Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Seçim yorumları


Apis

Öne çıkan mesajlar

Şöyle birşey var
örnek diyelim
AKP'nin her hareketini unutun,bırakın kenara,gözardı edemeyeceğiniz birşey varki
Cüneyt Zapsu ve AKPnin el ele fındık üreticisini azap içinde bıraktığıdır.
bunu kabul etmeyen direk kördür bir kere eğer kabul etmyiorsusanız okumayın mesajın kalanını


bir fındık üreticisi tanıdık var
beyamca daimi olarak söylenir " of yandık bittik yok olduk arabayı satacam evi iptek etcem,bu hükümet yaktı bizi,yaktı"

ağlar durur,haklıda,arazinin 1/3 ünü iptek ettirdi,bir torosu bir lagunası vardı 2sinide sattı,ogluna para yollamayı kesti,kızını evlendiremedi,yayladaki evi bile satmaya calısıyor su aralar.son 2-3 yılda tüm malvarlığı eridi adamın.

en son genel seçimler geldi
dedim beyamca,kime oy vermeye düşünüyorsun?
AKP dedi
e beyamca ağladın yıllardır hükümet sürekli bize darbe vurdu diye,şimdi AKP diyorsun hükümet AKP değilmi ?
dedim

olsun olsun yine en iyisni onlar yapıyor
dedi.



böyle bir anektod buda
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iste hep anlatiyorum burda tesetturlu eczaci "ECZACILIGI SERMAYAYE DEVREDEN LASAYA LANET OLSUN" modunda asmsi pankarti dertli su leblebi gibi markette hap satilma olayindan

dedim oyunu vericen

AKP ye

e dedim senin isini baltaliyan onlar bu yasayi tanidiklarina peskes cekmek rant kapisi acmak icin cikaran onlar

olsun o ayri bu ayri dedi

bu kadar bilincli bir secmen kitlesi var
bana bole fanatik bir bicimde butun hatalarima ragmen inanan bir secmen kitlesi olsa simdiye dunyayi ele gecirmistim yeminlen

RTE ciksa mecliste kameralar karsisinda cakisi ile adam oldurse "DAHA ONCEKI IKTIDARLAR ADAM OLDURMEDIMIIII? BIZIMKI OLDURUNCEMI SUC OLUYOR?? BAYKAL KAC ADAM OLDURDU SESINIZ CIKTIMIII???" diye bagiricak bir kitle
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yazalım biraz.
Fındık üreticisinin canı yanmış neden? Taban fiyatı düşük vermiş hükümet yani en kalitesiz fındığı bile aldığı fiyatı düşük tutmuş. Bu ne demek Türkiye genelinde fındık fiyatlarında düşüş demek insanların fındık yiyebilmesi demek. Doğru fındık üreticisin canı yanmıştır bu konuda ama sonuçta fındık üreticisi korunuyordu hala da korunuyor sadece daha az bu koruma.
Başka ürünlerde varmı taban fiyat Zorlu televizyonları satamadığında taban fiyattan alıyor mu devlet televizyonları? Eğer senin fındık üreticisi tanıdığın kendi canının yandığını kabul edip ama ülkenin geri kalanı için bunun doğru bi hareket olduğunu görebiliyorsa,oyunu da dönüp yine AKP ye verebilir çok da garip değil.
Eczacı konusu ise apayrı bu kadar bedavadan para kazanılan başka bir meslek yok Türkiye'de. O kadar ki mesleğin diplomasını satıp çok rahat yaşayanlar var. Biraz kazandığı para kırpılmış ee yani?
Doların 100.000 liranın altından 1.000.000 liranın üstüne fırladığı zamanları hatırlıyor insanlar bankaların faizi %100'den yüksek rakamlarla verdiği zamanlar. Bugün dolar 3-5 puan arttı diye kıyamet koparılıyor. AKP'nin çok başarısız olduğu yönler var hükümet olarak doğru ama düzelttiği ve iyi yaptığı şeyleri görmezden gelmek de kimseye bişey kazandırmaz.
Ekonomik krizle ilgiliyse bütün dünya normal yaşarken kriz yaşadı bizim ülkemiz saçma sapan sebeplerden.Bugünse bizim yaşadığımız krizin sebebi bütün dünyanın ekonomik kriz içinde olması eh dünya'da ekonomik kriz var diye RTE'yi suçlamak da ayrı bi komedi.
Neyse nerden nereye geldi kısaca herkes zaman zaman hükümetten şikayet eder bu ondan memnun olmadığı anlamına gelmez.Belli konularda çıkar ayrılığına düşmüştür o kadar.Dün küfrediyordun bugün oyunu veriyorsun safmısın tabiri çok mantıklı değil o yüzden.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fındığın çöküş hikayesi aslında tipik bir türkiye hikayesidir ve, bunu benden pek sık duymazsınız, o yüzden tadını çıkarın, tek başına akp'nin suçu değildir.


