Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Doktorlarin tum gun calismasi


Mum_Chamber

Öne çıkan mesajlar

Şanlıurfa'da 18 aylık bebeğe AIDS'li kan veren hemşireye sadece kademe durdurma cezası verilmişti.

Konya'da ise hastasının tümörlü böbreği yerine sağlamını alan Doktora maaşından 500 Yeni Türk Lirası kesme yaptırımı uygulanmıştı.

Ordu Fatsa Devlet Hastanesi'nde Yunus Emre Kahya'nın ayağının kesilmesine neden olan dört Doktora sadece kınama cezası verildi.

Muğla Devlet Hastanesi'nde Perişah Aktaş'ın bebeğini anne karnında fazla tutarak ölümüne neden olan Doktor A.S hakkında işleme gerek olmadığına karar verildi.

Isparta Şarkikaraağaç Devlet Hastanesi'ne yüksek ateşli iken gelen Zahide Bulut isimli hastaya kadın doğum uzmanının görüşüne başvurmadan üreme organlarını alan ve enfeksiyon kaptırmak suretiyle ölümüne sebebiyet veren Doktor D.Y'ye kınama cezası verildi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hatta ben de bakayım dedim bir kaç madde koyayım:

TCK'dan birkaç madde

BEŞİNCİ BÖLÜM

Çocuk Düşürtme, Düşürme veya Kısırlaştırma
Kısırlaştırma

MADDE 101. - (1) Bir erkek veya kadını rızası olmaksızın kısırlaştıran kimse, üç yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Fiil, kısırlaştırma işlemi yapma yetkisi olmayan bir kimse tarafından yapılırsa, ceza üçte bir oranında artırılır.

(2) Rızaya dayalı olsa bile, kısırlaştırma fiilinin yetkili olmayan bir kişi tarafından işlenmesi hâlinde, bir yıldan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

Taksirle yaralama

MADDE 89. - (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi, üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.

(2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli zayıflamasına,

b) Vücudunda kemik kırılmasına,

c) Konuşmasında sürekli zorluğa,

d) Yüzünde sabit ize,

e) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,

f) Gebe bir kadının çocuğunun vaktinden önce doğmasına,

Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.

(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;

a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata girmesine,

b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,

c) Konuşma ya da çocuk yapma yeteneklerinin kaybolmasına,

d) Yüzünün sürekli değişikliğine,

e) Gebe bir kadının çocuğunun düşmesine,

Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır.

(4) Fiilin birden fazla kişinin yaralanmasına neden olması hâlinde, altı aydan üç yıla kadar hapis cezasına hükmolunur.

(5) Bilinçli taksir hâli hariç olmak üzere, bu maddenin kapsamına giren suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikâyete bağlıdır.

http://www.tbmm.gov.tr/kanunlar/k5237.html

Bu da malpraktis ile ilgili bir yazı:

Hekimlerin cezai sorumlulukları ve 5237 sayılı yeni Türk Ceza Kanununun hekimlere getirdiği yükümlülükler

1926 tarih ve 765 sayılı TCK 2004 tarih ve 5237 sayılı TCK
Madde 209 ve 210 - Memuriyet sıfatını veya görevini kötüye MADDE 250. - (1) Görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanmak
kullanmak suretiyle kendisine veya başkasına haksız olarak para suretiyle kendisine veya başkasına yarar sağlanmasına veya bu
verilmesine veya sair menfaatler sağlanmasına veya bu yolda yolda vaadde bulunulmasına bir kimseyi icbar eden kamu
vaadde bulunulmasına, bir kimseyi icbar eden memura altı yıldan görevlisi, beş yıldan on yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
az olmamak üzere ağır hapis cezası verilir. (2) Görevinin sağladığı güveni kötüye kullanmak suretiyle
Yukarıdaki fıkrada yazılı cürüm, ikna suretiyle işlenirse faile dört gerçekleştirdiği hileli davranışlarla, kendisine veya başkasına
yıldan altı yıla kadar ağır hapis cezası verilir. yarar sağlanmasına veya bu yolda vaadde bulunulmasına bir
Memur kanunen almaması gereken birşeyi diğerinin hatasından kimseyi ikna eden kamu görevlisi, üç yıldan beş yıla kadar
yararlanarak almış bulunursa iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
hapis cezası verilir.


Tablo 2. Görevi savsama (vazifeyi ihmal)
1926 tarih ve 765 sayılı TCK 2004 tarih ve 5237 sayılı TCK
Madde 230 - Hangi nedenle olursa olsun memuriyet görevini MADDE 257. - (2) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller
yapmakta savsama ve gecikme gösteren veya üstünün yasaya göre dışında, görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme
verdiği buyrukları geçerli bir neden olmadan yapmayan memur üç göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden
aydan bir yıla kadar hapis ve bin liradan beşbin liraya kadar ağır para olan ya da kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi,
cezası ile cezalandırılır. Bu savsama ve gecikmeden veya üstünün altı aydan iki yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
yasal buyruklarını yapmamış olmaktan Devletçe bir zarar meydana
gelmişse, derecesine göre altı aydan üç yıla kadar hapis cezası ile
birlikte süreli veya temelli olarak memuriyetten yoksun kalma cezası da
hükmolunur. Her iki durumda memurun vazifesini geciktirmesinden
veya verilen buyruğu yapmamasından, kişiler herhangi bir
zarara uğramışsa bu zarar ayrıca ödettirilir.


Tablo 3. Görevi kötüye kullanma (görevi suiistimal)
1926 tarih ve 765 sayılı TCK 2004 tarih ve 5237 sayılı TCK
Madde 240 - Yasada yazılı hallerden başka hangi nedenle olursa MADDE 257. - (1) Kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller
olsun görevini kötüye kullanan memur derecesine göre bir yıldan dışında, görevinin gereklerine aykırı hareket etmek suretiyle,
üç yıla kadar hapsolunur. Cezayı hafifletici nedenlerin bulunması kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olan ya da
halinde altı aydan bir yıla kadar hapis ve her iki halde ikibin kişilere haksız bir kazanç sağlayan kamu görevlisi, bir yıldan üç yıla
liradan onbin liraya kadar ağır para cezasıyla cezalandırılır. kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Ayrıca, memuriyetten süreli veya temelli olarak yoksun kılınır. (3) İrtikap suçunu oluşturmadığı takdirde, görevinin gereklerine
uygun davranması için veya bu nedenle kişilerden kendisine veya bir başkasına çıkar sağlayan kamu görevlisi, birinci fıkra hükmüne göre cezalandırılır.




Tablo 4. Kasten adam öldürme
1926 tarih ve 765 sayılı TCK 2004 tarih ve 5237 sayılı TCK
Madde 448 - Her kim, bir kimseyi kasten öldürürse 24 seneden MADDE 81. - (1) Bir insanı kasten öldüren kişi, müebbet hapis
30 seneye kadar ağır hapis cezasına mahkum olur. cezası ile cezalandırılır.
MADDE 83. - (1) Kişinin yükümlü olduğu belli bir icrai davranışı
gerçekleştirmemesi dolayısıyla meydana gelen ölüm neticesinden
sorumlu tutulabilmesi için, bu neticenin oluşumuna sebebiyet veren
yükümlülük ihmalinin icrai davranışa eşdeğer olması gerekir.
(2) İhmali ve icrai davranışın eşdeğer kabul edilebilmesi için, kişinin;
a) Belli bir icrai davranışta bulunmak hususunda kanunî
düzenlemelerden veya sözleşmeden kaynaklanan bir yükümlülüğünün bulunması,
b) Önceden gerçekleştirdiği davranışın başkalarının hayatı ile
ilgili olarak tehlikeli bir durum oluşturması,
Gerekir.
(3) Belli bir yükümlülüğün ihmali ile ölüme neden olan kişi hakkında,
temel ceza olarak, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası yerine yirmi
yıldan yirmibeş yıla kadar, müebbet hapis cezası yerine onbeş
yıldan yirmi yıla kadar, diğer hallerde ise on yıldan onbeş yıla
kadar hapis cezasına hükmolunabileceği gibi, cezada indirim de yapılmayabilir.




Tablo 5. Kasten adam yaralama
1926 tarih ve 765 sayılı TCK 2004 tarih ve 5237 sayılı TCK
Madde 456 - Her kim katil kasdiyle olmaksızın bir kimseye MADDE 86. - (1) Kasten başkasının vücuduna acı veren veya
cismen eza verir veya sıhhatini ihlale yahut akli melekelerinde sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi,
teşevvüş husulüne sebep olursa altı aydan bir seneye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
kadar hapsolunur. MADDE 87. - (1) Kasten yaralama fiili, mağdurun;
Fiil, havastan veya azadan birinin devamlı zaafını yahut söz a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli
söylemekte devamlı müşkülatı veya çehrede sabit bir eseri zayıflamasına,
yahut yirmi gün ve daha ziyade akli veya bedeni hastalıklardan b) Konuşmasında sürekli zorluğa,
birini veya bu kadar müddet mutat iştigallerine devam c) Yüzünde sabit ize,
edememesini mucip olmuş veya hayatını tehlikeye maruz kılmış d) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma,
veya gebe bir kadın aleyhine işlenip de vaktinden evvel çocuk e) Gebe bir kadına karşı işlenip de çocuğunun vaktinden önce
doğmasını intaç etmiş ise ceza iki seneden beş seneye kadar doğmasına,
hapistir. Fiil, kati veya muhtemel surette iyileşmesi kabil Neden olmuşsa, yukarıdaki maddeye göre belirlenen ceza, bir kat
olmayacak derecede akıl veya beden hastalıklarından birini artırılır. Ancak verilecek ceza, birinci fıkraya giren hallerde üç yıldan,
yahut havastan veya el yahut ayaklardan birinin veya söylemek ikinci fıkraya giren hallerde beş yıldan az olamaz.
kudretinin yahut çocuk yapmak kabiliyetinin zıyaını mucip olmuş (2) Kasten yaralama fiili, mağdurun;..................................
veya azadan birinin tatilini yahut çehrenin daimi değişikliğini veya
gebe bir kadına karşı ika olunup da çocuğun düşmesini intaç
eylemiş ise ceza beş seneden on seneye kadar ağır hapistir.


Tablo 6. Adli vakanın ihbar edilmesi
1926 tarih ve 765 sayılı TCK 2004 tarih ve 5237 sayılı TCK
Madde 530 - Hekim, cerrah, ebe yahut sair sıhhıye memurları MADDE 280. - (1) Görevini yaptığı sırada bir suçun işlendiği
şahıslar aleyhinde işlenmiş bir cürüm asarını gösteren ahvalde yönünde bir belirti ile karşılaşmasına rağmen, durumu yetkili
sanatlarının icabettiği yardımı ifa ettikten sonra keyfiyeti adliyeye makamlara bildirmeyen veya bu hususta gecikme gösteren sağlık
veya zabıtaya bildirmezler yahut ihbar hususunda teahhur mesleği mensubu, bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
gösterirlerse bu ihbar kendisine yardım ettikleri kimseyi takibata (2) Sağlık mesleği mensubu deyiminden tabip, diş tabibi, eczacı,
maruz kılacak ahval müstesna olmak üzere otuz liraya kadar hafif ebe, hemşire ve sağlık hizmeti veren diğer kişiler anlaşılır.
cezayı nakdiye mahkum olurlar.




Tablo 7. Taksirli adam öldürme
1926 tarih ve 765 sayılı TCK 2004 tarih ve 5237 sayılı TCK
Madde 455 - Tedbirsizlik veya dikkatsizlik veya meslek ve sanatta MADDE 85. - Taksirle bir insanın ölümüne neden olan kişi, üç
acemilik veya nizamat, evamir ve talimata riayetsizlik ile bir yıldan altı yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
kimsenin ölümüne sebebiyet veren şahıs iki seneden beş seneye
kadar hapse ve ikiyüzelli liradan ikibinbeşyüz liraya kadar ağır
para cezasına mahkum olur. Eğer fiil birkaç kişinin ölümünü
mucip olmuş veya bir kişinin ölümü ile beraber bir veya birkaç
kişinin de mecruhiyetine sebebiyet vermiş ve bu yaralanma 456’ncı
maddenin 2’nci fıkrasında beyan olunan derecede bulunmuş ise
dört seneden on seneye kadar hapis ve bin liradan aşağı
olmamak üzere ağır para cezası ile mahkum olur.
Yukarıdaki fıkralarda beyan olunan cezalar, kusurun derecesine göre
sekizde birine kadar indirilebilir.





