NeL Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 seslendirenleri düşünemiyorum bile ... çorumlu şakir !!! Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 hadi herkes en son okuduğu türk çizgiromanını yazsın. benimkiler karabasan, bide strip teki şehir köpeği, pırıl kız (ismi bilhassa salakça.komedi bişey baya güzeldi), İman ltd (hayır dinci değil :P bu da pırıl kız la paralel ilereleyen warhammer ın Kal jericho su gibi bişeydi). gaztelerdeki 3 kutuluklar filan sayılmaz. para verip aldığınız? sam said: komiser murat, teğmen cengiz, akıncı hebele bey vs karakterlerinin ötesine geçmeye çalışmak lazım, yukardakiler bu saydıkarını baya aşmış olanlar.ha mükemmel değiller o ayrı.karabasan senaryo bakımından dandik gelmişti bana mesela... NeL said: seslendirenleri düşünemiyorum bile ... çorumlu şakir !!! niye? türkiye de seslendirme sanatçısıda mı yok? çizgi filmlerinden peter parker ve wolverine in seslendirmelerini çok sevmiştim mesela. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 dublaj apayri bisey ve sunu soyliyebilirim avrupa ve amerikaya kiyasla turkiyede oturmus ve kaliteli bri dublaj piyasasi var acin digiturkte bir animasyonu ve dili bi turkce bir ingilizce yapin amerikan dublaj piyasasi son senelerde "ingilizce konusabiliyonmu? gel seslendir hocam" seklinde isliyor turkiyede ise senelerdir yurtdisindan film getirip cevirtmekten gelismis ve oturmus bir dublaj sektoru var misal shrek in turkce dublajini orjinalinden daha cok severim ben ama tecrubeli dublajcilar son senelerde issiz kaldigindan baska alanlara yoneldi o yuzden gun gectikce klaitesizlesicek bizimkilerde ama acin bulursaniz turkiyeye gelmis eski animelerden birkacini hem turkce hem ingilizce hem japnca dinleyin turkce dublajin kalitesi hep ingilizce dublajdan bir adim onde olucaktir aranizda crysis i iki dildede oynayip turkcesi kotu olmus ingilizcesi daha iyi diyebilen varmi? yapinca oluyor :) (bu arada ufak not you are under arrest teki travesti polis memurunu ameirkalialr kadina seslendirtirken trt erkege seslendirtmisti japoncasindaki gibi, o gunelrden bu gunlere geldik iste :p) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 victor said: (bu arada ufak not you are under arrest teki travesti polis memurunu ameirkalialr kadina seslendirtirken trt erkege seslendirtmisti japoncasindaki gibi, o gunelrden bu gunlere geldik iste :p) tutuculuğa dem vuruyosan daha ona gelene kadar show tv nin emmanuelle li tutti frutti li geceleri vardı. yine show da ecchi tarzı bişey vardı. sturm filan hatırlar belki.hani ninja okulu gibi bişey.kunduz adam tarzı bi hoca başka bi bayan hocanın kötünü açıp ellemeye filan çalışırdı paso. şehir efsanesi şeklinde vaktinde kazara hentai yayınlandığını söylüyo eski abiler ama pek inanmadım ona. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 tutuculuktan cok seslendirme isini ciddiye almaktan bahsetmistim :p Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 fenris said: şehir efsanesi şeklinde vaktinde kazara hentai yayınlandığını söylüyo eski abiler ama pek inanmadım ona. bizzat cumartesi sabahı 9 sularında denk geldim, sadece hentai olsa neyse. tentaküllü, kan ve vahşetli korku hentai idi, herifler hiç seyretmeden takmışlar oynatıcıya kesin. (:P) eheh yalnız viktor, ay savaşçısı'nda ilk sezondaki gay kötü 'adam'ı kadına seslendirtmişlerdi. ne varki cidden görünüşten anlaşılmıyordu erkek olduğu. gerçi amerika da aynısını yapmış sanırım. (:P) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 hadi be :P ben ona hiç inanmamıştım :) sailor moon da gay mi vardı? o.O Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Regalya Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 T. Coşkun tayço ::o Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 evet, zoisite gay idi ancak dalgalı saçlar ve minyon yapı üzerine kadın sesi koyduklarında anlamak mümkün olmuyordu. kunzite'a olan körlemesine aşkı karşılığını bulamadan yitti gitti garibim. sonra neptün ve uranüs'ün ilişkisi de salt dostlukla açıklanmıyordu bildiğim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 21, 2008 aksine dostluğun en saf haliydi onlarınki Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Yaratıcılık ve yatırım bir araya gelmedi. Yatırımcı haklı olarak hedef kitleyi göremiyor. Para = Televizyon. Televizyonda ne var? Yerli dizi. Öyle boş zamanımda çizeyim diyerekten sevdiğiniz animeler ortaya çıkmıyor. Sonuçta bu bir iş. Yani dönüp dolaşıp paraya geliyoruz. Bu işi yapabilecek adamlar geçinebilmek için başka işler yapıyorlar. Animasyona alt yapı hazırlamak adına da yetersiziz. Kaç tane bölüm var ki? Benim bildiğim 2 tane var, ikisi de yeni sayılır. Hocasına öğrencisine hiç girmiyim, ben gördüm, sizi ümitsizliğe sürüklememek adına anlatmıyorum. Herşey olumsuz değil. Burada X tane bu işi seven insan var. Benim kendi arkadaş çevremin çoğu seviyor. Ticari olmasa da bir hedef kitle oluşmuş durumda. Yakın zamanda idealist insanların bir şekilde bunu başaracağını düşünüyorum. Sonuçta animasyon stüdyosu olmasan da, emek veren 2-3 kafadar olarak çok güzel birşeyler üretmek mümkün. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 evet! ^^ Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
aquila Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 haydi gencler siz yapin o zaman, arcane, cuce, daesuyu da alin. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kaede Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 TRTde vakti zamanında yayınlanan hentai galiba La Blue Girl'müş Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
SturmVogel Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Regalya said: T. Coşkun tayço ::o espri harika ama konu sapmaya başladı hentai yayınlasalar ben görürdüm ama bazı uç örnekler vardı mesela bir mecha animesi olan Baldios Movie'de 2 dakikaya yakın bariz bir banyo sahnesi vardır. Türkçe dublajlı VCDsini biri bulup da bizim yerel TVde defalarca gösterirlerdi sırf o sahne için ^_^ Benzer şekilde Show'da Çiko adıyla gösterilen Dash Kappei'deki eleman tam bir iç çamaşır fetişisti idi. Yada TRT zamanlarında ismini hatırlamadığım 3-4 farklı seride erkek arkadaşının ayrasını külodunun kenarını yırtarak bandajlayan kız gibi sahneler görmüşümdür. Tamam da "türkiye'de hentai yayınlandı rofl" demek şehir efsanesine giriyo bence. neyse geçtik. ----------------------------------------------------- sormak istediğim şeylerden biri de şu: Türkiye'deki şu anki durumun ilk 10 yıl farzında düzeleceğini düşünüyor musunuz? (TRT3ün animasyon kanalı haline getirilmesi planı var mesela şu an) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Sam Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 valla dalga geçmiyorum, bazı sahneleri de net hatırlıyorum. hangisi olduğunu bulamadım ama, show tv'deydi sanırım. taaa o'sunun ortasında kırmızı nokta olduğu vakitler. böyle bir lise vardı, öğrenciler zombileşiyordu filan. 2-3 kahraman öğrenci bunlarla dövüşüyordu, kıza jilet atıyorlardı, iriyarı çocuğun kafasında daktilo mu ne kırıyorlardı. sonra tentaküllü/sümük benzeri bir olay kaplıyordu bütün okulu, bu öğrencilerin hepsini içine alıp portakal suyu gibi sıkıyordu, kanları fışkırıyordu filan heh. tespit edersiniz belki. :P neyse konuya döneceksek, ben türkiye'de animasyonun girişimci arkadaşların mevcut yaklaşımıyla ilerleyeceğini pek sanamıyorum. bilgisayar oyunları için de geçerli hatta. dünyaya pazarlanabilecek içerik lazım, bizim ülkemizin ekonomisi bir japonya olmadığından sadece iç pazara satıp amorti edemeyiz bu tarz ürünleri. ve animasyon gibi işin içinde belli bir miktar teknik birikim, altyapı ve emek isteyen bir işte ortaya belli bir kalite koymayınca değil yabancı, yerli bile talibi olmuyor. ekonomimiz biraz daha kendini toparlar, kişi başına gelir belli noktalara gelirse o zaman girişimler de artacaktır muhtemelen. sadece istek ve girişimcilik de tabii gazı vermiyor bu işe. ayrıca trt'den cacık olmaz düşüncesindeyim şahsen, devlet eliyle/desteğiyle animasyon umutsuz vaka. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 kişisel, grupsal caba ilgi piyasa yaratamaz sektor yaratamaz, ama yatıcımrıların ilgisini cekebilir. adam gibi işler cıktığını görürse para babaları burdan para kazanıcklarını anlarlarsa hüüüööp diye cökerler üstüne bi güzel sömürürler. yoksa bilmemne holding ekip oluşturtupta parayı basıpta kimseye animasyon yaptırmaz. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 mesela yerli naruto yapilsa ve tutsa butun para babalari ondan kopya ninca temali animasyon serisi yaparlar bu ulkede ^^ demin gazeteye bakiyrodum ve topic in basligi olan sorunun direk cevabi kafama dank diye kakildi said: bagimsiz egitimciler sendikasinin yayinladigi rapora gore turklerin ihtiyac listesinden kitap 235. sirada. Japonlar bir yilda 25 turkler ise 10 yilda 1 kitap okuyor. bunun yaninda turkiyede onunan kitaplarin ezici cogunlugu siyaset ask ve cinsellik uzerine en cok basilan kitaplar ise fikra kitaplari, dini ilmihal kitaplari ve cinsel icerikli kitaplar ingiliz the sun gazetesi turk gazetelerinin toplami kadar satiyor ve turklerin %85 i gazetede sadece magazin ve spor haberlerine bakiyor sonra burda bende salak gibi sayfalarca yaziyorum alin size dizilerin mafya,agalik basit espriler ve klise ask hikayelerinin etrafinda donup dolasmasinin nedeni Hayalgucu yok hayalgucu, final fantasy oynarken movie leri cutscene leri start a absip skipliyemiyoruz diyo oyunu boktan ilan eden adam kayniyo disarsi Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ssj4songoku Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Konu başlığını ilk gördüğümde aklımdan ilk geçen şey: "Acaba aynı ülkede mi yaşıyoruz" oldu. Hani nedenler o kadar açık seçik ortada ki, tartışılmasına bile gerek olmayan bir konu. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 arcane said: Yaratıcılık ve yatırım bir araya gelmedi. Yatırımcı haklı olarak hedef kitleyi göremiyor. gelenlerde battı ya...o yüzden pek suçlayamıyorum ben adamları. kitap okumayla ÇR nın çok alakası olduğuna inanmıyorum.tr de deli gibi ken parker, çelik bilek, tommiks, teksas okuyanlarla şimdi kitap okumuyo diye eleştirilen aynı millet. kısacası cevabın "salağız biz kafamız basmıyo" olduğunu sanmam.yayıncılık türkiye de zor ve pahalı bi iş.işin içine giren bi kaç cesur firma batınca diğerleri daha beter tırsıyor. ben bi ahmet kocaoğlu nu biliyorum işte yıllardır aynı şekilde mücedale veren.kaç kere battı belli değil. şimdi babanızdan çok para kalmış olsa bu işin içine girer misiniz? türkiye de bu soru biraz daha değişiyor; "o kadar parayı çar çur etmeyi g.tünüz yer mi?" oluyor. senden önce çok güzel şeyler yapmış adamların hepsi batmış çünkü... edit: direk trt eli altında bende bi cacık olmaz kanaatindeyim. ancak yeni nesil bağımsız çalışan gençlere destek verirse bişe olur. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Laurelin Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 dedigim anlasilmamis kitap okumiyan adam cizgi roman yapicak altyapiyi bilgiyi nerden edinicek? sorun o hayalgucu gelismemis bir insan ne oyun yapabilir ne dizi nede oturup hikaye yazabilir kliselerin etrafinda ileri geri yaparak gunu kurtarir turkiyede eglence sektorunun onundeki en buyuk engel bu adam gibi insani icine surukliyebilicek hikaye cikaramiyoruz ve gelicek kusaklar ocnekinin birikimlerinden yararlanamadigindan yavasta olsa bir ilerleme kaydedemiyoruz "turk oyunlari" dedigimzi sey misal hep basarili olmus yabanci oyunlarin adi bir kopyasi oluyor genelde "turk dizisi" ya konusu olmiyan tamamen arkaplan ustune kurulmus olayalrin gelisiguzel akip gittigi yapimlar yada yabanci dizilerin taklidi oluyor "turk sinemasi" zaten taklitlerle basladi, spiderman il kdefa beyazberdeye turkiyede cikti misal veya supermen istanbulda falan ki biz onalrla dalga gecerken recep ivedik gibi bir sacmalik rekor izliyici cekiyor kurtlar vadisi irak hakkinda yorum yapmiycam milliyetci duygulari oksa izleyici cek polat almasi gerekenlerin alamadigi intikami alsin vs gora ya bakiyoruz tamamen parodi ustune kurulu "kahraman turk melez prensesi kapar" etrafinda donen bir film misal hababam sinifi bize ait bir yapim ve harbiden basarili bir roman onu bile son zamanda cekilen ucuz saklabanlik filmleriyle mafettiler o kadar tembellestilerki eski romanlarin hikayelerini alip dizi yapiyorlar "turk tiyatrosu" desek stand up larla salonlar anca doluyor ve icerik hep belden asagi espri yap izleyiciyi guldur formatinda ve dikkat ederseniz hep parodi olmus bir olayla veya mevcut bir seyle dalga gecmek geri kalan oyunlar paso yabanci adaptasyon allahtan oyu nayzan tiyatrolrini zar zor ayakta tutan sanatcilar var ama onalrinda sayisi bir elin parmaklarini gecmiyor "turk edebiyati" desek gene 2-3 isim var ama onalrin yapimlari halka hitap edicek sadelikte degil orhan pamuk misal gercekten analsilmasi zor kitapalr yazar normalde zaten turk okuyucuya ulasmasi zorken bide gitti bir nane yedi halktan iyice koptu bakiyorum sen son metal firtina isimli ucuz milliyetcilitken faydalanan kitap satis yapmis roman formatinda bu islerde herseyin basi oturup hikaye yazabilmek izleyiciyi/okuyani ancak hikaye ile birseyin basinda tutarsin ancak enteresan iyi kurgulanmis bir hikaye ile is yapabilirsin "sezonun sonunda bir cliffhanger koyalim anlasabildigimiz oyuncualrin karakterleri ikinci sezonda devam etsin anlasamadiklarimzi olsun hikayeyi ona gore sekillendiririz" ile yurumuyor Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 canım ÇR nı yapacak adam okuyodur belki ne biliyosun :P dizilerde para var diye herkes atlayıp sağdan soldan araklama şeylerle bişeyler deniyolardır ama ÇR gönül işi biraz.pek para olmadığı için bu işte, o kesimi çekmez zaten. ha evet ilk başlarda dandik olabilir biraz ama işte zamanla düzelir anca... bu arada örnekleriniz hep 40 yıl önce basılmış karaoğlan filan.sordum en son okuduğunuz türk ÇR nını (fanzin filan da olur) cevap gelmedi. gözümden kaçıyor sanmayın :P korkunuz onlar gibi olmasıysa ÇR ların, merak etmeyin. yeni çizilenlerde o hava yok. bi de eski ÇR lar o zamanın türkiye de tutulan italyan ÇR larının rüzgarıyla çıkmıştı. yani esinlenme ve hava olarak milliyetçiliğe kaçmaları o kadar absürd değildi zamanında. o zamanın baya bi karakteri öyleydi.gerçi italyanlar tarafından çizilen amerikan vatanseverleriydi ama :P işte anlıyosunuz yani... superman de çinlileri dövüyodu hatırlarsanız ilk çıktığında. hala arada şu dandik kanallarda raslarsınız eski çizgi filmlerine. diziler filan ayrı bi olay ama kitaplarda biraz çizgiromanlar gibi türkiye de aynı sorunlar orda da var. şaka maka baya pahalı kitaplar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 SturmVogel said: Soru basit: Neden sektör değiliz? Yada şöyle sorayım neden bir Gundam yada Death Note çıkaramadı bu millet? Çıkartması mümkün müdür ileride? Olası sebepleri ve düşünceleriniz neler konu hakkında... Birkaç gözlem. 1- Yabancı ülkelerdeki çizgiromanlar Türkiye'ye çok zor geliyor, satılan yerlerde de her ay her çizgi roman bulunamabiliyor. 2- Türkçe çeviri çizgi roman serileri yeterince tutunamıyor. Sürekli başlayıp sonra da arkası gelmiyor. 3- Türkiye'de yayınlanan Türkçe çizgi filmleri ve çizgi romanları kaydedip sonra internette yayınlayan p2p'ciler yok. Bunlar ülkedeki çizgi roman ilgisizliğini gösteriyor. Her ne kadar babalarımız teksas, tommiks okuyarak, biriktirerek büyümüş olsa da, level, oyungezer vs gibi dergiler "Türkiye'de yeni büyüyen bir anime sevdalığı var" diyerek bölüm açmasına ve bu şekilde MTV de "Anime gecesi" yapmasına rağmen, ne yazık ki sektör oldukça zayıf durumda. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Bone Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Kaede said: Lükse girior çünkü o dediklerin. Ne zaman ekonomi düzelir, ne zaman insanlar hergün evine nasıl ekmek götürüceğini düşünmeyi bırakır, ne zaman insanların hobilerine para harcaması kolaylaşır o zaman bir sektör oluşur. Ekmek bile bulamayanların evinde cep telefonu, TV felan var ama? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kaede Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 22, 2008 Bone said: Kaede said: Lükse girior çünkü o dediklerin. Ne zaman ekonomi düzelir, ne zaman insanlar hergün evine nasıl ekmek götürüceğini düşünmeyi bırakır, ne zaman insanların hobilerine para harcaması kolaylaşır o zaman bir sektör oluşur. Ekmek bile bulamayanların evinde cep telefonu, TV felan var ama? Çok afedersinde bir şey sorucam. Embesil misin yoksa embesil roleplayi mi yapıyorsun ? O cümleden o sonuca nasıl ulaştın ? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar