Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

dandik tasarım


Hagii

Öne çıkan mesajlar

bence yaşadığımız gezegene göre evrim geçirmiş ve uyum sağlamış canlılardan ibaretiz, olay sadece ortama göre evrim geçirmemizi sağlayan kodları hücrelerimizdeki dna larımıza koyan o yüce varlığın asıl bunu tasarlamış olmasıdır bizi yaratmış olması değil.. asıl yücelik bundan geliyor bence...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

su anda o kadar bosum ki (okula erken gelmisim) o wot'u okudum ve adam cevâb veriyorum dedigi seylerin hicbirine cevâb vermemis, politikaci gibi lafi evirip cevirip "bak ne guzel cevab verdim ateyislerin balonunu patlattim" demis kendi kendine. yoksa yani hakikaten saygiyla ve merakla okumaya baslamistim cevablarini
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fenn said:

Allah insanı süper yarattıysa sünnet derisini neden alırız.
Sünnet derisi alınması gerekiyorsa insan vücudu mükemmel doğmamaktamıdır


Allah insanı süper mükemmel yarattı denemez zira zaten insan daha mükemmel olarak kendini referans veriyor. Sünnet derisi olmasa o zaman insan kulağı neden bilmem kaç desibelin altındaki sesleri duyamaz dersin yani sorun mantıksız.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bence soru mantıksız değil neden öyle dedin ki?

Sünnetli olmak daha sağlıklı ve muhtemelen kuranda da yazıyordur, o zaman niye öyle doğmuyoruz diyor.

Ardeth'in verdiğin örnek ise ne yararlı ne de islamın bakın böylesi daha iyi dediği bişey.

Bir yararı olmayacağını tartışmaya gerek var mı bilmiyorum?

------

Tüm bunların ötesinde insan nasıl mükemmel olabilir ki etraf değişirken ve insan "sabit" kalıyorsa?

Milattan önceki yaşam şartlarında yaşayan ve mükemmel uyum sağlayan insanla günümüze mükemmel uyum sağlayan insanı aynı kabul eden biri var mı?

Eğer ikisinin mükemmeli farklıysa o zaman ya M.Ö. insan ırkı mükemmel değildi ya da şimdi değiliz. İnsanoğlu mükemmel geyiğini geçelim oyüzden başka argümanlar pls.

------

Adem ve Havvadan geldiysek ve evrim denen bir şey yoksa yani insanoğlu değişmiyorsa nasıl şuanda birbirine bir hayli benzemeyen çinli afrikalı kuzey avrupalı bir sürü çeşit insan var?

Adem ve havva hem siyah hem mavi hem yeşil hem kahverengi gözlü olmadığına ve hem koyu hem sarı hem beyaz tenli olmadıklarına göre bir yere kadar insanların değişebileceği kanıtlanmıştır.

Peki sizin evrim olmayan "değişim"inizin sınırı ne? İnsanın ten rengi göz rengi ve boy ortalaması, kaslarının ürettiği proteinler değişebilir (mesela sadece afrikalılarda bulunan proteinler) AMA ne değişemez?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
  • 6 ay sonra ...
2 gelmiş

Dandik tasarım II
Sevgili Allah'ım... Birkaç sualim ve maruzatım olacak, affına sığınarak...

Hani sen bizi kusursuz bir tasarımla yaratmışın ya, ben araştırdım, bir sürü kusur buldum yine... Kusur hafif kalır bunlara; çok ciddi açmazlar hatta paradokslar. Biliyorum sen bizi takmazsın, yanıt felan vermezsin ama ben deneyeyim yine de...

1. Oksijen başımıza bela diye mi yarattın?
Canlıların büyük bir çoğunluğu yaşamak için oksijen almaya mecburdurlar. Ancak vücutlarına aldıkları oksijen onların için zehirlidir; oksijen iyonları, serbest radikaller ve organik/inorganik peroksitler boşta kalan valanslarını doldurmanın gazıyla narin bedenimizde terör estirirler. Protein, lipid ne bulurlarsa saldırırlar. DNA'ya bile zarar verirler... Bu zehirli oksijen formları yüzünden kanser oluruz.

Bu aşırı reaktif oksijen formları aksi gibi bir de işe yararlar... Yani yanlışlıkla oluşanı olduğu gibi bir de hücrede sinyal iletmek için kasten üretilenleri var, bir yandan yaraların iyileşmesinde görev alan zehirli oksijen formları bir yandan kalp krizi ve kanser dahil pek çok soruna yol açar...

Allah'ın sevgili kulları bu yazıyı okurken vücutlarında zehirli oksijen formları oluşuyor ve onlara zarar veriyor... Hatta belki bir tanesi şu an geri dönüşsüz bir zarar aldı...

Peki bu reaktif oksijen formları ile nasıl başa çıkacağız? Antioksidanlar var... Süperoksit dismutaz, hidrojen peroksidaz, katalaz vs. enzimler var... Ama bunlarda %100 başarılı değiller... Askorbik asit (C vitamini) ve tokoferol (E vitamini) gibi moleküller de antioksidan görevi yapıyorlar.

Peki vücudumuzdaki en etkin antioksidan nedir? Sıkı durun... Ürik asit! Fazlası beter eder bunun da... Yine tehlike...

Oksijene karşı kendimizi asla tam olarak koruyamayız, oksijen solumak zorundayız, o da reaktif formlara girmek eğiliminde... Yaşlanmanın en önemli etkenlerinden biri aldığımız nefesteki oksijen... Bu duruma metabolik paradoks diyoruz.

2. Güneş hayır mı, şer mi?
Yaratılışcılar dünya güneşe azıcık yakın olsa Güneş bizi yakar öldürürdü diye dır dır konuşuyorlar...

Ama...

Güneş şimdi de bizi öldürüyor zaten, yakın olmaya gerek yok... Hem de yavaş yavaş, tadını çıkara çıkara öldürüyor.

Güneşin faydalarını sıralamayacağım, biliyoruz ki dünya üzerindeki hayatın çok büyük bir kısmı güneşe doğrudan bağlıdır. Ama bu Güneş morötesi vs. ışınları ile bizi öldürmek için çabalamasa olmaz mıydı?

Güneş, yaşlanmamızdaki en önemli etkenlerden biridir. Derimizin yaşlanmasında ise en önemli etkendir. UV, iyonlaştırıcı ışımalar vs. Bu güneş Allah ne verdiyse tepemize salarak bizi erken yoldan gebertmeye çalışır durur... Ama bir yandan olmazsa olmaz...

3. Kendi kendimi yedim bitirdim
Allah'ım vücut kendini savunsun diye bağışıklık sistemi yapmışsın, iyi güzel de bu bağışıklık sistemi niye bizi öldürmeye çalışıyor? Canlı kendi içinde neden kendine savaş veriyor?

Romatoid artritden tut şizofreniye kadar bir ton otoimmün hastalık neyin nesi? Madem süper tasarım yaptın, mikropları vs. öldüren sistem koydun içime azıcık özenseydin de hedefi şaşırıp bana saldırmayasaydı ya bu sistem! Hatta o sistemi mecbur kılan mikrobuydu, virüsüydü, poleniydi... tüm bunlar en başta niye yarattın? (Otoimmün hastalıklar vücudun savunma sisteminin vücuda saldırmasıdır, bir ülkenin askerlerinin kendi vatandaşlarını yok etmeye çalışması gibi bir durum.)

Bunlar imtihanın parçası olamaz, bariz dandik bir tasarım var ortada... Ben nasıl kontrol edecem kendi immün sistemimi? Ne imtihanı? Hadi şehvetimizi kontrol ettik; zina etmedik ama immün sistem nasıl kontrol edilir?

Akıl verdik, tedavi bul diyeceksin ama 2008 yılında hala bulamadık... Binlerce nesil, milyarlarca birey ızdırap çekti ve çekmeye devam ediyor... Bu mu senin yapacağın tasarım?

4. Alkol haramsa neden içimize alkol fabrikası kurdun?
İçki içmesek bile kanımızda hep içkide bulunan etil alkolden bir miktar var... Nedeni içimizdeki bakteriler... Bunları çıkarıp atmak mümkün değil, beraber takılmak zorundayız, ama bu çakallar fermentasyon ile alkol üretip duruyorlar...

Alkol içmek haram, o ayrı mevzu da müslümanın alkol üretmesi de yasak değil miydi? Neden dalga geçer gibi içimizde alkol ürettiriyorsun?


Canlılığın akıllı tasarım olduğuna inanan arkadaşlar!
Bu saydıklarım denge durumlarını ifade etmiyorlar, aksine paradoks durumlar... İnsanların bunlarla baş etmesi çok güç. Belki ileri de metabolizmamıza müdahale edip daha etkin çalışması için değişiklikler yapacağız ama şimdilik iki arada bir derede elimizde iki ucu boklu değneklerle yaşamak zorundayız.

Lafı uzatmamak için uzun uzun hastalıkları, oksijenin ve güneşin zararlarını vs. yazmıyorum. Laf yetiştirmeden önce kaynakları okuyup anlamaya çalışın. Metabolik paradoks lafını da ben uydurmadım. Şimdilik dört tane yazıyorum, bunlara süper yanıtlar verirseniz daha da yazarım... Şimdilik bunları bir açıklayın bakalım...

http://bilgehanbengi.blogspot.com/2008/12/dandik-tasarm-ii.html
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yazının başını biraz okudum, zaten bir sürü eleştiri gelmiş doğru cevaplar da aralarından çıkmış. Cevap belli ve basit.

Allah herşeyi yarattığı gibi EVRİMİ de yaratmıştır. Yaptım oldu dan ziyade , yaptım değişiyor/gelişiyor yada yaptım değişiyor/geriliyor şeklindedir. Kapiş ?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...