smerten Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 Baktığım yöne doğru yüriyemiyordum. Evimin bulunduğunu tahmin ettiğim sokağa doğru bakıyorum. Ama istemeden karşı sokağa doğru ilerliyordum. İlerlemem bazen küçük adımlar atarak, bazen koşarak oluyordu. Aslında , koşmak gibi bir niyetim yoktu. Fakat ön tarafa doğru kaykılınca insan düşmemek için önce hızlı ve büyük adımlar atıyor, sonra da çaresiz koşmaya başlıyor. Tutunacak bir ağaç veya çarpacak bir duvar bulana kadar da koşturmasını sürdürüyor. O gece, evde yalnız başıma içmek istememiştim. Gündüz köfteci, gece koltuk meyhanesi taklidi yapan civardaki bir dükkana gidip bir büyük şişe rakımın üstüne iki tek müessese ikramı yolluk içmiştim. Şimdi evin yolunu tutmaya çalışıyordum. Garson Remzi'nin şişe camı kalınlığındaki gözlüklerinin arkasından bile minik görünen miyop gözleri, uykusuzluktan daha da küçülmüştü. Meyhanede ikimizden başkası kalmamıştı. Oğlanın esnemekten bir türlübir araya gelemyen iki dudağına bakıp haline acımış ve hesabı ödeyip meyhaneden çıkmıştım. Gece olunca farelerin terk ettiği batan bir gemi manzarası alan Mecidiyeköy'ün işyeri dolu caddelerinde tek başımaydım. Ya da ben kendimi öyle sanıyordum. Hemen kulağımın dibinde hırıltılı bir ses; "Afedersin ağabey, Bahçeler sokağa nereden gidilir?" deyince hafiften irkildim. "Ben de oraya gitmeye çalışıyorum. Bulunca sana ıslık çalıp haber veririm." "O yapıştığın ağacı bırakmazsan, nasıl arayıp bulacaksın? Sen istersen bana tutun." "Haydi lan, benim koluma girecek herifi analar daha doğurmadı!.." deyip kabadayılıkla tutunduğum ağacı bıraktım. Ama İspanyol Pasadoble dansı figürlerine benzer adımlar atamya başlayınca adam beni havada yakaladı. Sıska, kavruk, kafası çene hizama zor gelen bir adamdı ama, çelik gibi kolları vardı. Ben, yine de erkekliğime turşu damlamasın diye babalandım. "Bana bak, beni elinden kaçırı da yere düşürürsen kalkınca fena döverim. Ona göre haa!.." "Hiç merak etme ağabey, ben tuttuğumu kolay kolay bırakmam." "Aferim lan bıdık, sevdim seni.. Eve gitmeden son bir yolluk daha içeceğim istersen seni de götüreyim." Aslında adam beni götürüyordu. ***** Herif gerçekten sıkı içiciydi. Ben kadehimin daha yarısına gelemmeişken, o iki dubleyi içine döküverdi. "İstanbul'Un yabancısının anlaşılan." "Evet, tayinim buraya yeni çıktı." "Ne iş yaparsın?" "Mal taşırım, can taşırım" "Şöför müsün?" "Eh, onun gibi bir şey. Nakliyat işi yani.." "Bahçeler sokağı niye soruyordun?" "Bir nakliye işi aldım da.." Bitişikteki masa da huri gibi bir kız oturuyordu. Üstelik bana bakıyordu. Hem de gülümseyerek... İnsan yarım şişeyi geçince kendini genç, şişenin dibinde yakışıklı hissedr. Demek, kız da gençliğimin ve yakışıklılığımın farkına varmıştı. Dayanılmaz olduğumu sandığım hafif çarpık gülümsememle kıza doğru kadehimi kaldırdım. Ama daha indirmeye vakit bulamadan kızın masasındaki iki çam yarması tepeme bindi. Biri ensemden, biri kolumdan tutup beni bar sandalyesinden yaka paça aşağıya aldılar. Hatta, birisi elini beline bile attı. Tam çiğnemeye başlayacaklardı ki, yanımdaki bıdık, sandalyesinden bile kalkmadan, "İhtiyarı bırakın!.." dedi. Bunu öyle bir sesle söyledi ki yattığım yerden ben bile üşüdüm. Herifler, "Ulan yarım porsiyon sen de!.." deyip hışımla ona döndüler. Ama adamın gözelrini görünce kızı da alıp bardan çekip gittiler. "Sevdim seni arkadaş, harbi delikanlıymışsın. Ama elimden almasaydın herifleri çok fena yağacaktım. Haydi arkadaşlığa içelim." Arkadaşlığa içmeyi çalgılı bir meyhanede sürdürdük. Bir avaza şarkılar söyledik. Saz heyeti, mülşteri isteklerine geçti. Ben "Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar"ı, arkadaşım da"Bir ihtimal daha var ölmek mi dersin?" şarkısını istedi. ******** Sabah karşı canım fena halde işkembe çorbası çekti. Arkadaşımın taksiye gidelim ısrarlarına rağmen benim arabamla gideceğimizi söyledim. "İçkilisin ağabey, bir kaza falan oalbilir." "Sen, iki büyük rakıya içki mi diyorsun? Ben şimdi bir büyük daha içer üstüne uçak bile kullanırım. Benim kırk yıllık şöförlüğüm var, ama daha tek kazam yok... Hadi yürü işkembeciye!.." İçki gerçekten beni pek etkilemez. Daha yarım saat bile düşünmeden arabamı park ettiğim yeri derhal hatırladım. "Biraz yavaş gitsek mi ağabey?" "gidiyor muyuz ki?" "Hem de ters yoldan" "Öyleyse doğru yola sapsana.." "Sapamam ağabey." "Niye lan?" "Çünkü, direksiyon senin elinde." "Yani, arabayı deminden beri ben mi kullanıyorum?" "Daha doğrusu kullanıyordun. Ama artık kullanmıyorsun." "Niye?" "Çünkü, bir duvara çarpmış bulunuyoruz." "Hay Allah, bende kafam ve bacaklarım niye sızlayıp duruyor diye merak ediyordum." "Gel seni dışarıya çıkarayaım ağabey." "Çekme lan, dizim ağrıyor. Kırıldı herhalde." "Dur ben bir bakayım. Bu işlerden biraz anlarım." Arkadaşım oramı buramı ovaladı, bedenimdeki ağrılar gerçekten kesildi. "Sabah oldu, artık işbaşı yapmam gerek." "Yoo, işkembeciye gitmeden olmaz."
smerten Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 not:yazıyı netten aratmaya kastıramadım, elden yazıyorum yanlışların kusurna bakmayın.. sitiki yaparsa biri çok sevinirim. Tekin ağabey'ime de saygılarla.. Oğuz Ağabey yaşarken bir mektup bile yazmaya üşendim, affet, özrümün bir parçası kabul et.. Saygılar.. Mert Erten[signature][hline]a.k.a. Duxus --------- Seni yeteri kadar hatırlayamadık, ama unutmayacağız ruhun şâd olsun, Huysuz İhtiyar..
Rewendor Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 Ooof off zaten duyunca çok üzülmüştüm, şimdi bu yazıyı "tekrar" okurken gözüm doldu... Sonuna kadar gidemedim bile... Güle güle Oğuz Aral, her zaman hatırlanacaksın... Sen bizi güldürdün, gülümsettin yıllarca; umarım sen de şimdi gülümsüyorsundur yukarıdan bize...[signature][hline] Quidquid latine dictum sit, altum viditur.
ozkolous Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 *!gözleri dolar daha fazla yazamaz*[signature][hline] =0= KANBER'e sormuşlar : Aşk nedir? "Gerektiğinde porno arşivini silebilmektir!!" =0=
Prawler Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 26, 2004 abi çok duygulandım ya[signature][hline]Boş bir kağıt bir kalem bir de silgi.. Kağıt ömür demek,kalemle silgi ise benim hayatımı sen yazarsın sen silersin demek.. Sen neyi yazarsan güzel, sen neyi silersen güzel. İstediğin gibi yaşat,istediğin gibi öldür it's teargas in my eyes // Gizli bahçem
smerten Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 kolay kolay unutturmam ben bunu[signature][hline]a.k.a. Duxus --------- Seni yeteri kadar hatırlayamadık, ama unutmayacağız ruhun şâd olsun, Huysuz İhtiyar..
Cthulhu Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 oğuz aral öldü mü.. bu arada yazı mükemmel olmuş..[signature][hline]herkes, düşlerinin büyüklüğü kadar özgürdür..(chE) when a man lies he murders some part of the world Üstüne Şehir Örten Şehir Eğer Metalciysen Burası tam senlik!!/burası da var tabikine..
eagle_dnz Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 yazı süper ya tekrar başımı sağolsun[signature][hline]Gözlerimi gözlerinden alamıyorum her bakışımda, orada kendimi görüyorum seninle elele...Saçlarına dokunurken korku doluyor içime o kadar yumuşaklar ki incitmekten Korkuyorum...Dudaklarımın dudaklarına her temasında esir oluyorum sana sen öptükçe daha fazla öpüyorum sen istedikçe daha fazla istiyorum...Bunları tekrarlamaktan hiç bıkmıyorum çünkü gözlerin aynam,saçların acıma duygum,dudakların zindan oluyor bana ve sana olan sevgim her an artıyor!!!
Nefr Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Yalnız eksik sanırım yazı, o bar - kız bölümünde kavga başlangıcını atlamışsın galiba. Orjinali yok elimde yazının, elinde varsa tamamlar mısın?[signature][hline]Emaleth, 04 Temmuz 2004 21:27 tarihinde demiş ki: ...kaliteli adult forum olacaksın...
smerten Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 ya hay bin kunduz ya.... ben bil. resetlenir elektrikler gider fln diye wordpad de yazıyodum save fln ederek c/plerken karışıklıklar oldu ben buraya yazayım ekstra yeri.. siz araya sıkıştırın... bu arada yazı orjinal, kitabından elimle yazdım..[signature][hline]a.k.a. Duxus --------- Seni yeteri kadar hatırlayamadık, ama unutmayacağız ruhun şâd olsun, Huysuz İhtiyar..
smerten Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 .............Bitişikteki masa da huri gibi bir kız oturuyordu. Üstelik bana bakıyordu. Hem de gülümseyerek... İnsan yarım şişeyi geçince kendini genç, şişenin dibinde yakışıklı hissedr. Demek, kız da gençliğimin ve yakışıklılığımın farkına varmıştı. Dayanılmaz olduğumu sandığım hafif çarpık gülümsememle kıza doğru kadehimi kaldırdım. Ama daha indirmeye vakit bulamadan kızın masasındaki iki çam yarması tepeme bindi. Biri ensemden, biri kolumdan tutup beni bar sandalyesinden yaka paça aşağıya aldılar. Hatta, birisi elini beline bile attı. Tam çiğnemeye başlayacaklardı ki, yanımdaki bıdık, sandalyesinden bile kalkmadan, "İhtiyarı bırakın!.." dedi. Bunu öyle bir sesle söyledi ki yattığım yerden ben bile üşüdüm. Herifler, "Ulan yarım porsiyon sen de!.." deyip hışımla ona döndüler. Ama adamın gözelrini görünce kızı da alıp bardan çekip gittiler. "Sevdim seni arkadaş, harbi delikanlıymışsın. Ama elimden almasaydın herifleri çok fena yağacaktım. Haydi arkadaşlığa içelim." Arkadaşlığa içmeyi çalgılı bir meyhanede sürdürdük. Bir avaza şarkılar söyledik. Saz heyeti, mülşteri isteklerine geçti. Ben "Gökyüzünde yalnız gezen yıldızlar"ı, arkadaşım da"Bir ihtimal daha var ölmek mi dersin?" şarkısını istedi. ........ tekrar özür dilerim karışıklık için...[signature][hline]a.k.a. Duxus --------- Seni yeteri kadar hatırlayamadık, ama unutmayacağız ruhun şâd olsun, Huysuz İhtiyar..
Kalhiae Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 said: Cthulhu_, 27 Temmuz 2004 13:27 tarihinde demiş ki: oğuz aral öldü mü.. bu arada yazı mükemmel olmuş.. Ay'dan hoşgeldiniz.[signature][hline]Allah kahr bela.. kalh!ae
Prawler Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 27, 2004 rahmetlinin bu pazarki yazisini okudum gerekten cok guzel ya[signature][hline]Boş bir kağıt bir kalem bir de silgi.. Kağıt ömür demek,kalemle silgi ise benim hayatımı sen yazarsın sen silersin demek.. Sen neyi yazarsan güzel, sen neyi silersen güzel. İstediğin gibi yaşat,istediğin gibi öldür it's teargas in my eyes // Gizli bahçem
smerten Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 eski bir yazısıdır o.. yazmıyo uzun zamandır.. şimdi hatırlamıyorum ne yazmıştı ama eskiydi hatırlıyorum... eğer yazılarını seviyosanız iki tane kitabı var Huysuz İhtiyar Huysuz İhtiyar:Bana bir tarzanlığı bile çok gördüler[signature][hline]a.k.a. Duxus --------- Seni yeteri kadar hatırlayamadık, ama unutmayacağız ruhun şâd olsun, Huysuz İhtiyar..
Saeros Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 almak lazım. çok güzelmiş. allah rahmet eylesin.[signature][hline]BabacumMostors, 15 Haziran 2004 04:22 tarihinde demiş ki: sanat için sevişirim yani hiç çekinmem ben sanat dostuyum...
Mirage Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 hakkaten harika bir yazı[signature][hline]Homer to aliens: "Don't eat me, I have a wife and children! Eat them!"
smerten Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 Nefr abiiiii, nefiiiir abiiiii... düzeltcen miii?[signature][hline]a.k.a. Duxus --------- Seni yeteri kadar hatırlayamadık, ama unutmayacağız ruhun şâd olsun, Huysuz İhtiyar..
karpuz Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 28, 2004 smertene katılmadan edemiyorum[signature][hline]"Mph Rmph !!"
smerten Mesaj tarihi: Temmuz 29, 2004 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 29, 2004 aaa karpuz ne güzel demiş... *çaktırmadan uplamaya çalışır*[signature][hline]a.k.a. Duxus --------- Seni yeteri kadar hatırlayamadık, ama unutmayacağız ruhun şâd olsun, Huysuz İhtiyar..
CusTodeM Mesaj tarihi: Temmuz 30, 2004 Mesaj tarihi: Temmuz 30, 2004 GErcekten guzel bır yaz okurken gozlerım doldu okumam bıttıkten sora bosaldı bole bısey ıste allah rahmet eglesn....[signature][hline]"I can give anything you want,but don't want something that i don't want to give" Who am I?!?|Online oyun oynamak ıstıyorsan burda oyna=) "Reklamlar bitti"
Öne çıkan mesajlar