said:
M. Kemal AYÇİÇEK – 25 Ağustos 2008

Şimdi ciyak ciyak bağıran fındıkçılar, dün neredelerdi? Fındık ekim alanlarının belirli olmasına karşın bunu gidip Sakarya, Düzce ve İzmit’in mısır tarlalarına diktirenler nerede? Onlar değil mi şimdi bu fındığın katledenleri?

Yıllar önce İstanbul’a giderken mısır tarlalarını gördüğümde mutlu olurdum. Öyle ya mısırı bizim tarlamızda görürdüm ama gittiğim yerler de de mısır varmış, o zaman gittiğim yer gurbet sayılmaz modlarında olurdum. Onun için mutlu olurdum mısır tarlalarını gördüğümde. Otobüsler şimdi ki gibi otobanlarda gitmezdi, yollar daha dar ve de kasislerle doluydu. Öyle bastın mı gaza saatlerce ayağını gazdan kesmemek diye bir alışkanlık ta yoktu. 1970’li yıllardı. Ve ben o ilk gurbet yıllarımda otobüsün camından hep o mısır tarlalarını seyrederdim ve öyle de kendimi teselli ederdim. Onun için iyi hatırlıyorum. Şimdi o güzelim tarım alanları birer fındık bahçesine dönüşmüş, ne acı, ne akıl almaz bir durum.


FİSKOBİRLİK, ta o tarihlerde de vardı. Güya Fındık üreticilerinin kurumuydu ama ne hikmetse fındığın Sakarya ovalarına, düzce ovalarına, Bolu’ya, İzmit’e, Samsun’un pirinç tarlalarına, karpuz tarlalarına, mısır tarlalarına yani düz ve de yılda belki iki veya üç mahsul alınabilecek ovalara kadar yayılmasına hep sanki o kurum seyirci kalmadı. Sanki, fındık ekim alanları Trabzon, Giresun ve Ordu’nun başka tarıma müsait olmayan, ve toprak kayıplarını da önlemeye yönelik dik ve yamaç arazilerine değil de mısır, patates, soğan, ayçiçeği ekim alanları için bir mahsuldü.


Ne oldu şimdi, fındık fiyatı açıklanmadan pazara indi ve alavere dalevere için bir ürün haline getirildi. Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da arkadaşlarıyla olduğu bir ortamda “fındığa geçen yıl verilen fiyatı bile veremeyiz, çünkü çok fazla rekolte var ve bunun için sıkıntılıyız” diyebiliyor. Peki ne olacak? Fındığa 10 lira fiyat verilse ne olacak, siz 20-30 yıl önceki fındıkla geçinen Trabzon, Giresun ve Ordu’daki fındık üreticisini bu yıl aynı şekilde geçindirebilecek bir fiyat dermisiniz buna?


Şimdi fındığı neredeyse biçer döverlerle toplayan Sakarya, Düzce, İzmit, Samsun’un uyanıklarını vereceğiniz fiyatlarla nasıl tatmin edeceksiniz? Fındık fiyatlarının açıklanmamış olmasının sıkıntısını kim çekiyor o illerdeki üreticiler mi yoksa Fındığın esas hak sahibi olan Trabzon, Giresun ve Ordu illerindeki üreticiler mi? Kim bunun sorumlularına hesap soracak şimdi? Fiskobirlik’in kavgasını veren ve onun Genel Müdürlüğünü en uzun süre yapmakla övünen isimler, hangi vicdanla hala konuşabiliyorlar?


Fındığın Düzce, Sakarya ve İzmit’te yaygınlaştırılması da orada kimilerinin faili meçhullere kurban gitmesine sebep olduğu iddia edilen ERGENEKON’un işimidir yoksa? Fındığı katleden isimlerden hesap sorulmayacak mı? Şimdi o mısır tarlalarına fındık diktirip de bugün mısır ithal eden kafalar, Doğu karadeniz’deki üreticinin alınterine saygısızlık etmiş olmadılar mı? Kimlerse bellidir, Düzce’ye, Sakarya’ya, Bolu’ya, samsun’un pirinç, karpuz, narenciye bahçelerine Fındık ekimini serbest bıraktıran kararlara imza atan başbakanlardan başlamak üzere bakan ve milletvekilleri de dahil Fiskobirlik’in çok konuşan sorumluları da bunu hesabını vermeliler.


Fındığın itibarını geri kazanması için, fındığın gerçek üreticilerinin yıllardır gasp edilmiş haklarının iadeleri için mutlaka hesap sorulmalıdır. Bakın Genbilim web sitesi’nde Karadeniz Bölgesi tarın ürünleri nerelerde ve hangi ürünler dile getiriliyor. Sonra da siz fındığın günümüzdeki durumlara düşünün muhasebesini yaparsınız artık.

“ Ekonomik Özellikler;

Tarım

Bölge ikliminin nemli olması, kıyıda yaz mevsiminin yağışlı geçmesi, buğday arpa gibi tahıl tarımını engellemiştir. Bol neme gereksinim duyan tarım ürünlerini yaygınlaştırmıştır. Tarım arazileri parçalı ve dar olup, genellikle eğimli arazilerdir. Bu durum tarımda makine kullanımını engellemiştir. Doğu Karadeniz kıyılarında bahçe tarımı yaygındır.

Tarım Ürünleri

Mısır : Kıyı kesiminde buğdayın yerini almıştır. Halkın temel besin maddesidir. Bölge mısır üretiminde 1. sırada yer alır. Ancak üretilen mısırın tümü bölge içinde tüketildiğinden ticari değeri yoktur.

Tütün : Karadeniz Bölgesi, üretimde Ege Bölgesi’nden sonra 2. sırada yer alır. Bafra Ovası (Samsun) en yoğun ekim yapılan alandır. Ayrıca Tokat, Amasya, Düzce Ovası (Bolu) ve Rize Yöresi’nde yetiştirilir.

Fındık : Kış ılıklığına gereksinim duyan fındık Karadeniz iklimine en uyumlu üründür. Türkiye üretiminin %84’ü Karadeniz Bölgesi tarafından karşılanır. Bütün Karadeniz kıyılarında, yer yer iç kesimlerde yetişmesine karşın, en yoğun olarak Ordu ve Giresun’da üretilir.

Çay : Muson iklimine uyumlu bir tarım ürünüdür. Bol nem ve kış ılıklığına gereksinim duyar. Trabzon – Rize arasında Doğu Karadeniz kıyılarında, denize dönük yamaçlarda yetiştirilir. Ülke üretiminin tamamını Karadeniz Bölgesi karşılar.

Pirinç : Bol suya gereksinim duyar. Akarsu vadi tabanlarında ekimi yapılır. Tosya, Boyabat, Çarşamba ovaları başlıca ekim alanlarıdır.

