Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Meğer Türban Yasağının Suçlusu Eğitimmiş!


Öne çıkan mesajlar

Mesaj tarihi:
sir said:
ülkesi, tarihi hakkında temel bilgilere sahip olmalı bence de. ama bunu taraflı yapmak, militan yetiştirmeye giriyo.
aynı şekilde liselerde okutulan "vatandaşlık" derslerinde de yine bi taraflılık ve "üzerimizde oynanan oyunlar" tadında bi anlatım vardı.

Esh said:
hayir bana bir tane ulus devlet gosterin ki kendi tarihini, 'evet biz orospu cocuklariyiz, butun dunyayi düzdük, yaktik kestik' diye anlatsin.

Ulus-devlet in amaci zaten kendi me$ruiyetini saglayacak bireyler uretmektir. Aksini du$unmek aptallik olurdu zaten.


muhahahhaha :D

Biz (biz derken benim gibiler) Devleti hükümetten üstün sayan bir zihniyetle yetiştik. Hükümet değişir ama devlet baki kalır. Bu yüzden hükümetten ziyade devletin egemen kalabilmesi için mücadele vermemiz için eğitildik.

Ha son zamanlarda yeni bir demokrasi anlayışıyla hükümetin devletten güçlü ve önemli olduğunu, demokrasi için devleti değil hükümeti desteklememiz gerektiğini anlatan yeni bir düşünce akımı gelmiş durumda.
Bunu eğitim sistemine koyarsan "tarafsız" olmuş olmassın. Bu sefer dış devletlere karşı taraflı olmuş olursun.
Bir halkın devleti için tarafsız olarak eğitilmeye ihtiyacı yok zaten. AİHM'de avukatlık yapmıycak bu halk, kendi topraklarını koruycak.
Mesaj tarihi:
ahah efsane topik olmuş, kaçırmışım anca geldim eve. ama sam sağolsun yokluğumu hissettirmemiş, her yazdığına can-ı gönülden +1 gece gece çok güldüm =)

hah esh güzel bi noktaya parmak basmış, evet menfaatlerimiz doğrultusunda bi eğitim verilsin tabii ki, ama bu denli taraflı ve bilimsellikten uzak, böyle körü körüne ideolojik bi eğitim verilince "yau bu ermeniler, kürtler de nerden çıktı?" diye apışıp kalan çok kişi oluyo. ve sorunu anlamadığı, altyapısını bilmediği için, aldığı eğitim de ona bu gazı verdiği için doğrudan bu kesimleri "düşman" addediyo. sonra çık işin içinden kolaysa.

ulus devlet de ayriyeten tartışılması gereken bir kavram tabi onu da belirteyim.

bu da üçüncü editim, benim meselem hükumetle değil, yine devletle. devletin felsefesinin, sisteminin, altyapısının güçlü, tutarlı ve mümkün olduğunca demokratik olmasını arzuluyorum. böyle olunca da hükumetleri ve onları seçen halkı birer "tehdit" unsuru olarak görmek zorunda kalmayız. haksız mıyım?
Mesaj tarihi:
Tabi canım.

Diğer devletler tarihlerini kafalarına göre düzerken, Ermeniler "Türkler bizi kestü ühü" diye çocuklarını eğitirken, Osmanlı bile yok sayılırken bizde kendi çocuklarımızı barış elçisi, sevgi pıtırcığı olarak yetiştirelim.
Dahiyane. Biz niye düşünemedik ki.
Mesaj tarihi:
İlkokul hocam geldi aklıma.

-Yani yiğit camdan atlarsa sen de atlayacaksın öyle mi?
+Öyle valla hocam.

Tarihi doğru bir şekilde öğrettiğin sürece çocukları barış elçisi olarak yetiştirmenin ne zararı olabilir? Cidden sizin milliyetçi/ulusalcı cephe bile bunda ne zarar bulabilir merak ediyorum?

Bide kadının, erkek karşısında korunması ve sakınılması gereken ikinci sınıf insan olduğunu gösteren türkiyedeki türban ile kast sistemine karşı mücadele veren gandhi arasında pek bi ilişki yok. Hani geleneksel kıyafet falan gayet güzel savunmuş ama türbanın taşıdığı sosyolojik anlam çok farklı.
Mesaj tarihi:
heralde türkiye tarihinde iyi eğitimli insanların küçük bu kadar küçük ve hor görüldüğü bir zaman olmamıştır. o nazlı ılıcak kocakarısı fransız okullarında okumuş isviçre de üni okumuş burda gelip ahkam kesiyor, kendi yurdunda daha zor şartlarda eğitim görmüş insanlara hakaret gibi sözler söylemekten çekinmiyor.

bazılarıda sir gibi bu piyonlara, her hükümet değişiminde savundukları fikirleri değiştiren bu satılmışlara hak verebiliyorsa yazıklar olsun.

mantık güzel üniversiteleri mümkünse liseleri kapatalım ya da hoşgörü kazanmamız için kendi ideolojinizi veren zorunlu dersler koyun liseden başlayarak daha sonra ünilere. çünkü üniversitedeki insanların düşünme kapasitesi,ülkeye insanlara bakış açısı ilkokul mezunlarına oranla baya geride kalıyor.

demokrasinin arkasına sığınarak devletin anasını ağlatan AKP hükümetine de uşaklarına da en içten iyi niyetlerimi yolluyorum.
Mesaj tarihi:
nazlı ılıcak ya zaten konuşan. bunun oğlunuda biliyoruz. promosyon tv satıp daha sonra elinde patlayınca yurtdışına kaçan adamın biri. tayyib erdoğan kendisine içkiyi bıraktırmış bide oda çok efsane. neden meyve suyu içmiyorsun demiş ve buda "aman allahım işte doğru yolu buldum diyip içkiyi bırakmış". onların aldığı eğitimde bukadar oluyor.
Mesaj tarihi:
ahah yau bi tane cümle gösterin postlarımda "üniversteleri kapatalım" dediğim..aksine daha fazla insanın okuması, eğitilmesi gerektiğini savunuyorum, mesela insanlar kıyafetleri ne olursa olsun girebilsinler üniversteye diyorum..

ama müfredatı da daha kapsamlı, bilimsel ve karşıt görüşleri de aktararak, resmi tarihe saplı kalmadan anlatmak lazım ki insanlar gerçekten özgür düşünmeyi, olayları yorumlamayı öğrensin..böylece güncel sorunlarla daha rahat başa çıkabilsin, daha sağlıklı yorumlayabilsin.
Mesaj tarihi:
Sirle samın bozacıyla şıracı rolünde takılmalarını, "gandhinin davası=türban davası" fail'inde bile devam ettireceklerse bu konuda diyecek daha fazla sözüm yok.

Daha önce de söyledim, Türkiye'deki eğitimin neresi doğru ki müfredatın yanlı olması eğri kalmış? 80 kişilik sınıflarda sen istersen seksek öğret kimden ne verim alabilirsin? Meslek liselerinin hali içler acısı. Bi taraf imamları mühendis mi yapalım doktor mu yapalım diye kasarken, diğer taraf da hayır yaptırmam diyor. Müfredatın yanlılığını geç, ağırlığından kimse bahsetmiyor. Mühendislik matematiği, fiziği, kimyası, her birimizi filozof yapacak kadar tarih, coğrafya, bunlar ne ya?! Doğuya öğretmen gönderemezsin, göndersen 5 sınıf aynı sıralarda oturur. Elalem çağ atladı, biz numunelik bilgisayarla ders veriyoruz. Öğretmenlerin maaşı ömür billah yetmez. Üniversitelerde öğretim üyesi yok, her sene kontenjan katlıyoruz, maksat işsiz sayısı az çıksın. Vs vs vs...

Bunlar tartışılmıyor, ne tartışılıyor, "eğitimimiz yanlı, müfredat değişsin" peh.

Peki tamam tartışalım.
Halkın eğitilmesinin, demokrasinin ne olduğunun, devletle ilişkisinin nasıl olması gerektiğinin vs anlatılmasının şart olduğunu ben burada aylar önce söyledim. O zaman ideoloji aşılayan pis faşist oldum. Şimdi bakıyorum bana o lafı edenler halka "AB'yi öğretelim, tarafsız eğitim verelim" diyorlar.
Beyler, eğitimin tarafsızı olmaz. O çok demokratik ülkelerde de bu böyledir. İspanya'daki ders kitaplarında Cervantes'in İnebahtı Savaşı'nda tek kolunu nasıl kaybettiği anlatılır da Osmanlı'yı İnebahtı Savaşı'na götüren sebepler anlatılmaz. Türk kitaplarında da Sokullu'nun yaptığı sakal-kol geyiği anlatılır da Türk ilerleyişinin Avrupa'da ne büyük sıkıntı ve korku yarattığından bahsedilmez.
Sirin ne demek istediğini anlıyorum, Ermeni meselesi daha derin işlenebilir, Kürt sorununun kökenleri irdelenebilir. Hatta daha da derinleştirelim, bu kadar detaylı bir Osmanlı anlatılacağına yakın tarih Türkiyesi anlatılabilir, ama EĞİTİMiN TARAFSIZI OLMAZ. Bu 2x2=4'tür. Eğittiğin vatandaş senin vatandaşındır, ermenistan veya AB ülkelerinden herhangi birinin vatandaşı değildir.
Mesaj tarihi:
Bu kadar koyunlara hitap eden bir yazıyı savunan insanlarla tartışmaktan başka yapacak daha iyi bir işiniz yok mu? Nazlı Ilıcak bile yazıyı bitirdikten sonra kendi saçmalayabilme sınırlarını aştığını görüp afallamıştır.

Bu yazıyı anaokulunda tartışsan, sınıf arkadaşların öğle uykusunda yastıkla boğmaya çalışır "zamanımı boşa yedin" diye.
Mesaj tarihi:
sir said:
aksine daha fazla insanın okuması, eğitilmesi gerektiğini savunuyorum


sirf quote olsun diye almiyorum, konuyla alakasiz ama belirtmek lazim.universitede egitim verilmez. egitim ilk-orta-lise siniflarinda verilir.Universitede ogretim verilir. universite cagina gelmi$ birinin zaten yeterince egitilmi$ oldugu,bundan sonra kendi fikir ve goru$lerinin olu$maya ba$ladigi ya da ba$layacagi kabul edilir. Dolayisiyle bilgiye koru korune inanmamasi gerekecegini bilmesi, egitildigi olcude sorgulama kapasitesinin olu$mu$ olmasi gerekir.

ama bizim egitim sistemimiz sorgulama mekanizmasini di$inda biraktigi icin, universite cagina gelen gencler alelacele arkada$ cevresi baglaminda ya solcu olur ya sagci ya da futbolcu.
Mesaj tarihi:
Gandhi resimlerinden sonra mesajlara göz gezdirdim, umarım kimse yazmamıştır ama:

Fotoğrafını koyduğunuz Gandhi hayatında hiç bir zaman resmi bir devlet kuruluşunda çalışmamıştır.
Hiç bir zaman Hindistan'ın başkanı filan da olmamıştır.
Hindistan Ulusal Kongresi adlı siyasi partiyi İngiliz sömürgesinde gizli olarak kurmuş ve bağımsızlık kazanınca partiyi kapatmak istemiştir(bu girişimi sonradan Hindistan'ın ilk başkanı olacak Jawaharlal Nehru tarafından engellenmiştir ve resmi olarak seçimlere girmiştir).
Bundan sonra da, yine kendi felsefesi gereği çok sade bir hayat sürmüş ve bu yüzden o sade kıyafeti giymiştir.

Kısacası Mahatma Gandhi bir halk önderidir ve hiç bir resmi kurumda çalışmamıştır, dolayısıyla istediği kıyafeti istediği zaman giymesi devleti bağlamaz.

Sonuç olarak: elmalarla armutlar :).
×
×
  • Yeni Oluştur...