nedanko Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Adam yasli hasta diyenlere diyorum ki, Apo'da ayni sebeplerle cikmak isterse gidin eylem yapin teknelerle imralinin onunde, Apo'ya guller atin, ama o cok hasta, yazik ona, ilaclarinida almadi daha zaten yaaa, luuuutfeeeen diye bagirin diye beklicem. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ekmek Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 at önlerine 50 ytl onu da yaparlar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nedanko Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 pahaliymis fiyatlari, bir torba komure yapan buldum ben.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 geldim geldim, bilgisayar başında olduğum müddetçe sus pus kaldığımı gördünüz mü? şimdi bi kere cumhurbaşkanının kafasına göre istediğini affedebilme yetkisi var mı yoksa bu bi avukatın başvurusuyla, veya ne bileyim hukuki kurallar çerçevesinde mi gerçekleşiyo? yani ortada hukuka aykırı bir durum mu var, yoksa ahlaken yanlış bir davranış mı? bu haberi biraz daha araştırıp dönücem size =) ama bence bugün abdullah gül ve gıyabında TC çok daha büyük bi ayıba imza atarak sudan lideri beşirin ziyaretini kabul etmiş.. bu adam darfur katliamının sorumlusu olarak gösteriliyo, neden davet edilir, buradan sağlanacak çıkar itibarımızın zedelenmesine değer mi vs vs..adam tutuklandı tutuklanacak bi de. bu arada hala ergenekona uydurma, bilimkurgu diyenler olması gerçekten hayrete düşürüyo beni..artık bütün medya kuruluşları, aydın doğanına kadar ayağa kalkmışken, her gün sayfa sayfa iddianame inceleniyor, eski dosyalar gündeme geliyo ve yenileri açılıyoken "uydurma" demekte ısrar eden bi tek ergenekonu cansiperane savunanlar kaldı sanırım =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 kotu cocuklarin corabina noelde santa komur koyar, bizde de kotu cocuklar millete o komurleri dagitiyo, zamaninda coraplarin cok komur konmus. oha kendimi astim bu analogy ile. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Ekmek Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Oha aquila. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
nedanko Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 sir'cum darfur katliaminin sorumlusunu agirlamasi neden garibine gitti ki? unlu bir terorist vardi hani tayyip bey kefilim ona demisti, bu hareketler bize pek yabanci degil yani.. korler sagirlar birbirini agirlar.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Lancelion Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 akila terazini kırdım. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Drigeolf Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 @sir Ergenekon'a bilimkurgu denilmemiş. İddianamede savcı bilimkurgu kitabı gibi saçma sapan yerleri(çok ciddi yerlerin yanı sıra) de koyarak sayfa sayısını şişirmiş denilmiş. Sebep olarakta davanın uzatılmak istenmesi söylenmiş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Ehehe sir onu bilimkurgu diye görmek isterse bu onun demagogluğundan değil gözlüklerindendir. Yoksa her ikisinden midir? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Disappear Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Viktor said: demorkasi cogunlugun her sitedigini yapmasidir yasalar demokraside onemli degildir cogunlugun dedigi olur fasistler sizi cok guzel demissin zamaninda john stuart mill'de benzerini soylemisti "Democracy is the tyranny of the majority." edit: lol bu arada libos falan degilim. agzina demokrasi lafini sakiz edenler icin gecerli bi laf bu Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
asinanyavuz Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 rauf denktaşın istediği olmuş. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 "2500 sayfalık bilimkurgu kitaplarından copy paste iddianame" diyince şimdi "burada çok ciddi iddialar da var" anlamına geliyo mu? baya eğip bükmek lazım o cümleyi doğrusu =) tahmin ettiğim gibi, cumhurbaşkanı yetkilerini aşan bir hukuk ihlalinde bulunmuş değil, ama tabi erbakanı affetmenin onaylanacak yanı da yok, binbir skandala imza atmış bi adam. affetmemesi de büyük sürpriz olurdu öte yandan. bu olayı da şeriata veya faşizme bağlayanları da yine tebrik etmek isterim =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Archangel_ Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 kendinin de yargılanıp dokunulmazlık hedesi yüzünden ceza almaması üstüne erbakanı affetmesi sanırım bi türkiyede olur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Drigeolf Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 19, 2008 @Sir Yok canım, ordaki çok ciddi suçlamaların yanı sırayı ben ekledim, zaten parantez içinde yazdım, tabii ki o cümleden o anlam çıkmaz. Yorumladım biraz anlayacağın :). Ama denilen ana fikir pek yanlış gelmedi bana, gerçekten de iddianamede olmazsa hiçbir zarar gelmeyecek hatta absürd derecede saçma "belgeler" var. İnsan düşünmeden edemiyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Hocasının şahsında asıl kendisini affetti! Cumhurbaşkanı, ceza çekme gücü tükenmiş yaşlı bir adamı cezaevinden kurtarabilir. Anayasa ona bu yetkiyi veriyor. Ama Abdullah Gül, Necmettin Erbakan’ı affederek yalnız infazı durdurmadı, daha fazla bir şey yaptı. Kendisi Erbakan’ın iki anlamda dava arkadaşıdır. 1. Milli Görüş için yıllarca beraber mücadele vermişlerdir. 2. Kapatılan Refah Partisi’nin Hazine’den aldığı 1 trilyon 236 milyar lira yardımı, sahte belgelerle sarf edilmiş göstererek devlete iade etmekten sakındıkları için aynı davanın sanıkları olmuşlardır. Abdullah Gül bu suçun işlendiği dönemde Refah Partisi’nin MYK üyesi ve Genel Başkan Yardımcısı idi. Yargılama sürecinde AKP’den milletvekili seçilerek dokunulmazlık zırhına girmeseydi acaba ne olacaktı? Mahkeme 139 sahte belge ile devletin parasını iç etmekten suçlu ve sorumlu bulduğu Erbakan’ın yanında muhtemelen yardımcısı olan Abdullah Gül’ü de mahkûm edecekti. Glu glu sağlık raporları Öyle bir durumda Gül cezasını Erbakan gibi evinde mi çekecekti? Hayır hem genç, hem sağlığı yerindedir, büyük ihtimalle hapse girecekti. İşte o nedenle Cumhurbaşkanı Gül’ün af yetkisini asıl kendi vicdanında yara olarak duran o suçu silip yok etmek için kullandığını düşünenler çok da haksız değillerdir! Evet, aslında Gül, hocası Erbakan’ı değil kendisini affetmiştir. Çünkü Erbakan Hoca hapishane cezası çekiyor değildi. Hakkındaki hüküm kesinleştikten sonra infazı dört kez ertelenmiş, bu arada sırf onu korumak için cezasını evinde çekmesini sağlayan özel yasa çıkarılmıştır. Hoca zaten Altınoluk’taki yazlığında oturuyordu, sağlık hizmetlerini düzenli alıyordu. Bu af onun hayatında hiçbir değişiklik yapmayacaktır. O nedenle “sağlık durumunun mahkûmiyetinin devam etmesine izin vermediği” yolunda düzenlenen raporlar, Hoca’nın pek sevdiği deyimle “glu glu raporları”dır. Kamu vicdanı ne der? Kimse başbakanlık yapmış 82 yaşında bir siyasetçinin cezaevine kapatılmasını istiyor değildir. Nitekim ev hapsine dikkate değer bir eleştiri ve itiraz gelmemiştir. Ama buna gelecektir. Çünkü Cumhurbaşkanı özel af yetkisini suç ortağı için kullanmıştır. Bu yolla, daha doğrusu bu fırsatı kullanarak asıl kendisine af çıkarmıştır. Fakat niyet geri tepecektir. Çünkü kamu vicdanı adaleti saptıran müdahalelere karşı hassastır. Millet, dokunulmazlık sayesinde mahkemenin elinden kurtulan Abdullah Gül’ün, güç eline geçince mahkemenin verdiği cezayı ortadan kaldırdığını unutmayacaktır. Cumhurbaşkanı’nın kullandığı af yetkisinin adaletle filan ilgisi yoktur. Bu, nalıncı keseri gibi kaba bir sapmadır. Gül bu yetkiyi manevi olarak kendine yontmuştur. Devletin zirvesinde güven vermeyen bir hukuk ve adalet anlayışı ile yaşamak, başımıza gelen sorunların dileriz sonuncusu olur! Güngör Mengi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 bu hukumet yolsuzluklarin ustune gidiyormus... kulahima anlatsin. Mum_Chamber said: icine dusulen komik duruma baksana.. affi cikaran davanin saniklarindan biri.. "hepimizi affettim beyler, gozunuz aydin" Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Horizon Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Özay Şendir said: Cumhurbaşkanı doğrusunu yaptı... 20.08.2008 10:44 Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'ün Erbakan'ı affetmesine kızan çok oldu. Bu Gül'ün Çankaya Köşkü'ne çıktığından beri imzaladığı ilk af kararı değil. Gül daha önce bir terör hükümlüsü ile birden fazla kişiyi kasten öldürmekten mahkum olmuş bir kişiyi affetmişti. Sezer'in Çankaya'da olduğu yıllarda da yaklaşık 260 mahkum sağlık gerekçelerinden dolayı serbest kaldı. O af kararlarında kopmayan kıyamet Erbakan affedilince neden kopuyor? Başta CHP olmak üzere bu affa karşı çıkanlar Gül'ün de aynı davada sanık olduğunu söylüyorlar. İyi de Gül'ün yargılanamamasının sebebi Erbakan değil, Anayasa... Ne yapacaktı Erbakan, kendi cezasını sonuna kadar çekip üzerine bir de Gül'ün cezasını mı çekecekti? Üstelik Erbakan'a sadece özgürlüğü geri verildi,davanın önemli sonucu olan para cezasının icra yoluyla tahsili devam ediyor. 6 milyon YTL'lik ceza faizlerle birlikte 12 milyon YTL'yi aştı ve başta Balgat'taki ev olmak üzere Erbakan'ın mallarına haciz konuyor. "Erbakan'a özgürlük" başlığını 26 Mayıs'ta attım. Hayatında tek bir kere,o da Necmettin Erbakan ile ilgili bir yazıdan dolayı gözaltına alınmış biriyim. Buna karşın vicdanım,ideolojisi,bulunduğu görevler her ne olursa olsun 82 yaşında ve hasta olan birinin özgürlüğünün elinden alınmasını kabul etmedi. Herkesin vicdanı kendine ama bu argümanı yeterli bulmayanlara bir başka sorum var: Sahibi oldukları bankalardan yüz milyonlarca dolar hortumlayıp tek bir gün özgürlüğü kısıtlanmamış olanlar varken Erbakan'ın özgürlüğünün elinden alınması içinize sindi mi? Bu ülkede cumhurbaşkanları gerekli gördükleri zamanlarda af yetkilerini kullanırlar. Rahmetli Fahri Korutürk, 1973'te, bir yazısından dolayı mahkum olan Çetin Altan'ı ceza süresinin bitmesine 4 gün kala affetmişti. Komik ya da ne alaka dedirtecek olan af Erbakan'ın ki mi yoksa Çetin Altan'ın uğradığı af mı? Erbakan affına en sert tepkiyi gösteren CHP'lilere de bir sorum var: Cumhurbaşkanı Cevdet Sunay, 83 yaşındaki Celal Bayar'ı affettiğinde İsmet Paşa'nın tutumu ne olmuştu? "İkisi aynı şey mi?" diyenler olabilir. Birinde müebbebete çevrilmiş idam cezası affedildi diğerinde 28 aylık hapis cezası. Cumhuriyet, yasalar karşısında herkesin eşit olmasını sağladı. Cumhuriyet'e inanıp da Erbakan'ın affına karşı çıkanlar konuya bir de bu açıdan bakmalı... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fedaykin Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Horizon'um kardeşim burada anlatılmak istenen Erbakan ile Abdullah Gül'ün aynı suçtan yargılanıyor olması ve bu şekilde iken affetmenin etik açıdan hatalı olduğudur. Hukukiliği tartışılır ama ahlaksızca bir eylem olduğu bence tartışılmaz. Ayrıca hukukiliği de tartışmalıdır zira af yetkisi verilmesinin amacı hapishane koşullarında tedavisinin yürütülememesi nedeni ile telafisi mümkün olmayan sorunlar yaşanmasına engel olmaktır. İyide bu adam zaten Altınoluk'da yazlığında çekiyordu cezasını. Denize girmesine bile engel yok iken hangi sağlık sebebi nedeni ile affediliyor anlamak mümkün değil. Bu adam zaten ceza filan çekmiyordu ki, beni de atın o şekilde koskocaman arazi içindeki villaya ve kendi özel denizine. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 boyle cezaya can kurban. suc isledigimde beni de oyle cezalandirsinlar lutfen. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Grange Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Su kararı savunanların nasıl bir ruh halinde olduğunu çok merak ediyorum. Ayrıca her konu için, Sezer'de aynısını yapmıştı geyiklerinden sıkıldım.Adam köşe yazarı olmuş savunma görevini yerine getirecek bunda yanlış birşey yok yandaş medya herzaman vardır.O savunmayı yaparken bile ama sezerde aynısını yapmıştı yaaa yaaa. Erbakan suclu bulunduguna göre gulde suclu bulunacakatır sonucta o da genel baskan yardımcısıydı. Bu mu halkın huzursuz olan kısmını rahatlatacak düzenleme sayın gül? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sir Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 fatih altaylının 1 numaralı yardımcısı özay şendir de yandaş medya olmuş, vay bee =) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
odiflame Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 öyle tayyiple röprotaj yapan yalakalıkta sınır tanımayan doğanın fatihide şimdi akp eleştirmeni oldu sörcüğüm. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 fatih garip adam. bir ara alayina isyan modundayken, aydin doganin da gaziyla canak sorucu gazeteci oldu. sonra tekrar alayina isyan moduna dondu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sg-1 Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Ağustos 20, 2008 Fatih Altaylı demişken: said: Türkiye’yi bu tıynet yönetti Gül, Erbakan’ı afetti. Ben olsam ben de affederdim. 80 küsur yaşında adam. Zaten yalandan ev hapsinde. Affetsen ne olur, etmesen ne! Ben de affederdim diyorum ama benim affetmemle, Abdullah Gül’ün affetmesi arasında fark var tabii. Ben “Kayıp trilyon davasında” Erbakan’la yargılanmadım. Trilyonları kaybeden partinin genel başkan yardımcılığını yapmadım. Ben Erbakan’ın akıbetine uğramaktan, üzerimdeki dokunulmazlık zırhı sayesinde yırtmadım. Benim kaybettiğim değil trilyon, tek kuruş kamu parası yok. O yüzden de benim affetmemle, Gül’ün affetmesi arasında fark var. Burada önemli olan Erbakan’ın affedilmesi değil, “Mangırların” ne olacağı. Vergi verenlerin cebinden çıkıp, Erbakan ve o dönemki arkadaşları tarafından lüpletilmiş trilyonlar nerede? Erbakan ve dava arkadaşları bu parayı ödemeye de mahkum oldular. Bu para tahsil edilebilecek mi? Erbakan’ın bütün malı mülkü hacizli. Geçenlerde bir AKP Genel Başkan Yardımcısı ile bu konuyu konuşuyorduk. “Hoca’nın hapis cezasını değil de para cezasını affetseler daha mutlu olacak. Parayı ödememek için korkunç bir mücadele veriyor. Malları satılacak ve para tahsil edilecek ama sürekli mahkeme kararları aldırıp satışı geciktiriyor. Yeni değer tespitleri istiyor” dedi. İşte Türkiye’yi bu kafalar yönetmiş. Yargı kararı var. Şerefli bir adam bırakın hacizi, icrayı, kendi satar, kendi savar borcunu öder. “Türkiye Cumhuriyeti’ne Başbakanlık yapmış birinin alnında böyle bir leke olmamalı” der ve gereğini yapar. Ama bunların umurunda mı! Mangır her türlü onurun, şerefin üzerinde. Ben giden trilyonlara yanmıyorum. Ben Türkiye’nin bu tıynetle yönetilmesine, yönetilmiş olmasına yanıyorum. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar