totenkopf Mesaj tarihi: Ocak 22, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 22, 2008 Bilgiyi öğrendiğim site bu: http://www.cebehane.com/index.html İlk olarak bu iki kılıçtan hangisinin Türk subaylar tarafından, hangisinin Amerikan subaylar tarafından taşındığını alta ki yazılanları okumadan bir tahmin edin lütfen. 1. Üstteki, bugün Türk Silahlı Kuvvetleri'nde subaylar tarafından kullanılmakta olan tören kılıcıdır. Hikayesi ikiyüz yıllıktır; Nizam-ı Cedid hareketi kafaları değilse de kılıçları değiştirmeyi başarmış ve 1806 yılında orduda Türk kılıcının kullanımı yasaklanmış, yerine Batılı ordularda kullanılan biçimdeki kılıçlar getirilmiştir. 1826 yılındaki "olay"dan sonra da, eskiye ait ne varsa artık adı bile anılmaz olmuş, askeri fabrikalarda seri olarak üretilen Batı tarzı kılıçlar adeta Batılılaşma'nın delili olarak Türk subaylarının belini süslemiştir. Alttaki ise, bugün ABD ordusunun "Marines" olarak adlandırılan seçkin birliklerine bağlı subaylar tarafından kullanılmakta olan tören kılıcıdır. Onun hikayesi de ikiyüz yıllıktır; 1805 yılında, Birinci Berberi Savaşı'nı ABD'nin zaferiyle sonlandıran Derne çarpışmasının anısına, Karamanlı Hamit Bey tarafından yüzbaşı Presley O'Bannon'a hediye edilen Memluk kılıcı model alınarak yapılmıştır ve 1825 yılından beri tüm Marine subayları tarafından gururla taşınmaktadır. 2. Gerisi teferruattır. Bu bilgiler yukarda bahsettiğim siteden alıntıdır. Burada görülüğü gibi, Türk milletinin kendi tarihine ne kadar sahip çıkan, onu araştırıp, dünya ile paylaşmaya ne kadar meraklı insanlar olduğumuzu görmekteyiz. III. Selimi burada suçlayamam, çünkü onun çevresinde ki yönetici sınıf Türklük, türk bilinci ile yetişmemiş, aslında hiçbir bilinç ile yetişmemiş devşirme bir güruh idi. Ama şimdi, Atatürk ün eğitim devrimleri ve reformları ile yüksek türk bilincinde olması gereken bir gençlik ki, ben burada Türkiye nin elit insanları ile muhatabım, eğitimsiz hamallarla değil, onlar bile yılların araştırması olarak ortaya çıkan, bir öntürkler, veya benzeri konular olduğunda, LOL zaten bütün dünya türk, o da türk bu da türk diye dalga geçmekteler, bu yine içinde bulunduğumuz sistemin suçu ve aslında bir şeyler bilen insanlarımızın özgün araştırmalar yapmak yerine bilgilerini yabancı kaynaklı popüler dokümanlarla oluşturmaları. Ve işte sonuç ortada, insanların beceriksizlikleri sonucu alınan mağlubiyetlerin sonucu bir silahı ki, Avrupa nın benzerini (BKZ. Dımışki) anca laboratuar ortamında 1998 yılında yapabildikleri bir silahı silahı ortadan kaldırmak ve yerine bir demir parçasını İngiltere den ithal etmek, bunun yanında Amerikalı ise o silahı bağrına basıp kullanması. Ve sonuç olarak Japon kılıcında bile kaliteli bir kılıç olan bu silahtan bırakın katma değer yaratmayı ki Japonlar kılıçlarını satarak hatırı sayılır paralar elde etmekteler. Bizde doğru düzgün işe yarayacak bir kopya bile bulunmamaktadır. Biz türk tarihini ne kadar biliyoruz: Ben şahsen roma ve nazi tarihini, savaşlarını önemli kişilerini Selçuklulardan daha fazla biliyorum, bu büyük bir ayıp kendi adıma ama asıl büyük ayıp eğitmelerde ve bu konularda kitaplar hazırlamayanların, bildiğim bir selcuklu tarihi romanı yok ve tarihi anlata bir kitap. Son olarak din diye başımıza rahibe bezi bağlamak, modern olacaz, bilgili entel olacaz diye Türklükten kaçmak ile Türkiye yarının dünyasında ne yapa bilir, Osmanlı bu idea ile ne yapabilmiştir. Kılıcına kadar tavsiye edilen bir ordu zafer kazanabilmişmidir. Anca milletine sarılan komutanları ile kazana bilmiştir. İmza: Ben bu kılıçlardan almak istiyorum
Sam Mesaj tarihi: Ocak 22, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 22, 2008 evet hikaye doğru ve ilginç, memluk süvari kılıçları zaten memluk süvarileriyle birlikte gayet ünlü gerçi.
