Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

TSL: Galatasaray - Beşiktaş 12.09.09 @ 21.00


Masquerade

Öne çıkan mesajlar

abicim siz hala antuyu falan kaale mi alıosunuz yahu. ordaki adamlar gozu kor fanatikler yani. girin beşiktaşın antu tarzı bi sitesine ordada aynı şeyler yapılıo yada gs nin en fanatik forumlarına girin hep aynı şeyler var. millet tutturmuş bi antu gidio. her takımda var aynı şey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ali Sami Yen'e Küfür

eksisozluk said:

hiç yazasım yok ama bu maçla alakalı küfür konusuna açıklık getirmek gerek: şimdi ortada bu kadar ciddi bir konuda küfür söz konusuysa orada olmayan birçok insan olayların öncesini merak etmektedir. 2 sene önce seyircisiz oynanan maç dışında son yıllarda kaçırdığım bir beşiktaş maçı hatırlamıyorum. yine her derbi öncesi yaşanan şeyler yaşanmıştır. iki tribünden birbirine atılan 3-5 pet su şişesi ve artık tribünlerde klişe olmuş rakiplere yönelik tezahüratlar. öncelikle bunu galatasaraylı olduğum için söylemiyorum, fakat galatasaray tribünlerinde son yıllarda gözlemlediğim bir şey var ki, toplu küfür ne zaman başlayacak olsa büyük bir kesim buna hemen tepki gösteriyor, özellikle de tribünleri yöneten insalar direk müdahale ediyor tribüne ve hemen küfürlü tezahürat kesiliyor. küfürlü tezahüratlarda son derece önemli bir azalma var. ama buna rağmen tamamen küfürsüz bir tribün diyemeyiz, elbette hala küfür var. her neyse, dün oynanan maçta, maç öncesinde iki tribün arasında ciddi bir gerilim yokken, hatta daha birbirine sataşmalar bile tam başlamamışken haldun üstünel eski açık önüne gelerek tribünü selamladı. galatasaray taraftarı da çok sevdiği yöneticisine tezahüratta bulundu. bunla beraber kendileriyle hiçbir ilgisi olmayan bu olay sonucu beşiktaş deplasman taraftarı durup-dururken haldün üstünel'e, bir zamanlar kaleci şenol'a yaptıkları küfürlü tezahüratta bulundular. buna karşılık ise galatasaray taraftarı son derece zekice bir davranışta bulunarak ve de küfüre başvuracak kadar acziyete düşmeden, aynı zamanda eğlenceli bir şekilde yıldırım demirören yeter tezahüratını yapmıştır beşiktaş taraftarına. işte bu noktadan sonra beşiktaş deplasman taraftarı büyük bir acziyetle ali sami yen bey'e küfür etmişlerdir. öyle 3-5 kişinin yaptığı 5-10 saniyelik münferit bir küfür olayı değil tüm deplasman tribünün yaptığı bir tezahürattı. bunun üzerine tepkiyle galatasaray tribünleri de direk beşiktaş'ın değerlerine değil, beşiktaş'a değil, orada bulunan beşiktaşlılara küfürle karşılık vermişlerdir. bu olay hemen hemen aynı şekilde maçın devre arasında da vuku bulmuş ve beşiktaş deplasman taraftarı aynı şekilde ali sami yen bey'e küfür etmişlerdir. şimdi size ali sami yen kimdir değildir onu anlatmayacağım. beşiktaş taraftarının seviyesi hakkında da birşey demeyeceğim. eski açık tribünün üstününün kapanma işlemi, skorbordun taşınma işinden dolayı yetişmediğinden, kendi forumlarında şerefsizsin galatasaray tarzı açılan başlıklar hangi seviyededir siz karar verin. üzerine yapılacak çok fazla yorum olmasına rağmen böyle bir olaydan sonra artık yorum yapmaya bile gerek duymuyorum. zaten tribünlere gelen giden insanlar açıkca neyin en olduğunu biliyor, onun dışındaki insanların bu olaylara nasıl baktığı çok da umurumda değil. ayrıca dikkat ederseniz sürekli beşiktaş deplasman tribünü dedim diğer beşiktaşlı taraftarları tenzih etmek için. ama işlerine geldimi havadan övmeleri, göklere çıkarmaları yapanlar bu olaya nasıl yaklaşırlar onu bilmiyorum. zaten yazmamda amacın yorum yapmak değil olayların nasıl olduğu bilinmesidir. bunların aksini iddia eden ya da ağır tahrik olduğunu söylecek beşiktaş tribününde bulunan birisi varsa buyursun yazsın. son olarak rahmetli alpaslan dikmen ve metin oktay'a küfür edildiği yönünde söylentiler var, söylenti diyorum çünkü kesinlikle böyle bir şey duymadım. zaten kusura bakılmasın öyle bir şey olması durumunda eski açık tribünün sakince yerinde kalacağını düşünmüyorum.



