Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Dünyayı Kurtaran Adam IMDB de Star Wars diye aratınca çıkıyor?


karpuz

Öne çıkan mesajlar

I think its one of the very few turkish sci-fi movies. If a movie is good then its nice to watch it. If a movie is bad then you should not watch it at all. But if a movie is too bad then it makes more fun than a good movie. This is one of those movies, called B-movies. Perhaps this is a C-movie. It has very funny scenes.

(türkçe meal: Bu çok az olan türk yapımı bilim kurgu filmlerden bitanesi. Eğer bir film iyiyse izlenir. Kötüyle izlenmez. Ama eğer bir film çok çok kötüyse iyi bir komedi filminden dah akomik olabilir. Bu da o tarz bir film.)[hline]"Enseleri öperim, kulaklara üflerim." Jean Jacques Rousseau
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Especially the big robot which had a big yellow ambulance lamp on his head. It was moving slowly around during the whole movie, saying something like "catch the earthlings! kill the earthlings!" the guy who was making the robot voice was probably holding his nose while talking to sound like a robot since they were not able to make digital sound fx. The story is cool too. I did not know that there are muslims on other planets =)
ABİ PUHAUHAUHAHAU ABİ ŞEBEK OLMUŞLAR PUHAUHAHAHAU ÖLDÜM![hline]"Enseleri öperim, kulaklara üflerim." Jean Jacques Rousseau
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çok kişi o filmi B sınıfı star wars komedisi sanıyor.
Yıllarca filmini koruyan Cüneyt Arkın son bir kaç senedir IMDB yorumlarını okumuş olcak ki "biz o filmi komedi filmi olarak çektik" diye yorumlar yapıp 2. sini cekmeye cüret edebiliyor.
Bence Cüneyt Arkın çok yanlış yaptı. Ben bu yaşlarda bunadığı kanaatindeyim çünkü artık her röportajında bir öncekinin tam tersini söyleyebiliyor. Maalesef türk gazetecilerinin ona saygısından dolayı da onu sıkıştırmıyorlar. Zaten sıkıştırıldığında da çok terbiyesizleşebiliyor.

Eğer sesini çıkarmasaydı ve Eger desperado filminden sonra Rodriguezi eleştirerek kendini ön plana çıkarmaya çalışmak yerine filmi öveseydi şu anda çok daha farklı yorumlar duyabilirdik Cüneyt Arkın için. Son zmanlarda çıkan B tipi aksiyon filmleri ve Rodriguez ve Tanatinoo filmleri sayesinde (hatta çok nitelikli aksiyon filmlerinde bile) eleştirmenler Cüneyt Arkın' ı anmaya başladılar. Onun zamanında parasızlık ve imkansızlıklar içersinde Türk aksiyon sineması için yaptıkları bugunlerde seyrettiğimiz son filmlerde daha çok anlşılmaya başlandı. Bugün Rodriguez filmlerine ya da Tarantino' nun son filmine baktığımda 20-25 sene önce aynı şartlar onlara verilse acaba çok mu farklı olurdu diye soruyorum kendi kendime. BEnce çok daha kötü olurdu çünkü 20-25 sene fark ve imkansızlıklar farkına rağmen bazen hiç fark göremiyorum.(Dünyayı kurtaran adm ve süpermenler hariç)

En büyük hatası filmlerinin arkasında duruş şeklidir. Doğru şekilde dursaydı şu anda her şey daha farklı olabilirdi.

Her ne şekilde olursa olsun Cüneyt Arkın türk aksiyon sinamasının neredeyse tek ismidir. O zman içersinde de elinden geldiğinin en iyisini yapmıştır. Tabi bazı kötü filmleri de olacaktır ki bugun o filmler sayesinde sadece biz değil görüyoruz ki tüm dünya eğleniyor
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

10 üzerinden 7.7 puan almış.

Bu gelmiş geçmiş en iyi 250 film listesine girdiğinizde 216. sıraya tekabül ediyor (dünyayı kurtaran adam listeye girememiş, ama 216. sıradan itibaren 7.7 puanlıılar var)

Big Lebowski
Miniority Report
Planet of the Apes (68 yapımı olan)
Good will hunting
A beatiful mind
Pirates of Carrabian (nası yazılıosa işte)
road to perdition
ve bisürü film daha 7.7 puanla orada. :)[hline]Semi-Dr. Quinthalus @ primum non nocere
ICQ UIN: 1957744 MSN Messenger: [email protected]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

cüneyt arkın'a o kadar haksızlık edildi ki bunasa da hakkıdır, terbiyesizleşse de. adam vakti zamanında bugün dahi seyredilebilen belli bir tür oluşturacak filmlerde oynamış başrolü rakipsiz olarak. bence türk sinemasının kendine özgü iki türünden biridir cüneyt arkın filmleri, öbürü de kemal sunal filmleridir zaten. bollywood deyince de akla saçmasapan filmler geliyor ama bir tür oluşturmuşlar sonuçta. kaldı ki cüneyt arkın filmleri bollywood'u havada karada döver..

