Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Genelkurmaydan yayın yasağı


Jadelith

Öne çıkan mesajlar

@Buyse
Kusura bakma ama soruyu galiba anlamamışsın.
Gazete elinde hiçbir kanıt olmadan iddiada bulunuyor, ne bir ses kaydı var ne bir görüntü. Doğru mu? Doğru.
Sorun burada, eğer Osman Paksüt ve Başbuğ istemese kimse kesin olarak öğrenemez, bu bir spekülasyon olarak kalır. Eğer cidden bu çok gizli bir görüşme olsa, çok önemli bir olay olsa, neden bunu (kendi aralarında konuşup birbirlerinin olurunu aldıktan sonra) açıklama gereği duydular. Yalanla geç. Kim kanıtlayacak, nasıl kanıtlayacak?
Ben bundan ortada bir suç olmadığı, karalama kampanyasının bir parçası olarak sıradan bir görüşmeye gizem havası katılmaya çalışıldığını iddia ediyorum, ki oldukça makul bir iddia, hele ki Taraf'ın asker hakkındaki düşüncelerini göz önünde bulundurursak.
Senin iddian ise bu işin altında bir iş olduğu, ama şu soruyu cevaplayamadın: İş bu kadar gizli ise neden taraflar itiraf ettiler?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Drigeolf said:
@Buyse
Kusura bakma ama soruyu galiba anlamamışsın.
Gazete elinde hiçbir kanıt olmadan iddiada bulunuyor, ne bir ses kaydı var ne bir görüntü. Doğru mu? Doğru.
Sorun burada, eğer Osman Paksüt ve Başbuğ istemese kimse kesin olarak öğrenemez, bu bir spekülasyon olarak kalır. Eğer cidden bu çok gizli bir görüşme olsa, çok önemli bir olay olsa, neden bunu (kendi aralarında konuşup birbirlerinin olurunu aldıktan sonra) açıklama gereği duydular. Yalanla geç. Kim kanıtlayacak, nasıl kanıtlayacak?
Ben bundan ortada bir suç olmadığı, karalama kampanyasının bir parçası olarak sıradan bir görüşmeye gizem havası katılmaya çalışıldığını iddia ediyorum, ki oldukça makul bir iddia, hele ki Taraf'ın asker hakkındaki düşüncelerini göz önünde bulundurursak.
Senin iddian ise bu işin altında bir iş olduğu, ama şu soruyu cevaplayamadın: İş bu kadar gizli ise neden taraflar itiraf ettiler?


aşağıdakilerin hepsi tespittir. iddia değildir.

tüm bunlar için aslında genel bi değerlendirme yapmak lazım. üşenmesem bi şema çıkartacam ilişkiler konusunda.

şimdi genel olarak devlette 3 istihbarat birimi var. tsk'nın jitem, emniyette, emniyet istihbarat ve mit. şu anda aydın doğan gazetelerini ve tv lerini besleyen istihbarat jitem. bildiğiniz üzere özellikle aydın doğan'ın yeni aldığı vatan gazetesi ve star tv hükümet karşıtı yayınların odağı durumunda. özellikle vatan gazetesinde kapitalizmin kurumlarından para kazanan Yiğit bulut'un özellikle gazete yönetim değiştirdikten sonraki yazılarına bakarsak açıkca görürüz bunu. ayrıca star haber'in ve dahi aydın doğan'ın uğur dündar'ın halk içindeki genelde güvenilen bir insan olmasına dayanılarak hükümet aleyhine yapılan yayınlar da cabası.

hürriyet kendi deyimleriyle amiral gemisi. ertugrul özkök ağır davranıyor bu konularda, gazete ortada bie yayın politikası çiziyor. çünkü hurriyet amiral gemisi, hurriyete gelecek zarar aydın doğan'ı çok etkiler. ancak vatan ve star gibi "bulvar" gazeteleri "tetikçi" olarak çok rahatlıkla kullanılabilir. aynı şey mehmet ali birandla kanal d haber de de geçerli. kanal d haber star haber kadar sert değil. burda kritik nokta radikal gazetesinin tutumu. o da son günlerde yazarların yazdıklarıyla ters bir tutuma girdi. buna tepki de yükseliyor zaten yavaş yavaş. şimdi bu rant cephesine kimleri koyabiliriz bakalım. şu anda türkiye'nin en güçlü adamı Aydın Doğan. Büyük bir medya grubuna sahip, tüsiad başkanı kızı. tüsiad da bir nevi elinde sayılır. sabancı grubuyla ilişkileri çok iyi. aydın doğan'ın yanında bir kısım üst düzey rütbeli subay. Akp hükümetinin kendi iktidarlarının (rejimin veya devletin değil) en büyük tehditi olduğunun farkında. akp askeriye de değişim istiyor çünkü tsk artık 80 deki kenan evren çizgisinden yani milliyetçi muhafazakar çizgiden çıkıp, ultra devletçi bir takım fikirlerin en büyük kalesi durumunda.

bir de diğer tarafa bakalım. diğer tarafa bakmadan önce 28 şubat sürecini hatırlayalım. 28 şubatta refahyol'un yıkılmasının en büyük sebebi arkasında medya desteğinin sıfır olmasıydı. hükümet bunu çok iyi gördü ve yandaş medya için inanılmaz çalışmalara girdi. medya desteği olmayınca ayakta duramayacaklarını çok iyi gördüler. önce zaman gazetesi kimlik değiştirdi, ki bunda gazetenin görsel kalitesinin ve yazar kalitesinin artması da rol oynamıştır. ancak akp gördü ki bir zamanlar dinci olarak fişlenmiş bir medya kendilerine yaramıyor. o zaman da star gazetesi, sabah gazetesi, birgün ve taraf oyuna katıldı. hem de ne katılma. hükümete bağlı istihbarat kaynakları bu gazetelere servis yapmaya başladılar. 28 şubatta olmayan şey şimdi gerçekleşmeye başladı. ilk kez iktidarın asıl sahiplerine birileri kafa tutuyordu. kendileri hakkında gizli belgeler ortaya çıkıyor. darbe planları sızdırılıyordu. burada tsk kendisini geriye çekti. başka çaresi de yoktu. ırak operasyonuna rastlayan günlerde türban kararının meclisten geçmesi, ve tsk nın bu konu hakkında "hiç" hem de "hiç" yorum yapmaması bunun göstergesiydi. tsk da biliyor ki bugün bir askeri darbe yapmak tsk'ya inanılmaz zarar verir. kendi iktidarları böyle bir darbe sonunda tamamen ortadan kalkar. çünkü halk artık eski koyun halk değil. yarın kızılaya tanklar çıksa başta ben bir çok insan karşılarına dikilir.

bu nedenle bir plan yapıldı. bu plan da istihbarat tarafından taraf gazetesine servis edildi. bundan sonrası için bilumum haber sitelerine bakabilirsiniz.

peki amerika ve ab bu oyunun neresinde.

amerika iki tarafı da seçmiş değil. taraf gazetesinde yasemin çongar gibi bir isimle bulunuyorlar evet ama her ihtimale karşı da tsk ile de ilişkileri kesmiyorlar. milyar dolarlık silah ihaleleri var çünkü. ab ise hükümet yanlısı olmak zorunda. çünkü tsk ve aydın doğan ab yi istemiyor. kaos her zaman en çok para ve iktidar kazandıran ortamdır. kaos askerin ortamıdır. ve işadamlarının. onlar da bu kaos'un devam etmesinden yana.

bu iki rant odağı ortasında olan halka oluyor elbette. kendi içinde kutuplaştırılıyor. suni ayrılıkların pençesinde kıvranıyor. yıllarca beraber yaşadığı komşusuna nefretle bakar hale geliyor. iktidar odakları tepiniyor. halk eziliyor. demokrasi eziliyor, bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin itibarı eziliyor. yazık oluyor.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@Buyse
Birincisi tespit etmiyorum, iddia ediyorum. Tespit etmek şudur: Yıllık karbon emisyonlarının artması ve küresel ısınma arasındaki ilişkiyi tespit edersin.
Orhan Pamuk Nobel ödülü almak için o sözleri söyledi dersen bu bir iddiadır, Orhan Pamuk'un beyninin içine girmeden, ya da o böyle birşeyi itiraf etmeden bunu bilemezsin, kanıtları kendi fikirlerinle harmanlar ve yorum yaparsın. Tespit yapmakta ise kendi fikirlerinden çok varolan bilgilere/kanıtlara dayalı bir gerçeği, "aha bakın burda bu var" şeklinde bulursun.
Semantik ile ilgili meselelerden sonra asıl önemli meseleye eğilmek istiyorum.
Hepimizin bildiği şeylerden bahsediyorsun medya konusunda, herkes zaten medyanın içindeki Aydın Doğan medyası ve Yandaş basının farkını ve bunların neden doğduğunu biliyor, zaten farkedersen artık pek Hürriyet gibi gazeteler ciddiye alınmıyor forumda dahi, Zaman gazetesine döndü biraz, haber Hürriyet'tense başka kaynak isteniyor(bknz. "Hürriyet'e ne oldu" başlığı).
Bunlar(medya yozlaşması) dediğim gibi, artık sokakta kahvehanelerde bile konuşulan şeyler.
Açıkçası TSK hakkında dediklerine maalesef katılmıyorum. Ama ondan da önce şu lafı hiç anlamadığımı belirtmem gerekir:"kaos her zaman en çok para ve iktidar kazandıran ortamdır. kaos askerin ortamıdır. ve işadamlarının. onlar da bu kaos'un devam etmesinden yana.", asker kısmını anlıyorum, o hani nispeten mantıklı, ama işadamı kısmını pek anlayamadım, benim şu ana dek öğrendiğim bütün ekonomi, siyaset...vb bilgiler dünya üzerindeki hiçbir şirketin kendi ülkesindeki kaosu istemeyeceği, tam tersi istikrar istediği yönünde. Bu silah şirketleri için bile geçerli, kendi ülkesinde olmadıktan sonra, dünyanın herhangi bir yerinde savaş olmasını tabii ki isterler ama ucunun kendi istikrarlı durumlarını bozmasını, kendi bulundukları ülkeye ulaşmasını önlerler. Yani ABD Irak'a girsin isterler ama Irak ABD'ye girse(farazi olarak) ödleri kopar, hiç istemezler bu kaos ortamını(kendi ülkelerinde).

Şimdi, başka bir ülkede askerin kaos ortamından yararlanmasını anlayabileceğimi söylemiştim. Fakat bunun Türkiye için geçerli olduğunu düşünmüyorum. Birinci olarak zaten ortada bir PKK terörü var, TSK'nın askerin önemini artırmak, iktidar kazanmak için ayrı, hayali projelere ihtiyacı yok ki. Zaten terör denildiği zaman akan sular duruyor(ki bence haklı olarak), daha fazla, daha büyük bir koza ihtiyacı yok ordunun.
Üstüne üstlük yapılan bütün anketlerde, en çok güvenilen kurum TSK çıkıyor kaç senedir, bu da pek değişmedi. TSK hakikaten çok güvenilir ve çok sağlam bir kurum. Kendi aralarındaki çürük elmaları temizlemeyi çok iyi biliyorlar o yüzden. Hatırlarsınız, ismini unuttum bir Oramiral vardı. Yolsuzluk yapmıştı hani, karısına ev filan almıştı ödenek parasıyla. Herifi direk kovdular ve ünvanını elinden alıp askeri mahkemede yargıladılar. Her sene YAŞ sırasıda onlarca subay atılıyor, bu bunun bir örneği.
Gerek verilen eğitim olsun (West Point'e eşdeğer olduğunu söylüyorlar Harp Akademisi'nin, o yüzden ABD'ye subay göndermiyorlar artık, ama tabii bunun doğruluğu tartışılabilir) gerekse subayların kalitesi(hele ki hava kuvvetlerindeki pilotlar her sene dünyanın en iyisi seçiliyorlar, mutlaka bilirsiniz), tartışmasız Türkiye'nin en iyi kurumu. Dolayısıyla millet o kuruma güveniyor, ben de güveniyorum.
Bu güveni çekemeyen ve askerle (haklı veya haksız nedenlerle, bunu tartışmıyorum) sorunları olan iki grup var, biri liboş takımı, diğeri ise şeriatçı takım.
Onların da basında iki "amiral gemisi" (:)) var zaten: Taraf ve Vakit. Bu tarz gazeteler ellerinden gelen her şekilde, her seferde doğal olarak orduya saldırıyorlar(örnek: Ağlama duvarı fotoğrafları).
Dolayısıyla ben bu gazetelerde çıkan yazıları dikkate almıyorum, çünkü ideolojik olarak taraf olduklarını ve objektif olmadıklarını ve de ellerine geçen iddia ne kadar uçuk olursa olsun bu iddiayı yayımlayacaklarını (askere saldırmak için) biliyorum. Bunu sonucunda kimse kusura bakmasın ama Taraf, Sabah, Vakit...vb gazeteler, eğer iddialarını fotoğraf, ses kaydı gibi kanıtlarla kanıtlamazlarsa, ciddiye almıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

