Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

lehman brothers da battı


Jadelith

Öne çıkan mesajlar

sosyalizme laf etmeyin ulen :)
komunizm'den farklı bir ekonomi sistemi. yıllarca İngiltere sosyalizm'le yaşadı, öyle pat diye çöken bir sistem olmadı. Ama son zamanlarda bizim gibi karma ekonomiye geçmişler (kapitalizm'le sosyalizm'in birleşmesi gibin)

o değil de,
kapitalizm batacak diye birşey yok. ancak ABD kullandığı ekonomi sisteminde kapitalizm'i düşürmek ve sosyalizm/komunizm çizgisine doğru gidicek gibi gözüküyor.
bunun sonucunda da "communism is evil" lafını da yutacak tabii ki.

sırf Lehman'ın batması değil, son zamanlarda olan birçok şey bunu işaretlercesine gelişiyor...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aquila said:
Marx yazdi diye mi yikilicak kapitalizm? kapitalizm yikilinca fasizm nasil ekonomik bir duzen olucak?


marx istedi diye degilde bi sure sonra urun fazlaları her yeri isgal edince kimse bisey almak istemediginde sıcacak gibi.ekonomistimiz yokmu bizim hic boyle bilgilendirme yapacak son durumu?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

avaaz.org da boş durmamış



Dear friends,

On Monday Lehman Brothers, one of the world's biggest investment banks, went bust with debts of $613 billion, and other institutions and markets are plunging. Many are calling this the worst moment since the Crash of 1929 -- the global financial crisis is at the tipping point, and citizens everywhere must raise our voice for action in the public interest.[1] Our jobs, savings, pensions and public services are in danger because of the financiers' folly -- now the snowballing crisis risks triggering a global recession, hurting the poor most and drowning out all the other issues we care about.

Trillions of public money are being staked to stop a global meltdown, but no-one’s addressed the basic causes yet -- so we’re launching an urgent campaign for regulation to stop the financiers’ risky practices, which have saddled the world with unsustainable levels of debt and risk.[2] A former prime minister has promised to help deliver our call to European leaders next week, we’ll bring it to US Congress and the next president too -- but we need a massive outcry to get them moving -- so please follow the link below now to sign the petition, then forward it widely to friends and family:

http://www.avaaz.org/en/global_finance_action

Global financial markets sometimes seem untameable -- but the rules that govern them are full of simple flaws and loopholes, and if we seize this moment and act together we can fix them. Cut free by deregulation and driven by greed, the financiers built up huge debts and risks without proper oversight, seeking short-term returns from tax dodges and engineering spaghetti-like financial complexity. Left without decent rules, they thought they could make up their own, and the profits rolled in for a wealthy few -- then it all came tumbling down, with the rest of us left to pay the price for the failure of their dangerous games. Even champions of the free market are now calling for better regulation.[3]

We're finding powerful allies flocking to the cause, like former Danish Prime Minister Poul Rasmussen who's pledged to take our campaign to fellow European politicians at a key vote on proposals for global financial reform next Tuesday, saying "By taking action on this issue, Avaaz members can show European and world leaders the strength of public support for more transparency and better regulation. Reform of our financial markets is a vital step towards a fairer globalisation -- and your voice can help to make it happen."[4]

Last week the US effectively nationalised its biggest mortgage providers, Fannie Mae and Freddie Mac; last night, it did the same to the world's biggest insurance company, AIG. Still the crisis rolls on. Adjustments are inevitable, but if we fail to address the fundamental causes of the financial crisis global recession will be deep and long, and future disasters even bigger. For too long we've left global finance alone because it seemed too complicated for ordinary mortals to get a grip on; but it turns out that common sense and public scrutiny were needed after all.

These markets touch the life and heart of every one of us, from the shop-floor worker to the chief executive, the woman giving birth in hospital to the pensioner facing a penniless old age. Society doesn't end where the market begins -- and with leaders apparently paralysed, our voices are urgently needed to help set a course beyond this crisis. So sign the emergency campaign today at this link, and forward this message to family and friends who might be affected too:

http://www.avaaz.org/en/global_finance_action

With hope and determination,

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

http://www.ntvmsnbc.com/news/459693.asp

morgan stanley de satılacak galiba.

ms giderse garip olcak. bi tek goldman kalıyo ki onlar da giderse öeeh. ama onlar giderse de diğer bankaların mallıklarından dolayı zorunlu olarak gidecekler, yoksa goldman çok iyiydi bu krizde.

