Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Pantolon Solcusu


silencer

Öne çıkan mesajlar

Ama merak etme Sam kimler geldi kimler geçti bu ilkeden. El üstünde tutulup eşşekle yollandılar yani gün AKPnin günü inkar eden yok ama kendini Allah sanmasın çünkü Türk halkı her ne kadar cahilde olsa cahilde dense zaman geçtikçe hatasını görür ve afeetmez. Bu geçmişte oldu gelecekte de olucak. Keyfini sür sadece, nasılsa gün gelicek bu forumda seninde yıllardır gıkını etmediğin lafını etmediğin fikirlerinin 3 gündür patlaması gibi o da patlamasını yaşıyor ama elbette bitecek.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
tabii, nerden buluyorsan bu bilgileri.. herşeye bir kulp takılmış.. ecevitin icraatleri ne çabuk unutuldu? en basidinden köy enstitüleri projesi, sırf provoke etme amacıyla o zamanlar bile "e biz zorunlu muyuz şindik buralarda çalışmaya" diyen bulup da bunayan kesimin şimdiki halisiniz. koalisyon moalisyon bir zamanlar çoğunluğun oyunu alanlar sol partilerdi. şimdi ise sağ sol diye birşey olmadığından bu kavramları çöpe atmanın zamanı geldi de geçiyor ama tabii işine gelen kesim bunları canlı tutmakta ve cahil kesimin desteğini almakta.

ayrıca yazının tümüne cevap vermeni tavsiye ederim, öyle bir kısmını alıntılayıp ona cevap verip kendini haklı çıkarmaya çalışmakla olmuyor maalesef, başarısız bir yazı, anlamsız bir görüş işte.


Doruk, dalga geçmek için söylemiyorum. Ama sana yurtdışında sosyal bilimler alanında akademisyenlik filan düşünmemeni tavsiye ederim. Çünkü argümana karşı argüman sürmeden, argümanını kanıtlarla desteklemeden 'başarısız bir yazı, anlamsız bir görüş' dersen seni çiğ çiğ yerler.

Ecevit'in en büyük icraati CHP'nin geniş kitleler konusunda tercih edilebilir yapılması konusunda "merkez'in solu" fikridir. Oy oranını arttırmıştır, ama bunun Kıbrıs harekatı ve 12 Eylül 1971 Muhtırası sonrası reaksiyoner tavrıdır, bu muhtıraya karşı açık ve net tavır takınmıştır. İlk seçimlerde de bu duruşundan ötürü oylarını CHP'nin serbest seçimlerdeki tek kayda değer oranına ulaştırmıştır.

Köykent projesi filan diyorsan, ona ayrıca cevap vermek lazım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

1854 ten sonra, 1980 OECD toplantısına kadar uzanan tarih diliminde en onurlu sayfalar, Mustafa Kemal döneminin ulusal bilinci ile yazılmıştır. 1920 lerde emperyalist ordulara diz çöktüren Mustafa Kemal in uyandırdığı Kuvay ı Milliye ruhu , bugün yerini uyduluğa, teslimiyetçiliğe ve dilenci ekonomisine bırakmış ise, acı acı ve derin derin düşünmemiz gerekir.


Uğur MUMCU 2 Ocak - 9 Haziran 1980 yazıları..


adam 1980 de yazmıs
daha deişsen bişi yok.
bundan dolayi oy verdiniz sanırım.

[ Mesaj 25 Temmuz 2007, Çarşamba - 01:27 tarihinde, GEd tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yıllardır gıkını etmediğin dediğin nedir abso, 2002'deki tartışmalarda da fezaya gitmemiştim ben, buradaydım. ha ne var ki bu politik serbestlik furyası son yılların bir ürünü, herkes gibi hürce konuşuyorum ben de. siz baklava yerken diet mi yapmamı bekliyorsun? :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Fistan hiç kasma değmez.. Zaten şikayet eder postlarını birazdan..

Herkes lise bilgisiyle konuşuyor zaten burdan bi sen übersin


Bu da köylü kurnazlığı bir nevi. Sen postunda açıkça küfür et, ondan sonra 'silindi' : ( : ( travmasını yaşa burada.

Her rencide olan ağlamasın pls.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

bak güzelim, arada bir mesajını daha gördüm yazımın ayrı bir yerini alıntı edip dalga geçmeye çalışmışsın kendi çapında. safi kendi fikirleri ve sapkın ideolojisi ile yazacaksa, kendine ait bir deneme kitabı çıkarmalı, böyle ciddi konularda kanıtlar ortaya koymadan hürriyetin gazete manşeti gibi yazarsa istediğimi derim ben.

ayrıca son mesajına cevaben, aşırı demogoji yapıyorsun ama bu seni hiç haklı çıkarmıyor, öyle bir bölüm düşündüğüm yok kafana takılmasın diye söylüyorum. ama ben başarısız yazıyı mesajın sonunda demişim ve nedenlerini de üstünde bir bir sıralamışım. sen hala boş laflarla üste çıkmaya çalışıyorsun.

ecevitin oy almasının tek sebebi bi şu bi de bu diyorsun ama benim gösterdiğim sebebe de "ayrıca bir cevap vermek tabii" diyorsun ve kendince geçiştiriyorsun. ecevitin oylarını artırmasının zilyon tane sebebi var, bazı şeyler o kadar basit ve dar değil. ayrıca argüman olayına da bittim yani.. bu sefer mesajın hepsini alıntı yapmışsın ama yine sadece bir kısmına cevap vermemeyi öğrenememişsin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

silencer'ın şeriat yanlısı olduğunu biliyorsunuz.elbet ki sol kadraja bok atmaya çalışacak.

işin ilginç yanı seçim öncesi ağzını açamayan tipler,secim sonrası aslan kesildiler.sonu nereye varacak izliyorum merakla.

patiye seriat gelmesin lol.

bi de artist,fistan a falan ayar vermis aklınca.

absolut'ta çok ilginc adam.sanırım gökyüzünde ki ay ın evrelerine göre fikir değiştiriyor.dolunay zamanı daha muhafazakar,yarımay zamanı daha milliyetçi falan ayarı yokmu bunun?

[ Mesaj 25 Temmuz 2007, Çarşamba - 01:38 tarihinde, Apache tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
tarihi gerçeklik sanki anasını satiyim adamın dedikleri...


said:
illimunatinin kurucu üyesi adam lol dünyanın bütün sırlarını biliyor.. Siz nerden biliceksiniz o lise bilgilerinizle?


Tarihi gerçeklik, evet. Üstelik veriye ulaşmak için illuminati kurucu üyesi olmak da gerekmiyor. İşkembeden sallayan bazılarının aksine, google'a seçim sonuçları yazınca 40lardan başlayarak bütün seçim sonuçlarına ulaşmak mümkün.

said:
Ee Akşam Gazetesi Doğan Yayıncılık Grubunun Değilmiydi Zaten Şaşmadım.

Hayır, Karamehmet. Ve evet, Google'ın ve Belgenet'in de sahibi Doğan.

Nelerle uğraşıyoruz yahu? Siz eğer kendinizi CHP'li olarak tanımlıyorsanız, ben o CHP'nin haline acıyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

madem gazeteden yazı koyuyoruz buyrun yazmayacaktım ama

Oktay Ekşi

"Bir seçim hikáyesi...

DÜNKÜ seçimlerin sonuçları gelince hafızamız bizi 1954 seçimlerine götürdü:

O tarihte, merhum Falih Rıfkı Atay'ın "Dünya" gazetesinin Ankara Bürosu'nda görev yapan genç bir muhabir idik. Büro şefi yani gazetenin Ankara Temsilcisi merhum Necdet Evliyagil idi.

Seçim öncesinde biz de çevremizdeki birçok insan gibi, 14 Mayıs 1950'de Demokrat Parti'yi (DP) iktidara getiren seçmenin "pişmanlık" duyduğunu düşünüyorduk. Çünkü geçen 4 yıl boyunca iktidarın yaptığı partizanlıklar, devlet yönetimine getirdiği kuralsızlıklar, giderek kendini daha fazla belli eden keyfilikler kamuoyunu çok rahatsız ediyordu.

Gerçi 1951'de yapılan ara seçimlerde seçmenin DP'ye desteğini sürdürdüğünü görmüştük ama, o nihayet beş altı ilde yapılan seçim olduğu için pek çok insan gibi biz de önemsememiştik.

DP iktidarının halkevlerini kapatmak, Köy Enstitülerini iğdiş etmek, CHP'nin tüm mal varlığına yasayla el koymak gibi aklı başında herkesi isyan ettiren uygulamaları kanımızca seçmenlerin affetmeyeceği şeylerdi.

Derken 2 Mayıs 1954 tarihi yani seçim günü geldi. Necdet Evliyagil'le kendimizi CHP'nin iktidara geleceğine hazırlamış olarak bürodan oraya buraya telefon etmeye ve gelen bilgileri alt alta yazarak sonuç çıkarmaya başladık.

Gelen ilk haberler iyi idi. O tarihteki 67 ilden CHP'nin kazanmakta olduğu izlenimini verenler bayağı uzunca bir liste oluşturmaktaydı. Ama zaman geçip de yeni haberler akınca CHP'li illerin listesi kısalmaya, DP'nin listesi uzamaya başladı.

Derken gece saat 24.00'ü geçe birkaçı hariç 67 ilin nerdeyse tamamının DP'ye gittiğini kabul etmek zorunda kaldık.

O gece uyumadık. Sabahın erken saatlerinde "CHP Genel Merkezi'ndeki durum ne?" diye, Ziya Gökalp Caddesi'ndeki Genel Merkez'e gittiğimiz zaman karşımıza partinin emektar kapıcısı Hüseyin Efendi çıktı. İçeride kimsenin kalmadığını, kendisinin de temizlik yapıp uyumaya gideceğini söyledi. Biraz deşince öğrendik ki ilk haberler gelince orada da "Kazanıyoruz" heyecanı doruğa çıkmış. Kendi aralarında "Acaba Şemseddin Günaltay mı yeniden başbakan olur yoksa Nihat Erim mi?" tartışması başlamış. Birileri "Partinin Genel Sekreteri Kasım Gülek dururken, onların başbakan olması yakışık almaz" diye itiraz etmiş. Ama durum anlaşılınca birer ikişer kaybolup evlerine gitmişler.

Nitekim CHP, bir önceki seçimde 69 olan sandalye sayısını 1954'te 31'e indirdi. Demokrat Parti'nin sandalyesi ise 1950'de 415 iken 1954'te 502'ye çıktı.

Oy oranlarını da söyleyelim ... CHP'nin 1950'deki oy oranı yüzde 39, DP'ninki yaklaşık yüzde 53 iken 1954'te CHP yüzde 35 küsura indi. DP'nin oyu ise yüzde yaklaşık 58'i buldu.

Sonra ne mi oldu?

Seçim sabahı CHP yıkılmış gibiydi. Bir tek İsmet İnönü ile Kasım Gülek yılmadı. İkisi de "Demek daha fazla çalışmamız lazımmış" diyerek 3 Mayıs sabahı kolları sıvadılar. Ve gerçekten durmadan çalıştılar.

DP liderleri ise "Millet bizim arkamızda... Şimdi ülkeyi istediğimiz gibi yönetiriz" dediler. Önce Osman Bölükbaşı'yı seçip Meclis'e gönderdi diye Kırşehir'i ilçe yaptılar. Eskiden Kırşehir'in ilçesi olan Nevşehir'i "il" yaparak Kırşehir'i ona bağladılar. Sonra "Basını susturma" yasaları çıkardılar.

Hikáyenin gerisini anlatmaya gerek var mı? Zaten yer de kalmadı...


"

ayrıca bone sağolsun fatality çekmiş engin ardıç a ellerin dert görmesin

[ Mesaj 25 Temmuz 2007, Çarşamba - 01:41 tarihinde, Sparkcaster tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Ecevit alınca muhtıra desteği ama AKP muhtıra yüzünden oy alınca kahraman AKP. İşte bu senin taraflı yazarın düşüncesi :)


Ecevit Muhtıra desteği almıyor. Ecevit muhalefette ve Demirel iktidarkeyken, Demirel muhtıra alıyor 12 Mart 1971 tarihinde.

Ecevit, muhalefette olmasına rağmen Baykal gibi "biz söylemiştik eheh" kaypaklığı yapmıyor ve orduya rest çekiyor, generalleri "yaptığınız kabul edilemez, siyasete karışamazsınız" diye azarlıyor.

Bunları hakikaten bilmiyor muydunuz, yoksa dalga mı geçiyorsunuz? Dalga geçtiğinize inanmak istiyorum.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...