kara murat, battal gazi serisi gibi filmler gayet özgün bir türü oluşturmaya yeter bence..[hline]There were two men--they walked the same road, but after ten years they discovered completely opposite truths. So I think if I wander for ten years, I'll be able to find my own truth..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

benimde saygım büyüktür o filmlerde rol alan herkese,cüneyt arkınada tabiki,onuçta bütün o filmler iyi niyetle çelkilmiş,hiçbirinin pek öle ticeri geliriside yokmuş zamanında.[hline]"In blossom today, then scattered:
Life is so like a delicate flower.
How can one expect the fragrance
To last for ever?
- Admiral Onishi Takijiro
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

biraz fazla onore ettiniz bence hem o donemin filmlerini, hem aktorlerini hem sinema anlayisini.

o donemin sinema anlayisi 'su iyidir su kotudur, zengin boyle olur, fakir budur, su halk adamidir, bu pusttur ve bunlarin HEPSINI ayni ses sanatcilari seslendirir' gibi birsey.

ben bunun arkasinda biraz 70 li yillardan onceki doneme damgasini vurmus elitist toplum yapisinin olduguna kaniyim. o donemlerde universite mezunu parmakla sayilacak kadar belki, zenginler bundan da az, kulturluler de bir o kadar az. bunlar ne derse toplumsal hayatin her alaninda bu oluyordu. sinema da bundan uzak degildi. halk aliyordu verileni bunlar da hep ayni seyi veriyordu. bir caba bir istek bir arzu yoktu gelismek cabalamak icin. onceleri amerikan, sonralari fransiz sinemasi ne yaparsa onu uyarliyorlardi.

cok uzun sure turk insani patates yerine kondu, sonra haliyle yesilcam oluyor oldu. ittir ayni senaryoyu ittir ayni oyunculari hatta oyuncularin makyaji bile degismesin filmden filme sac sekli bile ayni kalsin eee sonuc ? sonra bir darbogaz, sok, ve bitmeyen entellektuel zuhal olcay filmleri donemi.

ancak iste yeni nesil sinemacilarla ve mutesebbislerle yeni yeni uyaniyor turk sinemasi, yeni kusaga uygun olarak.[hline].~:&:* Let the sunshine in *:&:~.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ticari getirisi konusunda da suphelerim var.

turkiyede 70 lerin sonuna kadar televizyon yoktu. sinema ana eglence araclarindan biriydi. bu gun 20 yasin uzerinde olan herkesin evebeyni sinemalarla ilgili cok hatiralar anlatir.

benim suphem kazancin produktor ya da sermayedarlara gittigi, bunun yonetmene oyunculara farkli sekilde yansitildigi yonunde.[hline].~:&:* Let the sunshine in *:&:~.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

evet,oyuncu yönetmen,ve diğer kadroya aktarılan para çok azdı.dediğin gibi yapımcılar büyük parçayı aıyorlardı unity.
2-3 gün önce ntv'de eski bir yeşilçam oyuncusu ile röportaj vardı,yaşlı bir kadın,dediğini göre her ay 1-2 film çekerleröilş ve çoğu zaman komik ücretler alırlarmışbazen hiç almazlarmış.[hline]"In blossom today, then scattered:
Life is so like a delicate flower.
How can one expect the fragrance
To last for ever?
- Admiral Onishi Takijiro
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

unity gönül rahatlığıyla günümüz türk sinemasının hali 20-30 yıl öncekinden iyi diyebilir misin? bugün günümüze kıyasla çok daha iyi filmler yapabiliyor muyuz?

ben 10 yıldır ne kadar önplana çıkmış türk filmi varsa hiçbirini başarılı ve "aha işte bu türk sineması" denilebilecek özgünlükte bulmadım. fransız filmlerine benzetilenlere zaten hiç girmiyorum, benim zevkime uymuyor doğrusu, objektif eleştiri getiremem. ama ben fransız sinemasına benzemesiyle bilinen bir türk sinemasındansa kara murat'lı, inek şaban'lı bir türk sinemasını tercih ederim..