Tablo 8. Taksirli adam yaralama
1926 tarih ve 765 sayılı TCK 2004 tarih ve 5237 sayılı TCK
Madde 459 - Her kim tedbirsizlik veya dikkatsizlik yahut meslek ve MADDE 89. - (1) Taksirle başkasının vücuduna acı veren veya
sanatta acemilik veya nizam, talimat ve emirlere riayetsizlik neticesi sağlığının ya da algılama yeteneğinin bozulmasına neden olan kişi,
olarak bir şahsa cismen eza verecek veya sıhhatini ihlal edecek bir üç aydan bir yıla kadar hapis veya adlî para cezası ile cezalandırılır.
zarar iras eder yahut akli melekelerinde teşevvüş husulüne (2) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
sebebiyet verirse; üç aydan yirmi aya kadar hapis ve yüz liradan a) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin sürekli
beşyüz liraya kadar ağır para cezasına hükmolunur. zayıflamasına,
b) Yaşamını tehlikeye sokan bir duruma neden olmuşsa, birinci
fıkraya göre belirlenen ceza, yarısı oranında artırılır.
(3) Taksirle yaralama fiili, mağdurun;
a) İyileşmesi olanağı bulunmayan bir hastalığa veya bitkisel hayata
girmesine,
b) Duyularından veya organlarından birinin işlevinin yitirilmesine,
Neden olmuşsa, birinci fıkraya göre belirlenen ceza, bir kat artırılır. ……………
(4) Bilinçli taksir hali hariç olmak üzere, bu maddenin kapsamına
giren suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.

www.htd.tip.hacettepe.edu.tr/doc/2005_1/03-08.doc
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Mighty_THoR said:

TCK kasten adam öldürmenin cezası olarak 24 sene der ama 4 seneden az yatarsın önemli olan ne yazdığı değil ne yediğindir.

ben canli örnekleri veriyorum
Şimdi bu topicte yasal olarak neyin olmadığı ve neyin olması gerektiğini konuşursak sabaha kadar konuşur, gene sonuçlandıramayız. Olan yasaları ve hükümleri yukarıda kaynaklarıyla belirttim,okumanın sana faydası olacağını düşünüyorum.

Yasaların düzgün uygulan(a)mıyor olması,yapılanların cezai yükümlülüğü olmadığı anlamına gelmiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Konu doktorların kazancı ve nasıl yaptıklarıyken bunu dedin
Mighty_THoR said:
Not: adam bir hata yapsa başına hiçbir şey gelmez.
,ardından bunun böyle olmadığını ve söyleyip kaynakları sunduğumda gazete haberlerinden örnek verdin. Evet,olan yasa ve uygulanması arasında çelişki olduğu malum ama herşeyi doktorlara yükleyip kestirip atmak akıl karı değil.Burada senin eleştirmen gereken yasaların uygulanma şekli olmalı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Konu hakkında pek bilgim yok yani uygulamada nasıl, ama tck madde 53'de fıkra 6 "(6) Belli bir meslek veya sanatın ya da trafik düzeninin gerektirdiği dikkat ve özen yükümlülüğüne aykırılık dolayısıyla işlenen taksirli suçtan mahkûmiyet hâlinde, üç aydan az ve üç yıldan fazla olmamak üzere, bu meslek veya sanatın icrasının yasaklanmasına ya da sürücü belgesinin geri alınmasına karar verilebilir. Yasaklama ve geri alma hükmün kesinleşmesiyle yürürlüğe girer ve süre, cezanın tümüyle infazından itibaren işlemeye başlar."

Burdan men cezası verilebilir gibime geliyor.


Edit.

http://www.istabip.org.tr/icerik/yeni-turk-ceza-yasasi-ve-hekim-sorumlulugu-ytunc-d/

Alıntı yaptım yukardaki linkden.

"Hekimlerin, gerçekleştirdikleri kötü/yanlış/tıbbi uygulamalar ve gerekliliklerle bağdaşmayan ameliyeler sebebi ile haklarında açılan ceza davalarından mahkum olmaları durumunda, haklarında uygulanacak olan asıl cezanın yanında meslek ve sanattan geçici olarak yasaklanabilecekleri de yeni ceza yasasının 53. maddesinde düzenleme altına alınmış bulunmaktadır."
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Flameoffear said:

Devlete ait bir hastanede size yanlış tedavi uygulanırsa davayı sağlık bakanlığına açıyorsunuz. Bir avukat arkadaş için araştırmıştım. Özel sektörde ne durum bilmiyorum.


Maddi veya manevi tazminat taleplerini, sağlık hizmetinin bir kamu hizmeti olması ve devletin denetiminde olduğu için, doktora değil idareye karşı açarsınız.

Ama bir ceza davası sözkonusu ise burda doktora açarsınız davayı, yanlış ameliyat sonrası veya teşhis ile hastanın ölmesi veya ne bileyim sakat kalması gibi.

Özel hastahanelerde de durumun böyle olması lazım, nihayetinde "sağlık hizmeti bir kamu hizmetidir ve devletim denetimi ve yükümlülüğü altında". Anayasa madde bilmem kaç olması lazım.

