Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

korsan indirenlerin internetinin askıya alınması


rahatsiz

Öne çıkan mesajlar

bu işte en güzeli empati kurmak. kendinizi bir film yapımcısı, bir şarkıcı, bir besteci olarak düşünün. sonra etrafınızda arkadaşlarınızın, dostlarınız, komşularınızın sizin ürettiğiniz eserlerin kopyalarını kullandığını hayal edin. emeğinizin karşılığına insanların değer vermediğini görün mesela. ondan sonra ben sanatçı değilim, sanat yapmıyorum dur bi konser vereyim , gömlek satayım madem diye düşünürsünüz belki.


ha yanlış anlaşılmasın benim kullandığım herşey lisanslı demiyorum. kullandığım programların 90% ı lisanslıdır. oyunların 95% i lisanslıdır. birtek dizi ve filmleri indiriyorum. genede elimde orjinal koleksiyonları vardır çoğu filmin. ama bir bahane üretmiyorum mesela bu yaptıklarım için. mesela kopyalıyorum, gerçeğini yerinden almıyorum demiyorum. korsana ulaşmak kolay olduğundan, şimdilik bana bir zararı olmadığından kısacası işime geldiğinden dolayı kullanıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Boci said:

Korsan diyince kulağa hoş geliyodu, hırsız diyince güzel olmuyo ya...


bunun nedeni herkezin bu işi yapması zaten. yani en fakirinden, en zenginine, en kültürlüsünden en kültürsüzüne kadar her tipten , her ekonomik sınıftan insan korsan ürün kullandığı için insanlar yasal olarak yanlış birşey yapmadıklarını düşündükleri gibi ahlaki açıdan kendilerini sorgulamıyorlar. o yüzden korsan diyince birşey hissetmiyorsun. ama emeğini çalıyorsun, hırsızlık yapıyorsun diyince birisi "höst lan nooluyoruz" diyor insan içinden.

nytimes linkini vermiştim önceki sayfada. ordan bi alıntı mesela

said:
Dr. Liebowitz suggests a more traditional reform for cyberspace: punishing thieves. The big difference between Web piracy and house burglary, he says, is that the penalties for piracy are tiny and rarely enforced. He expects people to keep pilfering (and rationalizing their thefts) as long as the benefits of piracy greatly exceed the costs.

In theory, public officials could deter piracy by stiffening the penalties, but they’re aware of another crucial distinction between online piracy and house burglary: There are a lot more homeowners than burglars, but there are a lot more consumers of digital content than producers of it.

The result is a problem a bit like trying to stop a mob of looters. When the majority of people feel entitled to someone’s property, who’s going to stand in their way?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yaw 1ytl album mu satılır zaten :) ozaman işin içine zaten aç gözlülük girecek iyice. 1ytl olunca albumler bu sefer insanlar 100 lerce album almak isteyecek ozaman tuzlu gelecek gene. gidip indirecek vs.

tabi lisanslı ürünlüleri genele yaymak, fiyatlarını düşürmek vs korsanla mücadele için en uygun olanı. zaten yapılıyor bu. ama şunu düşün. blu-ray filmler 50$ falan. belki daha fazla yeni çıkanlar. bu filmlerin daha 1000. kopyası basılmadan nete ripleri düşüyor. bir kaç ay sonra Avatar ın başına gelecek mesela. milyonlarca insan indirecek bunlar. 50$ dan hesapla. bunlar indireceklerine blu-ray almış olsa nekadar bi kayıp olacağını. milyar dolar hasılat elde etmesini düşünme ama Avatar ın sinemadan. sonuçta 20-30 milyon $ blu-ray/dvd çok büyük bi kayıp yapımcılar için. 30milyon $ a adamlar film çekip 100milyon $ gişe hasılatı elde ediyor. sonuçta bu miktar korsan piyasasının içinde eriğidi sürece yasal yolları asla bırakmayacak film ve müzik endüstrisi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

korsan meselesinde şunları diycem.

korsan sux.