b-filmi yapmak da utanılacak birşey değildir hani, kendi kültürü dahi oluşmuştur bu tarz filmlerin..[signature][hline]There were two men--they walked the same road, but after ten years they discovered completely opposite truths. So I think if I wander for ten years, I'll be able to find my own truth..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

nasil son zmanlarda türk sinemasında film yok mu?
Eşkıya
İstanbul Kanatlarımın Altında
Berlin in Berlin
bu filmlerde ne fransiz ne amerikan hiç bir şey görmüyorum ben.
Türk sinemasında bir gelişme tabii ki de var. Festivallerden ödüllerle dönebiliyoruz. Filmlerimiz Ameirkan ve Avrupa filmleriyle aynı yerde yarışıyor ve favori gösterilebiliyor ya da ödüller alabiliyoruz. Gelişen bu sinema sektörü içersinde bir kum tanesi gibi kaldık ama sinemamizda hiç ilerleme yok demek hakaret olur.
Eskisi kadar çok film çekmiyoruz ama çekmeyelim zaten. Az olsun öz olsun.
Aksiyon sinemasına gelince maalesef Cüneyt Arkın ile başlayan ama onunla son bulan bir devir söz konusu. Herkes o dönemleri geçirdi ve aşanlar iyi noktalara geldiler. Japon sineması ve Çin sineması (Hong Kong kökenli olan özellikle) aynı devirleri geçirdi ve aşmasını bildi. Ama biz maalesef aşamadık. O noktada kaldık ve Seyirci olarak Türk aksiyon sinemasından soğuduk yönetmen olarak da Aksiyon sineması yapamaz olduk. Gelişim için oyuncu gerek, yönetmen gerek, sponsor gerek, figuran gerek, koreograf gerek, yazar gerek, kameraman gerek vs. ve bunların herpsinin farklı olması gerek. Cüneyt Arkın filmlerinde maalesef bunların çoğu tek kişiydi. Sektörleşemedi. Sokaktaki VCDye talep oldukca da gelişmesi mümkün olmayacak gibi de görünüyor zaten. Sponsor en önemli kişidir ve sponsorlar sanata para hibe etmezler, yatırım yaparlar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • Admin
Uzak dediğimiz filmin kazanmadı ödül kalmadı Türkiyede izleyen yok.[signature][hline]Você Cría Os Mundos Que Nós Os destruímos
Virus,SatanixVirus,Satan-Virus,Virus-Satan,Satanix.
Trex DragonSlayerz Paladin of alb/exc
Viru Jan-Tiran BH of the Ecl The solo
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

uzakdoğu maddi açıdan güçlendi, biz güçlenemedik. para olmayınca ne senaryo olur, (senarist 2000$ gelirli ülkeden nasıl aksiyon konusu çıkaracak) ne teknik imkan, ne de masrafı çıkartacak izleyici kitlesi. en pahalı filmimiz 1-2 milyon $ kadar, hong kong'unki 35 milyon $ üzeri.

10 yılda 3 film mi çıkmış yani? vizontele vizontele diye diye hasılat rekoru kırdırdılar filme, ne kapıcılar kralı kadar komik ne de talih kuşu kadar dramatikti.

ben yine de o dediğin filmleri 'türk trademark'ı gibi algılayamıyorum, bir yabancının gözünden "işte bu türk filmi" dedirtebilecek filmlerimiz yok..

ekleme: ayrıca sırf festival ödülü kazanmanın da benim gözümde fazla bir değeri yok. her yıl tonlarca ödül verilir ve bu filmlerin çoğu 5 yıl içinde bir daha hatırlanmamak üzere unutulur. öte taraftan tek ödül almayıp onyıllar sonra izlenmeye devam edebilen filmler vardır..[signature][hline]There were two men--they walked the same road, but after ten years they discovered completely opposite truths. So I think if I wander for ten years, I'll be able to find my own truth..

[Bu mesaj Sam tarafından 10 January 2004 17:53 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Sam, 10 January 2004 17:50 tarihinde demiş ki:

vizontele vizontele diye diye hasılat rekoru kırdırdılar filme, ne kapıcılar kralı kadar komik ne de talih kuşu kadar dramatikti.



Yoo Vizontele bence çok iyi bir filmdi. Uzun süre izlendi Oldukçada komik bi filmdi Ben Şahsen çok begendim bir çok arkadaşım gibi.

2. için birşey demiyorum çünkü daha izleme imkanımız yok.[signature][hline]Tek bir Desen, ikiye ayrılmış
Kırıldığı için daha da güçlü
- Marit
-------------------------
Son= Başlangıçtır!

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Sam, 10 January 2004 16:51 tarihinde demiş ki:
unity gönül rahatlığıyla günümüz türk sinemasının hali 20-30 yıl öncekinden iyi diyebilir misin? bugün günümüze kıyasla çok daha iyi filmler yapabiliyor muyuz?

ben 10 yıldır ne kadar önplana çıkmış türk filmi varsa hiçbirini başarılı ve "aha işte bu türk sineması" denilebilecek özgünlükte bulmadım. fransız filmlerine benzetilenlere zaten hiç girmiyorum, benim zevkime uymuyor doğrusu, objektif eleştiri getiremem. ama ben fransız sinemasına benzemesiyle bilinen bir türk sinemasındansa kara murat'lı, inek şaban'lı bir türk sinemasını tercih ederim..

b-filmi yapmak da utanılacak birşey değildir hani, kendi kültürü dahi oluşmuştur bu tarz filmlerin..


diyebilirim. ornegin hersey cok guzel olacak. ornegin gora geliyor. cok daha izlenebilir bir canlanma var.

hababam siniflarina gelince, o 70 lerin ortasindan itibaren baslayip 80 darbesi zamanina kadar giden halkcilik, halkin icindenlik, siradan insanlarin hayatini yansitmaya egilimli yeni bir sinema akiminin sonucu turkiyede. dikkat ederseniz genelde hep ayni yonetmenlerin filmleridir onlar da. kemal sunallilar iyi, ama 80 sonrasi pazar yine birkac kisinin eline kaldigi icin o donemlerde yine cok tekrara girmisler.[signature][hline].~:&:* Let the sunshine in *:&:~.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

fizboz elbette eşkiya bütün cüneyt arkın filmlerinin toplamından daha iyi olabilir, bana göre de terminator 2 bütün amerikan filmlerinin toplamından iyi.. :)

herşey çok güzel olacak'ı ben de beğenmiştim ama kaç yılda bir çıkıyor böyle filmler? 5 yılda bir mi çıkar bir tane dikkate değer komedi filmi koca ülkeden? parmakla sayılıyor filmler baksanıza, eşkiya, şu, bu diyorsun hoop. son 14 yılda çıkmış mı 14 dikkate değer film? 7 tane bile yok yahu.

hindistan'ın nüfusu bize ona katlıyor ve sinema seyircisi yine de orantı olarak bizden çok düşük değildir. tv o kadar yaygın olmadığından sinema halen popüler vizontele'deki hikaye gibi. çöp kadarucuz maliyetli filmler üretiyorlar çoğunlukla ama masrafını çıkaracak kadar seyrediliyor köy sinemalarında filan tv filmi misali.

yani 70 milyonluk pazar yetmiyor bizim durumumuza, daha beynelmilel hikayeler üretmek gerek. gel gör ki senaryoların hemen hepsi sadece türkiye'ye yönelik olarak düşünülüyor.

bollywood değil ama hong kong sineması gibi bir sinemamız olsa ben göğsümü gere gere dolaşırdım doğrusu. ezdirmiyorlar kendilerini ve millete de seyrettiriyorlar. jackie chan'i çok takdir ediyorum özellikle, geçen hafta bir belgeselde anlatılıyordu yaşam hikayesi. millet 'bruce lee'nin selefi' diye tanırken kendine onun kadarbüyük bir isim yarattı, üstüne de tür yarattı herif. işte ben buna özgünlük ve başarı derim..[signature][hline]There were two men--they walked the same road, but after ten years they discovered completely opposite truths. So I think if I wander for ten years, I'll be able to find my own truth..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ceki cenden baska kac tane stari var hong kongun ?

7 kaliteli film diyorsun son 14 yilda yine super bir rakam. hababam sinifi tarzi halkin icinden yapitlari saymazsan kac tane harbi filmi var turk sinemasinin 45-80 arasi ?

hele 50-70 arasi filmler tamamen kepazelik. sanki herkes zengin elit insanlarmis. bi tek sadri alisik biraz kasmis o donemde, o da asiri romatize etmis culsuz insan modelini. sanki her culsuz adam gonlu tibet kadar genis ermis gibiymis sanki.[signature][hline].~:&:* Let the sunshine in *:&:~.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

jackie chan tek başına 5 star'dan fazla iş yapmış adam, sadece oyunculuk değil getirdiği bir akım ve o akımda çekilen tonlarca film var. 50-70 arası bütün dünyadan neler çıkmış ki türkiye'den çok daha sıradışı birşey çıksın? bizim 40 yıl önce çektiğimiz filmleri benzerlerini, hatta tıpatıp aynılarını güney amerika pembe dizi olarak sunuyor bütün dünyaya. seviyor muyum? hayır. ama bir ekolleri var kendilerine özgü. her hong kong filmine de bayılmıyorum ama kendi çizgilerini yaratmışlar. şimdi biz de bir 'tarihi aksiyon' terennisini tutturmuş gitseydik elbette ucundan da olsa biz de bir pay alırdık dünya sinemasında. öyle festival filmleriyle kendini kandırırsın, liechtenstein da çeker festival filmi 2 yılda bir..

ha ayrıca son 14 yılda 7 film bile var mı bilemiyorum, sayamadım şöyle bir düşününce. ama şöyle bir züğürt ağa çıkmadı karşıma düşününce..[signature][hline]There were two men--they walked the same road, but after ten years they discovered completely opposite truths. So I think if I wander for ten years, I'll be able to find my own truth..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...