Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

dandik tasarım


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
Bir şey nedensiz sebepsiz olmaz ben bunu anlatmak istiyorum bir yaratıcı var biz o yaratıcıya ALLAH diyoruz zaten biz ona ALLAH demiyoruz O kendisi vahiy yolu ile Peygamberlerine isminin ALLAH(C.C) oldugunu bildirdi ilk ,nsandan bu yana bir cok peygamber geldi ve bize bu gerceği bildirdi ve peygamberler aralarında yüzyıllar hatta binlerce yıl olmasına ragmen hep aynı gerceği dile getirdiler hep bu alemin yaratıcısının isminin ALLAH(C.C) oldugunu ve bizi bir gün hesaba cekecegini bildirdiler ben Onlara inanıyorum ALLAH(C.C) hakkında hiç bir delil olmasa bile sadece farklı dönemlerde yaşamış farklı yüzyıllarda yaşamış peygamberlerin ALLAH(C.C)'tan bahsetmeleri insanlara haber vermeleri getirdikleri, mesajın aynı olması hep aynı Zattan mesaj getirdklerini ve O Zatın varlgınına inanmamız için yeter.
Hiç bir bilmediginiz bir yola ister istemez gidiyoruz eninde sonunda ölüm denilen gercek karşımıza çıkacak, bu kadar korktugumuz yok olacağımızı sandığımız ölümün aslında böyle olmadıgını öldükten sonra yeni bir alemde dirilince anlıyacaz.
Zaten bilmedigmiz bir yolda ilerlerken trafik levhalarını nasil dikkate aliyoruz dikkat kaygan zemin, dikkat ucurum var, hız kes ,ani fren yapma ,ıslak zemin gibi bunların hepsine uyuyoruz uymazsak kaza yaparız ölürüz.
Aynen öylede bizim alemi ervah(ruhlar aleminden) başlayıp anne karnından ,dünyadan,kabirden,mahserden,mizandan,sırattan gecen büyük bir yolculugumuz var, ister istemez hepimiz bu yolculugu yapıcagiz bu yolculugu iki türlü bitirme ihtimalimiz var birincisi bu yoldaki uyarıcıları(Peygamberleri) dinleyerek, dediklerini yaparak mutlu bir şekilde bitireceğiz veyahutta hic bir uyarıcıyı dinlemeden, kulak asmadan kafamıza göre giderek bitirecegiz ama eninde sonunda bu yolculuk bitecek son noktaya(cennet ve cehenneme) gidiceğiz.Eger uyarıcıları dinlersek ,dediklerini yaparsak, aynen bir önceki örnekte olduğu gibi mutlu bir şekilde yolumuz bitecek.Şu varki eger uyarıcıları dinlemezsek aynen diger örnekte olduğu gibi hayatımızla ödeyeceğiz yalnız burda kaybedilen hayat ebedi kaybedilen cennet hayatı olucak yerini ALLAH(C.C.) korusun ebedi cehennem hayatı alıcaktır.
Şimdi böyle yalan üzerine birleşmesi mümkün olmayan, hayatında hiç yalan söylememiş ve bu işi ücretini sadece ALLAH(C.C)'tan bekleyen ,hiç bir maddi cıkarı olmayan bir mubarek topluluk; böyle bir tehlikeden bahsederken Onları dinlememek ne derece akıl karı olur bir düşünün.
Vakit gecirmeden bence mübarek uyarıcılara(Peygamberlere) inanalım , son Peygambere(S.A.V) tabi olalim ben Ona(S.A.V)
inaniyorum Onun(s.a.v)' min bildirdigi gaybi haberler hep cıkmıştır , bir gün ashabına "konstantiniye(istanbul) elbette feth olunacaktır, onu fetheden komutan ne güzel komutan onu fetheden asker ne güzel askerdir" buyurmustur bu sadece verdigi gaybi haberlerden birisidir aynen de öyle olmuştur ve ahiret hayatı içinde dedikleri aynen çıkacaktır ben inanıyorum. Peygambere(s.a.v) her türlü iftirada bulunma cüretini göstermişlerdir, fakat sen yalancısın asla diyememişlerdir çünkü O kendisinden emin olunan insandır Peygamber(s.a.v) mekkede cok sevilen bir Zattı mekkeliler bir yere giderken ona emanetlerini birakırlardı bu kadar güvenirken, Peygamberlikten sonra mekkeliler ona türlü eziyetler yapmışlardır. Ona bu davadan vazgeç seni kral yapalim dediler Onun(s.a.v) cevabı müthiştir" Güneşi sagıma, ayı soluma koysalar ben yinede davamdam dönmeyeceğim ya ALLAH(C.C)'ın yardımı ile muvaffak olucağım, ya bu ugurda öleceğim" buyurmuştur. Böyle mubarek bir insana inanılmazmı? tabiki inanilir Onun gösterdigi mucizelere o devrin insanları şahit olmuştur vicdanı olanlar iman etmiş, inatcı olanlar yine aynı gitikleri yoldan dönmemiştir.
Bunun sebebi ise mekedeki putlardır o zaman mekke kabe putların merkeziydi mekkeli müşrikler put yapıp satıyorlardı. Yani hem putlara ibadet ediyorlar, hemde onları satıp para kazanıyorlardı. Etrafta putperest arap kabileri çoktu, yani putlar mekkeliler için bir gecim kaynagıydı inandıkları putları satıp para kazanıyorlardı, bu gelir o kadar büyüktüki
o zamanın müşrik liderleri zengin aileleri bu gelire hükmediyorlardı. Tek ALLAH8C.C) inancını bir türlü kabul etmek istemediler çünkü ALLAH(C.C) alinip, satilamazdı yoksa Peygambermizin(s.a.v)'min dogru sözlülüğünden, güvenilirginden kimsenin zerre kadar şüphesi yoktu. İşi sırf maddiyat yüzünden düşmanlıga ve savaşa kadar götürdüler.
O dönemde kız cocukları bir aşagılık sebebi olarak görülüyor diri diri topraga gömülüyordu ,bol bol faiz yeniliyordu ,düşmüse kimse el uzatmıyordu Peygamberimiz(s.a.v) işte bütün bunları kaldırdı.
Peki Peygamberimiz nasil yaşardı maddi durumu nasildi ona bir bakalım isteseydi ALLAH(C.C) dagları altın yapar emrine verirdi, ama böyle bir şey istemedi gayet sade bir hayat yaşadı .
Bir gün hz.Ömer(r.a) yanına girdigi zaman peygamberimizi(s.a.v) hasır üstünde uyurken gördü ve ağlamaya başladı "Ya Resulalah(s.a.v) başka ülkelerin kralları saraylarda yaşayıp, tahtlara otururken Sen ALLAH(C.C)'ın Resulu(s.a.v) olduğun halde hasir üzerinde uyuyorsun buna ağlıyorum" dedi
İşte biz böyle bir Peygambere(s.a.v) inanıyoruz ve bundanda zerre kadar şüphe duymuyoruz.
Mesaj tarihi:
Ya bişey nedensiz olmaz, illa bi yaratan vardır diyosun. O yaratan da nedensiz olmaz onu da illa bi yaratan vardır, ve onu da, ve onu da.. Bunu anlatmaya çalışıyorum ben de :)

