Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

[ÖSS'ciler için] Okul ve Bölüm Tanıtım Topiği


Prawler

Öne çıkan mesajlar

Sabancı'da psikoloji yok. Bunlardan birini istersen yardımcı oluruz :P

said:
Bilgisayar Bilimi ve Mühendisliği
Biyoloji Bilimleri ve Biyomühendislik
Ekonomi
Elektronik Mühendisliği
Görsel Sanatlar ve Görsel İletişim Tasarımı
Kültürel Çalışmalar
Malzeme Bilimi ve Mühendisliği
Mekatronik Mühendisliği
Toplumsal ve Siyasal Bilimler
Üretim Sistemleri Mühendisliği
Yönetim Bilimleri
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Marmara Üniversitesi İktisat (Türkçe)

Prawler'ın yazdıklarına güncelleme

-"ben iktisatçı olacağım" demiyorsanız
-açıkta kalmak yerine girer okurum diyorsanız
-ekonomi nedir bilmiyorsanız

yazmayın, gelmeyin, okumayın

-iktisatçı olmak istiyorsanız
-ekonomi ayrıca ilgi alanınıza giriyorsa

buyurun gelin en rahat siz okursunuz bitirirsiniz tatminkar bir diploma alırsınız
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Fly said:
aha tam çamur atmalık topik sdfs

galatasaray üniversitesi bilgisayar müh


Fransızlarla (zihniyet olarak) bir ölüm-kalım meselesi olmadığı sürece konuşmamak ya da iletişim kurmaya çalışmamak da fayda var. ölüm kalım meselesi olduğu zaman da son tercih edilecek kişiler olmalılar sdf
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kocaeli Üniversitesi Bilgisayar Mühendisliği

Çok zorunda kalmazsanız buraya girmeyin, ciddiyim. Olumsuz yönlerini tek tek sayıp gösteremiyorum ama kısaca "eğitimi kötü" diyeyim (en azından ilk 2 sene için). Hatta eğitim pek yok. Neyse, ilk cümleyi biraz yalanlar gibi olacak ama ben yine de biraz örneklendireyim.
Ders veren hocalarının bi kısmı araştırma görevlisi. Bunda ne yanlış var, diyebilirsiniz. Adamlar kendi alanlarında gayet yetenekli olabilirler, ama dersi işleme, öğretme, öğrenciye bi şeyler katma konusunda (bir veya ikisi hariç) inanılmaz derecede başarısızlar. En basitinden, x86 komut setini öğretirler (bildiin assembly dili) diye düşündüğün sistem programlama dersinde genellikle elektronikçilerin işine yarayan bi seti öğrettiler (16F84 ve muadili mikroişlemcilerde kullanılan bi komut seti). Bunun yanında, bu hocalardan biri askere, ikisi Finlandiya'ya, Nokia'nın yanına çağrıldı ve gittiler. Seneye yoklar muhtemelen. Bu nası bi sorun oluşturur derseniz; ben de, askere giden "elektronik devreler" dersi hocasının yerine, Kocaeli'de bi elektronikçi şirketi olan düz bi mühendisin getirilmesi gibi bi sorun oluşturur, derim :)
Ha, doktora yapmış, belli bi yere gelmiş öğretim görevlileri de ders verme konusunda pek farklı değiller arş. gör.lerden. Bunlardan bi tanesi, zamanında Grundig'in en üst pozisyonunda görev almış, maddi açıdan inanılmaz güçlü, dolayısıyla çevresi pek geniş bi insan. Kendi alanı elektronik ve bu alanda hakikaten çok bilgili olduğundan eminiz. Fakat HER konuda kendini aşırı büyük gören bi insan. Mesela "Boole cebrini benden iyi kimse bilemez bu ülkede", "şu memlekette bi tane dal***** (evet, küfür) yok karşıma çıkıp benimle tarih tartışabilcek" gibi lafları olan biri. Kişiliği tabii ki bizi pek ilgilendirmez, genelde hakettiğin notu veriyo çünkü, ama bu tarz konuşan insanlar genelde boş konuşur, bilirsiniz. Böyle bi adamın, mantıksal tasarım adındaki, hakikaten bilgisayara neden "ya her şey 0 ve 1 işte" dediğinin öğretildiği bi derse girmesinin sonucunu tahmin edersiniz heralde.
Öğretim görevlilerinin büyük çoğunluğu Kocaeli'den mezun olmuş, doktorasını Kocaeli'de yapmış kişiler. Hepsi de bilgisayar mühendisliği bölümünden mezun olmuşlarsa da, elektronik mühendisliği doktorası yapmak zorunda kalmışlar. Çünkü burda bilg. müh. doktorası verilmiyo. Bu durum da hocaların usta oldukları konuları genellikle bilgisayar ve elektronik mühendisliğinin kesiştiği alanlara kaydırmış. Bunun sonucu olarak da, bu bölümde "yazılım" adına öğrendiğiniz şeylerin ÇOK BÜYÜK bi çoğunluğunu kendiniz öğreniyosunuz malesef. Yani, kafasındaki bazı soru işaretleri yüzünden program yazamayan birinin program yazması biraz zor, çünkü ona yol gösterip, sorularını yanıtlayacak birilerini bulması zor.

