çalışmayalım. bütün partiler için geçerli bunlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Giovanni said:

Laflarına dikkat et rewendor kara kaplıya yazıyorum amcama gidecek bunlar!!
dasdfsdfdg falan


söylediklerimi çürütemeyince, saydığım o kadar şeyden bir tanesine bile "hayır öyle değil" diyemeyince geyiğe vurarak kaçamak cevap normal tabii. Devlet daireleri, hastaneler, öğretim kurumları gibi devletin rahat uzanabildiği yerlerde bu tür mimleme ve baskının olmadığını düşünmekse esas bilinçsizlik. Gidin buralarda çalışan tanıdıklarınıza bir sorun biraz kurcalayın bakalım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Sufi, dediğin gibi ancak uzun dönem iktidarda olur o durum.

Ancak önümüzdeki seçimlerde de AKP'nin iktidar olarak çıkacağı garanti gibi bir şey farkındaysan. Ve sen şu referandumla bu adamlara isterlerse seçim süresini 20 senede bire düşürme ve seçimden geçme barajını %40a çıkarma, daha sonra da kendi seçtikleri anayasa mahkemesi tarafından bu kararın anayasaya uygunluğunu onama yetkisi vermiş oldun. Yani 4. seçimin ne zaman olacağını bile kestiremeyebilirsin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

hahah korku imparatorluğu-sivil dikta söylemi hiç bayatlamıyo. tıpkı "eğitim şart", "önce eğitelim sora demokrasi" söylemi gibi.

ben de bi kriter getirmek istiyorum o zaman, 25 yaşın altındakiler de oy kullanmasın, bence sağlıklı karar veremezler, etki altında kalırlar. mesela komünist manifesto okumayanlar da kullanmasın oy, çünkü bilinçsizler. mümkün olduğunca kısıtlı sayıda oy kullanılsın ki demokrasimiz şenlensin.

sezen aksuya yapılan, adalet ağaoğluna yapılan baskı değildir ne de olsa, "demokratik tepkidir".

bugün ergenekonda yargılananların hiçbiri yazdıkları nedeniyle yargılanmıyo, hiçbirinde "şunu şunu yazdı" ya da "düşünce suçu işledi" tarzı bir suçlama yok. hepsi örgüt üyeliğinden yargılanmakta.

referandum boyunca ana akım medya basbaya 24 saat hayır propagandası yaptı, açın bakın hürriyet, milliyet, vatan, sözcü gazetelerini, köşe yazılarını..izleyin star, show, kanald ana haber bültenlerini..hangi gazeteci kovuldu? hangisi susturuldu? hangisi kapatıldı? chp mi susturuldu? mhp mi susturuldu?

bakın bdp susturuldu işte, ama o da kimsenin umrunda oldu mu? muhalefetten kck tutuklamalarına karşı bi ses yükseldi mi? tıs.

kısacası baskı bu ülkenin tarihiyle yaşıttır. diktatorya bu ülkenin tarihiyle yaşıttır. özgürlüklerin kısıtlanması her daim söz konusudur. bununla mücadele henüz bitmiş değil, bitmeyecektir de.

ama bugün bu ülkede radikal olan tek bişey varsa, o da alışılagelmiş sistemin çökmesidir. yüksek yargıdaki "al gülüm-ver gülüm" sisteminin çökmesidir. halkın iradesine müdahale etmek isteyenlerin artık yargılanıyor olmasıdır radikal olan. ve vesayetin artık sona ermekte oluşudur.

olası tehditler, komplo teorileri, karamsar tablolar falan üzerine kafa yorarken gözünüzün önündeki tehditleri, gözünüzün önündeki apaçık baskıyı ve vesayeti görmediniz, görmek istemediniz. ama halk gördü, hep görmüştü, dün de ayarı verdi. eğer eğitimsizlik o duyarlılığa ulaştırıyorsa insanları, vesayete karşı duruşu güçlendiriyorsa, ben de eğitimsizliği yeğlerim doğrusu.

çünkü diktatörler cehaletle değil, modernleşmeyle, milliyetçilikle, sözde bir ülke sevdasıyla, sözde bir "kurtuluş" söylemiyle elele yürümüşlerdir iktidara her daim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rewendor said:

Giovanni said:

Laflarına dikkat et rewendor kara kaplıya yazıyorum amcama gidecek bunlar!!
dasdfsdfdg falan


söylediklerimi çürütemeyince, saydığım o kadar şeyden bir tanesine bile "hayır öyle değil" diyemeyince geyiğe vurarak kaçamak cevap normal tabii. Devlet daireleri, hastaneler, öğretim kurumları gibi devletin rahat uzanabildiği yerlerde bu tür mimleme ve baskının olmadığını düşünmekse esas bilinçsizlik. Gidin buralarda çalışan tanıdıklarınıza bir sorun biraz kurcalayın bakalım.


