Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Dinimizin tavsiye ettigi örtünme hem hayata hem fazilete uygundur-Kemal Atatürk


fightersfight

Öne çıkan mesajlar

Dinimizin tavsiye ettigi örtünme hem
hayata hem fazilete uygundur. seriata uygun örtünme, kadinlar için güçlük
vermeyecek, kadinlarin toplum hayatinda, iktisadi hayatta, gündelik hayatta
erkeklerle isbirligi etmesine engel olmayacak basit bir sekilde bulunacaktir."
"Eger kadinlarimiz
Seriatin tavsiye, dinin emrettigi bir kiyafetle, faziletin gerektirdigi bir
hareketle içimizde bulunur, milletin bilim, sanat ve toplum hareketlerine
katilirlarsa, bu hali, emin olunuz, milletin en müteassibi bile takdir etmekten
kendini alamaz. Aksine o halin aleyhinde söylenecek sözlere karsi belki onun
öncülerinden fazla savunucusu olur.

Kemal Atatürk
21 mart 1923
konya kizilay hanimlar kolu'nun davetinde.
KAYNAK :Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt,s. 87
[hr]

alın burdan yakın .
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

“Muhterem Hanımlar, düşmanlarımızı aldatan bu dış görüntü bilhassa kadınlarımızın şeklinden, giyim tarzından ve örtünme şeklinden kaynaklanıyor. Onların aldanmalarına yol açan diğer bir nokta da yabancılarla temas edebilecek mevkide bulunan kadınlarımızın tavır ve hareketlerinin millî tavır ve hareketlerimizin timsali olmayıp, belki Avrupa tavır ve hareketlerinin taklitçisi olarak görülmesidir. Filhakika, memleketimizin bazı yerlerinde, en ziyade büyük şehirlerinde giyim tarzımız, kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirlerdeki kadınlarımızın giyim tarzı ve örtünmesinde iki şekil tecelli ediyor; ya ifrat, ya tefrit görülüyor. Yani ya ne olduğu bilinemiyen, çok kapalı, çok karanlık bir dış görünüm gösteren bir kıyafet, - veyahut Avrupanm en serbest balolarında bile dış kıyafet olarak arzedilemiyecek kadar açık bir giyim. Bunun her ikisi de şeriatın tavsiyesi, dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz kadını o tefritten de, bu ifrattan da tenzih eder. 0 şekiller dinimizin muktezası değil, muhalifidir. Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı. Dînî örtünme, kadınlar için zorluk çıkarmayacak, kadınların toplum hayatında, ekonomik hayatta, çalışma hayatında ve ilim hayatında erkeklerle ortak çalışmalar yapmasına mani bulunmayacak bir normal şekildedir. Bu normal şekil, toplumumuzun ahlak ve terbiyesine aykırı değildir.”

nedense bi kısmını kesip vermiş samimiyetten uzak gordüm ben sizi?

kaynak
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DraculaVigorous said:
ya işte sana kısmetmiş n'aparsın.
halka çağdaş, modern ve ulusal kıyafet gösterilmiştir. latife hanım' ı örnek gösterenlere de burdan bi laf çakayım hemen. şapka devriminden sonra kendisi Atatürk' ün gösterdiği yoldan gitmiştir.

kesinlikle.

bu arada bi kısmı alınmıs kaynağı olmayan yazılarla sabah sabah insanları tribe sokmayalım plx.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aquila said:
tesettur filan denmemis gerce, dinimizin tavsiye ettigi demis ki, o turban degil demeye calisiyoruz sana ama anlamiyosun.


yahu tavsiye ettigi örtünme daha ne olacak bandanamı?
modern ve dine uygun biçimde örtünme olucak.
kara çarşaf degil ama ondan daha uygun daha modern uzlaşmacı bir örtünme.
nedir o?
aa türban mesela.


yanlş anlaşılmasın,türban destekçisi degil,
türban takmak isteyenin üniversiteye girme hakkı nın destekçisiyim.


Ki Atatürk de eminim böyle düşünmüştür ve konuşmuştur.böylece zaten sahte Atatürkçülerin tutanacagı bir dal yok olmuş olur.

Bu bilgi yanlış da olsa,
Atatürk tam tersini söyleyip yasaklamış olsa (Ki böyle birşey olmadı asla)
benim fikrim degişmez.
Bu yazıyı Ataturkun yaptıklarını sorgulamadan,düşünmeden put gibi tapanlar için koydum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

DraculaVigorous said:
ya işte sana kısmetmiş n'aparsın.
halka çağdaş, modern ve ulusal kıyafet gösterilmiştir. latife hanım' ı örnek gösterenlere de burdan bi laf çakayım hemen. şapka devriminden sonra kendisi Atatürk' ün gösterdiği yoldan gitmiştir.


bak hala ne diyo.anlamamak konusunda ısrarcısın.
Gösterilmiştir dimi?
yasaklanmamıştır?
Atatürk"ün gösterdigi yoldan gitmeyenleri yasaklamamıştır.
sabah sabah ugraşamıcam gerçekten daha anlamamakta ısrar edersen.kendin söylüyorsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Viktor said:
bunalr hep boyle

okuma yazmayi yeni soktukleri icin satiraralarindan bisielr calip tum yazinin anlami budur filan seklidne takiliyorlar

bushbakanina bak minion ini al demis atalarimiz



Buyuk harfle yazıcam ,gözlere sokmak için,
ÇÜNKÜ ISRARLA KENDİNE BİLE YALAN SÖYLEYENLER VAR.

Atatürk said:
Dînî örtünme, kadınlar için zorluk çıkarmayacak, kadınların toplum hayatında, ekonomik hayatta, çalışma hayatında ve ilim hayatında erkeklerle ortak çalışmalar yapmasına mani bulunmayacak bir normal şekildedir. Bu normal şekil, toplumumuzun ahlak ve terbiyesine aykırı değildir.”


1-Türban kadınlar için zorluk çıkarmıycak bir şekildedir.İlim hayatında (üniversite),kızlarımız erkek hocalardan ders görüp,erkek ogrencilerle aynı sınıflarda egitim görmektedir.
TURBANIN ANORMAL DURUMU NERDE?


2-ATATURK"UN BU KONUSMASI BENIM GONDERDIGIM YAZIDAN FARKLIDIR.BIRI IZMIR ESKI GUMRUK BINASINDA,BIRI KONYADA YAPILMIŞTIR(eger konyadaki dogruysa tabi).

Bu yuzden viktor gibi cin olmadan şeytan çarpmaya meraklı arkadaşlar fazla kasmasın,
benim koydugum yazının devamını isteyen okusun,aykırı birşey yok ama çok uzun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yani anladınız mı canlar?

anlamadıysan heceleyim.

benim gonderdigim yazı konya kızılay hanımlar kolunda davetli atatürk tarafından yapılmış konuşmadır.

diger arkadaşın yazdıgı yazı izmir gümrük şeyinde yapılmış
.


diger arkadaşın yazısındada Atatürk"ün türbana karşı oldugunu belirticek bir cümle bulursanız alın sizin olsun herşey.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

aga senin kafaya ulaşmak icin ne kullanmak lazım?

21 Mart 1923 tarihinde Konya Hilaliahmer Kadınlar Şubesi’nin tertip ettiği çay ziyafetinde şöyle söylüyor:<

*** “Muhterem Hanımlar, düşmanlarımızı aldatan bu dış görüntü bilhassa kadınlarımızın şeklinden, giyim tarzından ve örtünme şeklinden kaynaklanıyor. Onların aldanmalarına yol açan diğer bir nokta da yabancılarla temas edebilecek mevkide bulunan kadınlarımızın tavır ve hareketlerinin millî tavır ve hareketlerimizin timsali olmayıp, belki Avrupa tavır ve hareketlerinin taklitçisi olarak görülmesidir. Filhakika, memleketimizin bazı yerlerinde, en ziyade büyük şehirlerinde giyim tarzımız, kıyafetimiz bizim olmaktan çıkmıştır. Şehirlerdeki kadınlarımızın giyim tarzı ve örtünmesinde iki şekil tecelli ediyor; ya ifrat, ya tefrit görülüyor. Yani ya ne olduğu bilinemiyen, çok kapalı, çok karanlık bir dış görünüm gösteren bir kıyafet, - veyahut Avrupanm en serbest balolarında bile dış kıyafet olarak arzedilemiyecek kadar açık bir giyim. Bunun her ikisi de şeriatın tavsiyesi, dinin emri haricindedir. Bizim dinimiz kadını o tefritten de, bu ifrattan da tenzih eder. 0 şekiller dinimizin muktezası değil, muhalifidir. Dinimizin tavsiye ettiği tesettür hem hayata, hem fazilete uygundur. Kadınlarımız şeriatın tavsiyesi, dinin emri mucibince örtünselerdi, ne o kadar kapanacaklar, ne o kadar açılacaklardı. Dînî örtünme, kadınlar için zorluk çıkarmayacak, kadınların toplum hayatında, ekonomik hayatta, çalışma hayatında ve ilim hayatında erkeklerle ortak çalışmalar yapmasına mani bulunmayacak bir normal şekildedir. Bu normal şekil, toplumumuzun ahlak ve terbiyesine aykırı değildir.”

“Giyim tarzımızı ifrata vardıranlar, kıyafetlerinde aynen Avrupa kadınını taklit edenler düşünmelidir ki, her milletin kendine mahsus ananesi, kendine mahsus adetleri, kendine göre millî hususiyetleri vardır. Hiçbir millet aynen diğer bir milletin mukallidi olmamalıdır. Çünkü böyle bir millet ne taklit ettiği milletin aynı olabilir, ne kendi milliyeti dahilinde kalabilir. Bunun neticesi şüphesiz ki hüsrandır.”

“Bizim örtünme meselesinde nazarı itibare alacağımız şey, bir yandan milletin ruhunu, diğer yandan hayatın icabatını düşünmektir. Örtünmedeki ifrat ve tefritten kurtulmakla bu iki ihtiyacı da temin etmiş olacağız. Giyim tarzımızda milletin ruhi ihtiyacını tatmin için, İslam ve Türk hayatını başlangıçtan bugüne kadar layıkiyle tetkik ve etrafiyle açıklamamız lazımdır. Bunu yaparsak görürüz ki, şimdiki giyim tarzımız ve kıyafetimiz onlardan başkadır, lakin onlardan daha iyidir diyemeyiz. Bizim kadın hayatımızda, kadının giyim tarzında yenilik yapmak söz konusu değildir. Milletimize bu hususta yeni şeyleri bellettirmek mecburiyeti karşısında değiliz. Belki ancak dinimizde, milliyetimizde, tarihimizde zaten mevcut olan beğenilir adetlere uygunluğu sağlamak mevzübahs olabilir. Biz başlıbaşına ferden her türlü şekilleri tatbik edebilir, kendi zevkimize, kendi arzumuza, kendi terbiye ve seviyemize göre istediğimiz kıyafeti seçebiliriz. Ancak bütün milletin şayanı kabul göreceği şekilleri, bütün milletin hayatında uygulanması mümkün olan kıyafetleri herhalde genel temayülde aramak ve o şekillerin gerçekleşmesini de genel temayüle uygunlukta görmek lazımdır. Bazı milletlerin zevk alemlerini memleketimizde tatbike kalkmak şüphesiz ki hatadır. Bu yol toplum hayatımızı feyz ve fazilete ulaştırmaz.”

“Daha selametle, daha dürüst olarak yürüyeceğimiz yol vardır. Büyük Türk kadınını mesaimizde müşterek kılmak, hayatımızı onunla birlikte yürütmek, Türk kadınını ilmi, ahlakî, içtimai, iktisadi hayatta erkeğin ortağı, arkadaşı, yardımcısı ve destekçisi yapmak yoludur. Eğer kadınlarımız dinin tavsiye ve emrettiği bir kıyafetle, faziletin icabettirdiği hareket tarzıyla içimizde bulunur; milletin ilim, sanat, içtimaiyat hareketlerine iştirak ederse bu hali, emin olunuz; milletin en mutaassıbı daha takdir etmekten geri duramaz. Bilakis o halin aleyhinde söylenecek sözlere karşı, belki onun müteşebbislerinden daha fazla savunucusu olur.”Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, 11. Cilt, s. 149-151
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Atatürk, 31 Ocak 1923 tarihinde İzmir Eski Gümrük binasında halk ile yaptığı konusmada şunları belirtmektedir :

“Kasaba ve şehirlerde yabancıların dikkati ençok örtünme şekli üzerinde toplanıyor. Buna bakanlar kadınlarımızın hiçbirşey görmediklerini sanıyor. Bununla beraber din gereği olan örtünme, kısaca belirtmek gerekirse, denebilir ki; kadınların sıkıntı çekmesine yol açmayacak ve adaba aykırı olmayacak şekilde basit olmalıdır. Örtünme şekli kadını hayatından, varlığından tecrit edecek bir şekilde olmamalıdır.”Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt,s. 87
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

moonfall said:
Atatürk, 31 Ocak 1923 tarihinde İzmir Eski Gümrük binasında halk ile yaptığı konusmada şunları belirtmektedir :

“Kasaba ve şehirlerde yabancıların dikkati ençok örtünme şekli üzerinde toplanıyor. Buna bakanlar kadınlarımızın hiçbirşey görmediklerini sanıyor. Bununla beraber din gereği olan örtünme, kısaca belirtmek gerekirse, denebilir ki; kadınların sıkıntı çekmesine yol açmayacak ve adaba aykırı olmayacak şekilde basit olmalıdır. Örtünme şekli kadını hayatından, varlığından tecrit edecek bir şekilde olmamalıdır.”Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri, II. Cilt,s. 87



yahu bu yazılar türbanı haksız çıkarmıyor ki destekliyor hatta.
Ya bana bir cümle göster ya bir cümle göster türbana karşı olan.
bir cümle göster ya.bu ne yobazlıktır ya
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...