Şekerpancarı : Bol yağışlı olan Doğu Karadeniz kıyıları dışında tüm bölgede yetişme koşulları vardır. Ekim alanları Kastamonu, Çorum, Tokat, Amasya illerinde geniştir.

Keten-kenevir : Nemli iklim bitkisi olan keten Batı Karadeniz Bölümü’nde Kastamonu ve Sinop’ta yetiştirilir. Kenevir ise uyuşturucu özelliği nedeniyle devlet kontrolünde üretilir.

Meyve : Amasya’da elma, Kastamonu’da erik, Rize’de turunçgiller, Orta Karadeniz’de üzüm, Batı Karadeniz’de kestane tarımı yaygındır.”

Bilim adamları böyle demişler ama biz de iktidarlar ve siyasetçiler, kendi çıkarlarını ön plana aldıkları için ne bilimsel ölçülere saygı duydular ve ne de bilimin gereğini yapmadılar. Şimdi Fındık fiyatı açıklanmadı diye ciyak ciyak bağıranların düne dönüp bakmaları gerekmez mi? Kalın sağlıcakla.


http://www.karadenizolay.com/yazar.asp?yaziID=238
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çünkü düne kadar sorun yoktu satsalar da satamasalar da devlet alıyordu fındığı hatta fazlasını çuvallarla yakıyorlardı. Eh valla senin benim verdiğim vergilerden çıkıyorsa o fındığın parası olmasın taban fiyat falan. Zaten öyle olursa ipini koparan fındık üretmeye çalışmaz azalır yine hakettiği fiyattan satılır fındık.Fındık üreticisi de kusura bakmasın napalım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

blogumdaki yazıyı biraz düzenleyip kopi-peyst edeyim bari =)

Efendim, öncelikle ülkemizde "kimlik siyaseti"nin halen çok önemli olduğu ortaya çıktı. Hemen hemen herkes kendi hemşehrisine, kendini yakın hissettiği, kimlik tanımının bir parçasını oluşturan partiye oy verdi. Batı sahil şeridi CHP'ye, güneydoğu DTP'ye, büyük şehirler ve orta anadolu AKP'ye ve milliyetçiliğin kuvvetli olduğu bazı iç anadolu illeri de MHP'ye oy verdi.

En önemli sonuç AKP ile ilgili olduğundan, önce onunla başlamak istiyorum. AKP, birçok farklı kimliği bünyesinde barındırdığı için aslında en "kimliksiz" parti idi. Ancak bu seçimde bu farklılığın yaralandığını görüyoruz. AKP bütün illerde varlık gösterebilmiş tek parti olmasına rağmen, diğer bütün partilere alternatif olma yetisini ve merkez sağın tek adresi olma vasfını bir parça yitirmiş görünüyor. Seçim öncesi müthiş iddialı olmalarını gözönünde bulundurursak, AKP için başarısız bir seçim olmuştur. Ancak objektif bakarsak yine de %39 çok iyi bir orandır ve AKP'nin siyaset sahnesinden "gidici" olmadığının göstergesidir. Öyle çok ağır bir yenilgi veya "kocaman bir tokat" diyerek abartmayı gülünç buluyorum, buna olsa olsa bir "fiske" diyebiliriz.

AB sürecindeki tıkanma, patlayan işsizlik, kriz için önlem almakta gecikilmesi, bütün partilerin hep bir ağızdan AKP'yi yaylım ateşine tutması ve karşılığında seçim sürecinde yapılan kimi garip çıkışlar (özellikle M. Ali Şahin ve Gökçek) AKP'yi devirmeye yetmese bile, sarsmaya yetmiş. Bir bakıma AKP'nin şımarıklığı, bazı konulardaki yetersizliği ve başınabuyrukluğu artık siyasi arenaya fazla gelmiştir ve halk da, tabiri caizse bir "balans ayarı" çekmiştir. Ayriyeten, farklı ideoloji ve kimliklere mensup insanlar da AKP'ye şans vermekten bir nebze cayıp kendisini doğrudan temsil eden partiye yönelmiştir.

Belediyecilikte tekelin kırılması ve kaynakların daha farklı ellerde toplanması açısından bu faydalı bir sonuçtur. Ayriyeten siyasi belirsizliğin giderilmesi ve insanların kendilerini yakın hissettikleri partilerin belediyelerde yönetime gelmesinin getireceği güven ve huzur, siyasi iklimimizdeki gerginliği ve kutuplaşmayı biraz olsun azaltabilir.

CHP oy oranlarında aşırı bir yükselme yaşamasa da, birçok kilit bölgede sürpriz başarılar elde ederek, önceki seçimlere oranla başarılı çıkmıştır. Bu başarıda Ergenekon avukatlığının ya da "dini" açılımların ya da yolsuzluk dosyalarından ziyade ekonomik krizin ve "yaşam tarzı" endişelerinin büyük ölçüde etkili olduğunu düşünüyorum. Bunu CHP'nin "patlama" yaptığı iki büyük şehire bakarak görmek mümkün; genellikle AKP'nin zayıf olduğu ve laiklik endişelerinin en yüksek perdeden dile getirildiği bu iki il: İzmir ve Antalya. AKP'nin güçlü olduğu yerlerde ise çok da başabaş bir mücadele verildiği söylenemez. Sonuçta AKP seçmenini "temelden" sarsabilmiş, oylarına talip olabilmiş bir muhalefet yok, ancak kıyı kentlerinde ve özellikle İstanbul'da iyi bir kampanya yürütüldüğü de aşikar.

MHP her zaman olduğu gibi tabanına oynadı ve her zamanki yüzdesinde kaldı. Ayriyeten bazı illerde güçlü bir aday çıkararak tabanından olmayan ancak AKP'yi de desteklemeyen kesimlerden epeyce oy topladı.

DTP'nin yükselişi ise gerçekten şaşırtıcıydı. Anlaşılan TRT-Şeş ve beraberinde bölgede yapılan bazı yatırımlar ve din temelli bir kampanya, AKP'yi başarıya taşımaya yetmedi. Kürtlerin kimliklerini anayasal güvenceye almak istedikleri ve siyasetlerini DTP üzerinden yapmak istedikleri şüpheye mahal vermeyecek şekilde ortaya çıktı. AKP'nin kapatma davasından sonra bölgede tutturduğu devlet yanlısı söyleme olan kızgınlığın da bu sonuçta büyük etkisi olduğunu düşünüyorum. "DTP Kürtleri temsil etmiyor ki" şeklinde savları olan arkadaşlara selam ederim!

Şimdi Türkiye'nin gerçek ideolojik dağılımının çok daha yakın bir sonucunu görmüş vaziyetteyiz. Doğuyla batı arasındaki iletişim kopukluğu ürkütücü gözükse de, bence bütün büyük siyasi partiler yerlerini sağlamlaştırdılar ve umuyorum ki bu sayede, yani"sivil" bir muhalefetin ışığında artık siyaset-dışı hatta insanlık-dışı yöntemlere başvurulmasına gerek kalmayacağını görmüşlerdir.

Daha sağlıklı ve sorunsuz bir demokrasi için, bütün partilerin bütün kesimlerden oy almayı hedeflemesi gerekmekte, ancak sanırım kimlik siyasetindeki düğümler çözülmeden ve karşılıklı güven ortamı oluşturulmadan bunu sağlayamayacağız.

Son olarak, bence bütün bu tablodan daha da güzel olanı, e-muhtıra, kapatma davası, türban polemiği tarzı siyaseti kilitleyen ve AKP'ye bonus mağduriyetler kazandıran etkenlerin bulunmadığı, nispeten daha "saf" bir seçim yaşamış olmamız. TSK, Yargıtay veya Anayasa Mahkemesi gibi kurumların uzunca bir süredir siyasete ilişmemeleri, belki de AKP dışındaki bütün partilerin oylarını arttırmalarına sebep oldu. Demek ki neymiş? Anladınız siz onu..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bence birşey değişmedi. chp istanbul ve izmir deki oylarındaki patlamayla 2.5 puan arttı ama bu işe yaramaz. akp de bu artıştan etkilenip büyük şehirlerde oy kaybetti. ama en önemli illeri kazandı.
sonuçta bence çok da fazla birşey değişmedi. 2011 seçimlerinde akp yine büyük ihtimalle tek başına iktidar olacaktır ve tayyip erdoğan cumhurbaşkanlığı yürüyüşüne geçecektir. deniz baykal da seçimlerden sonraki kongreden zaferle çıkıp chp genel başkanlığını devam ettirecektir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

İzmiri ezici biçimde chp aldı diye , izmir eğitim seviyesi çok yüksek , çok akıllı , kandırılamayan , düzgün insanların yaşadığı memleket , akp nin aldıkları da tam tersi oldu.

Bu bir türkiye şakası.

Bu izmir gelecek seçimlerde akp ye oy verirse eğer , ve akp kazanırsa , "satılmışlar!" diye bağıracak bunları diyen insanlar.

Bu durumda tekrar diyeceğiz ki , siyasi görüş ile insanların eğitim seviyesini veya vasfını genellemeyin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

şu minimalist milliyetçiliğe bayılıyorum ya :)

ilk sayfada bir video vardı nihat genç'in.ne zaman görsem bu adamı doğru olcak şeyleri terso bir üslupla söylediği için gülüyorum herife.

ama dediği bazı şeyler doğru;
bu ülkenin insanları - bir avuç küçük insan hariç - gerçekten yıllarca koyunlaştırıldı.zaten doğduğumuzda at gözlüğü ile doğuyoruz bu ülkede. daha sonra işine gelen bu at gözlüğünün önüne istediği resmi,görüntüyü koyuyor biz de atlıyoruz.
tabii bunları çıkarıp atabilmiş bir çok insan da var türkiye'de.ama şunu kabul edelim ki gerçekten chp ya da mhp ya da sp, akp'nin alternatifi olamaz.hepsinin içindeki veya başındaki insanlar rant peşinde.bunu da sağlamanın en kolay yolu insanları koyunlaştırmak.

mesela akp geldiğinden beri başta çevremdeki chp'lilerden olmak üzere hep "darbe" duydum.o kadar şaşırıyorum ki, hiç beklemediğim insanlar bunu kabul ediyor ve çözüm olarak görüyor.daha sonraları fark ettim ki bu kitle de artık koyunlaşmış ve gerçekten birilerinin onlara empoze ettiği bu fikre gönülden bağlanmışlar.lafa gelince hepsi demokrat,hepsi atatürk ilkelerine bağlı.

şu türkiye'de insanların en çok koyunlaştırıldığı zamanlar darbe zamanlarıdır.ve işte bir gün sizin yarattığınız koyunluk gelir sizi vurur.
bana göre kimin kime oy verdiğinin, eğer hakkatten özgür iradesiyle ve bireyliğini kazanmışsa seçmen, zerre önemi yok.


bunun dışında bir konu daha var seçimle ilgili gözüme çarpan.
şu anda yüzeyden bakıldığında türkiye gerçekten karanlık bir dönem içinde.akp gibi dolandırıcı bir parti,içinde hakkatten bölücü olan bir çok insanın olduğu dtp, sıfır-muhalefet ile kendi içindeki rantı kendine pay eden chp, fanatik mph.
şu anda gerçekten nereden tutsanız olmuyor.özgürlük diye bağıranların "internet yasağı"nda hep birlikte el kaldırması beni zaten çok soğuttu bu ülkeden zamanında ya neyse.
gelgelelim ben bunun artık bu karanlığın son demleri olduğunu düşünüyorum - gecenin en karanlık olduğu an şafak sökmeden hemen öncedir -
türkiye'de yavaş yavaş demokrasinin oturmaya başladığını ancak bir darbe olursa sil baştan başlamamız gerekeceğini de anlamalı insanlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DeathLord said:
Yazalım biraz.
Fındık üreticisinin canı yanmış neden? Taban fiyatı düşük vermiş hükümet yani en kalitesiz fındığı bile aldığı fiyatı düşük tutmuş. Bu ne demek Türkiye genelinde fındık fiyatlarında düşüş demek insanların fındık yiyebilmesi demek. Doğru fındık üreticisin canı yanmıştır bu konuda ama sonuçta fındık üreticisi korunuyordu hala da korunuyor sadece daha az bu koruma.
Başka ürünlerde varmı taban fiyat Zorlu televizyonları satamadığında taban fiyattan alıyor mu devlet televizyonları? Eğer senin fındık üreticisi tanıdığın kendi canının yandığını kabul edip ama ülkenin geri kalanı için bunun doğru bi hareket olduğunu görebiliyorsa,oyunu da dönüp yine AKP ye verebilir çok da garip değil.


Abi ne saçmalıyorsun sen yahu? Ne korunması? Millet zararına topluyor fındığı kaç senedir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kendimizin de fındık bahçesi olduğu için ve köyümüzün nerdeyse hepsi fındık işiyle uğraştığı için bişeyler söyleyeyim. öncelikli olarak fındık üretiminde hala adam gibi tarımsal tekonolojiler kullanılmıyor. mekan dağlık olduğu için ki karadenizin geneli böyle traktör vs kullanılmıyor. çoğu iş insan emeğiyle yapılıyor. gübre ve altındaki yabani otların temizlenmesinden başka bir götürüsü yok bu işin sene içinde. ama toplanma mevsiminde dananın kuyrugu kopuyor. amele yevmiyesi günlük 20 liraya kadar çıkmıştı bu sene. fındıkta adam olmadan toplama işini yapamayacağın için (makineyle vs) mecbur adam tutuyorsun. inanılmaz maliyeti oluyor o zaman da. + devletin açıkladığı fiyat o fındığın satıldığı tepe fiyatı oluyor genellikle. çünkü çoğu insan fındığı tüccarlara satıyor düşük fiyattan daha erken para alabilmek için.

şu anda tamamen fındıktan geçinden çok az insan var. sadece ek geçim kaynağı olarak görülüyor fındık. diğer tarım ürünleri gibi değil pek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Asteroth said:
DeathLord said:
Yazalım biraz.
Fındık üreticisinin canı yanmış neden? Taban fiyatı düşük vermiş hükümet yani en kalitesiz fındığı bile aldığı fiyatı düşük tutmuş. Bu ne demek Türkiye genelinde fındık fiyatlarında düşüş demek insanların fındık yiyebilmesi demek. Doğru fındık üreticisin canı yanmıştır bu konuda ama sonuçta fındık üreticisi korunuyordu hala da korunuyor sadece daha az bu koruma.
Başka ürünlerde varmı taban fiyat Zorlu televizyonları satamadığında taban fiyattan alıyor mu devlet televizyonları? Eğer senin fındık üreticisi tanıdığın kendi canının yandığını kabul edip ama ülkenin geri kalanı için bunun doğru bi hareket olduğunu görebiliyorsa,oyunu da dönüp yine AKP ye verebilir çok da garip değil.


Abi ne saçmalıyorsun sen yahu? Ne korunması? Millet zararına topluyor fındığı kaç senedir.


Hmm zararına topluyorlar ama yine de topluyorlar öyle mi? Ya saçmalamayın lütfen. Ben fındık üreticisi aç kalsın ölsün demiyorum da Devletin bu fındıkları satın alıp satamayıp yakmasına karşıyım kusura bakmayın. Satılmıyorsa değerine üretme yani bu bu kadar zor mu? Var mı böyle muhabbet ya ben üreteyim satamazsam da devlet keriz alıyor nasılsa...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...