Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Turkiye'de yasamak


nedanko

Öne çıkan mesajlar

Anketvari bir baslik olacak da, can sIkIntisi iste, tembellik coktu bu ara ustume..

Turkiye'de yasamayi iki bolume ayirirsak -mutlu eden ve etmeyen sebepler seklinde- neler soylersiniz?

Ben basliyim?

Mutlu edenler

- Zengin menusu (yemekleri)
- Kendi insanim (espriler acilar ayni tadi veriyor, ve kendi insanini on gorebilme yetenegi veriyor)
- Istanbul'un muhtesem bir sehir ve ruha sahip olmasi
- Her kosesinde tarih, zenginlik, doga yatmasi. Ayri bir Dunya.. Dogusundan batisina, kuzeyinden guneyine her yerinin ayri bir hikaye anlatmasi

Mutlu etmeyenler

- Kulturel sacmaliklari (Agirlikli olarak kulturu)
- Yetersiz yoneticilere ev sahipligi yapmasi
- Kendi halkinin egitim seviyesinin cok dusuk olmasi, cehalet
- Guzellikleri yok eden yapi(ilk maddeye girebilir gerci)

Simdilik bu kadar , aklima gelirse yazarim, sizler ne dusunuyorsunuz ulkeniz hakkinda merak ediyorum..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

euheu yeterli mi iki cumle bisi yazin sizin fikrinizi merak ediyorum, Turkiye'de gencler ne dusunuyor. Ben yeterince izole bi hayat yasiyordum zaten Turkiye'de kendim gibilerle..

Mesela Turk milleti kulturunu cok sever, yazarkende cekindim once.. Hepiniz benim gibi dusunuyosaniz garip olacak yani euheueh.. Pati de izole bi yerde o kadar degil biliyorum..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yemekler eh işte..
tarihi zenginlikleri de mutlu etmiyor.
doğası eh.

yöneticileri üzüyor.
adalet yok.
zenginler fakirler arası ucurum cok.
hakkını cogu zaman alamıyorsun.
halkın %60 ı aptal.
müslüman cogunluk (-)
pislik
yalan dolan

yaşamak için bi sebebimiz yok bence türkiyede, ama bu ülke topraklarında dogdugumuz için mecbureiyetten sahipleniyoruz bazen de elimiz kolumuz baglı oldugundan .
ama aile bagları (+)
kültürden kaynaklı o da.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fistan said:

yemekler eh işte..
tarihi zenginlikleri de mutlu etmiyor.
doğası eh.

yöneticileri üzüyor.
adalet yok.
zenginler fakirler arası ucurum cok.
hakkını cogu zaman alamıyorsun.
halkın %60 ı aptal.
müslüman cogunluk (-)
pislik
yalan dolan

yaşamak için bi sebebimiz yok bence türkiyede, ama bu ülke topraklarında dogdugumuz için mecbureiyetten sahipleniyoruz bazen de elimiz kolumuz baglı oldugundan .
ama aile bagları (+)
kültürden kaynaklı o da.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

abi yazdıklarına katılıyorum da kültürü neden olumsuz olarak gördün onu anlayamadım.

bizim kültürümüz orta asya,balkanlar,ortadogu ve anadolu kültürü ile harmanlanmıstır.icerisinde pek cok zenginligi barındırır.bugünkü degerlerle alısılagelmis olan gelenekleri karsılastırınca mutlaka uyusmazlıklar olusuyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kültür çook geniş bi kavram, bence onu bikaç bölüme ayırmak lazım. kültür-gelenek-feodal zihniyet falan gibi alt kavramlar üzerinden tartışmak daha faydalı olur. çünkü kültür kendi içinde olumlu veya olumsuz diye tanımlanamayacak kadar karmaşık. mesela ataerkil zihniyet, otoriterlik, başkasını kendine benzetme çabası, benzetemediğini ötekileştirme çabası..bunlar türkiyenin zihinsel ikliminin genel hastalıkları.

mutlu edenler kısmına hiçbi itirazım yok, daha epey fazlası da var hatta, özellikle türkçeyi anlamak-konuşmak bence çok güzel, ece ayhan okuyabilmek, nazım hikmet okuyabilmek..

beni en çok mutsuz eden şeyse, her alanda; futboldan siyasete, kadın-erkek ilişkilerinden ticarete kadar aşırı fanatik olmamız, hemen her alanda tabular, kırmızı çizgiler yaratmamız ve yaratıcı düşünceyi inanılmaz kısıtlamış olmamız. şu zihniyeti bi dönüştürsek epey ilerleyebilicez ama, kim bilir ne zaman..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Musluman olmasi da evet benim icin mutlu etmeyen ozellik..

Ama seviyorsun her turlu ulkeni o bir gercek. Kiz arkadasim a kalsa yarin donecegiz ki o da %80 benim gibi dusunen biri bu konuda.. Bende burada bir is yapmazsam, beni baglayan birsey olmazsa vatandasligi alip donmek istiyorum, cok ozledim 3 sene oldu gormedim yuzunu.. Cok garip bisi bu vatan olayi.. Hem nefret ediyosun bazi konularda, hem ayri dusemiyosun.. Zehirli sarmasik gibi euheueh..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya aki o da dogru "medeniyet" gorunce iste ne orali ne burali oluyosun. bende 3 sene once gittigimde, once cok sevdim sonra onceden batmayan bi cok seyde batmaya basladi.

Ornegin kucuk bir ornek vereyim. Turkiye'de yaya gecidi kullanmassin, burada adimini attigin an adam durur, hizli gelmesi falan onemli degil, her sekilde durur 10 saatte de gecsen adam kilini kipirdatmaz. Alisiyosun sisteme Turkiye'de bana araba carpiyodu, birde adam bagirdi cagirdi kufur etti, kaldim tabii oyle..

1 sene kirlenmeyen ayakkabim 2 gunde camur icinde kalmisti falan. Daha fazla sey batmaya basliyo ...

Bende bazen diyorum donucem, ama kesin dayanamayip geri gelecegim. Kardesim bugun diyo, olm bi de donucem diyon al iste ulkeye bak (sel, vodafone vs olayi) ne donuyon diyo euheueh..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kafası çalışan, kültürlü, dürüst ve gerçek vatansever insanlar toplumun %60+ oluşturması gerekirken %0.1 falandır belki. Durum böyle olunca, cahil olmayan %20 lik kesimin çoğunluğu da rüzgarın estiği yöne gidiyorsa. Bu ülke kurtulmaz arkadaş. Daha iyiye gitmesi gibi bir şey olası değil benim gözümde. Dasaa öbür topicte bi mesaj atmış halk hakediyor başına gelenleri fazlasıyla diye. Katılıyorum. Öküz geldik daha da öküze gidiyoruz. Utanıyorum halkımdan, kurtulma şansı olduğunu görüyordum eskiden, şimdi onu da göremiyorum. Ondan umursamayı da bıraktım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Abicim hepiniz kapağı atmışsınız biryerlere nasıl ne ara yaptınız? Madem başka yerler görmüşsünüz o zaman bir karşılaştırmasını yapın, mesela yabancının dini fanatiğiğyle, çapulcusuyla Türkler'inki aynı derecede mi pislik, yabancıların terleri de kötü mü kokuyor falan sdf.
Bu arada İstanbul is ovverrated.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

durum ortada cogu sey kötü ama karamsarlıga düsmemek lazım.ne olursa olsun isin bi ucundan tutmak gerekli.
zaman zaman ülkede ki bürokrasi insanı cileden cıkartıyo.gecenler de devlet dairesinde bi isim vardı kac tane oda gezdim.
en basitinden okuldan transkript alıcam 1 transkripti sekretere,bölüm baskanına,danısmana,dekana en sonda okul pulu alıp onaylatıyorum ögrenci islerine.yahu okuldan aldıgım evragı okula geri onaylatıyorum bu nasıl bi düzen.dem vuralım ama bırakıp da gitmeyelim bence.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

- leri + larından bayağı fazla.

Mutlu Edenler:
-yemekleri güzel kısmına +1
-coğrafya olarak güzel. istanbul isterse dünyanın en rezil şehri olsun, boğaz tek başına kurtarır mesela.

-türkiye geneli açısından konuşursak kültürel çeşitliliği bir + olarak sayardım da(turizm filan) istanbulda yaşadığım için buna acaba - hanesine mi yazsam diye çelişkiye düştüm. neyse nötr diyim buna

Mutsuz Edenler:
-cehaletin tavana vurmuş olması, magandalığın bir meziyet sayılması.
-sürü zihniyeti.halkın çok çok yüksek bir yüzdesi bu kafada. insanların resmen kendine özgü fikri yok ya, çok acınası bi durum bu. ilk madde kapsamında sayılabilir aslında.
-gelecek kaygısı. sadece iş bulacakmıyım, mutlu olabilecekmiyim filan değil bu kastettiğim, yaşadığım yerin, ailemin hali ne olucak derecesinde bir korku.
-sistemin dibine kadar çürümüş olması. adalet yok, güvenlik pamuk ipliğine bağlı, eğitim rezalet, ekonomi yerlerde, sosyal hizmetler yok, rüşvet gırla gidiyo, belediyelerin ve siyasilerin ceplerini doldurup ellerine ne gelirse sağa sola peşkeş çekmekten başka bi halt yaptıkları yok.
-siyasi durum filan(1,2,3 ve 4. maddelere bağlı bu da)
-yobazlar(sadece din ve siyaseti kastetmiyorum, ama tabi onlar başta geliyo bağnazlık konusunda en abartı oldukları ve sayıca fazla oldukları için)


fazla klişe olucak ama yurtdışına kaçma dürtüsü bayağı baskın geliyo vatan sevgisinin yanında ve bu daha da mutsuz ediyo. yani doğal olarak doğduğum topraklara, ailemin yaşadığı yere bir bağım var, olması da normal zaten de "eeeeeh yeter be, burada yaşamak, bu saçmalığa katlanmak zorundamıyım lan ben" derecesine gelmek, o bağın gitgide zayıflaması çok kötü bir duygu. insanlardan tiksinme derecesine gelmek daha da berbat.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"midye dolma" said:

Abicim hepiniz kapağı atmışsınız biryerlere nasıl ne ara yaptınız? Madem başka yerler görmüşsünüz o zaman bir karşılaştırmasını yapın, mesela yabancının dini fanatiğiğyle, çapulcusuyla Türkler'inki aynı derecede mi pislik, yabancıların terleri de kötü mü kokuyor falan sdf.
Bu arada İstanbul is ovverrated.


Haha, yabanci cok kisiyi kapsiyor, 110 milletin yasadigi bir yer benim ki, cok fazla milletten adamla tanistim..

Biz kimiz onu koyayim once buradaki Turklere bakarak. Biz arap kirmasiyiz. Kulturel olarak araplar gibi yasiyoruz (Cogunuz Turkiye'de oyle ortamlar/evlerde gormemistir yani, anadolu koylusu adamlar)

Ben ama mesela burada irkci oldum. Anglo lara irkci gozle bakiyorum, adamlarin kendini ustun gorme olayi var. Bunu aciktan yapmiyorlar Turkiye'deki insanlarin digerlerine yaptigi gibi, alttan alttan yapiyorlar, hayati insanlari inceleyen biriysen rahat gorursun..

O yuzden bi antipatimiz var bu konuda, mesela belgesel izliyouz dun, Hunter Hunted diye, rhino nun teki insanlara saldiriyo afrikada parkta, biz diyoz ki, cok ilginc, once zenciye saldirmasi gerekiyordu, beyaza saldirmis, irkci rhino diye yorumluyoruz.

Beyazlar icinde sasirtici olmustur, nasil bize saldirir cok ilginc, zenci varken.. Beyazlar hayata boyle bakiyor cunku, rhino ya irkci derler yani kendilerine saldirinca (isin espriside anlayin ne demek istedigimi)

Bizim bakisimiz boyle biz boyle goruyoruz (biz derken Turk arkadaslarimda dahil) Irkcilik var yani. Ama Avrupa nin yaninda hic bisi degil. Avrupa da anlatiyorlar cok yuksekmis irkcilik..

O yuzden zaten vatanina biraz daha baglaniyosun bir sebepte o oluyor. Ama ben Avustralya bazinda konusuyorum Amerika'yi bilemem, Avrupa'yi biliyorum sayilir ama..

Avustralyalilar koylu cunku, Amerika daha farkli bir beyaz irka evsahipligi yapiyor. Buradaki adamlarin dedesi koyde orak salliyor.. Halen koylu kulturu var. Ama medeniler tabii..

Cok takdir edilcek yanlarida var, sistem kurmalari, olaylara insanlara yaklasimlari. Mesela sevdigim bi ozellikleri, adamlar iclerinde bisi tutmuyor, gul eglen ama bi an senin bi tavrini bi seyini kelimeni sevmedi, tepkisini belirtiyor, hayat devam ediyor ama. Bizde icine atma denilen sey vardir, sonra ya adam bicaklariz , ya cok kucuk bi olayda cok dengeszi bi tepki veririz kavga ederiz. Bende mesela bunu adapte etmeye calisiyorum kendime, ama Turkiye kulturunden gelmek zorluyor..

Aslinda avustralya koylu dedigim gibi pek bisi yok. Ben Amerika yi oldukca merak ediyorum, giden arkadaslarim tanidiklarim hep anlatir. Fikre cok onem verilirmis, insana bilgiye. Burada da oyle gerci ama burada ki olay nufusun az olmasi kaliteli adam cok yok, o yuzden siyrilman kolay oluyor kaliteli isen el ustunde tutuluyorsun.

Ya daha yazilir bi ton seyde yoruldum..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Istanbul'un muhtesem bir sehir ve ruha sahip olmasi...

Bunu tartışırım. İstanbul bana göre beton yığını bir şehirden başka birşey değil çünkü.

Hadi yüzleşelim, yapıların %20 sinin dış sıvası dahi yok, yerleşimin üçte ikisinden fazlası gecekondu (gecekondu olarak başlatıp tarihsel evrimlerinin günümüzde 6-7 katlı apartmanlar olarak sürdüren yapılar diyelim) diye tabir ettiğimiz ama şu yada bu seçim öncesi tapu sahibi olmuş binalarda yaşadığı, şehir düzenlemeciliğinden zerre nasibini almamış bir şehir.

Ha sabah akşam boğaz gezisi yapıyorsanız bilemeyeceğim ama Tuzla olsun, Bakırköy olsun, Merter olsun, Aksaray olsun, Ümraniye olsun... Şehre bile benzemiyor bırak ruhunu. Özellikle yeteri kadar yurtdışında (muasır medeniyet çizgisindeki ülkelerden bahsediyorum, bana Sudandaki şehirleri fln örnek göstermeyin) gidip şehir görmüş insanlar kesinlikle bu yönde düşüneceklerdir eminim.


Edit: Bu arada Avustralya konusunda, 1 sene Sidney'de bulundum (geçen sene), Melbourne gibi büyük şehirlerinede gittim. Şimdi yeşil alanları, temizliği, belediye hizmetleri, güvenliği gibi konularda İstanbul ile kıyaslamak gerekirse... Bizden bir ışık yılı, Avrupa'daki X bir şehirden birkaç bin km ilerde olduklarını söyleyebilirim.

Irkçılık konusunda ise yabancılara karşı bu kadar hoşgörülü başka bir ülke görmedim. Köylülüklerini bilemeyeceğim çünkü bana hiç öyle gelmedi. 1.5 ay kadar bir karavan ile doğu sahilinin tamamıyla güney sahilinin bir kısmını dolandım. Köylü olarak kasaba ve daha ufak yerleşim birimlerinde bazen insanların kullandığı İngilizceyi anlamamak gibi bir problemim oldu fakat insanlık yada medeniyet bakımından şehirlilerle bir fark görmedim.

Hatta bana muasır medeniyet örneği ver desen, Avustralya tek örnek diyebilirim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Nedanko peki onların köylülüğüyle bizim köylülüğümüzün benzer yanları var mı? Türk köylüleri İstanbul'a geldi İstanbul'u köy yaptılar mesela, buranın köylüsü bazı şeylere çok uzak. Avustralya'da da ciddi bir uçurum var mı köylü ile şehirli arasında? Mesela oradaki Türk köylüleri dedin, bizden çok farklılarmış anladığım kadarıyla?
Apis said:


Istanbul'un muhtesem bir sehir ve ruha sahip olmasi...

Bunu tartışırım. İstanbul bana göre beton yığını bir şehirden başka birşey değil çünkü.

Hadi yüzleşelim, yapıların %20 sinin dış sıvası dahi yok, yerleşimin üçte ikisinden fazlası gecekondu (gecekondu olarak başlatıp tarihsel evrimlerinin günümüzde 6-7 katlı apartmanlar olarak sürdüren yapılar diyelim) diye tabir ettiğimiz ama şu yada bu seçim öncesi tapu sahibi olmuş binalarda yaşadığı, şehir düzenlemeciliğinden zerre nasibini almamış bir şehir.

Ha sabah akşam boğaz gezisi yapıyorsanız bilemeyeceğim ama Tuzla olsun, Bakırköy olsun, Merter olsun, Aksaray olsun, Ümraniye olsun... Şehre bile benzemiyor bırak ruhunu. Özellikle yeteri kadar yurtdışında (muasır medeniyet çizgisindeki ülkelerden bahsediyorum, bana Sudandaki şehirleri fln örnek göstermeyin) gidip şehir görmüş insanlar kesinlikle bu yönde düşüneceklerdir eminim.



Evet abi, bu boğaz boğaz diyenleri de anlamıyorum zaten. Özbekistan'dan mı geldiniz ulan, bildiğin deniz işte :p
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mutluluğumu her türlü ortamda kendim yaratıyorum genelde. o yüzden "şu beni mutlu eder" diyemiyorum türkiye için. ama yemeklerini gerçekten seviyorum. tek genelleyebileceğim kısmı bu olur. bir de bazı doğal manzaraları var ki çoğu kişi burun kıvırıp sıradan bulsa da ben bunları hiç bi şeye değişmem.

mutsuz eden şeyler kısmına gelince; işin "insani" kısmı mutsuz ediyo beni. daha doğrusu insani olamayan kısmı.. hayatın değeri yok burada, başka yerde var mı onu da bilmiyorum. yurt dışında yaşamadım. ama burada gerçekten yok, onu biliyorum.

adaletsizlik, insanlardaki bencillik ve tahammülsüzlük, trafik sorunları, siyasi sorunlar, yüzeysel insanlar, kapalı toplum vs.. bunlar beni soğutan şeyler. "diğer ülkelerde de var" diyesi gelenler yorulmasınlar, bunların diğer ülkelerde de olması bi teselli değil ne yazık ki.

örneğin sokaktaki birine selam verebilmek istiyorum, ya da birileri bana selam verebilsin istiyorum. aklı çükünde gerizekalı barzolardan bahsetmiyorum tabi. ama daha insani bi ortam isterdim. herkes sevgi kelebeği olsun da demiyorum, ama biraz hoşgörü istemek fazla hayalperestlik de olmasa gerek. dik bakışlardan, sevdiğimle el ele dolaşırken bana bakıp fısıldayanlardan, sokakta cıvık ama samimi bi kahkaha attığımda bana bakan insanların gözlerinden hiç de iyi şeyler düşünmediklerini farketmemden nefret ediyorum.

(bu son kısımdan gerçekten nefret ediyomuşum şimdi farkettim. yani şu tutucu kesimden. olayı dine falan atmıyorum, ama ben kimseye özgürce yaptıkları şeyler için ters bakışlar falan atmıyorum.)

bi de bu ahlaki karaktersizliği işte, başka bi şeyinden de şikayetçi değilim. ama kolumdaki (içi genelde boş) çanta için öldürüleceğimi bilerek gezerken pek de mutlu olamıyorum bu ülkede.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...