Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

::Günlük::


AshK

Öne çıkan mesajlar

"Delikanlı pasonu gösterir misin?"

"Delikanlı"

"Delikanlıııı"

Delikanlı yıl boyunca hiç işitmemiştir bu isteği ve yine işitmemek ister, işitmemezlikten gelircesine otobüsün derinliklerine akmaya çalışır... derken o da ne? Boş bir koltuk, üstelik otobüse bindikten hemen üç koltuk sonra, yani şöförün 3 koltuk arkası.

İşte günümün hatası buydu. O koltuğa oturmak. Oturur oturmaz elimde tuttuğum kitabı açıp okurmuş gibi yapmaya değil direkt okumaya başladım. Hem zaten okuyacaktım. Çevremdeki kurumuş kadınlar delikanlı sana sesleniyor demeye başlayınca başarısız olacağımı tahmin etmiştim de gene de kitap kurdu maskemi indirmemiştim. Ah keşke kulaklığım olsaydı... Onu bırak çok mu lazımdı oraya oturmak sanki. Şöförün sesi kesilene kadar otobüsün dibine gitmek daha akıllıca değil miydi, akıllıca değil direkt olması gerekendi. Oraya oturmak aptalca oluyordu bu durumda; olmaması gereken bile değil. Ve aptalca bir eylemi gerçekleştirdikten sonra kitap okuyarak bu aptallıktan kurtulamayacağımı anladım. Şöför inatçı çıktı, yolcular duyarlı. Yarım dakika sonunda yanımdaki kadın eliyle delikanlı sana sesleniyor dedi. "He, hö?!" surat haliyle kalktım gittim şöförün yanına. Kentkartımdan yarım lira daha düşülmesine izin verecektim. Üstelik yerimi kapacaklardı. Yer önemli değildi gerçi. "Lan!" dedim kendime, madem önemli değildi ne diye oturdun oraya devam etseydin ya!?.

***

Evet, elbette öğrenci tarifesini kullanarak ulaşımdan yararlanan herkesin bence de pasosunu göstermesi gerekir şöför amcalara, gişe memurlarına vs. Hani ufaklık da değiliz artık, babamın tabiriyle evlensek çocuğumuz olacak. O yüzden sorulmalı bu paso denilen hede.

Şikayetçi olduğum nokta zaten pasonun yıl boyunca yalnızca bir kaç kez sorulması. Dolayısıyla "nasolsa sormuyorlar lan verilir mi 15ytl şimdi öğrenci kartına" şeklinde yaklaşıyorum her sene başında öğrenci kartı almaya. Ancak nasıl bir insansam sordukları zaman da sinir olmadan duramıyorum işte. Veletken daha çok sinir olurdum "lan belli değil mi çoluk çocuğuz işte" der bildiğim küfürleri sayardım içimden. Bugünse şöföre pek sinir olamadım işte, adam basbaya haklıydı. Sorun lan hep işiniz ne anasını satayım deyiverdim içimden.

Seneye alcam pasomu.

Hatıra diye, çaktırma.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Günlük;

Şu an inanılmaz sinirliyim 2 senedir ilk defa böyle oluyo. Birazdan annemin üstüne atlicam salak salak konuşuyo bik bik kafamda sabahtan beri. Küfür etmek istiyorum edemiyorum edersem kesin birbirimize giricez. Çıkıcam gidicem evden başıma bi sürü iş çıktı zaten sıcağın ortasında..Windows'un da...!

aha geldi bak yine bilgisayar lazım diye
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

günaydın günnük;

Şu an kalemlerim akmış, rakun olmuş bi biçimde yazıyorum :)
2.5 senenin üstüne tekrar burjuva alemlere akarak bu olayı sevmediğimi bi kere daha farkettim. 40 milyonluk bir şeye 400 milyon veriyosun..türkçe müzik çalıyolar eğlenemiyosun..arkadaşların zorla topuklu mopuklu giydiriyolar can çekişiyosun bütün gece..oturup bira içsen naapıyo lan bu vodka red bull varken türü bakışlar yiosun ahah..bi de üstüne 1 milyardan aşaa hesap vermiyosuun..ne kadar mantıklı dimiiiii

Dün evlat acısı gibi girdi valla günlük..neyse artık evde oturucaz napalım..zaten annemler de gidiyo pazartesi. Bilgisayarımı da hala düzeltemedim bugün çıkiyim de onu hallediim bari.

Ayrıca beyaz peynir gerçekten güzel bi olay ya.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Öncelikle merhabalar, bay ya da bayan günlük. Sizinle tanışmak
beni mutlu etti, onurlandırdı. Sanki eskiden beri tanıyormuşcasına içimi dökebilirim sanırım size.

Artık konuya gireyim. Yarım saat sonra evden çıkıp tatile doğru yol alacağım. Yanımda arkadaşlarım hatta kardeşlerim olacak da diyebilirim. Çünkü her birini 15'er sene civarında tanıyorum ve bugüne kadar kötülüğümü isteyecek bir eylemde bulunmadılar. Sanırım bu da benim tezimi haklı çıkarıyor. Ancak tabi insanoğlunun ne yapacağı belli olmaz. Kesinlik kazandırmayayım en iyisi. :)

Sevgili günlük, arkadaşlarım 1 haftadır bu tatilin planını yapıyorlar. Yüzlerindeki heyecanı, mutluluğu, rahatlığı görsen inanılmaz. Tüm sorunlardan arınılmış bir vaziyette tatile çıkacaklar. Akıllarında tek bir soru işareti bile olmadan hemde. Bense biraz saçma bir haldeyim. Anlayamadığım bir durağanlığın zirvesindeyim bugünlerde. Biliyormusun ben eskiden böyle değildim. Beynimi sanki yediler de böyle oldum gibiyim. Hareketli, sevecen, saçmalayan ama arkadaşlarının sevgisini kazanmış saf, zeki olmayan çocuk nerede diyorum kendi kendime? Bakıyorum şu an ki halime çok uzağım ondan. Ama pişman değilim biliyor musun. O duyguyu da yitirdim ne yazık ki. Yaptığım hataları dahi kabullenmiyorum. İğrenç birşey oldum ben galiba.
Aklıma geldi de; eskiden annemden 2-3 gün ayrı kalmak çok koyardı. Onu özlerdim. Anneme sarılmayı hele çok özlerdim. Sonra o geldiğinde eve neşe gelir gibi olurdu. Herşeyi unuturdum bir anda. Sonra büyüdüm, değiştikçe değiştim. Ama benliğimi henüz kaybetmemiştim ta ki son bir sene öncesine kadar. Anlamıyorum günlük. Gerçekten anlamıyorum bana ne olduğunu. Biri büyü mü yaptı diye dahi düşünüyorum bazen. Çünkü ben böyle değildim. Arkadaşlarım benle biraz muhabbet etmeye başladıktan sonra ne oldu sana, neyin var, kime aşıksın demeye başlıyorlar. Ama bu öyle birşey değil. Sorunum yokken sorunlu gibi gözüküyorum. Niye diyemiyorum. Birşeyim yok dediğimde kimse inanmıyor. Günlük ilgi çekmeye çalışacak yaşı çoktan geçtim. Sakın bunu aklından geçirme. Sana bu anlatıyorum . Çünkü seni tanımıyorum, Sen de beni. Bu sebeple bilmen de sakınca yok.

Kaybediyorum birşeyleri. Yapmacıklaşıyorum. Tepkilerim, sanki şarkıcı, manken birinin yaptığı oyunculuğa benziyor. Gülüyorum ama ıkına ıkına. Tartışmaya girdiğimde hemen pes ediyorum ne yararı olacak diye. Ağlamam gereken bir yerde ağlıyorum ama hiç bir acı hissetmeden. Anlamıyorum günlük ne oluyor bana...

Annemi 1 haftadır görmüyorum ve tatile çıktığımdan dolayı 1 haftada öyle göremeyeceğim. Ancak biliyor musun, özlemedim onu. Yani içimdeki kıpırtı ona karşı bile kalmadı. Aklıma gelen sadece onun yemekleri oluyor.Çünkü evde yediğim tek şey makarna. Keşke o güzelim ev yemeklerini yiyebilsem diyorum sadece. Ne acı değil mi? Bir insanın hayvanlaşması bu kadar. Ama gene de seviniyorum. En azından bir şeyleri umut ediyorum. Övünmeli miyim acaba?

Neyse, senin de kafanı şişirdim ama bunları bir yerlere yazmaya ihtiyacım vardı; ileride belki gülerek okurum diye. Umarım neden bu kadar samimi olduk diye şikayet etmiyorsundur içinden bana karşı. Ancak ben sana güvendim. Çünkü senin sayfalarında tükenmiyor, gururun da incilmiyor. Doğru kararları sana yazdıklarımdan çıkarabileceğim. Senin sayende kendimi tekrar değerlendirebileceğim. Yargıla beni günlük...

Ha bu arada 10 dakikam kalmış. :) Hoşçakal günlük. Sana Afyon'dan lokum falan getiririm artık.
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Misafir
Bu konu yeni mesajlara artık kapalıdır.
×
×
  • Yeni Oluştur...