- son yıllarda dünyada ekonomik kriz çıktı, çoğu banka, market, şirket, esnaf, vatandaş battı, iflas etti, kepenk kapattı, intihar etti, ailesiyle birlikte kendini öldürdü... iflas etmemesine rağmen tüm şirketler ekonomik darlık çektiler, bazı CEO'lar işten çıkarıldı felan. böyle bir kötü gidiş sırasında müzik ve film sektörü, "kendi kötü gidişlerinin" suçlusu olarak internetten ücretsiz indirenleri suçlu tuttu. Biraz da insanlardan milyon dolarlar koparmanın daha kolay ve basit yöntem olduğunu düşündüklerinden de yapmış olabilirler. ürünlerinin satışının azalmasının tek suçu internetten indirenler değildir ama böyle gösteriyorlar. ekonomik krizi hesaba katmıyorlar. ayrıca ürünlerinin daha çok satmasını isityorlarsa pazarlama 101 dersi alsınlar, bir şeyler öğrenirler belki, satışlarına etkisi olur (:P)

- internetten dosya indirenlerin tek nedeni "dur ben şu şirkete zarar ettiriyim" gayesi taşıdığını zannediyorlar, bu yüzden reklamlarda bile "korsan ürün kullanmak hırsızlıktır" gibi mantık dışı sözler sarfediyorlar. ancak korsan ürün kullanmanın tek bir nedeni yoktur, bir sürü farklı tarz kesim vardır. örneğin bazıları o ürüne erişimi olmadığı için internetten indirmeyi seçer. bazıları otlakçıdır, "ne beleşse onu kullanırım ortaam" der. bazıları indirdiği dosyalara taa öteki dünyadaki büyük şirketlerin "korsan" adını verdiğinden haberi yoktur, "internetten indiriyorum" düşüncesiyle dosyayı indiriyordur. daha başka bir sürü insan var. "şirketi zarara uğratmalıyım, bu dosyalardan para kazanmalıyım" düşüncesinde de insanlar var tabii, ama büyük çoğunlukta değil onlar.

- şirketler "orjinal dışı" indirmeleri azaltmak için bir sürü farklı yöntem kullanabilir. birincisi sattıkları ürünleri daha "cazip" kılacak bonuslar sunabilir. örneğin aldığım müzik cd'sinden klip ve klip arkalarının olduğu başka bir cd, aldığım film dvd'sinden film afişi posteri, aldığım oyunun kutusundan o oyunla ilgili bir kitapçık çıkması çok ilgimi çekecektir ve o ürünü bana daha cazip kılacaktır. ancak walmartının da etkisiyle kutusu küçülmüş, ufaltılmış, incelmiş, hatta içine kullanım kılavuzu bile konmuyor artık oyunlarda. bir cd alıyorsun, korsan cd'cilerde satılanlardan hiç bir farkı yok. filmlerde bırak extra content'i, altyazı bile konulmadığı zamanlar oluyor. e iyi güzel de böyle bir diske 50 ytl vermek insanı geriyor, üzüyor.

