Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Özkök'ün yalanı


Horizon

Öne çıkan mesajlar

12 09 2008 00:41
Hürriyet'ten Ertuğrul Özkök, hiçbir iktidarla pazarlık yapmadıklarını açıklarken önceki bakanlardan Güneş Taner'le yaptığı telefon kayıtları onu böyle yalanladı.

Hürriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök bugün NTV'de canlı yayına katılarak Başbakan Erdoğan ile Aydın Doğan grubu arasındaki iddialara cevap verdi. Özök, açıklamalarında Doğan Grubu olarak iktidara işlerini halletmek için baskı yaptıkları iddialarına tepki göstererek "Bunu biz yapmıyoruz ama başkalarının yaptığını çok iyi biliyorum dedi.

Oysa Ertuğrul Özkök'ün Mesut Yılmaz'ın Başbakan olduğu 1998 yılında dönemin ekonomiden sorumlu Devlet Bakanı Güneş Taner ile yaptığı bir telefon gönüşmesi uzun süre medyanın gündemine oturmuştu. Bu görüşmede Özkök, Doğan Grubu'nun kuracağı karton fabrikası için dönemin başbakanından teşvik teşvik istediği ve teşvik almak için de neler yaptıklarını ortaya koyuyordu.

Ekonomiden sorumlu devlet bakanı Güneş Taner’le “işadamı” Ertuğrul Özkök’ün 22 Ekim 1998’de gerçekleştirdikleri telefon görüşmesinin tam metni:

Özkök: Sen şeyde mi, şeyden mi dinliyorsun beni açıktan mı?
Taner: Hı, tabii alayım. Ha şimdi söyle.
Özkök: Ya şimdi Güneş biz biliyorsun bir tane karton fabrikası
kuruyoruz Kocaeli’nde, ondan sonra ee.. size bir teşvik başvurumuz var.
Taner: Tamam.
Özkök: 50 milyon dolara kadar teşvik veriyorsunuz, şey pardon 50 milyon dolar en az olacak. Bizimki 130 milyon dolarlık falan bir teşvik...
Taner: Eee, veririz.
Özkök: Senin masanda duruyormuş bu.
Taner: Yoo, daha bana gelmedi.
Özkök: Gelmiş sana, öyle dediler bana.
Taner: Dur bakayım bana gelmedi ama şimdi sordururuz söyle bakim isim ver.
Özkök: Meyta.
Taner: Meyta mı?
Özkök: Meyta galiba, evet Meyta mı Meyfa mı öyle bir şey karton fabrikası.
Taner: Bana teşvik uygulama genel müdürünü bağlar mısın? Ha sen söyle bana ben öbür. telefonla istettim.
Özkök: Bir sor bakalım bir öğren yahu?
Taner: Ben şimdi öğreneyim de ne olduğunu durumun.
Taner: Dur bir dakka... Alo ya bir şey sorucam sana, bu şeyle ilgili bir teşvik bizde bekliyor mu? Meyta diye karton fabrikası... Korkmaz Yiğit mi, hayır Milliyet grubunun değil ya, bu şeyin Meyta da bu şeyin Aydın Doğan’ın tamam...
Taner: Bu nedir tık tık sesleri benim söylediklerimi teybe mi
kaydediyorsun?
Özkök: Bu benim şey ya şey telefonla konuşuyorum ben hayatımda hiç kimseyi banda almadım kimseye yapmadım, sana mı yapacağım. Afitap bak bakan şüpheleniyor banda alıyorum diye. Herkes kasete aldığı için bunu başka telefona aktarabilir misin...
....
Taner: Dışarıda eğer sıkıntımız olmasa ben içeride şeyi temizleyeceğim. Yani benim sıkıntım dışarıdan kaynaklanıyor. Dışarıdan alamadığım için şey yapıyorum. Bir tarafta onlar, bir tarafta seçim, bir tarafta şey Türk Ticaret Bankası, nedir ulan bu başımıza gelenler.
Özkök: Hakikaten ya bu Türk Ticaret Bankası olayı... Bu gazete.. yine biz şey yapıyor bir tarafa.
Taner: Hı...
Özkök: Yazıyoruz abicim.
Taner: Yazmanız lazım çünkü yarın siz de çok zor durumda kalırsınız ya.
Özkök: Evet.
Taner: Mehmet Emin’le görüşmüş seninki.
Özkök: Evet görüştü, görüştü.
Taner: Ondan sonra tekrar görüşecekler herhalde.
Özkök: Onun havası ne?
Taner: Ben şey yaptım ona dedim ki yahu yap bu işi...
....
Özkök: Doğru, doğru. Peki yahu Güneş, verin artık bunu satış falan verin bunu ya.
Taner: Ya vericez de şimdi devletin yani şimdi.
Özkök: Abi, devlet ilk defa mı kağıt verecek Allah aşkına yapmayın bu yahu.
Taner: Ya mesele o değil, bütün mesele şimdi sorumluluk meselesi var. Kimin ne sorumluluğu, şimdi bunun içersinde bunun ne kadarı bana ait, ne kadarı başbakanın sorumluluğunda belli değil ki. Yani şimdi ben kalkıp da emniyetin çok gizli diye Merkez Bankası’na yazdığı ve Merkez Bankası Başkanı’nın bana göstermediği dokümanı ben nasıl vereyim ki.
Özkök: Ne olacak abicim, sen kendini koruyacaksın ya...
Taner: Hayır, ne olacak değil, yani yahu tamam ben kendimi
koruyacağım ama bir de devletin şeyi var yahu çalışma yöntemi var, boku var, püsürü var ya.
Taner: Şimdi biz biliyoruz ki, herkes biliyor ki böyle bir yazı yazılmış ve bu yazıdan bizim haberimiz yok. Benim bu yazıdan dün haberim oldu.
Özkök: Ben seni orada yazıyım mı peki bunu.
Taner: Yazma. Yani bir numara çekme, çünkü olduğu takdirde bir sürü şeyin içersine şey olur yani habercilik açısından senin işine yarar da benim işime yaramaz. Taner: Yani bunu alacağın yer Başbakan. Senin başbakanı yakalayıp, alman lazım. Gelsene Ankara’ya.
Özkök: Bugün mü? Abi dün oradaydım ben.
Taner: Niye haber vermedin, ben akşam Zafer’i başbakana götürdüm. Geldiğin zaman beni niye aramıyorsun. Ben sana dedim ya sen beni boş veriyorsun diye. Oğlum bak biz bu işlere katılmadık ha korkma benden.
Özkök: Yahu ne korkucam senden bırak Allah aşkına yahu. Benim
başka işim vardı dün akşam.
Taner: Bilmiyorum tabii, ne işin vardı ama?
Özkök: Hı hı.. tahmin ettiğin işim vardı.
....
Taner: Söyleyemem oğlum söyleyemem yapamam. Yani biliyorsun ne onunkini sana ne de seninkini ona söyleyemem onun için gel buraya, kendin başbakana gel.
Özkök: Telefonlara bile çıkmıyor artık adam.
Taner: Kim?
Özkök: Mesut.
Taner: İşte böyle zamanda arayı şey yap.
Özkök: Arayı ne yapalım ben kardeşim çıkmıyor bile telefonuma yahu...
Taner: Sen de telefonla uzaktan idare etmeye çalışıyorsun.
Özkök: Bugün onun ağzından manşet yaptım, daha ne yapayım.
....
Taner: Yani senin buradaki Sedat’ın yapacağı işler değil bunlar.
Özkök: Ben yarın Paris’e gidiyorum.
Taner: Vay adi herif vay...
Özkök: Yok abicim senin başbakanın bana etmediği hakareti
bırakmadı.
Taner: Benim başbakanım oldu şimdi.
Özkök: Ulan yine ben koruyorum, hâlâ da ben koruyorum. Röportaj gibi gideceksin ana avrat iyice bir kavga edeceksin ondan sonra tekrar iyi adam olacaksın.
Taner: Ankara’da her şey önemli bugünler bu saatlerde.
Özkök: Ben bunu kafaya yedikten sonra hiçbir şeyi yok. İftira atıyor, bana kalleş diyor. Atsın ne yapalım. Biz de öğrendik artık kavga ederiz onunla bir güzelcene ondan sonra barışırız biz de iyi adam oluruz ondan sonra bizi de şey yaparlar.
Taner: Sizin aranızdaki ilişkiye karışmam.
Özkök: Öyle işte karışmazsın ya.
Taner: Şarapları sana verirken bana mı verdi, şarapları getirdi.
....
Taner: Valla ipucu falan veremem. Gel diyorum sana sen dinle beni, atla uçağa gel ne işin var?
Özkök: Yarın sabah 8 uçağıyla şeye gidiyorum Paris’e. Rahmi Bey’in davetlisi olarak gidicem.
Taner: Ulan çok mu önemli Rahmi Koç’un davetlisi olmak?
Özkök: Önemli abicim önemli.

kaynak

Şimdi kanal 7 haberi vs denicek , e hürriyetin haberi haber oluyorda savaştığı medya haber olmuyor mu ? Karşılıklı atışmalarda buyrun özkök ile ilgili gerçek bir durum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Eeee? Özkök denen zat Aydın Doğan'ın bir numaralı adamı, kraldan çok kralcı olan sözcü-tetikçisidir zaten. Altı ay önce yazdığı altı ay sonrakini tutmaz.

Ben Hürriyet gazetesinide sevmem. Ha 3 yazarını (Bekir Coşkun, Mehmet Yılmaz, Yılmaz Özdil) severek okurum ama bu 3 isim dışında ciddi bir yanı olmayan, rüzgara (Aydın beyin çıkarlarına göre) dönen bir gazete. Edit: (Kanat Atkayayı da yazmalı ama o eğlencelik yazdığından ayrı tutuyorum, onun rüzgarla fln işi yoktur).

İnanıyorum ki sadece bu değil, az biraz kassan daha birçok yalan, tutarsız yada uçmuş yazısını bulursun.

Ciddiye alınacak adam değildir kendisi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

valla kusura bakmayin ama bu telefonlar normal bir is adami devlet konusmasi o kadar abartmayin.

Ben bu tartismalarda dogana hak veriyorum, her is adami gibi oda bir seylere basvuruyor , ve devletten izin istiyor bunda bir haksizlik yok.

Bende kendi capimda bolgemdeki belediye baskanindan bunlari istiyorum, veya tarim koyisleri bakanligindan istiyorum tesvik vs

abartmayin bu kadar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Baştan sona okudum, şık bir konuşma değil ama iş 10 yıl öncesinin ve hiç bir suç ögesi içermiyor. Adam orada ne demiş, bizim iş ne oldu. Tabii ki işinin peşinde koşacak, kredi istedik ne oldu diyecek. Siz bir yere kredi için başvursanız durumu ne oldu diye sormazmısınız. Karşı tarafta zaten hemen veriyorum demiyor, bu işin yolu yordamı var, devletin işleyişi var diyor. Bula bula bu konuşmayı mı bulmuşlar suç diye. O zaman Özkökö benim düşündüğümden çok daha temiz bir adammış, ben hep daha karanlık birisi olarak varsaymıştım.

Devleti kendi çıkarları için kullanmak ile ilgili haber istiyorsanız Sabah'ın satışını inceleyin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Evet evet fedaykin hiçbirşey yok normal bir diyalog. Kendisi iş takibi için kullanmamış hiç medyayı baskı aracı olarak. Bak hiç kullanmamış medyayı.

Taner: Sen de telefonla uzaktan idare etmeye çalışıyorsun.
Özkök: Bugün onun ağzından manşet yaptım, daha ne yapayım.
....


Özkök: Yok abicim senin başbakanın bana etmediği hakareti
bırakmadı.
Taner: Benim başbakanım oldu şimdi.
Özkök: Ulan yine ben koruyorum, hâlâ da ben koruyorum.Röportaj gibi gideceksin ana avrat iyice bir kavga edeceksin ondan sonra tekrar iyi adam olacaksın.
Taner: Ankara’da her şey önemli bugünler bu saatlerde.
Özkök: Ben bunu kafaya yedikten sonra hiçbir şeyi yok. İftira atıyor, bana kalleş diyor. Atsın ne yapalım. Biz de öğrendik artık kavga ederiz onunla bir güzelcene ondan sonra barışırız biz de iyi adam oluruz ondan sonra bizi de şey yaparlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

SturmVogel said:
Konu saptırmakta üzerine yok Horizon

ya, bir gün git Başbakan'ı, gemiciklerini, mahalle baskısını filan yaz

ölür müsün?


Neyi saptırmışım buyur ? Onlar yazılıyor zaten hergün 1 den fazla olmak üzere koşe yazıları vs. Yazılmayanları yazalım bizde. Farklı fikirler veya farklı yorumlar yazılınca saldırganlık artıyor herzaman. Tahammülsüzlük var tabi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Özkök: 50 milyon dolara kadar teşvik veriyorsunuz, şey pardon 50 milyon dolar en az olacak. Bizimki 130 milyon dolarlık falan bir teşvik...


Benim buradan anladığım en az 50 milyon$ veriyorsunuz. Nedir bu, teşvik için başvurduğunuzda çeşitli durumlara göre yüzde bilmem kaçını verirler. a durumuna uyuyorsan toplamın %10'u, b durumuna uyuyorsan %25'i vs. gibi. dediğide en alt sınırdan alırsanız 50 milyon dolar, ama bizim istediğimiz 130 milyon dolar. Yanlış anlıyor olabilirim zira işin detayını bilmek gerek.

Ayrıca ben bu durum çok şık şey mi demişim, neresinden baksanız yakışıksız ama suç değil. Ayrıca ne demişim, Özkök mükemmel adamdır mı, yoksa ben onu daha kirli zannediyordum mu. AKP'nin bunca yolsuzluğu ortaya dökülmüş iken karşı saldırı için bula bula bunu mu bulmuşlar dedim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Horizon'un kaçırdığı nokta, asıl AKP karşıtının Ertuğrul Özkök değil olsa olsa İlhan Selçuk olduğudur.


Ertuğrul Özkök zerre umurumda değil, Hürriyet'i sadece eğlence amaçlı okurum.


Cumhuriyetten birinin bir yalanını, onu haberini bul tamam.

Tayyip Özkök'e saldırdı diye bize bunlarla gelme. Biz zaten Ertuğrul Özkök'ün de ne mal olduğunu biliyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ya ya ben yazmayı beceremiyorum yada anlamıyo bu.

bende biliyorum heralde tekzipleri değil mi?

ben sana yanlış yoldasın sadece tayyip özköke saldırdı diye sende ona uluma o adam daha dün kankinizdi ayıptır diyorum, sen beni "cumhuriyet yalan yazmaz!" diyorum sanıyosun.


hoş CUmhuriyet'in 80 yıllık tarihinde yazdığı hatalı haber sayısı diğer gazetelerin bir yılda yazdığına eşittirde..neyse karışmasın.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Cumhuriyetten birinin bir yalanını, onu haberini bul tamam.

Tayyip Özkök'e saldırdı diye bize bunlarla gelme. Biz zaten Ertuğrul Özkök'ün de ne mal olduğunu biliyoruz.


Peki bence sen de haklısın. Ne yazıyorsan ona cevap veriyorum. Bak yazmışsın.

Ayrıyetten , bu haber için başlık açmamın senin bilip bilmemen ile ya da özkökü sevip sevmemenle alakası yok. Senin bu konuda ne düşündüğün umrumda değil.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...