Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

14 Nisan 2007 Anıtkabir Yuruyusu..


gellidus

Öne çıkan mesajlar

said:
Apache, ben kimsenin dinini sorgulamadım, sorgulamam da. Fakat sorgulayan insan çok var. Ben kimsenin kimsenin dinine karışmamasından yanayım, aynı gerçek Laikliğin anlamında olduğu gibi. Fakat laikliği kafasına göre yorumlayanlar, insanları dinlerine göre değerlendiriyorlar.


said:
said:
Daha çok var ama bu kadar yazıyorum. Seni ayıplayıp, terslemiyorum senin bana yaptığın gibi. Bak çünkü bir de ne demiş:

Günahkârlara kızmayın, onları ayıplamayın, sabırlı olun onlara birer hasta gibi şefkatle yaklaşın, doğru yola gelmeleri için gıyaplarında dua edin.


said:
Atatürk'ü her alanda örnek alıyorsunuz, meclis'in açılışında dua okutturduğu konusunda hiç bir yorumunuz yok. Keşke en az onun kadar inançlı ve insanların ideolojilerine saygılı da olabilseniz.


başka bahara aragorn.

[ Mesaj 07 Nisan 2007, Cumartesi - 22:42 tarihinde, Apache tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ya aklım almıyor nasıl savunuyorsunuz..

Adam 3 yıl once param yok oglumu baskaları okutuyor diyor
3 yıl sonra oglan 2.5 milyon dolara gemi alıyor. Basbakan ne var yahu aylık aylık odeyecek harclığı ile diyor..

Bu sırada memura gelen maas enflasyonun altında

ASker sehit oluyor burası yan gelip yatma yeri değil diyor..

Terorun durumu belli

Ciftci anamız aglıyor diyor ananı al git diyor..
Ogluya gemiyi annesiyle aldılar heralde?

Adamın aleyhine haber yapanları - Saldım maliyeyi ustunuze goruceksiniz diye tehdit ediyor..

Dokunulmazlık kalkıcak dedi hani nerde cunku kaldırırsa biliyor hukumetin yarısının serefsiz oldugunu yarısı suclanır milletvekillikleri duser.. Yargıya guvenmıyoruz diyor dusunun cumhurbaskanı olunca yargıya getiricekleri heralde bundan sonra imamlar bakar davalara seriat kurallarina gore ceza verirler

kanıt lazım olursa söyleyin..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Tam emin olmamakla birlikte önceden bir kursu dokunulmazlığı vardı sonradan kapsamlı bir dokunulmazlığa donustu ama kim yaptı yada böylemiydi bilmiyorum..

Anayasanın 83. maddesi fln ilgili konu zaten sabahlayacağım bir suru yazmam gereken sey var bir ara bos bulunursam yazarım buraya..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

gellidusun dediklerine ek olarak, bir de tayyip beyin damadı var.

26 yaşında 2 milyar dolarlık şirketin başına genel müdür yapıldı. (Çalık Holdinge). resmen gülerle bu duruma.

Çalık Holdinge Samsun-Ceyhan boru hattı ihalesiz
olarak verildigini düşünürsek aslında bu tür rewardu fazla görmemek lazım tayyibin damadına.

Oglu için gerekli seyleri gellidus zaten söylemiş.

Kendi servertini de oglunun sünnetine takılan takılarla acıklayan bir baskanımız var bu arada. Böyle komik bir açıklama olabilir mi?

Dokunulmazlıkları kaldırma vaadi verip de, (söz versin vermesin hatta, muhalefet bile kaldırılsın die baskı yaparken) tek başına iktidar bir partinin dokunulmazlıkları kaldırmamasının nedenini bana kıvırtmadan akıllı ve mantıklı bir şekilde anlatabilecek bir babayigit varsa, tayyibi çankaya köşküne ben sırtımda taşırım.

Nerde iki yüzlülük, üç kagıt ve adam kayırmaca varsa, taşın altından her zaman bu adamlar cıkıyor.

[ Mesaj 08 Nisan 2007, Pazar - 09:56 tarihinde, Ceday tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

sana bişi diyimmi kurtlar vadisinin iyi yönüne özenirsen vatan millet senin için anandan babandan daha üstün bi varlık olarak gözükür. orda anlatılan tema aslında odur. ama gidipte millet vurmayı kırmayı birbirini bıçaklamaya özeniyo. ne tür bi toplum yarab ? iyilik sux hayvanizm rulz 4eva.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hasan Dudu'nun Malatya kamuoyunda devam eden 14 Nisan Mitingi tartışmaları ile ilgili değerlendirmesi:

said:
Haberleri okuyunca, özellikle de Malatya'daki "bir kısım sivil toplum örgütünün" yaptıkları basın açıklamasını okuyunca, gerçekten de hayretler içerisinde kaldım.14 Nisan 2007 günü Ankara'da son yılların (belki de son 30 yılın) en büyük mitingi düzenleniyor. Bu ifade bazılarına fazla iddialı gibi görünebilir, tarafsız bir değerlendirme olmadığı düşünülebilir. Ancak bu ifadenin mitingi düzenleyenlerin sözlerinden ziyade mitinge gösterilen tepkilerden yola çıkılarak dile getirildiğini hemen belirteyim. Bugüne kadar kaç miting için Başbakan çıkıp da "sokak hareketi" demiş, kaç miting iktidar partisini bu kadar rahatsız etmiştir? Aslında miting olmasa da bu kadar çok tepki alan bir sivil toplum eylemini herkes hatırlayacaktır: Sürekli aydınlık için bir dakika karanlık! Bu eylem 28 Şubat sürecini tetiklemiş, sonuçta da Refah Partisini iktidardan etmişti. Herhalde AKEPE kurmayları o günleri hatırlamış olacaklar ki, mitingi sabote etmek için ellerinden geleni yapıyorlar. Önce mitingi destekleyen 300'e yakın sivil toplum örgütünü bir araya getiren ADD genel başkanını karalamaya çalıştırlar. Baktılar ki olmuyor, yönetim kurulu üyelerine geçtiler. Elbette ekmek paralarını "din satarak" kazanan medya'da her zaman olduğu gibi AKEPE'nin tetikçiliğini yapmaya pek hevesli. İnönü üniversitesi ile ilgili olarak geçen hafta çıkarılan haberler de bunun bir yansıması.



Haberleri okuyunca, özellikle de Malatya'daki "bir kısım sivil toplum örgütünün" yaptıkları basın açıklamasını okuyunca, gerçekten de hayretler içerisinde kaldım. MÜSİAD'dan Hukukçular Derneğine, Ticaret ve Sanayi Odasından (ismini ilk kez duyduğum) Kredi Kefalet Kooperatifine, Komisyoncular Derneğinden Tabipler Odasına 15 sivil toplum örgütü bir ağızdan bağırıyor: Üniversite ilim irfan yuvasıymış da, siyasetten uzak durmalıymış; gençler mitinge gitmemeliymiş, oturup evde ders çalışmalıymış. Meğer ne çok seveni varmış İnönü Üniversitesinin! Bu efendiler oruç tutmadıkları için gençler öldürülürken, siyasi kavgalar yüzünden dersler yapılamazken kaç tane "basın açıklaması" yaptılar acaba? Ya da Ticaret ve Sanayi Odası Üniversite'ye kaç tane bina yaptırdı, kütüphanesine ne kadarlık katkısı oldu da şimdi çıkıp üniversitenin zarar görmesinden korktuğundan dem vuruyor? Üniversite öğrencilerinin derslerinden geri kalmasından korkan bu sivil toplum örgütlerimiz kaç liralık burs dağıtıyorlar bu öğrencilere? Ya da daha genel soralım: Bu öğrencilerin sorunları ile ilgili ne gibi çalışmalar yaptılar? Hiç! Bu zevatın üniversite ile ilgili olarak yaptıkları tek şey laf üretmektir. Üniversite yönetimine akıl vereceklerine biraz para verseler de, yerleşke içerisine öğrenci yurtları yapılabilse. Böylece bu kadar çok düşündükleri öğrenciler otobüslerde sürünmese, normalinin bir buçuk katı kira ödedikleri köhne evlerde yaşamasalar. Elbette bunu yapmazlar. MÜSİAD, MAKİAD ve Sanayi Odası gibi hali vakti yerinde sivil toplum örgütlerimiz ne hikmetse laf üretmekteki bonkörlüklerini üniversiteyi geliştirecek projelere maddi destek sağlamak konusunda gösteremiyorlar.

Hadi maddi destek konusunu bir tarafa bırakalım. İnönü üniversitesinin kadro sıkıntısını herkes biliyor. Kadro yasası olmadığı için hastanedeki temizlik görevlisinden doktorasını bitirmiş bilim insanına kadar yüzlerce kişi kadro sıkıntısı çekiyorlar. Peki bu zevat, bu konuda bir basın açıklaması yaptı mı? Tam tersine neredeyse bütün üniversitenin sıkıntı çekmesine sebep olan malum zatı alkışladılar. Sebep? Çünkü bu zevatın derdi üniversite ya da öğrenciler değil. Bu zevatın hesapları başka. Kimisi belediye başkanı olmanın, kimisi devlet ihaleleri almanın, kimisi devlet bankasından kredi almanın, kimisi kayısıya destek ödemesi yapılmasının hayallerini kuruyor. Öyle olmasa, bu kadar çok düşündükleri üniversite öğrencilere ders anlatacak, hizmet edecek olan insanların kadro almasını engelleyen zat'a karşı bir girişimde bulunurlardı.

Üniversite son yıllarda Türkiye'nin dört bir tarafındaki akademisyenlerin gıpta ile baktığı bir değişim geçirdi. İnönü üniversitesi gerçek anlamda bir Cumhuriyet üniversitesi oldu. Bu değişimi gerçekleştirmek için canla başla çalışan üniversite personelinin ve öğrencilerinin çektiği sıkıntıları, bırakın hafifletmek için çalışmayı, arttırmak için ellerinden geleni artlarına koymayanların, üniversite ile ilgili kestikleri "ahkamı" elbette kimse dinlemeyecektir. Bugün Türkiye'nin dört bir tarafındaki pek çok üniversite İnönü Üniversitesini, geçirdiği değişimi, öğrencilerinin toplumsal bilinç düzeylerini ve Cumhuriyete sahip çıkmak konusunda gösterdikleri duyarlılığı hayranlıkla izlemektedir. Diğer taraftan Malatya'ya tek katkıları bu tip mesnetsiz açıklamalarla ortalığı germekten başka bir şey olmayan mevz-u bahis açıklamanın imzacısı sivil toplum örgütlerinden kimsenin, kendi ideolojilerinde olanların bile haberi yok. Çünkü bu örgütler asıl işlerini yapmamakta ancak "sağa sola laf yetiştirmektedirler". Tabip Odası Malatya'ya bir hastane daha kurulması için ne yapmıştır? Ticaret ve Sanayi odası ekonomik krizlerde üyelerinin daha az etkilenmesi için ne yapmıştır? Malatya'ya yatırım yapılmasını sağlamak için ne yapmıştır? Ziraat Odası kayısı üreticisinin hangi derdine derman olmuştur? Web sitelerinde bu konularda hiçbir şey yok!Bakanlara yapılan konuşmaları saymazsak tabii. Umarım bu yazıdan sonra bir basın açıklaması da bu konuda yaparlar.

Yaptıkları açıklamada üniversitenin siyasetle uğraşmamasını isteyen bu kurumlarımız lafı "herkes kendi işine baksın" demeye getiriyorlar. Ancak yukarıda da anlattığımız gibi kendileri işlerini yapmıyorlar. Bunun ötesinde, yaptıkları açıklama aslında bu zevatın üniversiteye bakış açısını da yansıtıyor. Onlara göre üniversite dediğin "yüksek lise" gibi olmalı. Halbuki Türkiye siyasetinde üniversitelerin oynadığı rolü herkes çok iyi bilir. Dış kaynaklar tarafından güdülenmediği sürece de ülke için çok faydalı olmuştur. Unutulmamalıdır ki Türkiye'deki aydınların en yoğun olarak bulunduğu kurumlar üniversitelerdir. Üniversite hocası sadece "öğretmen" değildir, aynı zamanda aydındır ve bununla ilgili sorumlulukları vardır ve aydın olmanın getirdiği bu sorumluluk kendi üyelerinin çıkarlarını savunmak için kurulmuş olan odalar, dernekler, birlikler vs... kurumların hissettiği sorumluluktan daha fazladır. Onun için de tepkileri önemlidir. Aynı şey üniversite öğrencileri için de geçerlidir. Üniversite öğrencisinin lise öğrencisinden farkı da budur zaten. Üniversite öğrencisi dünyayı anlamalı, ülkesi üzerinde oynanan oyunları görmeli ve tepkisini dile getirmelidir. Gerektiği zaman meydanlara inerek kendisine emanet edilen Cumhuriyete sahip çıkmalıdır.

Yapılan açıklamada gerçekten çok "komik" bir hava var. Açıklamayı okuyunca AKEPE'nin, Başbakanın Bursa'daki mitingine İstanbul'daki lise öğrencilerini "sizi gezmeye götürüyoruz" diye kandırıp zorla götürmeleri geldi aklıma. Açıklamada, üniversite öğrencileri kandırılıyormuş gibi bir hava var. Elbette herkes biliyorlar kimsenin o yaştaki gençleri kandırıp zorla mitinge götüremeyeceğini. Bunun için korkuyorlar zaten. İnönü Üniversitesi öğrencilerinin kimsenin zorlaması olmadan otobüsleri tıklım tıklım dolduracağını bildiklerinden, özlemi içinde oldukları "sistemi" kurmalarına bu geçliğin izin vermeyeceğini bildiklerinden korkuyorlar. M. Kemal'in Cumhuriyeti emanet ettiği gençlerin emanete hıyanet etmeyeceklerini gördükçe korkuyorlar. Kafalarına 1980'lerde kazınan "dersine çalışan ve ülke sorunları ile ilgilemeyen gençlik" tabusunun yıkıldığını, yıkılırken de bir takım örümcek ağlarını yerle bir ettiğini görünce ürperiyorlar. Korkmakta da haklılar. Artık sindirilmiş bir gençlik yok karşılarında. Artık haksızlıkları, yolsuzlukları, gericiliği, baskıyı sineye çekip susan bir gençlik yok. Yabancı güçlerin güdümünde ülkeyi kaosa sürükleyecek bir gençlik yok. Aksine ülkeyi kaosa sürüklemek isteyen yabancı güçlere fırsat tanımayacak bir gençlik var.

Evet! Çok açık ve net söylüyorum: GENÇLİKTEN KORKUYORLAR.

link

[ Mesaj 08 Nisan 2007, Pazar - 22:41 tarihinde, Bone tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
yolumu bulamam ben zangır zangır bağırdım beraber gidelim diye yok.tek başıma da gitmem yani.nese artık başka sefere.

yav ben istanbula gittiğimde bile tek başıma yolu bulabiliyorum, sen nasıl bulamıycaksın.
tarif etsek (şu otobüse bin şurda in gibi) gene mi bulamassın?
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Yapılan en zararsız bir darbe bile ülkenizin 5 ile 10yıl arasında gerilemesine sebeb verir.. darbe diyenler için diyorum..
diğer şeylere hiç karışmayacağım.. Bu konularda kimse birbirini ikna edemez çünkü herkez aslında sabit fikirlidir..

Önemli olan şey.. Bizim için iyi olanı düşünüyor olmak..
Belli bir kesimin yada x kuruluşların değil.. Bizim yani Türk toplumunun..

Akp yi sen ben biz beğenmiyoruz belki tamam.. Ama onu başa getiren bir toplumun içindeyiz.. Hiçbir zaman herkez mutlu olamaz ki..
Çok insanda tanıyorum, seçim zamanı oyunu şuanki iktidara verip sonrasından lanet eden..

Darbe lafını ağzınıza almak bile ürkütücüdür.. Ailelerinizden biraz sokaklarda darbenin etkisine dair şeyleri sorun. Tüyleriniz diken diken olucak..
Gerilemekten bahsetmeyelim bile.. Çünkü kanıtlanmış birşey.. Her ülkede ne zaman darbe oldu ise o ülke gerilemiştir..

Oy kullanma hakkına sahip arkadaşlar lütfen boş oy kullanmayın. Sonra üzülüyoruz işte.. Hakkımızda umarım en iyisi olur.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Postmodern darbe yapıcak bir örgütlenme var ise yapılabilir pek tabi ama yaşayamadan ezber olmadığına inanmıyacağın için üstelemiyeceğim bunu..

İstanbula yaşadığım için maksimum camımıza bayrak asıp burdan destek verebilicem ama tahminim İstanbul boş durmaz aynı zamanlarda bir akitvite içine girerler.. Girerlerse ordayım.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...