Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Ahmet Altan - Adalet Cesaret İster


Antimodes52

Öne çıkan mesajlar

adalet cesaret ister…

hrant dink"in ölüm yıldönümünde eşi rakel dink"in acılı sesini duydum.
eşini öldürten o karanlık ilişkilerin hesabının sorulmamasından yakınırken, “adalet cesaret ister” diyordu.

doğru söylüyordu.

ve hepimizi utandıracak bir gerçeği açıklıyordu:
hala adalet için cesarete ihtiyaç vardı bu ülkede.
eğer “adalet için cesarete ihtiyaç duyuluyorsa” orada devlet gerektiği gibi işlemiyor demektir.
devlet, cesarete gerek duymadan adalete ulaşılmasını sağlayacak bir örgüttür çünkü.

ama burada devlet yok, adalet yok, cesaret de yok.
adaletsiz, cesaretsiz, örgütsüz bir bulamacın içinde sanki her şey olması gerektiği gibiymiş gibi davranarak yuvarlanıp gidiyoruz.
siyasi iktidarımız ise kendini başka bir ülkenin iktidarı sanıyormuş intibaı veriyor.

buradaki hiçbir hukuksal sorun onu ilgilendirmiyor.
türban hariç tabii.
bizim siyasi iktidarımız “türbandan sorumlu” sadece…
gerisi onun alanına girmiyor.

birileri vuruluyormuş, suikastler, saldırılar oluyormuş, suçlular yakalanmıyormuş, yakalananlar serbest bırakılıyormuş…
bunlar bizim iktidarımızı hiçbir şekilde ilgisini çekmiyor.
iktidardaki kardeşlerimiz biraz “ürkek” tabiatlı çünkü; duymak, görmek, söylemek, onların bünyesine pek uygun düşmüyor.
tabii siyasi iktidar böylesine ürkek ve suskun olunca başkaları konuşuyor.
genelkurmay başkanlığı kalkıp bir açıklama yapıyor.
açıklama, dağlıca ile ilgili.

tabii buna pek “açıklama” denmez, bir şey açıklamıyor çünkü, daha ziyade korkutma ve tehdit üzerine bir metin.
şöyle diyor örneğin:

“ordu karşıtlığını siyasi ve ekonomik rant aracı yapan bazı çevreler, türk silahlı kuvvetlerine seviyesiz bir şekilde saldırmak için, bu olayı saptırarak kendi amaçları doğrultusunda kullanmaktadırlar.”
dağlıca baskını üzerine giden gazete biziz.
dürüst birkaç yazardan başka kimse bu olayı sorgulamadı, hele siyasilerden ses bile çıkmadı, ödleri patladı onların.

şimdi bunu yazan paşalara sormak istiyorum:
biz, “dağlıca baskınında neler oldu” diye sorarken bundan kendimize nasıl “siyasi ve ekonomik rant” sağlıyoruz?
külliyen yalan bu.
yazarken bunun yalan olduğunu bilmiyorlar mı, biliyorlar. niye böyle bir şey yazıyorlar peki?
bir ülkenin genelkurmay"ına yakışır mı bu?

“olayda şüphe, önyargı ve kinle üretilmiş iddialar ön plana çıkarılmakta; dağlıca"da aynı zamanda hain bir saldırının 12 vatan evladının kan ve canları pahasına püskürtülerek, bir fedakarlık örneği sergilendiği göz ardı ediliyor.”
biz de tam bunu soruyoruz işte.
o 12 çocuk niye öldü?

askeri açıdan gerekli bütün tedbirler alındığı halde mi öldü o çocuklar?
genelkurmay “bütün tedbirler alındı” diyorsa, o tedbirleri açıklasın.
“alınmadı” diyorsa tedbir almayanlar hakkında ne yapıldığını söylesin.
o baskından sonra sadece pkk"nın alıp götürdüğü “sekiz asker” tutuklandı.
onlar mı gerçekten o baskından sorumlu olanlar?
pkk"nın daha bir hafta önceden katırlarla yığınak yaptığı, baskın günü telsizlerle konuştuğu bilindiği halde nasıl bir hazırlık yapıldı bu baskına karşı?
niye bölük komutanları izindeydi?
niye tabur komutanı yerinde değildi?
niye, askerlerin iddialarına göre, pkk"nın geliş yönündeki üç mevzi boşaltılmıştı?
niye hedef gösterir gibi sis ışıkları yakılmıştı?
askerlikte baskına karşı bunlar mı yapılıyor?
bunların sorumlusu hapisteki sekiz asker mi?

açıklamada, ordunun “köklü bir özeleştiri geleneği” bulunduğu da söyleniyor.
nedense ben ordunun yaptığı tek bir “özeleştiri” örneği bile hatırlayamadım.
acaba dağlıca ile ilgili bir özeleştiri de yapabilirler mi?
bakın, biz çok basit ve çok net sorular soruyoruz.
bir gazetenin “işi” budur.

topluma ve parlamentoya karşı sorumlu olan genelkurmay"dan da aynı basitlik ve netlikte cevaplar bekliyoruz.
o gece dağlıca"da neler oldu?

neden bütün suç esir düşen sekiz askerin üstüne yıkıldı?
bu sorulara cevap vermeyen hiçbir açıklama gerçek açıklama değildir.
bir de, açıklamada tehditkar ve korkutucu bir üslup var.
paşalara şunu söylemek isterim, biz korkmak için çok ihtiyarız.
bundan vazgeçsinler.
yazarların ensesinden vurulduğu bir ülkede yaşadığımızın fevkalade farkındayız.

ama yaşadığınız ülkede çocuklar haksız yere hapse atılıyorsa…
vurulan yazarları öldürtenler araştırılmıyorsa…
utanıyorsunuz.

utanılacak işler yapılan bir ülkede sesini çıkarmadan yaşamak ise bazıları için ölmekten daha kötüdür.

bilmem, anlatabiliyor muyum…

Yazar: Ahmet Altan

Militarist, otoriter devlet için bağrınan patilere selamlar olsun.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahmet altan islami eğitim almış o çevreden biri olsa da o çevrenin aydınıdır gayet de..yazısı da gayet güzelmiş..Hrant dink olayı sonrası onu şikayet edip 301den ceza almasını sağlayan herife de çok pis laflar etmiş,laflarıyla madara etmişti iyi hatırlıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Antimodes, Ahmet Altan ya da değil diye kesip atamazsınız anlayın şunu artık.. Bir yazıyı kimin yazdığı önemlidir, yazarı tanımadan yazının gerçek amacını anlayamazsın..

Gene klasik bir Ahmet Altan yazısı.. Yazının başında hükümete "sözde" eleştiri var, her zamanki tarafsız görünme çabası.. Sonra her zamanki askere saldırı var..

Altan, AKP'nin askere saldırı kampanyasındaki en önemli isimlerden biri bildiğimiz gibi.. Kiralık kalemlerin yazılarını buraya c/p lemenin hiçbir manası yok..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ahmet altan'ın görüşlerini falan çok bilmem fakat yazıyı okurken benim de dikkatimi çeken 2 paragraf hükümete sonra ordu eleştirisi bitmek bilmemiş. Ha sadece orduyu da eleştirmeyi seçebilirdi kimse ona birşey diyemez ama hakkaten o ilk baştaki hükümet eleştirisi oraya zoraki sokulmuş adamın amacı onu yazmak değilmiş gibi durdu bana okurken ki kendisini tanımayan biri olarak böyle düşündüğümü belirtmek isterim.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Acaba sebebi adamın gazetesindeki yazı üzerine ordunun böyle bir açıklama yapmış olması olabilir mi? :)
Tarafsızlığı savunan, tarafsızlıktan bahseden yok burada, bunu açıklığa kavuşturalım zaten.
Sadece diyorum ki, taraflı ya da tarafsız, sorular sorarak eleştiri getirirken, sorduğu sorular, getirdiği eleştiriler gayet mantıklı. Bu soruları belli çıkarlar peşinde sormuş olup olmaması beni bağlamaz. Ben de bayılmam açıkçası Ahmet Altan'a. Ancak sorduğu sorular tam da aklımdaki sorulardı. Ve hala cevapsız sorular. Uzun bir süre de cevapsız kalacak gibi, derdim de bu zaten.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Antimodes52 said:
Yahu adamın yazısındaki yanlış söyleyin bana.
Quote'layarak şu yanlış, bu yanlış deyin.
Soru yöneltmiş adam.
Soruların hangisi mantıksız? Hangisinde hata var? Taraflı olması ya da olmaması neyi değiştirir? Sorular orada duruyor, her biri de cevapsız soruların?


malesef bunu yapma yetenekleri yok.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...