Slat Mesaj tarihi: Aralık 22, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 22, 2008 Şu postları okuyanlar da soykırım iddalarını destekleyen Ermenileri her türlü tartışmaya açık hazır bir şekilde bekliyor zanneder.. Ne çabuk unuttunuz devlet arşivlerinin beraber incelenmesi teklifinin reddedildiğini? Tarihçilerin TVde tartışma isteklerini Türk tarafı mı reddetti? Hem bu olayın yıllardır bu kadar dayatılmasının, eskiden kardeş olan iki halkın birbirine düşürülmesinin devamı olan bu oyunların arkasındaki gerçeği göremeyecek kadar kör müsünüz? Dönekler zaten belli de, hala kararsız insanlar olması üzücü..
sir Mesaj tarihi: Aralık 22, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 22, 2008 sg-1 önceki sayfalarda "tehcir olmasaydı ne olurdu" diye sormuş, sanki yapmasaydık başımıza felaketler gelecekmiş gibi. bunun cevabını da en iyi arat dink vermişti, şöyle iliştiriyorum buraya: Yokluğum Türk Varlığına Armağan Olsun said: Egemenlerin "İnkâr Hanı"nda konaklamaları geçicidir hep; o, hanın jeopolitik önemindendir, konjonktür baskısındandır, meşruiyet derdindendir. Zincirinden boşaldı mı "İkrar Evi"ne dönmek ister, evi gibi yoktur onun. Gönlünde yatan aslan kükrer: Yaptımsa yaptım; yine yaparım! Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül soruyor: "Bugün eğer Ege'de Rumlar devam etseydi ve Türkiye'nin pek çok yerinde Ermeniler devam etseydi, bugün acaba aynı milli devlet olabilir miydi?" Soru basit, hadi cevap ver. Tek başına bir anlamı yok tabii. Hatta tek başına okunsa "Allah söyletmiş" ya da "gönülden söylenmiş sözler" de denebilir. Nitekim dünyanın birçok yerinde "Türkiye etnik temizliği kabul etti", "Türkiye'de resmî görüş değişiyor" gibi olumlu yorumlarla karşılayanlar da olmuş. Oysa işin aslı öyle değil. Zira Bakan "bugünkü devlet"i olumlayarak soruyor sorusunu. "Şunlar devam etseydi bugünkü devlet olur muydu" derken de eğer bugünkü devleti olumluyorsan, o devam etmeyen şeylerin devam etmemesinden de memnunsun demektir. Açık açık da söylemiş zaten –ben niye bu kadar uğraşıyorsam?.. Birçok yabancı, "bir savunma bakanı niye bunlarla ilgileniyor" diye de sorabilir tabii. Türkiye'yi biraz bileni de "savunma"nın bu ülkede başka bir egemenin tekelinde olduğunu bildiğinden, savunma bakanının asıl işini yapamadığı için mecburen başka şeylerle (demografik yapı, ekonomi vs.) ilgilendiğini düşünebilirdi. Ama Türkiye'yi biraz daha tanısa, azınlıkların bu ülkede tam da bu alanda değerlendirildiğini bilecek, hatta eğitim kitaplarında azınlıklardan sadece Lise Milli Güvenlik Ders Kitabı'nda bahsedildiğini bilecek ve Bakan'ın bu ilgisine hiç şaşırmayacaktı. Kısacası, savunma bakanı işini yapıyor. Ciddiyete davet edildiğimi duyar gibi oluyorum. O yüzden bundan sonrası çok ciddi olacak. Soru neydi?.. "Rumlar, Ermeniler (YAŞAMAYA) devam etseydi, bugün Türkiye aynı milli devlet olabilir miydi?" "Hayır olmazdı." Basit soruya basit cevap. Sen kalk, yokluğuma övgü düz, sonra da o yokluğum üzerine bir ülkenin kurulduğunu ifade et, o ülkenin bugünkü halini makbul gör, ondan sonra da 'olsalardı ne olurdu halimiz' diye iç geçir. Kendi ayağına kurşun sıkmanın tarifi gibi bir şey. 'Sana ne' diyeceksiniz. Sıkmışsa sıkmış. O ayakla sizin birlikteliğinizi çoktan koparmadılar mı zaten? Gerçekten de işin bu bölümünden artık bana ne... Tabii işin en acı tarafı, Bakan'ın söylediklerinin büyük bölümünün maalesef doğru olması. Peki, doğruysa doğru, sorun ne? Bakan doğruyu söylüyor ama doğruyu yanlış söylüyor. Yüreğimizin tavan aralarına, bodrum katlarına koyup, gittiğimiz her yere beraberimizde götürdüğümüz, kırılgan acılarla dolu sandıklarımızı oradan oraya savuruyor. Zar zor, ite kaka vardığımız "O dönem herkes çok acılar çekti" kavşağından, direksiyonu birden bire "iyi oldu" sokağına kırıyor. Olanları doğru söylüyor ama olanların doğru olduğunu da söylüyor. Şu soruya hakkıyla cevap verelim şimdi... "Hayır, aynı olmazdı. Süper olurdu." Sen ne diyorsun? Bütün ülke üç noktaya birikmez, kırk küsur merkez olurdu. Yirmi, otuz yıllık fidan hayatlarımız değil, kadim bir orman gibi kültürümüz olurdu. Anasının doğduğu yerde doğabilirdi herkes, işte o zaman ülke, "memleket" olurdu. Ben neler söylüyorum? Hiçbir şey değişmese bile en azından o insanlar bugün yanımızda, bizimle yaşıyor olurdu. Hiçbir şey değişmese bile en azından sen bu ülkede savunma bakanı olmazdın. Olsan da böyle düşünmezdin. Düşünsen de böyle konuşacak cesaret bulamazdın. Konuşsan da ertesi gün hâlâ bakan olmazdın. Bir daha bakalım, savunma bakanı neyi savunuyor?.. Olmamamızın iyi olduğunu savunuyor. Tehcir ve mübadelenin Türkiye için çok hayırlı olduğunu savunuyor. Bunca yıl söyleyip duracaksın 'öyle bir niyet yoktu, bunlar savaş tedbiri' falan filan diye; ondan sonra da, bu "gönülsüz tedbirler"den nasıl fayda sağladığını, onların üzerine nasıl inşa olduğunu falan, rahat rahat anlatacaksın. Bu gönülsüz tedbirlerin anlamının "milyonlarca can" olduğunu ayrı bir cümlede söyleyeyim dedim, yoksa ağır olacak... Çok sık unutulan ilginç bir şey söyleyeceğim: Biz hâlâ varız. İşte şu kadarız bu kadarız. Azız mazız, azınlığız, ama varız. Bizim de (yani şu an olanlarımızın da) olmamamızı mı istiyor Bakan? "Yok" diyecek elbet. "Estağfurullah. Olur mu hiç öyle şey; sizin başımızın üstünde yeriniz var." Madem bizim olmamızın bir mahzuru yok o ölenler, o gidenler de olsaydı... Ama o bunun cevabını vermiş. Onlar işte verimli topraktaydı, adadaydı modadaydı, paralar onlardaydı... "O verimli topraklar, o paralar babanın malıydı da hileyle hurdayla mı aldılar, yalanla dolanla mı aldılar? Onlar, o verimli topraklara gökten zembille mi indiler" diye sorarlar adama. Bu resmî tez benim kafamı iyice karıştırdı. O insanlar tedbiren mi sürüldüler, yoksa verimli topraklardalar diye mi sürüldüler? Unutmuşum, zaten Ermeniler Ermeni oldukları için sürülmemişlerdi... Sadede geliyoruz galiba. Tabii o zaman "soykırım"dan yırtmak için verimli topraklardaki müslim-gayrimü slim herkes sürüldü" gibi bir şey söylemek gerekecek –o tarih de yakında yazılır herhalde. Sermayenin "milli"leştirilmesiyle (hele böyle millileştirme) liberal ekonominin aynı cümlede nasıl kullanıldığını da bir uzman bize anlatır artık. Sen "milli"yi böyle tarif et, "millet"i, "Türk"ü böyle tarif et ondan sonra da çıkıp "tek millet" diye slogan attığında karşı çıkanlara kapıyı göster. "Ben Türk değilim" diyene de kız. Çok ciddi bir önerim var. Hani göz bebeklerimizi, civcivlerimizi her pazartesi sabahı, torna-tesviye sıralarına oturtmadan önce, beton bahçelerde topluyoruz ya, hani onlara şuur aşılayıp, tekleştirip, kutsal amaçlara kanalize edip, dar borulardan geçiriyoruz ya. Hani hep bir ağızdan ant içtiriyoruz ya: "Varlığım Türk varlığına armağan olsun" diye... Azınlık okullarında şöyle dedirtelim çocuklara mesele kapansın: "Yokluğum Türk varlığına armağan olsun." İnkârdan ikrara doğru yol alınacağını elbette öngörebilirdik de, o ikrarın böyle gönülden bir ikrar, yaşananı olumlayan bir ikrar olacağını da doğrusu tahmin edemezdik. "Gönülsüz tedbirler"den, "gönüllü yokluğumuz"a, resmî ağzın önlenemez evrimine tanık oluyoruz. İç ses artık işkembede durmuyor, duramıyor. Ne de olsa egemenler inkârı sevmez. "Madem egemenim, niye inkâr edeyim?" Egemenlerin "İnkâr Hanı"nda konaklamaları geçicidir hep; o, hanın jeopolitik önemindendir, konjonktür baskısındandır, meşruiyet derdindendir. Zincirinden boşaldı mı "İkrar Evi"ne dönmek ister, evi gibi yoktur onun. Gönlünde yatan aslan kükrer: Yaptımsa yaptım; yine yaparım! Sür kardeşim o zaman. Gönlümüz zaten sürüldü çoktan. İliklerimize işlemiş kör olası ilkeler sayesinde zaten zar zor durduğumuz memleketimizden, atalarımızın, daha da önemlisi torunlarımızın yüzüne bakacak onurlu bir duruş uğruna ağız dolusu lafı yiyip yuttuğumuz, her gün yaşamaya çalışarak yaşadığımız DÜNYAMIZDAN, sür bizi de gayrı. Sür gitsin, sür bitsin. Bu lafı yutmayacağım ben. Ama niye süreceksin? Bizim etimiz ne budumuz ne? Dişinin kovuğuna gitmez. Zaten biz sürüyüz. Egemenliğe ortak olmayı istemek yerine, egemenin akıllısını ister ya sürüler, bizimki de o misal; oturmuş egemenin akılsızlığından bahsedip, egemen uyarıyoruz. Bu kadarı da fazla, bu iş böyle göstere göstere de yapılmaz ki. Vicdan evinden hiç mi geçmedi yolun?
Efrasiyab Mesaj tarihi: Aralık 22, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 22, 2008 Ermeni PKKsıyla beraber, sadece güneydoğuda değil, doğu Anadoludada terörizm ve çatışmalar çıkacaktı.
sg-1 Mesaj tarihi: Aralık 22, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Aralık 22, 2008 Arat dink sürülmede takılıp kalmış, "sürülmeseydik kurtuluş savaşının doğu cephesi olacaktık, Türkler sadece yunanlılarla değil, bi de bizle savaşacaktı, Erzurum'u, Erzincan'ı ermenistan yapacaktık, işte o zaman memleket olacaktık" diyememiş. Hey allaam ya. "dinime küfreden müslüman olsa" diyecem denk gelmiyor, o zaman dümdüz söyleyeyim: Bizi inkarcılıkla suçluyorsunuz da, siz ne kadar dürüstsünüz?
Warhero Mesaj tarihi: Aralık 23, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 23, 2008 Buyse said: peki ama yıllarca bunları neden biz anlatamadık dünyaya. hakkında konuşmassak yok olur gider diye bekledik. Yaygın kanılardan biri bu, ama soruya soruyla cevap vermiş olalım. - Neden Ege Denizi'nde Yunanistan'ın sahip olduğu alan, bizim sahip olduğumuz alandan daha fazla da, yarı yarıya bölünmemiş? (Dibimizde bile adaları var) - Neden Yunanistan'da bir çocuk polis tarafından öldürüldü diye olaylar çıkıyor da, bizde birçok olayda polis şahibesi mevcutken benzeri tepkiler yaşanmıyor? - Neden çok uzun yıllar boyunca TRT tek kanal olarak kaldı, bunun etkileri nelerdir? - Özal döneminde "turistlere elleşmeyin, onlar haklıdır siz haksızsınızdır" anlayışı var mıydı? - Neden Osmanlı'nın son yıllarında yaptığı bir olay tüm Türkiye'ye yapıştırılmaya çalışılıyor? - Ermeniler bile ilk zamanlarda belirli bir sayı vermezken, sayıyı sürekli arttırırken, buna laf edilmezken, "ama Türkiye de suskun kalmayı tercih etti" denilerek tek taraflı olarak Türkiye suçlanıyor? - Herhangi bir soya karşı kıyım yokken, neden adı soykırım? - Amerika'da gösterime giren bir film, neden birkaç ay sonra Türkiye'ye geliyor? - Avrupa Birliği'nin onlarca yıldır dediklerini yapmaktayken, neden AB bizi hala kabul etmemekte ısrarcı? - Ermenistan'da okuyan öğrencilerin bizim "andımız"a denk gelecek karşılığının içinde Türklere karşı kin olduğu ve ordaki öğrencilerin hep Türklere karşı kindar yetişmesi üzerine eğitim gördüğü doğru mudur? Bu ve buna benzer bir sürü soru....
Sparkcaster Mesaj tarihi: Aralık 23, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 23, 2008 şu soruya cevap verin başka birşey istemiyorum ermeni isyanı başarılı olsa, ermenistan anadolunun doğusunu kapsasaydı şu an, ermenistan daha zengin vs olsaydı yani, batı o zamanlar ölen türkler için aynı hesabı soracak mıydı?
sg-1 Mesaj tarihi: Aralık 23, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Aralık 23, 2008 O dediğinin gerçeği var. Balkanlardan kovulup anadoluya sürülen Türkler, göçmenler, muhacirler. Bizzat aramızda yaşıyorlar. Ermenilerin durumundan ne farkları var, hatta daha bile masumlar, isyancıların başarılı olup evlerinden, topraklarından kovaladığı insanlar bunlar. Militan Ermeni'ye yapılınca soykırım, Türk'e yapılınca pısss
zarekd Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 olayı soy sop din dil ırk açısından değil sadece tek bir açıdan soruyorum, eğer ki milyonlarca nüfuslu koca bir ülke ve bu ülkeye bağlı insanların gelecekleri söz konusu ise on binleri bulan insanların sürülmesi mi insanlığa terstir sürülmemesi mi ? ikinci olarak, madem ki çürük elmalar için bütün ermeniler'in sürülmesi yanlıştı, bütün osmanlı yönetimi ile şimdiki türkiye yönetimini ermenilere göç yollarında saldıran çürük elmalardan sorumlu tutmak doğru mudur ?
ardelen Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 bunlar münferit olaylardır diyosun yani
Korax Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 of be abi ne ermeniymis tartis tartis bitmedi,gozlerim sasi oldu sabah sabah bukadar uzun yazilar
dEaThMooN Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Rock said: sunthewhich said: Fırat günlerce kırmızı akmış bunu söyleyebilirim, ama haketmişler tabiki, durdur yere yüzlerce yıl birlikte yaşadığımız adamları tamam olmuşlardık artık keselim dememişiz. Onların da bir günde "Bu Türklerden sıkıldık, keselim de gitsin" dediklerini hiç sanmıyorum. Kendimi tekrarlamaktan nefret ediyorum, ama gerekli Rock said: @sir Bu insanların pek çoğuyla aynı tartışmayı burada akp konusunda da yaptık. Burada yazı yazanların pek çoğunun nekadar sabit kafalı ve dar görüşlü oluğunu senin daha iyi bilmen lazım. Ermeni Soykırımı veya Ermenilerden özür konusunda hiç uğraşma. Dünyadaki tüm Ermeniler bir araya gelip Türkiye'den herhangi bir tazminat yada toprak talep etmeyeceklerine dair bir belge de imzalasalar ne Türkiye Cumhuriyeti Devleti ne de Türkler hiç bir şekilde özür dilemez. Bu konuda özür dilemek demek doksan küsür yıldır yalan söylediğini kabul etmek demektir. En basit konular da bile hatasını kabul etmemek için kırk takla atan insanların böyle birşeyi kabul edebileceğini düşünüyor musun? @Sly-One Olaylara at gözlüğüyle bakama durumunu bir adım öteye götürdüğün için seni tebrik ederim. Edit: Kendimi bir an kaybettim. Orda dilenecek özür; "Evet soykırım oldu" manasına gelir çünkü..
Karag8z Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Fransızların son kararı tebrik ediyorum. Tarih hakkında karar vermek 90 kusür yıl sonra kimseye düşmez.
pekaziz Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Sen sus Karag8z. Cengiz Çandar'dan, Abdurrahman Dilipak'tan iyi mi biliyor Fransızlar bizim tarihimizi?
Rilindorlan Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 benim korktuğum,bi 90 sene sonra pkk nın da böyle bi soykırım konusu açıp, olayları yaşamamış, kulaktan kulağa duymuş Türk gençlerinin de o konuya destek vermesidir.
Karag8z Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Rilindorlan said: benim korktuğum,bi 90 sene sonra pkk nın da böyle bi soykırım konusu açıp, olayları yaşamamış, kulaktan kulağa duymuş Türk gençlerinin de o konuya destek vermesidir. korkmana gerek yokki, zaten dtp söylemlerinde sürekli bahsediyor.
Sparkcaster Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 kürt isyanı başarılı olmazsa zaten bahsederler 90 sene sonra 2 milyon kürt öldürüldü diye, teröristlerin cenazesine devletin gittiği bir ülkedeyiz ne de olsa
Jadelith Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 valla ermeniler meseleyi çözmek isteseydi bütün bir ülkeyi suçlamazlardı. eğer olayın ne olduğunu bile bilmeyen bir toplumun tamamına "sen soykırı yaptın" dersen, refleks olarak "yalancı adı herif sensin soykırım yapan ben bişi yapmadım" der o toplum. abd ermeni lobisi bunu biliyordu, ve bunu istediler, ve becerdiler de. artık hiçbir şekilde türk halkı "soykırım" lafına pozitif bakamaz, bu sorunun çözülmesi de imkansızdır. türkiyede hiçbir suç göremiyorum ermeni "soykırımı" konusunda. yahudi soykırımı şeklinde bir soykırım olmadığı %100, ne olup olmadığı konusunda ermeniler bile tam emin değil, konsensüs oluşturamamışlar (baya ermeniyle konuştum nycde :)). hangi halkı 100 yıllık bir olay yüzünden genel olarak suçlarsan suçla, aynı tepkiyi alırsın. liberalimdir çok, ama bu konunun çözülememesinde tek suç, bile bile çözüm istemeyen ermeni lobisinin.
Karag8z Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 bushun günlüğü; yapılması gerekenler -Afganistanda kuvvetlerimize traning yaptıralım sonra şı ırakta babamın yapamadığını bir deneyeyim. -Petrol zengini ırak bölgesinde güç olma yolunda ilerleyen bir devlet. yıkılması gerek. -İran nükler bomba üretiyor. Hayır anlamıyorum neden üretirsin o bombayı. Köt korkumdan çişim geldi. en kısa sürede bir saldırı denemesi yapmam lazım. -Ohh ohh Suriye umulandan salak çıktı. biz saldırıyoruz o susuyor -TÜRKİYE başlı başına bir çıban başı, biraz kaşıyayım. Bu nedenle kurtuluş savaşında yanyana savaşan ve tek millet haline gelen Kürt-türk toplumunu ayırmak gerekiyor. Ayrıca ermeni, kıbrıs meseleleri ile sürekli yıpratılması lüzum eden TÜRKİYE ye şimdilik bir şey yapmayayım. En sona bırak. (not: acılı yeme çıkarken acıtıyor)
Ancalagan Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 o amerikadaki ermeni diasporası zaten CIA in kolsaati gibiler.Kendi milletine ihanet eden bir gurup onlar
zarekd Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Burası niçin Almanya değildir? Nazi Partisi iktidara darbe yaparak falan değil, seçim kazanarak, "legal" yoldan geldi. Dünya savaşında yenilene kadar da gitmedi. İşte bu nedenle, Yahudi soykırımından Alman halkının çoğunluğu sorumludur. Lakin, Nazi Partisi'nin programında, hele hele 1933 seçiminde ve daha önceki seçimlerin kampanyalarında bir "soykırım" projesi yoktu. Yahudi düşmanlığı mebzul miktarda vardı ama başta Hitler olmak üzere hiçkimse henüz "gaz odaları" kurmayı düşünmüyordu... (Bu o kadar böyledir ki, daha 1940 yılında bile parti yönetiminde Yahudiler'i "Madagaskar adasına göndermek" fikri ciddi olarak tartışılıyordu... Soykırıma, 1941 yılında ünlü Wannsee toplantısında karar verildi.) Hitler'e oy vermemiş olanlar da soykırımdan sorumlu mudurlar? Alman halkı topluca sorumlu tutulmuş, yankıları günümüze kadar süren bir suçluluk ve eziklik duygusu, işgalci Amerika tarafından halkın tümüne dayatılmıştır. Fakat aynı Amerikan yönetimi, hemen başlayan soğuk savaşta eski SS görevlilerini Doğu Bloku'na karşı kullanmaktan utanmamış, onlardan yararlanmakta sakınca görmemiştir! Hitler'e oy vermemiş olanlar da "susup oturmuş, başkaldırmamış olmakla" suçlanmışlar ve sorumluluğa ortak edilmişlerdir ki, o korkunç baskı ortamında başkaldırmamış olmayı eleştirmek ancak "Amerikan bönlüğüyle" açıklanır... Peki Türkiye'de ne olmuştur? Ermeni tehcirini uygulayan İttihat ve Terakki Fırkası, iktidara seçim kazanarak değil, darbeyle gelmiştir: Ünlü "Babıali baskını" ... Dünya savaşında yenilene kadar da gitmemiştir. Halkın temsilcisi miydi? Hayır. Bürokrasinin partisiydi. Halktan yeterli oy alabilir, seçim kazanabilir miydi? Hayır. Ne o, ne de onun mirasçısı olan CHP, hiçbir serbest seçimi kazanamamıştır, evet, hiçbirini... Yani, gerek dünya savaşına girilmesinde, gerek Ermeni olaylarında, halkın "kollektif sorumluluğu" sözkonusu değildir. Sürgüne gönderilen Ermeniler'in üstüne çullanan alçaklar da belli illerin belli kasaba ve köylerinin çapulcularıdır, halkın bütününü bağlamaz. Ermeni olaylarından birinci derecede Talat Paşa, Doktor Nazım ve Doktor Bahattin Şakir sorumludurlar. İkinci derecede, emirleri uygulayan Teşkilat-ı Mahsusa yani gizli servis elemanları... Ayrıca, İttihat ve Terakki Fırkası'nın taşra yöneticileri, bazı valiler, bazı kaymakamlar, bazı mutasarrıflar (hepsi değil)... Üçüncü olarak da, cinayetleri ve ırza geçme eylemlerini fiilen işleyen köy serserileri, ve de Ermeni malına mülküne ve parasına el koyan, bununla zenginleşen eşraf! Bu pisliğe bulaşmayan her Türk'ün alnı açıktır. Hele hele, "ben Allah'tan korkarım" diyerek bu işe karışmayı reddeden ak sakallılar, görevden alınma ve tutuklanma, hatta idam edilme pahasına İstanbul'dan gelen emirleri uygulamamakta direnen bazı memurlar, Ermeni komşusunu kendi canı pahasına kaçırıp saklayanlar, koruyup kollayanlar (bunun da cezası idamdı), "ermiş" mertebesine ulaşması gereken muhterem adamlardır. Anıları önünde saygıyla eğiliyorum. Onların torunlarına da mı özür diletecekler? Pes. engin ardıç
Sparkcaster Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 bir engin ardıç zırvası daha okudunuz evet karşımda olsa da sorsam, evet chp 85 yıldır 1 seçimi bile kazanamadı, kazanan sağ partiler ne halt yedi 85 senede, 85 senenin sonunda ülkenin geldiği yer nere?
Sam Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 valla sol partilerin neredeyse her iktidar olduğu zaman bir buhran takip etti yönetimlerini. beterin beteri var.
zarekd Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Sam said: valla sol partilerin neredeyse her iktidar olduğu zaman bir buhran takip etti yönetimlerini. beterin beteri var. evet dsp iktidarda değil miydi 2000 yılında yazar kasa fırlatanları doların birden 2.5 katına çıkmasını unuttuk ne güzel. sağ partileri bok atalım çözüm bu.
Sparkcaster Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 reklam meselesi, sol iktidarlar halkı kandırmak konusunda başarısızlar
Sam Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 Mesaj tarihi: Aralık 24, 2008 evet ekmek karnesi kuyruğunda bekleyen adam reklama kanmıyor, sol partilerin talihsizliği. :(
Öne çıkan mesajlar