Horizon Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 İşkence yöntemleri için uyarı +18 veya kaç ise artık. Gazeteci Oğuz Güven'in 78 kuşağını anlattığı "Zordur Zorda Gülmek" adlı kitabında insanın kanını donduran işkence yöntemleri anlatılıyor. 12 Eylül 1980 darbesinin öncesi ve sonrasında "78 kuşağı" diye adlandırılan gençlerin yaşadığı trajikomik gerçek öykülerin yer aldığı kitap yeni öykülerle genişliyor. 3. Baskısını yine 12 Eylül'ün yıldönümünde yapan kitapta, bu kez Diyarbakır Cezaevi'nde uygulanan işkence yöntemleri de tüm ayrıntılarıyla anlatılıyor. İşte, Diyarbakır Cezaevi Gerçeğiyle Yüzleşme Araştırma ve Adalet Komisyonu raporundan akıllara durgunluk veren işkence yöntemleri: FALAKA: Yaygın ve sürekli uygulandı. Ayak tabanı, ellerin içi gibi vücudun kaslı bölümlerine kalas, cop, zincir, saz sapı, pik demir vb. vurularak gerçekleştirilirdi. Bu yöntem, ayak tabanlarını ve el ayalarını patlatır, kaba yerleri ezer, morartır, tırnakları sökerdi. El ayak gibi herhangi bir yeri kırar, sakat bırakırdı. KÖPEK SALDIRTMA: Tutuklu çırılçıplak soyulur, kurt köpeği üzerine saldırtılırdı. Köpeğin ilk kaptığı yer bacak arası olurdu. ZlNCİR: 20-25 metre uzunluğundaki zincirin uçları iki tutuklunun boynuna bağlanır, tutuklular sırt sırta verdirilerek ters yönde hızla itilir. Tutuklu tek ayağından zincire bağlanır, bu zincir yüksek bir yere asılır, tutuklu bayılıncaya kadar askıda kalırdı. GERME: Tutuklunun bir bacağı merdiven kenarlığına bağlanır, diğer bacağı da açık bırakılan koğuşun gözetleme deliğine bağlanıp kapı kapatılır, tutuklunun bacakları koğuş kapısının eni kadar gerilir ve öyle kalırdı. Koşuşturulur, zincir tam gerilince, her iki tutuklu da sırtüstü yere düşerdi. AYAKTAN ASMA/TEPE: 50-60 kişi havalandırmaya alınırdı. Gardiyan "tepe ol" komutu verince tüm tutuklular üst üste bindikten sonra, bir tutuklu da üst üste yatan tutukluların üstüne çıkar, istiklal Marşı'nın on kıtası okutulurdu. KULE: Havalandırmaya çıkan tutuklular altı kişilik daire oluştururlardı. Bunların üzerine 3-4 kat olacak biçiminde tutuklular çıkarıldıktan sonra, gardiyanın "yıkıl" komutuyla kule oluşturan tutuklular kendini yere bırakır ve böylece tutukluların değişik yerlerinde kırılma, incinme ve çıkık olurdu. RANZA ALTI: Gardiyanlar ellerinde kalaslarla koğuşa girip, "ranza altı ol" komutunu verince, koğuşta bulunan tutukluların hepsi ranzaların altına girerdi. Herhangi bir yerlerinin açıkta kalmaması gerekiyordu. Ranzaların altına tüm tutuklular sığmadığı için kiminin eli, kiminin kolu dışarıda kaldığından, gardiyanlar ellerindeki kalaslarla tutukluların dışarıda kalan kısımlarına vurmaya başlardı. KANTAR: Tutuklular havalandırmada çırılçıplak soyundurulup tek sıra halinde dizilirler, sıranın ön tarafında duran tutuklu sırt üstü yatırılırdı. İkinci tutuklu, yatan tutuklunun testis ve erkeklik organlarından tutarak yukarı kaldırır, tutuklunun kaç kilo geldiğini söylemesi istenirdi. Tüm tutuklular birbirini tartana kadar bu işlem devam ederdi. KERVAN: Havalandırmada, tutuklular tek sıra dizilir, her tutuklu önündeki tutuklunun sırtına bindirilir, bacakları, altındaki tutuklunun boynundan aşağıya sarkıtılır ve kulaklarından tutması istenirdi. Gardiyanın komutuyla tutuklular yürümeye başlar ve bu işlem tutuklular ayakta duramayacak duruma gelene kadar sürerdi. SEHPA: Tutuklu gece koğuştan alınıp, koğuş koridorunda gardiyan ve subaylardan mizansen olarak oluşturulan bir mahkemede sorgulanırdı. Mahkeme, tutukluyu idam cezasına çarptırır, ikinci katın merdiven kenarlığına bir ip geçirilip, ipin ucuna tutuklunun boyun kemiğini kırmayacak düzeyde kalın bezden bir ilmik takılır, tutuklunun boynu bu ilmiğe geçirilir ve temsili infaz gerçekleştirilirdi. Tutuklu tam boğulacağı sırada ip açılırdı. COP SOKMA: Gardiyanlar copu zeytinyağına batırır ve yağlı copu tutuklunun makatına zorla sokardı. Sonra bu copu kendisine ya da bir başka tutukluya yalatırlardı. ÇEK-ÇEK: Tutuklu çırılçıplak soyundurulur ve erkeklik organına bir ip takılırdı. Gardiyan ipin diğer ucunu alıp hızla koşar, tutuklu da zorunlu olarak gardiyanın peşinden koşar. LAĞIM SUYUNA SOKMA: Tecrit bölümünün alt katındaki bazı tuvaletlerin delikleri tıkanır. Hücrelerin pisliği ve lağım suları burada biriktirilir, diz boyu kadar oluşturulan pisliğin içine tutuklu atılır ve pislik yedirilirdi. KiTAP OKUMA: Koğuşta bir tutuklunun eline kitap verilir, tutukluya avazı çıktığı kadar yüksek sesle tek tek sözcükler okutulurken, diğer tutuklular bu sözcükleri tekrarlarlardı. Sabahtan akşama kadar yapılan bu işlem sırasında, tutuklular ayakta durmak zorundaydı. MARŞ SÖYLETME: Cezaevinde bulunan herkes elli'yi aşkın marşı ezberlemek zorundaydı. Bu marşlar tutukluların ses telleri tahriş oluncaya kadar söyletilirdi. ÖL DEDİĞİMDE: Tutuklu havalandırmanın orta yerine çıkarılır, hazır ol durumuna geçirilirdi. Gardiyanın "öl" komutuyla tutuklu kaskatı, eklemlerini kırmadan yere düşürülürdü. Bu işlem gardiyanın keyfine göre tekrarlanırdı. SİGARA İÇİRME: Bunun çok çeşitli yöntemleri vardı. En çok uygulananları şunlardı: Koğuşta kalan tutukluların eline beş adet sigara verilir, sigaraların tümü yakılarak devamlı ağzında tutulurdu. Gardiyanın "çek-bırak" komutuyla sigaralar bitinceye kadar içirilir, sigaralar-filtreleri dahil- tutuklulara yedirilirdi. Bu sırada koğuş pencereleri kapatılır, havasızlık ve dumanla boğulma ortamı yaratılırdı. BANYO: Tutuklular çırılçıplak soyundurulur ve tek sıra halinde banyoya götürülürdü. Banyoda sabun kullanılmazdı. Hortumla tazyikli su tutukluların üzerine fışkırtılırdı. Daha sonra tutuklular koridora çıkarılır, "Yat-sürün" komutuyla tutuklular yerlerde süründürülerek koğuşlarına götürülürdü. SAYIM DÜZENİ: Tutuklular günde en az beş kez sayılırdı. Her sayımdan önce, tutuklular sayım düzenine geçer, sayım talimi yaptırılır, yüksek sesle tekmil verilir, rahat-hazır ol ile, çöker kalkarlardı. GECE NÖBETİ: Geceleri her koğuşta mevcuda göre 2-7 kişiye kadar tutukluya sırayla nöbet tutturulurdu. Nöbet sırasında devriye gezen gardiyanlar, koğuşun mazgal deliğini açar, nöbetçi tutuklunun mazgaldan dışarı elini uzatmasını ister, tutuklunun ellerine cop veya kalasla istediği kadar vururdu. LOKOMOTİF: Tutuklular havalandırmaya çıkarılır, İki kişi çırılçıplak soyundurulur, bunlardan birisi domalıp iki eliyle diz kapaklarını tutar, diğeri de arkadan bunu kucaklardı. Gardiyanın "uygun adım marş" demesiyle her iki tutuklu havalandırmada dolaşırlar, diğer tutuklular zorunlu olarak bunları izlerdi. PİSLİK YEDİRME: Her havalandırmanın ortasında bir lağım çukuru vardı. Lağım suları ve insan pislikleri burada toplanırdı. Tutuklulara bu çukurdan avuç avuç pislik alıp yemeleri istenirdi. İŞEME: Havalandırmada bir tutuklunun yere yatması istenir, diğer tutuklulara, yerde yatan tutuklunun yüzüne işemesi istenirdi.. TECAVÜZ: Cezaevinde görev yapan gardiyanlar, genç tutuklulara merdiven altlarında zorla tecavüz ederlerdi. Ayrıca iki tutuklu çırılçıplak soyundurularak birbirlerine tecavüz etmeleri istenirdi. HASTANE: Hastanede de cezaevindeki kurallar geçerliydi. Hasta, tuvalete götürülmez, yatakta da hazır ol vaziyetinde yatardı. VEREM: Veremlilerle, sağlam tutuklular birbirinden tecrit edilmez, aynı kapta yemek zorunda bırakılırdı. Aynı battaniyenin altında yatırılırlardı. Veremlilerin balgamları tahlil yapılacak bahanesiyle toplanır, karavanadaki yemeklere karıştırılır ve bu yemekler tüm tutuklulara yedirilirdi. AYAKTA BEKLETME: Bu yöntem cezaevinde her gün geçerliydi. Sabah saat 05'den akşam 17-19'a kadar tutukluların oturması yasaktı. KONUŞMA YASAĞI: Koğuş içindeki iki kişinin birbiriyle konuşması, tutuklunun gülmesi ve düşünür gibi görünmesi yasaktı. Böyle bir suçu işleyen tutuklulara yukarıdaki işkence yöntemleri uygulanırdı. GECE BASKINI: Nöbetçi subay ve gardiyanlar, gece geç saatte tutukluların koğuşuna girerek, uyku sırasında tutuklulara cop veya kalaslarla dayak atarlardı. AVUKAT-ZİYARET DAYAĞI: Avukat görüşmesine ve diğer görüşmelere gidip gelirken tutuklulara dayak atılırdı. Görüşlerde hiçbir şey konuşulmaması tembih edilirdi. Tutuklular avukatlarıyla savunma konusunda görüş alışverişinde bulunamazlardı. MAHKEME DAYAĞI: Tutuklular mahkemeye götürülürken cenaze arabasına bindirilirlerdi. Elleri arkadan kelepçeli olurdu. Cenaze arabasına binerken ve çıkarken gardiyanlar tarafından dövülürlerdi. --------- İnsanın aklı duruyor yöntemleri okuyunca. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
di Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Hepsinden once bir spoiler ve iceriginin bazi kisileri etkileyebilecegine dair bir uyari lazim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 askerin vurduğu yerde gül biter bi kere. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ShadowFury Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 said: Koğuş içindeki iki kişinin birbiriyle konuşması, tutuklunun gülmesi ve düşünür gibi görünmesi yasaktı hö? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
darkness87 Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 belli bi yerden sonra okuyamadım yazık ya Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Silphatos Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 oz'da bile yoktu lan bunlar, helal yaratıcı işkenceler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
adamınbiri Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 bu bildiğin fetiş bişi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cons Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 ne güzel ordumuzsun sen tsk. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aritra Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 güvenim yok devlete, orduya, dine, şuna, buna. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mike Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 helal olsun destekliyorum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
throine Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 yok canım Türk Ordusu böyle bişey yapmaz. sdfs Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Masquerade Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 al birini vur ötekine. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
obsesifik Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 midem bulandı gözlerim doldu kalbim fln sıkıştı bu ne yaa insan evladına yapılmaz böle şeyler Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
adamınbiri Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 hadi adam değilsindir anlarım işkence yaparsın yada komutanların zorlar yapmak zorunda kalırsın ama tecavüz ne lahn tecavüz ne!?!?! yuh! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
obsesifik Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 ya benim anlamadığım şu çoğu işkence komutla yapılıo.. adam bile bile kendini kaskatı şekilde yere atıo fln.. eğer tam anlamıyla yapmazsa neler yapıolar da şu komutla olanları tam anlamıyla yerine getirebiliyor tutuklular :S Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
roket adam Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Haberi aldığın siteyi çok aradın mı acaba sdfg. Onlara sorarsan sabun yapmışlar adamlar http://www.haberdiyarbakir.com/news_detail.php?id=13144 Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SturmVogel Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 12 Eylül'e bok atmak trend olmuş yine, sormak isterim o "deniz gözlü" övdüğünüz insanlar değil miydi banka soyan, kahvehane bombalayan, otobüs tarayan? Yazık... Şeriat gelsin daha ne işkenceler görürsünüz Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 roket adam said: Haberi aldığın siteyi çok aradın mı acaba sdfg. Onlara sorarsan sabun yapmışlar adamlar http://www.haberdiyarbakir.com/news_detail.php?id=13144 Betonda patladı roketin :) , araştırmadan birinin bu tarz birşey diyeceğini tahmin ediyordum ama malesef ben senin verdiğin linkte değil buradan aldım haberi. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 SturmVogel said: Şeriat gelsin daha ne işkenceler görürsünüz hayıır şeriyat geliyoy Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
roket adam Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Hakkaten betonda patlamış fgdfg. Ufak bi google yapayım dedim kim yazmış nedir ne ayaktır, bu çıktı. Hürriyet çıkmadı bile. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Apache Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 SturmVogel said: 12 Eylül'e bok atmak trend olmuş yine, sormak isterim o "deniz gözlü" övdüğünüz insanlar değil miydi banka soyan, kahvehane bombalayan, otobüs tarayan? Yazık... Şeriat gelsin daha ne işkenceler görürsünüz şeriatla ne alakası var bu yazının arkadaşım.orada bir insanlık suçu var. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Burax Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 @obsesifik sence neler yapılıyor olabilir? tutukluyu karşılarına alıp insan gibi konuşuyorlarmış neden komutlara uyması gerektiğini düzgün bir Türkçe ile anlatıyorlarmış onlar da ikna oldukları için komutları uyguluyorlarmış Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Jadelith Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 yannış topik ne güzel post kasmış oldum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
BloodyBeast Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 hak edene Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
obsesifik Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 12, 2008 Burax said: @obsesifik sence neler yapılıyor olabilir? tutukluyu karşılarına alıp insan gibi konuşuyorlarmış neden komutlara uyması gerektiğini düzgün bir Türkçe ile anlatıyorlarmış onlar da ikna oldukları için komutları uyguluyorlarmış böyle olmadığını ve bunu ima etmediğimi sen de biliorsun ya da bilmelisin diyeyim.. daha neler yapabilirler ki demek istedim daha ne olabilir yani Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar