Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

18 Mart Şehitler Günü ve Çanakkale Zaferi


Llama

Öne çıkan mesajlar

''...Size ben taarruz emretmiyorum,ölmeyi emrediyorum.Biz ölünceye kadar geçecek zaman zarfında yerimize başka kuvvetler ve kumandanlar kaim olabilir''...

''Benimle birlikte burada savaşan bütün askerler kesinlikle bilmelidir ki bize verilen namus görevi,ni bütünüyle yerine getirmek için bir adım geri gitmek yoktur.Uyku ve dinlenme aramanın,bu dinlenmeden yalnız bizim değil,bütün milletimizin sonsuza kadar mahrum kalmasına sebebiyet verebileceğini hepinize hatırlatırım.Bütün arkadaşlarımın aynı fikirde olduklarına ve düşmanı tamamen denize dökmedikçe yorgunluk eseri göstermeyeceklerine şüphe yoktur.''

''Mütekabil siperler arasında mesafemiz sekiz metre,yani ölüm muhakkak,muhakkak...Birinci siperdekiler,hiçbiri kurtulmamacasına kamilen düşüyor,ikincidekiler,onların yerine gidiyor.Fakat ne kadar şayanı gıpta bir itidal ve tevekkülle biliyor musunuz?Öleni görüyor,üç dakikaya kadar öleceğini biliyor,hiç ufak bir fülur bile göstermiyor;sarsılmak yok!Okumak bilenler ellerinde Kur'an-,i Kerim,cennete girmeğe hazırlanıyorlar.Bilmeyenler kelime-i şehadet çekerek yürüyorlar.Bu,Türk askerlerindeki ruh kuvvetini gösteren şayanı hayret ve tebrik bir misaldir.Emin olmalısınız ki Çanakkale harebesini kazandıran,bu yüksek ruhtur.''


Mustafa Kemal ATATÜRK ...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ÇANAKKALE ŞEHİTLERİNE
Şu Boğaz harbi nedir? Var mı ki dünyada eşi?
En kesif orduların yükleniyor dördü beşi,
Tepeden yol bularak geçmek için Marmara'ya
Kaç donanmayla sarılmış ufacık bir karaya.

Ne hayâsızca tehaşşüd ki ufuklar kapalı!
Nerde -gösterdiği vahşetle- "Bu bir Avrupalı!"
Dedirir: Yırtıcı, his yoksulu, sırtlan kümesi,
Varsa gelmiş, açılıp mahbesi, yâhud kafesi!

Eski Dünya, Yeni Dünya, bütün akvâm-ı beşer,
Kaynıyor kum gibi... Mahşer mi, hakikat mahşer.
Yedi iklimi cihânın duruyor karşısında,
Ostralya'yla beraber bakıyorsun: Kanada!

Çehreler başka, lisanlar, deriler rengârenk;
Sâde bir hâdise var ortada: Vahşetler denk.
Kimi Hindû, kimi yamyam, kimi bilmem ne belâ...
Hani, tâ'ûna da zuldür bu rezil istilâ!

Ah, o yirminci asır yok mu, o mahhlûk-i asil,
Ne kadar gözdesi mevcud ise, hakkıyle sefil,
Kustu Mehmetçiğin aylarca durup karşısına;
Döktü karnındaki esrârı hayâsızcasına.

Maske yırtılmasa hâlâ bize âfetti o yüz...
Medeniyyet denilen kahbe, hakikat, yüzsüz.
Sonra mel'undaki tahribe müvekkel esbâb,
Öyle müdhiş ki: Eder her biri bir mülkü harâb.

Öteden sâikalar parçalıyor âfâkı;
Beriden zelzeleler kaldırıyor a'mâkı;
Bomba şimşekleri beyninden inip her siperin;
Sönüyor göğsünün üstünde o arslan neferin.

Yerin altında cehennem gibi binlerce lâğam,
Atılan her lâğamın yaktığı yüzlerce adam.
Ölüm indirmede gökler, ölü püskürmede yer
O ne müdhiş tipidir: Savrulur enkâz-ı beşer...

Kafa, göz, gövde, bacak, kol, çene, parmak, el ayak,
Boşanır sırtlara, vâdilere, sağnak sağnak.
Saçıyor zırha bürünmüş de o nâmerd eller,
Yıldırım yaylımı tûfanlar, alevden seller.

