Lost (2004) - ABC
sadece 1. sezon ilk bölümü izlemişliğim var bu arada sdf.
surada yorum yapan herkes herhalde 1 sezon daha isterdi genel olarak. nasil bitirirlerse bitirsinler gene birileri acik kapilar bulacakti. bu kadar karisik bir dizinin bu sekilde kotarilmasi bile basli basina bir is.
tesekkurler lost ekibi.
feysbuka yazdığımı buraya da yazayım
Okumadan önce aklınızda bulundurunuz ki ağır spoiler içerecektir.
Lostun finali bütün beklentilerimi karşılamakla kalmayıp, ötesine dahi geçti. Karakterler üzerine mutlak bir "closure" sağlaması bir yana, herkesin merak ettiği doğaüstü olaylara saçma sapan, yarı-bilimsel, ve her halükarda yetersiz kalacak cevaplar vermektense, adanın bütün gizemini de karakterler-arası bir nevi "anlaşmaya", onların kendi bilinçlerinde yarattığı özel bir "yere" veya bir nevi ütopyaya bağladılar.
Böylece, dizi boyunca vurguladıkları gibi, esas gizemin bilimkurgusal öğelerde, canavarlarda, zaman yolculuğunda, ışınlanmada, manyetik alanlarda değil, İnsan'da ve insanlar arası ilişkilerde, adaptasyonda, nefrette ve aşkta olduğunu gösterdiler. Bütün o merak edilen öğeler, aslında bir paravan, bir nevi arkaplandı yalnızca. Kafadan bilimkurgusal gizemler yaratmak kolay, bu bağlamda diziye her türlü yönü vermek mümkündü 6 yıl boyunca. Fakat bu karakterler, bu aşk hikayeleri, bu cinayetler, aldatmacalar, kahramanlıklar, yani insanın binbir türlü hali olmasaydı, Lost yine Lost olabilir miydi? Charlie'nin kendini feda etmesi, Desmond ve Penelope'nin unutulmaz "zaman kayması" bölümü, Juliet'in Sawyer'ın parmakları arasından kayıvermesi; bence dizinin "kalbi" bu ve buna benzer kısımlardı. Bizim de korumamız gerekenler, bunlar.
Belki de dizi boyunca "kaybolmuş" olan şey, bu insancıllığımızdı; iyilik ve kötülük üstüne, insanlık hakkında düşüneceğimize, adadaki absürd teknolojiye, "bu nasıl çalışıyor" sorularına odaklanmıştık. Bir bakıma dizinin gözümüze soktuğu onca fantastik öğe karşısında afallamıştık ve biz de "kaybolmuştuk". Bu önemsiz gizem sorularına hiç değinmeyen finalde, kaybolan şeyin "bulunduğu" veya "hatırlandığı" hissine kapıldım, bu kadar iyi bir dizinin finalinden daha ne beklenebilirdi ki?
Sanırım J.J. Abrams'ın TED'de yaptığı konuşma bu finali biraz daha açıklığa kavuşturacaktır.
mystery box
http://www3.bobiler.org/upload/photographs/197128477l.jpg
jj abrams final açıklaması // ekşiden aldım
- tüm 6 sezon boyunca yaşananlar rüya miydi?
jj abrams : elbette değildi. bölümlerin tamamını dikkatle izleyen hiç bir izleyicinin bu denli mantıksız bir sonuca varacağını sanmıyorum. dizinin jack’ in gözlerini aralayışıyla başlayıp, kapamasıyla bitmesi bu yanılgıya yol açmış olabilir. yaşanan her şey gerçekti. dahası, dizide rüya vizyonu asla yoktu.
finalde kilisede buluşan tüm ekip ölü müydü?
jj abrams : kafa karıştırıcı bir finalbölümü olduğunu kabul ediyorum, ki bu bilinçli bir tercihti. yine de, final bölümünü bir kaç kez izleyenlerin anahtarı anladıklarından eminim. forumlara göz attığımızda gördük ki, bulmacayı çözenler, kafası karışanlardan daha fazla.
dharma istasyonunu patlattıklarında, quantum fiziğine ilişkin prosedürü başlatmış oldular. diğer bir deyişle adada, bulundukları zaman boyutunu sonlandırdılar. böylelikle “uçak düşmeseydi, nasılbir hayatları olurdu” başlıklı paralel evrendeki hayatları ilerlemeye başladı.
einstein kuramlarını az çok okuyan herkes bilir ki, teori maddenin her iki evrende de varlığını sürdürebildiği üzerine inşa edilmiştir. bu yüzden, aynı ekip adadaki varlığını sürdürdü. fakat anımsanacağı üzere, farklı bir tarihe geçtiler. çünkü bulundukları zaman dilimini dharma istasyonunun merkezinin imhasıyla durdurdular.
“herkes ölü müydü” sorusunun yanıtı da burada aslında. hem evet, hem de hayır!
aslında hiç de karmaşık değil. paralel evrende, yani “uçak düşmeseydi hayatları nasıl olurdu” yu anlatan dilimdeki karakterlerle, adadaki karakterlerin bulundukları evren birleşti. biraraya geldikleri kilise, işte bu iki evreni biraraya getiren kozmik bir platformdan başka bir şey değildi.
jack’in babasının, “…buradan nereye gideceğiz” sorusuna verdiği yanıtı anımsayalım ; “hiç bir yere gitmeyeceğiz. ilerlemeye devam edeceğiz” demişti. bazı forumlarda gördükki, ekip öldü ve cennete gittiler diyenler var. bu nasıl mümkün olabilir. her biri, kaza olmayan evrende yaşamlarını gayet normal sürdürmekteler. fakat paralel evrende,adada yaşananları anımayarak biraraya geldiler. hem adada, hem de diğer hayatta ölenler zaten orada yoklardı.
dikkat edin! kilisede, adada var olan bir çok önemli karakter yoktu!
özetle, iki evren birleşti, ve onca badirenin ardından hayatlarına devam edenler birleştiler.
ben’ in kiliseye girmek istemeyişinin de yanıtı burada gizliydi zaten.
- peki ama, ada “neydi” aslinda?
şunu ekipçe kabul edebiliriz. haddinden fazla karmaşık bir hikaye örgüsü sunduk sizlere. böyle de olması gerekiyordu. işin içinde olduğunuzda bazen size çok basit gelen sorular, izleyenler için aynı kolaylıkta görünemeyebiliyor. ada meselesi de bunlardan biri. aslında adanın ne olduğu bence dizide enine boyuna anlatıldı.
ada, paralel evrenlerin geçiş noktasıydı elbette. evrenler arası geçişin yol açabileceği trajedileri engelleyebilmek için adanın korunması, çıkarları için bu geçiti kullanmak isteyenlerin engelenmeleri gerekiyordu. işte dharma ekibinin adada bulunma sebepleri de buydu.
uzay zaman eğrisinin kırılma noktasıydı ada.
jacob ve kara duman fenomenlerinin hikayeye yerleştirilmesi kasıtlı bir kafa karıştırma yöntemiydi, kabul ediyoruz. ve özellikle, bu iki karakterin dramatik yapılarını anlatmış olsak da, fazla detay vermedik.
alpert, adaya gemi kazasıyla geldiğinde kara duman’ ın ona “…burası chennem” dediği sekansı anımsayın. aslında cennet de, “cehennem de bu dünyada” mesajı zaten hikayenin temel iddialarından biriydi.
tüm dizi boyunca yanıtını seyirciye bıraktığımız tek pasaj da aslında buydu. jacob ve isimsiz kardeşinin gizemleri. sıradan bir insandı anneleri, evet. fakat adanın koruyuculuğuyla görevlendirildiklerinde kutsal özelliklere sahip oldular. özelliklerini şeytani amaçlar için kullanma raddesine gelen kara duman’ ın adadan ayrılmasını engellemek istemeleri de bu yüzdendi zaten.
- jack’ in babasinin hikayedeki önemi neydi?
jj abrams : sanırız, jack’ in babası üserine bu kadar kafa yorulması final bölümündeki ağırlığından kaynaklanıyor. haklısınız da. fakat zannedildiği kadar kilit bir karakter değil aslında. baba figürü, yalnızca jack için önemliydi. ilk sezonları anımsayalım. babasının jack üzerindekietkisi, kötüleyen ilişkileri ve bu yüzden jack’ in giderek kaybolan özgüveni neticesinde adanın eline kalan tek değerli şey olduğunu düşünür hale gelmesi.
işte bu sürecin sonunda jack’ e, aslında ne denli değerli olduğunu anımsatabilecek en güçlü motifti babası.
bu herif harbi salak
6 sezon diziyi nası yapmış bilmiyorum ama aptal bu herif
fake olsa gerek bu. orjinali nerde ?
ben de bunu sormaya geldim. bu gerçek mi bilen var mı?
sıpa
feysbuka yazdığımı buraya da yazayım
Okumadan önce aklınızda bulundurunuz ki ağır spoiler içerecektir.
Lostun finali bütün beklentilerimi karşılamakla kalmayıp, ötesine dahi geçti. Karakterler üzerine mutlak bir "closure" sağlaması bir yana, herkesin merak ettiği doğaüstü olaylara saçma sapan, yarı-bilimsel, ve her halükarda yetersiz kalacak cevaplar vermektense, adanın bütün gizemini de karakterler-arası bir nevi "anlaşmaya", onların kendi bilinçlerinde yarattığı özel bir "yere" veya bir nevi ütopyaya bağladılar.
Böylece, dizi boyunca vurguladıkları gibi, esas gizemin bilimkurgusal öğelerde, canavarlarda, zaman yolculuğunda, ışınlanmada, manyetik alanlarda değil, İnsan'da ve insanlar arası ilişkilerde, adaptasyonda, nefrette ve aşkta olduğunu gösterdiler. Bütün o merak edilen öğeler, aslında bir paravan, bir nevi arkaplandı yalnızca. Kafadan bilimkurgusal gizemler yaratmak kolay, bu bağlamda diziye her türlü yönü vermek mümkündü 6 yıl boyunca. Fakat bu karakterler, bu aşk hikayeleri, bu cinayetler, aldatmacalar, kahramanlıklar, yani insanın binbir türlü hali olmasaydı, Lost yine Lost olabilir miydi? Charlie'nin kendini feda etmesi, Desmond ve Penelope'nin unutulmaz "zaman kayması" bölümü, Juliet'in Sawyer'ın parmakları arasından kayıvermesi; bence dizinin "kalbi" bu ve buna benzer kısımlardı. Bizim de korumamız gerekenler, bunlar.
Belki de dizi boyunca "kaybolmuş" olan şey, bu insancıllığımızdı; iyilik ve kötülük üstüne, insanlık hakkında düşüneceğimize, adadaki absürd teknolojiye, "bu nasıl çalışıyor" sorularına odaklanmıştık. Bir bakıma dizinin gözümüze soktuğu onca fantastik öğe karşısında afallamıştık ve biz de "kaybolmuştuk". Bu önemsiz gizem sorularına hiç değinmeyen finalde, kaybolan şeyin "bulunduğu" veya "hatırlandığı" hissine kapıldım, bu kadar iyi bir dizinin finalinden daha ne beklenebilirdi ki?
Sanırım J.J. Abrams'ın TED'de yaptığı konuşma bu finali biraz daha açıklığa kavuşturacaktır.
mystery box
dizi gerilim dizisi, ask, romantizm ya da dram degil. dizinin kalbi sawyer'in juilet'i tutamayısıymıs. yok artık daha neler.
mevcut verilerle uyumlu. tubitak, jandarma ve emniyet kriminoloji laboratuvarları doğruluğunu kabul ediyor o belgenin.
verdiğim video linkini izleyin cidden anlıcaksınız yav.
sıpa
feysbuka yazdığımı buraya da yazayım
Okumadan önce aklınızda bulundurunuz ki ağır spoiler içerecektir.
Lostun finali bütün beklentilerimi karşılamakla kalmayıp, ötesine dahi geçti. Karakterler üzerine mutlak bir "closure" sağlaması bir yana, herkesin merak ettiği doğaüstü olaylara saçma sapan, yarı-bilimsel, ve her halükarda yetersiz kalacak cevaplar vermektense, adanın bütün gizemini de karakterler-arası bir nevi "anlaşmaya", onların kendi bilinçlerinde yarattığı özel bir "yere" veya bir nevi ütopyaya bağladılar.
Böylece, dizi boyunca vurguladıkları gibi, esas gizemin bilimkurgusal öğelerde, canavarlarda, zaman yolculuğunda, ışınlanmada, manyetik alanlarda değil, İnsan'da ve insanlar arası ilişkilerde, adaptasyonda, nefrette ve aşkta olduğunu gösterdiler. Bütün o merak edilen öğeler, aslında bir paravan, bir nevi arkaplandı yalnızca. Kafadan bilimkurgusal gizemler yaratmak kolay, bu bağlamda diziye her türlü yönü vermek mümkündü 6 yıl boyunca. Fakat bu karakterler, bu aşk hikayeleri, bu cinayetler, aldatmacalar, kahramanlıklar, yani insanın binbir türlü hali olmasaydı, Lost yine Lost olabilir miydi? Charlie'nin kendini feda etmesi, Desmond ve Penelope'nin unutulmaz "zaman kayması" bölümü, Juliet'in Sawyer'ın parmakları arasından kayıvermesi; bence dizinin "kalbi" bu ve buna benzer kısımlardı. Bizim de korumamız gerekenler, bunlar.
Belki de dizi boyunca "kaybolmuş" olan şey, bu insancıllığımızdı; iyilik ve kötülük üstüne, insanlık hakkında düşüneceğimize, adadaki absürd teknolojiye, "bu nasıl çalışıyor" sorularına odaklanmıştık. Bir bakıma dizinin gözümüze soktuğu onca fantastik öğe karşısında afallamıştık ve biz de "kaybolmuştuk". Bu önemsiz gizem sorularına hiç değinmeyen finalde, kaybolan şeyin "bulunduğu" veya "hatırlandığı" hissine kapıldım, bu kadar iyi bir dizinin finalinden daha ne beklenebilirdi ki?
Sanırım J.J. Abrams'ın TED'de yaptığı konuşma bu finali biraz daha açıklığa kavuşturacaktır.
mystery box
ay bişey demicektim ama kendimi tutamicam bi çarparım bi de yer çarpar demek istiyorum :)
hayir yani suc izleyicinin degil. sen cikip diyorsun herseyin rasyonel bir aciklamasi olacak, black smoke'un ne oldugunu finalde ogreneceksiniz, finalde her soru cevabini bulacak vs.. kimse heriflere "abi herseyi sonradan adam gibi aciklayacaksaniz ona gore oturup izleyecegim" demedi. beklentiyi yukselten zaten senaristler.
sonda ak sakalli bi amca cikip herseyi aciklasin demiyor kimse. ama ne bilim, mesela 4 candidate jacob ile oturunca konustur anasini satim. lan surekli bir anlam arayan karakterler bulmus jacob'u adamlarin sorudugu sorular "saat kac?" ayarinda. ondan sonra "ic sunu yegenim, ohh yarasin aha ayni ben" muhabbeti bitir bolumu.
birde "karakter dizisi ondan boyle son tercih ettik" var ki off offffff. ulan house mi bu? house izliyorsam "acaba bugun hangi hastaligi tedavi edecekler" demem, diger unsurlar varsin olsun ama nihayetinde dizideki karakterler, ozelliklede house'u merak ettigim & ilgilendigim icin izlerim.
lost boyle bir dizi degil. karakter bollugu olan ama karakter dizisinden uzak bir dizi. tabi karakterler ile bazi duygusal baglar kuruyorsun sonucta ekrana yansitan onlar ama kurgu ve olaylar cogu zaman ustun geliyor. lost'u lost yapan ilginc, zeki, ucuk, sasirtici olaylar silsilesi, jin ve sun'in aski degildir.
sıpa
feysbuka yazdığımı buraya da yazayım
Okumadan önce aklınızda bulundurunuz ki ağır spoiler içerecektir.
Lostun finali bütün beklentilerimi karşılamakla kalmayıp, ötesine dahi geçti. Karakterler üzerine mutlak bir "closure" sağlaması bir yana, herkesin merak ettiği doğaüstü olaylara saçma sapan, yarı-bilimsel, ve her halükarda yetersiz kalacak cevaplar vermektense, adanın bütün gizemini de karakterler-arası bir nevi "anlaşmaya", onların kendi bilinçlerinde yarattığı özel bir "yere" veya bir nevi ütopyaya bağladılar.
Böylece, dizi boyunca vurguladıkları gibi, esas gizemin bilimkurgusal öğelerde, canavarlarda, zaman yolculuğunda, ışınlanmada, manyetik alanlarda değil, İnsan'da ve insanlar arası ilişkilerde, adaptasyonda, nefrette ve aşkta olduğunu gösterdiler. Bütün o merak edilen öğeler, aslında bir paravan, bir nevi arkaplandı yalnızca. Kafadan bilimkurgusal gizemler yaratmak kolay, bu bağlamda diziye her türlü yönü vermek mümkündü 6 yıl boyunca. Fakat bu karakterler, bu aşk hikayeleri, bu cinayetler, aldatmacalar, kahramanlıklar, yani insanın binbir türlü hali olmasaydı, Lost yine Lost olabilir miydi? Charlie'nin kendini feda etmesi, Desmond ve Penelope'nin unutulmaz "zaman kayması" bölümü, Juliet'in Sawyer'ın parmakları arasından kayıvermesi; bence dizinin "kalbi" bu ve buna benzer kısımlardı. Bizim de korumamız gerekenler, bunlar.
Belki de dizi boyunca "kaybolmuş" olan şey, bu insancıllığımızdı; iyilik ve kötülük üstüne, insanlık hakkında düşüneceğimize, adadaki absürd teknolojiye, "bu nasıl çalışıyor" sorularına odaklanmıştık. Bir bakıma dizinin gözümüze soktuğu onca fantastik öğe karşısında afallamıştık ve biz de "kaybolmuştuk". Bu önemsiz gizem sorularına hiç değinmeyen finalde, kaybolan şeyin "bulunduğu" veya "hatırlandığı" hissine kapıldım, bu kadar iyi bir dizinin finalinden daha ne beklenebilirdi ki?
Sanırım J.J. Abrams'ın TED'de yaptığı konuşma bu finali biraz daha açıklığa kavuşturacaktır.
mystery box
ay bişey demicektim ama kendimi tutamicam bi çarparım bi de yer çarpar demek istiyorum :)
ay neler diyosun öyle :(
Ben o açıklamanın JJ'in olduğuna ikna olmadım (ne kadar bayağı inandırıcı olsa da) o yüzden paralel evren dediğimiz şey arafmış gibi sorucam soruyu. Daniel neden onlarla beraber cennete gitmedi? Ben unutmuştum bunu da, Eloise Desmond'a oğlumu da götürmeyeceksin değil mi demişti Desmond da hayır demişti. Neden götürmüyosunuz gül gibi Daniel'ı cennete, ne suçu var? Yani araftı cennete gittiler bunu bile kabul ettim onda bile anlaşılmayan bişeyler var.
For those people that want to pony up and buy the complete Lost series, there is a bonus feature, which is…you could call it an epilogue. A lost scene. It’s a lot. It’s 12 or 14 minutes that opens a window onto that gap of unknown time between Hurley becoming number one and the end of the series. It’s self-contained, although it’s a rich period in the show’s mythology that ‘s never been explored, so who knows what will come of it.
Lost'un dvdsinde Ben ve Hurley'i içerek 12-14 dakikalık bir epilogue olacakmış.
lostun bize kattığı tek şey
Varsa mantıklı bir açıklaması biri anlatsın yaw... İyi ki finallerim vardı da yeni izledim... Bence diziyi Kurtlar vadisi hesabı çekiyorlardı anca böyle bağlayabildiler. :P
Öne çıkan mesajlar