avrupa bankalarına bişi olmasın bari.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Kapitalizmin sonunu getirecek bişey göremiyorum ben burda, fed aige destek çıkıyor, barcalays şimdiden 2 milyar dolarlık alım gerçekleştirmiş lehmandan. Denildiği gibi para el değiştiriyor sadece. Şu saatten sonra geriye kalan yatırım bankaları daha akıllı davranacaktır ama mortgagedan kaynaklanan likidite sorunlarının etkisini bi süre daha yaşar heralde amerika.


axedice güzel yazmış bir önceki sayfada ama şurasına katılmıyorum. Lehman a verilen kredinin faizini biliyor musun? LIBOR un 5 katı üzerinden faizlendirdi fed adamları.ki bugün de gördük bu güvensizliğin sonuçlarını amerikan borsaları feci bir inişle tamamladı günü. ben AIG nin varlığını satıp bu borcu ödeyebileceğine hala inanmıyorum.


ayrıca kapitalizm, amerika çöker derken böyle biz de herhalde herifler "tamaaam hadi biz çöktük, kapatıyoruz dükkanı, dağılın" demeyecekler. büyük bir kriz ortaya çıkacak sadece ve bunun sonunda sosyalizm de olablilir, faşizm de olabilir. sosyalizm olursa emekçiler kazanır. faşizm olursa elbette gelen faşist dikta kapital sahiplerinin uşağı olacaktır ve de sonunda yine kapitalizm belki de daha vahşi bir şekilde geri dönebilir...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yılmaz Özdil, 17 Eylül

Beraber yürüttük biz bu yollarda

2002, Lehman Brothers:

"Türk ekonomisi istikrarlı."

"Türkiye iyi yolda."

2003, Lehman Brothers:


"Doğru adımlar atılıyor."

"Türkiye övgüyü hak ediyor."

2004, Lehman Brothers:

"Performansınız etkileyici."

"Türkiye'nin enerjisi büyüleyici."

2005, Lehman Brothers:

"En hızlı gelişen ülke, Türkiye."

"Reformlar çok başarılı."

2006, Lehman Brothers:

"Türk piyasası kaya gibi sağlam."

"Türkiye dalgalanmaya dayanıklı."

2007, Lehman Brothers:

"Türkiye krizden etkilenmez."

"Cari açık sorun göstergesi değil."

2008, Lehman Brothers:

"YTL güçlü kalacak."

"Faizde düşüşler yaşanacak."

"Türkiye'de döviz kuru artmaz."

"Türkiye büyümeye devam eder."

"Türkiye'de siyasi risk azaldı."

"Yaz sonu ciddi rahatlama olur."

*

Dün, Lehman Brothers:


"Battık!"

*

Bu, bozacıydı.

Sıra şıracıda.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bone said:
sosyalizme laf etmeyin ulen :)
komunizm'den farklı bir ekonomi sistemi. yıllarca İngiltere sosyalizm'le yaşadı, öyle pat diye çöken bir sistem olmadı. Ama son zamanlarda bizim gibi karma ekonomiye geçmişler (kapitalizm'le sosyalizm'in birleşmesi gibin)

o değil de,
kapitalizm batacak diye birşey yok. ancak ABD kullandığı ekonomi sisteminde kapitalizm'i düşürmek ve sosyalizm/komunizm çizgisine doğru gidicek gibi gözüküyor.
bunun sonucunda da "communism is evil" lafını da yutacak tabii ki.

sırf Lehman'ın batması değil, son zamanlarda olan birçok şey bunu işaretlercesine gelişiyor...


Kapitalizmin mucidi denebilecek, bugünkü kapitalist çarkların hepsini yaratan ve döndüren Amerika hayatta "kriz oldu sosyalizm e mi kaysak" gibi abuk bi sebepten mentalite değiştirmez.

Bu ilk krizi değil Amerika'nın, işsizlik oranı artacak, enflasyon falan derken bi bakıcaksın 5 sene sonra çok daha iyi toparlanmış, Yeni başkanları McCain in önderliğinde İran'a saldırıyorlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

konuyla alakalı ekşisözlükten bulduğum bi yazı:

lehman brothers başlığından said:

90’ların sonunda patlayan internet balonunun akabinde abd merkez bankası resesyon ihtimaline karşı faiz oranlarını düşürdü. 2000 ve 2006 arasındaki bu sürecin amacı insanların ucuz ve kolay bir şekilde borçlanıp tüketim hızlarını devam ettirmeleri ve küresel ekonomik büyümeyi sekteye uğratmamaktı. [bir de terörizmin abd ekonomisine vız geleceği mesajını vermek istediler parayı ucuzlatarak.] tabi bunun tek yolu da tüketicilerin kişisel borçlarının katlanarak artması oldu. abd ekonomosindeki toplam borç oranı 1997’de ülkenin gayri safi yurt içi hasılasının (gsyih) yüzde 250’si kadarken 2007’de bu oran yüzde 350’lere çıktı.

bankaların geleneksel rolü, insanların tasarruflarını yatırdığı mecra olarak işlev görmektir, bu birikimler de bankalar tarafından kredi olarak reel sektöre aktarılır. ama insanlar tasarruflarını gitgide yatırım fonları (mutual fund) ve emeklilik yatırım fonlarına (pension fund) aktarmaya başladığından bahsettiğim süreçte bankalar da gitgide daha aktif bir rol almaya başladı tüketici kredileri alanında. bankacılık sektörünün devlet tarafından kuralsızlaştırılmasını (deregulation) fırsat bilen bankalar, tüketici kredilerini yeniden paketleyip alınır satılır menkul kıymetler (tradeable securities) yaratıp başka bankalara ya da fonlara satarak yeni bir iş alanı yarattılar. tabi bu süreci finanse etmek için kendileri de yüksek borçlanmalara giriştiler, zira yeni yaratılan menkul kıymetlerin getirisinin borçlanma maliyetlerinden çok daha fazla olacağına inanıyorlardı. böylece bankaların yeni menkul kıymetler yarattığı ve sürekli birbirlerine alıp sattıkları bir ekonomik model oluştu. bu yeni oluşuma “gölge bankacılık sistemi” diyebiliriz, çünkü ne olup bittiği bankaların mali tablolarına yansımıyordu. bu gölge bankacılık sisteminin başka bir sonucu da devletin elindeki faiz değiştirme ya da likidite pompalama gibi acil müdahele tekniklerinin etkisiz kalması oldu, bu tip müdaheleler ancak eski tip bankacılık anlayışında işe yarayabilir zira.

bankaların bu yeni iş alanı önceleri çok karlı oldu, karlar arttıkça bankalar daha da fazla borçlandı, devasa borçları olan bankaların ana aktörler olduğu bir sistem ortaya çıktı. tabi ki burda iki yönlü bir nedensellik var, bankaların bu kadar kar etmesinin sebebi de borç oranlarının (leverage) fazla olması, defterlerindeki kapital oranının azlığı ve alınan yüksek riskler. bankacılığın temelinde de bu vardır zaten, bankalar yapı itibarı ile defterlerindeki likit varlıklar borçlarından daha az olmasına rağmen işleyebilen kurumlardır. merkez bankasının görevi de yatırımcıların bankalardan paralarını alıp kaçmamaları için gerekli güven ortamını sağlamaktır. bu güveni sağlamanın bir yolu bankaların varlık/borç oranlarına hukuksal bir alt limit koymaktır. bahsettiğim yeni finansal düzenin bir sakatlığı da birçok işlemin mali tablolara yansımadan gölge bir sistemde yürütülmesinden dolayı bu minimum limitlerin manasız kalması, kontrol edilememesi oldu. zira bankaların mali tablolarında varlık olarak gözüken birçok kalemin gerçek değeri belli değildi, hatta muhasebe oyunlarıyla bazı borçlar bile varlık olarak kaydediliyordu.

bir yandan da emlak piyasasında düşük faizlere bağlı olarak durdurulamayan bir büyüme yaşanıyordu. insanların biraz da irrasyonal bir şekilde emlak piyasasındaki balona kendilerini kaptırmaları, emlak fiyatlarının artması ama insanların yine de mortgage’larla (ipoteğe benzer teminat) borçlanması hem yeni oluşan gölge bankacılık sisteminin obezleşmesine, hem de finansal piyasalarda büyük riskler oluşmasına sebep oldu.
sorun sadece faizlerin düşük olması ve abd ekonomisinin borçlanmaya bağlı olarak büyümesi değil. yeni oluşan sistemdeki yapısal hatalar bugünkü krizin kalbinde yatıyor. başta bankaların tüketici borçlarından (bunların içerisinde emlak piyasasındaki mortgage’lardan öğrenci borçlarına kadar her şey var) yeni menkul kıymetler yaratıp bunları alıp sattığından bahsetmiştim. bu yeni menkul kıymetlere cdo deniyor ve bunlar epey karmaşık finansal enstrümanlar. bu cdo’ları yaratmak için bankacılık sisteminin sürekli yeni borç kontratlarına açlığı var, ayrıca banka çalışanları da sattıkları borç kontratı başına komisyon alıyor. hal böyle olunca zamanla doğru dürüst bir geliri olmayan insanlara doğru dürüst bir kredi kontrolü yapılmadan borç senetleri satılmaya başlandı ki felaketin asıl sebebi bu. ortada büyük bir sorumsuzluk var. bahsettiğim durum sürdürülebilirliği olmayan bir hadise. bir noktada insanların borçlarını ödeyememesi sonucu bankaların yeni kredi verememe durumu ortaya çıkacak ve şov bitecekti. ancak bankalar ya kendilerini kandırarak ya da bile bile lades diyerek yüzlerce borç kontratının bir potada eritildiği bu cdo’ların risksiz olduğu varsayımıyla hareket etti. bir banka bu cdo’ları satın aldığında bir yandan da risklere karşı sigorta satın alıyor ya da başka yollardan kendini korumaya alıyordu (hedging). 2003-2006 arasında piyasalar iyi gittiği, ekonomi büyüdüğü için bu sigortalar da ucuzdu. ancak dediğim gibi bu cdo’lar çok karmaşık enstrümanlar ve riskleri adam gibi yönetmenin o iyimser tablo içerisinde imkanı yok. bu süreç epey devam etti. bankalar ödeme sıkıntısı çekeceği baştan belli olan kesimlere yoğun olarak borç verdi, bu borçları paketleyip başkalarına sattı, kurumsal yatırımcılara sattığı güya sağlam kısa vadeli cdo’larla insanlardan topladığı uzun vadeli riskli borç kontratları arasındaki faiz farkını cebe attı.

bu sistem dediğim gibi sürekli yeni borçlanma senedi satmaya, bunlardan yeni menkul kıymetler (cdo’lar) yaratmaya mecbur. her hafta binlerce mortgage senedi paketlenip cdo’ya dönüşüyordu bu dönemde. bu karmaşa içerisinde yatırım bankaları borç verdikleri insanlar hakkında adam gibi bilgi sahibi olmuyor, hiçbir kritere dayanmadan sadece sistemi beslemeye çalışıyordu. ayrıca verdikleri borçlar geri ödenmezse merkez bankası’nın sisteme el atmasına güveniyorlardı. böylece sürekli yeni cdo’lar yaratılan ve bunların elden ele dolaştığı bir finansal pazar oluştu. ancak 2006’da bu menkul kıymetlere olan talep azalmaya başladı. yatırımcılar cdo’lara şüpheyle bakmaya, düşük riskli oldukları konusundaki varsayımı sorgulamaya başladılar. yatırım bankaları cdo’ları kendi aralarında paslamaya devam etti, zira kendilerini başka yollardan koruyabileceklerine (hedging), cdo’ların sadece daha güvenli kısımlarını ellerinde tutabileceklerine inanıyorlardı. ancak ekonominin içinde cdo’lara duyulmaya başlayan güvensizlik yavaş yavaş da olsa sonuç vermeye başladı. 2006’nın ikinci yarısında bankalara olan borçların ödenmeme oranı bir anda iki katına çıktı (dar gelirli vatandaşların kendilerine pompalanan mortgage’ları geri ödeyememesinden). bankaların ellerindeki cdo’lar zehirli atık muamelesi görmeye başladı. böyle olunca getirileri bankaların kurumsal yatırımcılara sattığı güvenli kağıtların maliyetinin bile altına indi ve bankalar zarar etme sürecine girdi. bankaların kurumsal yatırımcılara faiz ödemesi lazımdı ama bunu finanse edecek cdo’ları kimse almıyordu. bu durum bankaların mali tablolarına büyük baskılar yapmaya ve durumun vehameti gittikçe ortaya çıkmaya başladı. bankalar arasında alıp satılan cdo’ları sigortalayan sigorta şirketleri de sıkıntı yaşamaya başladı ve kısır bir döngüye girildi.

özetle bankaların tüketicilere verdiği aşırı riskli borçların paketlenmesiyle oluşan ve risksiz olduğu ilüzyonu ile alınıp satılan cdo’ların foyası ortaya çıktı. cdo’ların foyası ortaya çıkınca bankalar bu süreci finanse etmek için kurumsal yatırımcılardan aldıkları borçları geri ödeme sıkıntısına girdi. bütün bankaların ve sigorta şirketlerinin elleri birbirlerinin cebinde olduğundan sistem komple bir çöküş tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. cdo’lar gibi türev enstrümanlarının (yani başka finansal enstrümanlardan türeyen ama kendi başına değeri olmayan menkul kıymetlerin) adam gibi denetlenmemesi, bu menkul kıymetlerin mali tabloların dışında hayat sürmesi ve allan greenspan gibi finansal piyasaları çekip çevirmesi beklenen yöneticilerin fakir insanlara karmaşık mortgage’ların satılmasıyla işleyen sakat bir düzene seyirci kalması yüzünden işler tepetaklak oldu.

2007 ağustos’una gelindiğinde mortgage-tabanlı menkul kıymetler pazarı çökmüş, bankaların varlık hanelerindeki kalemlerin büyük kısmı çöp haline gelmişti. böyle olunca piyasalarda bir kredi sıkıntısı başladı, merkez bankası piyasaya likidite de aktarsa bankalar bunu kredi vermek amaçlı değil, zaten var olan kredileri daha mantıklı faiz oranlarıyla yenilemek için kullanır oldu. japonya, almanya ya da çin gibi ülkelerin yeni gölge bankacılık sisteminden kaçmaları da oluşan kredi sıkıntısının bir başka sebebi. 2008 başında bankaların elinde 900 milyar dolarlık ne idüğü belirsiz cdo kütleleri vardı. elbette bunların belli bir değeri var ama sağlıklı olanlarla sağlıksız olanları ayırmak çok zor. bütün bu olanlara rağmen yatırım bankalarının başındaki adamlar yüksek bonus’lar kazandılar, kaybeden bankaların hissedarları oldu. ama mesela citigroup’un en büyük yatırımcısı bir suudi arabistan prensi ve kendisine petrol gelirleri yeter heralde. esas kaybeden küçük yatırımcılar ve abd’de mortgage’la ev almış aşağı yukarı 3 milyon aile. bu insanlar düşen ev fiyatları ve artan mortgage maliyetleri yüzünden ya evlerini kaybedecek ya da kaybettiler bile. kredi sıkıntısından dolayı reel sektördeki firmalar finansman bulamayacak, insanlar işsiz kalacak, öğrenciler borç bulamayıp tahsil yapamayacak. banka kredileriyle iş gören yerel belediyeler altyapı harcamalarını kısmak durumunda kalacak. yani daha çekilecek çok acı var.

mortage-tabanlı cdo piyasasının çökmesinden ve bankaların varlıklarının büyük kısmının bu tip kalemlerden oluştuğunun fark edilmesinden sonra temmuz 2007’den mart 2008’e kadar 175 milyar dolar uçtu gitti wall street’ten. beşinci büyük yatırım bankası olan bear and sterns ancak devletin 29 milyar dolarlık garantisi sayesinde jp morgan chase’e satılarak güya kurtarıldı. diğerleri yabancı devletler tarafından sahip olunan fonlara devasa miktarlarda imtiyazlı hisse (preferred stock) satarak kendini kurtardı. ocak 2008’de piyasaya enjekte edilen 75 milyar dolarlık sıcak para da derman olmadı. merkez bankası bir de faiz indirimine gitti. tekrar özetlemek gerekirse oluşan gölge bankacılık sistemi kolay kolay ayağa kalkacak gibi değil maalesef. izansızca borçlanarak topladığı başkalarının paralarını var olmayan teminatlara karşı borç veren finans piyasası, bu riskli borçların geri ödenmemesi sonucu dibe vurdu. şimdi kimse kimseye borç vermiyor, resesyon kapıda. devletin de yapabileceği pek bir şey yok çünkü olayları geriden takip ediyorlar, geç ve yetersiz önlemler alıyorlar.

geçen hafta bu mortgage piyasasının en büyük aktörleri olan, aslında özel şirket statüsünde ama zamanında devlet tarafından kurulmuş freddie mac ve fannie mae devlet tarafından satın alındı. adını öyle koymasalar da düpedüz millileştirme bu. felsefi temelini özelleştirmeye bağlamış abd kapitalizmi ancak millileştirerek sorunlardan sıyrılmayı umuyor. bu saçmalık, zira işler iyiye giderken zenginler yiyor kaymağı, işler kötü gidince devlet yani vergi veren sıradan vatandaşlar karşılıyor zararı. buna “bankacılar için sosyalizm” diyor bazıları. lehman brothers’ı da bank of america’ya satılmasını sağlayarak kurtarmaya çalıştı devlet ama teminat vermedi. hal böyle olunca bank of america masadan çekildi ve lehman brothers iflasını ilan etti. devlet lehman brothers’ı da himayesine alsaydı bu gelecek için büyük sorun olacaktı, bankalar ne halt ederlerse etsinler devletin kendilerini kurtaracağını düşüneceklerinden iyice gemi azıya alacaklardı. merrill lynch’i aldı bank of america ama lehman brothers şehit oldu. finansal sistem böyle büyük bir bankanın çöküşünü kaldırabilir mi belli değil. eğer lehman brothers’ın varlıkları alelacele satılmaya çalışılırsa piyasadan çıkacak düşük fiyatlar diğer bankaların da ellerindeki varlıklara yeniden değer biçmek zorunda kalmalarına ve belki onların da iflasa sürüklenmesine sebep olacak. henüz emlak piyasası dibi görmüş değil, finans piyasası dışındaki diğer sektörlerde de yaprak kımıldamıyor kredi sıkıntısından dolayı ve yabancıların da abd varlıklarına ilgisi dibe vurmuş durumda. bu şartlar içerisinde goldman sachs gibi cdo piyasasına pek bulaşmadığı için şimdilik sağlam görünen yatırım bankalarının da ileride sıkıntıya düşmesi şaşırtıcı olmaz. washington mutual ve dünyanın en büyük sigorta şirketi aig her an batabilir.

özetin özeti: olayların esas sebebinin açgözlülük, para hırsının gözleri kör etmesi ve kapitalizmin hastalıklı mahiyeti olduğunu söyleyebiliriz.

* yazarken robin blackburn’un mart 2008’de new left review için yazdığı makaleden epey faydalandım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Genel Yönetici
MrMarvelous said:
Hiç bişey olmaz Amerika'ya.

Hatta işlerine bile gelebilir bu kriz. Bana suni olarak yaratılmış gibi geliyor, büyük firmaların ve devletin küçükleri battı diye ucuza kapatarak ilerki ajandalarını uygulayabilecek para kaynağı yaratmak için yapılmış bir olay yani.

Daha önce defalarca yapmadılar mı?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yılmaz Özdil'in yazısını şahsen saçma buldum. Alakasız iki processi birbirine bağlayıp laf sokmaya çalışmış. Türkiye'de hiç bi halt iyi gitmiyor tamam da olmamış bu. Ya da yazı tarzını sevemedim bi türlü o yüzden de olabilir.

End-user bi vatandaşım finanstan anlamıyorum. Morgan Stanley de batmasın.

Saygılarımla...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

MrMarvelous said:


Hatta işlerine bile gelebilir bu kriz. Bana suni olarak yaratılmış gibi geliyor, büyük firmaların ve devletin küçükleri battı diye ucuza kapatarak ilerki ajandalarını uygulayabilecek para kaynağı yaratmak için yapılmış bir olay yani.

Daha önce defalarca yapmadılar mı?


Çıkın bu kafalardan ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

orc_lord said:
MrMarvelous said:
Hiç bişey olmaz Amerika'ya.

Hatta işlerine bile gelebilir bu kriz. Bana suni olarak yaratılmış gibi geliyor, büyük firmaların ve devletin küçükleri battı diye ucuza kapatarak ilerki ajandalarını uygulayabilecek para kaynağı yaratmak için yapılmış bir olay yani.

Daha önce defalarca yapmadılar mı?


ya kardeşim anlamıyorsanız anlamıyoruz diyin.

ben gidip "bence quantum fiziği amerikanın yaptığı bir iş bence. bunu avantajlarına kullanmak için yaptılar bak gör ilerde. daha önce defalarca yapmadılar mı?" diyor muyum?

allahaşkına ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Verdiğin örnekle quantum fiziği kel alaka bi kere. dediğime muhalefet olmak için saçma sapan şeyler yazmayın.

Hiç okumamışın heralde amerikan ekonomisinin tarihiyle ilgili şeyler.

ilk defa olmuyor bu, daha önce meydana gelenlerden sonra da çok daha sağlam bi şekilde ayağa kalktı amerika.

olan çalışan orta sınıfa olacak. işsiz kalıp krizi yaşayan onlar.

ama amerikaya bir bütün olarak hiç birşey olmaz. Dolardan bahis ediyoruz bi kere. Dolar. Biliyo musun? Kamboçyadan ugandaya nereye gitsen kabul görecek kadar güçlü bi para birimi. Bizim kıçıkırık TL ye benzemez yani. Ve Amerika dediğin bu parayı basan ülke oluyor biraz. Kısaca anlatabildim mi?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

MrMarvelous said:
Verdiğin örnekle quantum fiziği kel alaka bi kere. dediğime muhalefet olmak için saçma sapan şeyler yazmayın.
sen neden bu örneği verdiğimi anlamamışsın. ben anlamadığım bir konuda yazmıyorum diyorum, başkaları da anlamadığı konularda yazmasın.

said:
Hiç okumamışın heralde amerikan ekonomisinin tarihiyle ilgili şeyler.

ilk defa olmuyor bu, daha önce meydana gelenlerden sonra da çok daha sağlam bi şekilde ayağa kalktı amerika.

evet oldu tabiikide. dünyada hangi ülkede ekonomik kriz olmadı bir söylesene?

dotcom sorunu oldu. bunun sebebi herkesin internetin exponential olarak büyüyeceğini düşünüp bu konuya aşırı yatırım yapması idi. tabii öyle olmadı, insanlar da bunu anlayınca equity fiyatları düştü çok, böylece 100 koyan insanlar 3 alabildi.

great depression oldu. bunun için her kafadan bir ses çıkar (en mantığa uygunu herhalde şu: 1. dünya savaşından sonra altın-based monetary policylerin dünyada artık kabul görmemesi, ve bunun sonucunda amerikada olan enflasyon sonrasında doğan boom'un daha sonra aynı şekilde contract edilmesi... ama dediğim gibi her kafadan bir ses çıkar bu konuda) ama o zamanlar senin dediğin gibi bütün dünyanın ortak para birimi dolar değildi. ki bunu tartışmaya bile gerek yok zaten, hatta the great depressionun amerikanın yararına olmadığını şu anda anlatmaya çalıştığıma inanamıyorum.

said:
olan çalışan orta sınıfa olacak. işsiz kalıp krizi yaşayan onlar.

tabii. yüzbinlerce bankacı işsiz kaldı ama onlar bankacı olduğundan işsiz kalsalar bile popolarından para akıyor, o yüzden onlara hiçbirşey olmadı dimi.

ha bi de şey var. maaşlarının bonuslarının bir kısmı equity olarak verilir. bu yüzden equity fiyatları %90 düşünce aldıkları maaşların bir kısmı da %90 düşüyor. bankada çalışmadığından bunu bilmiyor olabilirsin normaldir, ama yine söylüyorum bilmiyorsan o kadar kesin yorum yapma, saçma oluyor.

said:
ama amerikaya bir bütün olarak hiç birşey olmaz. Dolardan bahis ediyoruz bi kere. Dolar. Biliyo musun? Kamboçyadan ugandaya nereye gitsen kabul görecek kadar güçlü bi para birimi. Bizim kıçıkırık TL ye benzemez yani. Ve Amerika dediğin bu parayı basan ülke oluyor biraz. Kısaca anlatabildim mi?


ee? amerikaya bütün olarak tabii bişi olmaz bi ekonomik kriz yüzünden ülke gitseydi türkiye 56 parça halindeydi şu an.

doların heryerde kabul görmesiyle bunun ne alakası var? kamboçyadan amerikaya ne? napacak amerika kamboçyada?

enflasyon üretilmesinin bir ekonomi için olan zararlarını biliyor musun?

hayır açıklama bekliyorum kamboçyada ugandada amerikan dolarının kabul görmesiyle bu krizi yaratmanın arasındaki ilişkiyi. madem öyle biz de sudan a gidelim lirayı kabul ettirelim sonra ülkeyi batıralım, POOF! amerika gibi dünya zenginiyiz. böyle mi oluyor? bütün mesajımı boşverip son paragrafa da cevap yazabilirsin istersen :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...