Jump to content
Forumu Destekleyenlere Katılın ×
Paticik Forumları
2000 lerden beri faal olan, çok şukela bir paylaşım platformuyuz. Hoşgeldiniz.

Sin City


CrayTotem

Öne çıkan mesajlar

ehe tarantino'nun kill bill'i, özellikle de ikinci bölümü, eski filmleriyle kıyaslandığında fiyasko bence. beklentilerimizi hep en üst düzeyde tutan bir adam, çünkü gerçekten ilk iki filmiyle ortalığı darmadağın etti, ama jackie brown'dan sonra devamı gelmedi bana sorarsanız.

yalnız hero filmi tarantino ismini kullanarak bişeyler yapmaya çalışmadı, kendi ülkesinde zaten yeteri kadar hasılat yapmıştı, tarantino sadece dağıtımını üstlenmek istedi çünkü hayatında izlediği en iyi filmlerden biriydi, eh bu konuda ona katılmamak elde değil zaten.

bu filme yardımcı olması da o 1$ geyiği zaten, tarantino isim yapma çabasına girmek isteyecek son kişidir sinema dünyasında :)[signature][hline]parce que moi je rêve, moi je ne le suis pas..
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ah hakikaten film baya iyiydi. Hulktan sonra beğendiğim ikinci çizgi roman uyarlaması oldu. O kullanılan teknikler falan cuk oturmuş, elijah ın ilk görünğü sahnede o bembeyaz gözlükleri hangimiz unutabileceğiz :).

Del toro'nun rolünün biraz sönük kaldığını söyleyebilirim ama özellikle renk kullanımlar süperdi. Beyaz kanlara bittim yahu çok iyiydi.

Bazı sahnelere dondurup da baksan o çizgi roman estetiği doğrudan ortaya seriliyordu. Özellikle onları durdurup birleştiresim geldi içimden.

Kısa kaldı ama benim için, sonradan 2. ve 3.sünün geleceği haberlerini okuyunca yüreğime su serpildi.

Gidip görmek lazım.[signature][hline]Follower Of Cyric,Prince Of Lies; Blog
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

harika bi film, kesin izlenmesi lazım. film hakkında ekşi sözlüğe yazdığım uzun yorumum (merak etmeyin spoiler yok):



"çizgiromanını ne okumuştum, ne de hikayesini biliyordum. birkaç hafta önce sinema salonlarında afişlerini görmüştüm. bruce willis'i elinde kallavi bir silahla görünce "hmm sanırım bu filme gidilir" demiştim. film hakkında sözlükten hiç yorum okumamıştım, sadece geçen gün orqan'la konuşurken "film çizgiroman havasında, ona göre izle" demişti. dün sinemaya gittiğimde filmin 1 saat 45 dakika içinde beni çizgiromana hayran bırakacağını tahmin edemezdim. hayır sevmek değil, hayran bırakmak resmen. bu kadar aksiyon dolu, insanı kendine sardıran bir hikaye, insana helal olsun dedirten birbirinden karizma 3 farklı karakter...

evet 1 saat 45 dakika içinde karar verdim, dahiyane bir fikir: polis gücünün sokaktaki belalar karşısında aciz kaldığı, kanunların neredeyse işlemediği, roark adlı bir senatör ve din adamı olan kardeşinin sözünün geçtiği, sokakların mafyaya, sokak fahişelerine ve serserilere ait olduğu, ölümün sokaklarda kol gezdiği, cehennem gibi bir şehir! basin city the sin city!
bir fahişe uğruna ortalığı dağıtan, şehrin en önemli ve güçlü şahsiyetlerine kafa tutan, ölmez yenilmez marv adlı bir serseri; arkadaşlarını onlara hükmetmek isteyen çetelerden korkusuzca savunan dwight adlı belalı bir adam; işlemediği bir suçtan hüküm giyen ve hapisten çıkmasıyla birlikte sapık bir herifin peşinde koştuğu seksi bir kızı korumaya yemin eden , hasta ve 60'ına merdiven dayamış hartigan adlı bir polis. çizgiroman manyaklarını daha saracak bir hikaye düşünemiyorum. bu bağlamda frank miller denen semi-god adamın dahi beynine söyleyecek söz bulamıyorum!


ve robert rodriguez, bir başka semi-god... bu kadar güzel hikayeli ama filme yansıtması güç olan bir çizgiromanı izleyiciye dudak uçuklatacak güzellikte çekmiş. neden filme yansıtması güç? çünkü ilk olarak normal bir aksiyon filminden farklı olduğunu belli etmesi ve ikinci olarak çizgiroman atmosferini izleyiciye yaşatması gerekiyor. bunları birbirinden ayrı tutuyorum çünkü film çizgiroman atmosferini yaşatsa bile aksiyon sahneleri normal bir aksiyon filminden farklı olmayabilirdi; ya da tam tersi normal aksiyon filmlerinden farklı olduğunu belli etse bile çizgiroman atmosferini yaşatmayabilirdi. bu film, hem aksiyon filmlerinden farklı olduğunu hem de çizgiroman atmosferini izleyiciye dolu dolu hissettiriyor.

filmde çizgiroman atmosferini yansıtan en belirgin unsur, karakterlerin düşüncelerinin "düşünce balonu" havasında aktarılması. karakterin o anda aklından geçen cümleler, karakter tarafından seslendiriliyor.
yine çizgiroman atmosferini yansıtan başka bir unsur, arabaların hızla giderken kasislerden geçerken zıplaması. herhalde her çizgiromanda vardır bu. bir araba kovalamacası sırasında falan yoldaki kasisten hızla geçen arabalar zıplarlar, hem de tam düz olarak değil, şöyle çok hafif bir açıyla sol veya sağ tarafa yatık şekilde. işte tam o zıplarkenki küçük açısı bile düşünülmüş ve yapılmış filmde!
çizgiroman sayfalarından bir başka özellik; bazı anlarda karakterin gözlerini kapatıp işi oluruna bırakması ve okuyucunun bu esnada çizgiroman sayfasının bir karesinde ne olduğundan habersiz şekilde kapkara bir görüntüyle karşılaşması. bu bile kullanılmış.
kısacası izleyiciye "çizgiroman izleteyim" demiş rodriguez ve başarmış gerçekten.

peki diğer aksiyon filmlerinden farklı olması nasıl yapılmış? işte burada tarantino devreye giriyor: bol kan, kopan kollar, gırtlaktan kesilen kafalar ve tabii ki samuray kılıcı! her ne kadar tarantino'nun modern zamanda geçen senaryolarda kılıçla adam deşen karakterler kullanmasını sevmiyor olsam da bu film "modern zamanda geçen fantastik bir macera" olduğu için katanalı sahneler kötü durmamış, ki zaten bu sahneler çok da fazla değil.
filmdeki vahşet, canilik ve merhametsizlik duyguları normal bir aksiyon filminde rastlamadığımız cinsten. özellikle ana karakterlerin hareketleri, diyalogları ve düşünce balonu yoluyla izleyiciye aktardıkları düşünceleri bunu yaratan unsurlar.
arka fonda kullanılan karanlık ve tehlikeli şehir atmosferi ve insanın içinde garip hisler uyandıran müzikler de filmi normal aksiyon filmlerinden çok farklı tutuyor.


sin city, mükemmel bir ustalıkla yaratılmış bir çizgiroman. çizgiromanın hikayesi ve karakterleri mükemmel bir kurgu, göz alıcı efektler, ortamı harika yansıtan müzikler ve kusursuz rol yapan, canlandırdıkları karakterlerle adeta özdeşleşen yıldız bir oyuncu kadrosu ile beyaz perdeye yansıtılınca da böyle mükemmel bir film ortaya çıkmış. kesinlikle arşive alınması gereken bir film, hatta mümkünse çizgiroman da evin bir köşesinde bulundurulmalı. tekrar ediyorum, bunu yazan kişi daha dün sin city filmini izleyene kadar bu çizgiromanın hikayesinden tek satır bilmiyordu. artık siz anlayın film ne kadar über bir film..."[signature][hline]a.k.a "bay bomba"
SWG:
[url=http://swg.allakhazam.com/db/useri
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

zaten neon genesis evangelion'u pokemon'dan ayıran nokta da bu.

sin city biraz daha kara bir dünyayı anlatan film.
bazı yerler sadistçe olacak. çünkü orda "sadizm"i anlatıyor. eğer sadistçe bulmuşsan, adamlar başarıyla anlatmışlar demek ki.[signature][hline]Beş Hececiler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

yeni geldik filmden. kesinlikle izlenmesi gerekiyor. çizgiroman böyle sinemaya uyarlanır diyerek çekmişler, ders olarak bile okutulabilir üniversitelerin ilgili bölümlerinde. mickey rourke kendini aşmış, zaten oynadıgı rolde tam ona göre. kesinlikle gidip görülesi film siralamasında 1 numara.

[Bu mesaj innkeeper tarafından 24 Temmuz 2005 02:22 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Bam!
-Worth dying for
Bam!
-Worth killing for
Bam!
-Worth going to hell for
-Amen.[signature][hline]ExhaulteD, 31 Mayıs 2005 14:01 tarihinde demiş ki:
Kemalizm bir din ,Ataturk bir peygamber ,Anitkabir ise kabe degildir.
Delanoresse, 31 Mayıs 2005 14:03 tarihinde demiş ki:
ex, o yuzden Ataturk'u ve dusuncelerini seviyoruz


[Bu mesaj Suark tarafından 24 Temmuz 2005 02:57 tarihinde değiştirilmiştir]
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

divx'ini indirdim, bir daha izlemek için.
bilgisayarda izlerken çok tatsız tutsuz oldu.
oysa sinemada izlerken, anlattığı şeyler çok daha etkiliyor sizi.
bilgisayarda izlerken ise 3. sınıf aksiyon filmi gibi duruyor.

hiç bilgisayarda izlemeden sinemada izlemek lazım bu filmi :)[signature][hline]Beş Hececiler
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Ben ilk once bilgisayarda izlemistim filmi, cok da guzel gelmisti hatta hastası olmustum. Gayet de kaliteliydi izledigim divx, belki ondandır. Soyle sorayım o zaman kac cdlikti izledigin film?[signature][hline]kaleidoscopic 20 Haziran 9:30 sularında Rockistanbulda demiş ki:

Zaten tekerleklere karşı ilgim var...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Hmm bende 2 cdlik versiyonu vardı onu izledim. Dedigim gibi cok etkilenmistim bilgisayardan da izleyince, bende aynı etkiyi kesinlikle bıraktı. Bi kere izlememe ragmen replikleri tekrar ediyodum filmde oyle diyim.[signature][hline]kaleidoscopic 20 Haziran 9:30 sularında Rockistanbulda demiş ki:

Zaten tekerleklere karşı ilgim var...
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

Jessica Albayı sevioz ailecek izlioz valla :D ama hikayeyi oturtmak biraz kastı mesela bizim marv frankı oldurdu ama filmin sonunda bizim frank kitap okuordu,olaylar herhalde sıra deişti :D olaylar hartigandan başlıo sanırsam..[signature][hline]Amidala lvl 50 fire/devices-coh
Helcaraxe lvl 34 Karate/Aikido Master-mxo
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

ilk once sinemada seyrettim sora eve gelmemle bilgisayarı acıp filmi yuklemem aynı anda oldu desem yeridir..3 kez ust uste seyrettim..tek kelimeyle harika..film deki karakterler konusmalar tek kelimeyle kusursuz..film de .. yeri kotu veya surası kotu olmus diyebilecegim tek bi olay yok.. vs vs daha ne yazılır bole filme bilmiyorum..

sin city hakkında hic bisi bilmiyodum neyle karsılacagım hakkında en ufak bi fikrim yoktu..daha ilk sahneden hoönk?!? wtf ?! oldum cizgi roman seyrettim resmen kendi kendine konusmalar karakterlerin karizması tek kelimeyle kusursuz..

ehh bunu solemek istemiyorum ama bu kadar guzel kızı bir film de topladıkları icin filmi yapanlara tsk etmek lazım :)
Link to comment
Sosyal ağlarda paylaş

×
  • Yeni Oluştur...