Natanyal Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 içimden böyle yazmak geldi başlık için.Gerçekten çok kötü bir hafta geçirdim(dik) çünkü. Uzun uzun yazmıştım,herşeyi ama sonra bu kadar uzun olmasına gerek yok diye düşündüm ve kısa yazayım dedim,sildim hepsini.Yine de uzun olacak gibi,o yüzden şimdiden özür dilerim. Babaannem her yaz Elazığ'da halamın yanına gider,2-3 ay onun yanında kalır geri gelirdi buraya.Cuma günü geçen hafta perşembe günü ishal olmuş,Cuma günü çok fenalaşınca devlet hastanesine götürmüşler.Devlet hastanesinde sadece ishal teşhişi konulup çıkartılacakken genç bir doktor gelmiş şans eseri,merak etmiş ve raporlar vs. bakmış.O kalp ritimleri vs. de varmış sanırım ve şaşırmış.Hemen geri yatırmış ve 3-4 test daha yapmış ve halama "babaannemde kalp yetmezliği olduğunu ve kalp pili takılabileceğini,hemen araştırma hastanesine kaldırılması gerektiğini" söylemiş.Halamlarda hemen kaldırmışlar.O gece araştırmada yatırmışlar işte tahliller ve kontrol için bir gece demişler.Babaannem aşırı inatçıdır ve hastalığını hiç kabul etmez.Benim birşeyim yok falan demiş hep ve durmak istememiş.En sonunda ikna etmiş doktorun biri.Bu sefer halamı yanında istememiş ve 12:30'da halamı zorla göndermiş eve. Halam gittikten 15 dakika kadar sonra 4 tane doktor gelmiş,babaanneme "teyze kalbine pil takacaz" demişler.Babaannem iğneden bile korkar,tansiyonu yükselir duyunca.Bunu duymuş fenalamış,yan yataktaki hasta ile böyle konuşmuş falan.1 saat sonra "tuvalete diye yataktan kalkmış,2-3 adım atmış ve kalbi durmuş yığılmış yere.Hastanede ve kontrol olarak Kardiyoloji yoğun bakımında olmasının şansı ile hemen şokla tekrar kalbini çalıştırmışlar ve canlandırmışlar.Şimdi burada belki biraz ağır olacak ama,ulan gavat çocukları hastaya,hele ki hiç yaşlı bir hastaya söylenir mi tek başınayken "kalbine pil takacaz" diye.Zaten inatçı olduğu kalbimde birşey yok vs. diyormuş hep.Onun heyacanı,zaten daha önceden olan ve bizim fark etmediğimiz kalp yetmezliği vs. bugüne denk gelmiş. Geçen Pazar sabahı işte saat 6'da telefon geldi.Halamın kocası,anne çok kötü isterseniz gelin.Amcam ben babam hemen atladık ilk uçakla Elazığ'a uçtuk,oradan hastaneye.Hızlı hızlı anlatıyorum ama bu arada yaşadığımız olaylar falan yaşadığım üzüntüyü anlatamam. Oraya gittik bilgi veren yok,araştırma hastanesi,hafta sonu hocalar vs. yok,bilgi vermiyorlar hastabakıcılar suratsızlar,cevap bile vermiyor.2 gün boyunca bilgi alamadık,kapıda bekliyoruz çıkıyorlar soruyoruz birşey demiyor,artistik hareketler falan.Hayır bize sadece bir kelime etsinler,ya yaşıyor desinler ya öldü desinler.Ne oldu hiçbirşey bile bilmiyorduk. En sonunda bizim İstanbul'dan aile dokturumuz vardı Elazığ'lı yine,ona ulaştı bir akrabamız.Fırat Üniversitesi'nde falan zamanında ders vermiş,Araştırma Hastanesindeki herkesi tanıyorda neredeyse.O açtı doçentlere falan telefon,ilk defa 2 gün sonra doktorlarla görüşebildik. İşin garip kısmı da bu işte.Doktorlar o kadar iyi insanlar ki bu hastane de,araya tanıdık sokmasan bile yardım ediyorlar.Asıl sorun o hastabakıcılar,kapı görevlileri falan.Doktorla görüşmene bile izin vermiyorlar,görüş saati diyorlar o zaman bile sokmuyorlar ... Neyse işte öğrendik olanları,geçici kalp pili takmışlar.Sevindik biraz ama adam dedi,yoğun bakımda her an herşey olabilir.O yüzden iyi diyemiyorum size,hazırlıklı olun.Bunu duyunca zaten moraller kötüydü,daha kötü oldu ama en azından sevindik biraz,yaşadığın öğrendik en sonunda.İşte burada boşu boşuna durursunuz birşey olursa biz sizi ararız vs. eve döndük mecburen. Şans ya aynı akşam amcam huzursuz oldu.Bizim bir akrabayla biraz hava almaya çıktı.Oradan yürüye yürüye hastaneye gideriz demişlerdi belki bir hastabakıcı bulur birşeyler öğreniriz diye.