Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Dark Passage, multigaming klanı oluyor.


Silphatos

Öne çıkan mesajlar

said:
DP.COD2 - Crimson takımı artık DarkPassage

Sitemizi ilk açtığımızda Dark Passage takımının artık sadece CS ile değil diğer E-SPOR oyunlarıylada anılacağını, kapasitesini ve hitap ettiği kitleyi genişleteceğini ve Türkiyenin 1 numaralı CS takımı değil, Multi-Gaming takımı olacağını yazmıştık.
Bu çalışmaların ilk etabında COD2 takımımız aramıza katıldı. COD2 camiasının yakından tanıdığı Türkiyenin en iyi klanlarından Crimson takımı artık Dark Passage için mücadele edicek. Aramıza katıldıkları için kendilerine teşekkür ediyoruz ve başarılar diliyoruz.

DP.COD2 Kadromuz :

Ali ''allezz'' Erbay
Celal ''aslan'' Yakıcı
Tünkut Nedim "eeht" Kankul
Efe ''grynn'' Çınar
Serhan ''freedom'' İnalöz
Deniz ''maxigenous'' Kahraman (C)
Mehmet Akif ''mosthated'' Özdemir
Eser ''nottingham'' Değirmencioğlu
Ege ''spaz'' Sönmez
Cem ''unK'' Aksoylu

Aramıza katılan arkadaşlara tekrar başarılar diliyoruz. Kısa bir süre sonra WC3 kadromuzuda duyurucağız. Bizi izlemeye devam edin.


http://www.dark-passage.org/index.php
http://www.teamcrimson.org/
http://www.tr-esports.com/haber.asp?h=214
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

neiloth ben sahsen Turkiyede gaming e belli bir zaman emek harcamıs bir kişiyim..

Yani şimdi bir takım var diyorsunda bundan 4 sene önce kafe turnuvalarına 8 hafta boyunca her hafta 32 takım katılırdı...

2006 wcg elemeleri kaç takımla yapıldı haberin varmı..

Turkiyede eswc varmı sec varmı..

O nip sk dediğin adamların çoğuyla birebir ne yapılabilir bu konuda diye konusmuslugum var ama malesef Turkiyede bu iş olmaz..

Cunku herkes biri başarı kazanınca o başarıya çomak sokmaya calısıyor.. Sevmek zorunda deilsn kimseyi yada desteklemek zorunda değilsin ama Turkiyede 2 katı köstek olunuyor..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

O köstek olanların başında Nitrogamer (sandwaves) falan yer alır. CPL turnuvası düzenlediler, sonra ödül parasını vermeyip, ÇALIP, ortadan kayboldular. Bu ve bunun gibi insanlar ülkemizde çoğunlukta olduğu için bir adım ileri gidemiyoruz, gidemeyeceğiz.

[ Mesaj 25 Nisan 2007, Çarşamba - 18:51 tarihinde, LathspeLL tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sandwaves'di di mi sanane'yi kapatan.
sonra ultratv açılmıştı da, o da becerememiş kapanmıştı.

Türkiye'de oyuncu kitlesi çok zayıf bence.
Çoğu kişi kafede oturup CS, UO ve GTA3 ile vakit geçirdi hep.
Liseyi zar zor bitirmiş ama üniversiteyi kazanamamış veya ortaokuldan arkadaşlarıyla kavga etmek için gelmiş kişiler sayesinde, internet cafe'ler tam bir kahvehane'ye çevrildi.

Biraz da bu CS'nin bir etkisi vardır bence. CS'den önce Quake 3 oynayıp profesyonelce rekabet yapmak isteyenler gelirdi Cafe'lere, o da çok azdı. Ama CS ile bir anda kafelerde CS'den başka birşey oynanmaz oldu.

Şimdi mesela bakıyorum da, bazı oyuncular "biz profesyoneliz, sen noobsun" havasında takılıyorlar.
Bunlar CS: S'yi, CS: CZ'yi, CS 1.6'yı kötülüyorlar. Mutlaka CS 1.5 oynanması gerektiğini iddia ediyorlar.

Biz hala CS: S'yi kötüleyelim, non-steam konusunda inat edelim,
bakın mesela elalemin progamerları şimdi ne oynuyor?
Painkiller.
Adamlar painkillerda birbiriyle kapışıyor.
Bizde oynayan kimse yok.
Çünkü bir "kantır" takmışız kafamızla, onunla devam ediyoruz.
Painkiller var, UT var, Quake 4 var, Battlefield 2142 var.. Ama bunların hiç biri oynanmıyor.
counterstrike ve team fortress classic oyuncularında görüyorum, steam versiyona geçilmesine karşılar.

ee, gündemi takip etmeyerek ve kahvehane kültüründen öteye gitmeyerek "progamer" olmayı nasıl bekleriz ki :)

benim konuyla ilgili düşüncem budur yani.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

"Bide progamer eksik" demekte olmuyor ama...
Kendi kendine de gelişemez oyuncu. Rekabet ortamı lazım, aklı başında oyuncu lazım. Ama bone'unda dediği gibi çapulcular cafe'lerde CS oynuyor. Bebeler GTA oynuyor falan. Rezil rüsva burda internet cafe mantığı.

Arada 1-2 cafe birşeyler yapmaya çalışan oyunculara destek olmuştu. Ankara'da ben dahil 15 kişiyi 2 gün ağırlayan ve bizden kuruş para talep etmeyen "Ert bab" vardır :). Burdan da zamanında çok yardımcı olmuş "1-2" cafe sahibi çıkmıştır. Bunun yanında Level'dan Tuğbek Ölek çok koşturmuştur bu işlerin arkasından. Samsung'un oyunculuğa yaptığı katkıda inanılmazdır.

Ama bunlara rağmen ilerleyemedik, başarılı olamadık. 3-5 bişey yapan insan ile 5-10 ciddi oyuncu ile bir yerlere varılmıyor.

Türkiye'de açıkça söyleyebilirim ki Türkiye'de profesyonel veya hardcore diyebileceğim oyuncu sayısı 2 elin parmaklarını geçmez, cidden saysam geçmez. Onlarda buralarda heba oldu zaten.

Bu ülkede 3-4 oyun oynanıyor, diğer oyunların yüzüne bile bakılmıyor. Oyuncuların oyunculuk ve zeka seviyesi o kadar düşük ki, yeni oyunlara yelken açılmıyor. Daha evvel söylemişimdir, bir çok oyunu oynayabilmek için yurt dışı sunucularında sürttüm senelerce. burdan BİR kişi bile oynamadı oyunu. Türkiye'nin en büyük oyun platform'unda adminim ama insanları bu oyunlara çekemedim. Quake bile 3-5 oyuncuyu geçmiyordu ya.

Yani sonuç olarak bu ülkede yalan gaming falan.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bence de giderek seviyemiz düşüyor. mesela geçen yılki kode5 q4 elemelerine 4 kişi katılmış =)
onun dışında cs'den de sıkıldı millet sanırım, cs'yi bırakanlar da direkt tüm gaming'i bırakıyorlar bu nedenle türkiye'de imkansız gelişme falan artık, 2001-2002'deki olaylar ve ilgi sürse belki bir şeyler olurdu ama artık imkansız. zaten gaming gelişse nolur gelişmese ne olur allasen =p. ben haberi kendim de içinde olduğu için yazdım yoksa gamingin gelişmesi falan yalan işler heh.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ülke dışına çıkmadan pro gamer olunamaz. Her CS milli maçında 100+ pingle oynamak geriden başlatıyor. Herhangi bi başarımız yok yurt dışında resmen. Ne yurt dışındaki clanlara göre kendımızi kıyaslayabılıyoruz ne başka bişey anca senede tek tük yapılan 1-2 turnuvayla yurt dı$ına acılıyoruz ondada organizatörler parayı alıp kacıyor: kode5 rezilliği gibi.

ama 1.6 adına gerçekten büyük ilerlemeler kaydediliyor. Herhafta adeksde yapılan turnuvalar v.b
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Selam,

Online-gaming diye var olan kavram Türkiye sınırları içine girdiğinde 'yalan-gaming' oluveriyor.

Günden güne suyu azalan bir gölün içersindeki balıklardan farkımız yok. Elalem denizlerde, okyanuslarda cirit atıyor, biz ise tek düze oyunlara takılıp kalmışız. Bunun en büyük nedeni de -bana göre- oyun kültürünnün oluşmaması ve oyun oynama imkânının kafede sıkışıp kalması. Zamanın ilerlemesiyle artan yaşlardan ötürü omuzlara binen hayat sorumluluğunun getirdiği zoraki uzaklaşmayı katmıyorum bile.

Bugün bir spor salonu kapatılsa, 150-200 kişilik bir LAN-party yapılsa kaç kişi bilgisayarını alıp gider? İşte Türkiyedeki yalan-gaming bu. Bilgisayarı CS veya benzeri oyunlardan ibaret sanan bir nesil yavaş yavaş hakim oluyor ortama. Bir grup insan ise buna direnmeye çalışıyor. Takım ve clan gibi kavramlar Türk insanını zorlayan oluşumlar zaten. Hepsi birleşince bu manzara çıkıyor karşımıza.

Bu nasıl düzelir? Firmaların bu işi daha bilinçli kampanyalarla destekleyerek, diğer oyunları da sevdirmeye çalışarak olur. WCG gibi etkinlikler için sponsor olup 3-5 otelde yarışma düzenlemekle olmaz.

Kitlelerde og kültürünün ve anlayışının oluşturulması lazım. Oyun takım halinde, arkadaşlarla oynayınca güzeldir. 'nası hs koydum' veya 'bak ilk sıradayım' cümlelerini sarf eden beyinlerle bu iş olmaz. Bu beyinler Türkiye'nin gerçeğinidir ve ne acıdır ki ortama hakim olan kalabalık yüzde de bunlardan oluşmaktadır. Haliyle firmalar ve cafelerde para getirecek bu kitleye ulaşmaya çalışıyorlar.

Hala o ilk zamanlardaki TFC oyunundan aldığım haz aklımda. Bana o zevki yaşatacak ne ortam kaldı, ne de oynayan kaldı. Oyun, beraber oynayanlarla zevkli olur, aksi durum single-player'dan farksız bir hal alır. Herkes aynı şeyi diliyor ve istiyor ama kimse kıpırdayıp hareket edemiyor; bu da Türkiye gerçeği.

Saygılar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Selam,

Progamer kavramı toptan yalan zaten memlekette. Herkesin anladığı anlam farklı. Nedir bu pro-gamer? Ekmek arasına koyup mu yenir yoksa god-mode on gibi ortalıkta dolaşmakla mı olur? Pahalı ekipman mı gerektirir yoksa her oyunun açıklığını bilmekle mi olur?

Progamer kavramı bu işi para kazanmak için yürüten kişidir. Halı sahada hafta sonları futbol oynayanla, amatör takımda veya ligde herhangi bir takımda futbol oynayan arasındaki fark nekadar bariz ise progamer ile normal bir oyuncu arasındaki fark da okadar açıktır. Oyun bittiğinde skorlar açıklandığında üst sırada olana progamer denilmez. Ama ne hikmetse bu sıfat okadar çok kullanıldı ki hem anlamını yitirdi hem de ayağa düştü.

Türkiye'nin progamer'a ihtiyacı yok çünkü onun barınabileceği bir ortam yok daha. İlk başta o zeminin hazırlanması ve sonrasında bu ortamda sivrilen yetenekli kişilere sponsor desteği ile yol gösterilmesi gerekli. Progamer'lık kişisel beceri ve aynı zamanda da -takım oyunları için söylüyorum- uyum gerektirir. Topla tüm becerikli insanları, koy bir takıma ve izle. Şimdi bunlar süper mi oldular? Kim egosundan vazgeçip takımı ön plana çıkartabilecek? Bu erdemi gösterebilecek kaç kişi var? Bunu yapan kişiyi anlayacak ve takdir edecek kişi sayısı kaç peki? İşte biz buyuz. Tabiri caiz ise bir söz vardır; 'sinek boku' derler. Biz de onun gibiyiz; ne yapışıyoruz, ne kokuyoruz. Arada öylece kala kalmışız.

Yeni nesilin bu işi kotarabileceğine inanmıyorum çünkü bu vizyonu taşıyan yok içlerinde. Ne acıdır ki eski topraklar bu lezzeti zamanında aldıkları için daha bilinçliler. Bunun sponsor ve etkinliklerle genç beyinlere aşılanması gerekli.

Zaten zevk alınan bir hobiye dönüştüğünde ortam kendi içinden birilerini progamer mertebesine kolayca çıkaracaktır. Zorlamayla ancak kendimizi kandırırız.

Saygılar.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
cok lazim turkiyeye progamer, en ihtiyacimiz olan sey zaten oyunculuk sektoru.


progamer olmak isteyen alsin oyunu evinde oynasin, neden herkes ordan burdan bisey bekliyo, sen kendin gelis birak gerisi kalsin.
Başka eksikliklerimizin olması bunu ne makul ne de çekilir kılar. Alakası olmayışının da altını çizmek isterim.

Oyun/Oyunculuk sektörü dünya üzerinde birçok kişi için ekmek kapısı. Oyunu yapandan oynayana, sponsorundan turnuva düzenleyenine, oyun basınından reklamcısına saymakla bitmez bu. Bizde ise ilerliyor mu geriliyor mu ben çözemedim ama biliyorum ki "çok lazımdı" diye yaklaşarak bir yere varılamaz.

Bahsi geçen kesim için sadece evde oynamak çözüm olamaz zira iş ciddiye binince daha gelişim veya rekabet için rekabet ortamı aranılır. Başkasından birşey beklenmesi doğal çünkü bu bir sektör ve oyuncu kesimi bunun en temel parçası olmasına rağmen belki de en elinden birşey gelmeyen kısmı.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Kore derim başka bişi demem. Herifler bildiğin hayvanlar. Starcraft, adamlarda askerlikten daha önemli =P

Bone, Painkiller kimse oynamıo demişsin de Türkiye'de Painkiller o kadar da çok duyulmadıki. 10 kişiden kaç kişi biliyor Painkiller'ı. Bir de çıkan sayıyı Half-Life ile karşılaştır. Ha tamam. Kabul ederim Half-Life daha önce çıktı. Millet başladı Half-Life'a başka oyunu gözü görmez oldu. kantır da aynı şekilde. Gerçi bir bakıma sen de haklısın. Bir oyuna bağladıkmı feci takıyoruz ona. Başka oyunlara filan kimse bakmıyor bile. Yeniler de bu yüzden duyulmuyor. (PK yeni demiyorum =P)

Hala internet cafelerde yükselen "Dota'ya bilmemkaç" sesleri buna herhalde güzel bir örnek olur. Eh, yeni görüp de beğenenler de o oyunu Dota olarak biliyorlar. Warcraft değil yani. Veya Wepla'da belli başlı birkaç harita dışında hiçbir şey açılmıyor. Northrend'de bu şekilde değil ama olay. Her harita açılıyor. Ve inanın Dotadan çok diğer haritalar açık oluyor. Bence, önce bu konuda gelişmemiz lazım Türk oyuncuları olarak. Genel olarak konuşuyorum. Bir şeye takılıp kalmamamız lazım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

olay quake, hldm, ag, tf, pk gibi hız, kafa, yetenek gerektiren komplike oyunları oynayamaması türklerin. daha doğrusu 5 dk oynadıktan sonra bir şeyler başaramayınca bırakıp cs'sine dotasına dönüyor, öyle 2 günde kendine uyan fov'unu bind'larını hedehodosunu ayarlamadan en basitinden strafe, bunny falan yapmayı öğrenmeden atlarsa hurra diye olmuyor tabii, sonra bir daha bu oyunların yüzüne bakmıyor. özet budur.

[ Mesaj 11 Mayıs 2007, Cuma - 15:02 tarihinde, Silphatos tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...