Ayrıca Kur'an'daki bilgiler de kehanetler de o kadar genel ve o kadar yorumlanabilir şeyler ki hepsi gerçekleşti diyebilirsin. Ama her gün kalelerin el değiştirdiği, sürekli fetihlerin olduğu bir dönemde İstanbul feth edilecek bir gün demek o kadar o kadar o kadar sıradan ki abi..
Mesaj tarihi:
Ben sana sunu söylerim bir yaratıcı var ismi ALLAH(C.C)'tır ne ondan önce, nede sonra ALLAH(C.C) başka bir yaratıcı olmayacaktır çünkü O hem eveldir ,hem ahir zamanı o yaratmıştır zaman denilen şey sonradan yaratılmıştır bunu bilim ispatladı daha önce diye kavram yoktuki ALLAH(C.C) daha öncesi ve daha sonrası olsun bende bunu anlatmak istiyorum bu yüzden biz ona ezel ve ebed Sultanı diyoruz.
İstanbulun fethi konusunda neden istanbul denilmiş arabistan nerde istanbul nerde bunu bir düşün bence yakında bir cok şehir varken neden istanbul denmiş?
Mesaj tarihi:
Çünkü herkesin almak isteyip de alamadığı bir şehirdi istanbul. Hayır feth edilmeyen şehir mi kaldı ki oraya random bi şehir adı koysan yine aa gerçekler yazıyo olacaktı.