Stattaki Beşiktaşlılar mükemmel bir Beşiktaşlı duruşu sergilemişler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Leo Franco : Cepheden gelen toplarda çok başarılı olmasına rağmen yan toplarda aynı güveni vermiyor. Yine de Murdocktan sonra kalemizi koruyan en iyi kaleci diyebilirim. Ama arkadaşları biraz daha zorlar, kendisi de iyi idman yapar ise yakında topu oyunma sokma konusunda da m. sarp ve m. topalı çok rahatlıkla geçebileceğini düşünüyorum.

Servet & Emre Aşık : Çok pozisyon veriyorlar ama yine de yürekten oynuyorlar, ben onlara kızamıyorum bir türlü, adamlar hem savunma yapıyor hem oyun kuruyor

Sabri : Yine kritik noktalardaki başarısını 3-4 sn sonra bir hayal kırıklığına dönüştürme konusundaki bütün hünerlerini sergiledi. İnanılmaz noktalarda topa dalsım gibi ayak uzatan bir adam nasıl olurda mümkün olan en kısa zamanda, çok basit bir pozisyonda o topu ya rakibe verip ya da dışarı atar bir türlü anlamıyorum.

M. sarp & M.topal : ben sıkıldım artık bu adamlara laf söylemekten ama onlar topu geri oynamaktan sıkılmadılar, enteresan. Artık iyiden iyiye bu adamların top kaptırmalarının kendilerine forma kaybı olarak geri döneceğini düşünmelerinden bu kadar geriye dönük garanti paslar yapmaya çalıştığını düşünmeye başladım. Eğer durum böyle ise biri bu arkadaşlara Galatasaray forması giydiklerini hatırlatsın, burada korkuya yer yok.

Keita : bir kaç inanılmaz çalım ve devamında al da at dercesine yaptığı asistler dışında çok fazla katılmadı oyuna, sabri ile bir türlü uyuşamadıkları da gün gibi ortada.

Kewell : gününde değildi, çok istedi ama bir türlü golü bulamadı, çok fazla top kaptırdı, hatta sanırım Galatasarayda en fazla top kaybı yapan adamdı, konsantre ekliği yaşıyor diye düşünüyorum, ama ne olursa olsun tam bir profosyonel, maçın son anlarında yine barosa çok güzel bir asist yaptı.

Elano : az zamanda az iş yaptı, biraz daha zamana ihtiyacı var

Baros : Artık bu adamın niye bu kadar çok yorulduğunu çözdüm sanırım,ileride tek başına bir sağa bir sola koşuyor, boğuşuyor, itişiyor kakışıyor vs. vs. vs. Hal böyle olunca topu kaleye sokacak mecal de kalmıyor adamda, mutlak destek lazım yanına

Reykard : verdiği demeçler ile sahaya sürdüğü takım ve oyun içi müdaheleleri birbiri ile çelişmeye başladı, sanırım her kazanılan maç bir sonraki maçı kaybetme korkusunu daha da körüklüyor. Oyuncu değişikliklerinde inanılmaz hatalar yapıyor, oyundan çıkarmaya yeltendiği Baros 2 gol atarak maçı koparıyor, Keitayı çıkarmasa belki de oyunun son bölümünde Keita-Elano-Kewell-Baros dörtlüsü çok daha fazla pozisyon ve gol bulabilecek.

Takımın oynadığı futbol günden güne sevimsizleşiyor, çok enteresan bir şekilde skor üstünlüğünü ele geçirene kadar ki takım ile öne geçtikten sonra top oynayan takım arasında dağlar kadar fark var. Tabi bunu yorgunluk, bir sonraki maç, takımın alışması gibi sebeplere bağlayanlarda var. Ben bütün bunları kabul etmiyorum, form düşüklüğü bireysel olarak izah edilebilir olsa da takımdaki geri yaslanmanın ne kondisyon ne de önündeki maç ile bir alakası yoktur, tamamen kaybetme korkusu ağar basıyor demektir. Reyjard buna acil önlem almalı, ve de yönetim bu futbolculara Galatasaray takımında bu tarz gereksiz korkulara asla yer verilmeyeceğini sert bir dille hatırlatmalı. Bunu en bariz yabancı oyunculardaki rahatlıkta fark edebilirsiniz. Skor ne olursa olsun 90 dakika boyunca hep daha iyisini yapmak için mücadele ediyorlar. Ayrıca bu m.sarp-m.topal orta sahası ile çok yakında büyük bir hüsrana uğrama ihtimalimiz ağar. Neredeyse ayhanı mumla ara olduk, yazık. Galatasaray sahada adeta 2 ayrı takım gibi davranıyor, geri de kaleci dahil 7 adamdan oluşan sarı takım ve ilerideki dörtlüden meydana gelen kırmızı takım. Bu iki takım arasındaki iletişimi de Leo Franco-Servet ve Emre Aşık ( ya da kim oynar ise ) sağlıyor


Bu maçta Beşiktaş bana göre çok daha üstün oynadı, yanlız son vuruşlardaki başarısızlıklar bu farklı sonucu doğurdu. Ha tabi Rüştünün de hediyelerini unutmamak lazım. Yanlız M. denizliyi bende hiç sevmem ama adama nedense çok haksız eleştriler yapılıyor gibime geldi. Bu takımdaki oyuncuları transfer eden yönetim, gol pozisyonları bulupta golü atamayanlar da bu futbolcular, denizlinin ne suçu var.
Ha bazıları demiş ki denizli forvetsiz çıktı, Galatasaraydan çekiniyor. Evet bunda anormal birşey yok zaten, Galatasaray gibi inanılmaz bir ileri uca sahip takımdan herkes çekinir. Nitekim maç 1-0 giderken Boboyu oyuna aldı, 2-0 oldu, Holoskoyu oyuna aldı, 3-0 oldu. Yani Beşliktaşın gol arama girişimleri kendilerine hep yedikleri gol olarak geri döndü.

Hakem m. sarp ve tabatayı oyundan atmalıydı, ama sanırım ilk derbisi olduğu için şansını zorlamadı. Leo Franconun pozisyonunda ve bir Galatasaray atağının ofsayt ile kesilmesinde de yardımcısının kurbanı oldu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Galatasaray iyi oynamadığı maçı rahat kazandı. Rüştü'nün büyük hataları sayesinde.
Leo Franco'nun pozisyonunda verilebilicek maksimum karar elle oynama ve sarı kart olur. Çünkü bariz gol pozisyonunu kestiği anda ceza sahasının içinde dışarı çıkarken eliyle dokunmaya devam etmiş olsa dahi bariz gol şansı kalmadığı için kırmızı kart çıkarılmaz.
Maçla ilgili konuşucak çok bişey yok. GGWP

Edit: Nerdeyse unutuyordum herkesin maçın adamı olarak Sabri'yi göstermesi de ayrı bi hoş ve güzel oldu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harrykewell said:



Reykard : verdiği demeçler ile sahaya sürdüğü takım ve oyun içi müdaheleleri birbiri ile çelişmeye başladı, sanırım her kazanılan maç bir sonraki maçı kaybetme korkusunu daha da körüklüyor. Oyuncu değişikliklerinde inanılmaz hatalar yapıyor, oyundan çıkarmaya yeltendiği Baros 2 gol atarak maçı koparıyor, Keitayı çıkarmasa belki de oyunun son bölümünde Keita-Elano-Kewell-Baros dörtlüsü çok daha fazla pozisyon ve gol bulabilecek.

bence oyuncu değişiklikleri tam yerindeydi.baros un o ilk golüde zaten bala göteydi.o golü atamasa büyük ihtimal holosko oyuna girdikten sonra 1 gol kesin yerdik.o yüzden hemen golden sonra nondayı oyuna almak yerine baros yerine yorgun keita yı çıkardı nonda/baros değişikliyi yerine orta sahayı güçlendirmek için barışı aldı


amma çok yerine demişim be
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harrykewell said:



Reykard : verdiği demeçler ile sahaya sürdüğü takım ve oyun içi müdaheleleri birbiri ile çelişmeye başladı, sanırım her kazanılan maç bir sonraki maçı kaybetme korkusunu daha da körüklüyor. Oyuncu değişikliklerinde inanılmaz hatalar yapıyor, oyundan çıkarmaya yeltendiği Baros 2 gol atarak maçı koparıyor, Keitayı çıkarmasa belki de oyunun son bölümünde Keita-Elano-Kewell-Baros dörtlüsü çok daha fazla pozisyon ve gol bulabilecek.



LÜTFEN

HAKARET

ETME

ŞÖYLE

POSTLAR

ATARAK.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Khelben,

Takımın tat vermeyen, can sıkıcı, seyir zevkini köreltici bir futbol oynadığını Reykard kendide dile getiriyor. O da kendi kendine mi hakaret etmiş oluyor ?

Ben diyorum ki hem bu durumdan memnun olmayıp hemde aynı adamlarla veya aynı şablonla oynamaya devam ediyor ise bu işte futbolcular kadar o da kabahatlidir.

Herşeyi bir kenara bıraktım takımın öne geçtikten sonra oyunu aşırı sıkıcı hale getirecek kadar tempo düşürüp geride top çevirmeye çalışmasına bile kenardan müdahele etmiyor ise maç sonunda takım kötüydü demeyecek, ya da 2-3 hafta önce çıkıp " skorlar akılda kalmaz asıl olan oynadığınız oyundur " demeyecek.

Ama tabi elinde bireysel olarak teknik kapasiteleri öyle üst düzeyde ileri uç adamları var ki bu söylediklerimi skor tabelasında çok rahatlıkla kamufule edebiliyorlar.

İdda ediyorum Arda-Kewell-Elano-Keita-Baros beşlisinden 3 tanesi oynamasın Kasımpaşa maçını bile gol atamadan tamamlarız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...