Masticore Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 1 kanal kalmıştı hükümet karşıtı emin çölaşanı fln izlerdim... Onuda kontrol altına aldılar helal olsun... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
OogahBoogah Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 böyle gider bu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LathspeLL Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Cok yakinda londra Turkiye elciligine "ergenekon liderleri bulusuyor" ihbari verip yakalattiricam kendimi. Olay cikarticam. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Voys Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 demirel'in miydi, ecevit'in miydi yakın korumalığını yapmış ve şu an milletvekilliği yapan bir adam konuşmuştu tv de. olayı çok hatırlamıyorumda hatırladığım kadarıyla anlatayım. çok garibime gitmişti. dediki adam, ergenekon dedikleri şey hep vardı ve olmasıda gereken bir şey. ama asıl ergenekon dediğimiz şey bu davadaki olan olaylar değil, davalar öyle bir duruma geldiki herşey birbirine girdi. Asıl amaç şu an atatürkçü zihniyetteki bu teşkilatı yıkıp, yerine yeni ideolojiler ve hedefler güden benzer bir yapılanmayı kurmak. öyle kaynak falan demeyın tv de izlemiştim çokda hatırlamıyorum ama işin özeti bu yöndeydi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
|Joker| Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Masticore said: 1 kanal kalmıştı hükümet karşıtı emin çölaşanı fln izlerdim... Onuda kontrol altına aldılar helal olsun... Kanal B. Gerçi Yeditepe'yi basan Başkent Üniversitesi'ni de basar ya, basana kadar Kanal B'te takıl. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Apis Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Tam haberlerde gördüm, "alıştık artık yahu" diye iç geçirirken burda da kanıksamaktan bahsedilmiş, tam olmuş. Bu konuda gittikçe hissizleşiyoruz. Üç-beş dalgaya artık haber değeri bile kalmayacak, ta ki adamlar Anıtkabiri de soruşturma kapsamında söküp gidene kadar. Ha, bu arada unutmadan malum şunuda ekliyeyim. Hemen hemen her "Ergenekon" başlıklı konuya eklerim ama bence hala aynı yere çıkıyor bütün bu komedya. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Absolut Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 22, 2009 Yalçın Küçük serbest bırakılmış. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
-007- Mesaj tarihi: Ocak 23, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 23, 2009 Norak said: hala paticikten 1 kişi bilem yok yaw :( 100 lerce kez ülkeyi kurtarmıştık halbuki forumdan.. burayı daha keşfedemediler çaktırma :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Szasstam Mesaj tarihi: Ocak 23, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 23, 2009 Absolut said: Yalçın Küçük serbest bırakılmış. Aman Absocum sende ne yaptın şimdi :) Daha başından bulaştırmıştı o , şuan artık gidene kadar daha kaç saçma sapan iş yaparımın peşinde bence :) Al bırak ee neden aldın evini aramak için aldım bişi çıkmadı şeklinde bir soruşturma... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pikachu* Mesaj tarihi: Ocak 23, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 23, 2009 Kesin olarak kaç ilde baskın yapıldığını bilen varmı? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pikachu* Mesaj tarihi: Ocak 23, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 23, 2009 bilen varsa da kaynak istiyorum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ocak 24, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 24, 2009 En iyi yorum Mustafa Özbek'in eski konuşmalarından birinde var: "Türk Metal ve Mustafa Özbek kadar Allah başınıza taş düşürsün". Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ocak 24, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 24, 2009 Pikachu* said: Kesin olarak kaç ilde baskın yapıldığını bilen varmı? Pikachu* said: bilen varsa da kaynak istiyorum http://www.hurriyet.com.tr/yazarlar/10845277.asp?yazarid=249&gid=61 said: Hürriyet: 15 şehirde 35 gözaltı. 12’si asker 10’u polis. Milliyet: 16 şehirde 37 gözaltı. 6’sı asker 12’si polis. Sabah: 15 şehirde 38 gözaltı. 8’i asker 13’ü polis. Star: 14 şehirde 30’dan fazla gözaltı. 9’u asker 12’si polis. Zaman: 13 şehirde 30’dan fazla gözaltı. 8’i asker 8’i polis. Cumhuriyet: 16 şehirde 30’dan fazla gözaltı. 7’si asker 13’ü polis. Akşam: 16 şehirde 40 gözaltı. 6’sı asker 15’i polis. Vatan: 15 şehirde 36 gözaltı. 9’u asker 11’i polis. Vakit: 16 şehirde 40 gözaltı. 8’i asker, çoğu polis. Taraf: 16 şehirde 39 gözaltı. 8’i asker 12’si polis. Türkiye: 16 şehirde 40 gözaltı. 5’i asker 17’si polis. Posta: 15 şehirde 37 gözaltı. 7’si asker 12’si polis. Radikal: 16 şehirde 39 gözaltı. 8’i asker 11’i polis. Yeni Şafak: 16 şehirde 40’a yakın gözaltı. 8’i asker 8’i polis. * E bu tabloya yorum yazmak zor... Yazılsa yazılsa sallıyorum yazılır! En doğrusunu Sabah bilir. Muhakkak en yüce kaynak da odur... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ardeth Mesaj tarihi: Ocak 24, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 24, 2009 Absolut said: Yalçın Küçük serbest bırakılmış. Adam "göz altında ben hiç zorlanmadım" tarzı bir şeyler demiş. Ben asıl onu sorgulayan polislere acıdım :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
forgiver Mesaj tarihi: Ocak 24, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 24, 2009 http://www.penguen.com/content/Kapak/kapak331.jpg Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Desqpio Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 25, 2009 Perinçek'in 24 Ocak'ta yaptığı savunma şöyleymiş (bi kısmı yani); Bu davada bu salonda karanlık ve eksik bir soru bırakmayalım. Ricam; sorgumun sonunda bana sorular sorun. Savcılık makamı rahat olsun. Hukuk dışı sorular da olsunlar. Kanuna aykırıdır, demeyeceğiz her şeyi cevaplayacağız. Aydınlanmayan soru bırakmayacağız. 1970’ten beri MİT ve diğer teşkilatlar, topladıklarını getirsinler. "YARGI ABD'NİN İNFAZ MEMURLUĞUNU YÜRÜTÜYOR" Kahramanları intihar eden bir millet ayakta kalamaz, ordusu savaşma yeteğini kaybeder. Yargısı bir başka devletin infaz memuruna dönüşür. Türkiye Cumhuriyeti yargısı, ABD’nin infaz memurluğu görevini yürütüyor. Manzara budur. Eski YÖK Başkanı Kemal Gürüz, sapına kadar Amerikancıyım, diyor. Ben suçsuzum Amerikancıyım, diyor yani. Demek ki, Türk Ceza Kanunu değişmiş. Karıştırmayın beni vatanseverlerle, diyor YÖK Başkanı. Genel Kurmay Başkanı Karadayı diyor ki, “Ben K. Irak’a 1995’te Çelik Harekatı’nı yaptım. Kardak’a operasyonun yaptım. " Yani, "Tuncay Güney’in mülakatında benim suçum budur" diyor. Genelkurmay Başkanlarından. Kıvrıkoğlu da, "ABD’nin planına karşı uygulamalarda bulundum, suçum budur" diyor. Amerika’ya karşı tavır mı alıyorsun? Suçlusun! ABD otoriteleri soruşturmayı yönlendirmektedir. Genelkurmay Başkanı'nı içeri tıktınız. 13. ağır Ceza Mahkemesi’nin ağır sorumluluğu vardır. Türk vatanseverliğine karşı sorumluluğunuz var. Tarihe böyle geçeceksiniz. "KAHRAMANLAR ÖLÜME GÖNDERİLİYOR" Bir kahraman, şakağına dayıyor tabancıyı, çekiyor tetiği, yaşamı zindan etmişiz. Kahramanlar ölüme gönderiliyor. Zor zamanda kahramanlar lazımdır milletlere. Ergenekon’daki Demirci Kava gibi, İşçi Partisi Demirci Kava gibidir, emekçidir. Kurtuluş Savaş’ında da Mustafa Kemal bir kahramandır. İtlere çakallara, boğdurdunuz kahramanları ey yargıçlar, bunlara izin veremezsiniz. Tabutların önünde selam durmakla olmaz. Yaşarken dursaydınız. Hapistekilerin önünde selam durun. İki yüzlü bir şekilde, kara gözlükleri takıp selam durmayın. Bir millet, bir devlet intihar etmektedir. İntihar eden Abdülkerim Kırca değildir. Boyun eğenler, milli devletin intiharına boyun eğmektedirler. Bizim canımız bu millete adanmış. Albay Kırca da ölümden korkmuyor. Arkasından ağlamıyoruz. Katledilen Cumhuriyettir, Türk milletidir, Atatürk’tür. Atatürk’ü mü boğuyorsunuz? Vatanseverlik suç, ama ihanete sonuna kadar özgürlük var. Bu bozulacak. Ben şikayette bulunmuyorum. Bu duruma gelinmesinde bizimde sorumluluğumuz var. Biz bu hükümeti devirememişiz, yazıklar olsun bize. Ergenekon sürecine durduramamışız. Yazıklar olsun bana. Ulusal Devlet yoksa Ulusal Hukuk olmaz. Psikolijik savaşla TSK’yı sindirmişler. Tam siper vaziyetteler. Komutan eşlerini, gözaltıına alınan komutanlarının evine almakla olmaz. Cenazede selam durarak da olmaz. Savaş sadece topla tüfekle olmaz. Savaşlarda milli irade yok edilirse ordu da imha edilmiş demektir. "PKK VE ABD SAVCILIK MAKAMINI DESTEKLİYOR" Apo’yu getiren Albay Levent Göktaş, Apo’yu ilk sorgulayan Albay Atilla Uğur, MGK Genel Sekreteri Org. Tuncer Kılınç gözaltına alınıyor, tutuklanıyor. Genelkurmay’da kapalı kapılar ardında ricalarda bulunuluyor. APO’ya dokunan yanıyor. PKK’nın yasal partisi DTP’nin Başkanı Ahmet Türk ne diyor; “yılanı yaralı bırakmayın başını ezin”. İddia makamı PKK ile işbirliği yapıyor. Bugün, PKK ve ABD savcılık makamını destekliyor. Savcı Zekeriya Öz’ün arkasında ABD ve PKK var. Bugün ABD hukuku geçerlidir. "TSK ABD İLE BULUŞURSA DARBE OLUR" Şemaları açmadığınız için operasyon devam ediyor. Abdullah Gül “delillendirin, savcı bulun” diyor. Abdullah Gül mü cumhurbaşkanı olacak. Cumhurbaşkancılık oynuyor. Cumhuriyet var mı başkanı olsun. Bağımsızlık yoksa, milli devlet demokrasi olur mu? ABD, kanun yolluyor Meclis’ten çıkıyor. Bu mu demokrasi? "Büyük Ortadoğu Eşbaşkanıyım" diyor Tayyip Erdoğan, bu mu demokrasi? Kimse korkmasın! TSK ABD ile buluşursa darbe olur. Bundan en çok biz korkarız. Darbenin kanunu budur, ABD ile TSK’nın buluşmasıdır. Ben kendim için konuşmuyorum, gelecek için konuşuyorum. Bölge savaşlara gidiyor. Kahramanların övülmeye ihtiyacı yok. Ben onlar için konuşmadım. Kahraman mı, katil mi mafyacı mı? "JİTEM onu öldürdü" diyorlar. Alçaklığa bakın, alçaklığın sınırı yok. Bu mahkeme bunu çözecek. biraz epik olmuş ama ana hatlar çarpıyor gibi. Ayrıca Türkiye Gazeteciler Sendikası'nın 11.Dalga'ya dair açıklaması da şöyle; Ergenekon soruşturması kapsamında bu zamana kadar çok sayıda aydın, bilimadamı, gazeteci, yazar gözaltına alındı, tutuklandı ve yargılanmaları devam ediyor. Buna, bugünkü gözatılarla, sendikacılar ile yeni gazeteciler ve aydınlar da eklendi. Ergenekon olarak adlandırılan bu davanın, devlet içindeki çeteleri ortaya çıkarmak ve yargılamak yerine, siyasi iktidar tarafından aydınlar, medya kuruluşları, demokratik kitle örgütleri ve nihayet sendikalar ile işçi hareketi üzerinde bir baskı aracı olarak kullanılmasından duyduğumuz endişeler bugünkü gelişmelerle daha da artmış durumdadır. Siyasi iktidara muhalif yayınlarıyla dikkat çeken Avrasya TV’de ve üyesi bulunduğumuz TÜRK-İŞ Konfederasyonu’na bağlı Türk Metal Sendikası’nda yapılan aramalar ve gözaltılar, “masumiyet karinesi” ihlal edilerek adeta toplum üzerinde korku salmanın bir yöntemi olarak kullanıldığı izlenimi yaratmaktadır. Bu uygulamanın, “hukukun temel ilkelerine ve usul hukuku hükümlerine özen gösterilmesi”nin önemine işaret edilen devletin erkleri zirvesinin ardından tekrarlanmış olması da ayrıca dikkat çekicidir. Yargının bağımsızlığına inancımız tamdır. Ülkeyi yöneten siyasi iradenin, TCK’nın “Yargı görevini yapanı etkileme” başlıklı 277. maddesi ile “Adil yargılamayı etkilemeye teşebbüs” başlıklı 288. maddesi hükümlerine aykırı açıklama ve davranışlarının sürmekte olduğu ve muhalif tek bir eleştiriye tahammül edilemediği bir ortamda dahi yargının bağımsızlığına inancımızı koruyoruz. Ancak siyasi iktidarın aynı hassasiyet içerisinde olduğu konusunda inancımız kalmamıştır. Soruşturmanın gizliliğinin ihlal edilmesi önceden gözaltına alınacak olan kişilerin isimlerinin bazı medya organlarında yazılması, verilen ifadelerin aynı anda medyaya servis edilmesi endişelerimizi daha da güçlendiriyor. Demokrasinin geleceği hakkında endişeliyiz, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmesinden dolayı endişeliyiz, basın ve ifade özgürlüğü üzerindeki artan baskılardan endişeliyiz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ocak 26, 2009 Paylaş Mesaj tarihi: Ocak 26, 2009 Savcı Öz, Özbek'e kıl kapıyordu, yaka paça yakalattı. 4 gün gözaltında kaldı, sonra tutukluluk istemiyle mahkemeye sevkedildi. tamam buraya kadar normal. Ama mahkemede bu adamın tutuklanması kararına varıldı, metris cezaevine gönderildi. hah işte bu kısmı anlamadım ben. mahkemede tutuklanma kararı alındı da, neye dayanarak bu adam tutuklandı? suçu ne? mahkemenin bu adamı tutuklama imkanı elde etmesine neden olan ne? hukuk sisteminde savcının mahkemeye "şunu tutukla elimizde kalsın" diyebilme hakkının olduğunu hiç duymadım. savcının kankaları yoksa o mahkemede, o zaman bu adamın tutuklanacak kadar ağır bir suç işlemiş olması lazım. adam felan öldürmüş olması, hırsızlık yapmış olması lazım. biri bana söyleyebilir mi, mahkemede alınan kararın gerekçesini? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar