Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

G.Kurmay biliyormuydu yoksa!!???


massosoit

Öne çıkan mesajlar

tarafın bi fotoğrafı yanlış basmış olması haberin geri kalanını yanlışlamıyo, diğer fotoğrafların da geçerliliği ve tutarlılığı ortada. raporlar ve açıklamalar arasındaki çelişki de cevaplanmış değil.

ayriyeten bugünün manşeti de "başbuğ aktütün'de ne olduğunu biliyor". yani heyecan yapmayın boşuna gençler, genelkurmay halen tatmin edici bi cevap verebilmiş değil, haber de geçerliliğini korumakta. ne zamanki genelkurmay bütün bulguları cevaplar ve "önceden bilmiyorduk, baskın oldu" açıklaması yapar, veya "biliyorduk ve gerekli bütün tedbirleri aldık" der ve ispatlar; o zaman tarafın yanlış haber yaptığını söyleyebilirsiniz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Gerekli bütün tedbirleri aldığını nasıl ispatlayabilir; helikopterle havadan müdahale edildiğini ve özel kuvvetlerin bölgede konuşlandırıldığını biliyoruz zaten.

Kaybedilen maçtan sonra teknik direktörün istifasını isteyen gaz taraftar modundasınız. Bu bir savaş, hem de en pis çeşidinden; elbette ki kayıp olacaktır. Mücadele teknikleri ayrıca tartışılabilir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sparkcaster said:

eh, şimdi taraf gastesini savunanlara ne demeli ...

çamur at izi kalsın, olmadı yalanlarız gasteciliği (td)


büyüteçle mi büyütmüşler bu kısmı hehe.

bu arada haberleri yanlış hatırlamıyorsam bu sundukları haberin en önemli fotoğrafıydı, yani aktütünün dibinde dedikleri fotoğraf. Ayrıca zaten bu kadar önemli bir haber yapılacaksa böyle bir hesap hatası komik olmuş. Hele söz konusu türk medyası olunca hiç güvenemedim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sir said:
tarafın bi fotoğrafı yanlış basmış olması haberin geri kalanını yanlışlamıyo, diğer fotoğrafların da geçerliliği ve tutarlılığı ortada. raporlar ve açıklamalar arasındaki çelişki de cevaplanmış değil.


gnel kurmay'ın hala vermesi gerektiğini düşündüğüm cevaplar var ama, yukarda da tek tek gösterdiğim gibi fotoğraf ve videolar çok anlamlı değil.

tabi diğer raporlar ve ihbarların değerlendirilmemiş olması veya hava kuvvetlerinin kullanılmamış olması geçerliliğini koruyan sorular.

tek söylediğim şu; "paşalar canlı yayında izledi hayinleeeer!!!1111!" demeye yetmiyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://www.milliyet.com.tr/Siyaset/SonDakika.aspx?aType=SonDakika&Kategori=siyaset&KategoriID=&ArticleID=1008481&Date=27.10.2008&b=Aktutun%20incelemesi%20tamamlandi&ver=05


milliyet said:
Aktütün incelemesi tamamlandı

KARA Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, 3 Ekim Cuma günü 17 askerin şehit olduğu Bayraktepe'ye yapılan saldırıyla ilgili 2'nci Ordu Komutanlığı'nın yaptığı soruşturmanın tamamlandığını açıkladı.

Orgeneral Koşaner, soruşturma kapsamında herhangi bir eksiklik saptanmadığını, bir istihbarat zaafiyetinin bulunmadığını, bazı basın ve yayın organlarında yayımlanan İnsansız Hava Aracı görüntülerinin o olayla ilgili olmadığının belirlendiğini söyledi. Orgeneral Koşaner, olayın her safhası incelendiğinde, tertiplenme ve uygulamanın askeri teknik ve taktiğe uygun olduğunun görüldüğünü belirterek, Bayraktepe'de görevli birliklerin vazifelerini üsütün bir cesaret ve feragatle yerine getirerek canları ve kanları pahasına mevzilerini savunduklarını belirterek, "Bayraktepe, teröristlere terk edilmemiştir" dedi.

Orgeneral Koşaner, Genelkurmay Başkanlığı İnönü Salonu'nda Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü'ne gerçekleştirilen terörist eylemle ilgili 2'nci Ordu Komutanlığınca yapılan inceleme sonuçlarını basın mensuplarına açıkladı. Orgeneral Koşaner, Aktütün olayına ilişkin Bayraktepe ve diğer bölgelere kuvvet tahsisi, ateş planları, sevk ve idarenin askeri esaslara uygun şekilde yapıldığını, 2'nci Ordu Komutanlığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında herhangi bir eksiklik saptanmadığını bildirdi.

TERÖR ÖRGÜTÜNÜN İNTİHAR SALDIRISI

Üs Komutanlığı tarafından bölgenin takviyesinin zamanında düşünülerek birliklerin risk altında Aktütün bölgesine indirildiğini, Bayraktepe'de önemli bir aksaklık yaşanmadığını anlatan Orgeneral Koşaner, bölücü terör örgütü açısından olayın bir intihar saldırısı olduğunun görüldüğünü vurguladı. Orgeneral Koşaner, bölgede tertiplenme ve diğer konuların, askeri teknik ve taktiğe uygun olduğunun görüldüğünü vurguladı.

Orgeneral Koşaner, "Bayraktepe olayı gibi taktik seviyede meydana gelen olayların değerlendirilmesi ancak görev başındaki askerlerce doğru şekilde yapılabilir" dedi. Terörle mücadelenin psikolojik bir savaş, süreç olarak değerlendirilmesini isteyen Orgeneral Koşaner, "Vuku bulan şiddetli bir terör eylemi, örgütün etkinliği olarak değerlendirilemez. Bu olaylar sağduyulu ve soğukkanlı değerlendirilmelidir. Ülkeyi sarsacak boyutlara taşınması örgütün istediğidir" dedi.

İNCELEME SONUÇLARI

Orgeneral Koşaner, Aktütün Jandarma Sınır Bölüğü'ne gerçekleştirilen terörist eylemle ilgili 2'nci Ordu Komutanlığı'nca yapılan inceleme sonuçlarını açıkladı. Orgeneral Koşaner, Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ'un, 15 Ekim'de olaya ilişkin yaptığı açıklamada, "Her zaman olduğu gibi olayın bütün boyutlarıyla incelendiğini ve sonuçlanmasının ardından, kendine güveni olan her kurum gibi Türk Silahlı Kuvvetleri'nin de kamuoyuyla paylaşılması gereken hususları kamuoyuna bilgi olarak verilecektir" dediğini hatırlattı. 2'nci Ordu Komutanlığı'nın yaptığı incelemenin sonuçlandığını belirten Orgeneral Koşaner, bazı basın yayın organlarında ısrarla eylemin 'Aktütün Karakolu'na' yapıldığının yazıldığını ve söylendiğini, sürekli karakol binalarının söz konusu edildiğini ve konunun saptırılmaya çalışıldığını belirterek, terörist eylemin karakol binasına yaklaşık 1100 metre mesafedeki Bayraktepe'de emniyet kuvvetlerinin mevzilerine yapıldığını, karakol binasına ise isabetli olmayan havan atışlarının yapıldığını kaydetti.

Terörist eylemle ilgili istihbarat bilgileri hakkında kamuoyunu yanıltıcı ve yönlendirici bazı yayınlar yapıldığını belirten Orgeneral Koşaner, bu konuda 5 Ekim ve 12 Ekim'de Genelkurmay Başkanlığı tarafından kamuoyuna gerekli bilgilerin verildiğini hatırlattı.

