Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Sansasyonel, Bestseller Listelerinden İnmeyen Zayıflama Tutoş.


goldbären

Öne çıkan mesajlar

Merhabalar paticix halkı. Sözüm siz enerjik olup "mega pizzayı eyeriyle birlikte beş dakikada yutabilirim ve 65 kiloyum" diyenlere değil. Sizler topiği şimdi terkedebilir veya bu topiği takip edip sizin kadar zayıflayacakları engellemek için trollemeye girişebilirsiniz.

Siz şişmanlar! Eğer burada muhteşem bir zayıflama metodundan bahsedeceğimi sanıyorsanız boşuna beklemeyin, ben de çok aradım bulamadım. Anlatacaklarım zayıflama metodları ve tavsiyelerinden çok, zayıflama mantalitesini yakalamak, bir nevi "havaya girmek" için anlatacağım şeyler. Aslında esas farkın yöntemlerde olmadığı, iradede olduğunu göstermeye çalışacağım.

Bilgisayar başında olup "paticiği bilecek kadar hımbıl" bir kitle olduğumuz, ayrıca fastfood sever ve boğazımıza düşkün olduğumuz için, normal toplum ortalamasına göre daha fazla şişman insanın ufak komünitemizde olduğunu varsayıyorum. O yüzden bu gerekli öğretiyi sizle paylaşmanın haklı gururu içindeyim. Lafı fazla uzatmadan zayıflamaya başlayalım. Yalnız uyarayım, Amerikaya gidip cerrah olmuş Türklerin kitaplarına benziyor yazı dilim ama fazla makaraya vurunca diyet de öyle olacak. O yüzden yapıcı ve sabırlı bir dille aklımdakileri yazmaya çalışıyorum. Daha sonra size kendimden ve bu palavraları nasıl sıktığımdan da bahsedeceğim tabi.


Tüm bildiklerinizi unutun

Tabiki de unutmayın yahu. En kolpa yalanlardan biri bu. Ama burada asıl anlatmak istediğim, zayıflamak deyince aklınıza gelenleri biraz değiştirmeye çalışacağız. Öncelikle Tabi ki zayıflama fikri akla uzun ve sıkıcı spor seansları, tek eğlencemiz olan yemek ve aburcuburların hayatımızdan çıkması anlamına gelmektedir. Bu doğrudur, acıdır ve gerçektir. Bunu kabullenmemiz gerekmektedir.

Eğer fiziksel olarak bir rahatsızlığınız olmadıysa ( kortizon kullanımlı hastalıklar, bacak kırılması sonucu iki ay yatmak vb.) ve kilo aldıysanız, yaptıklarınızın bir bedeli, (hatta eski dilde diyeti :) ) olması gerekecektir. Örneğin ben sırf tadı güzel diye doyacağımın çok çok üstünde öğünler yemeye başlamıştım. Doyma hissimin geç gelmesi vb. bahanelerim tabi ki vardı ancak midem bulanana kadar yemek yemişliğim de oldukça fazladır. Arkadaşlarım her seferinde aşağı yukarı aynı ölçekleri tüketirken ben onları katlar oldum. Üstelik aynı sürede yiyordum. Aynı yemeği fazla fazla yemek dışında, farklı farklı kombinasyonlar denemek, farklı ürünleri tatmak gibi "eğlenceler" bulmuştum. öğünler dışında aburcuburlarım da artmıştı ve arkadaşlarıma mikrodalga patlamış mısır, pretzel gibi cips dışı detay ürünleri deneyip anlatır olmuştum. Sanki her gün başka ülkeyi gezip ballandıra ballandıra anlatıyordum.

Zaman zaman "ulan iyice davula benzedim" desem de, yemek yemek eğlenceliydi. Resmen bir eğlenceydi benim için ve kendime bol bol "zaman ayırıyordum yemeksepetinde gezinerek." (Bu arada detay bilgi vereyim, yemeksepeti sitesindeki hediyeler söylendiği gibi random olarak verilmemekte, en çok sipariş veren hesaplara sıradan verilmekteymiş. Kaynağımı sormayın ama doğru bilgidir. Aynı hediye bana üç hafta üstüste çıkınca o hediyeyi isteyenler arasında en çok sipariş verenlerden olduğumu anladım.)