Ayrıca ben burada işin felsefesine iniyorum, senin dediğin lafı işine geldiği gibi kullandığını gösteriyorum. Sen karşı bir tezle gelmek yerine doğruluğu kanıtlanamamış olan 1400 yıllık bir metini mutlak gerçekmiş gibi gösterip "böyle böyledir" diyorsun. Bence gerek yok daha fazla yazmaya çünkü sen tartışmıyorsun :)
Mesaj tarihi:
Offf off

neyi tartışıyorsunuz anlamıyorum, hayır sonucu olmayan şeyleri tartışıyorsunuz, size ne bende bunu merak ediyorum?

ya ikisi de yoksa?

yani lütfen. tartışılıyor sonu yok, biri de çıkıp kesin net ıspat sunamıyor, yani kıçımda kuyruk yok diye evrim ıspat olmadığı gibi, nefes alıyorum diye dinde ıspat değildir.

İnanç meselesi ise bunlar inanın ama saçmalamayın.
Mesaj tarihi:
Şu aslında;

Kökeninde her şey inanç meselesidir. Çünkü bilgiye boğulduğumuz ve herkesin en az bir konunun uzmanı kesildiği bugünlerde insan zihninin akan bilgiye karşı bir yapı oluşturup onu sağlam temellerle yükseltmesi çok zor. Her an yeni bir şeyler oluyor ve her an yeni olaylarla up-to-date olmak zorundasınız. Aksi takdirde taşak oğlanı olmamak elde değil.

Şimdi, Müslüman olduğunu söyleyenlerin ana kaynağı kutsal kitaplarıdır. Ateist olduğunu söyleyenlerin de ana kaynağı -yanılıyorsam düzeltin- bilim ve akıllarıdır. İki tarafın da birbirine şahane bir şekilde yüklenmesinden ve genel konseptte okumuş ve fikir yürütebilen tarafın ateist taraf olmasından genelde haksız/çürütülmüş konumda kalan ve taşak oğlanı olmaya mahkum gibi gözükenler Müslüman olduğunu söyleyenlerdir.

Açıkçası ben Müslümanım ve haliyle bir yaratanın varlığına inanıyorum. Okuyan, araştıran bir insanım ve düşündükten sonra en mantıklısının bu olduğuna kendimce hükmettim. Diyorum ya, sonuçta bu bir inanç meselesidir. Gidip Angelina Jolieizm'e ya da nebiliyim Twilight'a da inanabilirdim. Bu kimseyi bağlayan, kimsenin umrunda olması gereken bir şey değil.

Zaten benim en çok şaşırdığım nokta da burada başlıyor. Ulen, Müslümanlığın en önemli ilkelerinden biri, kutsal kitapta da açık açık çok kereler belirtildiği üzere "başkalarının hayatlarına, inançlarına ve davranışlarına onlar sana zarar vermedikçe saygı duy" dur. Bilimin ve aklın yolu da bundan başka bir şey değildir -ki akıl da buna "demokrasi" diyor son zamanlarda-. Buna rağmen iki taraf da birbirine deliler gibi saldırıyor ve taşak geçiyor -istisnaları es geçiyorum, ki zaten çok çok azlar- biri diğerine "Allah yok olm, boşu boşuna inanıyon, malsın. Hem varsa bile nerde? Aha yok dedim şimdi niye beni çarpmıyo?" derken diğeri birine "Allah var olm ve hepinizi cayır cayır yakacak. Sizin inandığınız şeye bak evrim. Yok balıkmışız ayağımız çıkmış maymunmuşuz kılımız dökülmüş. Saçmalığın daniskası!" diyor.