mahmut tuncer Mesaj tarihi: Ocak 22, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 22, 2008 süvari kılıçları türk kılıçlarından esinlenerek şekillenmiştir. sağ cebimizden alıp öbürüne koymuşuz. ayrıca japon kılıçları dünyanın en kaliteli kılıçlarıdır.
Matis Mesaj tarihi: Ocak 22, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 22, 2008 anlattıklarınla alakalı değil. ama nedesense söyliyesim geldi. Youtube' de izlediğim, almanlar tarafından çekilmiş selçuklu silahlarını anlatan bir belgeselin 5 dakikalık bölümünü izlemiştim. İzlediğim kısa görüntüde selçuklu askerlerinin kulandığı yayı anlatıyor ve o döneme ait askerlerin yayını orjinalden kopyasını günümüzde yapıp avrupalı askerlerin zırhını nasıl deldiklerini gösteren bir deney yapıyorlar. Deneyin sonucu mükenmel! sonrasında bu selçuklu askerlerine ve bu yaya söylenen övgüler övgüler...
Cuce Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 koca avrupa composite yay yapmayı akıl edemiyoki...
Ardeth Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 dayım bana subay pıçağı verdiydi. hatta soluma bakıyorum. baktım ve gördüm evet vermiş. kılıçdan ziyade kabzasının tasarımına benziyor pıçağın tasarımı
Laurelin Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 bati kulturu turk kulturunu taciz etmistir bu dogru ancak arap kulturu direk tecavuz etmistir turk kulturune bugun bile bunun sancilarini yasiyoruz said: Biz türk tarihini ne kadar biliyoruz: Ben şahsen roma ve nazi tarihini, savaşlarını önemli kişilerini Selçuklulardan daha fazla biliyorum, bu büyük bir ayıp kendi adıma ama asıl büyük ayıp eğitmelerde ve bu konularda kitaplar hazırlamayanların, bildiğim bir selcuklu tarihi romanı yok ve tarihi anlata bir kitap. turk tarihini bilemiyoruz cunki osmanli kendi elleriyle yok etti osmanli kendi tarihcielrine ayzdirdigi seyler yalan dolu osman bey in darda kalan alattin keykubat i kurtardigi ve bu kahramanlikalrla anadolu halkinin osmanlilarin yoentimi altina girmek istediginden filan bahsediyor bunun yaninda oyle bir araplasmisizki eski kulturumzuden eser kalmamis nerdeyse dil arapca altinda bozulmus gelenekler gorenekler bozulmus ozgurlugu seven baglanmaktan enfret eden bir milleti islamin en kati mezheplerinden birine sokmus, kulturulerini birakmak istemeyen siiligi secen turkmenleri dogramis bugun bile islamin turk versiyonu olan alevi mezhebi korkunc bir baski altinda halk hikayelerimize tecavuz edilmis delidumrul un olayini herkes biliyordur heralde nasil islama gectikten sonra hikayenin aslinin degsitirildigi filan ha kilic meselesine gelelim toren kilicidir bunlar ve ole ahim sahim onemleri yoktur maenvi onemleri disinda bizim genelkurmay bu konularda titizdir en uygun gordugunu alir turk kulturune dikkat eder bu zamana kadar buna dokunmadilarsa teferruat demektir bu kilic yapimi asla avrupa ve ortadogu gibi sicak bolgelerde gelisemedi adam cok silah yok kaynaklar limitli ve devamli bir dongu gerek savaslar bitmek bilmiyor cografyada hizli uretilen dayanikli ve uzmanlik gerektirmiyen kilcilar secildi kalite yerine sayi yani japonlar bir numarali kilic ustalaridir cunki japonyada adam az savaslar ortadogudaki kadar yogun degil haliyle ve kilici kullanicak adamin daha uzun egitim gorme sansi var kilic ustasininda yaptigi isin ustunde daha cok calisma sansi o yuzden bugun bile katanalar olumcul silahlar ve ragbet goruyor oysa abtida uretilen kiliclarin en krali bunalrin yaninda hantal kaliyor bide kiliclarin batida modasinin cabuk gecmesini etkiliyen faktorleride katalim isin icine zirhlar atesli silahlar vs vs ha son olarak japonyada edo periyodunun sonunda meiji restorasyonuyla katanalar yaskalandi ve japon ordusunda bati tarzi kiliclara gecildi bugun bile katana uretiminde cesitli limitlemeler yasaklar var peki japonyada niye bizim gibi unutulup gitmedi? cunki birileri sahip cikti isleri oluruna birakmadi kaderci bir milletiz kendimizin olanalri korumak icin kuru gurultu yapip bi noktadan sonra pes edip olanlara razi oluyoruz
Goering Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 totenkopf said: Bizde doğru düzgün işe yarayacak bir kopya bile bulunmamaktadır. Topkapı Sarayı (Müzesi)'nin içinde silah müzesi bulunuyor orda Türk veya Türklükle alakalı herkezin kullandığı kılıçlar, kalkanlar, zırhlar, miğferler, yaylar, topuzlar, hançer bulunuyor. Kısacası bu cümlene katılmıyorum ama yazının geri kalanı hoş. Ayrıca bir ton silah da Topkapı Müzesinde depoda yeni müze açılana kadar bekliyor... totenkopf said: Kılıcına kadar TASFIYE edilen bir ordu zafer kazanabilmiş midir? edit: katılıyorum yazına eline sağlık kendi düşüncelerini de katmışsın.. edit2: bence Türkçe'ne biraz daha özen gösterirsen, daha iyi bir yazı olabilirdi.. edit3: bahsettiğim silah müzesi topkapı sarayının içinde ve topkapı sarayı Türk ve Öğrenci olan herkeze açık ve ücretsiz, ancak kaç kişi biliyor ki bunu?
totenkopf Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 yok müze olarak değil demek istediğim, yazının imzasında da dediğim gibi ben duvarıma bir türk kılıcı asmak istediğim zaman bursa kılıç ustası aramak zorunda kalmıyayım ve aradığımda da elime gerçekten kılıç hısı veren bir alet geçsin isityorum. nasıl ortalma bir katana ve avrupa kılıcının replikasını internet sitelerinde görebiliyoruz, ki kaldıki arap kılıçları filanda var ama ben türkiyede olmasınından dem vurdum. türkçe için özür, üstünden geçmeye vakıt bulamıyorum. ya yazmıyacam, ya böyle yarım yamalak olacak...
totenkopf Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 ha birde ekleme : aslında bende japon kılıcının en iyi kılıç olduğu fikrini sizler gibi paylaşıyordum taki bu sitede yazılan ve diğer başka yazılar ki ekşi referans olmaz ama orda yatağan ile ilgili yazılanları görene kadar.
huun Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 said: birine sokmus, kulturulerini birakmak istemeyen siiligi secen turkmenleri dogramis Kültürlerini bırakmak istemedikleri ve şiiliği seçtikleri için değil, Osmanlının büyük bir çekişme içersinde olduğu Safevi İmparatorluğuyla siyasi sebeplerden bu olmuştur ki karşı taraf da bu konuda hiç masum değildir. Safevilerin de Sunni katliamları pek çoktur. Araplaşma konusunda ise bence yanılıyorsun çünkü Araplaşmadan değil olsa olsa Farslaşmadan söz edilebilir. Gerçi sen daha çok Osmanlı konusundan yaklaşmışsın olaya ki Türklerde Fars kültürünün etkileri asıl olarak Büyük Selçuklular zamanında başlar, Osmanlı bir nevi devamı olduğu Selçuklulardan almıştır bu Fars kültürüyle etkileşimini. Aynı zamanda İran Pers'lerden sonra en parlak günleri ilginçtir Türk hanedanlıkları zamanında ve ya İran'nın Türk hakimiyetinde olduğu zamanlarda yaşamıştır. Biz sınırın bu tarafında pek farkında değilsek de, İran'da da Türk kültüründen izlere çokca rastlanır. konuyu toplamak gerekirse, Türkler esasen ne Araplaşmış ne de Farslaşmıştır; bahsedilen etki olsa olsa karşılıklı bir etkileşimdir ki bu da gayet normaldir.
totenkopf Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 aslında büyük selçuklu değil daha da öncesine, kaşgarlı mahmutu bile çileden çıkartıp adama kitap yazdırdılar ise bu arap ve farsları ilk gördükleri zamana dayanıyor. bu gün biz biliyoruz ki türk adamlarımız çinliler ile de böyle munasebetlerde bulundular ve sonraı çinliler tarafından her seferinde devletleri yıkıldı. ve her devlette bu tekrarlandı. sanırım bu türk dediğimiz insanların zaafı bu, biz çok mütavazi olduğumuz için kendi kültürümüzn kıymetini bilmiyoruz ve dışarlara saldırıyoruz ve sonuç ortada. ve idia ediyorum ki türk oğlu kendi kültüründen onu başarıya ulaştıran kültüründen vaz geçtiği her devletinde sonunda o devleti kaybetmişdir. bunu gören birkaç insandan biri olan Atatürk bize kendi tarihimizi araştırmayı emretmişdir... Alevi meselesi elem verici, en saf türk oldukları hep söylenir, iyi niyetlerinden ve insanlıklarından bahsedilir ama o zaman içerisinde ki devlete başkaldırdılar ve kendi oğlunu bile ortadan kaldırılamsı gereken bir düzende kırılgan bir düzen üzerlerine gidildi... bende olsam bu tabloda bunudan başka bir şey yapmazdım, yaparım diyen duygusal davranır yalan söyler, veya böyle davarıp güçsüzlüğünü ilan edip devleti kaybeder....
mahmut tuncer Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 alevilerin katledilmeleri sırf safavilerle açıklanamaz. safavi tehlikesi olmayan yerlerde bile katledildi aleviler.
ombakkombak Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Aleviler durduk yerde başkaldırmadılar. Zorla sünnileştirildikleri için baş kaldırdılar. Birde İtalyan özel birlikleri fes takıyormuş ve Türk kılıcı taşıyormuş hürriyette okumuştum. Varmı doğruluğu?
Masakari Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 pek bilinmez ama aslında en saglam kılıcı Turkler yapmıstır fakat gocebelık yasantısından yerlesık hayata gecerken arada yapım teknıgı yok olmustur
Laurelin Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 23, 2008 1978 deki maras katliyaminda safavi tehlikesimi vardi? "kizilbaslar moskoflarla isbirligi yapiyordu" cevabi alirsam sasirmiycam
Daesu Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 yavuzun şia öfkesinden yaptıgı alevi katliyamınada pay cıkarmayın victor+1
Cuce Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 pagan kalıcaktık shaman kalıcaktık, en iyisi o olucaktı aslında. kılıc meselesi, ne yazıkki elimizde öle alemin en kral kılıclarını yaptığımıza dair bi buluntu yok, buda böle iddaaları önemsiz kılıyo, ama avrupada celik işlenmezken ortaasyada işleniyomuş böle bi gercek var sayısız bulguyla kanıtlanmış. ayrıca göcebe adam öle oturup demirci ocağı başında 3 sene kılcı yapamaz, bayar sıkılır falan, bakımıda üretimide daha kolay kılıcları tercih eder. Katana kadar sofistike zımbırtılar göcebe adamı yorar.
fab Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 Türk kılıcına bir örnek yatağan olabilir.
huun Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 Puff 78 de Osmanlı mı vardı? Neyse başlığı daha fazla ninjalamadan, Şah Kulu isyanı başladıktan sonra mı olmuş Yavuzun Doğuya yürümesi önce mi? Şah İsmail'in akrabası Şii propagandası yaparak 10.000 kişilik ordu toplamış Kılıçları bilmiyorum ama zırhlar Araplar tarafından bile talep görürmüş zamanında çünkü Araplar da piyadeden ziyade süvari birliklerine ağırlık verdiklerinden hafif ve etkili zırhlara ihtiyaçları vardı. Bir müzeden alınmış resimlerini görmüştüm ama bulamadım şimdi daha sonra aramaya devam ederim ama fikir sahibi olmanız için bi moğol resmi koyuyorum. Gerçi benim dediğim resimlerdeki zırhında bundan bir farkı yoktu.
mahmut tuncer Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 Mesaj tarihi: Ocak 24, 2008 bulunan en eski çelik türkler'den 2000 yıl öncesine aittir onun dışında m.ö. 200-300 arasında çin'de dövülmekte olduğuna dair kanıtlar vardır. ayrıca savaşın çok oldğu bölgelerde savaş teknolojisi gelişir, barış olan bölgelerde silahlara öne mverilmez.
Cafein Mesaj tarihi: Şubat 1, 2008 Mesaj tarihi: Şubat 1, 2008 fab said: Türk kılıcına bir örnek yatağan olabilir. Yatağan Türk kılıcı değil, öz olarak Yunan kılıcı, şekli alınıp uzatılmış, malzemesi de halis çelik olunca ortaya baba bir kılıç çıkmış. Batının kılıç yapacak hali yok çünkü adamlarda metal sıkıntısı var. Ortaçağda bile Roma'dan kalma silahları tekrar eritip tekrar silah yapıyorlarmış. Aynı zamanda demir-çelik işinde inanılmaz ileri de değiller. Bir de belirtildiği üzere, bu işler insan sayısı-malzeme kalitesi olarak değişir, silahlanacak grup kalabalıksa adam başına eğitim ve silah kalitesi düşmek zorunda kalır. Avrupa'nın ekonomik şekillenmesine ve feodal yapıya bakarsanız aşırı kalabalık ve aynı zamanda yüksek eğitimli ve iyi silahlı ordular besleyecek halleri de yokmuş amcaların. Doğal olarak ana gelir kaynaklarından biri ganimet olan göçebe toplumlar, malzeme sıkıntısı çekmedikleri zaman silah tekniğinde de daha önde olmuşlar.
PhysX Mesaj tarihi: Şubat 1, 2008 Mesaj tarihi: Şubat 1, 2008 yazıyı beğenmekle birlikte üzüldüğümü de belirtiyim :(
totenkopf Mesaj tarihi: Şubat 1, 2008 Konuyu açan Mesaj tarihi: Şubat 1, 2008 yatağanın yunan kılıcı olduğu zaneden gafillerin içinde bende vardım. takii bahsetiğim makaleleri okuyana kadar. araştırmalar yatağın yunalılardan daha eski tarihlerde asyada kulanıldığını belirtiyor. ayrıca göçebe ile göçerleri -tam kelimeler aklıma gelmiyor- bir birine karıştırmamak gerekiyor. avrupanın asya medeniyetini küçümsemek için uydurdukları bir şaçmalık. artı avrupa da toledo kılıçları baya ünlüdür. bu durum maden azlığı değil adamların beceriksiliklerinde birazda aranmalıdır.
Öne çıkan mesajlar