askerin tümüne bu konularda kabahat bulmak mümkün değil ama şöylede birşey var çürük yumurtaları ayıklamakta çok başarısızlar. mesleki dayanışma işinin bokunu çıkartıyorlar, tabii dışarıya karşı emir-komuta zincirinin zaaf içersinde görünmesini de istemediklerinden ama benim şahsi görüşüm ne yazık ki ordunun içine çöreklenmiş, acil temizlenmesi gereken bir kısım var.

ben bu yönde hareket edenlerin sadece sivil siyaseti değil ordu içersinde üst kademeyi de köşeye sıkıştırmaya çalıştığını düşünüyorum.

işin komiği herkes kimin ne halt ettiğini biliyor ama sonuç yok. gece yarısı internet sitesine düşen açıklamanın arkasında duranlar olsaydı üst kademeden bugün ergenekon ayağına içeri alınanlar muhtemelen kabinede olurlardı ya da hükümet danışmanı. her taraf birbirine diş gösteriyor, icraat yok.

bu bakımdan ne "ordu yüzünden geldi başımıza ne geldiyse, tü kaka" diyelim, ne de "en kral bir ordudur bizim ordu" diye boş konuşalım.

ülkemizdeki her kurum gibi ordunun da notu "eh işte".
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

siyasiler cok mu basarili curuk yumurtalari ayiklamak konusunda? alin AKP. yargilama sansi olsa oldukca ciddi bir suctan hukum giyecek bir sahsi cumhurbaskani seciyorlar. dalga gecer gibi. kumesi kurta emanet ediyorlar. sonucta apo gul hakkinda hukuku gukuk ediyorlar:

said:
Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, “Kayıp Trilyon” davasıyla ilgili olarak, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül hakkında, “mevcut anayasal sistem gereğince, iddia olunan eylemlerin kanıt ve unsurları tartışılmaksızın, yasal imkansızlık nedeniyle soruşturma yapılmasına gerek olmadığına” karar verdi.



ulkede icindeki pislikleri temizleme isini en iyi yapan kurum askeriyedir. defalarca kanitlamistir bunu.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

@drigeolf:

kaosun askerler için en ideal ortam olduğunu kabul etmişsin zaten. işadamları ayağı ise şöyle. ben burda ufak holdinglerden veya kobilerden bahsetmiyorum ki :) ensesi kalın olanlar yatırımları sağlam olanlar, ve dahi gelirlerini bir takım "gayrimeşru" ilişkilerden sağlayan işadamlarından bahsediyorum. aydın doğan dedik mesela yine ondan devam edelim. petrol ofisinin sahibi, ki anadolu da ki 1 numaralı petrol şirketidir po. hatta türkiyenin de en büyük petrol şirketi. tüpraş'ın sahibi. tüpraş ki bu memleketin en kıymetli kuruluşu. şu anda dünyada en kıymetli "mal" petrol. ve aydın doğan bunun türkiyedeki nerdeyse tekeli. petrol fiyatındaki her artış onun kesesine de yansıyor.

+ olarak hatırlarsınız petrol ofisine 3 milyar dolar vergi cezası kesildi bu hükümet zamanında. tam 3 milyar dolar. daha sonra bu düşürüldü bir şekilde ama baya yüklü bir miktar ödedi aydın doğan. ondan sonraya rastlar aydın doğanın akp karşıtı ittifaka katılması.

ülkedeki kaos'u yaratacak en büyük güç nedir şu anda? medya. medya tekeli kim Aydın doğan.

sen diyorsun ki taraf zaman vs inanmıyorum bunların haberlerine. e peki aydın doğan medyasına nasıl inanalım. ki ülkeyi germek için bir çok yalan haber yaptıkları da ortada. kaos ufak iş adamlarını bitirir. ancak kritik noktaları elinde tutanlar için en büyük para kazanma fırsatıdır. mesela yapılacak bir genelkurmay açıklama (muhtıra?) sını bir gün önceden bilmek borsada insana kaç milyon dolar kazandırır türkiyede?

bu yüzden asıl bugünlerde taraf ve zaman gibi gazetelerin haberlerine dikkatli bakmak gerek

ortada bir iktidar savaşı var. ve ilk kez diğer kesimin de kirlileri ortaya dökülmeye başladı. bütün bu yaygara bundan.

ayrıca OMG SOROSÇU SATILMIŞ demeden de birşeyler tartışalabileceğini gösterdiğin için de teşekkür ederim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Jadelith said:
dusun biraz.

cok genis bir yasa bu. gizli nitelikteki ne demek? dunku tarafta cikan sey de gizli nitelikli birsey olabilirdi.

genelkurmayi elestiren HERHANGI bir sey gizli nitelikli devlet sirri olarak gosterilebilir, ve sansur tak diye koyulur.

bunun dunku taraf in ortaya cikardigi seyle alakasiz oldugunu dusunuyorsan diyecek birseyim yok. yani simdiye kadar devlet sirlarini aciklamak yasak degildi serbestti de dunku taraf haberinden sonra birdenbire mi yasak oldu?

ama alakasi oldugunu gorebiliyorsan, dusun bak adamlar birkac saat icinde nasil bir yasa (ya da neyse) cikarttilar. bu kadar hizli bir sekilde sansur yasasi cikartabilen bir kurum, bu kadar genis bir ifadeyle kendilerine karsi yapilan herturlu elestiriyi aninda kapayabilirler.


Ergenekon davasına konuşma yasağı (NDA tripleri) da getirilmişti mesela. Gerçi Şamil Tayyar gibi kişiler oturup kitap çıkartmıştı ama olsun.

Horizon said:
Ordunun bu kadar çok darbe yapıp siyasete bulaştığı ülkelerde mesela. Sen Türkiye diye bir ülkeyi biliyor musun ?

Hükümetin faşizm uygulayıp demokrasi kılıfı ardında gizlenmesi mi dediydin?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

mesela şöyle diyenler de var:

said:
Bir ulkenin ordusu nasil olurda vatantadasina neyi izleyip neyip izleyemeyecegini soyler? Hangi avrupa birligi ulkesinde gorulmus bu?Yarasi olmayan gocunmaz, demekki saklayacak birseyler var.Ben haber alma ozgurlumu geri istiyorum.


Ama bunun karşılığında "telefon dinleme" olayları karşısında hükümetimizin söylediği "eğer dinlenmek istemiyorsan konuşmuyacaksın". "Hatası olan gocunmasın kardeşim" tarzı tavırları mevcut.
Birileri haber alma özgürlüğünü geri istiyorsa, biz de dinlenmeden telefonla konuşma özgürlüğümüzü geri istiyoruz.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bone said:
mesela şöyle diyenler de var:

said:
Bir ulkenin ordusu nasil olurda vatantadasina neyi izleyip neyip izleyemeyecegini soyler? Hangi avrupa birligi ulkesinde gorulmus bu?Yarasi olmayan gocunmaz, demekki saklayacak birseyler var.Ben haber alma ozgurlumu geri istiyorum.


Ama bunun karşılığında "telefon dinleme" olayları karşısında hükümetimizin söylediği "eğer dinlenmek istemiyorsan konuşmuyacaksın". "Hatası olan gocunmasın kardeşim" tarzı tavırları mevcut.
Birileri haber alma özgürlüğünü geri istiyorsa, biz de dinlenmeden telefonla konuşma özgürlüğümüzü geri istiyoruz.


yahu neden hemen bir şeyin tersine ama siz de böyle yapıyorsunuz diyorsunuz.

amerikalılar bişey diyince ama siz de kızılderilileri kestiniz demek gibi birşey. e tamam kesti o kesti diye sen de ermenileri kesmek zorunda mısın mesela?

ordu da karışmasın telefon da dinlenmesin diye niye kimse demiyor arkadaş. niye herkes karşı tarafa bok atma derdinde.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

polis bi suçu açığa kavuşturmak için dinlemıo bone. hata yapıp yapmamak degıl sorun.
lafın gelişi diyorum akp nin chp nin telefonlarını dinlemesi, onlarn stratejilerinden haberdar olması, ne bıleyım siyasi bi hamlelerini önceden bilmeleri haksız rekabettir.
milletvekilinin eşiyle dostuyla çocuğuyla olan özel sohbetlerinin dinlenip gazetelere yansıtılması OrÇunluktur.
isteyen herkesin, istediği herkesi dinlemesine olanak sağlayan bir yasak çıkmadıkça, bi tarafın yapması suçtur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:
"Kanıtlayamıyorum, o zaman kesin yapmışlardır" diyosun yani.

"Suçsuz olduğu ispatlanana kadar suçludur" peh.


Burda yalan haberlerin postlarında çoğu kişi tarafından hemen sevmediğiniz hükümet , akp idam ediliyor , sonra tartışılması gerek dediğimiz konular için dediğine bak.

Ne güzelsin sen :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

patide bir yandaş daha buldum, pek sevinçliyim doğrusu, buyse'nin bu topikteki her postuna can-ı gönülden bir +1 verebilirim. =)

evet noldu taraf'ın "sallamasyon" yaptığına dair iddialar? eğer kafadan sallamış olsalardı taraf bir sayı daha çıkaramazdı. ama çıkardılar, ve şimdi herkes bu belgeyi tartışıyor. "komuta kademesi" kısmında kimse imzalamamış olabilir, ama o belge genelkurmaylıktan çıkmış, resmi bir belgedir. planın ne kadarı gerçekleştirildi, ne kadarı uygulanmadı bilinmez, ama son aylardaki gelişmeler ışığında o kurumdan böyle bir belgenin çıkması, epey manidar.

bunun yanısıra yaşar büyükanıt, "o gazetenin finansörüne baksınlar" demiş taraf için. çok merak ettim, acaba kimi kastediyo, ve hangi istihbarat birimi bu "finansörle" taraf gazetesi arasında hangi bağlantıyı ortaya çıkarmış..umarım açıklar da öğreniriz.

genç sivillerin yürüyüşü topiği kapatılmış, yazık olmuş. ben gidemedim yürüyüşe başka bir işimden dolayı, ama keşke gitseymişim. sanırım 3000 civarında insan katılmış, pek fazla değil ama başlangıç için yine de güzel bi rakam. bu arada polis tünelden galatasaraya kadar yürümelerine izin vermiş, taksim meydanına da salmamış, yani taksim meydanında gösteri yapma yasağında bi istisna görülmemekte bazılarının daha önce iddia ettiği gibi.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fotograflardan gördüğüm kadarıyla 10bin kadar insan vardı orda. ancak önemi yok. bugün bu ülkenin gerçek solu olarak kabul ettiğim ödp cizgisiyle bu ülkede gerçekten özgürlük ve bağımsızlık isteyenler yanyana birşeyler için yürüyorsa bu ülke için hala umut var demektir.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sg-1 said:
ÖDP demişken;

http://www.milliyet.com.tr/default.aspx?aType=HaberDetay&Kategori=siyaset&ArticleID=879451&Date=23.06.2008&ver=28


akp kapatılmasın demek akp yardakçılığı değil ki? ufak uras adam gibi muhalefet yapıyor işte, kapatalım da kurtulalım demiyor koalisyon yapalım onları iktidardan seçim yoluyla indirelim diyor.

size yabancı sanırım böyle şeyler.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...