Ha bi de "kampüs takıntısı" dediğim, kampüs beğenmeme/seçme gibi bi huyu olanlar yandı. Sizi derslikleri prefabrik bi kampüs bekliyo muhtemlen. Yağmur yağdığında hem her taraf çamur olduğu için yürüyemiyosunuz, hem de yapılar prefabrik olduğu için yağmurun sesi yüzünden ders yapamıyosunuz. Biraz önce "muhtemelen" dememin sebebi de, bölümün bu sene Türkiye'nin en kaliteli devlet üniversitesi kampüslerinden biri kabul edilen Umuttepe'ye çıkma ihtimali olması. Gerçi her sene bu iddia ortaya atılır ama, Umuttepe'ye taşınmış bölümlerden birinde okuyan arkadaşa sorduğumuzda "inşaat devam ediyo, henüz bitmedi ama yetişirse 2. dönem geçirirler sizi" demişti.



Her şeye rağmen ben bölümümden memnunum aslında. Buna artık züğürt tesellisi mi dersiniz, derslerin kolay gelmesinden mi dersiniz, bilemem. Eğer önceden programlama deneyiminiz varsa, matematikten hoşlanıyosanız ve en önemlisi, bazı konuları kendiniz çalışarak öğrenebileceğinizi düşünüyosanız; buyrun gelin :)

Edit: Genel bilgi olarak da şunları vereyim. Yanlış bilmiyosam birinci öğretimde İngilizce hazırlık okutuyolar. Hazırlık atlama sınavıyla bunu geçiyosun muhtemelen. Ancak ikinci öğretimden kesin olarak eminim, muafiyet sınavı var her dönemi kapsayan(1. sınıf güz, 1. sınıf bahar, 2 güz, 2 bahar). Onlardan aldığın puanlara göre, geçebildiklerinden muaf sayılıyosun ve geçemediklerini de ilgili döneminde almak zorunda kalıyosun. Muaf oldukların dönemlerden aldığın puanları beğenmiyosan da bildiğim kadarıyla o dönem o dersi alabiliyosun (muaf olmana rağmen, dönem sonunda aldığın not işleniyo). Sonra, devamsızlık olayında laboratuvar dersleri hariç, genellikle bi sorun yaşamazsınız. Laboratuvar derslerinde de, 4. defa derse gelmediğinde devamsızlıktan kalırsın. Yalnız dikkat edilmesi gereken bi nokta, ilk sınıfta tarih dersine giren hocalardan biri (Şener) devamsızlığı hesaba katar. Eğer vize ve finalin ortalaması "geçer" değilse ve devamsızlığın da sınırı aşmışsa, devamsızlıktan kalırsın. Ama eğer geçer bi not aldıysan, devamsızlık sınırını aşmış olsan dahi, o notla geçersin.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ardeth said:
Fly said:
aha tam çamur atmalık topik sdfs

galatasaray üniversitesi bilgisayar müh


Fransızlarla (zihniyet olarak) bir ölüm-kalım meselesi olmadığı sürece konuşmamak ya da iletişim kurmaya çalışmamak da fayda var. ölüm kalım meselesi olduğu zaman da son tercih edilecek kişiler olmalılar sdf


ha iyi bi tek ben mi nefret ediyorum adamlardan diye düşünüyordum :P

12 yıldır fransız eğitim sistemi altındayım ;_;
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Galatasaray Üniversitesi - Sosyoloji

Bölümün amacı öncelikle sosyoloji disiplininin temel kavramlarını ve analitik araçlarını tanıtmak ve daha sonra özgül toplumsal süreçlerin incelenmesi yoluyla üçlü bir formasyon sağlamaktır: kuramsal, yöntembilimsel ve pratik.

* Kuramsal formasyon, sadece sosyoloji değil, sosyal bilimlerin diğer alanlarında da akademik düzeyde çalışmalar yürütmek isteyecek öğrencileri gerekli bilgi birikimi, yöntem ve tekniklerle donatacaktır.

* Yöntembilimsel formasyon, öğrencilerimize bilimsel araştırma yöntemlerinden yararlanılan farklı alanlarda (üniversiteler, kamusal ya da özel araştırma kuruluşları, sivil toplum kuruluşları) yer alma olanağı verecektir.

* Pratik formasyon, üniversite sonrası çalışma ve ilgi alanları ne olursa olsun öğrencilerimize toplumsal mekanizmaların işleyiş biçimi, farklı toplumsal aktörlerin davranışları ve zihniyetlerini anlayıp değerlendirmek için olduğu gibi, siyasal, toplumsal ve iktisadi yaşamın genel işleyişini kavramlaştırmak konusunda da gerekli zihinsel araçları ve kavramları sağlayacaktır.

Öğrenim dilinin Fransızca olması, bu dilin sosyal bilimler literatürü açısından zenginliklerini sunacağı gibi karşılaştırmalı bir perspektifi de mümkün kılarak eleştirel bir yaklaşımın oluşmasını kolaylaştıracaktır.

Derslerin paralelinde yürütülecek olan yöntem konferansları, araştırma, yazılı ve sözlü sunuş pratikleri yoluyla olduğu gibi, Türkiye ve dünyanın gündemindeki toplumsal olayların gözlemlenmesi ve tartışılması yoluyla da kuramsal bilginin hayata geçirilmesi amacına hizmet edecektir.

Üçüncü yılın sonunda kamusal ya da özel kuruluşlarda yapılacak olan stajlar, öğrencilerin araştırma konusundaki pratik deneyimleri edinmelerini sağlayacak zorunlu çalışmalar olacaktır.

Genel ilke olarak bir saha çalışması üzerine kurulacak bitirme tezi ise dört yıl boyunca edinilmiş kuramsal ve yöntembilimsel birikimin uygulanması anlamını taşımaktadır. Bitirme tezi, bir öğretim üyesinin gözetiminde gerçekleştirilecektir. Öğrenci drdüncü yılın sonunda bitirme tezini bir juri önünde başarıyla savunmak zorundadır.







Eğer Sosyoloji bölümü istiyorsanız ve doğru bir şekilde okumak istiyorsanız gsü seçmelisiniz. Puan sıralamasında (vakıf %100 bursluları dışında) Türkiye'nin sosyoloji bölümünde 2.bölümü.. 1. bölümü Boun-sosyoloji. Ancak iyi bir araştırma yaparsanız boğaziçi'nin sosyoloji eğitiminin sadece amerikan sosyolog merkezli bir altyapıya ulaştığını ve bu yüzden gsu seçmenizi önerirler.

GSU - Sosyoloji temelinde sosyolojiyi kurmuş fikir adamlarını fransızca olarak orjinal biçimde öğrenmenizi sağlar. Bilgiyi dolaylı değil doğrudan elde edersiniz.

Ayrıca MBA yaparak tüm şirketlerin halkla ilişkiler bölümlerinin sahibi olabilirsiniz..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 3 hafta sonra ...
  • 1 ay sonra ...
Marmara Üniversitesi - Ekonometri

Öncelikle şunu söylemeliyim, ekonometri kesinlikle eşit ağırlık öğrencileri için değil. İİBF'yle de pek alakalı değil. Tercih edecek insanlar bunu bilerek tercih etmeli. Özellikle de Marmara için geçerli bu söylediklerim.

Marmara bahçelievler

Kampüs vs. (Marmara Bahçelievler özetle) said:
Marmara üniversitesi diğer insanlardan duymuş olduğunuz üzere kampüs olarak pek de öğrenci işi değil, anadolu yakasındaki kampüsler iyi olsa da Bahçelievlerdeki kampüsümüz yıllarca okuduktan sonra başka bir kampüse gittiğinizde gözlerinizin dolmasına neden olabilir. Tabii kampüsün küçük olması pek çok avantajı da beraberinde getiriyor. Araştırma görevlileri, doç.lar prof.larla iç içe oluyorsunuz ve herkes çok samimi, bütün sınıflar birbirini tanır, bu da kampüste bir kaç arkadaşla eğlenme şansı olmayan ekonometri öğrencisini mass. aktivitiler yapma şansıyla karşı karşıya getirir. Ayrıca öğrenci işleri bir numaradır, 4 senedir hiç problem yaşamadım kendileriyle. Güvenliklerine kadar tanıyorum okul çalışanlarını, akşam menemenlerini paylaşan insanlar hepsi.
Geleceğiniz okul böyle bir yani, her ne kadar bazı şeyleri kaçırmış olsam da 4. senemde diyebilirim ki okulumu seviyorum.)




Ekonometri; ekonometri, istatistik, yöneylem anabilim dallarından oluşan bir bölüm. Ekonomiyle ilgili göreceğiniz dersler; iktisat, matematiksel iktisat, makro, mikro gibi sayılı derslerden oluşmakta. Yani sizi iktisadi alanda pek eğitmezler ekonometride, sizin kendinizi eğiteceğinizi varsayarlar. Daha çok matematikle boğuşuyoruz.

Eğer matematikle uğraşmayı gerçekten seviyorsanız (mesela bölümümüzde matematik müh. veya matematik mezunu olup da 2. üniversite olarak ekonometri okuyan insanlar var) ve muğlak şeyler kafanızı hırpalamayacaksa (mesela bir model kurdunuz, testleri yaptınız herşey mükemmel yani 2x2 = 4 gibi görünüyor ama modelin sonucuyla gözlemlerinizin sonucu farklı çıkıyor, siz de hmm, şu değişkeni de modele katsaymışım bu sonuç çıkıyormuş diyorsunuz.) bir de üstüne ekonomiyle ilgileniyorsanız İİBF'de bence seçilebilecek en iyi bölüm.

Peki biz ne yapıyoruz öğrenciler olarak? İlk iki sene, aynı mühendislik gibi temel dersler görüyoruz. (bu gerçi eğer Marmara'lıysanız İstanbul Üni. ve Uludağ Üni.nin 4 yıllık müfredatı demek oluyor) İşin teorisi ve gerekli araçlar öğretiliyor. En vasat öğrenci bile ilk modelini kurabilecek, uykusunda türev, integral alabilecek matematiksel programlama, doğrusal olmayan programlama gibi derslere "hmm bu derslerle ortalamamı yükseltirim hehe" diyebilecek seviyeye geliyor.
-
Daha sonra 3. sınıfta yöneylem, karar, mikro, makro ekonometri (sevgili okulum bu derslerin 3. sınıfta biraz ağır geldiğini farkedip 4. sınıfa taşıdı mikro ve makroyu... Tabii geçmiş olsun.) gibi dersler almaya başlıyorsunuz ve artık kallavi modeller kurabilir, bir şirket için max. fayda planları vs. hazırlayabilir duruma geliyorsunuz.
Geçen sene kıytırık bir Pazarlama dersi için (alan dersi bile değil) bir şirketin pazarlama sistemini inceleyip, daha iyi duruma getirmek için neler yapabileceklerini anlatan bir sunum hazırlamıştık. Alan dersleri için ise bir dünya model kurduk, sayfalarca sunum hazırladık. Ki bizim ödev diye verdiğimiz şeyleri insanlar Ekonometri Sempozyumlarında bildiri diye yayınlıyor, iktisat dergilerine makale olarak veriyor.
-
Şu an 4. senemdeyim, ilk haftadan elimize son Ekonometri Sempozyumunda yayınlanan bildirileri tutuşturdular ve bunları nasıl daha ileri taşıyabilirsiniz? şeklinde bir ödev verdiler. Ayrıca sürekli kullandığımız, e-views, spss, mathlab gibi programlar yeterli gelmez belki diye C++ dersi koymuşlar, ne işimize yarayacağını zaman gösterecek.

Bölüm bir öğrencinin gözünden böyle işte, belki neden ekonometri okumak ister ki insan diyebilirsiniz ama endüstri müh. okuyup üstüne işletme master'ı yaptığınızda bir nevi ekonometrist oluyorsunuz diyebilirim.


Peki eksileri yok mu?
VAR!

Öncelikle, iş dünyası ekonometri mezunlarının diğer dal mezunlarından farklı olarak düşündüğünü, olaylara analitik yaklaştıklarını ve işletme mezunu bir adamdansa ekonometri mezunu bir adamın bazı alanlarda daha verimli olduğunu yeni yeni anlıyorlar. Ayrıca 1980 öncesi zihniyet "ekonometri" kavramından habersiz. Staja gittiğiniz yerde, ekonometri ne olaki diye soran amcalarla/teyzelerle karşılaşabiliyorsunuz.

AYRICA! okulu bitirmek dert. Yeni yönetmeliğe göre alan derslerinizi vermeden sınıfı geçemiyorsunuz, alan derslerinizi verseniz de önşartlı dersleri vermeden bir sonraki aşamasını alamıyorsunuz, eğer not ortalamanız 2.00dan aşağı olursa sınıf tekrarı yapıyorsunuz. Bütünleme ya da yaz okulu yok.
Hocaların notları kıt ve ders yükü çok fazla. Benim dönemimin birincisi 3.24 ortalamaya sahip 2.si ise 2.94 ortalamaya sahip. Yurtdışında master yapmak istediğiniz zaman ortalamanız büyük bir problem oluyor. Tabii Türkiyede Marmara Ekonometri mezunuysanız ve okulu 4 senede bitirdiyseniz çoğu özel üniversitede ortalamanıza bakılmaksızın burslu olarak master'a kabul edilebiliyorsunuz. Keza devlet üniversiteleri de (Boğaziçi vs. gibi "kıl" üniversiteler hariç) sizi severek kabul edebiliyor master programlarına etc.

Son olarak eğer ekonometri okumak istiyorsanız, Marmara'yı tercih edin yalnızca. Diğer okullar size genellikle biraz genişletilmiş iktisat eğitimi vermekle yetiniyorlar ve iş yaşamında pek şansınız olmuyor. Bunun yerine işletme, iktisat okumak size daha faydalı olabilir. Çünkü gerçek anlamda ekonometrist yetiştidiğine inandığım tek okul Marmara.

ÖSS'ye girecek öğrenciyi gerçek anlamda ilgilendiren not;

said:
Kızlarımız güzel, gerçi ben bahtsız bedevi olduğumdan en düşük kız nüfusa sahip dönemde kazandım okulu ama yine de fazlaca kız var. Duruma göre kızlar teklif edebiliyor da.




Yazın tercih listesine yani çekinmeyin :P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 1 ay sonra ...
  • 3 hafta sonra ...

eskisehir osmangazi universitesi - makina muh

makina muhendisligi bölümü ilk kez 1970 yılında devlet mühendislik mimarlık akademisi olarak kuruldu daha sonra anadolu universitesinin bir parcası olarak onun bunyesinde faaliyetine devam etti,devletin yeni acılan unilere verdigi ödenegin cezbedici olmasından dolayı 1993 yılında anadolu uni den koparak yeni kurulan eskisehir osmangazi universitesinin bunyesine katıldı,34 yıldan beri 3000 e yakın sayıda makina muhendisi mezun verdi,5 temel anabilm dalında arastırmalarına devam etmektedir,bunlar mekanik,termodinamik,enerji,konstrüksiyon ve imalat,makina teorisi ve dinamigidir,normal ogretim 400 ikinci ogretim 400 ogrenciye egitim vermekte,egitmen kadrosunda 10 profesor,1 doç,11 yar.doc vardır






Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

  • 6 ay sonra ...
ben de tıp hakkında yardımcı olacak bilgiler alabilirim, bir de aile baskısı üzerimde tıp olmazsa diş hekimliği yaz şeklinde işliyo, ben veterinerlik yazsam diyorum. ineğin kıçına elini mi sokcan falan diyolar sdfsdg. o bakımdan tıp olmazsa diş hekimliği mantıklımıdır (diş okumakta olan tanıdığım olmadığından burda bi soriyim dedim =) ), yoksa salla aileni diş hekimliğinde süper para var ama sen git veterinerlik oku mu dersiniz tıp olmazsa =P
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...