Cevap olarak yazmadım. Bu dediklerin benim tarzım ve anlayışım değil Rewendor. Sakin olmalısın biraz bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@rewendor

3. dönem akp iktidarını öngörerek yazdım zaten.

ama söylediğin örnek hep söylenen bir uç örnek: "ya seçilmişler seçim süresini 15 yıla çıakrırsa" veya "ya seçilmişler seçimleri kaldırırsa" veya "ya seçilmişler şeriata geçiyoruz biz derse"... pratikte olamayacak şeyler bunlar. bu tehlike dünyadaki bütün demokrasilerde var ama gerçekleşmişi yok. lütfen iran'ı örnek vermeyin. zaten mollalar sisteminin gelenksel yapıda ağırlığını koruduğu bir durum. iran'daki durumu "bi gece geldiler demokrasiyi yok ettiler" diye algılamak hata olur. ayrıca lütfen "iranı sunmayın bana" dedim diye bunu vesile yapıp başlığı iran başlığına çevirmeyin:)

zaten biz de bir dünya düzeni içinde yer tutuyoruz. kafamıza göre seçimleri 20 yıla çıkaramayız. çıkarırız çıkarmasına da sonra ne oluruz bilemem.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

olm fundementalımız eksik bizim ya. demokrasi, toplum içindeki birey olmak gibi, sermayenin toplum içindek değişik gruplara kayışı filan, bu tip şeyleri tam bilmediğimiz için hala vay cahil halk, vay korkak halk filan diyosunuz. adam cahil olsa bile, çok salak olsa bile oyu seninle bir olacak. oy size zorla verilmiş bir hak, sizin zorla aldığınız bir hak değil, eğer bununla ilgili bir probleminin varsa halk hareketi filan başlatmanız gerekiyor.

hiç toplayamadım cümleleri
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

E bizzat bana söylediğine göre çıkardığım anlam o oldu.

sir senin mesajına gelince, bizzat kendi ailemden hastane ve devlet kurumlarındaki baskıyı şu anda net olarak biliyorum ben, sen kesin olarak yok diyebiliyor musun?

Bahsettiğin medyaya bak bakalım, evet kovulan belki yok denecek kadar az ama haberleri, stilleri aynı mı? Kovulma riskiyle (ki medyanın neredeyse tekelde olduğu bir ülkede bir kere kovulan gazeteci bir daha iş bulamaz kolay kolay) hemen hepsi yazılarını yumuşattı ve hatta komple taraf değiştirenler oldu.

Ergenekon'a gelince, daha yeni Erzurum il milli eğitim müdürünün durumunu konuştuk burada, adamın usulsuzce 11 kere atanması ve itirazla dönüşü, sonunda da hapse girmesiyle ilgili ergenekondan.

"hiç bayatlamıyor" dediğin argüman bizzat adım adım sürdüğü için bayatlamıyor çünkü.

Seçim yaşı 25e çekilsin dersen itirazım olmaz, ama kan kaybeden AKP olur, özellikle doğuda "ağa ne derse o oy" diye giden 20 çocuklu ailelerle
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"yumuşama" çok relatif oldu ama şimdi, kime göre neye göre yumuşama?

benim babam da devlette çalışıyo, öğretim görevlisi. abim ve yengem de öğretmen. üstelik ulusalcılar da, ama böyle bi baskı vs hiç bahsetmediler. olsa üzerine atlarlar, anında yetiştirirler bana zaten =)

bu ülkede dikta mevcut zaten. sivil olanı değil ama.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Wispy
@Mighty, Mehmet Moğultay'ı arat googleda. Kendi kendini aydınlat.


aydınlanmadım üzgünüm :( yargının kadrolaştığına dair örnek lazım bana.

yoksa bende yazayım yargıya 10 yüz milyon adam aldım diye.

ben bir avukat olarak sana kadrolaşmış adamları gösteririm ama git bir adliyeye beyaz altın takanların hepsi fetocan zira adamların imzası bu kendilerini böyle tanımlıyorlar.Senin örneklerinide heyecanla bekliyorum mehmet moğultay yargıyı nasıl kadrolaştırdı bu kadrolaşan yargı neler yaptı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:

"yumuşama" çok relatif oldu ama şimdi, kime göre neye göre yumuşama?

benim babam da devlette çalışıyo, öğretim görevlisi. abim ve yengem de öğretmen. üstelik ulusalcılar da, ama böyle bi baskı vs hiç bahsetmediler. olsa üzerine atlarlar, anında yetiştirirler bana zaten =)

bu ülkede dikta mevcut zaten. sivil olanı değil ama.


sivil dikta askeri diktayı geçeli en aşağı bir 5 sene falan oluyor şu anda. Devlet hastanesinde ve üniversitede öğretim görevlisi olan tanıdıklarımdan bizzat duyuyorum ben, hastanede doktorların dinlenme odasında söylediği akp karşıtı laflardan dolayı 3 gün sonra sebepsiz ve zamansız ataması gelen doktorundan yeni dağıtılan stajyer doktorların kalifikasyonlarına ve backgroundlarına kadar.

Bizzat polis akademisindeki öğrenciden, daha doğrusu öğrencilerden (3 farklı öğrenci) duydum son seçimlerde nasıl zorla akp oyu verdiklerini.

Gazetede Emin Çölaşan olayları zaten meşhur, daha meşhur olmayan alttan alta neler dönüyor. Daha 1 hafta önce HaberTürk'te "siz şu anda hiçbir siyasi baskı altında olmadan şu yayını yapabiliyoruz diyor musunuz" diye spikere soru sordu gelen konuk (Müjdat Gezen miydi emin olamadım) ve spiker "bu soruya cevap veremem" dedi. Daha sana göresi bana göresi mi kalmış bunun?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...