Laurelin Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2008 akp gitsin yerine sahin k gelsin
Ardeth Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2008 bence herkes yapacağı bir iş bulsun, o yaptığı şeyi en iyi şekilde yapmak için uğraşsın ve bu uğraşı ülkesinde versin. o zaman bu ülke her şekilde kalkınır ve gelişir. ideoloji, politika, akp falan filan işin bahanesi. bazı kritik işler var, ve bu işlerde çalışan insanlar işini ve ülkesini değil parayı seviyor ve bu da ülkeyi bitiriyor.
Earenwen Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2008 Viktor said: akp gitsin yerine sahin k gelsin o bile daha az düdükler, gelsin
Lorrotar Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 15, 2008 akp gitsin george soros gelsin.kıçını öpiyim de para versin.
LathspeLL Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 sir said: eheh yok canım bana bişi olmazdı darbede, sağlam kemalistler var arkamda =) ama tabi ülkesini, demokrasiyi, halkını seven her insan korkar darbeden. Dogru. Ama bizim ulke icin yanlis. Rejim tehlike altindayken ulkesini seven, fasist yonetilirken demokrasiyi seven, halk cahillikten kiriliyorken halkini seven darbe'ye sicak bakabilir. Ulke, darbenin getirecegi zarardan daha zararli durumda.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 MasterHapLo said: Rock said: @sg-1 Bu kadar yaız yazıp forum kirliliğine neden olacağına gel açık açık, kıvırtmadan cevap ver. AKP gitsin de yerine kim gelsin. Görüyorum günlerdir c/p yapmaktan helak oldun. Lafı daha fazla uzatmadan akp nin yerine kimin geçmesini istediğini nedenleriyle beraber yaz. adam inanmis benim de dikkatimi cekti bayadir bu konu uzerinde devamli Tehlikenin farkındayım. İslamofaşistlerdense en uyuz 3lü koalisyona bile razıyım. Forumun kirli olduğunu düşünen alsın eline süpürgeyi, temizlesin.
sir Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 en uyuz üçlü koalisyon sayesinde iktidar oldu zaten akp =) bi de bundan önceki darbeciler yüzünden. o yüzden bu önerileriniz eninde sonunda yine akp benzeri bi parti getircektir başa, hem de yine çok yüksek bi oy oranıyla. o yüzden bu ülkeye gereken iki şey var. birincisi adam gibi bi muhalefet. adam gibiden kastım da "iktidara oynayacak" kadar etkin bi muhalefet. halk için ortak çıkar gördüğü yerde iktidara yardım edebilecek, eleştireceği yerde de adam gibi eleştirecek bi muhalefet. tartışmayı tabular üzerinden, rejim, laiklik, şeriat üzerinden değil, sırtını askere, bürokrasiye yaslayarak değil, halktan güç alarak ve somut gerçekler üzerinden, mesela ekonomi, dış politika, içişleri, güvenlik, eğitim, sağlık gibi meseleler üzerinden yürütecek bi muhalefet. ikincisi de sivil bir anayasayla beraber adam gibi bir seçim kanunu. bununla da beraber kadrolaşmaya müsait ne kadar "totaliter" kurum varsa onların tasfiyesi veya tüzüklerinin yeniden düzenlenmesi, yök, rtük vs..yani hükumetlerin, devletin veyahut TSK'nın toplumsal yaşam üzerinde baskı kurma imkanını minimuma indirecek düzenlemeler..o zaman iktidara kim gelirse gelsin "eyvah islamo, eyvah darbe, eyvah faşo" diye feryat figan dolaşmaya gerek kalmaz.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Heyecanla bekliyoruz 2. paragraftaki muhalefetle, 3. paragraftakileri yapabilecek "aslan gibi" bi meclis. Var mı böyle bi adayın?
sir Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 şu an yok, ama siyaset bi normale dönebilirse ilerde olcaktır, çünkü buna ihtiyaç var.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 sg-1 said: MasterHapLo said: Rock said: @sg-1 Bu kadar yaız yazıp forum kirliliğine neden olacağına gel açık açık, kıvırtmadan cevap ver. AKP gitsin de yerine kim gelsin. Görüyorum günlerdir c/p yapmaktan helak oldun. Lafı daha fazla uzatmadan akp nin yerine kimin geçmesini istediğini nedenleriyle beraber yaz. adam inanmis benim de dikkatimi cekti bayadir bu konu uzerinde devamli Tehlikenin farkındayım. İslamofaşistlerdense en uyuz 3lü koalisyona bile razıyım. Forumun kirli olduğunu düşünen alsın eline süpürgeyi, temizlesin.
Rock Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 16, 2008 Afferim. Sorumu tahmin edemeyeceğin kadar iyi yanıtlamış oldun.
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Ulu önder Atatürk’e mektup Atam, biz sana sonuna kadar layık olduk, sonuna kadar eserine sahip çıktık... Nasıl mı? Arz edeyim Kurduğun cumhuriyet, ekonomik anlamda tam bağımsız! Temelini attığın tesisler “küresel sermayenin” eline geçmedi! Ne iç, ne de dış borcumuz yok! Kişi başına düşen gelirimiz, dünya standartlarının bile üstünde! Ve en önemlisi: Ekonomik dinamiklerin, bağımsızlığımızı garanti altına aldığı bir ortamda tesis ettiğin cumhuriyet değerleri tam bir koruma altında! Sermaye piyasamızın yüzde 72’si yabancıların elinde değil! Bankacılık sektörünün yüzde 51’i yabancı kontrolünde hiç değil! “Düşük kurun” nedenleri ile sonuçlarını ayırt edebilecek “finansal entelektüel” birikimimiz var! Siyasetçi, “finansal entelektüel” zümre eksikliğinden faydalanarak “sıcak paranın yarattığı” kısa süreli “cenneti” siyasi rantını maksimize etmek için kullanmıyor! “Ekonomimizi IMF’ye”, “dış siyasetimizi Avrupa Birliği ve Amerika’ya” endekslemedik! IMF ile milletimizin menfaatlerini korumak adına pazarlık etmesi gereken bakanımız, aynı zamanda İngiliz vatandaşı değil! Üretim reflekslerimiz kaybolmadı! Sıcak paranın bastığı kur ile “üreten dinamikler” kesinlikle “ithalatçı” olma yoluna girmiş değil. Üretiyoruz! Dış politikada alınması gereken kararlar, güvenlikte atılması gereken adımlar, devletin en yetkili makamlarında aman “piyasa bozulmasın” diye geciktirilmiyor. Piyasa devleti olmadık! Vatandaşların yabancı bankalara borcu 50 milyar doları aşmadı! İç ve dış borç son 5 yılda dolar bazında, Cumhuriyet tarihinden fazla artmadı! Bir yıllık bütçemizde faiz gideri “eğitim ve sağlık” harcamalarımızın “10 katı” değil! Sıcak para, ülkenin “ekonomik reflekslerini” çürütmüyor! “Avrupa Birliği ne der?” kaygısı ile Hava Kuvvetlerimiz’i “terörist unsurlara karşı kullanılamıyor” değiliz! Deniz Kuvvetlerimiz’e ait bir muhrip “müttefik bir ülke tarafından” vurulmadı! İçinde onlarca seçme subayımızı taşıyan uçağımız “ilk uçuşunda” düşmedi! Ve en önemlisi askerlerimizin başına çuval geçirilmedi! 15 askerimizin şehit olduğu gün en yetkili ağızlarımız “Sayın Başkan ile 1 ay sonra görüşeceğim, gerekeni yapacağız” açıklaması yapmadı! Askerlerimizin “şehit olduğu” dakikalarda “el konduğu için devlet kontrolünde olan” televizyon kanalımızda “dansöz oynatılmadı!” Vatandaşlarımızın bir bölümü “seve seve ölüme” giderken, bir bölümü “malı götürme” sevdasına düşerek “hangi toprakta yaşadığını bile umursamadan” kendilerine doları “efendi” edinmediler! Askeri personelimizin “maaş bilgileri” olan bankanın tamamını askerlerimizi şehit eden “mayını üretenlere” kredi desteği veren “yabancı bankalara” satmadık! Merak etme ATAM! Biz bunların hiçbirini yapmadık! Sana ve silah arkadaşlarına “sadık kaldık” ve en önemlisi kurduğun cumhuriyetin özünden “asla ayrılmadık!” Sen rahat uyu, zira biz burada daha rahat “uyuyoruz”... Hepimize “iyi uykular”... Yiğit Bulut
sir Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 işte türkiyenin karşı karşıya olduğu en büyük düşmanlar: 1) YABANCILAAAR: ülkemizin sermayesini ele geçirmiş vaziyetteler..bizim sermayemize hiçbi kuruluşu kaptırmıyolar..halbuki biz de para basıyoruz! 2) türbanlı kızlar: her biri laik cumhuriyeti yıkmak için and içmiş birer militan, özel evlerde yetiştirilmişler, üniforma gibi aynı şeyi takıyolar. çok sakıncalı. 3) ağlak bi adam: abd'de yaşamasına rağmen uzaktan kumandayla burayı yönetiyo, tek kişilik bir terör örgütü var. 4) teslimiyetçilerin soyundan gelenler: bunlar milletvekili oluyo başımıza resmen, mandacılaar, hainleeer..AB'ye "onursuz" bi şekilde girmemizi savunuyolar. 5) liboşlar, "sözde" demokratlar: bunların dünyadan haberi yok, pembe gözlüklerle bakıyolar dünyaya, şu cahil halkı "sevmekten" veya onlara "söz hakkı" vermekten falan bahsediyolar. bilmiyolar ki demokrasi diye bişey aslında yok. 6) dinciler, akp: geçmişte defalarca şeriatı getirip uyguladılar, bu ülke ne çektiyse onlardan çekti, hala üstüne üstlük bu cahil halk onları seçiyo. 7) kürtler: durup dururken güzide ülkemizi bölmeye, kendi aralarında temelsiz bir dil konuşmaya falan çalışıyolar. tabi yabancılar destekliyo bunların hepsini bilmiyo muyum ben. 8) ermeniler: ohoo bunların bütün tarihleri "sözde". hain bir lobileri var, tazminat koparmaya uğraşıyolar habire. 9) rumlar: neyse ki pek kalmadı bunlardan, ama kıbrıstan da atıversek hiç fena olmaz hani, jeopolitika, konjonktür, filan falan..
sg-1 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Şimdi sen bunları yazınca Yiğit Bulut'a cevap vermiş mi oldun?
sir Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 yoo, sen geçenlerde liboş rp yapmıştın ben de ulusalcı versiyonunu yapiym dedim =) yabancı sermayenin bu kadar etkin olmasının nedeni, henüz yerli sermayenin "boy ölçüşecek" kadar büyümemiş olmasıdır. ama zamanla o da olucak illa. küreselleşmeyle haşır neşir bütün ülkelere bak, dış borç da iç borç da görürsün, yabancı sermaye de görürsün, piyasaya göre şekillenen kararlar da elbet görürsün. bundan daha doğal bişey olamaz, çünkü türkiye zaten ekonomisi çok hassas bi ülke, geçmişinde büyük krizler, devalüasyonlar yaşamış bi ülke. bi ekonomik krizin bu ülkeye neler yaşattığını hepimiz gördük. bu kriz sonrası herkesin kemal derviş'e ve IMF'ye nası tutunduğunu da gördük, mecburiyetten. biz gelişmekte olan bi ülkeyiz, ve bu gelişmeyi yabancı sermayeden bağımsız yapmak mümkün değil. sağda solda bikaç sömürgemiz olsaydı belki daha kolaydı ama o devri de kaçırdık. 80lerde 2-3 milyar dolar olan ihracatın bugün 130 milyar dolar olmasını, ve bu ihraç edilenlerin çoğunun sanayi ürünü olmasını da açıklayabiliyo muymuş yiğit bey? o da mı "sıcak para"?
mani Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 sir said: yoo, sen geçenlerde liboş rp yapmıştın ben de ulusalcı versiyonunu yapiym dedim =) yabancı sermayenin bu kadar etkin olmasının nedeni, henüz yerli sermayenin "boy ölçüşecek" kadar büyümemiş olmasıdır. ama zamanla o da olucak illa. küreselleşmeyle haşır neşir bütün ülkelere bak, dış borç da iç borç da görürsün, yabancı sermaye de görürsün, piyasaya göre şekillenen kararlar da elbet görürsün. bundan daha doğal bişey olamaz, çünkü türkiye zaten ekonomisi çok hassas bi ülke, geçmişinde büyük krizler, devalüasyonlar yaşamış bi ülke. bi ekonomik krizin bu ülkeye neler yaşattığını hepimiz gördük. bu kriz sonrası herkesin kemal derviş'e ve IMF'ye nası tutunduğunu da gördük, mecburiyetten. biz gelişmekte olan bi ülkeyiz, ve bu gelişmeyi yabancı sermayeden bağımsız yapmak mümkün değil. sağda solda bikaç sömürgemiz olsaydı belki daha kolaydı ama o devri de kaçırdık. 80lerde 2-3 milyar dolar olan ihracatın bugün 130 milyar dolar olmasını, ve bu ihraç edilenlerin çoğunun sanayi ürünü olmasını da açıklayabiliyo muymuş yiğit bey? o da mı "sıcak para"? hayır son 80 senedir gelişmekte olan ülkeyiz zaten. gelişmenin bir sonu yoktur elbette ama biz ilk fazını bile geçemedik ne hikmetse. 50 lerden itibaren kapitalizm in kucağına oturduğumuz halde borçlar arttıkça arttı ama halen bir üretimimiz yok maalesef. çok merak ediyorum bukadar dış ve iç borcu normal görüp ülkenin gelişmekte olduğunu sanmak için hangi büyük şehrin arsenikli suyundan içmek lazım.
Esh Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 mani said: 50 lerden itibaren kapitalizm in kucağına oturduğumuz halde borçlar arttıkça arttı $imdi burada kapitalizmin bir uretim bicimi oldugunu belirtmek gerekiyor. Yani Turkiye Cumhuriyeti kurludugunda kapitalist uretim bicimini secmi$ti zaten. 50 lerde olan borçlanmadir. Ki Amerika butun avrupaya , para ve uzun vadeli borçlanma imkani saglayarak sistemi dolar uzerine kurmu$tur. Komple sabit kur sistemi. Turkiye'de o sirada bu marshall yardimlarindan aldi.silah ve para. Sonra Truman Doktriniyle yunanistan ve turkiyeye belli bir sure icin yillik x m dolar vermeye ba$ladilar. i$in bok tarafi bu silahlarin yillik giderleri o kadar fazlaydi ki, bir sure sonra hazine tukendi zaten. 1m lik silah yardimi 3m lik bakim ve yedek parca gerektiriyordu, yani ABD her turlu domaltmayi biliyordu, 1 verip 3 almak. (Bkz Özal: 1 verip 3 ün göte girmesi)
Bone Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Türkiye Kapitalizm'i seçmedi. Kuruluş zamanını bilmiyorum ama şu andaki mevcut ideoloji Sosyalizme yakın, Kapitalizm'le karışık "mixed economy" sistemidir. Amerika gibi daha kapitalizm'e yakın bir karma ekonomi sistemine geçilmek istenmektedir. Nazlı Ilıcak gibi kişilerin isteği budur, daha az devlet desteği, daha çok serbest rekabet. Temelde güzel gözüküyor olabilir, ama şirketlerin olmadığı alanlarda Devletin desteğinin bulunmaması hem kuruluş felsefesine ters, hem de bizim gibi gelişmekte olan bir ülkeyi çok sıkıntılara sokabilir. Sosyalizmi Komünizm'le eş tutup ikisine de "tü kaka" diyen Kapitalizm sevdalılarına karşın, şu anki ideolojinin yeterince sağlam olduğunu düşünüyorum.
Esh Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 mixed economy , kapitalizmle sosylaizmin birle$imi degildir ki. ki sosyalizm bir uretim bicimi de degildir. hani komunizmi koysan kar$ina, Turkiyede hicbir zaman metaanin sahibi i$ciler olmadi ki? Devlet kendi burjuvasini yaratarak, sistemi geli$tirmeye te$vik etti. Kendi de bir yere kadar rekabetin içine girdi.
Bone Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Esh said: mixed economy , kapitalizmle sosylaizmin birle$imi degildir ki. "A mixed economy combines elements of capitalism and socialism, or a mix of market economy and planned economy characteristics." http://en.wikipedia.org/wiki/Mixed_economy said: ki sosyalizm bir uretim bicimi de degildir. Üretim biçimi demedim ki, ekonomi üzerinden konuşuyordum. http://en.wikipedia.org/wiki/Social_market_economy ya da http://en.wikipedia.org/wiki/Planned_economy
Esh Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 20, 2008 haci sen wikipedia yla geleceksen komik olur tabi. Sosyal devletin biraz daha geli$mi$i karma ekonomi. Temelde uretim bicimi kapitalizm. Sadece uretim araclarina devlet ya coguna sahip ya da ozel sektorle rekabette. Yani sosyalizm, kapitalizmin de icinde olabilen bir felsefe. ama sen turkiye kapitalizmi secmedi dersen gotuyle guler millet sana.
huun Mesaj tarihi: Temmuz 21, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 21, 2008 Şu anda kapitalist düzen canım. Özal öncesi mesela fabrika kurmak istesen hangi makinaları yurtdışından getireceğini devlete bildiriyordun, devlet izin verirse getirebiliyordun o makinaları. özel girişim, devletten izin alıp yatırım yapabiliyordu yani. İşte o karma ekonomiydi. Şu an öyle birşey yok. Bir de kafa karıştırabilecek bir husus var, klasik iktisatta kapitalist düzen dediğin zaman devlet hiç bir şey üretmez, hiç bir yatırım yapmaz; ama bu uygulamada mümkün değil pek. barajdır, otobandır bunun gibi maliyeti yüksek, getirisi görece az yatırımları devlet yapar(idi). Ona da karma ekonomi deniyor. Şimdi girişimcinin elindeki para tabii epey arttığı için, her türlü yatırımı yapabiliyor. Hastane, nükleer santral vs bunlar da özel girişimin ilgi alanında. Bu sebeple bildiğimiz kapitalist düzen uygulanabilir oldu ve uygulanıyor. Kısaca devletin ekonomide sadece düzenleyici olduğu, geri kalan alanlardan çekildiği ya da çekilmekte olduğu sisteme kapitalizm deniyor. Burdan karşılaştır işte ekonomide hangi sistemi seçmişiz. ABD ile karşılaştırırsak; orda yatırımcıyı kollayan pek çok düzenlemeler var. Bizde yok. Bu bakımdan belki ABD'den daha vahşi bir kapitalist düzen var bizde.
MacLeod Mesaj tarihi: Temmuz 21, 2008 Mesaj tarihi: Temmuz 21, 2008 tartışılan şeylere bakıcağımıza şua n mecliste oturan ağa kılıklı milletvekillerinden kaçı memleketini seviyor, türkiyeye birşey katmak için orada bulunuyor? 30-40 belki en iyi ihtimal ile. Sırf makam+güç+para için AKP nin belki 3-4 adam haricinde aynı şekilde CHP'de de MHP'de de bir çok milletvekili bu memlekete hizmet etmek için değil daha başka sebeplerle oturuyolar o koltuklarda. Özal zamanında peydahlanan ülkenin en büyük holdinglerinin sahipleri , medya patronlarının dini vatanı para olmuş. bu ülkeyi ya da türk halkını umursayan mı var? Bir bizim süpersonik başbakanımız olucak şahsiyetin, IETT memuruyken nasıl oluyorda gelişen siyasi sürecinde milyon dolarlar ile gemicikler alıp filolar kurabiliyorken ve bütün bu malvarlığını oğlunun düğününde takılan altınlar ile açıklar iken,bir de diktatör diye eleştirdikleri Putin daha geçenlerde bütün malvarlığını tek tek açıklayabiliyor. bürokrasi ile devletin TSK hariç her kurumu, malesef yargının bir bölümüde buna dahil, mikrop yuvası haline dönüşmüş makam ve para için yapılmayacak şeyler kalmamış gibi. satılmış medya ile okuyan gençleri bile kandırdıklarını görüyoruz burada. sıcak para geliyor yatırım oluyor kalkınıyoruz , işsizlik azalıyor işte ulan diyebilen insanlar bile var burada. fakat kafaları sanırım basmıyor. aldığın her sıcak parayı sen dünyadaki en yüksek faiz bedeliyle alıyosun ve bu faiz bedelini senin kullandığın yakıttan elektrikten aldığın ekmekten kesilen vergiler ile ödüyorsun.işte bu yüzden sen dünyanın en pahalı elektriğini yakıtını kullanıyorsun. inek gibi sağılıyor resmen ama sizin yazdıklarınızı ya da sabahta zamanda yazılanlara baksak dünyanın en gelişen ülkesiyiz. nasıl bir memleket olduk çıktık anlayamıyorum.
Öne çıkan mesajlar