GÖRÜNTÜLERİ TEK TEK ANLATTI

Orgeneral Koşaner, inceleme sonuçlarından önce yanlış anlamaları ve tereddütleri ortadan kaldırmak amacıyla bazı ilave bilgiler vereceğini de söyledi. Orgeneral Koşaner, İnsansız Hava Aracı (İHA) tarafından aktarılan görüntülerin üzerinde bazı bilgiler bulunduğunu belirterek, doğru değerlendirme yapılması için bu bilgilerin ne anlama geldiği hakkında basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Bazı basın organlarında İHA görüntülerine yer verilerek, bunların Aktütün karakoluna yönelik bir eylemin emareleri olduğu şeklinde iddialarda bulunulduğunu hatırlatan Orgeneral Koşaner, bu İHA görüntülerini tek tek ele alarak, nereye ait olduklarını ve ne ifade ettiklerini açıkla

Orgeneral Koşaner, 5 Eylül 2008 tarihli görüntüde, 'Kandil'de tespit edilen 80 kişinin Hakkari'nin Şemdinli bölgesine hareket ettiğinin' iddia edildiğini söyleyerek, 80 kişinin nasıl sayıldığını ve 100 kilometrenin üzerindeki mesafeden Şemdinli'ye hareket ettiğinin nasıl anlaşıldığının merak konusu olduğunu sordu. Orgeneral Koşaner, Kandil bölgesine devamlı hareket olduğunu, İHA'ların bölgeye her gidişinde benzer görüntülerin alındığını anlattı.

Orgeneral Koşaner, 3 Ekim tarihli saat 08.35'e ait görüntüye dayanılarak Aktütün'e 25 kilometre mesafedeki bölgenin teröristlerce mayınlandığının öne sürüldüğünü belirterek, Irak'ın kuzeyindeki Keritepe'nin karakol emniyet mevzilerine kuş uçuşu mesafesinin 17.5 kilometre olduğunu, şu anda en etkili havanın mesafesinin 8.5 kilometre olduğunu söyledi. Orgeneral Koşaner, "Bununla beraber bu görüntü sürekli takip edilmiş, terörist miktarının artması beklenmiş, 3 Ekim saat 16.58'de, iki F-16 uçağımız tarafından isabetli olarak vurulmuştur. Benzeri görüntüler tüm sınırlarımız boyunca sık sık alınmakta, hedefin yeri, mesafesi, büyüklüğü dikkate alınarak topçu veya Hava Kuvvetlerimiz tarafından vurulmaktadır" diye konuştu.

TERÖRİST DEĞİL, EKİP BİÇEN KÖYLÜLER

Orgeneral Koşaner, 3 Ekim günü saat 13.00'den sonra Aktütün Karakolu üzerinden alınan görüntünün doğru olduğunu ifade ederek, saat 13.04'te eylemin başladığını, teröristlerin yerlerinin tespit etmek için İHA'nın eylem bölgesine kendileri tarafından getirildiğini bildirdi.

Orgeneral Koşaner, 2 Ekim, 09.00- 09.30 saatleri arasında alınan görüntüde, 'Aktütün'e sadece 1 kilometre mesafede sırtlarında yükle yürüyen teröristleri gösterdiği'nin iddia edildiğini belirterek, İHA görüntüsündeki coğrafi koordinatın gerçek yerinin Şemdinli- Umurlu köyü, sınırın hemen Irak tarafındaki Ziki Köyü'nün güneyi olduğunu söyledi. Bölgenin Aktütün'e kuş uçuşu 23.5 kilometre mesafede olduğunu ifade eden Orgeneral Koşaner, boş olan Ziki Köyü'nün bahçelerinin daha güneydeki köylerden gelen köylüler tarafından ekilip biçildiğini anlattı. Bu nedenle köylülerin, sık sık birliklerin bilgisi dahilinde bu boş bölgeye geldiğini ifade eden Orgeneral Koşaner, söz konusu görüntüdeki köylülerin de sınır birliklerinin bilgisinde ve gözetimi altında geldiklerini anlattı.

Orgeneral Koşaner, "Görüleceği gibi hiç bir görüntü Aktütün emniyet mevzilerine yönelik bir eylemin emaresini teşkil etmemektedir" dedi.

KESİN BİLGİLERMİŞ GİBİ SUNULDU

Orgeneral Koşaner, basın organlarında yer alan ve 'kesin istihbarat bilgileriymiş gibi' Aktütün olayıyla ilişkili oldukları iddia edilen haber ve duyumlara da değindi. Orgeneral Koşaner, 23'üncü Jandarma Sınır Tümen Komutanlığı kaynaklı 2 Ekim tarihli haber metni esas alınarak, 'Aktütün eylemini yapacak teröristin adının bile belli olduğu, ağır silah taşıyacak 25- 30 katırın Aktütün karşısında Mezi Deresi'nde bekletildiği' yönünde iddialar bulunduğunu hatırlattı. Orgeneral Koşaner, 25- 30 katırın beklediği yerin, belirtilen koordinata göre Aktütün'e 125 kilometre mesafede, ismi Mezi olan bir başka dereye ait olduğunu anlattı. Orgeneral Koşaner, "Bu nedenle haberin Aktütün ile ilgisinin olması mümkün değildir" dedi.

Hakkari İl Jandarma Komutanlığı'nın 29 Eylül tarihli duyumuna ait haberde, Dağlıca bölgesindeki gelişmelere ait bilgilerin, Aktütün olayıyla ilişkilendirilmeye çalışıldığını da söyleyen Orgeneral Koşaner, Aktütün'le Dağlıca arasında bölgenin son derece sarp olduğunu, yüksek dağların yer aldığını, iki bölge arasında coğrafi bir bağlantı bulunmadığını bildirdi. Orgeneral Koşaner, "Dağlıca'da bulunduğu söyleyen teröristlerin Aktütün'e eylem yapma niyetinde olduğunu bilmek mümkün değildir. Bu nedenle bu duyum Aktütün olayı için bir emare teşkil etmemektedir" diye konuştu.

Hakkari 3'üncü Taktik Piyade Tümen Komutanlığı'nın, 2 Ekim 2008 tarihli '35 teröristin 6 katırla Çukurca'ya geldiği ve diğer gruplarla birleşerek bölgedeki askeri birliklere eylem kararı aldıkları' duyumunun da Aktütün ile ilişkilendirilmek istendiğini anlatan Orgeneral Koşaner, Çukurca'nın Aktütün'e kuş uçuşu mesafesinin 60 kilometre olduğu, Aktütün'e yönelik bir eylem için emare teşkil etmesinin de söz konusu olmadığını bildirdi.

İDDİALAR DOĞRU DEĞİL

Orgeneral Koşaner, 2 Ekim tarihli bir başka duyumda, 'İsmi belirtilen bir terörist sorumluluğunda 32 teröristin füze ve havanlarla Hakkari'nin Karanlıkdağ bölgesinde mevzi hazırlığında olduğu'nun belirtildiğini hatırlatarak, bu bölgenin de Aktütün'e kuş uçuşu mesafesinin 88 kilometre olduğunu, Aktütün saldırısına emare kabul edilemeyeceğini söyledi. 2 Ekim 2008 tarihli diğer bir duyumda da 'Sayıları 40- 45 arasındaki teröristin Hakkari'nin Şemdinli kırsalında ve köylerde oldukları, kamu kurumlarına, koruculara, konvoylara, polislere ve izne giden gelen askerlere eylem yapacakları'nın belirtildiğini ifade eden Orgeneral Koşaner, bu haberlerin de Aktütün olayıyla doğrudan bir ilgisinin bulunmadığını bildirdi.

Orgeneral Koşaner, "Görüldüğü gibi basında 'istihbarat alındı' şeklinde yer alan haberlerin ve bunlara dayanılarak ileri sürülen iddiaların Aktütün olayı için emare teşkil edecek hiç bir yönü yoktur, iddialar doğru değildir" dedi.

SALDIRI NASIL MEYDANA GELDİ

Orgeneral Koşaner, terörist saldırının nasıl meydana geldiğine ilişkin bilgiler verdi. Aktütün'de konuşlu jandarma sınır bölüğünün, olay öncesinde Bayraktepe, Berçartepe ve bölük mevziinde olmak üzere üç ayrı yerde tertiplendiğini belirten Orgeneral Koşaner, Bayraktepe'nin hem bölük merkezi hem de Aktütün Köyü'ne hakim bir tepe olduğundan, bölgenin yakından gözetlenmesini ve görerek ateş altına alınması amacıyla yaz başından itibaren tutulduğunu anlattı. Bayraktepe'nin aralarında yüz metre olan iki küçük ve kayalık tepeden oluştuğunu, bunlardan kuzeyde olana bir piyade kolunun, güneydekine ise bir jandarma kolunun görevlendirildiğini, personel mevcutlarının yeterli seviyede olduğunu anlatan Orgeneral Koşaner, şöyle konuştu:

"Bayraktepe'de bulundurulacak emniyet kuvvetinin gücü, arazinin yapısı, boyutları, mevzilenme imkanları, ateşle gözetleme sahaları, yaklaşma istikametleri, irtibat yolları ve karşılıklı yardımlaşma imkanları değerlendirilmek suretiyle belirlenmiştir. Taktik boyutlu olan bu değerlendirme araziyi bilen, orada görev yapan, birliğinin imkan ve kabiliyetleriyle personelini tanıyan, bilen bölgedeki komutanlar tarafından doğru olarak yapılmıştır. Daha fazla kuvvet daha fazla emniyet demek değildir. Belirttiğim değerlendirmeler yapılmadan, daha fazla kuvvetin tahsis edilmesi, mevzilerde hassasiyet yaratır, sevk ve idareyi güçleştirir, zayiatın da artmasına neden olur. Bayraktepe'ye ayrıca personelin kendi silahlarına ilave olarak 2 makineli tüfek, 81'lik ve 60'lık 2 havan, bir termal kamera ve çeşitli gece görüş teçhizatı da verilmiştir. 2-3 Ekim gecesi ilk terörist görüntüleri tam gece yarısında Bayraktepe'nin batısında 3'er kişilik iki grup olarak alınmış, üzerlerine topçu ve havanlarla atış yapılmış ve görüntüler gözden kaybolmuştur. Birlik, muhtemel yaklaşma istikametlerine göre destek silahlarının ateş planlarını önceden tam ve doğru hazırlamış olduğundan süratle ateş açılmış ve hedefe isabet sağlandığı görülmüştür. Müteakiben, saat 01.15 sularında güneybatı istikametinde 3 kişilik, saat 03.10'da batı istikametinde 5 kişilik görüntüler alınmış, yine hazır olan topçu, havan ve makineli tüfeklerle ateş açılmış, görüntüler tekrar kaybolmuştur. 2'nci ve 3'üncü Ordu bölgelerimizde sayıları bin civarında olan üs bölgeleri ve emniyet mevzilerimizin etrafında görüntü alma olayları hemen hemen her gün olmaktadır. Bu görüntülere derhal tepki gösterilmektedir. Görüntü alınan bölgeler, hava aydınlanınca uygun istikametler kullanılarak kontrol edilmekte, görüntülerin sebebi anlaşılmaya çalışılmaktadır. Aktütün Jandarma Sınır Bölük Komutanı tarafından da yapılan değerlendirmede, bölgede birkaç yerden alınan görüntülerden şüphelenilmiş ve 3 Ekim sabahı, Bayraktepe emniyet mevzileri merkezde bulunan Jandarma Özel Harekat Timi (JÖH) ile takviye edilerek, görüntü alınan bir bölgenin aranmasına karar verilmiştir. Gece 03.10'da alınan görüntüden itibaren bölge dikkatle gözetlenmesine rağmen başka bir görüntü alınamamıştır."

ÇATIŞMALAR

Orgeneral Koşaner, İnsansız Hava Aracı'nın da sabah saat 07.54'ten itibaren Irak topraklarında ve Keritepe'de ilk terörist görüntülerini tespit ettiğini ve izlenmeye alındığını bildirdi. Bayraktepe'ye intikal eden timin bir unsurunun emniyet alarak kuzeydeki kayalık tepecikten gece görüntü alınan bir bölgeyi saat 12.00 civarında keşfe çıktığını anlatan Orgeneral Koşaner, keşfe giden timin saat 13.04 sıralarında aldığı bir görüntüye ateş açması üzerine bölgede gizlenmiş teröristlerle çatışmaya girdiğini, aynı anda Bayraktepe ve Berçartepe'ye yoğun terörist ateşinin başladığını kaydetti.

Keşfe giden JÖH timinin çatışmaya girmesi üzerine, teröristlerin muhtemelen planlarının açığa çıktığını düşünerek, eylemi planladıklarından önce başlatmak mecburiyetinde kaldıklarını ifade eden Orgeneral Koşaner, saat 13.04'te çatışmanın başlamasıyla önceden planlı olan destek ateşlerinin derhal açıldığını, görülebilen hedeflerin ateş altına alındığını söyledi. Bu arada Irak topraklarında 17.5 kilometre mesafedeki Keritepe'deki teröristleri izlemekte olan İHA'nın, Aktütün bölgesine yönlendirildiğini, ayrıca silahlı helikopter desteği için talepte bulunulduğunu ifade eden Orgeneral Koşaner, İHA'nın saat 13.58'de çatışma bölgesine geldiğini, görüntü aktarmaya başladığını ve saat 16.10'a kadar bölgeyi izlediğini belirtti. Bu süre zarfında bölgedeki yoğun topçu ve havan atışları nedeniyle İHA'nın atışlardan etkilenmemesi için çatışma bölgesine emniyetli mesafede kalarak görüntü aktardığını dile getiren Orgeneral Koşaner, mesafenin uzaklığı nedeniyle de bu sürede sağlıklı görüntü alınamadığını söyledi.

İlk taarruz helikopter grubunun saat 14.35'te bölgeye ulaştığını ve ateş desteği sağlamaya başladığını vurgulayan Orgeneral Koşaner, Bayraktepe'de sağlanan ateş desteğiyle mevzilerin savunulmaya devam edildiğini, teröristlerin yoğun roket atışları nedeniyle zayiat verildiğini, bazı mevzilerin hasar gördüğünü anlattı.

Orgeneral Koşaner, ateş desteği altında ilerleyen teröristlerin Bayraktepe'nin kuzey tepeciğindeki bazı mevzilere ulaştığını, buralarda şiddetli çatışmalar meydana geldiğini, ancak bölgedeki piyade ve JÖH timi unsurlarınca bulundukları yerlerde etkisiz hale getirildiklerini belirtti. Orgeneral Koşaner, Irak'ın kuzeyindeki Keritepe'deki teröristlerin ise saat 16.58'de iki F-16 tarafından etkisiz hale getirildiğini bildirdi. Jandarma Asayiş Kolordu Komutanlığı'nın bölgeyi takviye için hazırlık emrini verdiği JÖH bölüğünün talimnamelerde yer alan standartlara uygun olarak jandarma sınır bölüğü merkezine helikopterle indiğini, derhal tertibat alarak Bayraktepe'ye ateş altında ilerlemeye başladığını ve saat 19.58'de tepeye ulaştığını ifade eden Orgeneral Koşaner, diğer bir komando bölüğünün de JÖH bölüğünü müteakip Berçartepe bölgesine indirildiğini anlattı. Terörist atışlarının aralıklarla saat 20.19'a kadar devam ettiğini, teröristlerin kaçış yollarının topçu ve havanlarla etkili bir şekilde ateş altına alındığını vurgulayan Orgeneral Koşaner, mevzilerin içinde ve civarında 9 terörist cesedinin bulunduğunu, girilmesi tehlikeli olan yakın bir bölgede 3 terörist cesedinin görüldüğünü, uzak bölgelerde ise 11 cesedin daha tespit edildiğini bildirdi.

BAYRAKTEPE, TERÖRİSTLERE TERK EDİLMEMİŞTİR

Orgeneral Koşaner, Bayraktepe'de görevli birliklerin vazifelerini üstün bir cesaret ve feragatla yerine getirdiklerini belirterek, şöyle devam etti:

"Askerlerimiz canları ve kanları pahasına mevzilerini savunmuşlardır. Teröristler her zaman yaptıkları gibi mevzi bölgesi yakınındaki ölülerini alıp götürmeye imkan bulamamışlardır. Bayraktepe teröristlere terk edilmemiştir. Eylem öncesinde Bayraktepe ve diğer bölgelere kuvvet tahsisi, mevzilenme, mevzilerin hazırlanması, engellerin tesisi, ateş planları, sevk ve idare askeri esas ve tekniklere uygun şekilde yapılmıştır. Havan ve topçu atışları önceden uygun hedef bölgelerine planlanmış, atış esasları belirlenmiş, çatışmanın başlamasını müteakip hedefler süratle ateş altına alınmıştır. Ateş kaydırmaları ve tanzimler uygun şekilde yapılmıştır. 2-3 Ekim 2008 gecesi Bayraktepe çevresinde alınan görüntüler nedeniyle ve doğru bir kararla 3 Ekim sabahı Bayraktepe bir JÖH timiyle takviye edilmiş ve alınan görüntülerin aydınlığa kavuşturulması için keşif yapmak üzere görevlendirilmiştir. Taarruz helikopterlerinin bölgede görevlendirilmesi için zamanında üs komutanlığa talepte bulunulmuş ve helikopterler belirlenen standartlar içinde hazır olarak saat 14.35'te ateş desteğini sağlayacak şekilde çatışma bölgesinde olmuşlardır. Helikopterler, yerde bulunan görevli personel tarafından talimatlara uygun şekilde hedeflerine yönlendirilmişlerdir. Üs komutanlık tarafından bölgenin takviyesi, zamanında düşünülerek ihtiyat birliklerine zamanında hazırlık emri verilmiş, zaman geçirilmeden birlikler terörist ateşi altında risk alınarak Aktütün bölgesine indirilmişlerdir. Çatışmalar esnasında Bayraktepe'de bulunan 6 lider konumundaki personelin biri şehit olmuş, 4'ü yaralanmıştır. Bu elbette önemli bir durumdur. Buna rağmen görevi devralan diğer personel sayesinde önemli bir aksaklık yaşanmamıştır. Bayraktepe'ye yapılan bu terörist eylemin bölücü terör örgütü açısından adeta bir intihar saldırısı olduğu görülmüştür. Olayın her safhası incelendiğinde, tertiplenmenin ve uygulamanın askeri teknik ve taktiğe uygun olduğu görülmektedir."

DÜNYADA EŞİ OLMAYAN BİR MÜCADELE VERİYORUZ

Bu şekilde, kırsal alanda teröre karşı verilen mücadelenin dünyada bir başka örneğinin bulunmadığını söyleyen Orgeneral Koşaner, "25 yıldır süren bu mücadelede terör örgütünün yaklaşık 50 bin civarında elamanını kaybettiği bilinmektedir. Bu teröre karşı mücadele tarihinde güvenlik kuvvetleri tarafından elde edilen büyük bir başarıdır. Bu derece ağır sorumlulukları üstlenen birliklerimizin morallerinin en üst seviyede tutulması ve görevlerini streste girmeden yürütebilmeleri bizim için hayati öneme haizdir. Bayraktepe olayı gibi özellikle taktik seviyede meydana gelen olayların değerlendirmesi ancak görev başında bulunan askerler tarafından doğru şekilde yapılabilir, çünkü onlar araziyi ve olayın oluş şeklini doğru olarak bilebilirler. Bu hususları bilmeden yapılan değerlendirmeler yanlış sonuçlar ve etkiler doğurabilir" diye konuştu.

MÜCADELE BİR PSİKOLOJİK SAVAŞTIR

Teröre karşı yürütülen mücadelenin 'bir psikolojik savaş' olduğunu belirten Orgeneral Koşaner, şunları söyledi:

"Bu mücadelede bir süreçtir. Bu süreç içerisinde, vuku bulan şiddetli bir terör eylemi, hiçbir zaman örgütün etkinliğinin bir göstergesi olamaz. Ve böyle değerlendirilemez. Terör tehdidiyle karşı karşıya olan ülkelerde bazı zamanlarda terör olayları yaşanabilir. Bu olaylar sağ duyulu olarak değerlendirilmelidir. Bir olayın ülkeyi ve toplumu sarsacak boyutlara taşınması esasen terör örgütünün işidir. Zor ve acılı bir süreç olan teröre karşı mücadele sürecinde karamsarlığa asla yer yoktur. Bütün güvenlik güçlerimiz görevleri başındadır. Ve bu mücadeleyi aynı azim ve kararlılıkla sürdürmeye devam edecektir."

GÖRÜNTÜLERİ SIZDIRANLAR ARAŞTIRILIYOR

Orgeneral, açıklamasının sonunda "İHA görüntülere yetkisiz ellere nasıl geçtiği konusu, Genelkurmay Askeri Savcılığımız tarafından dikkatle soruşturulmaktadır. Gizli, gizlilik dereceli harekat durum raporlarının dağıtıldığı birçok adresinden sızdığı veya sızdırıldığı konusu da dikkatle sorgulanmaktadır. Benzer olayların tekrarını önleyecek tedbirler alınmış ve alınmaya devam edilmektedir" dedi.

Orgeneral Işık Koşaner, Bayraktepe'deki saldırıda yaralanan askerlerin tedavisinin tamamlanmasının ardından oradaki tüm personelin ödüllendirileceğini de söyledi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Genelkurmay'ın yaptığı açıklama sanırım taraf gazetesinin çaldığı belgere güzel bir cevap olmuş.

Sanırım taraf gazetesinin ortaya attığı komplo nun nekadar anlamsız ve geçersiz olduğu ortaya çıktı.

Kısaca yapılan açıklamayı özetlemek gerekirse.

3 Ekim öncesi akşam saatlerinde termal kamera görüntülerinden tespit edilen 3-5 kişilik ufak gruplara uzun menzilli silahlar ve havan toplarıyla saldırı yapılmış ve görüntüler termal kameradan yok olmuştur. Bu şekilde 3-5 ayrı grup tespit edilmiş ve gereği yapılmış.

Hava aydınlandığında daha önceden ateş açılmış noktalar uygun istikametler kullanılarak kontrol edilmiş ve yapılan değerlendirmenin ardından görüntülerden dolayı bir takım şüpheler oluştuğu için merkezde bulunan Jandarma Özel Harekat Timi bayraktepeye destek için görevlendirilmiştir. Gece 3.00 dan sonra bölge gözlemlenmesine rağmen başka görüntü alınamamış.

Insansız hava Aracı 3 ekim sabahı saat 07.54 de Kuzay Irak Bölgesini ve Keritepe bölgesini gözlemlemek üzere görevlendirilmiş.

Bayraktepe de bulunan askeri tim, gece ateş açılan bir bölgeye 3 Ekim öğlen saat 12:00 sularında keşfe çıkmış ve saat 13.00 civarı aldıkları bir görüntüye ateş açarak ilk saldırıyı gerçekleştirmiş. Bunun üzerine çevrede gizlenen PKK lı teröristler bayraktepeye ve ateş açan askerlere karşılık olarak yoğun bir ateş açmış.

Keşfe çıkan Jandarma timinin ateş açması üzerine planlarının ortaya çıktığını düşünen PKK lı teröristler planladıkları zamandan önce saldırıya karşılık vermiş ve çatışmalar başlamış.

Sanırım İlker Başbuğ'un intihar saldırısı dediği nokta burası oluyor. Televizyonda emekli askerlerde PKK nın bu boyutta bir grupla gündüz vakti saldırı yapmasının anlamsız olduğunu mutlaka bölgedeki askerlerin açtığı ateş üzerine çatışmaya girmek zorunda kaldıklarını söylemişlerdi.

Kuzey Irak ta bulunan İnsansız Hava Aracı saat 13:58 gibi bölgeye gelmiş ve saat 16:10 a kadar bölgede kalmış. Topçu ve Havan atışlarından etkilenmemesi içinde uzaktan görüntü almak durumunda kaldığından görüntüler çok sağlıklı alınamamış.

İlk saldırı helikopteri bölgeye 14:35 te ulaşmış.

IHA nın kuzey ırak ta aldığı görüntülerdeki hedeflerede aynı gün 16:00 civarında f-16 larla saldırı düzenlenmiş.

Kısacası bölgeye olabildiğince kısa sürede taarruz helikopteri ulaştırılmış.

Taraf gazetesinin yayınladığı belgelerin aktütün baskınıyla alakası olmadığınıda verdikleri koordinatlar ve zamanlarla açıklamışlar. Belgelerde geçen koordinatların aktütün karakoluna kuş uçuşu mesafesi 80 ila 125 km olduğundan bu koordinatlarda tespit edilen terörist aktivitelerin aktütünle uzaktan yakından alakası yoktur.

Ayrıca mayın döşedikleri iddia edilen kişilerin TSK nın bilgisi dahilinde kuzey ırak sınırları içinde yaşayan köylüler olduğuda açıklanmış. Bu kişiler mayın değil ekinlerini ekiyorlarmış ve IHa görüntüleri dahil olmak üzere bölgedeki birliklerin anlık takipleriyle daima kontrol altındalarmış.

Taraf gazetesi bu görüntülerin aktütüne uzaklığı 1km olan bölgede mayın döşeyen teröristlere ait olduğunu bildirmişti. Bölgenin aktütüne olan gerçek uzaklığı kuş uçuşu 23.5km imiş.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yukardaki mesajımdan ayrı olarak bunu yazıyorum çünkü yukardaki açıklamayla alakası yok.

Bazı insanlar neden TSK açıklama yapmıyor veya geciktiriyor demişti.

Bir gazetenin haber basması için gerekli olan hiç bir bürokratik işlem ve izlemesi gereken bir yol yok. Yayın yönetmeni yada gazetede sözü geçen birisi ne isterse onu basar. Yayınlanan haber yanlış ise tekzip yayınlar. Bu iş türkiyede böyle işliyor maalesef.

Dünyanın hiçbir yerinde basının nasıl haber yapacağıyla ilgili yazılı bir kanun bulunmuyor. Bir tek yazılı olmayan etik kurallar. Ne yazık ki ülkemde bu etik kurallar hiçbir kurumda işlemediği gibi basın içinde işlemiyor.

Bok at izi kalsın. Geçerli olan tek kural.

Ama TSK gibi askeri kurallar dışında bürokratik kurallarada uyması gereken bir kuruma siz bok atarsanız karşılığında hemen düzenlenen bir basın toplantısında soru cevap şeklinde bir açıklama bekleyemezsiniz. Çok ağır ithamların bulunduğu düşünülürse yapılacak olan açıklama bir soruşturmanın ardından akıllara gelen hertürlü soruyu cevaplamalıdır. Ve işte TSK nın yaptığıda aynen budur.

Şimdi çok merak ediyorum suratları patlarcasına, ağızlarından tükürükler saçarcasına TSK a saldıranlar yaptıkları rezilliği görebilecekler mi ?

TSK nın yöntemlerini sorgulayabilirsiniz. Ama amaçlarını asla ve asla sorgulayamazsınız. Çünkü TSK nın amacı Türkiye Cumhuriyeti Devletini hertürlü iç ve dış düşmana karşı korumaktır. İşte Taraf gibi gazeteler yaptıkları haberlerde TSK nın amacını sorgulamaya çalışmış ve kasıtlı olarak basın ahlak ve etik kurallarını çiğnemiştir.

Umarım devlete ait olan gizli belgeleri ve istihbarat raporlarını izinsiz olarak kullandıkları ve yayınladıkları için gerekli yasal cezaları alırlar. Aynı olay bugün amerikada yada avrupada olsa ordada devlet gerekli olan cezaları verirdi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://zaman.com.tr/haber.do?haberno=753949&title=17-sehitli-aktutun-baskininda-tsknin-hic-hatasi-yokmus

su haberin veriliş tarzını ve altındaki yorumları okursan sorularına cevap almış olursun.


tarafa bakmadım açıklamayı nasıl yayınlamış diye ama zamanın yayınlama tarzı ilginç.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Erdal Sarızeybek'in Siyasey Meydanı nda yapmış olduğu açıklamaları dinleyen herkez birazda mantığını kullanarak bu işlerin nasıl olduğunu görür herhalde.

TSK nın yaptığı açıklamanın içinde ben, "17 asker öldü bu değiştirilemez sabit kayıp sayısıdır ne yapsak azalmaz" anlamına gelen bi yazı göremedim.

Herhangi bir savaşta yada saldırıda kayıp vermeniz bu işin ne yazık ki doğası. Su tabancalarıyla yapılmıyor işler.

Tabiki bir ordu her saldırı sonrası verdiği kayıpları düşünüp bir sonraki saldırıyı nasıl engelleyeceğini yada bir sonraki saldırıda vereceği kayıpları azaltmak için nerede hata yaptığını düşünüyordur. Bunu düşünmemesine imkan ihtimal yok.

hata ve zaafiyet başka birşey kasıtlı olarak emrindeki askerlerin ölmesine izin vermek başka birşey. Zaman ve Taraf denilen gazete parçaları aktütün baskınına askerin kasıtlı olarak gözyumduğunu söyledi.

Bu işler sadece ve sadece teknolojiyle bitseydi amerika girdiği ortadoğu bataklığında bukadar batmazdı.

Merak ediyorum bu gazeteler ne zaman şu soruları soracaklar.


Neden meclisten ilk tezkere çıktığı zaman herhangi bir sınır ötesi operasyona devamlı hazırlıklı olan Türk Silahlı Kuvvetleri ne kuzey ırak a girme izni verilmedi.

Neden Dağlıca Baskını sonrası 5 kasım a kadar Bush la görüşülmek için beklendi.

Neden sınırlı sayıda sadece 10.000 askerle kısa süreli bir sınır dışı operasyon yapıldı.

Neden bu operasyonların istihbaratları amerikadan sağlandı.

Neden AKP başa geldiğinde terör saldırıları durma noktasına gelmiş PKK nın işi bitirilmedi.

Neden Barzani ve Talabani ye zamanında diplomatik baskı uygulanarak PKK nın kuzey ırak bölgesinde tekrardan güçlenmesinin önüne geçilmedi.

Bunların görünmesine rağmen neden Irak ile sınır kapıları kapatılıp her türlü ticari anlaşma askıya alınmadı.

Neden TSK ile ortak nokta bulamayan AKP hükümeti barzani ve talabaniyle hemen anlaşabildi.

Neden inatla kuzey ıraka, yerleri belli olan PKK kamplarına yeterli sayıda ve tüm kampları ve muhimmatlarını yok edecek şekilde kara harekatı düzenlenmiyor.

Neden devamlı savunma pozisyonunda gelecek PKK saldırılarını bekliyoruz.



Bunlar uzar gider. Önce bunları yazsın bu basın organları. TSK a bok atmak en kolayı. Çözümü nedir diyince çıt çıkmaz. Çözüm bu dersin onada karşı çıkar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Türkiye de bir kişi yıllardır şehitlerin hesabını sordu bu hükümete. Bunuda iyi hatırlayın.

Bir miting sırasında şehit yakını

artık çocuklarımız şehit olmasın


dediği zaman sizin sevgili başbakanınız

askerlik yan gelip yatma yeri değildir

diye cevap verdi. Şehitlerin hesabını soracaksanız bu zihniyetten sorun. Bu hükümetten sorun. Orduyu yöneten kişi bu hükümet.

AKP gibi demokrasiyi araç olarak gören zihniyetler ancak çıkarları izin verirse terörü bitirir. bu iş 30 yıldır türkiye de böyle halen dünyadada böyle işliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kimsenin delil göstermesine gerek yok ki ! Zaten emekli bir vatandaş siyaset meydanına çıkıp birinci dünya savaşı şu kadar, sekizinci dünya savaşı bu kadar sürdü, terör niye 30 yıldır bitmedi diye sormadı mı ?
Benim ona bu soruyu sormam lazım, ordu mensubusun neden bilmiyor kardeşim ? Bi de terörist karşıda , marşıda diyor.. Tamam. Sana bir yıl önce tezkere verdiler, gidip orta dünyada bir yeri ( muhmtemen mordor ) bombalayıp bombalayıp geliyorsun, sonra arkandan ağır silahlar taşıyan bir köy nüfusu terörist gelip karakolumuzu basıyor. Yahu sana paraysa para, imkansa imkan, yetkiyse yetki , her şey elinde, sen kendini koruyamıyor, vatan evlatlarını kurbanlık koyun gibi çadırların içinde ölüme terkediyorsun.
Türk Ordusu denilince duygulanan, gözleri yaşaran bir insanım.. Ama artık utanmaya başladım, kabullenemiyorum... Terör ü bitirmek istemeyenler var , çıkar sahipleri var, ve ihanet var. Hiç kimse boş bahanelerde bulunmasın
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

loop said:
Kimsenin delil göstermesine gerek yok ki ! Zaten emekli bir vatandaş siyaset meydanına çıkıp birinci dünya savaşı şu kadar, sekizinci dünya savaşı bu kadar sürdü, terör niye 30 yıldır bitmedi diye sormadı mı ?
Benim ona bu soruyu sormam lazım, ordu mensubusun neden bilmiyor kardeşim ? Bi de terörist karşıda , marşıda diyor.. Tamam. Sana bir yıl önce tezkere verdiler, gidip orta dünyada bir yeri ( muhmtemen mordor ) bombalayıp bombalayıp geliyorsun, sonra arkandan ağır silahlar taşıyan bir köy nüfusu terörist gelip karakolumuzu basıyor. Yahu sana paraysa para, imkansa imkan, yetkiyse yetki , her şey elinde, sen kendini koruyamıyor, vatan evlatlarını kurbanlık koyun gibi çadırların içinde ölüme terkediyorsun.
Türk Ordusu denilince duygulanan, gözleri yaşaran bir insanım.. Ama artık utanmaya başladım, kabullenemiyorum... Terör ü bitirmek istemeyenler var , çıkar sahipleri var, ve ihanet var. Hiç kimse boş bahanelerde bulunmasın


önce terör ile terörist arasındaki farkı ayırt et ondan sonra terörün neden bitmediğini tartışalım.

asker veya polis terörist ile mücadele eder. 100 kere sınır ötesi operasyon düzenlesende senin hükümetlerin ve siyaset mekanizman terörü ortadan kaldıracak adımlar atmaz ise sonuç nafile.

Şu gelinen durumda APO nun yakalanmasından sonra kuzry ırak bölgesinde semirmiş bir PKK grubu oluştu. Uçaklarla yapılan saldırılar sadece sığınakları yada binaları yok etmeye yarıyor ne yazık ki. Adamlar mağaralarda yaşıyor. 10.000 kişiyle 1 haftalık sınır ötesi operasyonu yapıldı. Oda sınırlı sayıda ve amerika destekliydi. Birine tut diğerine kaç diyen amerika desteğiylede olmaz bu işler.

askere çemkireceğine terörün nasıl biteceğini öğren. Asker kendi üzerine düşen görevi yapmaya çalışıyor. tezkere çıkmadan ve tezkere çıktıktan sonra bile hükümetin emri olmadan asker sınır ötesine adım atamaz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mani said:

önce terör ile terörist arasındaki farkı ayırt et ondan sonra terörün neden bitmediğini tartışalım.

askere çemkireceğine terörün nasıl biteceğini öğren. Asker kendi üzerine düşen görevi yapmaya çalışıyor. tezkere çıkmadan ve tezkere çıktıktan sonra bile hükümetin emri olmadan asker sınır ötesine adım atamaz.


Şimdi şu konuya açıklık getirelim, ben terör ve terörist ne biliyorum. Şu an güneydoğudayım, hatta terörün en yoğun olduğu yerdeyim. Buraya geldiğimde devletin bu konuda hiç bir politikası olmadığını görünce nasıl şaşırdığımı anlatamam. Herşey sadece güvenlik güçlerine bırakılmış, herkez elinden geleni yapıyor, ama terörist yakalamakla, öldürmekle bitmiyor bu işler.. Batıda yaşayan insanların haberi bile olmayan çocuk yardımı, kuraklık yardımı, zart yardımı zurt yardımı dağıtmakla bitmiyor bu işler. 20.000 nüfuslu yerdeyim bir haftada sadece kuraklık parası diye dağıtılan para 1 milyon ytl. Halbuki bir tane çiftçi yok ortalıkta . Askeri harcamaları zaten bilmiyorum milyon dolarlarla ölçülüyordur muhtemelen.
Suçlu kim dersen tabiiki gelen giden bütün hükümetler.. Sadece hükümetler değil tabi devletin organları var.
Son bir haftada yaşanan ve tv lere yansımayan olayları burada olupta görseydin sonra ahkam kesseydin..
Ordu mensuplarının karıştığı kaçakçılık ve hiç bir ortamda ağzıma dahi alamayacağım ihanet örneklerini bilseydin terörün niye bitmediğini anlar, benim gibi kızgın olurdun. Bizde Yüce Türk ordusu için görev yaptık zamanında, gururla. Ama dünyanın bilmem kaçıncı ordusunun bir kaç yüz tane çapulcuya sürekli mağlup olmasını, zavallı vatan evlatlarını kurban etmesini, ve sonrada zaferlerden bahsetmesini gördükçe içim yanıyor ve birilerinin buna tepki göstermesini ve artık ordumuzun kendine çeki düzen vermesini istiyorum. Tek derdim bu. Hiç ama hiç bir siyasi görüşüm yok, sadece devletçiyim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ordunun içinde her kurumda olduğu gibi tabiki görevini kötüye kullanan insanlar var. Uzaydan gelmiyor sonuçta türk ordusu. Ama ordunun kontrolü hükümetin elinde. Terör bitmiyor çünkü terörü besleyen sosyal ve ekonomik etkenler halen devam ediyor. Askerin bunlarla başa çıkmasına imkan yok zaten.

Askerin görevi teröristlerle mücadele etmek ve onlarda ediyor.

Kayıplar verilmiyor mu ? evet veriliyor. kayıplar ne yazık ki bu işin kaçınılmazı.

Hata yapılmıyor mu ? eksikler yok mu ? tabiki var. Ama hata ile kasıtlı olarak emrindeki türk askerlerinin ölümüne neden olmakla suçlamak bir ülkenin ordusunu işte o elinde sağlam kanıtlar yoksa arkasında durulamayacak birşeydir.

tekrar söylüyorum. APO nun yakalanmasından sonra PKK terörünü bitirecek hiçbir adım atılmadı hükümet tarafından. Irak Savaşıyla birlikte türkiye haklı olarak ırak tezkeresine izin vermeyince amerika hali hazırda elinde tuttuğu planlarla peşmergeleri ve bu yolla PKK ı güçlendirdi. Gene bir halt yapılmadı.

Kuzey Irak ta PKK resmen semirdi. APO nun yakalanmasından sonra dağılma ve yok olma noktasına gelen teröristler kendilerini toparladı. Ve biz halen sınırlarımız içinde saldırıya uğramayı bekliyoruz. Halen inatla sınır ötesine adam gibi bir orduyla geçip var olan teröristlere karşı operasyon yapmıyoruz.

Operasyon yapınca bitecek mi ? bitmeyecek tabiki. Ama en azından silahlı kesim büyük bir oranda yok olacak, dağılacak yada bölünecek. Bu sırada hükümetin gerekli adımları atıp bir daha insanların dağa çıkmaması için uğraşması gerekecek. Neredeydi RTE ilk hükümete geldiği zaman. Yerel seçimler için o doğu ili senin bu doğu ili benim dolaşıyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Buyse said:
mani said:
Ama ordunun kontrolü hükümetin elinde.


mi acaba?


ne demek mi acaba. yasalara göre evet hükümetin elinde. söz geçiremiyor ise kendi suçu. Lafını geçiremeyecek bu işi kıvıramayacak, birilerinin piyonu olmaya aday ise ne işi var ozaman hükümette. Beni ilgilendirmez hükümetin nekadar korkak olduğu. oraya geliyorsan yaptıklarının yada yapacaklarının hesabını vereceksin.

ayrıca konu iyice sapmaya başladı teker teker cevap vericem diye. Bu konunun aslı G.Kurmay ın aktütün baskınını bilmesi ve kasıtlı olarak önlem almamasıyla ilgiliydi. Verdikleri cevaplarla komplo teorilerini çürüttüler. İddiacıların ne cevap vereceklerini bekliyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Valla öncelikle Genel Kurmayın siyasiler gibi polemiğe girmek yerine, bu tip iddia lara ortam doğurmaması lazım. 18 aylık er bile bayramda burayı 5 defa bastılar zor gelirim diyor şehit oluyor sonrasında.. Sabahleyin eşim bana aktütün karakolunu basmışlar diyor inanmıyorum , daha geçenlerde bastılar şehit verildi, aynı yeri nasıl basarlar diyorum, sonra dünya başıma yıkılıyor ,evet yine aynı yer.
T.S.K türkiyenin en güvenilir kurumu. Hepimiz güveniyoruz ama artık böyle şeylere fırsat vermemesi lazım.
Hükümet ? Hiç bir hükümete güvenmedim. Devletin siyasetten uzak olan kurumları çözer bu sorunu ancak. Baştada T.S.K geliyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

kaynak
Kara Kuvvetleri Komutanı Taraf’ın Aktütün haberlerini ayrıntılara boğup yalanlarken bile neler itiraf etti ama, şu soruların cevabını yine vermedi. Ağır silahlı 150 PKK’lıyı nasıl tespit edemediniz? Keritepe’deki hareket sizi neden uyarmadı? Hani Taraf’ın görüntüsü Aktütün’den değildi? Ve asıl soru: O 17 çocuğun ölmesini niye önlemediniz?

• Ağır silahlı 150 PKK’lıyı nasıl tespit edemediniz?
Cevabı Koşaner’in dünkü açıklamasında itiraf olarak var aslında: İlk çatışma geceyarısı oldu. 03.10’a kadar sürdü, başka görüntü almadık. 12’de keşfe çıkıldı. 10 saat sonra iyi gizlenmiş 150 teröristin yoğun ateşi altında kaldık.

• Keritepe’deki hareket sizi neden uyarmadı?
Koşaner, o gün İHA görüntüleriyle Keritepe’de 07.54’te hareketlilik saptandığını ilk kez dün açıkladı. Ama şunun cevabı yok: Bu sizi uyarmadı mı? Bu hareketliliğin baskınla ilişkisi yoksa neden tam dokuz saat sonra orayı vurdunuz?

• Hani Taraf’ın görüntüsü Aktütün’den değildi?
Koşaner Taraf’ın yayınını ilk kez doğruladı: “İHA 13.58’de Aktütün’ü izlemeye başladı ve iki saat görüntü aldık.” Taraf da bunu yazmıştı: Aktütün baskını, İHA görüntüleri aracılığıyla öncesinde ve baskın sırasında naklen izlendi.

• Ve asıl soru: O 17 çocuğun ölmesini niye önlemediniz?
Aktütün o güne kadar tam dört kez basılmıştı. Jandarma raporları, İHA görüntüleri bölgede yeni bir baskını haber veriyordu. Korunamadığını Koşaner’in de itiraf ettiği karakolu neden orada tuttunuz, 17 çocuk kimin kurbanı oldu?

Orgeneral Koşaner, Genelkurmay Başkanlığı’nda düzenlediği basın toplantısında, Aktütün olayının nasıl meydana geldiğine ilişkin bilgiler verdi. Koşaner, Aktütün olayına ilişkin Bayraktepe ve diğer bölgelere kuvvet tahsisi, ateş planları, sevk ve idarenin askeri esaslara uygun şekilde yapıldığını, İkinci Ordu Komutanlığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında herhangi bir eksiklik saptanmadığını bildirdi. Orgeneral Koşaner, basında yer alan ‘’insansız hava aracı’’ görüntülerinin hiçbirinin Aktütün olayına ilişkin emare teşkil etmediğini ifade etti.

GÖRÜNTÜLER HER ZAMAN ALINIYOR • Taraf’ta yayımlanan İHA görüntülerinin Aktütün karakoluna yönelik bir eylemin emareleri olamayacağını belirten Orgeneral Koşaner, bu İHA görüntülerini tek tek ele alarak, nereye ait olduklarını ve ne ifade ettiklerini açıkladı. Orgeneral Koşaner, 5 Eylül 2008 tarihli görüntüde, “Kandil’de tespit edilen 80 kişinin Hakkari Şemdinli bölgesine hareket ettiğinin’’ iddia edildiğini anımsatarak, Kandil bölgesine devamlı hareket olduğunu, İHA’ların bölgeye her gidişinde benzer görüntülerin alındığını anlattı.

GÖRDÜK AMA BEKLEDİK • Orgeneral Koşaner, 3 ekim tarihli saat 08.35’e ait görüntüye dayanılarak Aktütün’e 25 kilometre mesafedeki bölgenin teröristlerce mayınlandığının öne sürüldüğünü belirterek, Irak’ın kuzeyindeki Keritepe’nin karakol emniyet mevzilerine kuş uçuşu mesafesinin 17.5 kilometre olduğunu, şu anda en etkili havanın mesafesinin 8.5 kilometre olduğunu söyledi.
Orgeneral Koşaner, ‘’Bununla beraber bu görüntü sürekli takip edilmiş, terörist miktarının artması beklenmiş, 3 Ekim saat 16.58’de, iki F-16 uçağımız tarafından isabetli olarak vurulmuştur.

İHA’YI BİZ ÇAĞIRDIK • Koşaner, 3 Ekim günü saat 13.00’den sonra Aktütün Karakolu üzerinden alınan görüntünün doğru olduğunu ifade ederek, saat 13.04’te eylemin başladığını, teröristlerin yerlerinin tespit etmek için İHA’nın eylem bölgesine kendileri tarafından getirildiğini bildirdi.

KÖYLÜLER EKİN EKİYOR • Orgeneral Koşaner, 2 Ekim, 09.00-09.30 saatleri arasında alınan görüntülerin Şemdinli-Umurlu köyü, sınırın hemen Irak tarafındaki Ziki köyünün güneyine ait olduğunu söyledi. Bölgenin Aktütün’e kuş uçuşu 23.5 kilometre mesafede olduğunu ifade eden Orgeneral Koşaner, boş olan Ziki köyünün bahçelerinin daha güneydeki köylerden gelen köylüler tarafından sınır birliklerinin bilgisi dahilinde ekilip biçildiğini anlattı.

DAĞLICA UZAK • Koşaner, Taraf’ın haberinde geçen Mezi deresinde 25-30 katırın bekletildiği yerin, belirtilen koordinata göre Aktütün’e 125 km mesafede, ismi Mezi olan başka bir dereye ait olduğunu söyledi. Koşanar, Aktütün ile Dağlıca arasında coğrafi bir bağlantı bulunmadığını da bildirdi.

EYLEM EMARESİ YOK • “35 teröristin altı katırla Çukurca’ya geldiği ve diğer gruplarla birleşerek bölgedeki askeri birliklere eylem kararı aldıkları’’ duyumu için Koşaner, Aktütün ile ilişkilendirilmesini yanlış bulduğunu söyledi. 2 Ekim tarihinde 32 PKK’lının füze ve havanlarla Hakkari’nin Karanlıkdağ bölgesinde mevzi hazırlığında olduğuna ilişkin ise Koşanar, 88 km mesafe uzaklıktaki bu hareketliliğin Aktütün saldırısına emare kabul edilemeyeceğini söyledi.

ASKERİ TAKTİĞE UYGUN • Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Işık Koşaner, Bayraktepe’de meydana gelen olayın her safhası incelendiğinde, tertiplenme ve uygulamanın askeri teknik ve taktiğe uygun olduğunun görüldüğünü bildirdi.

SALDIRI ÖNCESİ GÖRÜNTÜ ALDIK • 2-3 ekim gecesi PKK’lılara ait ilk görüntüleri, tam gece yarısında, Bayraktepe’nin batısında üçer kişilik iki grup olarak alındığını söyleyen Koşanar, bunların üzerlerine topçu ve havanlarla atış yapıldığını, bu görüntülerin daha sonra gözden kaybolduğunu söyledi.

07.54’TE TAKİP, 13.04’TE ÇATIŞMA • Orgeneral Koşaner, İnsansız Hava Aracı’nın (İHA) da sabah saat 07.54’ten itibaren Irak topraklarında ve Keritepe’de PKK’lıların ilk görüntülerini tespit ettiğini ve izlenmeye alındığını bildirdi. Görüntülerin alındığı bölgelere saat 12.00’da keşif timi sevk edildiğini ve çatışmanın 13.04’ten itibaren başladığını kaydetti.

İHA’YI AKTÜTÜN’E YÖNLENDİRDİK • Bu arada Irak topraklarında 17,5 kilometre mesafedeki Keritepe’deki teröristleri izlemekte olan İHA’nın, Aktütün bölgesine yönlendirildiğini, ayrıca silahlı helikopter desteği için talepte bulunulduğunu ifade eden Orgeneral Koşaner, İHA’nın saat 13.58’de çatışma bölgesine geldiğini, görüntü aktarmaya başladığını ve saat 16.10’a kadar bölgeyi izlediğini belirtti.
İlk taarruz helikopter grubunun saat 14.35’te bölgeye ulaştığını ve ateş desteği sağlamaya başladığını vurgulayan Orgeneral Koşaner, Bayraktepe’de sağlanan ateş desteğiyle mevzilerin savunulmaya devam edildiğini, teröristlerin yoğun roket atışları nedeniyle zayiat verildiğini, bazı mevzilerin hasar gördüğünü anlattı.

16.58’DE F-16’LILAR VURDU • Orgeneral Koşaner, ateş desteği altında ilerleyen teröristlerin Bayraktepe’nin kuzey tepeciğindeki bazı mevzilere ulaştığını, buralarda şiddetli çatışmalar meydana geldiğini, ancak bölgedeki piyade ve JÖH timi unsurlarınca bulundukları yerlerde etkisiz hale getirildiklerini belirtti. Orgeneral Koşaner, Irak’ın kuzeyindeki Keritepe’deki teröristlerin ise saat 16.58’de iki F-16 tarafından etkisiz hale getirildiğini bildirdi.

KONTROL 20.19’DA SAĞLANDI • Koşaner, takviye için JÖH bölüğünün harekete getirildiğini ve ateş altında ilerleyerek 19. 58’de Bayraktepe’ye ulaştığını, diğer JÖH bölüğünün de meteakip Berçartepe’ye indirildiğini, 20. 19’da PKK’lıların aralıklarla ateşi sürdürdüğünü, kaçış yollarının topçu ateşine tutulduğunu söyledi.

BAYRAKTEPE TERKEDİLMEDİ • Orgeneral Koşaner, şöyle konuştu: “Sonuç olarak, Bayraktepe teröristlere terk edilmemiştir. Eylem öncesinde Bayraktepe ve diğer bölgelere kuvvet tahsisi, mevzilenme, mevzilerin hazırlanması, engellerin tesisi, ateş planları, sevk ve idare askeri esas ve tekniklere uygun şekilde yapılmıştır. Çatışmalar esnasında Bayraktepe’de bulunan altı lider konumundaki personelin biri şehit olmuş, dördü yaralanmıştır. Bu elbette önemli bir durumdur. Buna rağmen görevi devralan diğer personel sayesinde önemli bir aksaklık yaşanmamıştır.’’

GÖZETLEME SINIRLI • Orgeneral Koşaner, en çok “Bayraktepe’de bir istihbarat zafiyeti var mı?’’ sorusunun kendilerine yöneltildiğini belirterek, şöyle konuştu: “Bu bölgede devamlı duyum alınıyor, halen de alınıyor. İHA, alınan duyumların genel istikametine göre bölgede kullanılır. Göremediğimiz yerdeki istihbaratı, bilgileri almamız o şekilde sağlanmaya çalışılır. Bu olaydan önce de Aktütün’den Dağlıca’ya, güneye Yeşilova karakoluna kadar bölgelerde İHA önceki günlerde dolaştırılmış, ancak herhangi bir görüntü alınmamıştır. Bu bölgeye sızan teröristlerin muhtemelen böyle örtülü gizlilik sağlayan istikametlerden gelmiş olduklarını değerlendiriyoruz.’’

İSTİHBARAT DAĞITILIYOR • İstihbarat bilgilerinin nerelere dağıtıldığı sorusunu Orgeneral Koşaner, “Bizim istihbarat raporlarımız pek çok adrese dağıtılmaktadır. Pek çok adresten hangisinden sızdığı hakkında araştırmamız devam etmektedir. Raporda yazılı bilginin ilgilendirdiği her makama yayımlanır. Emniyete mahalli olarak verilir. O da bize verir. İstihbarat tabi paylaşılacaktır, bunda bir şey yok, normaldir’’ diye yanıtladı.”
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

iyi oku. bir halta cevap verdikleri yok. yeni sorular soruyorlar.

taraf gazetesinin ilk iddiası bu saldırının bilindiği ve kasıtlı olarak ordaki askerlerin ölüme terkedildiği idi.

Şimdi sordukları şey neden istihbarat alınmadığı. 100% istihbarat diye birşey yok dünyada. Elindeki teknoloji ile herşeyi önceden bileceksin diye birşey yok.

Ayrıca aktütün karakoluna açıkladıkları gibi isabetsiz birkaç havan mermisinden başka hiçbirşey isabet etmemiş. saldırılar oradaki askerlerin gece tespit ettikleri noktalara gündüz vakti keşif için gittiklerinde türk askerlerinin PKK lı bir gruba ateş açmasıyla başlamış. Bunun üzerine saklanan diğer PKK lı gruplar daha sonra düzenleyecekleri saldırının ortaya çıkacağı korkusuyla ateş açan askerlere karşılık vermişler ve BAYRAKTEPE ye ateş açmışlar.

Evet 17 asker öldü. TSK hiçbir zaman 17 askerin ölmesine hiçbirşey yapamayız diye bi açıklamada bulunmadı. TSK nın yaptığı açıklamadada aktütün baskınına dair ellerinde istihbarat bulunmadığını söyledi zaten.

İlk başta taraf gazetesi işin içinde kasıt arayarak TSK a saldırıyor. Ondan sonra ortalığı bulandırmak için yeni sorular sormaya devam ediyor.

Ne demek korunamayan sınır karakolu ordan kaldırılmıyor. Sen birilerinin sana saldırmasını beklersen elbet avantaj saldıranda olacak.

Neden hükümetin kapsamlı bir sınır ötesi operasyona izin vermediğini sorsunlar önce.

Neden devamlı bir saldırı beklendiğini sorsunlar.

Neden Dağlıca baskınından sonra haftalarda Bush la görüşülmek için beklendiği sorulsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...