Hakkaten şaheser. Ulen, adam sizin gibi düşünseydi, zaten sizinle hemfikir olurdu. Neye kasıyosunuz anlamadım. Hem size ne? İlla ki birini "gerçeğe" çağırmayı amaçlıyorsanız, önce biraz empati yapıp onun/onların düşünce çizgisini öğrenmeniz lazım. Böyle saldırıp durmak kimseye bir fayda sağlamaz, aksine daha beter agresifleştirir.

Neyse, düşündüğümden çok uzadı. Son olarak şunları söylemeliyim:

- Evrimin olduğu yerde İslam -doğal seleksiyonu hariç tutuyorum- İslam'ın olduğu yerde Evrim olamaz. Üzgünüm ama durum böyle. Çünkü Evrim direkt olarak Yaradılış'a karşı çıkar.

- İnsanoğlu zayıftır ve -genellikle zor zamanlarda- kendinden güçlü bir varlığa sığınıp ona dua etmeyi, yakarmayı ister. Bu içgüdüsel bir şeydir. Kimisi Allah'a inanır, kimisi Liv Tyler'a inanır, kimisi Evren'e inanır.

- Müslüman olduğumu söylememe rağmen -dinime göre- en ağır sayılan günahların birçoğunu işlemem dolayısıyla, ateist arkadaşlara "see you in hell bros!" diyorum. Heryerinizden öpüyorum.
Mesaj tarihi:
narziss said:

Zaten benim en çok şaşırdığım nokta da burada başlıyor. Ulen, Müslümanlığın en önemli ilkelerinden biri, kutsal kitapta da açık açık çok kereler belirtildiği üzere "başkalarının hayatlarına, inançlarına ve davranışlarına onlar sana zarar vermedikçe saygı duy" dur. Bilimin ve aklın yolu da bundan başka bir şey değildir -ki akıl da buna "demokrasi" diyor son zamanlarda-.


Ateist'lerin kutsal kitabı yok işte siz de bunu anlayamadınız bir türlü, istedikleri herşeyi konuşabiliyorlar/söyleyebiliyorlar ayrıca demokrasi ile her fikre saygı duyma arasında bir bağ kuramadım. Ek olarak dinlerin ateist'lere zarar verip vermediği konusu fazlasıyla tartışılabilir.

narziss said:

Hakkaten şaheser. Ulen, adam sizin gibi düşünseydi, zaten sizinle hemfikir olurdu. Neye kasıyosunuz anlamadım. Hem size ne? İlla ki birini "gerçeğe" çağırmayı amaçlıyorsanız, önce biraz empati yapıp onun/onların düşünce çizgisini öğrenmeniz lazım. Böyle saldırıp durmak kimseye bir fayda sağlamaz, aksine daha beter agresifleştirir.


İşte ateizm'de başkasına ateizmi kabul etmeye ikna edip sevap kazanma olayı yok, karşı tarafa saldırıyorsa zaten kendine çekmeye çalışmıyordur ki gayet kendi tarafına adam kazanmaya çalışmayabilir belki ateist kendi düşüncelerinden bahsetmeyi seviyordur ya da egosunu böyle tatmin ediyordur vs.
Mesaj tarihi:
yazılanları pek okumadım

su kadarını soyleyeyim pozitif bilime sonuna kadar inanan bir insanım fakat bilimin acıklık getirdigi ve henuz acıklayamadıgı kavramlar bugun icin korudugu gecerliliği zaman icinde cok rahatlıkla kaybedebilir,bundan 400 yıl once bilim dunyayı duz ve maddeye parcalanamaz kabul ediyordu,bugun aynı bilim bize daha farklı oldugunu soyluyor,ya yarın daha da farklı oldugunu soylerse o zaman kim itiraz edebilir
Mesaj tarihi:
tasarım ve varolusun mukemmeliyeti konusuna gelince;

bugun yalnızca bir arıyı davranıs/dogadaki yeri ve biyolojisinin kusursuzluguna bakarken rasgele olmus olabilecegi konusunda tartısanlar 2 gorus etrafında toplanıyor,biri bu kadar mukemmel ve kusursuz calısan bir biyomekanızmanın kendi basına varolamayacagını savunurken diger gorusu temsil eden bunun milyonlarca yıl icinde cesitli etkenlerden dolayı (dogal seleksiyon,radyasyon,cevre vb) mevcut olabilecek canlı turlerinden yalnızca kusursuz olan hayatta kaldıgından dolayı evrimin bize gosterdigi en mukemmel uzvu olarak tanımlıyor ve bu canlı turunun bir anda kutsal bir elin degmesiyle degil de ekolojinin milyonlarca yıl sonunda olgunlasan bir meyvesi olarak bize gosteriyor,peki gelelim benim soylemek istedigim noktaya,ya butun bu duzeni kusursuz sekilde islemesini saglayan dogal mekanizmaysa tanrı,bireyden bagımsız olarak tanrıyı dusundugumuzde doganın canlılıgını yurutmek icin referans aldıgı sistem de olabilir
Mesaj tarihi:
"nutella yerim" said:

su kadarını soyleyeyim pozitif bilime sonuna kadar inanan bir insanım fakat bilimin acıklık getirdigi ve henuz acıklayamadıgı kavramlar bugun icin korudugu gecerliliği zaman icinde cok rahatlıkla kaybedebilir,bundan 400 yıl once bilim dunyayı duz ve maddeye parcalanamaz kabul ediyordu,bugun aynı bilim bize daha farklı oldugunu soyluyor,ya yarın daha da farklı oldugunu soylerse o zaman kim itiraz edebilir


İyi de 400 yıl önceki bilimle şu an ki bilimin ne kadar farklı olduğundan bahsetmeyelim şimdi, onu geçtim 400 yıl önce insanlar dünyanın düz olmadığını zaten biliyordu.

Ek olarak modern bilimin yanlış anlaşıldığını düşünüyorum. Mesela newton'un modellemeleri çok ufak boyutlarda işimize yaramıyor ama bu newton'un modellerinin değiştiği ya da tamamen yanlış olduğu anlamına gelmiyor, gayet mühendis olarak fazlasıyla newton fiziği ve calculus'u kullanıyorum. Artık çoğu teorinin tamamen çökmesini beklememek lazım, çünkü modern bilim en azından işe yarar güzel modellemeler sunabiliyor. Sonuçta teori değişebilir evet ama bu tamamen yanlış olduğu anlamına gelmez.
  • 3 hafta sonra ...
Mesaj tarihi:
eklemek istiorum ki 400 yıl önce dünyayı düz tabak sanan bilim adamlarının büyük bir coğunluğu kiliseye falan bağlıydı, karşıt görüşleri resmen cezalandırıyorlardı. gallileo gibi
  • 4 hafta sonra ...
Mesaj tarihi:
Kiliseye baglı olupda ilim adamlarını cezalandıran kişiler , sahte hiristiyan din adamlarıdır. Günümüzdeki hiristiyanlığın hükmü ALLAH tarafından kaldırılmıştır günümüzdeki hiristiyanlık ALLAH adına hiç bir şey söyliyemez yetki islamındır. İslamda da böyle bir cezalandırma hiç bir zaman olmamıştır hatta Kuranın ilk ayeti şöyle başlar
Oku
Yaratan Rabbin adıyla oku
O insanı alak tan yarattı

alak nedir derseniz buyurun
Burada geçen “alak” kelimesi nedir?

Hem vaiz, hem hatip bu kelimeyi “pıhtılaşmış bir kan” diye tercüme ettiler; tabii kendiliklerinden değil, okudukları meal ve tefsir kitaplarında da öyle yazıldığı için...

Yani “Allah, insanı pıhtılaşmış bir kan parçasından yaratmış.” diye tercüme yapıldı.

Halbuki bu tercüme hiç de doğru değil, kesinlikle yanlış ve Kur’ân-ı Kerîm’in diğer surelerindeki ilgili ayetlerine de aykırı! Ama böyle tercüme çok yaygınlaşmış, herkesin diline, hafızasına yanlış yerleşmiş. Mutlaka düzeltilmesi gerekiyor; çünkü insanın ana rahminde yaratılışı ile ilgili ilmî bilgilere ters düşüyor. Kur’ân-ı Kerîm’i iyi bilmeyen bir aydın kişi bu sözleri duyunca bocalar, şüphe ve tereddüde düşer, Kur’ân-ı Kerîm’i ilme aykırı sanabilir.

Bereket versin ki alak’ın (ve alaka) menşeinin kan pıhtısı değil, “nutfe” (yani erkeğin ve kadının ilkah olmuş üreme tohumları) olduğunu başka bir âyet-i kerîme açıklıyor”... ve (ana karnında) nutfeyi alaka haline, alaka’yı mudğa haline getire getire (bebeği) halk eyledik...” buyruluyor. (Bk. 23/Mü’minûn, 14.)

Alak kelimesi, ya müfrettir (tekil), ya da cem’dir (çoğul). Ekseriyetle alaka kelimesinin çoğulu olarak kabul edilmiştir. Mânası, yapışıp, ilişmek kökünden gelir ki bu kökten alaka: ilişki ve taalluk: ilgili olmak kelimelerini kullanıyoruz.

Yani alak, ilişken ve yapışkan nesneye denir. Yapışıp iliştiği için sülüğe de bu ad verilmiştir. Dişinin yumurtası erkeğin spermi ile ilkah olduktan sonra ana rahminin cidarına yapışıp kök salıp oradan beslendiği için rahimdeki bu dutuğ’a alaka denmiştir.

Rûhanî ve mânevî olarak, bir çeşit yapışma ve ilişki olduğu için aşk ve muhabbete de “alak” denilmiş, tohumdan, ya “küntü kenzen mahfiyyen”19 mânasında ve Fuzûlî’nin “Kad bedâ bil-aşkı fî’l-ekvânı küllü mâ bedâ: Kâinâtta ne halk olduysa o ilahî aşk ve muhabbet sebebiyle oldu.” diye ifade ettiği ezelî aşktan; ya da ana-baba arasındaki cinsiyet muhabbetinden halk eylediğini bize bildiriyor. Ama asla kan pıhtısından veya pıhtılaşmış kandan değil...

Kur’ân-ı Kerîm’in sonsuz deryasına dalınca nice inci, mercan, cevher ve hazineleri; nice nice ulum, esrar ve maarifi bulunduğu hemen anlaşılıyor.

Kendisi bu kadar ince ayrıntıya yer veren okumayı teşvik eden islam Dininin mensupları asla hakiki bilime karşı gelmez.

Bakın başka bir ayet “Dağları yerinde durur görürsün. Halbuki onlar bulutlar gibi hareket ederler”. (Neml : 88)
Bu ayeti kerimede dünyanın döndügü hakkında mesaj veriliyor avrupa bunu 400yıl önce ögrendi hatta bunu söyleyen gallileo ya bir sürü eziyette bulundular fakat günümüzde dünyanın yuvarlaklığı ve kendi ekseni etrafında döndüğü kesin ortaya çıktı fakat Kuran bunu 1400yıl önce ayetlerde bildirdi sizce hangi uzay aracı ile uzaya çıkıp bakıldıda dünyanın yuvarlaklıgı ve kendi ekseni etrafında döndüğü görüldü.

1400 yıl önce anne karnı hangi ultrasan cihazı ile görüntülenmiş olabilir uzaya hangi araçla çıkılmış olabilir bu ayetler yazılmış olabilir insaf edin artık Kuran ALLAH kelamıdır siz kabul etsenizde etmesenizde bu hakikat değişmeyecektir hiç bir kuvvet Kuranın ALLAH'ile olan bağını kesemeyecektir.
Mesaj tarihi:
sakaryali said:

Kiliseye baglı olupda ilim adamalrını cezalandıran kişiler , sahte hiristiyan din adamlarıdır.



O kadar belli ki İslam dışında herhangi bir bilgiye sahip olmadığın, anlatmayı bile denemeyeceğim. Azıcık başka şeyler okusan keşke.
Mesaj tarihi:
Avrupalı bilim adamları dünya yuvarlak dedikleri için bir sürü eziyete tabi tutuldular fakat dedikleri nin dogru oldugu günümüzde ortaya çıktı.
Bize bu konuda Kuran'ı Kerim 1400 yıl önce mesaj vermiş “Dağları yerinde durur görürsün. Halbuki onlar bulutlar gibi hareket ederler”. (Neml : 88) mesajının dogrulugu da günümüzde net olarak ortaya çıkmış ken artık insaf lazim ,izan lazım.
Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...