İşte tam gitmiş hastaneye yoğun bakım kapısına gelmiş sedyeyle birini çıkarıyorlar.Yaklaşmış biraz bakmış babaannem.Hemen gitmiş yanında ameliyathaneye kadar falan sormuş neyi var vs. oradaki doktor işte ayak üstü sadece kalp pili yerinden oynamış demiş. Aradı bizi gittik işte ameliyat çıkışına denk geldik.Baktım babaannem sedyede yatmış,aynen bir ölü gibi.Babamlar kötü oldu,halam zaten hasta dayanamadı o da kötü oldu dayandı bir kenara.Bir elinden ben bir elinden amcam tuttu babannemin,yoğun bakım kapısına kadar birlikte ağlaya ağlaya götürdük bizde.Gerisinde almadılar,yine mecburen eve döndük.O geceyi anlatamam,ancak aramızda yaşayan varsa belki anlar. 6. yaşıma kadar annemle babam çalışıyor diye hep babaannem büyüttü beni,gün geldi ayrıldık ama her zaman çok sevmiştim.Hatta şunu diyebilirim ki hala annemden de babamdan da çok severim babaannemi.Onu o sedyede ölü gibi görünce,benim de kalbim duracak gibi oldu.Zaten 1 senedir göğüs kafesimde garip bir ağrı var,o ağrı tüm gece dinmedi hiç.Artık o halini görünce,doktorlarda tam birşey diyemeyince öldü bu sefer dedik.Ben sabaha kadar yatakta ağladım,amcam hiç uyumamış bir gece 5 paket sigara içmiş falan.Amcam içinde çok zor çünkü.Amcam doğduğundan beri babaannemden hiç ayrılmamış.İstanbul'a gelmişler aynı evde,halen evlerimiz arasında 30 metre olmasına rağmen senede 2 ay kadar gelir bizde kalır,gerisinde hep amcamlarda kalır babaannem.Neyse işte öldü falan dedik kötü olduk. 4. gün sabaha işte amcam ve babam gittiler hastaneye bilgi almaya,şaşırdık bir anda.Hatta 4 gündür ilk defa güldük.İyi olmuş Kardiyoloji'nin yoğun bakımına almışlar orada tek tek görüşebiliyoruz da.4 gündür ilk defa bu kadar sevindim ben,gerçi hala yoğun bakım dediler ama olsun. Çıktı üst kata işte bu sefer kliniğin girişindeki güvenlik sokmuyor.Tek tek bile sokmuyorken,artık profesör geldi,azarladı girdik içeri.Herifin derdini sonra anladık.Kendini besleyenin önünde kapıyı eğilerek açıyor,beslemeyene zorluk çıkarıyor... Gittik gördük işte,bu sefer görünce daha da üzüldük.Yatakta dipdiri yatıyor ama her tarafında serumlar falan,üstüne kalbin durduğu anda beyne bir süre kan ve oksijen gitmemiş,beyinde sorunlar mı ne olmuş anlatmıştı unuttum şimdi.Gidiyoruz,ruh hastası gibi davranıyor.Bir ton laf ediyor,rahat durmuyor.Bacağında kalp pili var geçici.Bilirsiniz kasıktan bağlanır,dışında aleti vardır.Bacağın kasıktan itiberen hiç oynamaması gerekir,yoksa pil yine oynar yine yoğun bakım. Bacağını oynattırmamak kolay,ama gelin görün ki bunu 75 yaşındaki birine değilde 3 yaşındaki çocuğa anlattığınızı,onu himaye ettiğinizi düşünün.Doktorlar hemen kalıcı kalp pili takmayalım,daha önceden kalp sorunu yoktu teyzenin belki düzelir pile hiç gerek kalmaz dediler,2 gün kadar bekleyelim dediler.O gün ve ertesi gün defalarca geldiler kontrol ettiler,baktılar yok düzelmiyor.Yarın(perşembe) takarız dediler. Ama o 2 gün bizim (halam,ben,amcam,babam) ömrümüzden rahat 20 sene yemiştir. Babaanne bacağını oynatma,felç olursun,yine yoğun bakımda kalırsın diyoruz,bu rahat durmuyor.Beyinde oluşan o sorun yüzünden resmen 3 yaşındaki bir çocuk gibi davranıyor.Hafızası acaip kuvvetli.Eskiyi hatırlıyor ama o günlerde 15 dakika öncesini unutuyordu.İkna ediyoruz oynatmıyordu sonra tekrar topluyordu.Kalp pili uyarı veriyordu,biz sinir krizi geçiriyorduk. Tutturuyordu işte abdest alayım,namaz kılayım,ellerimi yıkayayım,bahçeye çıkayım biraz gezeyim,markete gideyim misafir gelir birşeyler alayım vs. gibi şeyler saçmalıyordu sürekli.Kendini ilk önce İstanbul'da,sonra Ayvalık'ta bizim yazlıkta sanıyordu.Hastanede olduğunu kabul etmiyor,sürekli saçmalıyordu.Ama bir yandan da hafızası o kadar kuvvetliydi ki,ben yanına ilk gittiğimde bana okulun nasıl dedi,yurtta mı kalacaksın yoksa evde mi falan hepsini sormuştu.Ama gel gör ki bize resmen eziyet çektiriyordu.Bacağını sürekli oynatıyordu,biz düzeltiyorduk,hastalığını kabul etmiyordu... Zorluk çıkardıkça sürekli yanında olmamız gerekiyordu ama 4 kişi sürekli değiştiremiyordu yerini.Amcamla babam sürekli kavga ediyordu klinik girişindeki görevlilerle falan,en sonunda ceplerine her geçişte para falan koyuyorlardı da şerefsizler resmen it gibi önümüzde eğiliyorlardı.Oradaki bunla ilgilenen adamlara,kapıdakilere vs. artık 800 ytl'ye yakın para dağıtınca sanki sahipleriyizde onların,öyle bir peşimizden ayrılmamalar falan,hatta hastabakıcılar tek kişilik yoğun bakım odasına aldılar biz parayı verince ... Neyse işte Perşembe günü ameliyata aldılar,odaya aldık tekrar.Babaanne nasılsın vs. demeden bir baktık bu düzelmiş :) Konuşuyoruz falan işte baktık eskiye dönmüş.Sonra anlattı işte de kendine diyor, "gözlerimi açtım işte omzumun oralara birşey soktular,dikiş attılar hissettim". Ameliyattan öncesini,hatta pilden öncesinde ishal olduğunu bile hatırlamıyor,yani yaklaşık 1.5 haftalık bir süre sanki hiç yaşamamış gibi duruyordu :) Pili taktılar,çok iyi dediler.Dün en son kontrole falan geldiler çok sağlıklı dediler.Kafası da yerinde,bu sefer kolunu oynatmaması gerek dikiş için,kendi hiç oynatmamaya çalışıyor.O 1.5 hafta dışında tamamen normal durumda şuan.Bir tek işte yarası falan iyileşecek,10 gün sonra kontrolu var o kadar.Benim okul,babamın izni bittiği için döndük,amcam orada.Kontrolden hemen sonra İstanbul'a getireceğiz. Bu hafta gerçekten çok ağır geçti.Günde ortalama 13-14 saat hep hastanedeydik hafta içi,Çatı'da kafe vardı yedik,içtik haber bekledik sürekli orada.Ağırdı cidden.Dün tüm gün çok iyiydik,bu gün 8 uçağıyla geldik İstanbul'a babamla.Ne bileyim bu hafta ilk defa bu yazıyı yazarken bu kadar sevindim.O günleri düşünüp,şimdi iyi olduğunu düşününce insan bir farklı oluyor.1 hafta resmen işkence çektikten sonra dün ve bugün mutluyum sadece.Kalbi eskisinden daha iyi çalışıyor şimdi babaannemin :D Beni en çok üzende,böyle zamanlarda insanlar,hiç sevgimi gösteremedim diye düşünüyor.Gerçekten ben sevgimi gösteremedim ama.Her Elazığ'a gidişinde beni her hafta ara diyor.Ben sadece annem veya halam arayınca telefonu istiyorum arada konuşuyorum.Sadece haftada bir kere arasan sesini duysam yeter diyor,ama ben üşenip açmıyordum.Bu sadece bir örnekti.Eminim onu ne kadar sevdiğimi biliyordur babannem ama ne bileyim,yani anlatılamayacak bir durum aslında. Her ne kadar ölüm engellenemeyecek bir şey ise,insan zamanı geldiğinde hep bir eksiklik hissediyor.Gün gelecek elbette ölecek ama bu sefer yırttığımız için,en azından bu olayın bize bir mesaj vermesini sağladığı için şükrediyorum.Çünkü bu olay onu ne kadar sevdiğimizi,ona hak ettiği değeri vermemiz gerektiğini hatırlattı. Belki herkesin dedesinde,annesinde vs. böyle bir 2. şans olmayacak.O yüzden şunu diyebilirim.Sevdiklerimize zamanında onları sevdiğimizi söyleyelim,belirtelim ki biz pişman,kendimizi kötü hissetmeyelim.Her ne kadar onlar bunları biliyor veya bilecek daha olsalar,hak ettikleri sevgiyi verelim onlara. dp:toplumsal mesajı da çakmayı ihmal etmedim sonda dp2:Sokim bayağı uzun bir yazı oldu :) Pati uzunu sevmez,kişisele açtığım 2. konum ve yine çok uzun oldu,tekrar özür dilerim.Aklıma geleni direk yazdım,ilk başta dediğim gibi bu sadece yaşadıklarımızın bir özeti,özet olaraksa en kısa haliyle bunu çıkarabilirdim.Hastane içi olsun,hastane dışı Elazığ sokakları olsun çok şey yaşadık.Kısa sürede çok değişen bir şehirde yabancı olmak zordur.Bu konuya da ne bileyim,paylaşmak istedim :) Hem 1 haftadır niye yoksun diyen birkaç arkadaşa da msn'den tek tek yazacağıma toplu bir özet olsun istedim.Mutluyum lan ayrıca paylaşayım dedim,sebep falan yok başka :D Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
PrudenT Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 geçmiş olsun, sevindim düzeldiğine :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Natanyal Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Konuyu açan Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 beni üzen başka birşey de aslında Elazığ'in il olarak şuan ki haliydi.Bir ara Doğu'nun en modern kenti vs. gibi tanımlanırken şuan resmen şehir önüne geçilemez bir hızla yobazlaşmaya başlamış.4 sene önce gitmiştim en son o zaman bile moderndi.Gerçi ülkeninde başına gelen bu neyse siyaset olacak :) Artık şehir içi maceralarını da Gezdim Tozdum'a yazarız. Sağol bu arada Pru [ Mesaj 22 Eylül 2007, Cumartesi - 14:44 tarihinde, DarKRideR tarafından güncellenmiştir ] Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
arcane Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 geçmiş olsun keşke düzeldiğini başa yazsaymışsın, okurken kalbine iniyor insanın Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
darkness87 Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 geçmiş olsun evet çok uzun yazmışsın ama okudum:) son2,3paragraf hariç:P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Kojiroh Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Geçmiş olsun, şimdi iyi olmasına çok sevindim inan. Bi de cidden başa yazsaydın düzeldiğini daha iyiydi. 4 sene önce anneannemi kaybettim kalp krizinden. O yüzden yaşadıklarını aşağı yukarı tahmin edebiliyorum. Anneannem aynı senin babaannen gibiydi benim için. Ben ilkokuldayken annemle babamın dışarda olması gereken günler gelir bizde kalırdı. Ben amiga oynardım ama sıkılıyo diye üzülürdüm. Sora dayanamayıp "sen de oynar mısın" diye sorardım :P Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Olivies Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 geçmiş olsun.. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Cthulhu Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 geçmiş olsun dark..düzeldiğine sevindim babannenin..artık kop gel izmit seni bekler (: Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
sturmbrightblade Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 abi okurken ben bile endişelendim çok geçmiş olsun babaanneye selamlar Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
burtonesk Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 geçmiş olsun gerçekten. hayat bu=) benim de anneannemde benzer bir durum olmuştu. ama senin kadar duyarlı değilim. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
DoruK Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 geçmiş olsun kardeş aman iyi ki atlatmışsınız sevindim Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
zydar Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 22, 2007 çok inatçıymış. köşeden dönmüş. acil şifalar. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
can-i Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 geçmiş olsun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
tellos Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 çok geçmiş olsun. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
LasT_SuRviVoR Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 abi çok geçmiş olsun valla başından neler geçmiş Allah güç vermişte bişe olmamış ya neyse iyi olmuş gerisini unutmaya bak... Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Krmz Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 Kötü günler, haftalar hatta yıllar nasıl da geçtikten sonra geçmişe bakınca "vay anasını neler oldu ya, neyse geçti neyse ki" dedirtiyor diil mi.. Sürecin içindeyken kabusa dönüşen hayat, olaylar geçince kafamıza sokmuyor mu "elimizdekinin, sevdiklerminiz kıymetini bilmeyi".. Sokuyor hemde çok iyi sokuyor.. Ama gel gör ki unutup yine devam ediyoruz biz. Kısacası geçmiş olsun :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
MeSh Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 geçmiş olsun.. iyi sonla bitti bende kendimce bi mutlu oldum :) Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Farinal Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 23, 2007 büyük geçmiş olsun. bende anneanneme çok bağlıyımdır o yüzden gerçekten hissettim neler yaşadığını. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
geffen Mesaj tarihi: Eylül 24, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 24, 2007 Allah uzun ömürler versin tüm çevremize. Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Aykan Mesaj tarihi: Eylül 27, 2007 Paylaş Mesaj tarihi: Eylül 27, 2007 anlamadıgım bi kac sey var hastaneye ilk geldiğinizde 2 Gün boyunca doktorlar nası hiç bi bilgi vermedi size şaşılası bi durum Link to comment Sosyal ağlarda paylaş Daha fazla paylaşım seçeneği…
Öne çıkan mesajlar