Edit:

1-Muayenesi olan ve özel hastanede çalışmayan doktor: bu halde Doktor sorumlu oluyor hatalarından.

2-Devlet hastanalerinde çalışan dokor: Devlet sorumludur.

3-Özel hastahanede çalışan doktor: Hastahane sahibi sorumlu oluyor. Ama doktora karşıda dava açılabilir.

Burdaki sorumluluk hukuki sorumluluk, cezai sorumlulukda elbette hatayı yapan kişi veya kişiler şahsen sorumludur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ailede başhekimlik de yapmış 20 senelik bi doktor var, ben de tıp fakültesindeyim. Bir rahatsızlıktan ötürü kbb'ye gitmek zorunda kaldım ama ilk baştaki kendini beğenmiş it herif akla ve mantığa son derece ters bir mazeretle beni başından savmak istedi ısrarcı olunca da daha da saçma bir şekilde sonuçlandı olay. neden çünkü saat 4 e geliyordu ve beyimiz muaynehanesinde bekleyen hastalara koşacaktı. ikinci sefer gittiğimde asistana gitmek zorunda kaldım, araya o profesör ibnesinin "özel hastaları" girdi burnumda o çelik son derece can yakan çubuk ile abartmıyorum 1.30 saat beklemek zorunda kaldım ki muayne kısmı işin 10 dk sürmüyor normalde. asistan da profesörden dolayı bakamadık kusura bakma özel hasta kitleyip duruyor araya bakmazsam hemen asistanlığımı uzatır biliyorsun sen de bu işleri az çok dedi vs. doğru dürüst bişi de çıkmadı muhtemelen sormaya gelince her boku soran o profesör tenezzül edip incelemedi bile filmleri, sonuçları, tahlilleri vs hala rahatsızlığım devam ediyor 2 sene oldu. alıştım artık başka da ölsem gitmem bi daha o aleti sokturmam burnuma diyorum.

başka bir akraba rahatsızlandı yine bizim fakültenin aciline götürmüşler başında da babası var telaşla gitmişler o da uzman doktor, bir allah'ın kulu dönüp de siklememiş. oradan geri devlet hastanesine götürmüşler mecburen, hemen ilgilenmişler iğne filan yapılmış bi süre sonra rahatlamış kendine gelmiş.

aynı acilde benim bi arkadaşın sevgilisi bi çocuğu gece başından savmış çocuk ölmüş hastaneyi basmış ailesi sonradan, sevgilisi kaçmış, savcılık da olayı baba sabıkalı diye araştırmadan kapatmış gitmiş. niye çünkü başta olması gereken acilin öğretim görevlisi kıdemliler yok asistan bile yok, iş kala kala bi iki intörn'e kalmış koca acil.

hah işte bu tam gün yasası gayet isabetlidir ben bunu bi hekim adayı ve ailesinde hekimler olan biri olarak söylüyorum. ben bu durumlardaysam, yakınlarım bu durumlardaysa, varın siz düşünün ne ihmaller yaşanıyor.

kusura bakmasınlar ama giden bi zahmet defolsun gitsin ki tıbbi etikten zaten nasibini almamış paracıl insanların derhal temizlenmesi lazım. kaldı ki pek çok idealist doktorun adı da bunlar sayesinde kötüye çıkıyor.

ben kalkıp da bu tam gün yasasını bu derece insafsızca eleştirenin insanlığından şüphe ederim kimse kusura bakmasın, babası da sülalesi de doktor olsa da ben bizzat her anlamda işin içinden bu muamelelere şahit olmuş biri olarak konuşuyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Baggio said:


Senin var mı? Verdikleri ilaçlardan, röntgen/MR/vs çektirmeni söyledikleri yerlere kadar her yerde çıkarları var çoğunun. Doktorun yolladığı yerde 250 TL olup benim aynısını 65'e çektirdiğim MR oldu ya eheh.


valla herşey siyah beyaz değil. ben demişim ki hepsini içine almıyorum. evet var ailemde fazlaca doktor hepsinden biliyorum, bir tane örnek verirsek, gazi de doktor ve öğretim üyesi, aldığı para aldığı eğitimle kıyaslandığında komik geliyor. kolay birşey değil 10 yıl okuyup, uzmanlık yapıp zart yapıp gene sonunda hiç birşey olamamak. gene çalışmak çabalamak. insanların gelir kapılarını kesmeden önce bu sistemi normal hale getirmeleri gerekiyor. doktor üni den prestisyen hekim olarak çıktığında, elektrik - elektronikçi işe girmiş iyi bir maaşla çalışıyor oluyor. gerekirse gecenin 1 yarısı hastanın durumu kötüleştiği için hastahaneye gidiyor doktorlar. İnsanın kendi muaynehanesi olması kolay bir iş değil, o hastanın doktoru olmuş oluyorsunuz, sorumluluk size ait oluyor. hastahane sanırım bu konuda biraz daha rahat.

kısaca söylemek gelirse, doktorluk gittikçe götürüsü çok getirisi az bir meslek halini almakta.