Veriyor yangını, durmuş da açık sinelere,
Sürü halinde gezerken sayısız tayyâre.
Top tüfekten daha sık, gülle yağan mermiler...
Kahraman orduyu seyret ki bu tehdide güler!

Ne çelik tabyalar ister, ne siner hasmından;
Alınır kal'a mı göğsündeki kat kat iman?
Hangi kuvvet onu, hâşâ, edecek kahrına râm?
Çünkü te'sis-i İlâhî o metin istihkâm.

Sarılır, indirilir mevki'-i müstahkemler,
Beşerin azmini tevkif edemez sun'-i beşer;
Bu göğüslerse Hudâ'nın ebedî serhaddi;
"O benim sun'-i bedi'im, onu çiğnetme" dedi.

Âsım'ın nesli... diyordum ya... nesilmiş gerçek:
İşte çiğnetmedi nâmusunu, çiğnetmeyecek.
Şûhedâ gövdesi, bir baksana, dağlar, taşlar...
O, rükû olmasa, dünyâda eğilmez başlar...

Vurulmuş tertemiz alnından, uzanmış yatıyor,
Bir hilâl uğruna, yâ Rab, ne güneşler batıyor!
Ey, bu topraklar için toprağa düşmüş, asker!
Gökten ecdâd inerek öpse o pâk alnı değer.

Ne büyüksün ki kanın kurtarıyor Tevhid'i...
Bedr'in arslanları ancak, bu kadar şanlı idi.
Sana dar gelmeyecek makberi kimler kazsın?
"Gömelim gel seni tarihe" desem, sığmazsın.

Herc ü merc ettiğin edvâra da yetmez o kitâb...
Seni ancak ebediyyetler eder istiâb.
"Bu, taşındır" diyerek Kâ'be'yi diksem başına;
Ruhumun vahyini duysam da geçirsem taşına;

Sonra gök kubbeyi alsam da ridâ namıyle,
Kanayan lâhdine çeksem bütün ecrâmıyle;
Mor bulutlarla açık türbene çatsam da tavan,
Yedi kandilli Süreyyâ'yı uzatsam oradan;

Sen bu âvizenin altında, bürünmüş kanına;
Uzanırken, gece mehtâbı getirsem yanına,
Türbedârın gibi tâ fecre kadar bekletsem;
Gündüzün fecr ile âvizeni lebriz etsem;

Tüllenen mağribi, akşamları sarsam yarana...
Yine bir şey yapabildim diyemem hatırana.
Sen ki, son ehl-i salibin kırarak salvetini,
Şarkın en sevgili sultânı Salâhaddin'i,

Kılıç Arslan gibi iclâline ettin hayran...
Sen ki, İslâm'ı kuşatmış, boğuyorken hüsran,
O demir çenberi göğsünde kırıp parçaladın;
Sen ki, ruhunla beraber gezer ecrâmı adın;

Sen ki, a'sâra gömülsen taşacaksın... Heyhât!
Sana gelmez bu ufuklar, seni almaz bu cihât...
Ey şehid oğlu şehid, isteme benden makber,
Sana âguşunu açmış duruyor Peygamber...

Mehmet Akif Ersoy
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Çanakkale Türküsü

Çanakkale içinde vurdular beni
Ölmeden mezara koydular beni
Of gençliğim eyvah
Çanakkale köprüsü dardır geçilmez
Al kan olmuş suları bir tas içilmez
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde aynalı çarşı
Anne ben gidiyorum düşmana karşı
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde bir dolu testi
Anneler babalar ümidi kesti
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım yan basa basa
Ciğerlerim çürüdü kan kusa kusa
Of gençliğim eyvah
Çanakkale içinde sıra söğütler
Altında yatıyor aslan yiğitler
Of gençliğim eyvah
Çanakkale'den çıktım başım selamet
Anafarta'ya varmadan koptu kıyamet
Of gençliğim eyvah
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

uzulerek su anda layik olamadigimizi dusunuyorum insallah bizim devrimiz geldiginde layik olacagiz hele yurt disinda yasayan biri olarak burdaki turklerden ozellikle (genellestirme yapmak dogru degil iyileri de var) tiksiniyorum ama onlarin cocuklari bizim gelen nesil fena degiliz durun bakalim bir bu arada tum sehitlerimize Allah'tan rahmet diliyorum onlarin sayesinde variz mukemmel inanilmaz bir savas bu arada bir noktaya daha deginmek istiyorum ki bu inanilmaz savasin ve mucize kazancin reklamini hic iyi yapamiyoruz fransizlar arkalarina bile donmeden kactiklari vatanlarini ingiliz ve amerikalilarin kurtardigi savas icin bile yuzlerce muze acmis durumda bir suru seyler yapiyorlar hem turist cekiyor hem tanitim hem de unutturmuyorlar elimizde daha degerlisi varken kilimizi kipirdatmiyoruz ayrica Ataturk'un burda olen yabanci askerleri de nasil sahiplendigini unutmamamiz lazim ona da degineyim dedim

[ Mesaj 17 Mart 2006, Cuma - 14:53 tarihinde, Forseti tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Sayılarla çanakkale
+ Fiilen 3 Kasım 1914'te başlayan Çanakkale Savaşları 9 Ocak 1916 tarihinde İtilaf Devletleri'nin çekilmesiyle sona erdi. Çanakkale'de ortaya çıkan rakamlar savaşın ne kadar şiddetli geçtiğini anlatmaya yetiyor. Yaklaşık bir yıl süren çarpışmalar sonucunda İtilaf Devletleri 252 bin kayıp verirken, Osmanlı Devleti ise 251 bin şehit verdi.

+ 3 Kasım 1914'te Seddülbahir Kalesi'ndeki cephaneliğe yapılan saldırıda 5 subay 83 er şehit oldu. Bunlara "ilk şehitler" deniyor.

+ Rumeli Mecidiyesi'nde görev yapan Topçu er Seyit 275 kilo 600 gram ağırlığındaki top mermisini tek başına kaldırıp namluya sürerek ateş etti; Queen Elizabeth mayın gemisi sulara gömüldü.

+ 19 Mayıs 1915'te cepheye katılan 100 kadar İstanbul Tıp Fakültesi öğrencisi 3 saat içinde şehit düştü. İstanbul Tıp Fakültesi 1921 yılına kadar hiç mezun veremedi.
+ Karşılıklı siperlerin en yakın mesafesi 5 metre olduğu halde çatışmalar sürdü.

+ Savaşta 60 İngiliz uçağına karşılık 22 Türk uçağı bulunuyordu.

+ İngilizler 205 bin, Fransızlar 47 bin kayıp verirken İtilaf Devletleri'nin toplam kaybı 252 bin olarak tespit edildi.

+ İngiltere (sömürge askerleri dahil) savaşa 469 bin askerle katıldı.

+ O gün için 700 bin Türk askeri bulunuyordu.

+ Osmanlı Devleti toplam 251 bin şehir verdi. 10 bin askerimiz kayıp.

+ Savaşta 57. Alay'ın bütün mensupları şehit düştü. Bir daha 57. Alay kurulmadı. Bu Alay'ın sancağı halen Avustralya Savaş Müzesi'nde sergilenmektedir.

+ 25 şehitle Kastamonu'nun Güzlük köyü en fazla kayıp veren köy olarak kayıtlara geçti.

+ En çok şehit veren ilk beş ilin sıralaması ise şöyle: Bursa 3274; Balıkesir 3003; Konya 2683; Kastamonu 2527; Denizli 2258.

+ İstanbul 1908 şehit verirken bu savaşla birlikte adı tarihe geçen Çanakkale ise 1876 şehit verdi. Tabii burada diğer illerden alınan askerlerin Çanakkale dışındaki cephelere gönderilmesi gerçeği de göz ardı edilmemeli.

+ Savaş sırasında Saroz Körfezi'ne 300 kadar Yunan asker çıkarıldı ancak bunlar korktukları gerekçesiyle tekrar geri gönderildi.

+ İtilaf Devletleri safında 600 kişiden oluşan Siyon Katırcılar Birliği de savaşa katıldı.

çanakkaleyi savunan mehmetler:


[ Mesaj 17 Mart 2006, Cuma - 15:15 tarihinde, karakedi tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

slm ben çkalede oturuyorum. biz ataturkun bıraktıgı bu kutsal cumhuriyete layık deiliz diyen arkadaşlara katılıyorum.
şehtiler diyarında oturmamıza raamen burdaki gençliğin aklı bi karış havada. Hala dersanesi tatil olcak diye sevinenler, provaya okul kaynatma gozuyle bakanlar war bu şehirde hiç kıymet bilmiyorlar
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Birkaç resim buldum Türk - Anzak resimleri...








Arkadaşlar şu da kesin ki bizim için ölen atalarımız kadar da orada bir hiç uğruna evinden binlerce kilometre ötede olmuş olan Anzak'lara da saygı duymalıyız.

Sonuçta onlar da İngiliz ve Fransız zoruyla ve oyunlarıyla evlerinden ayrılmış,kilometrelerce ötede can vermişlerdir.

Şu an Dünya'da belki Türkleri en çok seven halk Avustralya ve tıpkı burada olduğu gibi orada da Atatürk,Gelibolu Şehitleri vs. parkları bulunuyor ve onlar sadece kendi ölüleri değil , bizim ölülerimiz içinde yas tutuyor.Bizde onlara saygı gösterelim.

Demiyorum İngilizlere,Fransızlara süper çünkü şerefsiz olan onlardı.Ama ölen genç Anzak askerlerinin bizim askerlerimizden ne farkı vardı?

Orada ölen tüm askerler ve atalarımız.Allah rahmet eylesin !

Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bugun okulda saygı duru$unda cinnet geçirecektim neredeyse arkamdaki hayvan oğlu hayvanlar saygı duru$unda geyik yapıolardı,gülüyorlardı falan saygı duru$undan sonra psikopata bağlanmaya ramak kala arkada$n hocalar müdahale etti elemanları iyi bi tokatladılar sonra disipline götürdüler sanırım..
$ehitlerimizin kemikleri sızlıyordur sanırım :(
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

said:
Orijinal Metin

"THOSE HEROES THAT SHED THEIR BLOOD AND LOST THEIR LIVES... YOU ARE NOW LYING IN THE SOIL OF A FRIENDLY COUNTRY. THEREFORE REST IN PEACE. THERE IS NO DIFFERENCE BETWEEN THE JOHNNIES AND THE MEHMETS TO US WHERE THEY LIE SIDE BY SIDE HERE IN THIS COUNTRY OF OURS...

YOU, THE MOTHERS, WHO SENT THEIR SONS FROM FAR AWAY COUNTRIES, WIPE AWAY YOUR TEARS; YOUR SONS ARE NOW LYING IN OUR BOSOM AND ARE IN PEACE. AFTER HAVING LOST THEIR LIVES ON THIS LAND THEY HAVE BECOME OUR SONS AS WELL."

( Atatürk, 1934 )



"Bu memlekette kanlarını döken kahramanlar! Burada bir dost vatanın toprağındasınız huzur içinde uyuyunuz. Sizler Mehmetçiklerle yan yana, koyun koyunasınız.

Uzak diyarlardan evlâtlarını harbe gönderen analar, gözyaşlarınızı siliniz. Evlâtlarınız bizim bağrımızdadır. Huzur içindedirler, onlar bu topraklarda canlarını verdikten sonra artık bizim evlâtlarımız olmuşlardır."

( Mustafa Kemal ATATÜRK, 1934 )

[ Mesaj 18 Mart 2006, Cumartesi - 01:12 tarihinde, OffChu tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

inanin orda olmayi kimse istemezdi...bugun gelibolu adli filmi izledim(evet biraz gec tabi ama sonucta izledim ve bundan bahsetmek istiyorum) ve ordaki sartlari gordugumde gercekten orada canlarini verenler icin buyuk bir uzuntu duydum...yiyecekler sinekli,temizlikten eser yok,tuvaletler temizlenmiyor,toplarla parcalanan cesetler,cesetlerden yayilan pis kokular... ve daha bircok zor kosullar altinda o savas kazanildi,yabanci askerlerin yazdigi mektuplarda bile onlarin orada olmayi asla istemedikleri,o olaylari asla yasamak istemedikleri anlatilmis...hickimseninde onun benzeri olaylar yasamasini istemem...
Huzur icinde yatsinlar.

[ Mesaj 18 Mart 2006, Cumartesi - 05:10 tarihinde, Elan_Morin tarafından güncellenmiştir ]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
×
  • Yeni Oluştur...