Sokaktaki ucube

Tırmanışım sürerken hiç rahatsızlık duymuyor değildim. Sokağa çıkınca ne giyerseniz giyin, nasıl tavır takınırsanız takının, 160 kg badigard görünümünde değilseniz tombik olmak size sadece kaybettirir. İnsanlar farkında olmasa bile bilinçaltlarında "işte kendine hakim olamayan bir adam" imajı oluşturmaktaydım.

Hangi kıyafeti giyerseniz giyin, ne kadar para verirseniz verin; ne kadar güzel renk uyumu, tasarım olursa olsun normal insan görünümünde olmadığınız sürece giydiğiniz hiçbir şey size düzgün bir duruş vermeyecektir. En fazla kiloların birazını saklayabilirsiniz. Aynaya karşıdan bakarken "Hiç fena olmadı" dedikten sonra bir de yan dönün. Pek farketmediğini göreceksiniz. Kıyafet bakarken önce beden bulup sonra model seçmek zaten ayrı bir dertken, yazın gelmesiyle birlikte üzerimizdeki "camouflage layer"lar bir bir azalınca terli katmanlarımız saklanacak yer aramaya başlar. Havuza/denize girmek sıkı bir kendine güven gerektirir, meraklı gözler ne kadar su kaldırdığınızı ilgiyle izler.

İşte bu özet paragraftaki durumlar, insanların size olan saygısını azaltan unsurlardır. Belki zayıflar acımasızdır, ancak insan doğası bunu gerektirir, "farklı olanı yadırgama, dışlama." İşe giriş mülakatlarında, alışverişte pazarlık yaparken bilinçaltı faktörlerden dolayı hep bir adım geride olacaksınız.

Ayrıca gelelim şu çok mühim karşı cins meselelerine. Ben erkek olduğum için kızlardan daha şanslıyım. Çünkü biz erkekler bir dereceye kadar göbekle şirin gözükebilir, zekamız çenemizle insanları etkileyebiliriz. Ancak emin olun sevginin de sınırları vardır. Her ne kadar kızlar "ya zayıf olsan da fikrim değişmezdi" deseler bile, bu konudaki bilinçaltı faktörleri daha belirgindir. İnsanlar, ilkel güdüleri gereği, soylarının devamını ister, bunda hemfikiriz. Ancak soyun devamı için seçilecek eş, genellikle bilinçaltımıza hitap eder. Mantık evliliği gibi sıradışı durumlar yoksa, bir kadın kendine eş olabilecek bir erkeği süzerken onun "sağlıklı, güçlü, savaşçı çocuklar verip veremeyeceği"ni tartar. "Yeterince erkek değilsin", "çok kibarsın", "sesin az çıkıyor" gibi laflar duyan nazik erkeklerdenseniz benzer bir dertten muzdaripsiniz. Kadınların erkeğin de bir dereceye kadar sağlıklı olanını beğenmesi bundandır. Ne kadar zeki etkileyici konuşursanız konuşun, her kadına göre değişen belli bir tombiklik bareminden sonra şansınız sıfıra yakındır. Şöyle düşünün, kaç erkek kilolu kızlara aşık olur ki? Aynı durumun karşılığı kızlar için de geçerlidir. Sadece pek söylemezler.

Aynı durumun erkeklerdeki karşılığını düşünürsek kızların işi daha zordur. Çünkü erkek doğasından mıdır nedir, kızları beğenirken kabul edilebili şişmanlık toleransı kızların erkekleri beğenmesine oranla çok daha düşüktür. Örneğin bilim adamları, geniş kalça sevgisinin çocuk doğururken ölmeyecek geniş ve rahat bir rahme sahip olma, büyük göğüs merakının sütbezleri daha çok olması muhtemel anne adayı merakına bağlıdır diyor. Yani yine "soyumun devamını en iyi bu taşır, iyi anne olur" şeklinde bilinçaltı baskısıdır. Benzer şekilde ideal kiloda olmamak sağlıksızlık belirtisi olacağından bilinçaltı ilkel güdü beğenisinin tombik kızları onaylaması çok daha zordur. Bakın siz böyle düşünüyorsunuz demiyorum. Herkesin bilinçaltı böyle çalışır da demiyorum. Ama one-night-stand ilişkisi arayan insanlar bile kendilerince bi profil belirlemiştir ve bu profillerde şişmanlara yer yoktur.


Gaza gelmek, başlıyoruz!

"Bıktım böyle yaşamaktan!" diye zaman zaman kendimize kızabiliriz. Ancak pek az zaman bu çıkışların devamlılığı olur. Çünkü yaşam biçimimiz budur ve kaytarıkçı olmaya alışığızdır. Aslında zaman zaman cidden gaza geliriz ve diyet spor aktivitelerine başlarız. Nadiren bu programlara devam ederiz. Programı aksatan bir iş çıkar(ödev proje vb.) ve bu iş sürekli hale gelir. İş bitse zaten arkadaşlarla/sevgiliyle dışarı çıkılacaktır orada mutlaka yemek yenecektir.

Bu kadar uzun uzun yazdıktan sonra, öz, "core" paragrafa gelelim. Bizim asıl yapmamız gereken, en iyi en hızlı kilo verdiren yöntemi veya en kolayını, tok tutanı bulmak değildir. Benim burada önereceklerim de bunlar değil. Herkes bir şekilde nasıl zayıflaması gerektiğini biliyor aslında, üç beş yanlış bilgisini de zamanla düzeltebilir; ancak aslın sorun zayıflamaya odaklanmak. Burada diyet spor tavsiyelerinden ziyade, neden dişinizi sıkıp devam etmeniz gerektiğini söyleyeceğim. Bu kadar yazdıktan sonra sadece bir kişiyi ikna etsem, bir kişinin hayatını değiştirsem, veya en azından üç gün için diyete soksam yine de yazdığıma değmiş diyeceğim.


En iyi diyet sağlıklı diyettir!

Zaten uzun süredir canınız sıkılıyor ve zayıflamaya hevesliyseniz devam edelim. En azından bir kere daha denemek için aklınızı topladıysanız değişmeyi bir kez daha deneyebiliriz. Öncelikle, diyet ve spor konusunda gerçekten bakılacak ve denenecek çok kaynak var. Ben illa sağlıklı olanları önermiyorum. Çünkü böyle yaşamak da gerçekten sağlıksız ve gençliğimizden kaybettiğimiz gibi ilerideki sağlık sorunları da cabası. O yüzden nasıl olursa olsun bir diyet reçetesi kullanmak veya sadece yediğimiz kalorileri saymak veya günde fazladan 1000 kalori yaktıran sporlar yapmak gibi, kendinize yakın gördüğünüz yöntemden başlayın.

Diyetlerin sağlıklı olanlarının seçilmesi ve uygulanması elbette iyidir, ayrıca kusana kadar koşmak veya bayılana kadar bisiklete binmek de insanları zayıflamaktan çabuk usandırır. Ancak, benim görüşüm haftada bir ayda dört kilo vererek zayıflamanın bizim gibi "iradesiz olduğu için şişmanlamış" insanların gözünde devasa bir yol olarak gözükecektir. İlk fırsatta yemek yiyerek çileden uzaklaşmamız olasıdır. Ayrıca 30 kg fazlası olan biriyseniz (misal ben) bu aylarca süren orta karar açlık demektir. Eğer bir program oluşturup, dengeli beslenip sadece enerjiyi azaltarak hafif hafif zayıflayabiliyorsanız ve en önemlisi buna alışıp devam ettirebiliyorsanız zaten bu yazıyla işiniz bitmiştir.

Benim önerim ise, sağlıksız olsa dahi, mantık sınırları içinde olduğu sürece daha sert diyetlerin de kabul edilebilir olduğudur. Eğer bir şekilde sizi zayıflatacaksa, kısa zamanda az çok sonuçlar verip sabrınıza dokunmayacaksa biraz az folik asit almanın zararı yoktur.

Dikkat etmeniz gereken bazı hususlar var tabi. İlk olarak proteini kısmayın. yağsız etler, konserve balık, yağsız jambon, haşlama tavuk,yoğurt vb. sizi doyuracak yegane şeyler olacak. Yağı azaltamya çalışın. yağlı şeyler (köfte, krem peynir vb) yiyecekseniz de toplam kaloriyi azaltmaya çalışın. Ayrıca ne yaparsanız yapın günde 1200-1300 kalorinin altında yemeyin. Çünkü vücudunuz o kadar enerji açığını hızla göbekten alamaz ve kaslardaki proteinler de ufak ufak tırtıklanır. Kas kütlesi kaybetmek istemeyiz.

Spor önemlidir

Spor yapmak bence diyetlerin vazgeçilmezidir. Yemekle tıkınmadan gelen mutluluk hayatınızda bir süre eksik kalacağından, mutluluk hormonu eksikliğinizi hafif sporlar yaparak karşılamalı ve bi yandan erimeyi hızlandırmalısınız. Ancak sıkı bir diyet yapıyorsanız, (ben bunlara molla rejimi diyorum) nefes nefese kalmadan hareketlenmelisiniz. Örneğin hiç karbonhidrat yemiyorsanız ve nefes nefese kalacak kadar dolaşımınızı hızlandırırsanız, Kas kütlenizden erimeye başlarsınız. Yağlar oksijenli solunumla yanar, ancak kas ağrısı yapan oksijensiz solunum, karbonhidratlara yeterli kan gitmemesi durumunda, bu karbonhidratların oksijensiz yakılmasıyla olur. Eğer kaslarınızda hiç karbonhidrat kalmadıysa yağları hazırlayamayıp kas dokusunu yakabilirsiniz. O yüzden nefes nefese kalmayacak şekilde hızlı yürüyüş/bisiklet iyi bir seçimdir. Günde bir saat gevşek spor yapıp 300 kalori yakmak diyetinize büyük katkı sağlar.

Akşam yemeği

Bence, en azından benim için bir önemli faktör de budur. Akşamları hemen hemen hiç kalori almamak, sağlıksız olabilir belki, erimeyi hızlandırıyor. Gün boyu aç dolaşıp akşam 1500 kcal whopper menü yiyen adamın, 2500 kcal günlük ihtiyacına göre teorik olarak kilo vermesi gerekir değil mi? Deneyin vücudunuz en az bir hafta direnç gösterecektir. Ancak gün içinde ufak ufak 300-300 veya 500'er porsiyonlarla yemek yiyip 18.00'den sonra sofraya küsen birinin çok daha çabuk tepki verip kilo vermeye başlayacağını iddia etmekteyim. Zaten az beslenirken bir de akşam aç kalmak, uyumakta zorlanmak iyi gelemyebilir, ama diyete %20 falan etkisi olduğunu düşünüyorum bu bu uygulamanın.

Bir kereden bir şey çıkmaz!

En tatlı yalanlardan birkaçı da, bir kereden bir şey çıkmaz, bari bizimle ye, şimdi ye sonra yemezsin, haftada bir taneden ne çıkacak gibi söz öbekleridir. Bunları sizin vehametinizi anlamamış arkadaşlar, aç oturmanıza dayanamayan anne-baba, tek başına yemek yemekten sıkılmış sevgili söyleyebilir. Onlara bu durumun geçici olduğunu ve normale döndüğünüzde sizin ısmarlayacağınızı falan söyleyip geçiştirin. Bir kereden bir şey olmaz diyebilirsiniz. Hatta fizyolojik olarak çok bir kaybınız olmayabilir de. Ancak psikolojik olarak heves kırıcı sonuçları olacaktır.

İlk olarak, bir süredir spor/diyet havasında olan bünyede tutulan su veya doku sıvısı (ödem) miktarı azalır. Ayrıca karbonohidrat depoları (adamına göre 400-500 gram) da sürekli boşa yakın olacağından, normalde olmanız gerekenden birazcık daha az bir kiloda seyrederek aşağı inmektesinizdir. "Yahu beş kilo vermişim dur bir kendimi ödüllendireyim" diyerek tam bir öğün yediğinizde, öğünü abartmasanız bile birden verdiğiniz kilolardan ikisinin geri döndüğünü görürsünüz. Bu noktada diyetten komple pes edebilirsiniz. Hevesiniz kırılabilir. Ayrıca yaptığınız her bir öğünlük kaçamak, zayıflamaya karşı direnç gösteren vücudun size bir iki diyet günü kaybettirmesi demektir. Çünkü az beslenirken bol gıda bulan vücut yığınak moduna geçer. O yüzden tavsiyem bu zayıflama meditasyonu boyunca dişinizi sıkmanız. İlla McDonald's ürünü yemek gerekiyorsa bile menü almadan tek sandviç alın, kaloriniz az olsun.

Direnç Basamakları

Kilo vermenin basit bir matematiği vardır derler; her 7000-8000 kalori kayıpla bir kilo kaybederiz. Doğrudur belki, ama kesin ve "lineer" değildir. Yani her gün 2500 kcal yakan ama 1500 yiyen bir insanın spor yapamdan haftada bir kilo vermesi beklenir. Ancak bu her zaman böyle olmaz. Vücut kütlesinin azalmasına karşı direnç gösterir. İlk hafta vereceğiniz kilo her zaman en fazlasıdır. Vücut karbonhidrat depolarını, bu depoalrla beraber hücrelerde tuttuğu suyu kaybeder. Bağırsaklardaki sindirimde olan yemeklerin miktarı azalır. Ancak ilk haftanın veya on günün sonunda kilo verme birden yavaşlar. Burası irademizin kırılmaması gereken noktadır. Vücut ciddi ciddi yağ yakması gerektiğini anlayınca direnmeye başlar.

Bu direnç noktalarıyla diyetin farklı yerlerinde karşılaşabiliriz; çünkü vücut aslında bu yağ hücrelerindeki suyu önceden atmış olabilir, veya o gün biraz daha fazla yemiş olabilirsiniz, aktiviteleriniz her zamankinden farklı olabilir. Aşağı doğru lineer bir iniş, her hafta aynı miktarda zayıflama beklemeyin. Ayrıca daha şişman insanlar ilk başlarda daha hızlı kilo verirler. Tıpkı RPG oyunlarında level almak gibidir. 130 kilo birinin (level 1 dieter warrior) zayıflamaya başlamasıyla ilk hafta 4-5 kilo vermesi mümkündür. Ancak 80 kilo biri (level 65 yurdum insanı) 75kg olmak istiyorsa İlk hafta iki kilo görmesi çok zordur.
Yani git gide level almanız zorlaşacak, hevesinizi burada da kırmayın.

Savegame iyidir

Eğer hakikaten yırtınıp, 20-30 kilo verip adama benzediyseniz, emin olun bunu tekrar kaybetmek istemezsiniz. Ben bu hatayı bir kez yaptım. O yüzden sert bir diyetten sonra tartıda istediğiniz kiloyu görünce tam ekmek döner yemeye koşmayın. Kıtlıktan çıkan vücut metabolizmayı yavaşlatıp eski tombik günlerine dönmek isteyecektir. Yavaş yavaş alıştırın. Bu diyetten çıkma safhası hep atlanıyor ancak cidden çok önemli. Her şey boşa gitmesin. eski alışkanlıklarınız kadar yemeyin. bir gün iki gün yerseniz de onları geri alacak çalışmalar yapın. Kazandığınız yeni kiloyu bir birikim gibi düşünün, harcadığınız kısımlarını hemen yerine koymazsanız öyle kalmasına alıştığınız banka hesabı gibi örnekleyebiliriz.


ÖZET: Sağlıksız yaşamaya devam edip sağlıklı zayıflamaya üşenmektense bir an önce göbekten kurtulun, ölme sınırına gelmeden bünyeyi zayıflamaya zorlamak; terleyene kadar yemek yemekten daha sağlıksız değildir. Önemli olan da nasıl zayıfladığınızdan ziyade ne kadar kararlı olduğunuzdur. Yılbaşında kendinize söz verip başladğınızı diyete devam etseydiniz şimdiye 15 kilo vermiştiniz...:)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

goldbären said:
diyetisyenin yazdığı diyeti harfiyen ugulayabiliyorsan ne mutlu sana işte :)

tabiki harfiyen uygulama diye bir şey yok. bir gün bişeyi eksik yiyorsun ertesi günü biraz fazla yiyorsun... falan filan. ama yazıda dendiği gibi 130 kilo başlayan adam iyi veriyor. ben 124.9 falan başladım diyete. 184'de boyum var hani öyle yuvarlak bişey değilim. ama bildiğin şişkoyum.
ilk haftalar olduğu için çok hızlı veriyorum ödemleri falan attım asıl zor kısmı bundan sonraki kısım. proteinden asla kısmayıp kası tutup yağları yakmaya zorlamam lazım vücudu :D
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hocam saygı ile eğiliyorum karşında... 125 kg ile başladıgım diyet sonucu 100 kg ma dusup şımaran ben tekrar 112 kg cıkınca yenıden basladım.. ama bud efa ısrarcı ve devamlıyım.. 108 kg dayım şu an.. ben bu defa uzun yold enıyorum ama cevre ınanın acaıp baskı yapıo

Yok efendım bız enı bule sevıoz.. ama çok şirinsin felan
len hangi erkek kızlar tarafından aman ne şirin yanakların var senin diye mıncıklanmaktan hoşlanabilir yaa allaşkına elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin. Bir erkeğin bittiği andır o an ulen.. Gazı öyle aldım ben hocamm.. Erkeğim ulen ben şirin ayıcık değilim.. haşın kaplanım ben :P yada olacam ...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ben dün hafif bozdum lan... çinli arkadaş birlikte yemek yapalım diye kıvranıodu ne zamandır. son artık atamadım başımdan iyi lan yapalım dedim. herif bi sebze yemekleri çıkarttı ortaya şaheser şeklinde yanına bir de bööle tavuk etli bişiler döşedi. hayvani de pilav yaptı ...
ağzıma mıçtı.
ama ben devam ediorm ertesi gün baktım biraz almışım böle 1.3 kilo falan ama o geçiçi bişi. hafta sonu tartılışımda yine ben bu hafta dahi bi kilo veririm en az diye düşünüorm...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bide aileyle olunca daha zor çok diretiyolar "yazık olüm aç kaldın büü" diye. iyisi mi ayrı eve çıkmak :p

ben de 108 ile hayatımın max kütlesine ulaşmıştım, orada bi durdum 103'üm şu an. gerçi dün itüfeste gittik biraz açtım midenin ağzını, herkes yerken elin boş duramıyor orada, eğlence yemek yemek zaten. toplamda moral bozmuyoruz tabi, BİR ÇATIŞMA KAYBEDİLDİ DİYE SAVAŞ KAYBEDİLMES. sloganıyla
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla ole 1 çatışma ilen savaşı vermeyelim arkadaşlar.. Sıkın dişinizi.. dayanaın valla .. Arada bizde insan oldumuzu hatirlicaz eski hayvani durtulerı ( kokeriççide gaza gelip 3 yarim acılı koko götürmek , tepsi ile midye kapamak , pizza hutta sınırsız pizza gununde 23 dilim pizza yemek gibi ) ama Asla yılmak yok. Enteresan bir şekilde ben her sabah 1 sıcak su bardaa suya 1 yemek kaşığı elma sirkesi döküorum. Su souyunca içiorum . Kkusu berbat ama su souyana kadarda bişi yemiom sabahları . Zaten oylen oluo su souyana kadar. Sonra o suyu içiom. O koku burnumdan gidene kadar bişi yiyemiom az bişi yiyim işte . Ama ole işte.. Akşamda saat 6-7 den sonra bişi yersem gece hazımsızlıktan uyuyamaıom die yiyemiom.. salatalık felan yiyim gece. Birde şahsi önerim Söğüş doranmış domates üzerine yourt. Acaip oluo. Birazda kekiklen süsleyip yanınada yeşil biber ekledinmi ben acaip seviom..

107.3 bu arada ..

Gelin haftalık kg değişimlerimizi yazalım . Birbirimize gaz veririrz hem.. Yuzmeyede basladım. Yuruyomda hergun 2 km kadar . Eriyecek bu yağlarrrr ....
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben yaziim de millet cesaret edebilsin ne de olsa en hayvan benim heralde :D

184 boyumdayım 20 yaşımdayım

başlangıç: 124.9 kg
1. hafta: 120.9 kg(ödemlerin atıldığı hafta)
2. hafta: 121.9 kg(yurt dışından konuğumun geldiği hafta :/ )
3. hafta: 118.1 kg
4. hafta: 117.7 kg

ben her pazar tartılıyorum son hafta bişey yapamadım pek... sinirlerim bozuldu. aşarı bir sıkılığa girdim bu hafta. evimde ağırlık var kol göğüs kası çalışıyorum. bi de 1 kere basket oynadım bu hafta arkadaşlarla bi kaç kez daha oynamayı planlıyorum.

YILGINLIK YOK DİRENİŞ VAR!

(hedef: ağustos sonuna kadar 95-100 kilo! idealim: 80-85 kilo)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...