*bu arada yukarda yazdıklarım tamamen gözlemdir, ne çok fazla hastaneye işim düştü çok şükür nede çok fazla içinde bulundum, gidip yaşadım diyen arkadaşlar tabiki daha haklıdırlar onlar sonuçta 1. ağızdan anlatıyorlar.*
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

tek yönlü bakıyorsun

okumaksa herkes okuyor bugün lisans eğitimi ile iş bulmak artık hayal lisans bitiyor yüksek yapıyorsun o bitiyor zilyon tane sertifika vs onları hallediyorsun öze sektörde 5 seneden aşşağı tecrübe ile iş yok

çalışma saatiyse türkiyede kimse haftada 45 saat çalışmıyor herkes işini elinde tutmak için hayvan gibi çalışıyor gecenin bir yarısı hastanın durumu kötüleşirse gidiyorsun diye birşey yok hayatın kuralı gücü yeten yetene benim dedem gece fenalaştı hastanede yatarken prof beyim sabah bakarım dedi kendisine iki cümle sarfettim şahsımdan değil mesleğimden kaynaklanan nedenlerle teşrif etti beyim eee gücü olmayan ne yapsın fakiri fukarası eğitimsizi yada baskı oluşturacak bir mesleği olmayan ne yapsın

bugün her meslekte gecenin bir yarısı işe gidiyorsun ben patron arayıpta hemen geleceksin deyip de gitmeyen adam tanımıyorum.

Mühendis arkadaşlarım var sabahın dördünde şantiyeye beton geldi hemen dökülmesi lazım diye kalkıp gidiyorlar cmk yapan avukat arkadaşlarım var gecenin bir yarısı adil yargılanma hakkını korumak için olmadık yerlerdeki karakollarda elin iti kopuğu ile uğraşıyorlar

Kazanç kısmına gelince kimsenin parasında gözüm yok ama doktorların çoğu ya devlete sırtını dayamış ya sözleşme ile çalışıyor bugün devletteki en dandik doktor özel sökterdeki çoğu avukat mimar mühendis vs nin en az 2 katı maaş alıyor.

Bugün iş hayatı çok acımasız siz daha masanızı toplamadan yerinize adam bulunabiliyor o yüzden ben bu konulara vah vah tüh tüh gözüyle bakamıyorum
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

işi ticarete döken, tıp konusunda hiç bir bilgisi olmadan günde 1 trilyon kazanan meşhur kişiler var evet.
kendim okurken de gördüm uzmanlığı konusunda zerre bilgisi olmayan ama şans eseri profesör olmuş ve el üstünde tutulan kişiler de var evet.

ancak bunları tutarak tüm doktorlara haksızlık etmek çok yanlış.

gecesini gündüzüne katıp çalışan, bir-iki milyar fazla kazanabilmek için yarım gün devlette yarım gün özelde çalışan doktorlar var.
"ne olcak lan, çalışmaysa herkez çalışıyor ehuehuehu" demek kolay. birisi iki sene okurken sen 6 sene okuyorsun. birisi master+doktora yapıp işi bitirirken, sen daha uzun ve yorucu bir şekilde uzmanlık+doçentlik+profesörlük için kasıyorsun.
birisi günde 5 saat çalışıp bitirirken, sen 5 saat öğleden önce, 5 saat öğleden sonra, 5 saat akşam çalışıyorsun. hatta hastanede çalışırken bunun nöbeti felan da var. "çalışmaysa herkez çalışıyor" dediğiniz kişilerin kaçı nöbet benzeri işle ilgileniyor merak ettim.

bir de buraya gelmiş herkes doktorlarla yaşadığı sıkıntıları anlatıyor. "bunlara tam gün yasası müstahak" diyor felan da,
benzeri şeyleri dondurmacılarla, marketlerle, mimarlarla, taksicilerle felan hiç mi yaşamadınız? dünyanın tek zararlı mesleği doktorluk mudur ki...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...