S_h_a_D_o_W Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 10yaşımdan 18ime kadar aralıksız gece gündüz oyun oynamış biriyim,18'inde çevremdeki insanların baskılarının artması sonucu ve benimde diğer dünyalarada bir bakıyim diyerekten 2sene kendime oyunu yasakladım,akabinde 150civarı kitap,400e yakında film izledim.Mutlu oldum mu?Eh biraz. Sonra oyunlara geri döniyim dedim,geçen senem wow ve 2senedir oynamadığım oyunlarla birlikte geçerken bu senede xbox360da takılıyorum. Ama tepkiler yine aynı tepkiler. Bu yaşta oyun oynamak,ehi ehi. Hayır kitap okusamda,deneme yada bilim okuyorumda,felsefe okumuyorum diye o yüzden tepki yerim.Şöyle söyliyim,lise arkadaşlarımdan 3-4ü bir adamdan etkilenmiş durumda,adam selçuk üni iletişimde öğretim görevlisi,o ne okuyorsa bunlarda okuyor,o manik depresif,bizimkiler ilaç alıyor,o sosyalist oldu bunlarda vs. Bilmiyorum çok mu sert kalpliyim ama kolay arkadaş silebiliyorum,özellike üni sürecimin sonuna kadar alanımla ilgili -bilgisayar- ve kızlarla iletişimim güçlendikçe eski arkadaşları bir bir silmeye başlamıştım,534534 arkadaşım yerine,20 arkım olsun modunda biriyim. Bu konuyu çocuklarada açtım,bir daha sizinle görüşmücem bu sebeplerden dedim,yine beklediğim üzere cehalet dalgasında laflar yedim,biz müzik dinlemeyi bile bıraktık sadece kitap okuyoruz sen halen oyun oynuyorsun modunda laflar.. Hayır benim anlayamadığım şeyde ben mezun oldum,hepsi okulu 2-3sene uzattılar,hepsi depresyon lay lay lom takılan tipler,ben en azından kendi hayatımı düzene oturtabildim. Ve akabinde,oyun oynamakta,kitap gibi bir hobi değilmidir,ve tercih meselesi değilmidir,ayrıca 150kitap benim ilgi alanlarımın birçoğunu içeren kitaplardı bundan sonraki kitapları okumuş için okumak yapmanın bana faydası nedir? Cümlelerim çok dağınık oldu özür dilerim,size spesifik bir sorumda yok,sadece okuduğunuz kadarıyla görüşlerinizi merak ettim.Yinede soru isteyenler için,altını çizdiğim cümle,ve en sonda yazdığım konu hakkında yorum getirirseniz sevinirim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sechil Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 kesinlikle tercih meselesi oyun oynamaktan zevk alıosan konu kapanmıştır kimse sana karışamaz höyyyt geri basıın :) :? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Bu yaşa gelmişsin ne oyunu hala Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ginaly Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 çoğu insan kalıplara güvenir ve çoğunluk tarafından doğru kabul edilen şeylere güven duyarlar. "kitap okuyorum gelişiyorum abav" "avrupa filmeleri izliyorum. japon filmlerindeki fikri çözebilirim" "üniversite öğrencisiyim ben. komünüst olmalıyım." "tayyip allah belanı versin. oh" "allahım türk dizileri ne iğrenç. nasıl izliyorlar anlamam" bu ve bunun gibi bisürü kalıp entel üniversite gençliği tarafından kabul görüyor. çoğunluk bunları kural olarak benimsiyor. bu kalıpların dışında olanları eleştirmek de bu kalıplardan biri. işin derinine inelim biraz tüm bunların, bunları yapan kitle tarafından destekleniyor olmasının sebebi, bu kalıpların doğruluğundan emin olamadıklarından destekçi aramalarındandır. insan özgüveni olan bir varlık değildir. bir kişi otobüs durağına gittiğinde bile eğer orada bekleyen bir kişi daha varsa rahatlar, 'oh lan otobüsü kaçırmamışım' gibi bi çıkarım yapar. dinde bile böyledir. kendi dininin doğruluğundan emin olamayan insan, olabildiğince destekçi arar. neyse çok derine indik, çıkalım. kalıplar diyorduk. bu kalıplar insanların belli bir şekli olmasını sağlar. bu şeklin amacı ise kabul görmek ve tercih edilen olmaktır. önce grupta bir norm kabul edilir. misal, kitap okumak iyidir. sonra grubun her elemanı kendi için bir yol çizer 1- kitap okursam iyi olurum 2- kitap okumazsam kötü olurum her kişi her norm için bir yol belirler. tabiki olabildiğince iyi olmak için bu normlara uyar. kitap okur, komünist olur, topluma söver vs. böylece grubun tamamında 'iyi' olarak nitelenmiş olur. böylece grupta tercih edilen, talep gören kişi olur. bunun faydaları arasında karı kız kaldırmak, güvenilir kişi olmak, sağda solda hakkında güzel şeyler söylenmek vs. sayabiliriz. yani sonuçta kişinin ego tatmini sağlanmış olur. fakat her eleman buna ulaşmaya çabaladığı için aslında bir rekabet de söz konusudur. rekabet sonucunda her değer daha öteye götürülüp tekrar satisfy edilir. daha çok kitap okumaya bağlanılır, daha çok fransız filmi izlenir vs. artık normlar öyle ileri götürülür ki bunlar uç noktalardaki değişmez kurallar olmuşlardır ve kimse aksini düşünemez olur. tarikatların, radikal sol grupların vs. oluşması da bu yolla olur da konumuz onlar değil. eheh. yani demem o ki, senin o tüm arkadaşların, o arkadaşların gibi hepimizin çevresinde olan, bu forumda olan falan filan tüm tipler bu yolla bir gruba dahil olma, belli normlara uyarak kabul görme, kendini ispatlama peşindedir. işin ilginç yanı, bu sürcein kaçınılmaz fakat bitirilebilir oluşudur. temet nosce. (galiba böle yazılıodu) kendini bil. her insan bu aşamadan geçer fakat kendi farkındalığına ulaşabilenler bu uç normlardan kurtulur sonra. kişilik oturması denilen süreçte hepimiz belli akımlara, belli gruplara normlara kapılmışızdır. önemli olan sonunda kendini bulabilmektir. bende yapardım lan. bi aralar karı kıza yalakalık olsun diye kızları dinleyen duyarlı erkek moduna girmiştim. hey allam eheh. neyse neyse lan çok saçmaladım, diyorum ki salla o arkadaşlarını. gerçek mutluluğu, gerçek 'fayda maksimizasyonunu' nasıl sağladığına inanıyorsan öyle davran. doğru yoldasın bence. arkadaşını falan silmekten de korkma. bak bu da bi norm aslında. 'arkadaşa sadık olunur oğlum, manyakmısınız lan arkadaş için çiğ davuk yenir' sie lol. valla şu noktadan sonra konuyu toparlamak için bi kaç düzgün cümle yazsam, 'vay lan ne kral post atmış ginaly, grubumuz içinde kabul görür artık' imajını uyandırırdım da sttret. koyim hepinize, mucux. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Pyro Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Takmana değmez bu tür tepkileri. Hayat senin hayatın, ister kitap okursun ister oyun oynarsın. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tellos Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 herşey tercih meselesi nickin deki ''_s_h_ ''lar mesela senin tercihin ama burdaki biçok insan eminim begenmiyo ama senin tercihin işte( ayar mayar diil ha uyuz gözükuyo hakkaten) ama tercihler tartışılır bide yargılamayaz kimsenin hakkı yoktur zaten, arkdaş grbuda entelide olcak boş gezenide olcak bence herşeyden kat karıştır insanları silme tercihinde bence yalnış saçma ama; kendi kararlarında bi yere gelcen daha da büyüdügnde iyki oyun oynamışım, yada keşke kitap okusaymışım diyip dememek sana kalan bişe, ikisinede yap işte ne biliyim mutlu oclagın herşeyi yap Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
dory Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 13, 2008 ben bu kadar oyun oynamasam ingilizcem AA düşmezdi misal :D oyun oynamak guzeldir -BLIZZARD Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fly Mesaj tarihi: Nisan 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 14, 2008 7/24 kitap okumak da sağlıksız. ha bir de "müzik dinlemeyi bile bırakmak" eylemini doğru buluyorlarsa isterlerse günde 10 kitap bitirsinler. olayın mantığını kavrayamamışlar, ne işe yarar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
PhysX Mesaj tarihi: Nisan 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 14, 2008 prof. dr. ginaly'i dinlediniz şimdi reklam falan yok dağılın afsfasdasf. yok o değilde zevk meselesidir bunlar kimi kitap okumaktan zevk alır kimi amuda kalkmaktan. bu arada bende yanlış yapıyormuşum, arkadaşa lan ne sorumsuz herifsin hep uyuyorsun buluşmalara geç kalıyorsun diye ayar vermiştim. demekki onun zevkide buymuş :) ne demişler kirlenmek güzeldir. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
naraso Mesaj tarihi: Nisan 14, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 14, 2008 ben kitapta okuyorum,müzikde dinliyorum oyunda oynuyorum.ancak bence hepsinin seviyesini bilmeli.bir dengesini bulmalı.bulduğumdan söylemiyorum,umarım tam olarak bulurum bende. neyse,ama seninde yanlış değerlendirdiğin şeyler var gibime geldi. mesela okulu bitirdim hayatımı yoluna koydum onlardan iyiyim modun yanlış bence.şimdi deli yorgunum daha yazmak isterdim ama.. hadi iyi geceler. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Mal Mesaj tarihi: Nisan 16, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2008 ginaly sen bu işlerden anlayan birine benziyosun ginaly said: işin ilginç yanı, bu sürcein kaçınılmaz fakat bitirilebilir oluşudur. temet nosce. kendini bil. her insan bu aşamadan geçer fakat kendi farkındalığına ulaşabilenler bu uç normlardan kurtulur sonra(galiba böle yazılıodu) peki bu süreç farkına varıldığı için ters tepki görüp, hiç başlamamışsa ne olur? dönen dümenin farkına varıp, direk kendi farkındalığına odaklanmışsa? Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cuce Mesaj tarihi: Nisan 16, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 16, 2008 insan oyun oynamak için yaşar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
fenris Mesaj tarihi: Nisan 17, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 17, 2008 yoksa yaşamak için mi oynar?... o.O bak şimdi... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Fortuna Mesaj tarihi: Nisan 17, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 17, 2008 Küplerle adını yazmadığı sürece bir insanın yaşı ne olursa olsun oyun oynamasında bir sakatlık yok.Hatta oyun oynamak mücadele etme güdüsünü çok güzel doyurur(tabii burada rekabet edilen oyunlardan bahsediyorum.Bir makinaya veya başka bir insana karşı).O yüzden oyun oynayan insanlar (hatta herhangi bir şeyde iyi olan insanlar) diğerlerine göre daha rahat ve sakin olurlar.Öyle herşeye "ben karşıyım." felsefesiyle yaklaşmazlar. Veya her göz önünde şeye karşı olmazlar.Eminim şuanki anti kapitalistlerin yarısı, eğer kominizmle yönetiliyor olsaydık basın özgürlüğü,malvarlığı hakları gibi liberal fikirlere yöneleceklerdi.Bunu sadece bu fikirleri sevdikleri için değil, mücadele etme (iktidar kurma) güdülerini doyurmak için de yapacaklardı. Kısaca Oyun oynamak sadece iyi değil, gerekli de. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
yav Mesaj tarihi: Nisan 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 18, 2008 Keyfine bak işte negzel kendini yaptıklarından ve bağlı olduğun tutkulardan dolayı geri kalmış hissetmedikçe mutlu olmalısındır. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Saeros Mesaj tarihi: Nisan 18, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 18, 2008 S_h_a_D_o_W said: yine beklediğim üzere cehalet dalgasında laflar yedim,biz müzik dinlemeyi bile bıraktık sadece kitap okuyoruz sen halen oyun oynuyorsun modunda laflar.. uuuu, ahah. sil onları sil sil :p Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
kemalisthllwndr Mesaj tarihi: Nisan 25, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 25, 2008 olabildiğince okurum. çalışıyorum da.. oyun da oynuyorum.. ne gerek var bu kasış işlere pff Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
ginaly Mesaj tarihi: Nisan 25, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 25, 2008 Mal said: ginaly sen bu işlerden anlayan birine benziyosun ginaly said: işin ilginç yanı, bu sürcein kaçınılmaz fakat bitirilebilir oluşudur. temet nosce. kendini bil. her insan bu aşamadan geçer fakat kendi farkındalığına ulaşabilenler bu uç normlardan kurtulur sonra(galiba böle yazılıodu) peki bu süreç farkına varıldığı için ters tepki görüp, hiç başlamamışsa ne olur? dönen dümenin farkına varıp, direk kendi farkındalığına odaklanmışsa? çok daha güzel olur. ama şu bakımdan tehlikelidir, bu sapmalar, grup yalakalıkları ertelendikçe, ileride çok daha büyük bi şekilde insanın karşısına çıkabilir. yani aslında normlara uymamak için eğer bir kasılma söz konusu ise, bu da bir kalıptır, normdur. gerçekten kendi farkındalığına ulaşabilen ve böle bi tehlikeyi de ömür boyu absorbe edebilecek birisi varsa da elini öperim, muhtemelen büyük adam olur. bence. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
MADBOY Mesaj tarihi: Nisan 25, 2008 Paylaş Mesaj tarihi: Nisan 25, 2008 Farklı olmaya çalışırken farksızlaşıyorlar kısacası. Kitap okumak güzeldir, bilgi edinmek güzeldir, her türlü konuda olsun, felsefe olsun, oyun olsun, müzik olsun, spor olsun, sekkis bile olsun. Son zamanlarda, özellikle yeni nesilde başladı bu entelleşme girişimleri, ha çoğunluk ve gerizekalı olanları emogöthpünük türevlerine girişip içip kusup ağlıyorlar vesselam, kafası çalışan versiyonlar da entelleşerek prim yapma yoluna gidiyorlar. Entellik kötü birşey değil, yanlış anlaşılmasın, ama "mhmhmh farklı olmalıyım, kendimden taviz vermemeliyim, uzak diyarlara dalmalıyım, üstün ve aydın gözükmeliyim, geçmişimi arkamda bırakmalıyım, insanlar ayaklarıma tapınmalı nihühğhğ" mantalitesinde gidilirse olan oluyor zaten, narsizm duyguları (ve buna bağlı olarak g*t kısmı) tavan yapıyor. ginaly said: kalıplar diyorduk. bu kalıplar insanların belli bir şekli olmasını sağlar. bu şeklin amacı ise kabul görmek ve tercih edilen olmaktır. önce grupta bir norm kabul edilir. misal, kitap okumak iyidir. sonra grubun her elemanı kendi için bir yol çizer 1- kitap okursam iyi olurum 2- kitap okumazsam kötü olurum her kişi her norm için bir yol belirler. tabiki olabildiğince iyi olmak için bu normlara uyar. kitap okur, komünist olur, topluma söver vs. böylece grubun tamamında 'iyi' olarak nitelenmiş olur. böylece grupta tercih edilen, talep gören kişi olur. bunun faydaları arasında karı kız kaldırmak, güvenilir kişi olmak, sağda solda hakkında güzel şeyler söylenmek vs. sayabiliriz. yani sonuçta kişinin ego tatmini sağlanmış olur. fakat her eleman buna ulaşmaya çabaladığı için aslında bir rekabet de söz konusudur. rekabet sonucunda her değer daha öteye götürülüp tekrar satisfy edilir. daha çok kitap okumaya bağlanılır, daha çok fransız filmi izlenir vs. artık normlar öyle ileri götürülür ki bunlar uç noktalardaki değişmez kurallar olmuşlardır ve kimse aksini düşünemez olur. tarikatların, radikal sol grupların vs. oluşması da bu yolla olur da konumuz onlar değil. eheh. Bu arada kitap okumak, fransız filmi izlemek gibi şeylere asla garezim ve "ulan bunlar böyle ben farklı olayım prim yapalım" mantalitem yok, ama bunları sosyal statü kazanmak için kullanmak saks bir olay, 14-15 yaş gençliğinin "SLMM METALLL DNLERMSNNN =))))" olayının evrimleşmiş halinden bir farkı yok bence. Dürüye hanım da bizzat önemli bir noktaya parmak basmış, oyun oynamanın da ingilizceye kol gibi bir artısı var, büyük destek oluyor, filmlerde dizilerde, yabancı insanlarla konuşurken vs, iletişimin rahatlığını geçtim yabancı kültürlere ait esprilerin anlaşılmasını bile kolay kılıyor. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar