Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

son osmanlı padişahı 1. recep tayyip erdoğan


Sparkcaster

Öne çıkan mesajlar

Cevap veriyorum bu bir Akp mitingi.Akpliler istemedikleri pankartı toplatıyorlar zaten.Türk bayrağı ise hala Türkiyede yaşadıklarından taşıyorlar.Zaten akpnin içindeki feto olsun milli görüş olsun Türk bayrağına öyle Türklük kadar çok düşman değiller.İçinde hilal gibi islami semboller içerdiğinden çok batmıyor.Burda herkes Dalgaya almış ciddiye alan da yok zaten.
Sadece zihniyeti yansıtıyor o pankart.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rock said:
sg-1 said:
yav rakenkok'a cevap mı veriyosunuz eheh


Diğer insnaları kıskanma.


kıskanıyorum naapiim sana cevap verecek bi 30 sn bulabiliyorlar.

bak gitti benim 30 saniyem de



Neyse konuya dönelim...

said:
Reha Muhtar’ı CNN Türk’te izliyorum.. Cüneyt Ülsever ile konuşuyor..Ülsever bir anısını anlattı..Küçük anekdot Başbakan’ın kendini nasıl gördüğünün, demokrasiyi nasıl algıladığının deşifresiydi..Ülsever, Başbakan Erdoğan’ın oğlu ile yemek yemiş..Oğul Erdoğan sormuş..“Niye babamı bu kadar ağır eleştiriyorsun.” Ülsever’den cevap: “Baban da beni vatan haini ilan etti.” Oğul Erdoğan’ın söylediğine dikkat..“O, Başbakan ama..” Anahtar sözcük bu..O Başbakan..

Yani Başbakan herkese kızabilir, ağzına geleni söyleyebilir, ülkeyi yönetiyorsa buna hakkı vardır..Ama..Kimse onu eleştiremez, karşı çıkamaz, protesto edemez, söz söyleyemez..Niye?O Başbakan!..Başbakan’ın sinirli hali, öfkeli üslubunun altında bu yatıyor.. Sevmediği en küçük bir söz, hele medyadan gelmişse çıldırıyor..Ben koskoca Türkiye Cumhuriyeti’nin Başbakanıyım, adam küçücük bir köşe tutmuş ha babam yükleniyor diye düşünüyor..Kabul edemiyor..Meydanlarda da sık sık söylüyor..Diyelim ki muhalefet lideri ağır sözler söyledi.. Muhalefet bu söyler.. Erdoğan aynen şöyle diyor; “Bu millete saygısızlık.”Niye ki..

Biri Başbakan’a çıkıp anlatmalı.. Demokrasi nedir, muhalefet nedir, medya nedir..Hatta eski İngiltere Başbakanı Blair’in yaşadıkları önüne konmalı.. İngiltere’yi zenginliğe boğan, üst üste üç seçimi kazanan Blair’in koltuğunu neden erken terk ettiği izah edilmeli...Irak işgali nedeniyle medyanın hayatı nasıl zehir ettiği gazete kupürleriyle gösterilmeli..Bunun doğal karşılandığı da..Gerçek demokrasinin bu olduğu da.. Başbakan, bu ülkeyi Fatih Sultan Mehmet de, Kanuni Sultan Süleyman da yönetti.. Ben de onlar gibi yönetiyorum diyorsa..Başka..


Mehmet Tezkan
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Halkımız iyi niyetli görgülü eğitimli yakışıklı karakteri düzgün soygun yapmayan hırsızlık yapmayan ve kültürlü kişiler ile flört ediyor ama ne yazık ki kendisi gibi, tipsiz,eğitimsiz,soyguncu,öznel değerleri satmaya meyilli adamlar ile evlenip onları iktidar yapabiliyor.

Sonuç olarak bu ülkeyi kurtaracak adamın dahi ve tipsiz olması gerekiyor.Atatürk gibi tipi düzgün ve batılı gibi görünen biri olursa iş zorlaşıyor.

İşin gerçeği ise insanlar kendi özgürlüklerinden tembel oldukları için vazgeçiyorlar.Çünkü batılı anlamda modern bir insan olmak herşeyine kendi kendine yetmek demek.Bu da çalışmak demek.Senin yanında her zaman sana yemek ısmarlayacak sinemaya götürecek elini cebine attırmayacak bir sevgili varken (batı destekli hükümetler) sen de mini etek giyme ve diğer bir takım özgürlüklerinden vazgeçiyorsun.Bu sevgili ister tayyip olur ister padişah olur.Sadece kaynağı zamanında yaptığımız savaşlar ile biz karşılıyorduk şimdi ise mekanizmayı ele geçirmek isteyen batı karşılıyor.Fakat sonuç olarak insanların tercih ettiği yönetim modeli bu.Batılı bir modelin yerleşmesi için en az 100 senelik bir kültür devrimi gerekiyor.Kültür devrimi hardware upgrade gibi birşey.Bu olmadan yapılmak istenen işlemler hep yavaş ve yetersiz oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Snefru

Söylediklerine genel olrak katılıyorum. Katılmadığım kısmıysa akp'ye sadece akp'nin birşey ısmarladığı insanların dışnda insnaların da oy vermesi. İnsanlar darbe yanlılarına tepki olarak ta bu oyları veriyorlar. Darbe veya asker yanlısı bir partiye oy vermektense sol olduğunu iddia eden partilerden daha solda duran akp'ye oy veriliyor. Bu nedenle akp'nin bukadar büyümesini(ve büyümeye devam etmesini) sadece geri kalmış kültürle yada insanların tembelliğiyle değerlendirmek çok doğru değil.



sg-1

sg-1 said:
Rock said:
sg-1 said:
yav rakenkok'a cevap mı veriyosunuz eheh


Diğer insnaları kıskanma.


kıskanıyorum naapiim sana cevap verecek bi 30 sn bulabiliyorlar.

bak gitti benim 30 saniyem de




Bence c/p den başak bir yeteneğin olmadığı için kıskanıyorsun. İnsanın kendi fikirlerini, kendi cümleleriyle açıklayamaması kötü birşey.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rock said:




sg-1

sg-1 said:
Rock said:
sg-1 said:
yav rakenkok'a cevap mı veriyosunuz eheh


Diğer insnaları kıskanma.


kıskanıyorum naapiim sana cevap verecek bi 30 sn bulabiliyorlar.

bak gitti benim 30 saniyem de




Bence c/p den başak bir yeteneğin olmadığı için kıskanıyorsun. İnsanın kendi fikirlerini, kendi cümleleriyle açıklayamaması kötü birşey.




Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rock sadece o şekilde değerlendirmem ben zaten.İnsanlar seçim yaparken böyle bir unsur da var bunu da belirtelim.Diğer bir yandan modernleşme konusunda akp gibi bir parti zurnanın son deliği olur.İnsanda malzeme olacak ki başkasına dağıtsın.AKP nin nereden geldiğini ve zeminini bilmeyen yok.Onların modernleşme ile veya müslümanlık ile uzaktan yakından alakası yok.Liderleride aynı zamanda ABD nin kucağına oturan bir kişi.Kaldı ki hiçbir devlet görülmemişdir ki yabancıların desteği ile güçlensin.

Bu ülkede modernleşmenin olabilmesi için halkın kültür devriminden geçmesi gerekiyor bunun başka bir yolu yok.Bu devrim tamamlanamadan 1950 de kesildi ve daha da kötüye gitti.

Herşeyi geçtim iktidarda chp olsun onlarda bu kadar yanlış ve şerefsizlik yapsın onlarda sonuna kadar suratlarına tükürülmeyi hak eder.

Ben şuna bakarım bir takım değerleri kullandın ve iktidara geldin.

Bunun sonucu batıya verilen tavizler,baskıcı bir tutum,akıl almaz yolsuzluklar veya basit anlamda tüm insanların hayatlarından zevk alamaması ise bunu gerçekleştiren her kimse fark etmez suçludur ve cezalandırılması gerekir.

O zaman halk cezalandırsın ?

Fakat aç insandan seçmen olur mu?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Fakat aç insandan seçmen olur mu?


Tabiki olmaz, ama ne yazıkki eldeki malzeme bu. Bunu sihirli değnek kullanmadan bir anda değiştiremezsin. AKP elindeki malzemeyi iyi kullanan bir parti. İnsanların nelere ihtiyacı olduğunu biliyor ve seçim yatırımlarını da ona göre yapıyor. Diğer dangalaklarsa buna karşın ya AKPnin nekadar yasadışı(veya etik olmayan) işi varsa ortaya dökmeği görev edinmişler yada vatan millet sakarya edebiyatından oy toplamaya çalışıyolar. Bu ikisi geçtiğimiz iki genel seçim ve büyük ihtimalle önümüzdeki yerel seçimde de göreceğimiz gibi AKPyi yerinden edecek veya rahatsız edecek kadar oy toplayamayan yöntemler.

Başka bir durumsa herkes diline dolamış AKP ABD'nin ve batının kucağına oturmuş. Bu yalan değil ama herkesin görmezden geldiği nokta AKPnin yerine kim gelirse gelsin CHP, MHP, DTP, hatta ordu bile gelse ülke bağımsızlığını kazanmadıkça onların da yeri değişmeyecek.

Sonuç olarak modernleşmenin ve bağımsızlık kaznamanın yolu ne mevcut paritlerden(AKP de dahil), nede darbeden geçmiyor. Bu kafayla devam ettiğimiz(hem AKPliler hemde AKPli olmayanlar) sürece de nu bok yolunda gitmeye devam edeceğiz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Aynen öyle Rock üzülerek onaylıyorum ki kim gelirse gelsin mevcut partilerden hepsi ABD nin kucağına oturmak zorunda işte o yüzden hiçbir partiye sempatim yok.Sempatim olabilecek tek organizasyon halkın kendi kendine dirilmesine yönelik başlatılabilecek bir organizasyon olur.Yoksa CHP,AKP hiçbiri fark etmez.Birilerinin zamana yayılmış politikalarında sıra kime gelirse o iktidar oluyor.

Ayrıca belirtmişsin ülkemizdeki siyaset anlayışını birisi açık yapacak ki onun üzerinden rant elde edesin böyle bir anlayış olmamalı artık.Bir parti olarak rakibinin açıklarını analiz eden bir birimin olmalı elbette fakat bu elde ettiğin malzemeyi "bakın bunlar bunu yaptıda şöylede böylede şöylede" diye kavga etmiş ortaokul bebesi gibi anlatıp halk karşısında imajını kötüleyeceğine bunu estetize etmek gerek konuşmaların ana unsuru yapmak yerine yardımcı öğe olarak kullanmak akıllıca olurdu.İnsanlara reality show yapar gibi siyaset yapmak yerine insanları + yük ile dolduracak onların gergin olan hayatlarını daha da germek değil onları rahatlatacak türden siyaset yapmayı artık bu ülkenin kel ve fodulları öğrenmek durumunda.

İşin kilit noktası bunu yapabilecek çok adam var fakat bu adamları harcıyorlar bu bahsettiğim yolda hizmete hazır adam toplamakta problem yok bu adamları koruyacak adamları nereden bulacağız işte o problem.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ne yazıkki bu noktada da senin dediğine geliyoruz. 100 senelik devrim. Her devrimde de belirli bir miktar zaiat variliyor.

NoT:

Belirli arkadaşlar için belirtme gereği duydum. Askeri darbeler devrim değildir. Tam tersi her gelişmeyi engelleyip, insanları daha da geriletmek için yapılmış eylemlerdir. Sadece belirli çevrelerin çıkarına hizmet ederler.

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Rock said:

Belirli arkadaşlar için belirtme gereği duydum. Askeri darbeler devrim değildir. Tam tersi her gelişmeyi engelleyip, insanları daha da geriletmek için yapılmış eylemlerdir.


Üzgünüm ama genellemeler yanlıştır. 1960 darbesi sonucu ortaya çıkan 61 Anayasası gibi ilerici bir Anayasa görmedi bu ülke bir daha, göremezde. Ha, elbette onlarca kötü yanıda vardır bu darbeninde, fakat bu ülkede birçok kavramın gelişmesi (Sendikal haklar, insan hakları vs vs.) bu Anayasa ile olmuştur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Apis said:
Rock said:

Belirli arkadaşlar için belirtme gereği duydum. Askeri darbeler devrim değildir. Tam tersi her gelişmeyi engelleyip, insanları daha da geriletmek için yapılmış eylemlerdir.


Üzgünüm ama genellemeler yanlıştır. 1960 darbesi sonucu ortaya çıkan 61 Anayasası gibi ilerici bir Anayasa görmedi bu ülke bir daha, göremezde. Ha, elbette onlarca kötü yanıda vardır bu darbeninde, fakat bu ülkede birçok kavramın gelişmesi (Sendikal haklar, insan hakları vs vs.) bu Anayasa ile olmuştur.


12.09.1980
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Buyse said:
yılmaz özdil bunu yazmış bugün. sg-1 gelsin de koysun mutlu olsun ben koymiyim.



yok başka yazı koyacam:



said:
"SON Osmanlı Padişahı, 1. Recep Tayyip Erdoğan" bez afişini gördüğüm zaman aklıma ne geldi biliyor musunuz?
Üç yıl önce öğretim üyelerinin düzenlediği yürüyüşte açılan "Ordu göreve" pankartı.
Biliyorum, "Ne alakası var" diyenler çıkacaktır.
Söyleyeyim.
Her ikisi de bir ucundan rejimin özelliği meselesine dokunuyor.
Her ikisinde de o pankartı taşıyan veya asan tek kişiydi.
Ama her ikisi de bir harekete, bir zümreye sembolik damgasını vurdu.
Ve emin olalım, her ikisini de uzun yıllar unutmayacağız.
Tıpkı, 17 Ağustos depreminden sonra açılan o, "7.4 yetmedi mi" pankartı gibi.
* *Ê *
Vatan Gazetesi, geçen pazar gününden beri bir yazı dizisi yayınlıyor.
"Türkiye nereye gidiyor" konulu dizide, herkes kendine göre tahminlerini anlatıyor.
İki konuda özürlüyüm.
Bir, seçim tahmini yapamam.
İki, komplo teorilerinde kuvvetli değilimdir.
Bu da, gelecek okuyuculuğunu malul hale getirir.
O nedenle, "20 yıl sonra Türkiye ne olacak" sorusuna başkaları kadar kuvvetli ve iddialı cevaplar veremiyorum.
Son zamanlarda genel kanaat şöyle:
Türkiye daha muhafazakár bir toplum olacak.
Bence Türkiye'nin daha muhafazakár veya daha az muhafazakár olması hiç önemli değil.
Önemli olan şu:
Türkiye, daha otokratik bir yönetime mi sahip olacak?..
Yoksa daha demokratik bir ülke mi olacak?
O pek de kuvvetli olmayan siyasi analizciliğim, bana şunu söylüyor:
Bu sorunun cevabı büyük ölçüde, ülkeyi yönetecek olan "liderlerin" karakterine bağlı olacak.
Türkiye, bugün, "Ordu göreve" pankartıyla hesaplaşıyor.
Merak ediyorum, acaba bir gün "Son Osmanlı Padişahı" pankartıyla da hesaplaşabilecek mi?
Rejimin niteliğini çok büyük ölçüde bu iki hesaplaşma belirleyecek diye düşünüyorum.
Tabii şöyle bir yorum da yapılabilir:
"Birinde darbe çağrısı var, ötekinde vatandaşın, seçilmiş bir kişiye atfettiği kimlik. İkisi bir tutulur mu?"
Olaya bu kadar dar bir mantıkla bakarsanız, "seçilmiş padişah" fikri de sıcak gelebilir.
Ortadoğu'da örnekleri bol.
Ama unutmayalım ki, bir de "demokrasinin kalitesi" meselesi var.
İşte o noktaya geldiğimiz zaman, "Türkiye nereye gidiyor" sorusuna, kafamdaki sorularla cevap verebiliyorum.
* *Ê *
Mesela şu: Artık "padişahlık" mertebesine çıkarılmış bir otoriter liderlikle mi yönetileceğiz?
Otoriter liderin dünya görüşü, hayat tarzı, onu emir telakki eden bir bürokrasi ve parti tarafından, dalgalar halinde toplumun her tarafına taşınarak bir sindirme ve baskı rejimi haline sokulacak mı?
"Telefon dinleme", otoriter rejimin en etkili silahı olarak kullanılmaya devam edecek mi?
Artık iyice belirginleşmeye başlayan "korku toplumunu" aşmak için, toplumsal bir konsensüs oluşturulabilecek mi?
İktidarlar karşısında bağımsız medya kuruluşları yaşamaya devam edebilecek mi?
27 Mayıs'la başlayıp her 10 yılda bir el değiştiren "rövanşizm", "intikamcılık" aşılabilecek mi?
Bazı aydınlarda, "12 Mart'ta, 12 Eylül'de bizlere yapılmıştı, şimdi onlara yapılıyor, oh olsun" duygusu şeklinde tezahür eden entelektüel deformasyon aşılabilecek mi?
Kısaca, darbe korkusundan kaçalım derken, sivil faşizm batağına saplanacak mıyız, saplanmayacak mıyız?
Bence, Türkiye'nin geleceği, işte bu soruların cevaplarına bağlı.
O nedenle, "Son Osmanlı Padişahı" pankartını da, "Ordu göreve" pankartı kadar ciddiyetle tartışmalıyız.


E.Özkök
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Adam haklı ordu darbe yapar belirli bir süre sonra geçer gider ama sivil darbenin etkileri çok daha kalıcı oluyor.Orduya darbeci diye saydır senin maaşını veren adamlar darbenin kralını sivil darbe olarak gerçekleştirsin adı demokratikleşme süreci olsun.

Yalnız yazıyı yazan adam tam bir "ne iş olsa yaparım abi,maaş gerekmez işi öğreneyim abi" terbiyesinde.Çok mütevazi yazmış yazıyı :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...