- diğer yandan da insanların internetten indirme isteğine yönelik cevap vermeleri lazım. "hayır kardeşim biz sadece televizyonda yayınlarız, sadece kendi çıkardığımız cdlere izin veririz, gerisi bizi bağlamaz, hiç umrumuzda da değilsiniz" şeklinde bir anlayışta bu şirketler. e iyi güzel de sen insanları kaale bile almayıp tek başına takıldığın müddetçe insanlar da kendi çözümlerini kendileri bulmaya yönelecektir, bunu da kabul etmen lazım. örneğin bir şarkının "korsan indirildiğinden" şikayetçi oluyor adam. tamam, aç siteni ve o şarkının full versiyonunu embed et. insanları kendi sitene çek. her gelen başına sitedeki reklamlardan para kazan. 0.01 dolar bile olsa hiç kazanamamaktan iyi değil midir? sonra "dur kimden para alsam" diye düşünerek insanlara korsan davaları açmazsın. hatta ilgili mp3'ü kendi sitenden indirmeye de açabilirsin. hem insanlar başka sitelerden değil direk resmi siteden indirmiş olur. hem internet reklamı usülleri baya gelişti. adsense, adwords, alttan çıkan reklam bannerları, sitenin içine konulan flash bannerları, site üzerinde pop-up açılan reklam bannerları gibi şeyler var. her ne kadar sayfayı çöp haline getirecek boyutta koymasalar da, diyelim ki tıklayan kişiden 1 dolar kazanıyorlar, 1 milyon kişi tıkladı. bu durumda ceplerine 1 milyon dolar girmiş olacak. gerçi bir kişiyi dava edip 1 milyon dolar kazanmak daha kolay geliyor ama bu alışkanlığı değiştirmeleri lazım. sırf müzik değil, film, oyun gibi alanlarda da buna benzer metodu kullanabilirler. örneğin bir dizi sırf bir kanalda yayınlanıyor. yayınlandığı gün veya hafta sen de izleyebilmek istiyorsun. ancak senin tv kanalına veya senin ülkene o dizi yayından kalktıktan sonra geliyor. ilgini çekecek dizileri izleyebilmek için illa o ülkeye gitme şartı koyuyor adamlar. oysa onun yerine dizinin bölümü yayınlandıktan 1 gün sonra kendi sitelerine -320x240 gibi bile olsa- koysalar, izlettirseler, insanlar gene başka sitelerden değil kendi sitelerinden izleyecekler ve belki o dizinin firması sayfadaki reklamlardan gene para kazanacak. ha bazıları kendi sayfalarına video koyuyor, ama o da 80x80 ve bozuk kayıttan çekim oluyor, öyle izlemenin de hiç bir anlamı olmuyor. 1920x1080 high definition şeklinde olmasına gerek yok, ama 80x80/40x40 gibi minnacık videolar da koymasınlar. oyun konusuna gelirsem, insanların "korsan" oyun çekmesinin bir nedeni, o oyunu deneyip görmek istemeleri. belki de hiç sevmeyeceğin bir oyuna gidip 100 dolar vermek istemiyorsun. artık oyun firmaları demo da çıkarmıyor, çıkarsa bile 30 saniyelik kısa demolar oluyor, sen daha ne olduğunu anlamadan oyun bitiyor. kendi ülkesinde "oyun kiralama" servisleri olanlar bu konuda çok rahatlar. 100 dolarlık oyuna 10 dolar veriyorsun, kapına kadar getiriyorlar, bir hafta sende kalıyor, bu süre içerisinde oynayıp bitirebiliyorsun bile. buna karşın böyle bir imkanı olmayan insanlar internete yönelmek durumunda kalıyor. oysa 30 dakika gibi veya 3-4 bölüm gibi oynayabileceğimiz demolar koysalar, insanlar oyunu denemek için internetten indirmek durumunda da kalmaz.
o ürüne erişememek de bir nokta. bir film senin ülkenin sinemalarına, yurtdışında bluray'i çıktıktan sonra geliyorsa, bir dizi senin televizyonlarında yurtdışında gösterildikten 5 yıl sonra geliyorsa, bir oyun senin ülkende yasaklıysa, bir müzik albümünü senin ülkende hiç bir yerde bulamıyorsan, internetten indirmek durumunda oluyorsun.

- şirketlerin bir suçu da, "tüm parayı" cd/dvd satışlarından kazanıyormuş gibi sunmaları. bir şarkıcı için 100.000 albüm eksik satmak hiçbir şey değil aslında. adam gidiyor her ay bir konser düzenliyor, milyarları götürüyor. barlarda şarkı söylüyor gene milyarları alıyor. televizyona çıkma başına gene milyarları alıyor. klip çekiyor, klibi kanallarda yayınlanırken gene milyarları alıyor. reklamda oynuyor gene milyarları alıyor. yani adam her şeyden para kazanıyor. ama tek gelir kapısı o müzik albümleriymiş gibi yansıtıyorlar. mercedes yerine limuzin alamadıkları zaman televizyona çıkıp "korsan almak suçtur, hırsızlık yapmayın, emeğimizle oynamayın" diye kızıp bağırıyorlar. iyi güzel tamam da, hülya avşar bu ülkenin en zengini nasıl oldu bana biri onu açıklayabilir mi? kimse onun albümlerini korsan almadığı, en çok albüm satışı onda olduğu için üst üste vergi rekortmeni olmadı herhalde?

- sık duyduğum bir saçmalık "yaratıcılık" meselesi. "korsan almayın yaratıcı olalım", "siz albümlere para ödedikçe bizim de yaratıcılığımız gelişiyor" gibi laflar söylüyorlar. yaratıcılık denilen şey parayla alınan bir şey değildir ki. ya vardır, ya yoktur, insanın içinden gelen bir unsur. ayrıca şarkısının sözünü başkasının yazdığı, müziğini başkasının bestelediği, albüm içeriğini başkasının doldurduğu bir kişi çıkıp da "bakın siz orjinal albüm aldıkça ben daha çok yaratıcı olacağım" demesi tam anlamıyla yüzsüzlüktür. işin garip yanı, yeni yetişen ve yaratıcılık konusunda iddialı kişileri bastıranlar hep o şarkıcılar oluyor. sadece ünlüler tanınıyor, sadece ünlülerin söz hakkı oluyor, sadece ünlüler "sanatçı" olarak tanıtılıyor. ama yeni yetişen ve iddialı kişiler "şarkıcı" veya "dandirik grup" denilerek bir köşeye itiliyor. bunların şarkılarını dinleyemiyoruz, bunların yaratıcılıklarından kimse bahsetmiyor.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Esh said:

turkiyede satilmayan albumleri 320k olan ve joint stereo olmayan kaliteli versiyonlarini indirebilecegimiz bir platform var mi?

DRMsizini buldun bir de tuzsuzunu istiyorsun...

oldu olacak 5.1 HD Audio olsun tam olsun :D

Boci said:

Abi bide yok albüm internette 1 tl olsun ben korsan indirmem, parayı verir alırım diyenede pek inanmıyorum ben.

1 tl bile olsa yine vermez millet...

niye? ben veririm. drm olmadığı sürece veririm.
bu ülkede last.fm'e, steam'e ve gog'a para veren önemli bir kesim var, "yok kardeşim herkes otlakçıdır, otlakçı olmadığını söyleyen herkes de yalancıdır" diyerek herkesi "kendin gibi saymak" bize fayda sağlayacağını zannetmem.

ha piyasada 10 ytl'ye satılan cd'yi internette 30 ytl'ye satıp bir de DRM eklersen o yaptığın iş tutmaz, onu da ekleyelim.

mani said:

bunun nedeni herkezin bu işi yapması zaten. yani en fakirinden, en zenginine, en kültürlüsünden en kültürsüzüne kadar her tipten , her ekonomik sınıftan insan korsan ürün kullandığı için insanlar yasal olarak yanlış birşey yapmadıklarını düşündükleri gibi ahlaki açıdan kendilerini sorgulamıyorlar. o yüzden korsan diyince birşey hissetmiyorsun. ama emeğini çalıyorsun, hırsızlık yapıyorsun diyince birisi "höst lan nooluyoruz" diyor insan içinden.


alakası bile yok. korsan indirene "hırsızlık" demek sadece işi yanlış tanıtmaktır.
tanıtım meselesiyle verilen dvdscr'yi internete yayana hırsız diyebilirsin, korsan oyunu parasıyla satana hırsız diyebilirsin, kitabı alıp kopyalayıp satana da hırsız diyebilirsin.
ama internetten indirene veya piyasadan satın alana hırsız diyemezsin, bunu da tutup "ahlak etik" diye de tanıtamazsın.

bit pazarında aldığın ürünün çok eskiden birisinin evinden çalınmış olma ihtimalinde senin hırsız olman gibi bir durum.
gidip yenisini 1000 ytl'ye almak varken bit pazarından eskisini 10 ytl'ye alıyorsun çünkü. emeğe saygı, yaratıcılığa saygı.

o değil, bu mantıkla gidersek, evine hırsız girdiğinde seni organize suç şebekesinden hapise tıkmaları da mümkün. :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

müzik, film vs. gibi sanatsal faaliyetlere her insanın ihtiyacı vardır. bunlar insanı mutlu eder, kendini geliştirmesinde yardımcı olur. bu işleri para kazanmak için yapanları anlamıyorum ben ki gayet para kazanılıyo. kaliteli iş yapıp, adını duyurup fakir kalan kaç insan var? south parkın christian rock hard bölümünü de tavsiye ederim. çok güzel anlatmış olayı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tebrik ederim bone. süper argümanlarla lisans kavramını yok ettin, uluslararası hukuğun eline verdin ve sonunda pes ettirdin film endüstrisini.

bit pazarı falan değerlendirmesi yaptın bitirdin beni zaten. ordaki eşya ne alaka lisanslı ürün ne alaka of yani. şurda 2 satır laf yetiştirsem 100 satır wot gelecek o yüzden susma hakkımı kullanıyorum. ayten anne nin şefkatli kollarına bırakıyorum kendimi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bone said:

Boci said:

E abi yine benim dediğim gibi işte. Ig mıg gak guk 1 tl vermem..

sen vermezsin ama veren var.

ben petek dinçöz albümüne 10 ytl vermem, ama veren var, alan var.


Len bana niye çemkiriyosunuz? şu internet ortamında 100 kişiden kaçı sence 1 tl verirde dinler. Dediğim gibi olur, derki şöyle olsa veririm, böyle olsa valla verir alırım falan.. Ama sonuç olarak bakarsın çoğunluk yine vermiyo. Yoksa ben biton para kazanıyorum, çok zenginim koymaz yani bana :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mani said:

bu işte en güzeli empati kurmak. kendinizi bir film yapımcısı, bir şarkıcı, bir besteci olarak düşünün...


sonra kimsenin sizi tanımadığını, sadece rıza efendi olarak bildiğini sizin müzikle, film ile uğraştığınızdan haberleri bile olmadığını.. size "rıza efedi 2ekmek bi süt" dediklerini düşünün..



işte internet bu engelleri kırar..

misal
http://www.youtube.com/watch?v=O4fs8gS7ANA
The Joy Formidable isimli 2007çıkışlı genç bi grubun parçası.. internet, korsan, mp3 olmasaydı kuzey galler'li bu grubun parçası oslo/norveç yapımı reklamda yer almayacaktı..

rıza efendi diyeceklerdi. iki ekmek bir süt..
siz söleyin dilediğinizi ben de satışların aslında yükseldiğinden, fiyatların düştüğünden, oyunların ve grupların albümlerini bedava yahut ne ödersen öde hacım şeklinde internete sunduğundan, 1dolara satılan albümlerden, radiohead'in bile "pay what you want!" dediğinden, avustralyalı grupların albümlerinin bile çıkmadığı ülkelerde konser verdiğinden ve sonrasında albümlerinin çıktığından. adamların bu durumdan feci mutluluk duyduğundan bahsedeceğim.

tr gibi kapalı piyasalarda bu mümkün değil.. çöp müziği sağa sola satamazsın, tek pazarın var ve millet arsızca sömürüyor olabilir bu durumu. gelgelelim lokal bir sıkıntıyı genele yaymak salakça bir hata. müyap'ın bi iki türk sanatçı için tüm myspace ve last fm'i kapatması kadar komik ve cahilce.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...